Opel, döneminin efsane model isimlerinden “Frontera‘nın 2024 yılı içerisinde yeniden yollara döneceğini duyurdu.
Yeni Frontera, Opel’in cesur ve yalın tasarım felsefesinin yeni ve sağlam bir yorumu olarak öne çıkarken, Alman markanın yeni “Şimşek Logosu”nu taşıyan ilk seri üretim aracı olacak.
Tarihi boyunca birbirinden iddialı modeller sunan Alman otomobil üreticisi Opel, geçmişte büyük bir kullanıcı kitlesine erişen ve çok sevilen “Frontera” isimli modelinin 2024 yılında geri döneceğini resmen duyurdu.
Bu efsane isim, yepyeni bir SUV gövdesi ile yeniden hayat bulacak. Bu yılın sonlarına doğru piyasaya sunulması planlanan yeni Frontera, akıllı fonksiyonel özelliklere sahip eğlenceli bir model olarak otomobil severlerin karşısına çıkacak. Frontera, aynı zamanda Opel’in cesur ve yalın tasarım felsefesinin yeni ve sağlam bir yorumunu sergilerken, Alman markanın yeni “Şimşek Logosu”nu taşıyan ilk seri üretim otomobili olacak. Yeni Frontera, en başından itibaren elektrikli bir araç olarak satışa sunulacak. Yeni Opel Frontera ile ilgili değerlendirmede bulunan Opel CEO’su Florian Huettl, “’Frontera’ ismi, heyecan verici yeni SUV modelimize çok uygun. Özgüvenli karakteri ile pazarın tam merkezinde yer alacak.” dedi.
Çok yönlü ve tamamen elektrikli bir aile aracı!
Yeni Opel Frontera, yüksek seviyede yaşam alanı ve çok yönlülük sunarak hem aktif bir yaşam tarzına sahip müşterilere hem de ailelere hitap edecek. Ayrıca cazip fiyatlarıyla öne çıkacak olan yeni SUV model, Opel’in geniş müşteri yelpazesine erişilebilir mobilite olanağı sunma geleneğini de sürdürecek.
Yeni Frontera’nın elektrikli versiyonunun gelişi, yine bu yıl yollara çıkması planlanan yeni nesil Grandland’in elektrikli versiyonunun pazara sunulmasıyla birlikte, Opel’in tam elektrikli bir marka olma yolunda ilerleyişinin önemli bir kilometre taşı olacak. Opel böylece her araç segmentinde en az bir elektrikli model sunacak. Opel, önümüzdeki günlerde yeni Frontera’nın ilk görsellerini ve yeni model hakkında daha detaylı bilgileri paylaşmaya devam edecek.
Dünyanın lider elektrikli araç üreticisi BYD (Build Your Dreams), yeni SUV’u BYD SEAL U modelini tanıttı.
Avrupa’da hızla büyümeye devam eden ve Türkiye faaliyetlerini genişleten BYD, 2024’ün ikinci çeyreğinden itibaren BYD SEAL U modelinin şarj edilebilir hibrit versiyonunu ülkemizde satışa sunmaya hazırlanıyor.
BYD, Avrupa’da daha fazla pazarda yer almaya devam ederken aynı zamanda ürün çeşitliliğini artırarak daha fazla kullanıcının BYD deneyimini yaşamasını sağlıyor. BYD’nin son yeniliği ise, D-SUV segmentinde konumlandırılan BYD SEAL U modeli oldu. Tam elektrikli ve şarj edilebilir hibrit versiyonları bulunan BYD SEAL U, pratikliği, konforlu sürüşü ve geniş yaşam alanını, estetik tasarım ve yüksek donanım özellikleriyle kombine ediyor. BYD SEAL U aynı zamanda yüksek malzeme kalitesi ve gelişmiş teknolojik özellikleriyle premium SUV dünyasına yeni bir soluk getiriyor.
Şarj edilebilir hibrit ile yüksek sürüş menzili ve düşük tüketim
Avrupa’da ilk kez Türkiye’de satışa sunulacak olan şarj edilebilir hibrit BYD SEAL U DM-i, ismini “Akıllı Çift Motor/Dual Motor-intelligent” teknolojisinden alıyor. Yüksek performansı, konforlu sürüşü ve rahat kullanımıyla birlikte yüzde 100 elektrikli dünyasını geleneksel dünyayla bir araya getiren BYD SEAL U DM-i, dört silindirli 72kW’lık 1.5 litrelik benzinli motoru, 145 kW’lık elektrikli motorla buluşturuyor. BYD SEAL U DM-i, hibrit motorunu ise otomatik şanzımanla eşleştiriyor. 18.3 kWsa Blade Batarya’ya sahip olan BYD SEAL U DM-i, şarj edildiğinde WLTP ölçümlerine göre ortalama 80 kilometrelik elektrikli menzili sunuyor. Bu menzil şehir içerisinde 110 kilometreye kadar çıkıyor. Aracın kombine olarak menzilinin 1080 kilometre olması, şarj edilebilir hibrit BYD SEAL U modelini gerçek ve konforlu bir uzun yol otomobili yapıyor. BYD SEAL U DM-i’nin bataryası, 18 kW DC hızlı şarjı destekliyor olması rakiplerinden ayrışmasını sağlıyor.
Yeni model, dinamik performansıyla da dikkat çekiyor. 0-100 km/s hızlanmasını 9.1 saniyede tamamlayan araç, 170 km/s maksimum hıza çıkabiliyor. Bununla birlikte BYD SEAL U DM-i, WLTP normlarında 0.9 lt/100 km tüketim ortalamasıyla da dikkat çekiyor.
Her detayıyla dinamikliği yansıtan bir SUV
BYD SEAL Sedan ve BYD DOLPHIN gibi markanın ‘Okyanus Estetiği’ tasarım dilini taşıyan SUV BYD SEAL U, her açıdan dikkat çekici ve dinamik görünüyor.
Yeni model, akıcı çizgilere sahip X şeklinde ön kısmı ile ilk bakışta farklı olduğunu belli ediyor. Aracın ön tamponuna ve kaputuna estetik bir şekilde yerleştirilen U şekilli farlar, markanın tasarım kimliğini yansıtıyor.
Dengeli oranlara sahip akıcı tasarım, güçlü omuz hatları ve şık tavan çizgisiyle arka bölüme kadar uzanıyor. Arka tasarım aracın geniş gövdesinin altını çizerken arka LED ışıklandırmalar ‘Okyanus Estetiği’ tasarım diline atıfta bulunarak su damlasından ilham alıyor.
BYD SEAL U, mükemmel pratikliğe sahip konforlu bir aile otomobili olarak öne çıkarak şıklığı ve kolay kullanımı bir arada sunuyor. D-SUV modeli, 4.775 mm uzunluğa, 1.890 mm genişliğe ve 1.670 mm yüksekliğe sahip. 2.765 mm aks aralığı ve düz zemin tasarımı sayesinde arka yolcular için bol miktarda diz mesafesi sunan BYD SEAL U, bu ölçüleriyle birçok 7 koltuklu modelden dahi daha uzun ve geniş olmasıyla dikkat çekiyor. Pratikliği artırmak adına, 60:40 oranında katlanan arka koltuklarla bagaj hacmi 552 litreden 1.440 litreye kadar genişletilebiliyor.
Premium kokpit deneyimi
BYD SEAL U, kabinin modern ve zarif bir tasarım sunuyor. Aracın içerisinde şık detaylar, yüksek kaliteli malzemeler ve renkli ambiyans aydınlatmaları dikkat çekiyor. Okyanustan ilham alan tasarım temasına uygun olarak kristal vites kontrolü dikkat çekerken araç içerisinde birçok noktada vegan deriye yer verildi.
BYD SEAL U‘nun içindeki konfor ve rahatlık, standart olarak elektrikli çoklu ayarlanabilir, ısıtmalı ve havalandırmalı geniş ön koltuklar, çift kablosuz telefon şarj istasyonu, ısıtmalı direksiyon, ön cama yansıyan göstergeler ve elektrikli bagaj kapağıyla daha da ileriye taşınıyor. Araç içerisindeki iki büyük dijital ekran, markanın yüksek teknolojili DNA’sını yansıtıyor. Çok sayıda donanım ve akıllı teknolojinin yanı sıra standart olarak yüksek teknolojik özelliklere sahip olan BYD SEAL U, segmentinde farklı bir noktada yer alıyor. Akıllı Kokpit Sistemi’ne sahip BYD, 15.6 inç elektrikli dönebilir multimedya ekranına sahip. Bu ekran araçtakilerin tercihine göre yatay veya dikey formatta kullanılabiliyor. Bununla birlikte birçok bilginin yer aldığı 12.3 inç’lik sürücü göstergesi ise, kolay kullanımı ve rahat okunabilmesiyle dikkat çekiyor.
Gelişmiş güvenlik özellikleri
BYD SEAL U, tüm BYD modellerinde olduğu gibi, pasif ve aktif güvenlik için yüksek standartlar sunuyor. Sınıfındaki en güvenli araçlardan biri olacak şekilde tasarlanan araç, güçlü gövdesi, sağlam şasi dinamikleri ve çok bağlantılı arka süspansiyonu ile güvenli bir yol tutuş karakteristiği de sağlıyor. BYD SEAL U modeli birçok gelişmiş sürücü destek sistemi (ADAS) ile donatıldı. Ön Çarpışma Uyarı Sistemi, Otomatik Acil Durum Frenleme Sistemi, Adaptif Hız Sabitleyici, Arka Çarpışma Uyarı Sistemi, Şerit Takip Asistanı, Şerit Değiştirme Asistanı, Trafik İşareti Tanıma Özelliği ve Akıllı Hız Sınırı Kontrolü gibi birçok sistem bir arada sunuluyor.
Bu yıl 46’ncısı düzenlenen Dakar Rallisi, Suudi Arabistan’da kıran kırana mücadeleye sahne oldu. Dünya’nın en zor motor sporları müsabakası olarak kabul edilen Dakar’da 425 farklı araç, yaklaşık 8 bin kilometre boyunca zorlu yol ve hava şartlarıyla mücadele etti.
Binlerce kilometre süren çöllerden ekstrem derecede engebeye sahip yol koşullarıyla 2 hafta boyunca yüzleşen 425 araç, yaklaşık 8.000 kilometre yol kat etti.
Ralliye konvansiyonel araçlar dışında, hidrojenli araçlar ve 1999 yılı öncesi üretilen klasik araçlar da katılım gösterdi. Öte yandan Quad Kategorisi’nin şampiyonu olan Manuel Andujar’ın Yamaha Raptor 700’ü, Motul’ün kapsamlı analizleri sayesinde büyük bir motor hasarından sıyrılarak zafere ulaşmış oldu. Mekanik dayanıklılığın ve pilotajın üst seviyede sınandığı 12 etaplık Dakar Rallisi’nin kazananı ise 61 yaşındaki Carloz Sainz oldu. Motosiklet kategorisinde 4 yıl aradan sonra zafere ulaşan HRC’den Ricky Brabec, Motul desteğini alan pilotlar arasındaydı.
Gelmiş geçmiş en zorlu kategori: Malle Moto
1978 yılında ilk kez Dakar’a dahil olan, Original by Motul adıyla organize edilen kategori, Dünya’nın en zorlu yarışının en zorlu kategorisi olarak adlandırılıyor. Sadece motosikletlerin katıldığı bu kategoride yarışçılar hiçbir takım desteği almadan yarıştı.
Podyumda Motul rüzgârı esti
Suudi Arabistan’da şimdiye kadar gerçekleşmiş en zorlu Dakar olarak tanımlanan Dakar 2024, Motul destekli takımlar için birçok başarıya sahne oldu. Motosiklet Kategorisi’nin podyumuna Motul destekli yarışçılar hâkim olurken; Honda Fabrika Takımı HRC’den Ricky Brabec ikinci Dakar’ını Hero Motosports’tan Ross Branch ve HRC’den Adrien Van Beveren’in önünde tamamlayarak kazanmış oldu.
Ralli 2 Kategorisi’nde Sherco’dan Harith Noah genel klasmanda ilk sırayı almayı başardı.
Manuel Andujar Quad Kategorisi’nde genel klasmanda birinciliğini korudu ve ikinci Dakar zaferini kazandı.
Destansı bir geri dönüşle Cristina Gutierrez, Challenger kategorisini kazanmayı başardı.
Toyota Auto Body, Toyota Land Cruiser LC300’üyle Stok Kategorisi’ni domine etti.
Romanyalı sporcu Emanuel Gyenes ise yarışı tüm rakiplerinin önünde tamamladı.
Çinli JAECOO, ilk kentsel off-road modeli J7 ile dikkat çekiyor. Estetik görünüme sahip olan off-road aracı JAECOO J7, yalnızca off-road becerileri ve akıllı teknolojileriyle değil, aynı zamanda farklı tasarım estetiğiyle de ön plana çıkıyor.
Nisan 2023’de tanıtılan JAECOO, o tarihten bu yana “Klasikten Klasiğin Ötesine” felsefesine bağlı kalarak büyük bir hızla ön plana çıkmayı başardı. JAECOO’nun ilk kentsel off-road modeli J7, sadece off-road becerileri ve akıllı teknolojisiyle değil, aynı zamanda farklı tasarım estetiğiyle de dikkat çekiyor.
Off-Road Tanımı Yeniden Yorumlanıyor!
JAECOO J7, off-road özellikleri ile dikkat çkiyor. Markanın off-road estetik felsefesinde, sağlamlık ve zarafet gibi özellikler tezat oluşturmak yerine birbirini tamamlayan birer unsur olarak öne çıkıyor.
Karelerin ve dairelerin temel tasarım unsurlarıyla geliştirilen J7, arazi araçlarının sağlamlığını vurgulayan çizgilerle klasik estetiği kusursuz bir şekilde bütünleştirmiş. Geleneksel SUV’larla karşılaştırıldığında J7, kısa, güçlü ve düz çizgilere sahip. Bu da çağdaş premium tasarım anlayışının karakteristik özelliği olan hem entelektüel hem de fiziksel cesaret yayan dengeli bir görsel etki oluşturuyor.
Altıgen şelale tasarımlı ızgara büyük JAECOO logosuyla bir araya gelerek sadece markanın güvenini vurgulamakla kalmıyor, aynı zamanda sıradışı bir arazi gücü duygusu da uyandırıyor. Ön farlar, bağımsız uzun ve kısa huzmeli merceklere ve akıcı bir karşılama ışığı efektiyle bölümlü bir LED matris aydınlatmaya sahip. Bu, off-road maceralarına ve yeni keşiflere açılan kapıyı simgeliyor. Yanlardaki dinamik omuz çizgisi ve eğimli tavan çizgisi, katmanlı ancak güçlü ve verimli bir profil oluşturuyor. Ön farların kenarından arkaya doğru uzanan kesik çizgi gökyüzünde ilerleyen bir meteoru andırıyor. Bu oluşumun ürettiği güçlü etki, geleneği yenilikle, işlevselliği tasarımla buluşturuyor ve J7’nin aerodinamik estetiğini tüm görkemiyle öne çıkaran gömme elektrikli kapı kollarıyla daha da güçleniyor. Aracın arka cepheyi boydan boya kaplayan arka aydınlatma tasarımı ise, teknolojiye duyarlı ve minimalist bir ışık kümesi silueti oluşturuyor. Matris benzeri çapraz çizgiler, off-road yolculuğuna rehberlik eden alevleri andırıyor. Oldukça güçlü yüzey işlemi aracın sert hatlarıyla uyum sağlayarak J7’nin şehir içi off-road varlığının üstün yapısını yoğunlaştırıyor.
5 farklı renk alternatifiyle yollara çıkıyor!
JAECOO J7, her biri modelin tasarımını daha da ön plana çıkaran; Ayışığı Gümüş, Karbon Kristal Siyah, Model Yeşili, Hâkî Beyaz, Zeytin Gri olmak üzere beş farklı renk seçeneğiyle yollara çıkıyor. Lüks otomobillerde kullanılanlara benzeyen kaliteli renk tercihi JAECOO J7’nin hatlarını daha da güçlü bir şekilde ifade ediyor. Sağlamlık ve zarafetin yenilikçi karışımı, klasik tasarım ilkelerinin temeline dayanarak şehirli off-road SUV’lar için yeni bir estetik ölçüt belirliyor. JAECOO, J7’yi aracın arazi kabiliyetini kullanıcının sürüş senaryoları etrafında kusursuz bir şekilde entegre etme konusuna odaklanarak tasarlanmış. Bu çalışmaların bir ürünü olan minimalist endüstriyel tarzdaki akıllı kokpit, düz ve pürüzsüz hatlarıyla geniş bir alan hissi sağlıyor. Havada süzülüyor gibi görünen ön konsol doğal bir şekilde akıyor. Bu oluşumu 14,8 inçlik merkezi kontrol ekranı tamamlıyor ve akıllı yönetimi kompakt bir alana topluyor. Jet avcı uçağı tarzında elektronik vites değiştirici ve savaş gemisinden ilham alan kapılar, farklı etkileşim senaryolarını destekleyen 64 renkli dinamik ortam aydınlatmasıyla hem teknolojik hem de eşsiz deneyim oluşturuyor.
1,1 metrekarelik açılır tavanla iç mekân daha da ferah!
JAECOO J7 yenilikçi ve tüm vücudu destekleyen koltuklara sahip. Kaliteli dolgu malzemesi ve yüzeyiyle sadece rahat bir oturum sunmakla kalmıyor, aynı zamanda gelişmiş bir işlevsellik de sunuyor. Altı yöne ayarlı elektrikli koltuklar, aynı zamanda dört yöne ayarlı elektrikli bel desteğiyle dikkat çekiyor. Koltuklar zorlu maceralarda ek konfor için önde ısıtma ve soğutma fonksiyonuna da sahip. Ayrıca ön koltukların arkasındaki telefon cebi ve 1,1 metrekarelik oldukça büyük panoramik açılır cam tavan gibi ek özellikler kabin deneyimini daha da geliştiriyor.
JAECOO, korkusuz ve vizyon sahibi bir marka yaklaşımıyla tasarım ve kaliteyi birleştirerek off-road ve kentsel unsurların uyumlu bir şekilde bir arada olmasını sağlıyor. Bir araç veya markadan çok daha fazlası olan JAECOO, modern kent seçkinlerinin genişleyen ruhunu temsil ediyor.
İsveçli premium otomobil üreticisi Volvo Cars, toplam 708 bin 716 otomobil satışı ile Volvo Cars için tüm dünyada yeni bir satış rekoru kırdı.
2030 yılına dek tamamen elektrikli bir otomobil markası olma hedefi bulunan markanın elektrikli otomobil satışlarında da önemli bir artış yaşandı.
2023’ü yeni bir küresel satış rekoru ile kapatan Volvo Cars’ın elektrikli otomobillerinin satışlarında da önemli bir artış yaşandı. Volvo Cars, bir önceki yıla kıyasla yüzde 70 yükselişle 113 bin 419 adet tamamen elektrikli otomobil ve yüzde 10 yükselişle 152 bin 561 adet plug-in hibrit otomobil sattı. Tamamen elektrikli otomobil satışları, 2023 yılında küresel olarak satılan tüm Volvo otomobillerinin yüzde 16’sını oluşturdu. 2022’de 195 bin 338 adet satılan Volvo XC60, 2023’te 228 bin 646 adede yükselerek Volvo Cars’ın globalde en çok satan modeli oldu. Bu modeli toplam 200 bin 670 otomobil satışıyla XC40 ve 107 bin 549 adetlik satışla XC90 izledi.
Türkiye’de en çok satılan Volvo modeli XC40 oldu
Volvo Car Turkey ise 2023’ü 11 bin 646 adet satışa ulaşarak Türkiye’de kendi rekor satışına imza attı. Aralık 2023 itibariyle de bin 518 satış gerçekleştiren Volvo Car Turkey,geçen yılın aynı dönemine göre yüzde yüzde 47’lik artışa ulaştı.
Volvo Cars’ın premium pazarda kompakt sınıfta yer alan modeli XC40, Türkiye’de 3 bin 127 adet ile 2023 yılında en çok satılan Volvo modeli oldu. XC40 modelini, 2 bin 920 adet ile XC90 modeli takip etti. XC90 gösterdiği satış performansıyla 2023 yılında E-SUV segmentinde segment lideri oldu. Bununla beraber, S60 modelinde de 1.006 adetlik satış ile geçen seneye göre yüzde 100 artış elde edildi.
2030 yılına kadar tamamen elektrikli bir otomobil üreticisi olmayı hedefleyen markanın Türkiye satışlarının yüzde 22,36’sı ise tamamen elektrikli ve plug-in hybrid modellerden oluştu. Ürün gamında en çok plug-in hybrid model seçeneği sunan marka, plug-in hybrid satışlarında da sektör liderliğini devam ettiriyor.
DS Automobiles, 2023 yılında gerçekleştirdiği 3 bin 511 adetlik premium otomobil satışıyla rekor sonuca ulaştı. Marka, ülkemizde tarihindeki en yüksek yıl sonu satış performansına ulaşırken, 2022 yılına göre toplam satışlarını da yüzde 92 artırarak yaklaşık olarak ikiye katlamış oldu.
Otomotiv dünyasında Fransız lüksünü yeni teknolojilerle buluşturan DS Automobiles, birbirinden iddialı model ailesi ile dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. 2023 yılı toplamında 3.511 adede erişen DS Automobiles, bugüne kadarki en yüksek yıl sonu satış adedine ulaştı. 2022 yılını 1.829 adetlik satışla kapatan marka, böylece 2023 yılında toplam satışlarını yüzde 92’lik artırarak iki kata yakın rekor bir yükseliş kaydetti. Bu sonuçla Türkiye, DS Automobiles’in dünya genelinde en büyük dördüncü pazarı konumuna yükseldi.
Yeni DS 4 ve DS 7 segmentlerinde zirveyi zorladı!
DS Automobiles’in yükselen satış grafiğinde her biri kendi segmentinin iddialı oyuncusu olan model ailesi etkili oldu. Markanın, 2022 yılı sonunda pazara sunduğu DS 4, 2023 yılının ocak-aralık döneminde elde ettiği 1.437 adetlik satışla segmentinin en çok tercih edilen ikinci modeli olma başarısını göstererek marka satışlarını domine etti.
DS Automobiles’in premium SUV modeli DS 7 de kendi segmentinde en çok tercih edilen modellerden biri olarak dikkat çekti. Bu yıl marka olarak ciddi bir ivme yakaladıklarını söyleyen DS Türkiye Genel Müdürü Selim Eskinazi, “DS Automobiles olarak, 2023 yılında Türkiye’de tarihi satış rekoruna ulaşmış olmak bizim için büyük bir gurur kaynağı. Bu rekor, ülkemizin DS Automobiles’in dünya çapında en büyük dördüncü pazarı olmasını sağladı. 2022 yılının sonunda pazara sunduğumuz DS 4, Türkiye pazarının büyük beğenisini kazandı. DS 4 çok hızlı şekilde müşterilerin tercihleri arasına girdi ve 2023 yılını segmentinde ikinci sırada tamamladı. Aynı şekilde DS 7 de segmentinde beşinci sırada yer aldı. 2023 yılında, DS markası olarak geçen yılın toplam satış adedini iki kata yakın bir büyümeyle geride bıraktık.” dedi.
DS Türkiye Genel Müdürü Selim Eskinazi: “Satış ve satış sonrası hizmetlere yatırımlarımız devam edecek”
DS Automobiles’in satışları gibi müşteri memnuniyetinin de hızla arttığına işaret eden Selim Eskinazi, “2023 yılında satış süreçleri kalite değerlendirmesinde yüzde 99,3 seviyesinde bir performans gerçekleştirmeyi başardık. Ayrıca Türkiye’deki satış ağımızı geliştirmeye ve genişletmeye devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıl, sonbahar aylarında yeni DS STORE Gaziantep’i devreye aldık. DS STORE Gaziantep’in faaliyetlerine başlaması ile perakende satış noktalarımızı ülke çapında sekiz noktaya çıkardık. Filo satış ve teslimat süreçlerinin yürütülmesi için ise Vadistanbul’da bir özel ağırlama ve teslimat noktasını filo müşterilerimizin hizmetine sunduk. Satış hacmimizi ve servis kapasitemizi daha da artırmak için yatırımlarımız bu yıl da devam edecek.” dedi.
Çin’in en büyük otomotiv markası Chery, Türkiye’nin her bölgesinde yer alan satış ve satış sonrası ağıyla kullanıcılara ulaşılabilir ve güvenilir hizmetler sunmayı amaçlıyor.
2023 yılını başarılı satış adetleriyle kapatan ve Türkiye’deki kullanıcılar tarafından büyük beğeni kazanan Çinli Chery, her geçen gün genişleyen satış ve satış sonrası hizmet ağıyla büyümeye devam ediyor. Bu kapsamda Chery Türkiye; İstanbul’da Çetaş, Çorum’da Evlüce, Mardin’de Nas Oto, Malatya’da Yiğitvar, Van’da Berk, Balıkesir’de Karahallılar, Düzce’de Kervan olmak üzere 7 yeni yetkili satıcı ve servis noktası ile hizmet alanını genişletti. Chery Türkiye, yeni yetkili satıcı ve servis noktaları ile birlikte 30 ilde 47 noktaya ulaşan hizmet ağıyla 2024 yılında da dikkat çekmeye devam ediyor.
Chery, Türkiye’deki tüm yetkili satış noktalarında satış sonrası servis hizmeti de sunarak kullanıcılarına tam teşekküllü bir hizmet sağlamaya devam ediyor. Yeni Chery yetkili satıcıları, tıpkı hâli hazırda var olan yetkili satıcılar gibi konusunda uzman ve uzun seneler otomotiv sektöründe öncü ve çoklu otomotiv markalarını bünyesinde barındıran deneyimli yetkili satıcılardan oluşuyor.
Yetkili satıcı ağına katılan 7 yeni yetkili satış noktası ile hizmet ağını genişlettiklerini ifade eden Chery Türkiye Başkan Yardımcısı Ahu Turan, “Yeni yılla beraber 30 ilimizde bulunan 47 yetkili satıcımızla Türkiye’deki kullanıcılara tüm hizmetlerimizi sunmayı sürdürüyoruz. Hedefimiz, yeni yılda da avantajlı olan 3 SUV modelimizle birlikte Chery’nin güvenilir, konforlu, teknolojik ürünler sunduğunu gösterirken, yeni hizmet noktalarımızla birlikte satış ve satış sonrası hizmetlerimizle müşterilerimizi daha fazla memnun ederek yine daha fazla tercih edilen bir marka olmak.” diyor.
Türkiye’nin dört bir yanındaki yetkili satıcıları ile hem satış hem de satış sonrası hizmetler sunan Chery Türkiye, segmentlerinde oldukça iddialı SUV modelleri OMODA 5, TIGGO 7 PRO ve TIGGO 8 PRO ile kullanıcıların beğenisini kazanıyor.
Premium otomobil üreticisi Lexus, 2024 Tokyo Auto Salon’da yeni LBX Morizo RR konseptini ilk kez gösterdi. Dünya lansmanı yapılan LBX Morizo RR, Lexus markasının yeni bir segmente girişini temsil eden LBX’in yüksek performansa odaklanan konsepti olarak dikkat çekiyor.
Konsept araç, bu yılın ilk çeyreğinde Türkiye pazarında da sunulacak olan LBX’in sofistike tasarımını ve sürüş kalitesini de yansıtmaya devam ediyor.
Lüks segmentteki kalıpları kıran LBX’in yüksek performanslı konsept aracı, “Morizo” olarak da bilinen şirketin yönetim kurulu başkanı ve baş test pilotu olan Akio Toyoda’nın doğrudan katkılarıyla geliştirildi.
LBX Morizo RR konsepti, 305 HP güç üreten turbo beslemeli üç silindirli bir motordan güç alıyor. Elektronik kontrollü bir sistem ve Direct Shift sekiz ileri otomatik şanzıman aracılığıyla dört tekerleğe birden güç veriyor. Gövde, süspansiyon ve lastikler de dahil olmak üzere otomobilin tüm temel unsurları performans için geliştirildi. Geliştirme ekibi aracın aerodinamilerini optimize etmek adına yüksek hızlı hava yarışları dünyasındaki teknolojileri uyguladı.
Lexus, yeni konsepti, benzersiz detaylarla da özelleştirdi. Morizo’nun imzası niteliğindeki sarı renk, ön panjurun üst kısmında, fren kaliperlerinde ve köpek balığı yüzgeci anten gibi detaylarda yer alıyor. Diğer tasarım farklılıkları arasında Morizo RR logosunun yanı sıra spor koltuklar, alaşım pedallar, çamurluklar ve marşpiyeller bulunuyor. Sonuç olarak ortaya yüksek performanslı, ödüllendirici ve güvenli bir sürüş deneyimi sunan bir otomobil çıkarıldı.
Yeni Kuga SUV tüm ihtiyaçlara yanıt vermek ve sınıfının en iyisi çekiş gücünü sunmak için geliştirilen motoruyla sürücülere, elektrikli geleceği benimseme konusunda ilham veriyor. İddialı dış tasarım, standart 13,2 inç yatay dokunmatik ekran ve SYNC 4 bilgi-eğlence sistemini içeren sade iç tasarımla tamamlanıyor.
Ford, yeni Kuga’yı bir SUV’den beklenenden çok daha fazlasını sunmak üzere yeniden tasarladı. Cesur ve iddialı yeni Kuga, şaşırtıcı performansına ek olarak kesintisiz bağlantı kolaylığı ve günlük maceralar için ideal yol arkadaşı kılan kapsamlı yeni nesil sürücü destek sistemleri sunuyor.
Yeni tasarım ve kesintisiz bağlantı
Yeni Kuga’nın içi de dışı da yeni ve kendinden emin bir tasarımla evrim geçirdi. Akıllı Titanium ve sportif ST-Line benzersiz tasarım özellikleri ve farklı karakter özellikleriyle dikkat çekiyor. Tam genişlikteki göz alıcı LED ışık çubuğu Ford’un Mavi Oval logosunu sergileyen yeni ön ızgara tasarımını çerçeveleyerek aracın gücünü ve amacını vurguluyor.
Yeni Kuga’nın iç tasarımında önceki sisteme göre iki kat daha fazla bilgi işlem gücüne sahip Ford’un en yeni nesil SYNC 4 bilgi-eğlence sistemi yer alıyor. Akıllı telefonlarla sorunsuz entegre olan bu sistem; Apple CarPlay ve Android Auto ile ana uygulamalara ve bilgilere kablosuz erişim imkânı sağlıyor.
FordPass uygulamasıyla, yeni Kuga nerede olursa olsun, araçla bağlantıda kalmak, uzaktan aracı kontrol etmek ve araca dair güncel bilgilere erişmek mümkün. Kuga uzaktan araç kilitlerini açma, kilitleme ve uzaktan aracı çalıştırma/durdurma gibi ileri özelliklerle donatılıyor. Bağlanabilirlik özellikleri sayesinde araç konumu, depo doluluk oranı, lastik basıncı, güncel kilometre bilgisi ve motor yağı kalan ömür bilgisi gibi verilere FordPass uygulaması üzerinden rahatça erişilebiliyor.
SYNC 4 ayrıca güvenli ve emniyetli bağlantıları desteklemeye yardımcı olan Römork Bağlantı Kontrol Listesi ile sürücülerin yeni Kuga’nın çekme kabiliyetinden maksimum düzeyde yararlanmasını da destekliyor. Römork Çekme Navigasyonu ise SYNC 4 ile dar virajlardan, alçak köprülerden ve diğer engellerden kaçınmaya yardımcı olacak bir rota seçilebilmesi için sürücülerin araç ve römork boyutlarını sisteme girebilmesini sağlıyor.
Fabrikadan yola en ileri teknoloji
Gelişmiş sürücü destek teknolojisi, en zorlu koşullarda bile kolay ve konforlu bir sürüşü destekliyor. Yeni nesil Adaptif Hız Kontrolü virajların ve kavşakların yanı sıra diğer trafik durumları için de otomatik olarak fren yapabiliyor. Öte yandan 360 derece kamera sistemi ön, arka ve yan kameraları kullanarak 360 derecelik bir perspektif oluşturuyor; böylece park etmeyi, römorku bağlamaya hazırlanmayı ve hatta otomatik oto yıkamayı kullanmayı kolaylaştırıyor.
Geri Fren Desteği, park alanlarından geri geri çıkarken görüş mesafesinin sınırlı olduğu durumlarda kullanılıyor. Bu özellik karşıdan yaklaşan yayaları ve araçları algılayarak sürücüyü uyarıyor ve araç çarpışma riski altındaysa otomatik olarak fren yapıyor.
Uzun Huzmeli Matrix LED farlar, karşıdan gelen sürücüler için parlamayı en aza indiren gelişmiş bir aydınlatma sistemi sunarken, aracın navigasyon verilerine göre farların ışık yayılımını akıllıca ayarlayarak gece sürüşü sırasında daha iyi görünürlük ve güvenlik sağlıyor.
Yeni Kuga’nın iç tasarımında kullanışlılığa odaklanılması sayesinde şehirde ve ötesinde maceralara atılmaya hazır bir konfor ve rahatlık seviyesi sunuluyor. İkinci sıradaki kayar koltuklar arkadaki yolcular için bacak mesafesini 1 metreye kadar artırabiliyor veya 150 litreye kadar ekstra bagaj hacmi yaratılabiliyor. Opsiyonel olarak seçilebilen konforlu koltuklar, en iyi şekilde bel desteği sağlıyor.
Gelişmiş aydınlatma teknolojisi, standart Otomatik Uzun Far Kontrolü de dahil tam LED farlarla sürücünün konforunu ve güvenini artırmaya yardımcı oluyor. Dinamik Piksel LED farlar4 navigasyon verilerini ve kameraları kullanarak yol işaretlerini okuyor; virajlarda, kavşaklarda ve dönel kavşaklarda ışık düzenini değiştirerek yayaları ve bisikletlileri daha iyi aydınlatıyor.
Yeni Kuga, Ford’un Avrupa’daki ileri teknolojili Valencia (İspanya) fabrikasında üretiliyor. Bu tesiste parçaların 3D teknolojisiyle basılması sayesinde son derece hassas ve sürdürülebilir üretim gerçekleştiriliyor. Yapay zekâ, mühendislerle el ele çalışarak en yüksek kalite ve üretim standartlarını garanti ediyor.
Avrupa’da bu ay satışa sunulacak olan yeni Kuga, önümüzdeki dönemde de Türkiye’de müşterilerle buluşacak.
Citroën markasının karakteristik “ë” harfiyle birlikte sunulan Citroën C5 Aircross Hybrid 136 beraberinde birçok yenilik getiriyor.
C5 Aircross Hybrid 136’nın yenilikçi hibrit teknolojisi, yeni nesil 136 HP (100 kW) PureTech benzinli motor ve 21 kW elektrik motorundan oluşuyor.
Citroën, yeni nesil, şarj gerektirmeyen hibrit güç ünitesine sahip C5 Aircross Hybrid 136 ë-DCS6’yı lansmana özel 1.860.000 TL’lik fiyatı ile Türkiye yollarıyla buluşturdu. 136 HP’lik benzinli motorla kombine edilen yeni hibrit teknolojisine kavuşan Citroën C5 Aircross, aynı zamanda çift renkli tavan ve alaşım jantlar gibi siyah öğelerle kontrast oluşturan sedefli beyaz dış görünümüyle karakteristik bir tasarım ortaya koyuyor.
İç mekanında da yeni ve açık tonlarda aydınlık ve dingin bir ortam sunarak, Citroën’e özgü konforu yansıtan Citroën C5 Aircross “ë-Series”, koltukların kumaşlarında yüzde 68 oranında geri dönüştürülmüş elyaf içeren; yumuşak, sıcak ve çevreye duyarlı yeni nesil Alcantara® malzemeleri barındırıyor.
En Konforlu C-SUV, Hibrit Seçeneği İle Yollarda!
Citroën’in Advanced Comfort üretim teknolojileriyleotomotiv sektöründe en konforlu yolculukları vadeden C-SUV model olarak öne çıkan C5 Aircross’un hibrit versiyonu, “ë-Series” özel donanımıyla birlikte sunuluyor. Özgün ve iddialı tasarımla birleştirilen rakipsiz araç içi konfor deneyimi, C5 Aircross Hybrid 136 ile daha verimli ve düşük emisyonlu yolculukları kapsıyor. Hibrit 136 olarak tanımlanan bu versiyon, şarj gereksinimi olmayan bir çözüm olarak öne çıkıyor.
Citroën C5 Aircross Hybrid 136’daki kompakt ve 48V hibrit teknolojisine dayanan sistem, bazı sürüş koşullarında şarj olan 48 voltluk bir batarya, yeni hibrit sisteme uyum sağlamak üzere tasarlanan 136 HP PureTech benzinli motor ve 21 kW elektrikli motoruyla yeni çift kavramalı ë-DCS6 şanzımana sahip. Karma WLTP döngüsüne göre sadece 131 gr/km CO2 emisyonu değeriyle C5 Aircross Hybrid 136, eşdeğer motorlu dizel versiyona göre yüzde 12 daha az CO2 emisyonu yayıyor ve sürüş keyfini artıran tepkilerle daha atak bir karakter sergiliyor.
Yeni 48V Hibrit Teknolojisi
48V Hibrit teknolojisi sayesinde, karma veya emisyonsuz, tamamen elektrikli sürüş süreleri optimize ediliyor. Bu da daha fazla sürüş konforu, daha az tüketim ve daha düşük CO2 emisyonları anlamına geliyor. Hafif ve kompakt yapıdaki hibrit teknolojisi şu bileşenlerden oluşuyor:
Hibrit sistem için özel olarak geliştirilen yeni nesil 1.2 PureTech benzinli motorun parçalarının yüzde 40’ı yeni. 3 silindirli ve 1199 cc hacimli motor 5500 d/d’de 136 HP (100 kW) güç ve 1750 d/d’de 230 Nm tork sağlıyor. Değişken geometrili turbo besleme performansa ve eksantrik zinciri dayanıklılığa katkı sağlıyor. Euro 6.4 normunu karşılayan motor, Miller döngüsüne uygun olarak çalışıyor ve termal verimi iyileştiriyor.
Sabit mıknatıslı senkron elektrik motoru 21 kW (28 HP) güç ve 55 Nm tork üretiyor. C5 Aircross’un düşük tork gereksinimleri için düşük hızlarda, manevra yaparken veya yavaşlarken tamamen elektrikle ilerlemesine olanak tanıyor. Ayrıca ilk hareket anında benzinli motoru destekliyor. Yavaşlama sırasında bataryayı şarj etmek için bir jeneratör görevi görüyor. Aynı zamanda frenlerin aşınmasını ve yıpranmasını da azaltıyor.
48V ile çalışan kayışlı marş motoru, benzinli motorun hızlı ve sessiz bir şekilde çalışmasını sağlıyor.
Yeni elektrikli çift kavramalı şanzıman ë-DCS6 ve hibrit sistemler için özel olarak tasarlanan tork kesintisi olmayan 6 vitesli bir çift kavramaya sahip. Bu sayede hem vites geçişleri daha hızlı hem de sürüşü daha rahat. Elektrikli motor, invertör ve ECU entegre edilmiş olduğundankaputun altındaki alan optimize ediliyor.
432 Wsa kullanılabilir kapasiteye sahip 48V Lityum-İyon batarya, sol ön koltuğun altında yer alıyor. Böylece bataryanın bagaj veya iç mekan üzerinde herhangi bir etkisi olmuyor.
Ayrıca bir voltaj dönüştürücü sayesinde 48V elektrik motorunun ürettiği elektriğin bir kısmı otomobilin ekipmanını beslemek için 12V’a dönüştürülüyor. Bu sayede iki ayrı elektrik hattı birlikte beslenebiliyor.
“ë-Series” Koleksiyonuyla, Dinamik ve Kontrast Bir Görsel Kimlik
Yeni hibrit seçenek ile sunulmaya başlanan Citroën C5 Aircross ë-Series’de, özel koleksiyonun simgesi sedefli beyaz gövde rengi olarak belirlenirken, dileyenler mevcut renk seçeneklerinden yana da tercihlerini kullanabiliyor. Prestijli, zarif ve dinamik bir kimlik ortaya koyan bu renk, Citroën C5 Aircross’un grafik ögelerle şekillendirilen siluetini daha da hareketli ve karakteristik bir şekilde yansıtmasını sağlıyor. Siyah tavan “ë-Series” donanım versiyonunda standart olarak sunulurken, yine standart donanımdaki koyu renkli arka camlarla birlikte akıcı ve dinamik bir bütünleşme sağlıyor. 19 inçlik, siyah renkli “ART” alaşım jantların da eklenmesiyle, taban ve tavan bölgesindeki siyah unsurlar, sedefli inci beyaz gövde renginin daha da öne çıkmasını sağlıyor. Bu özel versiyonun diğer modellerden ayrılmasını sağlayan diğer unsur ise bagaj kapağındaki parlak siyah, alüminyum ve beyazı zekice harmanlayan “ë-Series” logosu oluyor.
İç Mekanda Yaratıcı Bir Atmosfer
Kabin içinde gerçek bir Citroën imzası olan huzur ve rahatlık, Citroën C5 Aircross “ë-Series”e özel kombinasyonla çok daha ileri bir seviyeye taşınıyor. Açık renkler ve sıcak malzemelerle şekillendirilen aydınlık iç mekanda, Zen benzeri ve yatıştırıcı bir atmosfer oluşturulması hedeflendi. Alan hissinin artırıldığı bu kombinasyon seyesinde “ë-Series”in iç mekanı, rahatlamak için olumsuz düşünceleri uzaklaştırıyor. Açık gri koltuklar, sırtlıklar ve kolçaklar, koltuğun yanlarına, konturlara, sırtlığın üst kısmına ve koltuk başlıklarına uygulanan “Gri” renk ile öne çıkıyor. Ayrıca kapılardaki kol dayamalarında da bu renklere yer veriliyor. Kapı panellerine kadar uzanan yatay mimari, kabindeki genişlik algısını güçlendirmeye yardımcı oluyor ve bütünlük sağlıyor.
Yolculara ve yolculuklara değer vermek üzere geliştirilen iç mekanda detaylara verilen önem dikkat çekiyor. Markaya özgü koltuk tasarımlarında, koltuğun üst kısmında uygulanan bant şeklindeki balıksırtı deseni, kabindeki yatay tasarımı tamamlıyor. Bu özel koleksiyona özgün olarak ön koltukların iç kısmında bir de “ë” logosuna yer veriliyor. Daha dinamik ve karanlık bir iç mekan isteyen müşteriler için “ë-Series”, Alcantara® koltuklarla sunuluyor. Minder, sırtlık ve kolçaklar için Alcantara® kaplaması, kalite algısına ve sıcaklığa katkıda bulunuyor. Yumuşak dokusuyla yolculara destek sağlayan bu kaplama, üst düzey iç mekanlar için tercih ediliyor. Yenilikçi bir teknikle üretilen bu Alcantara®’nın dış yüzeyi, yüzde 68’i geri dönüştürülmüş elyaf içeriyor ve çevreye duyarlılık kadar “ë-Series” ruhuyla da uyum gösteriyor.