Yazar: admin

  • TopGear, KIA’yı Yılın Otomobil Üreticisi Seçti

    TopGear, KIA’yı Yılın Otomobil Üreticisi Seçti

    TopGear, İngiltere’de düzenlediği ödül programıyla yılın en iyi markalarını ve modellerini ödüllendirdi.

    Topgear’ın düzenlediği organizasyonda Kia, ‘Yılın Otomobil Üreticisi’ seçildi. 2022 yılında beşinci nesil Sportage, EV 6 GT, Niro gibi modellerle otomobil severlerin beğenisini kazanan Kia, 2023 yılının son çeyreğinde Türkiye’ye de gelmesi beklenen EV 9 modeliyle elektrikli araçlardaki iddiasını güçlendirmek istiyor.

    Geçtiğimiz yıl ‘Topgear.com Ödülleri’nde EV 6 modeliyle “Yılın Crossover Aracı” ödülünü kazanan Kia, bu yıl aynı organizasyondan “Yılın Otomobil Üreticisi” ödülüne layık görüldü. Kia bu ödülü kazanırken yeni modelleriyle birlikte hem tasarım hem de teknolojik anlamda geleceğe bugünden hazırım diyor.

    Bu yılın başında Kia EV 6 ile Avrupa’da yılın otomobili ödülünün sahibi olan marka daha önce Red Dot, If Tasarım ödülleri, J.D. Power gibi pek çok organizasyon tarafından farklı modelleriyle ödüle layık görülmüştü. Topgear.com ‘Yılın Otomobil Üreticisi’ ödülünün sahibi olan marka, küresel ölçekte önemli bir başarıya daha imza atmış oldu. 2020 yılının başında açıklanan Plan S stratejisi kapsamında 2027 yılına kadar 14 elektrikli model geliştirecek olan Kia’nın EV 6 ve elektrikli Niro modelleri bu strateji kapsamında geliştirilen ilk iki modeli oldu.

    Kia EV 9 2023’te Türkiye’de olacak

    2022 yılında Türkiye’ye gelen EV 6 ve elektrikli Niro’dan sonra EV 9 da Avrupa’yla eş zamanlı olarak gelecek yıl ülkemizde de satışa sunulacak. Elektrifikasyon vizyonu kapsamında yeni modellerle geleceğe hazırlanan Kia, küresel ölçekteki satışlarının 2026’da yüzde 21’ini, 2030’daki satışlarının ise yüzde 30’unu tam elektrikli araçlara ayıracak.

  • Mazda Modelleri Acımasız Testlerden Geçiyor

    Mazda Modelleri Acımasız Testlerden Geçiyor

    Mazda, üretim bandından çıkan otomobilleri uzun yıllar ömür boyu kullanılabilecek ve yüzbinlerce kilometre problemsiz kullanılabilecek düzeyde geliştirmeye devam ediyor.

    Mazda modelleri, markanın dayanıklılık felsefesine uyacak şekilde, Japonya, Hiroşima‘da geçtiğimiz yıl inşa edilen yeni iklim testi laboratuvarı sayesinde artık daha “acımasız” şekilde testlere tabii tutuluyor.

    250 km/s hıza varan fırtınalardan, onlarca yıl içinde bir Kuzey Amerika’yı vuran sıradışı sıcak hava dalgasına, Batı Rusya ve Kuzey Avrupa’daki dondurucu soğuklara kadar tüm şartlar bu laboratuvarda gerçeğine birebir uyacak şekilde test ediliyor. 

    Geçtiğimiz yıl Japonya, Hiroşima Fabrika’sında kurulan iklim testi laboratuvarında tüm yeni modeller, doğa üstü iklim olaylarıyla yüz yüze geliyor. 250 km/s hızdaki rüzgarlardan yüzde 30 ile yüzde 80 arasında değişen nemli ortama, Ekvator çevresindeki direkt güneş ışınlarından kavurucu Afrika sıcaklarına, Kuzey Avrupa ve Rusya‘daki derin dondurucu soğuklara kadar birçok iklim senaryosu simüle ediliyor. Mazda mühendisleri ve araştırma ekipleri tüm test süreçlerinde hava koşullarının otomobilin karoseri ve iç mekanına olan etkilerini düzenli olarak gözlemliyor.

    Olası deformasyonlar gerçekleşmeden önleniyor

    Altıncı nesil Mazda CX-5‘ten örnek veren Mazda mühendisleri, test süreçlerinde belirli parçaların sıcak karşısında deformasyona uğradığını ve seri üretimde ortaya çıkacak olası geri çağırma risklerinin testetler sayesinde önüne geçildiğini belirtiyor.

    Aerodinamik özellikleri iyileştiren karoser alt kaplamalarının ısı yalıtımında gelişme kaydeden Mazda aynı zamanda su basması, derin çukurlu yollar gibi etkenleri de içeren 13 farklı teste tabi tutluyor. Korozyon koruması gözlemlenen otomobillerde istenmeyen sesler de büyük bir titizlikle analiz ediliyor ve ilgili parçalar problemsiz olmaları konusunda geliştiriliyor. 

    Robotların etkin olarak kullanıldığı laboratuvarda, insan faktörünün asla göz ardı edilmediğini söyleyen mühendisler, Mazda felsefesine uygun olarak sürücüleri rahatsız etmesi muhtemel tüm olası hataların araştırma ekibi tarafından sürekli olarak takip edildiğini belirtiyorlar.

  • Türkiye’nin Otomobili Togg, Plug and Play İle İş Birliği Yapıyor

    Türkiye’nin Otomobili Togg, Plug and Play İle İş Birliği Yapıyor

    Türkiye’nin Otomobili Togg, dünyanın en büyük inovasyon platformu Plug and Play’in Türkiye’de kurduğu akıllı şehirler ekosisteminin ilk kurucu üyesi oldu.

    İş birliği kapsamında Togg, kullanıcılara konforlu bir mobilite deneyimi yaşatacak akıllı enerji çözümleri, akıllı şehirlerde akıllı yaşam çözümleri ve yeni mobilite hizmetleri konusunda start-up’lara sunduğu ekosistemi genişletiyor.

    Togg, Temmuz ayında Almanya Stuttgart’ta düzenlenen STARTUP AUTOBAHN Expo 2022 etkinliğinde duyurduğu Plug and Play iş birliğini farklı alanlarla büyütüyor.

    Plug and Play ile uluslararası Mobilite Hızlandırma Programı’nı başlatıp, yine Plug and Play tarafından desteklenen açık bir inovasyon platformu olan STARTUP AUTOBAHN’a üye olan Togg, şimdi de Türkiye’de ‘Akıllı Şehirler’ programı için Plug and Play Türkiye ekosisteminde kurucu üye oldu. Bilişim Vadisi’nde düzenlenen imza töreniyle Togg, ülkemizde akıllı yaşam çözümlerini geliştirecek start-up’ları destekleyecek. Togg, ‘Akıllı Şehirler’ programı kapsamında Plug and Play ekosisteminde yer alan ve ağırlıklı olarak akıllı enerji çözümleri, akıllı şehirlerde akıllı yaşam çözümleri ile yeni mobilite hizmetleri konusunda çalışmalar yürüten onlarca start-up’a atölye çalışmalarından mentörlüğe pek çok konuda destek verecek. Program kapsamında seçilecek bazı start-up’lar ise uluslararası ölçek büyütme programına dahil edilecek.

    AyrıcaTogg’un Plug and Play iş birliğiyle uluslararası arenaya taşıdığı Mobilite Hızlandırma Programı için de başvurular açıldı. Togg ve Plug and Play’in mobiliteyi yeniden tanımlamaya atıfla, “ReDeFine” adıyla gerçekleştirdikleri 3 aylık proje kapsamında özellikle blok zinciri, fintech ve insurtech alanlarına odaklanılarak küresel girişimcilere mentörlük, finansal danışmanlık ve proje gibi ihtiyaç duydukları her konuda destek verilecek. Proje başvuruları 2 Ocak’a kadar alınacak.

    “Mobilite ekosistemine güçlü bir katkı sunuyoruz”

    Togg CEO’su M. Gürcan Karakaş, Plug and Play ile iş birliğine imza atmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, şunları söyledi:

    Mobilite ekosisteminin şekillenmesinde start-uplar kritik rol oynuyor çünkü günümüzde inovatif teknolojiler ne otomotiv sektöründe ne de kurumsal büyük şirketlerde bulunuyor. Bu inovasyonlar çoğunlukla küçük, çevik, yaratıcı girişimciler yani start up’lar tarafından geliştiriliyor. Teknoloji alanında da otomobiller birer akıllı yaşam alanları haline geliyor. Biz de ‘Togg Akıllı Yaşam’ adını verdiğimiz hizmetlerle bağlantılı bir otomobilden çok daha fazlasını sunmayı hedefliyoruz. Özellikle ‘Akıllı Şehirler’ odağında akıllı enerji çözümleri, akıllı şehirlerde akıllı yaşam çözümleri ile yeni mobilite hizmetleri geliştiriyoruz. Tüm bu alanlarda start-up’larla yaptığımız iş birlikleriyle sürdürülebilir değer yaratıyoruz. Plug and Play iş birliğiyle ülkemizde ‘Akıllı Şehirler’ konusunda ekosisteme güçlü bir katkı sağlayacağımıza inanıyoruz. ‘Akıllı Şehirler’ iş birliğimizin yanı sıra Plug and Play ile yürüttüğümüz Mobilite Hızlandırma Programı’nda da başvuruları açtık. Geleceğin mobilite ekosistemini birlikte şekillendirebileceğimiz girişimcileri aramızda görmeyi diliyoruz.

    “Bu vizyonun birçok başarı hikayesi yaratacağına inanıyoruz”

    Plug and Play CEO ve Kurucusu Saeed Amidi de iş birliği nedeniyle çok mutlu ve gururlu olduklarının altını çizerek, “Togg, bir mobilite ekosistemi oluşturarak, bir akıllı cihazdan çok daha fazlası olmak gibi heyecan verici bir vizyona sahip. Plug and Play olarak Togg ile başlattığımız bu iş birliğinin, bu vizyona giden yolda birçok başarı hikayesi yaratacağına inanıyoruz” diye konuştu. Saeed aynı zamanda Togg Teknoloji Kampüsü’nün şimdiye kadar gördüğü en iyi kampüslerden biri olduğunu belirterek, “Bunun için Togg’u ve Türkiye’yi çok tebrik ederim.” dedi.

    “Togg’un inovasyon yolculuğuna eşlik ediyoruz”

    Plug and Play Ülke ve Bölge Direktörü Lale Can Gözübüyük ise iş birliğine ilişkin şöyle konuştu:

    Hem açık inovasyona hem de ekosistemler yaratmaya bu kadar bağlı iki şirket olan Togg ve Plug and Play’in işbirliğinin çok büyük potansiyele sahip olduğuna inanıyorum. Dünyanın en büyük inovasyon platformu olarak Togg’un inovasyon yolculuğuna eşlik etmeyi heyecanla bekliyoruz.

  • Lastiklerinizin Ömrünü Uzatın

    Lastiklerinizin Ömrünü Uzatın

    Mevsimine uygun lastik seçimi kadar kullandığınız lastiklerin bakımı da önemli. Alınacak pratik önlemlerle lastiklerin ömrünün uzatılacağı gibi yakıt tasarrufu da sağlanabiliyor.

    Lastiklerin uzun ömürlü olması için kullanıcıların, lastiklerin hava basıncına dikkat etmesi, araca kapasitesinin üstünde yük almamaları, lastiğin kapasitesine göre belirlenmiş hız sınırını aşmaması ve lastiklerin diş derinliğini kontrol etmesi gerekiyor.

    Güvenli ve keyifli bir yolculuk için lastiklerin şişirme basıncını ve diş derinliği mutlaka ölçtürmek gerekiyor. Özellikle mevsim geçişlerinde bu kontroller zorunluluk haline geliyor. Diş derinliği 3 mm’nin altındaki lastikler, aracın yol tutuşu özelliğini kaybetmesine, fren mesafesinin uzamasına ve daha fazla yakıt tüketmesine yol açıyor. Bu nedenle de diş derinliği 3 mm’nin altındaki lastiklerin mutlaka yenileriyle değiştirilmesi gerekiyor.

    Uzun vadede tasarruf edin

    Lastiklerin kilometre ömrünü uzatmanın düzenli olarak lastiklerin aşınma durumunu ve hava basınçlarını  kontrol etmekten geçiyor. Eksik veya fazla basınçla şişirilmiş lastiklerin daha hızlı bir şekilde aşınıyor. Lastik basıncı düzenli olarak kontrol edilen lastiklerin doğru bir şekilde aşındığını ve daha uzun süre dayandığı söylenebilir. Doğru basınçla şişirilmiş lastiklerin yola tutunma yüzeyi, fazla veya az şişirilmiş lastiklere göre önemli oranda artıyor.

    Mevsimine uygun lastik kullanımı lastik ömrünü uzatıyor

    Otomobillerde kullandığımız lastikler tıpkı giyindiğimiz kıyafetler gibi mevsimine uygun olmak zırunda.

    Sıcak havalarda kullanıma uygun olmayan kış lastiklerinin olması ya da soğuk ve yağışlı havalarda yaz lastiğinin kullanılması yolcu güvenliği öncelikli olmak üzere bir çok risk faktörünü de beraberinde getiriyor.

  • Audi Kendi Geleceğine Giden Yolu Aydınlatıyor

    Audi Kendi Geleceğine Giden Yolu Aydınlatıyor

    Audi, farların dijitalleşmesiyle, güvenliği daha da artırmak için kullanabilecek yeni işlevler sunmak yönünde çalışmalarını hızlandırıyor.

    Örneğin dijital OLED arka stop lambalarını yakınlık göstergesi ile birleştirerek duruma göre dış dünya ile iletişim kurabiliyor. Ayrıca stop lambası teknolojisi, Audi müşterilerine ilk kez MMI aracılığıyla arka ışık imzasını seçme olanağı da tanıyor.

    Digital Matrix LED ile iki yeni yeni işlev

    Karanlık yollarda ve gece sürüşlerinde otoyollarda güvenliği sağlayacak yeni bir teknoloji hayata geçiyor: Konumlandırmalı şerit aydınlatması. Aracın şeridini aydınlatarak sürücünün sürüşe odaklanmasına yardımcı oluyor. Şerit Aydınlatması olarak bilinen bir tür “ışık halısı” içinde karartılmış oklar şeklindeki konumlandırma aydınlatmasına entegre konum işareti, aracının şerit işaretleri arasındaki konumunu öngörerek, şeridin ortasında güvenli bir sürüş sağlıyor.

    Otoyoldaki şerit değişikliklerinde, şerit aydınlatması her iki şerit işaretçisini de parlak bir şekilde aydınlatırken, konumlandırma aydınlatması aracın şeritteki tam konumunu gösteriyor. Tam da bu noktada; şerit aydınlatmasındaki sinyal lambaları ile ikinci yeni işlev devreye giriyor. Digital Matrix LED farlar, sinyaller etkinleştirildiğinde, şerit aydınlatmasının ilgili tarafında dinamik bir yanıp sönme alanı oluşturuyor. Böylece şerit aydınlatması sinyallerden gelen sinyali tekrarlıyor ve yoğunlaştırıyor.

    Bu sayede yaklaşan şerit değişikliği trafikteki diğer paydaşlara net bir şekilde bildirilmiş oluyor. Farın dijitalleştirilmesi, virajlarda, şehir içinde veya otoyollarda kısa huzmeli farlarla veya uzun huzmeli farlarla sürüş yaparken, sürüşü diğer yol kullanıcıları için daha da güvenli hale getiriyor.

    Gelişmiş trafik bilgisi

    HERE haritaları verileri ile MMI üzerinden görüntü olarak sağlanan olası kaza veya arıza uyarıları dışında, DMD teknolojisi dahil olmak üzere Digital Matrix LED farlar farklı bir güvenilirlik düzeyi sunuyor.

    Dijital gösterge panelindeki ekran dışında farlar yolda yaklaşık üç saniye boyunca bir uyarı yansıtıyor. Direksiyondan içinde ünlem işareti olan bir üçgen yansıtılıyor. Sürücü yola bakmaya devam ederken, bu uyarı bir kaza veya bir arıza olasılığında tepki süresini hızlandırma olanağı sunuyor.

    Matrix LED farların dijitalleşmesinin arkasında DMD kısaltmasına sahip yeni bir teknoloji bulunuyor. Bu, dijital mikro ayna cihazı anlamına geliyor ve daha önce video projektörlerinde kullanıldı. Sistemin temelinde kenarları milimetrenin birkaç binde biri uzunluğunda olan yaklaşık 1,3 milyon mikro aynalı küçük bir çip bulunuyor.

    Elektrostatik alanlar kullanılarak her biri saniyede 5.000 defaya kadar açılandırılabiliyor. LED far ayara bağlı olarak lensler aracılığıyla yola yönlendiriliyor ya da maskeleme için kullanılıyor.

    Bu, farın artık sabit bir aydınlatma olmadığı anlamına geliyor. Bunun yerine, sürekli olarak yenilenen bir video görüntüsü gibi çalışıyor

    İşaretleme aydınlatması

    Digital Matrix LED farlardaki işaretleme aydınlatması, karanlıkta yolun yakınındaki yayaların algılanmasına yardımcı oluyor. Otomobilin önünde olduklarında gece görüş asistanı durumu algılıyor ve işaretleme aydınlatması kişiyi vurguluyor. Böylece sürüş hem sürücü, hem de diğer trafik paydaşları için daha güvenli hale geliyor.

    Gelişmiş dinamik aydınlatma senaryoları

    Araca binerken ve araçtan inerken kullanılan gelişmiş dinamik aydınlatma senaryoları, Audi’de ışık tasarımı ve ışık teknolojisinin birbirine bağlantılı olduğunu gösteriyor. Kişisel aydınlatma efektleri kişisel tercihlerin bir ifadesi işlevi görüyor. Kullanıcı, MMI aracılığıyla istediği beş aydınlatma efektinden birini seçebiliyor. Bu beş farklı projeksiyon, DMD teknolojisi sayesinde uygulanıyor.

    Dijital OLED arka stop lambaları

    Stop lambalarında ilk kez organik LED (kısaca OLED) kullanıldı. OLED üniteleri, optimum homojenlik ve son derece yüksek kontrast değerleri üreten yarı iletken ışık yüzeyi kaynaklarına sahip üstelik parlaklıkları ayarlanabiliyor. Ayrıca ışık kaynağı yapılandırılabiliyor ve hassas şekilde değiştirilebilir bölümlere ayrılabiliyor.

    Audi, sadece dört yıl sonra, Audi Q5’te dijitalleştirme yoluyla OLED’i daha da geliştirdi. Bu dijitalleştirme, stop lamba imzasını değiştirme olasılığını beraberinde getirdi. Bu değişim, OLED’lerin temel özelliklerine dayanıyor. Detay bir not olarak dijital OLED arka stop lambaları A8’de standart donanım olarak sunuluyor.

    Audi far tasarımı, her Audi modeli için belirli bir dijital OLED arka ışık imzası seçimini mümkün kılıyor. Sadece dijitalleştirme, arka stop lambalarının değiştirilmesini ve aydınlatma tasarımını kişiselleştirmeyi mümkün kılıyor. Veri yolu sistemi, arka stop lambalarındaki her bir panelin ve içindeki OLED segmentinin ayrı ayrı kontrol edilmesini sağlıyor. Bu şekilde kişisel tercihler MMI üzerinden uygulanabiliyor. Yeni Audi A8’de ilk kez kullanıcının MMI aracılığıyla seçebileceği üç arka ışık imzası bulunuyor. Audi S8 ile dördüncü bir ışık imzası daha sunuluyor.

    Mesafe: Dijital OLED arka stop lambalardaki yakınlık göstergesi güvenliği artırıyor

    Dijital OLED arka stop lambaları, diğer yol kullanıcılarının dikkatini çekmek için bir yakınlık göstergesi kullanıyor. Bir otomobil park halindeki bir Audi’ye yaklaştığında, park sensörleri hareketi algılıyor ve tüm OLED segmentlerini devreye sokarak sürücünün dikkatini çekiyor. Audi hareket ettiğinde, dijital OLED stop lambalar seçilen imzaya dönüyor. Bu ek güvenlik önlemi, bisiklet ve scooter kullanıcıları için de geçerli.

    Konu viraj olduğunda: esnek dijital OLED

    Gelişmeye devam eden Digital Matrix LED farlar ve özellikle dijital OLED teknolojisi sadece geleneksel bir aydınlatma kaynağı olmakla kalmayıp geleceği belirleyecek bir sistem olarak dikkat çekiyor. Sadece güvenliği artırmakla veya daha fazla kişiselleştirmeyi mümkün kılmakla kalmayıp aynı zamanda dış dünya ile iletişimi geliştirmeyi amaçlayan dış ekranlarla gelişimi devam edecek gibi öngörülüyor. Esnek dijital OLED stop lambaları gelişme açısından bir adım önünde bulunuyor. Esnek bir alt tabaka iki boyutlu bir yapıdan üç boyutlu bir yapıya geçmelerini sağlıyor. Bu sadece daha keskin bir tasarım sunmakla kalmıyor, aynı zamanda dijital ışık tasarımını farların dışına entegre etmeyi mümkün kılıyor ve dış dünya ile ek iletişim için sembol gösterimlerine olanak tanıyor.

    Daha büyük stop lambası alanı: Spoylerden yansıyan ışık

    Daha fazla güvenlik ve iletişim için tavan spoylerine entegre yansıma ışık devreye giriyor. Üçüncü stop lambasının işlevi dışında “quattro” logosunu da arka cama yansıtılabiliyor. Sadece iletişim için yeni tasarım olanakları sunmakla kalmayan bu işlev, aynı zamanda stop lambası alanının genişlemesiyle ek güvenlik de sunuyor.

    Spoylerden yansıyan ışık sadece arkaya doğru baktığından sadece arkadan gelen yol kullanıcıları tarafından görülebiliyor. Sürücü bu ek aydınlatma efektini hiç görmüyor. Audi, gelecekte daha fazla kişiselleştirme seçeneği sunabilmek için spoylerdeki projeksiyon ışığını dünya genelinde sunmak istiyor. Ancak, yasal nedenlerle kullanıcı tarafından tasarlanan projeksiyonlar mümkün olamıyor.

  • Şehirli Minik: Toyota IQ

    Şehirli Minik: Toyota IQ

    Büyük kentlerde yaşayan herkesin ortak sorunudur trafik ! Test konuğumuz olan Toyota IQ ile trafik sorununu tamamen unutacaksınız… Toyota’nın 2008 – 2015 yılları arası ürettiği bu sevimli otomobil zengin donanım seviyesi ve ferah yaşam alanı ile trafik stresini keyifli anlara çevirmeyi başarıyor.

    Aşağıda amatör video ile de sizlere konuk olduğumuz bu araç hakkında kısa bilgi verip sonrasında sizi video ile başbaşa bırakıyoruz.

    Toyota iQ, Toyota tarafından 2008 yılında üretilen ve 2015 yılında üretimi sonlandırılan bir araç.

    Toyota iQ ilk olarak 2008 yılında Cenevre Otomobil Fuarı‘nda tanıtılmıştı. Japonya’da Ekim 2008 tarihinde ve Avrupa’da ise Ocak 2009 tarihinde satışa sunulmuştu. 

    Toyota’nın mini sınıf aracı Kuzey Amerika pazarında Scion iQ adı ile satıldı Kıbrıs’ta ise yine aynı marka kimliği ile pazarlandı. 

    Ayrıca Toyota iQ, 2008 Japonya’da Yılın Otomobili olarak seçildi.

    Bu sevimli mini otomobili daha ilginç kılan başka bir detay ise Aston Martin marka kimliği ile Cygnet isimi ile 2011 yılından başlayarak satışa sunulması olmuştu.

    Oto Haber ve Auto Show dergilerini o yıllar takip edenler hatırlayacaktır ilgili dönem 30 – 35 Bin Pound gibi astronomik rakamlara satılmış ve fuarlarda ilgiyle sergilenmişti bu araç.

    97 Hp 1.3L dört silindirli Toyota üretimi bu araç Aston Martin kimliği altında yaklaşık 2 sene kadar üretimde kalmıştı. Minik bir bagaj ve çok kısıtlı arka diz mesafesine sahip olan bu otomobilin ön koltukları oldukça geniş ve iki kişi için ferah bir yolculuk yapma imkanı tanıyor.

  • İkinci Elde Belirsizlik ÖTV Düzenlemesi İle Yerini Hareketliliğe Bırakıyor

    İkinci Elde Belirsizlik ÖTV Düzenlemesi İle Yerini Hareketliliğe Bırakıyor

    Sektörün uzun zamandır beklediği ÖTV’deki matrah düzenlemesinin gerçekleşmesiyle birlikte gözler hem sıfır kilometre hem de ikinci el araç pazarına çevrildi.

    Yeni düzenlemenin tüketici açısından beklentileri karşılamadığı gözlenirken, otomobil satın alma kararını erteleyenlerin pazara dahil olmaya başlayacağı ve ikinci elde hareketliliğin tekrar yaşanacağı düşünülüyor.

    Yılın ikinci yarısında tüm otomotiv sektörünün gündeminde ilk sıraya oturan ÖTV’deki matrah düzenlemesinin gerçekleşmesiyle belirsizlik havasının ortadan kalkması bekleniyor.

    Kısa vadede tekrar bir düzenleme beklemiyoruz

    Hem toplumda hem de sektörde ÖTV’deki matrah düzenlemesinin tekrar güncellenebileceğine dair beklentilerin olduğunu ifade edilirken tüm gözler ikinci el otomobil pazarı ile alakalı 1 Aralık tarihine odaklanmış durumda.

    Seçim sürecine kadar yeni bir düzenleme beklenmezken kurda ortaya çıkacak 1,5-2 TL’lik fiyat artışı otomobil pazarında yeniden rakamların yukarı yönlü hareket edeceğini gösteriyor.

  • İzmir Ülkü Park’ta Sezonun Son Ayağı Nefes Kesti

    İzmir Ülkü Park’ta Sezonun Son Ayağı Nefes Kesti

    AVIS 2022 Türkiye Pist Şampiyonası beşinci ve son yarışları 26-27 Kasım tarihlerinde İzmir Ülkü Park’ta gerçekleştirildi.

    Super grupta 16 ve maxi grupta da 7 olmak üzere toplam 23 otomobilin piste çıktığı organizasyonda özellikle super grup her iki yarışında da büyük çekişmelere sahne oldu.

    Maxi grup her iki yarışında ise ilk 3 değişmedi. Bitci Racing takımından Turgut Konukoğlu hafta sonunu çifte zafer ile noktalarken, aynı takımdan Barkın Pınar ikinci ve Zekai Özen de üçüncü sırada yer aldılar. Bu sezon koşulan 10 yarışın 8’ini kazanan Konukoğlu, bu sonuçlarla AVIS 2022 Türkiye Pist Maxi Grup Şampiyonluğu’nu kazanmış oldu.

    Cumartesi günü koşulan super grup ilk yarışı Liqui Moly H2K Racing Team’den Andrea Furci Pazar günü koşulan ikinci yarışı ise Ülkü Motorsport’tan Ümit Ülkü birincilikleri paylaşan isimler oldular. Ancak yarış sonrası yapılan itirazlar sonucu sonuçlar resmiyet kazanmadı ve teknik ve sportif kurulun yapacağı incelemelerin ardından daha sonra sonuçların açıklanmasına karar verildi.

  • Yeni Range Rover ve Range Rover Sport’a Euro NCAP’ten Beş Yıldız

    Yeni Range Rover ve Range Rover Sport’a Euro NCAP’ten Beş Yıldız

    Land Rover’ın lüks SUV sınıfında yer alan başarılı modeli Yeni Range Rover ile ailenin en dinamik üyesi Yeni Range Rover Sport, Euro NCAP testlerindeki en yüksek puan olan beş yıldız aldı.

    Yenilikçi teknolojileri ve standart sunulan gelişmiş güvenlik sistemleriyle öne çıkan Yeni Range Rover ile dinamik performansı, yeni nesil donanımları ve Gelişmiş Sürücü Yardım Sistemleri (ADAS) ile dikkat çeken Yeni Range Rover Sport, Euro NCAP testlerinden beş yıldız aldı.

    Her iki model de yeni ve kompleks MLA-Flex platformu üzerinde yer alıyor. Bu yapı sayesinde hem Yeni Range Rover hem de Yeni Range Rover Sport rafine bir sürüş ile en gelişmiş sürücü yardım teknolojileri bünyesinde barındırıyor. Ayrıca Yeni Range Rover selefine göre yüzde 50, Yeni Range Rover Sport ise bir önceki nesline göre yüzde 35 daha rijit bir gövde sunuyor.

    Beşinci nesil Range Rover, Euro NCAP testlerinde çocuk yolcu korumasında yüzde 87 ve yayalar içinse yüzde 72 oranında güvenli olarak tespit edildi. Yeni Range Rover Sport ise yetişkin yolcu ve çocuk yolcu korumasında yüzde 85 oranında güvenli bulunurken, her iki araç da güvenlik asistanları özelinde yüzde 82 oranlarında güvenli tespit edilerek beş yıldız almaya hak kazandı.

    Öne Çıkan Güvenlik Donanımları

    Yeni Range Rover ve Yeni Range Rover Sport en gelişmiş teknolojiyle birlikte yeni nesil sürüş asistanı özelliklerini kullanıcısına sunuyor. Başka bir araç ile potansiyel önden çarpışmanın meydana gelme durumunu tespit ederek sürücüyü uyaran Otonom Acil Frenleme Sistemi(AEB), sürücüden reaksiyon alamadığı durumlarda olası bir kazanın şiddetini azaltmak adına devreye giriyor.

    Sistem böylece ya aracı yavaşlatıyor ya da durduruyor. Öne çıkan bir diğer gelişmiş güvenlik sistemi ise Önleyici Süspansiyon olarak Yeni Range Rover ve Yeni Range Rover Sport modellerinde yer alıyor. Bu yapı, Önden Çarpışma Uyarı sistemi bir risk algıladığında süspansiyonu otomatik olarak Dinamik Moda geçiriyor. Böylelikle aracın, sürücünün çarpışma refleksiyle göstereceği en çevik tepkilere maksimum reaksiyon göstermesi amaçlanıyor. 

    Şerit Takip Asistanı ile her iki model de sensörlerin yardımıyla yolun sürüş için ayrılmış kısımlarından gidilip gidilmediğini fark ederek sürücüyü uyarıyor. Türkiye’de satılan modellerde standart olarak sunulan 3D Çevre Görüş Kamera sistemi ise ön konsolda yer alan Pivi Pro ekranına Yeni Range Rover ve Yeni Range Rover Sport’un 3 boyutlu görünümünü yansıtarak, sürücülerin düşük hızlarda güvenilir manevralar yapabilmesine olanak sağlıyor.

    Yeni Range Rover ve Yeni Range Rover Sport’un sahip olduğu, Türkiye’ye getirilecek araçlarda standart olarak sunulan diğer dikkat çeken güvenlik donanımı ise “Driver Condition Response“. Bu sistem sürücünün görsel ve işitsel uyarılara yanıt vermemesi halinde devreye giriyor, aracı durduruyor ve dörtlü flaşörleri çalıştırarak çevreye uyarı veriyor.

    Ayrıca her iki model ön ve arka köşelerinde bulundurdukları radarlar sayesinde sürüş anında yaklaşık 70 metrelik alanı tarayarak, yaklaşan herhangi bir nesne olup olmadığını algılıyor. Sistem tehlike arz eden bir nesne tespit ettiği anda dörtlü flaşörleri yaktıktan sonra emniyet kemerlerini gerip, koltukları yatırıp, camlar ile panoramik tavanı kapatarak sürücüyü uyarıyor.

  • Yeni Peugeot 408, 2023’te Türkiye Yollarında

    Yeni Peugeot 408, 2023’te Türkiye Yollarında

    Ekim 2022’deki Paris Otomobil Fuarı’nda dünya tanıtımı yapılan yeni Peugeot 408, 2023’ün ilk aylarında Avrupa pazarında kademeli olarak yollara çıkmaya hazırlanıyor.

    Peugeot’nun C segmentinde SUV tasarımı ile dikkat çeken yeni modeli 408, elektrikliye de odaklanan verimliliğiyle ön plana çıkarken, 2023 yılında kademeli olarak Avrupa pazarlarında yollara çıkmaya başlayacak.

    Ekim 2022’deki Paris Otomobil Fuarı’nda dünya prömiyeri yapan yeni Peugeot 408, 2023’ün ilk aylarında kademeli olarak Avrupa pazarında yollara çıkmaya hazırlanıyor. Yeni Peugeot 408, aynı dönemde Türkiye pazarında da yollarda olacak.

    Peugeot, son yıllarda SUV 2008, SUV 3008 ve SUV 5008 modelleriyle yakaladığı başarıyı, yeni 308 ile sürdürerek her modeliyle pazarda varlığını gösteriyor. Peugeot, yeni 408 ile C segmentindeki ürün çeşitliliğini artırırken, markanın bu sınıftaki varlığını koruyor.

    Görünümü ve kullandığı teknolojisi kadar araç içi ses sistemi ile de adından söz ettirmek isteyen Peugeot, yeni 408’de ARKAMYS dijital ses işlemcisi ile Focal Premium Hi-Fi ses sistemi kullanıyor. 10 hoparlör 12 kanallı 690 W D Sınıfı amplifikatör tarafından besleniyor.

    Direksiyon simidinin üzerinde göz hizasında bulunan yeni dijital gösterge 10 inç boyutlarında. GT donanım seviyesiyle 3 boyut teknolojisi devreye giriyor ve dijital gösterge kullanıcı deneyimine göre tamamen kişiselleştirilebiliyor.

    Araç kullanıcısı, tek bir dokunuş ile 8 ileri EAT8 otomatik şanzımanın sürüş modları arasında seçim yapabiliyor.

    Verimli motorlar

    Yeni PEUGEOT 408’de PLUG-IN HYBRID 225 e-EAT8 ve PLUG-IN HYBRID 180 e-EAT8 isimli iki adet şarj edilebilir hibrit motor sunuluyor.

    180 e-EAT8; 150 Hp güce sahip PureTech benzinli motor ve 81 kW güce sahip elektrikli motora, 225 e-EAT8 ise 180 Hp güce sahip PureTech benzinli motor ve 81 kW güce sahip elektrikli motora sahip.

    Her iki şarj edilebilir hibrit motor da EAT8 8 ileri vitesli otomatik şanzımanla gücünü ön tekerleklere aktarıyor. Her iki şarj edilebilir hibrit versiyon da lityum-iyon batarya ile 12,4 kWsa şarj kapasitesine ve 102 kW güce sahip. Şarj standart olarak 3,7 kW tek fazlı şarj cihazı ve isteğe bağlı 7,4 kW tek fazlı şarj cihazı ile gerçekleştiriliyor.

    7,4 kW’lik Wall Box ya da tek fazlı entegre şarj cihazı ile tam şarj yaklaşık 1 saat 55 dakika sürerken, 3,7 kW’lik şarj cihazı ile tam şarj yaklaşık 3 saat 50 dakika sürüyor. Standart prizde ise tam şarj süresi yaklaşık 7 saat 30 dakika kadar sürüyor.

    Ayrıca 3 silindirli 130 Hp 1.2 litre PureTech içten yanmalı bir motor seçeneği de bulunuyor. 8 ileri vitesli EAT8 otomatik şanzıman ve start&stop özelliği ile bu motor Euro 6.4 emisyon normunu karşılıyor. İlerleyen dönemde ise tamamen elektrikli modellerde kullanıma sunulacağı bilgisi veriliyor.

    Yeni Peugeot 408‘in, obsession mavi, titanyum gri, tekno gri, elixir kırmızı, sedef beyaz ve inci siyah isimli 6 farklı gövde rengiyle üretilmesi planlanıyor.

    Peugeot’nun iddialı yeni modeli 408, önce Avrupa pazarı için Fransa’nın Mulhouse kentinde, kısa bir süre sonra ise Çin pazarı için Çin’deki Chengdu fabrikasında üretilecek.

    Kaynak: AA