Yazar: admin

  • Rolls-Royce Phantom’un 100 Yılına Altın Dokunuş

    Rolls-Royce Phantom’un 100 Yılına Altın Dokunuş

    Phantom Centenary Private Collection, 25 adetlik özel seriyle markanın 100 yıllık zarafet mirasını kutluyor.

    Rolls-Royce, Phantom’un 100. yılını altın ve zarafetle taçlandırıyor. 25 adetle sınırlı Phantom Centenary Private Collection, lüksün evrimini sanatla birleştiriyor.

    Bir Yüzyıllık Efsane Yeniden Doğuyor

    Bir otomobil efsanesini yaşatmak kolay değildir; onu yeniden tanımlamak ise yalnızca Rolls-Royce’un ustalığıyla mümkündür. Phantom, 1925’ten bu yana dünyanın en seçkin isimlerinin tercihi oldu. 100. yılını kutlamak için hazırlanan Rolls-Royce Phantom Centenary Private Collection, yalnızca 25 adet üretilecek özel bir koleksiyon olarak tarihe geçiyor.

    Rolls-Royce Bespoke Collective ekibi, üç yıllık geliştirme süreci boyunca 40.000 saati aşkın bir emek harcadı. Sonuç; Phantom’un her dönemine saygı duruşunda bulunan, ama aynı zamanda geleceğin tasarım anlayışını temsil eden bir başyapıt.


    Efsanevi Spirit of Ecstasy, Altınla Yeniden Doğdu

    Phantom Centenary Private Collection, markanın ruhunu temsil eden Spirit of Ecstasy heykelciğini özel bir formda yeniden yorumluyor. Bu kez 18 ayar saf altından dökülen ve 24 ayar altın kaplama ile tamamlanan figür, “Phantom Centenary” damgasıyla taçlandırıldı. Rolls-Royce tarihinde ilk kez, ön, arka ve yan logolarda da 24 ayar altın ve beyaz mine kullanıldı.

    Her bir jantta yer alan 25 çizgi, koleksiyondaki otomobil sayısını simgeliyor. Dört jant bir araya geldiğinde, Phantom’un 100. yılını temsil eden 100 çizgi ortaya çıkıyor. Bu tür sembolik detaylar, Rolls-Royce’un her tasarımında görülen o zamansız zarafeti bir kez daha hatırlatıyor.


    Zamansız Dış Tasarım: Şampanya Kristali Işıltısı

    Koleksiyonun dış yüzeyinde, Arctic White ve Super Champagne Crystal Black tonlarının zarif kontrastı yer alıyor. 1930’ların Phantom modellerine gönderme yapan bu iki tonlu tasarım, Hollywood’un altın çağının ışıltısını modern çağa taşıyor. Şeffaf verniğe eklenen şampanya rengi mikropartiküller, ışığa göre değişen bir metalik parlaklık yaratıyor. Güneş altında adeta sıvı altın gibi görünen bu boya, Phantom’un ihtişamını sessizce haykırıyor.


    İç Mekânda Bir Müze: Phantom’un 100 Yıllık Hikayesi

    Phantom Centenary Private Collection’ın kabini, bir otomobilin içinden çok, bir sanat galerisine benziyor.
    Anthology Gallery adını taşıyan özel panel, 50 adet 3D baskılı alüminyum kanattan oluşuyor. Her kanatta, Phantom’un 100 yıllık tarihinde yer alan gazete manşetlerinden ve anekdotlardan oyma harflerle alıntılar bulunuyor. Bu zarif detaylar, ışık oyunlarıyla birleştiğinde her sürüşü bir zaman yolculuğuna dönüştürüyor.

    Ön koltuklarda yer alan lazer işlenmiş motifler, Phantom’un geçmişine sembolik göndermeler taşıyor. “Roger Rabbit” ve “Seagull” kod adları, markanın tarihindeki dönüm noktalarını zarif bir dille hatırlatıyor.


    Kumaş Arka Koltuklar: El İşçiliğinin Zirvesi

    Arka koltuklarda, 1926 tarihli “Phantom of Love” modelinden ilham alınan yüksek çözünürlüklü baskılı kumaşlar yer alıyor. Bu koltuklar yalnızca oturma alanı değil, aynı zamanda 160.000’den fazla dikişle oluşturulmuş bir sanat eseri.

    Her bir motif, geçmişin Phantom modellerini, sahiplerini ve dönemin ruhunu anlatıyor. Altın kum iplikleriyle yapılan “iplikle eskiz” tekniği, kumaş üzerinde resim yapar gibi işlenmiş. Bu benzersiz yaklaşım, haute couture modasının lüksünü bir otomobilin içine taşıyor.


    Ahşap İşçiliği: Harita Gibi İşlenmiş Tarih

    Kapı panellerinde, Sir Henry Royce’un Güney Fransa’daki Villa Mimosa ve İngiltere’deki Elmstead evlerine ait manzaralar betimlenmiş. 3 boyutlu marküteri, lazer kazıma ve 24 ayar altın varak tekniklerinin birleşimiyle oluşturulan bu detaylar, Phantom’un tarihindeki yolculukları birer altın iplik gibi anlatıyor.

    Bazı haritalarda, Phantom’un tarihsel rotaları 0.1 mikrometre kalınlığında altınla işlenmiş. Rolls-Royce’un zanaatkârları bu proje için West Dean College’da özel eğitim almış. Her kapı paneli tek başına bir tablo değerinde.


    Yıldızlı Tavan Altında Efsane

    Phantom Centenary Private Collection’ın en büyüleyici detayı, 440.000 dikişle işlenmiş Starlight Headliner.
    Bu tavan, Henry Royce’un dut ağacı altında yaptığı efsanevi toplantılardan ilham alıyor. Nakışlarda Goodwood’daki Rolls-Royce merkezinin avlusundaki ağaçlar, markanın arı kovanı ve “Phantom Rose” çiçeği yer alıyor. Tavanın ortasında Sir Malcolm Campbell’in “Bluebird” Phantom II’sine gönderme yapan bir kuş motifi parlıyor.


    Motorun Altın Kalbi

    6.75 litrelik V12 motor, Arctic White kapak altında 24 ayar altın detaylarla süslenmiş. Bu, yalnızca bir güç göstergesi değil; aynı zamanda Rolls-Royce’un “mükemmellik bir hedef değil, yaşam biçimidir” felsefesinin yansıması.


    Rolls-Royce’tan Açıklama

    Rolls-Royce CEO’su Chris Brownridge, koleksiyonu şöyle tanımlıyor:

    “Bu otomobil, Phantom’un doğuşuna ilham veren aynı ruhun devamı.
    40.000 saatlik emeğin ürünü olan bu eser, markanın hırs, zarafet ve ustalığının bir sembolü.”

    Rolls-Royce Türkiye’nin satış sonrası hizmetleri güncel modelleri ve en güncel fiyat bilgisi için Rolls-Royce Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Rolls-Royce Phantom Centenary Private Collection, yalnızca bir otomobil değil; insanlık tarihindeki en zarif sanat projelerinden biri. Bu otomobilde motor kadar her dikiş, her altın çizgi konuşuyor. Lüksün tanımını arayan herkes, cevabını burada bulabilir.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇




  • 6:59.157! Yangwang U9 Xtreme Becomes the Fastest Electric Sports Car on the Nürburgring

    6:59.157! Yangwang U9 Xtreme Becomes the Fastest Electric Sports Car on the Nürburgring

    The Yangwang U9 Xtreme sets a stunning Nürburgring Nordschleife record of 6:59.157, beating the Xiaomi SU7 Ultra to become the fastest production electric sports car ever.

    A New Reign in the Electric Speed Era

    The hierarchy of high-performance EVs has shifted again. Chinese manufacturer Yangwang has rewritten Nürburgring history with its flagship model, the U9 Xtreme, clocking a breathtaking lap time of 6 minutes 59.157 seconds on the legendary Nordschleife.

    This achievement dethrones the Xiaomi SU7 Ultra, which previously held the title at 7 minutes 04.957 seconds — a full five-second margin on one of the most demanding 20.8 km tracks in the world. It marks a milestone moment in the rapidly evolving rivalry among China’s new-generation performance brands.


    300 mph Ambition: The Electric Rocket

    The Nürburgring run was not just a demonstration of brute speed but also a showcase of Yangwang’s engineering ambition. On the track’s punishing mix of corners and elevation changes, the U9 Xtreme maintained extraordinary average pace while staying composed.

    According to the company, the car has the potential to reach a staggering 308 mph (≈ 495 km/h) — placing it among the fastest electric vehicles ever conceived.

    Since July 2024, Yangwang has been conducting development sessions at the ’Ring, feeding telemetry into its intelligent control system to fine-tune power distribution and thermal management. The goal was never just to beat Xiaomi — it was to redefine what an electric supercar can achieve on the world’s toughest circuit.


    Behind the Wheel: Moritz Kranz

    At the controls for the record attempt was seasoned German racer Moritz Kranz, a driver with over 60 victories across GT4, GT3 and LMP3 categories.

    The car he piloted remained fundamentally a production U9 Xtreme, though it received minor track-oriented upgrades:

    • Next-generation liquid-cooling system preventing heat-induced power drop,
    • Titanium-alloy carbon-ceramic brakes for extreme stopping performance,
    • Semi-slick tires optimized for peak grip through high-speed corners.

    Yangwang emphasized that the car complied fully with production specifications, making this lap officially valid for the “fastest production EV” title.


    Quad-Motor Power: 2,959 hp and 1,200-Volt Architecture

    At the heart of the U9 Xtreme lies a four-motor powertrain producing a combined 2,959 hp (2,205 kW). Each motor spins up to 30,000 rpm and is independently controlled via a 1,200-volt ultra-high-voltage platform.

    This configuration allows micro-second torque vectoring — each wheel receiving the exact power it needs in real time, maximizing traction, balance and cornering stability.

    The result is instant acceleration and razor-sharp agility that blurs the line between digital precision and mechanical control.


    Design: Aggression Meets Refinement

    Visually, the U9 Xtreme looks more like a spacecraft than a traditional supercar. Its low aerodynamic nose, oversized air intakes and carbon-fiber surfacing communicate unfiltered performance intent.

    As the luxury sub-brand of BYD, Yangwang describes this design language as “the fusion of technology and beauty.” It’s a philosophy that extends beyond styling — a statement that performance and aesthetics can coexist in perfect equilibrium.

    Thanks to meticulous aerodynamics, the U9 remains remarkably stable at high speed, proving that form and function truly align in the electric age.


    BYD’s Official Statement

    Stella Li, Vice President of BYD, praised the team’s accomplishment:

    “The limited-production U9 Xtreme proves it’s not only among the world’s fastest cars in a straight line but also capable of record-breaking balance and agility on one of the world’s most complex tracks. This achievement demonstrates how far electric performance has come.”

    The brand also confirmed that the name “Xtreme” is a stylized interpretation of the English word “Extreme” — a fitting badge for such an audacious machine.


    The Electric Throne Battle: Xiaomi vs. Yangwang

    Behind the record lies an ongoing duel between China’s two rising giants. Xiaomi’s SU7 Ultra had previously dominated with a 7:04.957 lap, while a prototype version once posted a blistering 6:22 — but that run didn’t qualify as a production record.

    Now, Yangwang’s 6:59.157 lap gives it official supremacy. With production limited to just 30 units, the U9 Xtreme will soon become one of the most collectible and technically significant electric supercars of its era.

    This battle is more than a rivalry; it’s a reflection of China’s growing confidence in competing head-to-head with traditional European performance brands on their home turf.


    Nürburgring: The Symbol of the Electric Era

    The Nürburgring Nordschleife has long been regarded as the ultimate test of automotive engineering — a proving ground that separates hype from hardware.

    By breaking the seven-minute barrier, the U9 Xtreme proves that electric vehicles are no longer chasing combustion engines — they’re surpassing them. The age of quiet speed is over; this is the era of electrified dominance.

    Piston Kafalar Comment

    Yangwang’s success is more than a headline — it’s a declaration that the electric performance war has truly begun. The U9 Xtreme demonstrates that precision engineering, high-voltage architecture and fearless design can deliver both numbers and emotion.

    While European brands defined Nürburgring supremacy for decades, it’s now clear that China’s innovators have joined the conversation — and they’re speaking in lap records.

    The 6:59 benchmark may soon fall again, but for now, the crown belongs to Yangwang.

    You May Also Like

    🔗 Mercedes Blends Classic Elegance with Future Tech: Vision Iconic Concept Unveiled
    Mercedes-Benz fuses Art Deco heritage with futuristic design in its Vision Iconic Concept — an electric showcase of solar paint, AI lighting and autonomous technology.

    🔗 Ferrari SC40: A One-Off Berlinetta Paying Homage to the Legendary F40
    Ferrari unveils the SC40, a bespoke hybrid one-off built on the 296 GTB platform — a modern tribute to the legendary F40.

    🔗 The Legend Returns: All-Electric Renault 5 Turbo 3E Shines at Tour de Corse with 555 HP
    Renault revives its 1980s icon with the 5 Turbo 3E EV concept — 555 hp, wild rally design, and zero-emission nostalgia.

  • 6:59.157! Yangwang U9 Xtreme Nürburgring’de En Hızlı Elektrikli Spor Otomobil Oldu

    6:59.157! Yangwang U9 Xtreme Nürburgring’de En Hızlı Elektrikli Spor Otomobil Oldu

    Yangwang U9 Xtreme, Nürburgring Nordschleife’de 6 dakika 59,157 saniyelik derecesiyle Xiaomi SU7 Ultra’yı geçerek en hızlı üretim elektrikli spor otomobil unvanını aldı.

    Elektrikli Hız Çağında Yeni Taht Sahibi: Yangwang U9 Xtreme

    Elektrikli performans dünyasında dengeler yeniden değişiyor. Çinli üretici Yangwang, amiral gemisi U9 Xtreme modeliyle Nürburgring Nordschleife’de elde ettiği 6 dakika 59,157 saniyelik tur süresiyle pistin yeni elektrikli kralı oldu.

    Bu dereceyle Yangwang U9 Xtreme, daha önce rekoru elinde bulunduran Xiaomi SU7 Ultra’yı (7 dakika 04,957 saniye) tam 5 saniye farkla geride bıraktı. Yeni rekor, 20,8 km uzunluğundaki efsanevi pistte 2024 yılından bu yana devam eden çekişmede kritik bir dönüm noktasına işaret ediyor.


    300 mph Hız Bariyeri: Elektrikli Bir Roket

    Yangwang U9 Xtreme’in Nürburgring turu yalnızca bir hız gösterisi değil, aynı zamanda Çinli üreticinin mühendislik vizyonunun bir vitrini niteliğinde. Araç, pistin en zorlu virajları ve dik eğimleriyle dolu bölümlerinde ortalama hızını olağanüstü bir seviyede tutmayı başardı.

    Yangwang’a göre U9, bu turda 308 mil/s (yaklaşık 495 km/s) maksimum hıza ulaşabilecek potansiyele sahipti. Bu rakam, elektrikli bir aracın ulaştığı en yüksek hızlardan biri olarak dikkat çekiyor.

    Temmuz 2024’ten bu yana Nürburgring’de test sürüşleri gerçekleştiren Yangwang U9 Xtreme, elde ettiği tüm verileri “elektrikli zekâ” sistemi üzerinden analiz ederek sürekli gelişim sağladı. Hedef, sadece Xiaomi SU7’yi geçmek değil, pistin mekanik limitlerini zorlayacak kadar rafine bir sürüş dengesi elde etmekti.


    Pilot Koltuğunda Deneyim: Moritz Kranz

    Rekor denemesinde direksiyon başında, GT4, GT3 ve LMP3 kategorilerinde 60’tan fazla galibiyeti bulunan profesyonel yarış pilotu Moritz Kranz yer aldı.

    Kranz’ın kullandığı U9, üretim modeline sadık kalmakla birlikte bazı pist odaklı güncellemelerle donatılmıştı:

    • Yeni nesil sıvı soğutma sistemi, yüksek ısı altında performans düşüşünü engelliyor.
    • Titanyum alaşımlı karbon-seramik frenler, frenleme verimini artırıyor.
    • Yarı kaygan (semi-slick) lastikler, virajlarda optimum yol tutuş sağlıyor.

    Yangwang, aracın üretim özelliklerini koruyarak yapılan bu denemeyi “tamamen seri üretim özellikleriyle uyumlu bir test” olarak tanımladı.


    Dört Motor, 2.959 Beygir Gücü ve 1.200V’luk Platform

    Yangwang U9 Xtreme’in kalbinde, olağanüstü bir elektrikli güç sistemi bulunuyor. Araç dört bağımsız elektrik motoruna sahip ve toplamda 2.959 beygir gücü (2.205 kW) üretiyor. Her motor, dakikada 30.000 devir çevirebiliyor.

    Bu sistem, 1.200 voltluk yüksek voltajlı platform üzerinden çalışıyor ve enerjiyi her motora anlık olarak dağıtarak optimum çekiş sağlıyor. Bu yapı, virajlarda anlık tork kontrolüne izin veriyor yani her tekerleğin gücü mikro saniyeler içinde ayrı ayrı yönetilebiliyor.

    Bu özellik, aracın düz yolda hızlanma performansını olduğu kadar viraj dengesini de güçlendiriyor.


    Tasarımda Agresiflik, Teknolojide Rafine Güç

    Dış görünüşte U9 Xtreme, geleneksel süper otomobillerden çok uzay çağının bir üyesi gibi duruyor. Alçak aerodinamik burun, geniş hava kanalları ve karbon fiber gövde detayları, aracın performans odaklı karakterini açıkça ortaya koyuyor.

    BYD’nin lüks markası Yangwang, bu tasarım dilini “teknolojinin estetikle birleştiği noktada doğan yeni bir kimlik” olarak tanımlıyor. U9, yalnızca düz yolda hızlı olmakla kalmıyor; aynı zamanda aerodinamik dengesi sayesinde yüksek hızlarda olağanüstü stabilite sağlıyor.


    BYD Yönetiminden Resmî Açıklama

    BYD Başkan Yardımcısı Stella Li, rekor sonrası yaptığı açıklamada şunları söyledi:

    “Sınırlı sayıda üretilecek olan U9 Xtreme, yalnızca düz yolda dünyanın en hızlı otomobillerinden biri değil, aynı zamanda çok çeşitli virajlara sahip zorlu bir pistte rekor kırabilecek kadar dengeli ve dinamik bir süper otomobil olduğunu kanıtladı. Bu başarı, elektrikli performansın geldiği noktayı gösteriyor.”

    Şirket, modelin “Xtreme” adının İngilizce “Extreme” kelimesinden türetildiğini de özellikle vurguladı — isim bile aracın doğasını yansıtıyor.


    Xiaomi SU7 ile Elektrikli Taht Savaşı

    Rekorun arka planında dikkat çekici bir rekabet yatıyor. Xiaomi SU7 Ultra, daha önce 7 dakika 04,957 saniye ile Nürburgring’in en hızlı üretim elektrikli otomobiliydi. Ancak Yangwang’ın 6:59,157’lik derecesi bu unvanı elinden aldı.

    Xiaomi, geçtiğimiz aylarda prototip bir SU7 versiyonuyla 6 dakika 22 saniyelik bir derece elde etmişti; ancak bu model üretim statüsünde olmadığı için resmî kayıtlara geçmedi. Dolayısıyla, U9 Xtreme şu anda pistteki en hızlı seri üretim elektrikli otomobil konumunda.

    Yangwang’ın üretimi 30 araçla sınırlı olacak. Bu da U9’un hem koleksiyon değeri hem de teknik önemi açısından gelecekte aranan bir model haline gelmesini garanti ediyor.


    Nürburgring Rekoru: Elektrikli Dönemin Yeni Sembolü

    Nürburgring Nordschleife, dünya otomotiv endüstrisinde yalnızca bir pist değil, aynı zamanda mühendislik kabiliyetinin en önemli ölçütlerinden biri olarak kabul ediliyor.

    U9 Xtreme’in 7 dakikanın altına inmesi, elektrikli otomobillerin artık içten yanmalı süper otomobillerin performans seviyesini yakaladığı hatta geçtiği anlamına geliyor. Elektrikli çağın “hız eşiği” yeniden tanımlanıyor.

    BYD’nin Türkiye’de satılan modellerine ve en güncel fiyat listesine BYD Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Yangwang U9 Xtreme, yalnızca bir rekor kırmadı; elektrikli süper otomobillerin artık hız, dayanıklılık ve mühendislik dengesinde geldiği noktayı gösterdi. Çinli üreticilerin performans sahnesinde artık “rakip” değil, “lider” konumunda olduğunu kanıtlayan bu başarı, Avrupa’daki köklü markalar için de ciddi bir meydan okuma niteliğinde. Nürburgring’de yedi dakikanın altına inen ilk Çinli elektrikli süper otomobil olan U9 Xtreme, geleceğin performans otomobilleri için yeni bir referans noktası oluşturdu.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇




  • DS Automobiles’ten Ekim Ayına Özel %0,99 Faizli Finansman Fırsatları

    DS Automobiles’ten Ekim Ayına Özel %0,99 Faizli Finansman Fırsatları

    DS Automobiles, ekim ayında DS 7 ve DS 4 modelleri için %0,99 faizli kredi seçenekleri ve takas destekleriyle premium segmentte cazip satın alma fırsatları sunuyor.

    Fransız Lüksü ve Seyahat Sanatı Bir Arada

    Fransız premium otomobil markası DS Automobiles, “seyahat sanatı” vizyonunu ekim ayına özel finansman kampanyalarıyla destekliyor. Marka, DS 7 ve DS 4 modellerinde sunduğu düşük faizli kredi seçenekleriyle, Fransız zarafetini ve yüksek teknolojiyi bir arada deneyimlemek isteyen kullanıcılara hitap ediyor.

    Bu kapsamda, markanın SUV segmentindeki temsilcisi DS 7 Etoile BlueHDi 130 için 350 bin TL’ye kadar, 12 ay vadeli ve %0,99 faizli kredi seçeneği sunuluyor. Hibrit güç ünitesine sahip DS 7 Etoile Plug-in Hybrid AWD 300 versiyonu ise 300 bin TL’ye kadar 12 ay vadeli %0,99 faizli kredi ile satışta.

    Kompakt premium sınıfta yer alan DS 4 Pallas BlueHDi 130, 200 bin TL’ye kadar 12 ay vadeli %0,99 faizli kredi ya da takas desteğiyle kullanıcıları DS STORE’lara davet ediyor.


    DS Automobiles’ten Premium Segmentte Ekim Atağı

    DS Automobiles’in ekim ayı kampanyası, markanın teknolojik yeniliklerini ve Fransız tasarım anlayışını daha geniş bir kullanıcı kitlesine ulaştırmayı amaçlıyor. Kampanyada, farklı yaşam tarzlarına hitap eden modeller için ayrı finansman paketleri sunuluyor.

    DS 7, karizmatik ve güçlü duruşunu yenilenmiş detaylarla pekiştirirken, markanın “Fransız lüksü” kimliğini yansıtan malzeme kalitesiyle dikkat çekiyor. Gelişmiş donanım seviyesi, özel far teknolojileri ve yüksek konforu bir araya getiren model, hem şehir içi hem uzun yol sürüşlerinde zarafet ve teknolojiyi harmanlıyor.

    DS 4 ise daha kompakt bir yapıda premium sürüş deneyimi sunuyor. Sportif çizgiler, gizli kapı kolları ve heykelsi gövde formu, DS’in modern tasarım anlayışını yansıtıyor. 19 inç jantları ve aerodinamik yapısı, markanın konsept otomobili DS Aero Sport Lounge’dan ilham alıyor.


    DS 7: Fütüristik Zarafetle Yenilenen SUV

    DS Automobiles’in en iddialı SUV modellerinden biri olan DS 7, modern çizgilerini Fransız moda dünyasından ilham alan detaylarla buluşturuyor. Yenilenen ön tasarımında DS PIXEL LED VISION 3.0 farlar ve DS LIGHT VEIL gündüz farları yer alıyor. Bu sistem, ışığı sadece aydınlatma aracı değil, tasarımın bir parçası olarak konumlandırıyor.

    Arka bölümdeki zarif çizgiler, SUV’nin karakteristik kimliğini güçlendirirken, detaylardaki işçilik DS’in “luks el işçiliği” felsefesini vurguluyor.

    İç mekânda ise yüksek kaliteli deri döşemeler, el dikişi detayları ve DS’in imzası haline gelen kristal benzeri düğme tasarımları öne çıkıyor. Akustik izolasyon, konfor odaklı süspansiyon sistemi ve modern multimedya altyapısı, DS 7’yi uzun yol sürüşlerinde konfor odaklı bir alternatif haline getiriyor.

    Modelde tamamı otomatik şanzımanla sunulan BlueHDi dizel ve şarj edilebilir hibrit motor seçenekleri mevcut. Hibrit versiyon, performansla birlikte yakıt verimliliğini de ön plana çıkarıyor.


    DS 4: Modern Kompakt Sınıfta Fransız Yorumu

    Premium hatchback segmentinde konumlanan DS 4, modern çizgileri ve detaylı işçiliğiyle kompakt sınıfa özgün bir yorum getiriyor. Yüksek oturma pozisyonu, geniş iç hacim ve premium malzeme kullanımıyla konforu ön plana çıkarıyor.

    DS 4’ün dış tasarımında, gövdeye entegre kapı kolları ve keskin hatlara sahip ön farlar dikkat çekiyor. Bu detaylar, otomobilin aerodinamik performansını desteklerken, marka kimliğine özgü sportif bir zarafet sunuyor.

    İç mekân, minimalist ama zarif bir düzenle tasarlanmış. Ergonomik koltuk yapısı, dokunmatik yüzeylerle birleşen DS Iris System multimedya sistemiyle sürüşü kolaylaştırıyor.


    Hibrit Teknoloji ve Yakıt Verimliliği

    DS Automobiles’in plug-in hibrit teknolojisi, markanın çevreci yaklaşımını güçlendiriyor. DS 7 Plug-in Hybrid AWD 300, 4 tekerlekten çekiş sistemiyle yüksek performansı düşük emisyonla birleştiriyor. Elektrikli sürüş modunda şehir içi kullanımlarda sıfır emisyon avantajı sunan model, şarj edilebilir yapısıyla yakıt tüketimini minimuma indiriyor.

    Bu teknoloji, markanın elektrikli geleceğe geçiş vizyonunun da bir parçası. DS Automobiles, 2024 itibarıyla tamamen elektrikli ürün gamına geçiş sürecini hızlandırmış durumda.


    Finansman ve Takas Seçenekleri

    Ekim ayı boyunca geçerli olan kampanya, DS Automobiles’in Türkiye genelindeki DS STORE showroom’larında uygulanıyor.
    Kampanya kapsamında:

    • DS 7 Etoile BlueHDi 130: 350.000 TL’ye kadar 12 ay vadeli %0,99 faizli kredi
    • DS 7 Etoile Plug-in Hybrid AWD 300: 300.000 TL’ye kadar 12 ay vadeli %0,99 faizli kredi
    • DS 4 Pallas BlueHDi 130: 200.000 TL’ye kadar 12 ay vadeli %0,99 faizli kredi veya takas desteği

    Bu fırsatlar, stoklarla sınırlı olup, Ekim 2025 sonuna kadar geçerli olacak.

    Ayrıntılı bilgi için DS Automobiles Türkiye web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    DS Automobiles, bu kampanya ile yalnızca cazip finansman fırsatları sunmakla kalmıyor; aynı zamanda markanın “Fransız zarafetini teknolojiyle birleştiren” kimliğini daha ulaşılabilir hale getiriyor. DS 7, SUV segmentinde konfor ve lüksün bir arada sunulduğu bir seçenek olarak öne çıkarken; DS 4, kompakt sınıfta stil ve premium hissi bir araya getiriyor. Marka, düşük faizli kredi kampanyalarıyla premium segmentte rekabeti kızıştırırken, şarj edilebilir hibrit modellerle de elektrifikasyon sürecini desteklemeye devam ediyor.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Bentley Black Forest Collection: A Unique Mulliner Series Celebrating 15 Years of Bentley Stuttgart

    Bentley Black Forest Collection: A Unique Mulliner Series Celebrating 15 Years of Bentley Stuttgart

    Bentley Stuttgart celebrates its 15th anniversary with the exclusive Black Forest Regional Collection by Mulliner — a trio of handcrafted models inspired by the beauty and heritage of Germany’s legendary Schwarzwald region.

    15 Years of Bentley Stuttgart: Where Luxury Meets Nature

    Bentley has marked the 15th anniversary of Bentley Stuttgart, one of its most distinguished retailers in Germany, with a truly special collection — the Black Forest Regional Collection. Designed and hand-built by Mulliner, Bentley’s bespoke division, this limited series brings together the essence of the brand with the natural elegance and cultural identity of Germany’s Black Forest (Schwarzwald).

    The Black Forest Collection includes three exclusive models that reinterpret the spirit of grand touring through the lens of nature and craftsmanship:

    • Bentayga S Black Edition
    • Continental GT Speed
    • Continental GTC Speed

    The exclusive event in Stuttgart brought together Bentley’s most loyal clients, collectors, and friends of the brand, celebrating 15 years of success while ushering in a new chapter of Bentley’s journey in Europe.


    The Spirit of the Black Forest: Nature Reimagined in Craftsmanship

    The Black Forest Collection is a showcase of Mulliner’s artisanal excellence — a seamless blend of natural inspiration and British luxury. The exterior is finished in a deep, sophisticated Scarab Green paint, echoing the lush tones of the Black Forest. Each car features a special edition luggage set and illuminated door sills engraved with the “Black Forest” insignia, underlining their bespoke nature.

    Inside, open-pore walnut veneers, warm natural leather tones, and contrasting stitching bring the serene harmony of nature into the cabin. Intricate leaf motifs etched into the dashboard and green-red embroidered details on the seats pay homage to the region’s flora and cultural heritage.

    Each detail is a tactile reminder of Bentley’s mastery in merging mechanical precision with artistic craftsmanship — transforming nature’s tranquility into a moving piece of luxury design.


    Bentayga S Black Edition: Sporty DNA, Timeless Sophistication

    The Bentayga S Black Edition represents the boldest expression of Bentley’s best-selling SUV. Powered by a 4.0-litre twin-turbocharged V8 engine delivering 542 hp and 770 Nm of torque, it accelerates from 0 to 100 km/h in just 4.4 seconds.

    The model’s aggressive stance is emphasized by 22-inch black alloy wheels, darkened exterior accents, and a commanding body design that reflects both performance and elegance. Inside, the Bentayga S combines athletic intent with ultimate comfort — a true showcase of Bentley’s dual personality: dynamic on the road, yet serene in motion.

    This model stands as the perfect embodiment of how engineering precision and the colors of nature can coexist within the same masterpiece.


    Continental GT Speed: The Pinnacle of Grand Touring

    The Continental GT Speed continues Bentley’s grand touring legacy, now elevated by next-generation hybrid technology. Equipped with the brand’s new Ultra Performance Hybrid system, the GT Speed combines a 4.0-litre V8 engine with an advanced electric motor to produce an astonishing 762 hp and 1,000 Nm of torque.

    The result is staggering performance: 0–100 km/h in just 3.2 seconds. Yet beyond the numbers, the GT Speed represents Bentley’s shift toward sustainable high performance — proof that electrification and luxury can enhance, rather than compromise, one another.

    The combination of raw power and sustainable engineering makes the GT Speed the most powerful Continental ever built, setting a new benchmark for the brand’s future grand tourers.


    Continental GTC Speed: Power Meets Open-Air Elegance

    The Continental GTC Speed, the convertible counterpart of the GT Speed, brings the same hybrid powertrain and advanced chassis systems into an open-top format. With its roof down, the GTC offers an unparalleled sensory experience — the sound of the powertrain blending with the open air and the scent of nature.

    Every GTC Speed is meticulously handcrafted, offering unlimited personalization through Mulliner, from custom stitching to unique veneer selections. The model perfectly combines performance, sophistication, and the joy of open-air driving — transforming every journey into a grand touring experience.


    15 Years of Craftsmanship and Partnership

    The Black Forest Collection is more than a celebration of cars — it’s a symbol of Bentley Stuttgart’s 15-year partnership with Bentley Motors. Over the years, the Stuttgart dealership has evolved from a traditional showroom into a hub of luxury experiences, representing the brand’s philosophy of “extraordinary journeys” both on and off the road.

    Richard Leopold, Bentley’s Regional Director for Europe, summarized the essence of the project:

    “The Black Forest Collection reflects the perfect harmony between British craftsmanship and regional inspiration. This series embodies our vision to create truly personal expressions of luxury that connect our customers to their roots and their stories.”


    The Intersection of Heritage and Innovation

    Each model in the Black Forest Collection captures the balance between tradition and progress. Mulliner’s bespoke craftsmanship transforms regional inspiration into a form of modern artistry — fusing Bentley’s British heritage with the spirit of Germany’s natural landscapes.

    From the hand-stitched interiors to the bespoke paint finishes, the collection serves as a reminder that luxury is not just about performance or prestige — it’s about storytelling, authenticity, and connection to place.

    The Bentley Black Forest Regional Collection will be available exclusively through Bentley Stuttgart, with each car produced in extremely limited numbers.


    Piston Kafalar Comment

    The Black Forest Collection stands as a testament to Bentley’s philosophy: craftsmanship without compromise. It’s not just a celebration of a dealership milestone, but an example of how luxury brands can localize their identity while maintaining global appeal.

    Each model — from the athletic Bentayga S to the elegant Continental GT and GTC — tells a story of nature meeting innovation, of regional heritage meeting British artistry. It’s Mulliner at its finest: personal, poetic, and timeless.

    You May Also Like

    🔗 Mercedes Blends Classic Elegance with Future Tech: Vision Iconic Concept Unveiled
    Mercedes-Benz redefines luxury with the Vision Iconic concept — a seamless blend of classic design cues and futuristic innovations like solar-reflective paint and Level 4 autonomous driving.

    🔗 Ferrari SC40: A One-Off Berlinetta Paying Homage to the Legendary F40
    Ferrari’s SC40 celebrates the 1987 F40 through a unique Mulliner-style creation based on the 296 GTB hybrid platform, combining 830 hp of power with timeless Italian craftsmanship.

    🔗 The Legend Returns: All-Electric Renault 5 Turbo 3E Shines at Tour de Corse with 555 HP
    Renault revives the iconic 5 Turbo as an all-electric powerhouse — the Turbo 3E concept wows at Tour de Corse with 555 hp and drift-ready rally dynamics.

  • Ferrari SC40: A One-Off Berlinetta Paying Homage to the Legendary F40

    Ferrari SC40: A One-Off Berlinetta Paying Homage to the Legendary F40

    Ferrari reveals the SC40 — a one-off hybrid supercar inspired by the iconic F40. Based on the 296 GTB architecture, the SC40 delivers 830 hp while blending classic Ferrari heritage with futuristic design and craftsmanship.

    A Modern Tribute to the F40 Legacy

    Ferrari has unveiled the SC40, a stunning one-off model developed under its exclusive Special Projects program. Presented in Maranello on October 17, 2025, the SC40 pays tribute to one of the most revered Ferraris ever built — the 1987 F40, personally approved by Enzo Ferrari himself.

    However, the SC40 is more than a nostalgic nod to the past. Built on the hybrid architecture of the 296 GTB, this exceptional creation represents the pinnacle of Ferrari’s bespoke design philosophy — where timeless passion meets 21st-century technology and design purity.


    F40 Reborn: The Spirit of a Legend

    Designed by Flavio Manzoni and his team at the Ferrari Styling Centre, the SC40 emerges from the One-Off Special Projects division — a program dedicated to crafting entirely unique vehicles tailored to the vision of a single client. Each model is hand-built, embodying the intersection of personal artistry and Maranello’s engineering excellence.

    The name “SC40” directly references the F40, which debuted in July 1987 as a symbol of raw performance and mechanical purity. For this modern interpretation, Ferrari’s designers masterfully merged the angular aesthetic of the original F40 with contemporary surfacing techniques, achieving a design that feels both familiar and futuristic.


    Exterior Design: Sculpted Aerodynamics with Artistic Precision

    The Ferrari SC40 features a completely bespoke body — every line, vent, and surface purpose-built to blend form and function. The embossed “SC40” lettering on the side panel serves as a respectful tribute to the F40, while the car’s stance asserts its own modern personality.

    Key design elements include:

    • High fixed rear wing, emerging vertically from the engine cover and intersected by a black separation line, giving the car a commanding rear profile.
    • Smoked Lexan® louvers, offering a view of the V6 hybrid powertrain while integrating seamlessly into the aerodynamic flow.
    • Central titanium and carbon-fiber exhaust outlets, surrounded by redesigned LED taillights that echo the visual identity of the 296 GTB.
    • Reinterpreted NACA ducts on the sides, enhancing airflow efficiency while preserving the spirit of the original F40’s bodywork.
    • Aggressive front intakes and new brake cooling channels, emphasizing downforce and muscular design.

    The overall result is a sculpture on wheels — a pure expression of Ferrari’s aerodynamic artistry.


    Interior: Minimalism and Kevlar Heritage

    Inside, the SC40’s cabin exudes the same race-bred minimalism that made the F40 an icon. The cockpit is a fusion of retro cues and modern craftsmanship, defined by the extensive use of carbon-Kevlar composite materials throughout the footwells, seat backs, floor mats, and engine bulkhead.

    The dark charcoal Alcantara® upholstery is contrasted with red jacquard inserts, while the embroidered Prancing Horse on the headrests and woven SC40 badges elevate the sense of exclusivity.

    Ferrari’s bespoke paint finish, SC40 White, highlights the car’s sculpted contours and subtly mirrors the Kevlar tones of the interior. Details such as the brushed aluminum fuel cap and charging port lid underscore the obsessive attention to craftsmanship that defines Ferrari’s One-Off program.


    Powertrain: Hybrid Muscle Beyond the F40

    Under its stunning bodywork, the SC40 channels Ferrari’s latest hybrid technology — blending the past and future of performance. Based on the 296 GTB platform, it combines a 3.0-liter twin-turbo V6 engine with an electric motor to produce an astonishing 830 hp (610 kW) and 740 Nm of torque.

    Performance figures confirm that this one-off masterpiece surpasses its spiritual ancestor in every measurable way:

    Performance MetricSC40F40 (1987)
    Total Power830 hp478 hp
    0–100 km/h2.9 s4.1 s
    0–200 km/h7.3 s12.0 s
    Top Speed330+ km/h324 km/h

    Where the F40’s raw twin-turbo V8 once symbolized peak performance, the SC40 demonstrates how far Ferrari’s hybrid evolution has progressed — faster, more efficient, and still uncompromisingly emotional.


    Ferrari’s “Special Projects” Legacy

    The Special Projects initiative represents the highest level of Ferrari’s personalization expertise. Each creation takes approximately two years from concept to delivery, involving the client in every stage — from design sketches to final assembly. The result is a truly bespoke masterpiece, destined to remain one-of-a-kind forever.

    In the case of the SC40, Ferrari has once again succeeded in translating a collector’s vision into a rolling work of art — a machine that honors the past while celebrating the technological possibilities of the future.

    Starting October 18, the original SC40 design sketches will be displayed at the Ferrari Museum in Maranello, allowing enthusiasts to admire one of the most extraordinary examples of modern automotive craftsmanship up close.


    Piston Kafalar Comment

    The Ferrari SC40 is not just a one-off supercar; it is a statement of lineage. It bridges 40 years of innovation, reinterpreting one of the most important Ferraris ever built through the lens of contemporary engineering. From its carbon-Kevlar cabin to its hybrid heart, the SC40 represents the perfect fusion of emotion, exclusivity, and evolution.

    In an era where electrification often dilutes character, Ferrari proves once again that passion and performance can coexist — perhaps even flourish — in the hybrid age.

  • Dacia Sandriders Gücüne Güç Kattı: Moraes ve Zenz 2026 Kadrosuna Dahil Oldu

    Dacia Sandriders Gücüne Güç Kattı: Moraes ve Zenz 2026 Kadrosuna Dahil Oldu

    Dacia Sandriders, FIA Dünya Ralli-Raid Şampiyonası’nda (W2RC) 2026 sezonu öncesi kadrosunu güçlendirdi. Lucas Moraes ve Dennis Zenz’in ekibe katılmasıyla dört araçlık dev bir kadro kuruluyor.

    2026’ya Giden Yolda Yeni Hamle: Dacia Sandriders Büyüyor

    Dacia’nın motorsporlarındaki iddialı projesi The Dacia Sandriders, FIA Dünya Ralli-Raid Şampiyonası’nda (W2RC) zirveyi hedefleyen dev bir adım attı. Ekip, 2026 sezonu itibarıyla dört araçlık bir kadroya genişleyecek ve bu güçlü kadroya Brezilyalı pilot Lucas Moraes ile Alman yardımcı pilot Dennis Zenz de katılacak.

    Bu stratejik hamle, Dacia’nın ralli-raid dünyasındaki iddiasını daha da pekiştirirken, Dakar Rallisi zaferi için verilen mücadeleye önemli bir ivme kazandırıyor. Moraes ve Zenz’in eklenmesiyle birlikte takımın hedefi yalnızca Dakar’da kazanmak değil; sürücü, yardımcı pilot ve üretici klasmanlarında da şampiyonluk için mücadele etmek olacak.


    Dört Araçlık Dev Kadro: Sandriders Zirveye Hazır

    Yeni sezonda The Dacia Sandriders’ın kadrosu tarihinin en güçlü haline gelecek. Moraes ve Zenz’in yanı sıra takımdaki diğer üç ekip de motorsporlarının en üst düzey isimlerinden oluşuyor:

    • Cristina Gutiérrez / Pablo Moreno – İspanyol ikili, dayanıklılığı ve istikrarıyla tanınıyor.
    • Nasser Al-Attiyah / Fabian Lurquin – Katar-Belçika ikilisi, çok sayıda Dakar zaferiyle bu spordaki en başarılı isimlerden.
    • Sébastien Loeb / Édouard Boulanger – Dünya ralli tarihinin en başarılı pilotlarından biri olan Loeb, tecrübesiyle Dacia’nın kozlarından biri olacak.

    Moraes ve Zenz’in katılımıyla oluşan bu dört araçlık yapı, W2RC’de en rekabetçi üreticilerle başa baş mücadele edebilmek için büyük önem taşıyor. Artık Dacia da, Toyota, Audi veya Prodrive gibi devlerle aynı seviyede sahaya çıkacak.


    Lucas Moraes: Brezilya’dan Gelen Şampiyonluk Adayı

    35 yaşındaki Lucas Moraes, kısa sürede ralli-raid dünyasının yıldız isimlerinden biri haline geldi. 2023 Dakar Rallisi’nde ilk yarışında podyum görerek dikkatleri üzerine çeken Brezilyalı pilot, ertesi yıl W2RC genel klasmanını üçüncü sırada tamamladı.

    2025 sezonu ise onun kariyerinde bir dönüm noktası oldu. Abu Dabi ve Güney Afrika’da podyum gören Moraes, ardından Rally-Raid Portekiz’de ilk W2RC zaferini kazandı. Bu sonuçlarla Rallye du Maroc’a şampiyonluk adaylarından biri olarak girdi. Üç kez Brezilya şampiyonu olan Moraes’in istikrarlı performansı, Dacia’nın 2026’daki hedeflerine ulaşmasında kilit rol oynayacak.

    Moraes, yeni takımıyla ilgili duygularını şöyle özetliyor:

    “The Dacia Sandriders ailesine katıldığım için inanılmaz mutlu ve gururluyum. Bu kariyerimde yeni ve heyecan verici bir sayfa olacak. Böyle iddialı bir projenin parçası olmaktan dolayı çok motiveyim. Dacia ile büyük başarılara imza atabileceğimize inanıyorum.”


    Dennis Zenz: Navigasyonun Ustası

    Moraes’in yanındaki koltukta oturacak isim ise ralli dünyasının en yetenekli yardımcı pilotlarından biri olan Dennis Zenz. 35 yaşındaki Alman navigator, 2023 Dakar Rallisi’nde Seth Quintero ile birlikte sınıf ikinciliği elde etti. 2024 ve 2025 yıllarında Abu Dabi Desert Challenge’da genel klasmanda podyum yaparak tecrübesini perçinledi.

    Zenz, 2026 projesi hakkında şunları söylüyor:

    “Lucas ile birlikte The Dacia Sandriders’a katılmak beni gerçekten heyecanlandırıyor. Güçlü bir otomobil, harika bir ekip ve dört rekabetçi mürettebatla yarışacağız. Amacımız sadece Dakar’ı kazanmak değil; sürücü, yardımcı pilot ve üretici şampiyonluklarını da almak. Bu vizyonun bir parçası olmak gurur verici.”


    Takım Yönetimi: “Zafer İçin Dört Araç Şart”

    The Dacia Sandriders Takım Direktörü Tiphanie Isnard, Moraes ve Zenz’in katılımının stratejik önemini vurguluyor:

    “Son bir yılda ralli-raid dünyası büyük değişim geçirdi. Rekabet çok daha sıkı hale geldi ve artık zaferler dakikalarla değil, saniyelerle belirleniyor. FIA’nın Balance of Performance sistemiyle birlikte dört araçlı yapı kaçınılmaz hale geldi. Dacia’nın zirve mücadelesinde yer alabilmesi için bu yapı şarttı. Lucas istatistiksel olarak en başarılı pilotlardan biri ve takım ruhuna mükemmel uyum sağlıyor. Dennis de aynı şekilde. İkisi de takımın dinamiğini güçlendirecek.”

    Dacia Satış ve Pazarlama Başkan Yardımcısı Frank Marotte ise hedeflerinin açık olduğunu belirtiyor:

    “2026 Dakar Rallisi’ni kazanmak uzun vadeli hedeflerimizden biri. Bunun için en iyi ekip arkadaşlarıyla çalışmalı ve başarı için gerekli tüm araçları sağlamalıydık. Lucas ve Dennis, Dacia’nın ruhunu tam anlamıyla yansıtıyor: doğa odaklı, motive ve gerçekten önemli olana odaklanan insanlar.”


    W2RC 2026: Mücadele Takvimi Açıklandı

    FIA Dünya Ralli-Raid Şampiyonası 2026 takvimi, motorsporları tutkunlarını beş kıtaya uzanan zorlu parkurlara taşıyacak:

    • Dakar Rallisi (Suudi Arabistan): 3-17 Ocak
    • Rally-Raid Portekiz: 17-22 Mart
    • Desafío Ruta 40 (Arjantin): 24-29 Mayıs
    • Rallye du Maroc (Fas): 28 Eylül – 3 Ekim
    • Abu Dhabi Desert Challenge (BAE): 22-27 Kasım

    Bu takvim, ekiplerin farklı iklim, arazi ve zorluklarla başa çıkmasını gerektiriyor. Dacia Sandriders, dört araçlı yapısı sayesinde sezon boyunca her etapta zirve mücadelesi verecek güce sahip olacak.

    Şampiyonluk Hedefi Artık Daha Yakın

    Moraes ve Zenz’in kadroya katılması, Dacia Sandriders için sadece bir transfer değil, aynı zamanda bir vizyonun somutlaşması. Artık takım, 2026 sezonunda yalnızca yarışlara katılmak için değil, zirveye oynamak için orada olacak. Dakar Rallisi’nden W2RC genel klasmanına kadar uzanan bu iddialı yolculukta, Dacia’nın adını şampiyonluk listesinde görmemiz an meselesi olabilir.

    Motor sporları haberlerimize BURADAN ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Dacia Sandriders, Moraes ve Zenz transferiyle ralli-raid dünyasında çıtayı bir üst seviyeye taşıyor. Artık hedef yalnızca podyum değil, 2026 Dakar zaferi ve W2RC şampiyonluğu. Dört araçlı yapı, stratejik esneklik ve rekabet avantajı sağlarken, güçlü pilot kadrosu da Dacia’yı zirveye taşımaya hazır. Motorsport dünyasında yeni bir dönemin eşiğindeyiz ve Sandriders bu dönemin en iddialı aktörlerinden biri olacak.

  • Yeni Porsche Macan GTS: Tamamen Elektrikli Performans Çağının Zirvesi

    Yeni Porsche Macan GTS: Tamamen Elektrikli Performans Çağının Zirvesi

    Porsche, ilk tamamen elektrikli Macan GTS modelini tanıttı. 420 kW güç, 3.8 saniyelik 0-100 km/s süresi, 586 km menzil ve özel GTS detaylarıyla SUV dünyasında çıtayı yeniden belirliyor.

    Elektrikli Gücün Yeni Tanımı: Porsche Macan GTS

    Porsche, yüksek performanslı SUV dünyasında yepyeni bir sayfa açıyor. Markanın tamamen elektrikli SUV serisine katılan yeni Macan GTS, yalnızca teknik değerleriyle değil, sürücü odaklı yapısı ve ikonik GTS ruhunu geleceğe taşıyan tasarımıyla da dikkat çekiyor. 420 kW’a varan overboost gücü, sportif süspansiyon sistemi, arka diferansiyel kilidi ve 586 km’ye ulaşan menziliyle Macan GTS, elektrikli performans SUV segmentinde rekabeti yeniden tanımlıyor.

    GTS etiketinin taşıdığı anlam Porsche hayranları için özel. 1963’teki efsanevi 904 Carrera GTS’den bu yana üç harf, Porsche’nin saf sürüş heyecanını temsil ediyor. Artık bu unvan, markanın tamamen elektrikli SUV dünyasında da yerini alıyor.


    Olağanüstü Performans: 0-100 km/s 3.8 Saniye

    Yeni Macan GTS, teknik veriler açısından sınıfında rakipsiz. 0’dan 100 km/s’ye yalnızca 3.8 saniyede ulaşan SUV, 200 km/s hızını 13.3 saniyede görüyor ve maksimum 250 km/s ile sınırlı bir son hıza sahip. Arkaya konumlandırılan yüksek verimli elektrik motoru, 900 amperlik silisyum karbür (SiC) invertör ile besleniyor. Bu motor, önde yer alan ikinci motorla birlikte 380 kW (516 PS) güç üretiyor ve Launch Control ile birlikte 420 kW (571 PS)’ye kadar çıkabiliyor. Maksimum tork ise etkileyici bir şekilde 955 Nm seviyesinde.

    100 kWh kapasiteli yüksek voltajlı batarya, yalnızca 21 dakikada yüzde 10’dan yüzde 80’e kadar hızlı şarj olabiliyor. 270 kW’lık DC hızlı şarj desteği sayesinde uzun yolculuklar artık daha kısa molalarla mümkün. Ayrıca araç, WLTP standardına göre 586 kilometreye kadar menzil sunuyor.


    Pist Odaklı Sürüş Modu: Sport Chrono Paketi Standart

    Macan GTS, pist performansını günlük sürüşle birleştiren özel sürüş modlarına sahip. Standart olarak gelen Sport Chrono Paketi, Taycan’dan alınan Track Mode özelliğini de içeriyor. Bu mod, batarya soğutmasını artırarak yüksek performans altında güç kaybı riskini azaltıyor ve sürekli yüksek güç kullanımını mümkün kılıyor. Bu sayede Macan GTS, uzun süreli pist kullanımlarında dahi performansını koruyor.


    Spor Otomobil Dinamikleri: Özel Süspansiyon ve Ağırlık Dağılımı

    Yeni Macan GTS, SUV gövdesine rağmen 48:52 arka ağırlık dağılımı sayesinde safkan spor otomobil hissi sunuyor. Elektronik kontrollü diferansiyel kilidi, Porsche Torque Vectoring Plus (PTV Plus) sistemiyle birlikte çalışarak viraj kabiliyetini artırıyor. Ayrıca, tüm tekerleklere hızlı tepki veren ePTM dört tekerlekten çekiş sistemi, her zeminde optimum çekiş sağlıyor.

    Araç, Macan ailesinin en düşük ağırlık merkezine sahip. 10 mm alçaltılmış spor hava süspansiyonu, PASM aktif süspansiyon yönetimi ve özel amortisör ayarları sayesinde virajlarda üstün denge sunuyor. Opsiyonel arka aks yönlendirme sistemi, dar alanlarda manevra kabiliyetini artırırken yüksek hızda stabiliteyi güçlendiriyor. Ayrıca GTS’ye özel Porsche Electric Sport Sound (PESS) sistemi, iki farklı ses profiliyle sürüş deneyimine duygusal bir boyut kazandırıyor.


    GTS Tasarımı: Karanlık Detaylarla Sportif Ruh

    Dış tasarımda GTS kimliği açıkça hissediliyor. Gövdenin ön, yan ve arka bölümlerinde yer alan siyah detaylar, aracı diğer Macan modellerinden ayırıyor. Ters ışıkta bile kolay fark edilen karartılmış Matrix LED farlar, geniş hava girişleri ve güçlü çamurluklar, aracın kaslı karakterini öne çıkarıyor.

    Yeni Sport Design Paketi, Macan GTS’de standart olarak sunulacak ve modelin görünümünü daha da agresif hale getirecek. Siyah yan etekler, adaptif arka spoyler ve vurgulu difüzör gibi detaylar, otomobilin güçlü duruşunu tamamlıyor.

    Standart olarak 21 inç Anthracite Grey jantlar ile gelen Macan GTS, opsiyonel olarak 22 inç RS Spyder Design jantlarla da donatılabiliyor. Ayrıca üç yeni renk seçeneği sunuluyor: Crayon, GTS’ye özgü Carmine Red ve ilk kez Macan’da kullanılan Lugano Blue. Porsche Exclusive Manufaktur programı ile 60’a yakın özel renk seçeneği de mümkün.


    İç Mekân: Motorsport Esintili Lüks

    Kabin, Porsche’nin yarış genlerini yansıtan malzemelerle donatılmış. Race-Tex (alcantara benzeri mikrofiber) döşemeler, direksiyon simidi, kapı panelleri ve koltuklarda kullanılıyor. 18 yöne ayarlanabilen spor koltuklar, uzun yolculuklarda konfor sunarken virajlarda sürücüyü sıkıca sarıyor.

    Opsiyonel GTS İç Mekân Paketi, dış renkle uyumlu iç dikiş ve detaylarla kişiselleştirme imkânı tanıyor. Carmine Red, Slate Grey Neo ve Lugano Blue seçenekleriyle koltuk dikişleri, emniyet kemerleri ve “GTS” logoları renklendirilebiliyor. Karbon fiber iç trim detayları ise sportifliği tamamlıyor.

    Dijital kokpit de GTS’ye özel dokunuşlara sahip. Merkezi ekran, aracın dış rengini 3D görselleştirmeyle yansıtırken, gösterge panelinde özel “GTS” animasyonları yer alıyor. Ayrıca Sport Chrono Paketi’nin sunduğu tur zamanı, telemetri ve sektör analizi gibi pist odaklı veriler doğrudan ekrandan erişilebilir.


    Teknoloji ve Konfor: GTS’de Yenilikçi Donanımlar

    Yeni Macan GTS, yalnızca performansıyla değil, teknolojik donanımıyla da öne çıkıyor. Porsche Dijital Anahtar, fiziksel anahtar ihtiyacını ortadan kaldırırken, gelişmiş park asistanı sürücünün işini kolaylaştırıyor. Yapay zeka destekli sesli asistan (Voice Pilot), doğal konuşma diliyle komutları anlayabiliyor. Ayrıca araç içi oyun platformu genişletilirken, çekme kapasitesi de 2.500 kg’a çıkarılmış durumda.

    Porsche’nin Türkiye’de satılan modellerine ve en güncel fiyat bilgisine Porsche Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Tamamen elektrikli Porsche Macan GTS, performans SUV kavramına yeni bir seviye kazandırıyor. GTS rozetinin temsil ettiği sportif ruh, bu modelde yalnızca hız ve güçle değil, aynı zamanda üstün sürüş dinamikleri ve kişiselleştirilebilir tasarım detaylarıyla da kendini gösteriyor. Porsche, bu modelle hem pistte adrenalin arayanları hem de günlük kullanımda yüksek teknoloji isteyenleri hedefliyor. Elektrikli çağda gerçek bir sürücü otomobili arayanlar için Macan GTS çok güçlü bir seçenek olacak.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇




  • Yeni Land Cruiser FJ: Efsane Yeniden Doğuyor

    Yeni Land Cruiser FJ: Efsane Yeniden Doğuyor

    Toyota, efsanevi Land Cruiser serisini yeni “FJ” modeliyle genişletiyor. 2026’da satışa çıkacak olan Land Cruiser FJ, kompakt gövdesi, yüksek arazi kabiliyeti ve özelleştirilebilir yapısıyla SUV dünyasında yeni bir dönem başlatıyor.

    Toyota’nın Efsanesi Yeni Çağında: Land Cruiser FJ

    Toyota, off-road dünyasının simgesi haline gelen Land Cruiser serisini bambaşka bir noktaya taşıyacak yeni modeliyle karşımızda: Land Cruiser FJ. Japon üretici, 2025 Japonya Mobilite Fuarı’nda sahneye çıkardığı bu yeni nesil SUV ile hem nostaljiyi hem de modern teknolojiyi bir araya getiriyor. 1951’de “Toyota BJ” adıyla başlayan ve kısa sürede efsaneleşen Land Cruiser yolculuğu, şimdi “Freedom & Joy” (Özgürlük ve Neşe) felsefesiyle yeniden tanımlanıyor.

    2026 ortasında Japonya pazarında satışa sunulması planlanan yeni Land Cruiser FJ, klasik ruhu korurken çok daha geniş bir kullanıcı kitlesine hitap etmeyi hedefliyor. Toyota, FJ ile yalnızca bir SUV değil, aynı zamanda doğa tutkusu ve macera arayışını temsil eden bir yaşam tarzı sunmayı amaçlıyor.


    70 Yılı Aşan Bir Miras

    Land Cruiser’ın hikâyesi 1951 yılında başlıyor. Toyota BJ, Japonya’nın en yüksek dağı Fuji’nin 6. istasyonuna ulaşan ilk araç olarak tarihe geçiyor. O günden bu yana Land Cruiser; güvenlik, dayanıklılık ve erişilebilirlik prensipleriyle dünyanın en zorlu yollarında görev yaptı. 70 yılı aşkın sürede 190’dan fazla ülke ve bölgede 12,15 milyonun üzerinde satış gerçekleştiren model, yalnızca bir otomobil değil, bir güven sembolü haline geldi.

    Bugüne kadar Land Cruiser ailesi üç ana seriyle temsil ediliyordu:

    • 300 Serisi: En yeni teknolojileri barındıran, lüks ve konfor odaklı amiral gemisi.
    • 70 Serisi: Maksimum dayanıklılık sunan ağır hizmet aracı.
    • 250 Serisi: 2024’te tanıtılan, orijinal Land Cruiser ruhunu yansıtan sade ve işlevsel model.

    Yeni FJ, bu seriye katılarak dördüncü bir sütun oluşturuyor ve markanın “özgürlük” ve “neşe” vizyonunu hayata geçiriyor.


    Tasarım: Klasik Ruh, Modern Yorum

    Yeni Land Cruiser FJ, tasarım anlayışında klasik Land Cruiser mirasını modern çizgilerle harmanlıyor. Toyota tasarımcıları, aracın siluetini kare bir kabin üzerine inşa ederek geniş iç hacim ve yüksek taşıma kapasitesine öncelik verdi.

    Dış tasarımda öne çıkan detaylar:

    • Dikdörtgen gövde yapısı ve keskin hatlar sayesinde güçlü, sağlam bir görünüm.
    • Büyük çamurluklar ve güçlü tamponlar, araziye hazır duruşu pekiştiriyor.
    • Çıkarılabilir tampon köşeleri, yalnızca hasarlı parçaların değiştirilmesine olanak tanıyarak onarımı kolaylaştırıyor.

    İç mekânda da sürücü odaklı bir yaklaşım benimsenmiş. Yatay tasarımlı gösterge paneli ve kolay ulaşılabilir kumandalar sürüş konsantrasyonunu artırıyor. Alçak konumlandırılan ön konsol ve cam çizgisi, özellikle zorlu arazilerde görüş alanını maksimuma çıkarıyor. Ayrıca, gelişmiş aktif güvenlik sistem paketi Toyota Safety Sense, sürüş güvenliğini her koşulda destekliyor.


    Kompakt Boyutlar, Maksimum Arazi Kabiliyeti

    Yeni Land Cruiser FJ’nin en dikkat çekici yeniliklerinden biri, kompakt boyutlarıyla sunduğu çeviklik. 250 Serisi’ne göre 270 mm daha kısa aks mesafesi sayesinde araç, 5.5 metrelik minimum dönüş yarıçapı ile şehir içi kullanımdan dar dağ yollarına kadar geniş bir yelpazede manevra kabiliyeti sunuyor.

    Off-road performansına katkı sağlayan teknik detaylar arasında şunlar öne çıkıyor:

    • IMV platformu sayesinde artırılmış gövde rijitliği ve optimum yerden yükseklik.
    • 70 Serisi ile eşdeğer tekerlek hareket kabiliyeti, zorlu arazilerde dahi maksimum tutunma.
    • Alt şasi takviyeleri sayesinde daha yüksek yol tutuş ve gövde dengesi.

    Toyota, geliştirme sürecinde kapsamlı arazi testleri yaparak modelin “gerçek bir Land Cruiser” olma kriterlerini titizlikle sağladığını vurguluyor.


    Sınırsız Özelleştirme Potansiyeli

    Land Cruiser FJ, kullanıcıların kendi tarzlarını araca yansıtabilmeleri için geniş özelleştirme seçenekleriyle sunulacak. Klasik Land Cruiser modellerine gönderme yapan yuvarlak farlar, MOLLE ekipman panelleri ve modüler dış donanımlar, kişiselleştirme alanında önemli fırsatlar yaratıyor.

    Ayrıca Toyota, FJ’nin ruhuna uygun yeni mobilite çözümleri üzerinde de çalışıyor. Bunlardan biri, aracın bagajına sığacak kadar kompakt olan elektrikli kişisel mobilite aracı Land Hopper. Bu araç, orman yolları gibi zorlu patikalarda ulaşım imkânı sunarak macerayı bir adım öteye taşıyor.


    Teknik Özellikler: Kompakt SUV, Büyük Güç

    Yeni Land Cruiser FJ’nin prototip versiyonunun teknik verileri şöyle:

    ÖzellikDeğer
    Uzunluk4.575 mm
    Genişlik1.855 mm
    Yükseklik1.960 mm
    Aks Mesafesi2.580 mm
    Kapasite5 yolcu
    Motor2TR-FE 2.7L benzinli
    Güç120 kW (163 PS)
    Tork246 Nm
    AktarmaPart-time 4WD
    Şanzıman6 ileri Super ECT

    Bu veriler, FJ’nin kompakt sınıfta konumlanmasına rağmen güçlü ve dayanıklı bir SUV olduğunu kanıtlıyor. Toyota, motor seçeneklerinin bölgelere göre farklılık gösterebileceğini ve hibrit versiyonun da ilerleyen süreçte planlandığını açıkladı.

    Toyota’nın Türkiye’de satılan modellerine ve en güncel fiyat bilgisine Toyota Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Yeni Land Cruiser FJ, Toyota’nın SUV mirasını geleceğe taşıyan en önemli adımlardan biri. Klasik ruhu modern tasarımla buluşturan FJ, “ulaşılabilir macera” kavramını yeniden tanımlıyor. Özellikle kompakt ölçüler, yüksek arazi performansı ve özelleştirme seçenekleri sayesinde, hem şehirde yaşayan doğa tutkunlarını hem de profesyonel off-road kullanıcılarını aynı potada buluşturacak gibi görünüyor.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇




  • Ferrari SC40: Efsane F40’a Saygı Duruşu Niteliğinde Tek Seferlik Berlinetta Sahneye Çıktı

    Ferrari SC40: Efsane F40’a Saygı Duruşu Niteliğinde Tek Seferlik Berlinetta Sahneye Çıktı

    Ferrari, efsanevi F40’a saygı duruşu niteliğindeki tek seferlik SC40 modelini tanıttı. 296 GTB temelli bu hibrit süper otomobil 830 hp güç üretiyor.

    Ferrari, markanın en özel müşterileri için geliştirdiği “One-Off” programının en yeni üyesi SC40’ı tanıttı. Maranello’da 17 Ekim 2025’te örtüsü kaldırılan bu olağanüstü otomobil, 1987’de tanıtılan ve Enzo Ferrari’nin bizzat onayladığı efsanevi F40’a modern bir selam niteliği taşıyor. Ancak SC40, yalnızca geçmişe saygı duruşu yapmakla kalmıyor; 296 GTB’nin mimarisi ve hibrit gücü üzerine kurulu tamamen özgün tasarımıyla Ferrari’nin kişiselleştirme felsefesinin en üst noktası olarak tarihe geçiyor.


    F40 Efsanesi Yeniden Doğdu: SC40 Sahneye Çıktı

    Ferrari SC40, Flavio Manzoni liderliğindeki Ferrari Tasarım Merkezi tarafından “Special Projects” programı kapsamında geliştirildi. Bu program, yalnızca tek bir müşterinin isteklerine göre şekillenen ve tamamen el yapımı olarak üretilen özel modeller yaratmayı amaçlıyor. SC40 da bu geleneğin en çarpıcı örneklerinden biri.

    Aracın ismi, Temmuz 1987’de tanıtılan F40’ın mirasına doğrudan bir gönderme. Ferrari mühendisleri, köşeli çizgileri çağdaş yüzey geçişleriyle birleştirerek hem geçmişin ruhunu yaşatmayı hem de modern bir kimlik kazandırmayı başarmış.


    Dış Tasarım: Sanat Eseri Gibi İşlenmiş Aerodinamik Detaylar

    SC40 tamamen yeni ve benzersiz bir gövdeye sahip. Aracın yan kanadına kabartmalı şekilde kazınmış “SC40” yazısı, F40’a saygı duruşu niteliğinde. Ancak hedef birebir kopya yaratmak değil; kendine özgü, çağdaş ve güçlü bir kişiliğe sahip bir süper otomobil üretmek.

    Tasarımda dikkat çeken detaylar:

    • Yüksek ve sabit arka kanat, motor kapağından dikey şekilde uzanıyor ve siyah bir ayırma çizgisiyle birleşerek güçlü bir arka siluet oluşturuyor.
    • Füme Lexan® panjurlar, V6 motoru sergilerken, alt hava girişine bağlanan hatlarla aerodinamik uyumu tamamlıyor.
    • Merkezi egzoz çıkışı titanyum ve karbon fiber uçlara sahip, stop lambaları ise temelini aldığı 296 GTB’ye açık bir selam gönderiyor.
    • NACA tarzı hava kanalları, yeniden yorumlanmış haliyle yan tasarımın sportif karakterini belirliyor.
    • Önde yer alan agresif hava girişleri ve yeniden tasarlanan fren hava kanalları, araca güçlü bir görsel kimlik kazandırıyor.

    İç Mekân: F40’ın Ruhunu Yaşatan Kevlar Dokunuşlar

    İç tasarım, F40’a doğrudan gönderme yapan detaylarla bezeli. Özellikle karbon-Kevlar malzemenin yeniden yorumlanarak ayak boşlukları, koltuk arkaları, paspaslar ve motor bölmesinde kullanılması dikkat çekiyor.

    • Kömür Alcantara® ve kırmızı jakarlı kumaş koltuk döşemeleri, kabine ayrıcalıklı bir atmosfer katıyor.
    • Koltuk başlıklarında yer alan Şahlanan At logosu ve dokuma SC40 amblemleri, detaylara verilen önemi ortaya koyuyor.

    Dış kısımda özel olarak geliştirilen SC40 Beyazı, gövde kıvrımlarını vurgularken iç mekânda kullanılan Kevlar tonlarını yansıtıyor. Fırçalanmış alüminyum yakıt kapağı ve şarj portu gibi detaylar da üst düzey el işçiliğinin göstergesi.


    Hibrit Güç: F40’tan Daha Hızlı, Daha Güçlü

    SC40, Ferrari’nin hibrit çağına damga vuran 296 GTB mimarisi üzerine inşa edildi. Arkada konumlandırılan 3.0 litrelik çift turbo V6 motor ve elektrik motoru birlikteliğiyle, performans verileri F40’ın çok ötesine geçiyor:

    • Toplam güç: 610 kW / 830 hp
    • Maksimum tork: 740 Nm
    • 0-100 km/s: 2,9 saniye
    • 0-200 km/s: 7,3 saniye
    • Maksimum hız: 330 km/s üzeri

    F40’ın 352 kW güç üreten V8 motoru 0-100 km/s hızlanmasını 4,1 saniyede tamamlarken, SC40 bunu 2,9 saniyede gerçekleştiriyor. Bu fark, Ferrari’nin 40 yılda ulaştığı mühendislik evrimini gözler önüne seriyor.


    Ferrari’nin “Special Projects” Geleneği

    Ferrari’nin Özel Projeler programı, markanın en prestijli kişiselleştirme hizmeti. Tüm süreç yaklaşık iki yıl sürüyor ve müşteriler, tasarımın her aşamasına aktif olarak dahil oluyor. Sonuç: yalnızca sahibine özel, dünyada eşi olmayan bir Ferrari.

    SC40’ın tasarım çizimi, 18 Ekim’den itibaren Maranello’daki Ferrari Müzesi’nde sergilenecek. Bu sayede ziyaretçiler, geleceğin klasiklerinden biri olmaya aday bu otomobili yakından görebilecek.

    Ferrari’nin Türkiye’deki resmi satış kanalı için Ferrari Türkiye Resmi Web Sitesi aracılığı ile ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Ferrari SC40, yalnızca bir otomobil değil; otomotiv tarihinin en ikonik modellerinden birine yazılmış modern bir mektup. F40’ın mirasını birebir kopyalamak yerine onun ruhunu yeniden tanımlıyor. SC40, Ferrari’nin geçmişe olan saygısını ve geleceğe dair vizyonunu tek bir bedende buluşturan bir başyapıt.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇