2025 Türkiye Drift Şampiyonası finali 19 Ekim’de İstanbul Park’ta nefes kesen mücadelelerle sona eriyor. Seyirci girişi ücretsiz!
Türkiye’de motor sporları tutkunlarının merakla beklediği an geldi: 2025 Türkiye Drift Şampiyonası’nın final yarışı, 19 Ekim Pazar günü TOSFED İstanbul Park’ta düzenlenecek. Drift Otomobil Spor Kulübü tarafından Spor Toto, Reiss Audio ve lastix.com katkılarıyla organize edilen sezonun son mücadelesi, hem Türkiye’nin en iyi pilotlarını hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden konuk sürücüleri aynı pistte buluşturacak.
Kapı Kapıya Mücadele ve Milimetrik Drift Gösterileri
35 sporcunun katılacağı finalde seyircileri yüksek adrenalinli mücadeleler, lastik dumanı içinde yapılan milimetrik manevralar ve kapı kapıya rekabet bekliyor. Drift araçlarının sınırlarını zorlayacağı yarışta padok alanı da ziyaretçilere açık olacak. Katılımcılar burada takımlarla tanışabilecek, araçları yakından inceleyebilecek ve sürücülerden imza alabilecek.
Program Detayları: Güne Heyecanlı Bir Başlangıç
Final günü sabah 09.30 – 10.45 saatleri arasında antrenman turlarıyla başlayacak. Ardından saat 11.30’dan itibaren elemeler start alacak ve sürücüler rakiplerini eleyerek finale doğru yükselecek. Heyecan dolu yarışlar 18.00’de düzenlenecek ödül töreniyle sona erecek.
Ayrıca organizasyon, TOSFED Drift Kupası’na da puan kazandıracak olmasıyla ayrı bir önem taşıyor. Bu sayede sürücüler, sezonun son yarışında sadece zafer için değil, kupadaki son sıralamalar için de mücadele edecek.
Canlı Yayın ve Seyirci Bilgileri
Motor sporları meraklıları için organizasyonun 15.00 – 18.00 saatleri arasındaki bölümü HT Spor YouTube kanalında canlı olarak yayınlanacak. Seyirci girişi ücretsiz olacak, otopark biletleri ise www.mobilet.com adresinden temin edilebilecek.
Motor sporları haberlerimize BURADAN ulaşabilirsiniz.
Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu
Akın DAĞYARAN
Drift, sadece bir yarış değil, bir gösteri. Milimetrik direksiyon hakimiyeti, yüksek sürat ve adrenalin dolu manevralarla birleşince ortaya hem izleyenleri hem de pilotları büyüleyen bir sahne çıkıyor. İstanbul Park’ta gerçekleşecek bu büyük final, Türkiye’de drift kültürünün ulaştığı seviyeyi bir kez daha gözler önüne serecek. Özellikle genç pilotların performansları ve KKTC’den gelen konuk sürücülerin katkısıyla pistteki rekabetin çok daha üst düzeye çıkması bekleniyor.
Artık şarj ve rota endişesi yok! Peugeot, e-ROUTES ve Remote E-Controls ile elektrikli araç sahiplerine 10 yıl ücretsiz dijital destek veriyor.
Peugeot Elektrikli Mobiliteyi Bir Adım Öteye Taşıyor
Peugeot, elektrikli araç kullanıcılarının hayatını kolaylaştıracak önemli bir adım atıyor. Marka, 1 Temmuz 2025 itibarıyla tüm yeni elektrikli modellerinde iki önemli bağlantılı hizmeti — e-ROUTES by Free2move Charge ve Remote E-Controls — 10 yıl boyunca ücretsiz olarak sunmaya başladı. Üstelik herhangi bir abonelik gerektirmiyor.
Bu adım, markanın elektrikli mobiliteye geçişi destekleme ve kullanıcı deneyimini geliştirme konusundaki kararlılığını bir kez daha gözler önüne seriyor.
e-ROUTES: Akıllı Rota Planlama ile Maksimum Sürüş Keyfi
Yeni e-ROUTES by Free2move Charge, Peugeot’nun i-Connect® sistemi üzerinden akıllı telefonla entegre çalışıyor ve sürücüye en verimli rotayı oluşturmak için gerçek zamanlı verileri kullanıyor. Bu hizmetin sunduğu avantajlar:
Gerçek zamanlı sürüş verileriyle enerji tüketimi hesaplaması
Şarj istasyonlarının konumu, trafik yoğunluğu ve menzil ihtiyacına göre rota optimizasyonu
Bisiklet taşıyıcı veya römork gibi araç profillerine göre menzil tahmini
Şarj duraklarını kişisel tercihlere göre planlama imkânı
Geniş harita görünümü ve trafik kazası, yol çalışması gibi olaylara dair canlı bilgiler
Ayrıca sistem, bağlantı sorunları yaşansa bile enerji tüketimini tahmin ederek rota tutarlılığını koruyor ve menzil bilgisi manuel olarak güncellenebiliyor.
Remote E-Controls: Aracınızı Cebinizden Yönetin
Peugeot’nun bir diğer yeniliği olan Remote E-Controls, kullanıcıların araçlarını MyPEUGEOT uygulaması üzerinden uzaktan yönetmesine olanak tanıyor.
Sürücüler akıllı telefonlarıyla:
Batarya şarjını başlatabilir, planlayabilir veya yüzde 80 ile sınırlayabilir,
Kabin sıcaklığını önceden ayarlayarak yola çıkmadan önce 21°C konforuna ulaşabilir,
Soğuk havalarda batarya ön ısıtma özelliğini kullanarak daha verimli ve hızlı şarj elde edebilir.
Bu hizmet sadece elektrikli değil, şarj edilebilir hibrit Peugeot modellerinde de sunuluyor.
Elektrikli Peugeot Sahipleri İçin Yeni Standart
Bu iki hizmetin araç fiyatına dahil edilmesi, Peugeot’nun elektrikli mobilite stratejisinde önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Kullanıcılar artık ek ücret veya abonelik olmadan daha akıllı, verimli ve konforlu bir elektrikli sürüş deneyimi yaşayacak.
Ayrıca bu hizmetler, E-3008 ve E-5008 gibi en yeni modellerin değerini artırırken, markanın elektrikli araç ekosistemine yatırım yapmaya devam ettiğini de kanıtlıyor.
Peugeot markasının Türkiye’de satılan modellerine ve en güncel fiyat listesine Peugeot Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.
Peugeot’nun bu hamlesi, elektrikli araç pazarında rekabeti yeniden şekillendirebilir. Özellikle Türkiye’de elektrikli araç kullanıcılarının en büyük sorunlarından biri olan şarj planlama ve menzil endişesi, e-ROUTES sayesinde önemli ölçüde azalacak. Uzaktan kontrol özellikleri ise şehir içi kullanıcılar için konforu yeni bir seviyeye taşıyacak. Bu strateji, Peugeot’nun sadece otomobil değil, tam entegre bir mobilite deneyimi sunma vizyonunun altını çiziyor.
ABD’nin dev bankaları Bank of America ve Morgan Stanley’nin 3. çeyrek bilançoları rekor kırdı. Peki bu tablo BIST, dolar/TL, faiz ve Türk bankacılık sektörü için ne anlama geliyor?
ABD finans devleri Bank of America (BoA) ve Morgan Stanley, 2025 yılının üçüncü çeyrek bilançolarını açıkladı ve rakamlar yalnızca Wall Street’i değil, İstanbul’u da yakından ilgilendiriyor. Çünkü küresel finans devlerinin attığı her adım, Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalarda dolar/TL’den BIST endeksine, faiz beklentilerinden yatırımcı iştahına kadar birçok dinamiği tetikliyor.
Küresel devlerden güçlü bilanço
BoA, üçüncü çeyrekte 7,8 milyar dolar net kâr açıkladı. Bu, geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık %10’luk bir artış anlamına geliyor. Faiz gelirleri ve yatırım bankacılığı gelirleri tahminleri aşarken, net faiz geliri 14,5 milyar dolar ile beklentilerin üzerinde geldi.
Morgan Stanley cephesinde ise net kâr 3,4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Özellikle varlık yönetimi kolundaki büyüme ve sabit getirili menkul kıymet ticaretindeki artış bilanço kalemlerini güçlendirdi.
Bu rakamlar, ABD’de faizlerin uzun süre yüksek kalmasına rağmen bankacılık devlerinin hâlâ güçlü kredi ve yatırım gelirleri üretebildiğini gösteriyor. Yatırımcı güveninin artması, küresel risk iştahını da destekleyebilir.
📊 Borsa İstanbul’a etkisi: Risk iştahı artabilir
Küresel yatırımcılar, büyük bankaların bilanço sezonunu bir “risk barometresi” olarak görür. Bu denli güçlü sonuçlar, özellikle gelişmekte olan ülke borsalarına yönelik fon akışını artırabilir. Borsa İstanbul tarafında da bu etkiyle birlikte:
BIST 100 endeksi kısa vadede 9.500–9.700 bandına doğru hareketlenebilir.
Bankacılık hisselerinde yabancı ilgisi artabilir; özellikle kamu bankalarında hacim ve fiyat hareketliliği görülebilir.
Sanayi tarafında global fon girişleriyle birlikte seçici alımlar hızlanabilir.
💱 Dolar/TL ve faiz cephesinde yansımalar
ABD’de finansal görünümün güçlü kalması, Fed’in “faizleri uzun süre yüksek tutma” mesajını güçlendiriyor. Bu durum kısa vadede dolar endeksini (DXY) destekleyebilir. DXY’deki yükseliş, dolar/TL’de kısa vadeli yukarı yönlü baskı oluşturabilir. Ancak güçlü bilançolarla birlikte risk iştahının artması, gelişen ülke para birimlerine fon girişini de destekleyeceğinden TL üzerindeki orta vadeli baskı sınırlı kalabilir.
Faiz tarafında ise ABD tahvil getirilerindeki olası yükseliş, Türkiye’de de tahvil faizlerinin yukarı yönlü tepki vermesine neden olabilir. Bu durum, TL mevduat faizlerinde yeniden artış beklentisini gündeme getirebilir.
Türkiye ekonomisine olası etkiler
Bank of America (BoA) ve Morgan Stanley cephesindeki bu gelişmelerin Türkiye için en kritik sonucu, sermaye akışlarının yönü olacak. Yabancı yatırımcıların risk iştahı arttıkça, Borsa İstanbul ve TL cinsi varlıklara olan talep de yükselebilir. Ayrıca bankacılık sektöründe likidite koşullarının küresel ölçekte güçlü kalması, Türk bankalarının yurtdışından borçlanma maliyetlerini aşağı çekebilir.
Sonuç olarak, BoA ve Morgan Stanley’nin üçüncü çeyrek performansı sadece Wall Street’in değil, İstanbul’un da nabzını hızlandıracak nitelikte. Eğer bu ivme sürerse, yıl sonuna kadar Borsa İstanbul’da 10.000 puan hedefi yeniden masaya gelebilir, dolar/TL ise fon girişlerinin etkisiyle daha dar bir bantta işlem görebilir.
Sitemiz Piston Kafalar’ın Finans haberlerini Piston Finans bölümünden takip edebilirsiniz.
Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu
Akın DAĞYARAN
BoA ve Morgan Stanley’nin beklentileri aşan kâr rakamları, küresel finans piyasalarında “risk iştahı”nın yeniden canlandığının güçlü bir sinyali. Bu durum gelişmekte olan ülkelere yönelik fon akışlarını artırma potansiyeline sahip ve Türkiye de bu dalgadan pay alabilecek ülkeler arasında. Borsa İstanbul’da yabancı yatırımcıların iştahı yeniden artarsa yıl sonuna kadar 10.000 puan üzeri seviyeler sürpriz olmayabilir. Ancak ABD’de faizlerin uzun süre yüksek kalma ihtimali dolar/TL’de yukarı yönlü baskıyı sürdürebilir. Burada kritik nokta, Merkez Bankası’nın para politikası adımlarının bu küresel dalgaya uyum sağlayıp sağlayamayacağı olacak. Özetle; güçlü bilançolar Wall Street’i değil, İstanbul’u da etkiler. Küresel para yeniden hareketlenirse, önümüzdeki aylarda Türkiye piyasaları “ralli potansiyeli” taşıyan bir döneme girebilir.
Nissan Formula E Takımı’nın genç yeteneği Abbi Pulling, 31 Ekim’de Valencia’da düzenlenecek özel kadınlar testinde tekrar piste çıkıyor. GEN3 döneminin son sezonu öncesi önemli bir deneyim olacak.
Kadın pilotlar Formula E dünyasında giderek daha fazla yer edinirken, Nissan Formula E Team’in genç yeteneği ve simülatör pilotu Abbi Pulling, 2025-26 sezonu öncesinde takımla yeniden piste çıkmaya hazırlanıyor. İngiliz pilot, 31 Ekim’de İspanya’nın Valencia kentindeki Circuit Ricardo Tormo pistinde düzenlenecek ikinci kadınlar testinde Nissan e-4ORCE 05 kokpitine oturacak.
GEN3 Döneminin Sonunda Özel Bir Test
Formula E’nin 12. sezonu öncesinde düzenlenecek bu test, mevcut GEN3 araçlarının son sezonu olması bakımından da önem taşıyor. Pulling, geçen yıl yapılan ilk kadınlar testinde zirvede yer almış ve ardından Berlin Rookie Testi’nde de piste çıkarak dikkat çekmişti. Haziran ayında resmi olarak Nissan’ın test ve simülatör pilotu kadrosuna dahil edilen genç yetenek, bu süreçte takımın simülatör çalışmalarına da katkı sağladı ve birden fazla yarış hafta sonunda takım ile sahada görev aldı.
Pulling’den Güçlü Geri Dönüş
2025 sezonunda GB3 Şampiyonası’nda yarışan ve Brands Hatch’te podyum elde eden Pulling, şimdi ise yeni bir sınavla karşı karşıya. Bu test, onun Nissan ile birlikte pistteki ilk 2025/26 sezonu deneyimi olacak.
Takımın genel müdürü ve takım patronu Tommaso Volpe, genç sürücüye olan güvenlerini şu sözlerle dile getirdi:
“Abbi’nin yeteneğine ve profesyonelliğine güvenimiz tam. Geçtiğimiz yılki performansı bizi fazlasıyla etkiledi. Bu test, onun Nissan e-4ORCE 05 üzerindeki bilgisini geliştirmesi için harika bir fırsat olacak. Hedeflerimiz büyük ve Abbi bu hedeflere ulaşmak için gereken potansiyele sahip.”
Formula E’de Kadın Gücü
Pulling de bu yeni test için oldukça heyecanlı:
“Nissan Formula E Team ile tekrar piste çıkacağım için çok mutluyum. Berlin’deki Rookie Test’te öğrendiklerimin üzerine koyarak ilerlemek istiyorum. Takımla geçirdiğim zamanı çok sevdim ve önümüzdeki sezon hem pistte hem de simülatörde birlikte çalışmayı sabırsızlıkla bekliyorum.”
Valencia’daki test, 31 Ekim’de sabah 09:00-12:00 ve öğleden sonra 14:00-17:00 saatleri arasında gerçekleştirilecek iki seans halinde düzenlenecek. Bu özel etkinlik, sadece kadın sürücülere açık olacak ve geleceğin Formula E yıldızlarının vitrine çıktığı önemli bir platform oluşturacak.
Motor sporları haberlerimize BURADAN ulaşabilirsiniz.
Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu
Akın DAĞYARAN
Formula E’de kadın sürücülerin varlığı giderek artıyor ve bu gelişme motor sporları dünyasında büyük bir dönüşümün habercisi. Abbi Pulling’in yeteneği ve istikrarlı yükselişi, kadınların da en üst seviyelerde rekabet edebileceğinin canlı kanıtı. Nissan’ın ona verdiği destek, gelecekte çok daha fazla kadın pilotun Formula E sahnesinde yer almasının önünü açabilir.
Toyota Gazoo Racing, Merkez Avrupa Rallisi’nde beşinci WRC üreticiler şampiyonluğunu garantilemeye hazırlanıyor. Ogier ve Evans arasındaki 2 puanlık fark ise sezonun kaderini belirleyecek.
WRC’nin 2025 sezonu en kritik virajına girdi. Almanya, Avusturya ve Çekya’yı kapsayan Merkez Avrupa Rallisi (16–19 Ekim) sadece asfalt üzerinde geçecek bir hız savaşı değil; aynı zamanda Toyota Gazoo Racing için beşinci üreticiler şampiyonluğunu garantileme fırsatı.
Takım, Hyundai’ye karşı 125 puanlık bir avantaj taşıyor. Bu rallide rakibine 5 puandan fazla fark yedirmemesi halinde Toyota, şampiyonluğu matematiksel olarak garantileyecek. Hyundai cephesinde ise Thierry Neuville ve Adrien Fourmaux son kozlarını oynayacak. Şampiyonluk şansı kalmayan Ott Tänak, bireysel zafer hedefiyle yarışacak.
Ogier vs Evans: Sezonun En Büyük Çatışması
Merkez Avrupa Rallisinde şampiyonluk mücadelesi, Toyota pilotları Sébastien Ogier ile Elfyn Evans arasında sadece 2 puanlık farkla devam ediyor. Şili’de aldığı galibiyetle öne geçen Ogier, kariyerinin 66. zaferine ulaşmış ve 9. dünya şampiyonluğuna bir adım daha yaklaşmış durumda. Asfalt etaplarda yol açmanın avantajına güvenen Fransız pilot, “Artık her şey sahada belli olacak, çok yoğun bir mücadele bizi bekliyor” sözleriyle rakibine gözdağı verdi.
Evans ise kariyerinin ilk dünya şampiyonluğu için büyük fırsat yakaladı. Kalan üç rallinin ikisinin asfalt olması, İngiliz sürücüye avantaj sağlayabilir. Arkalarından gelen Kalle Rovanperä ise 21 puanlık farkı kapatarak şampiyonluk yarışında kalmayı hedefliyor.
Hyundai’nin Son Umudu: Neuville
Hyundai cephesi üreticiler klasmanında büyük bir dezavantajla gelse de, 2023’te Merkez Avrupa’da zafere ulaşan Neuville yeniden podyum hedefinde. Belçikalı sürücü bu sezon zor bir yıl geçiriyor ancak asfalt performansıyla Toyota’ya sürpriz yapabilir. Tänak ise artık bireysel yarışlara odaklanarak podyum hedefliyor.
Zorlu Parkur ve Hava Koşulları
Merkez Avrupa Rallisi’nin rotası, üç farklı ülkenin zemin koşullarını bir araya getiriyor:
Avusturya’da dar çiftlik yolları,
Çekya’da inişli çıkışlı ve bozuk asfalt etaplar,
Almanya’da ise hızlı, geniş virajlı etaplar.
Sonbahar havası, yağmur ve sis gibi değişken koşullar lastik stratejisini kritik hâle getirecek. Toplam 300 km’yi aşan 18 özel etap, sürücülerin sınırlarını zorlayacak.
Şampiyonluk Kapısı Passau’da Aralanıyor
Ralli, 16 Ekim Perşembe günü Passau’daki seremoniyle başlayacak ve üç gün sürecek yüksek tempolu mücadele sonunda sona erecek. Sonuç, sadece pilotlar değil, markalar şampiyonluğu açısından da sezonun kaderini belirleyecek.
Toyota için bu yarış, beşinci ardışık üreticiler şampiyonluğu anlamına gelebilirken; Ogier ile Evans arasındaki çekişme de tarihe geçecek bir finalin habercisi olabilir.
Motor sporları haberlerimize BURADAN ulaşabilirsiniz.
Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu
Akın DAĞYARAN
Asfalt sezonu artık tüm heyecanıyla sahnede. Toyota’nın yıllardır süregelen üstünlüğü bir kez daha taçlanabilir, ancak Evans’ın Ogier’i tahtından etme isteği her zamankinden güçlü. Hyundai’nin son hamleleri ve değişken hava koşulları da tabloyu daha karmaşık hâle getirebilir. Merkez Avrupa Rallisi, bu sezonun kırılma noktası olacak.
Yeni Renault Clio Fransa’da satışa çıktı. Peki Türkiye’ye ne zaman gelecek? İşte motor seçenekleri, donanımlar, tahmini fiyatlar ve yeni nesil Clio hakkında tüm detaylar.
Yeni Clio sahnede: Altıncı nesil efsane geri döndü
B segmentinin en çok satan otomobillerinden biri olan Renault Clio, tamamen yenilenmiş altıncı nesliyle Avrupa yollarına çıkmaya hazırlanıyor. Markanın “ikonik şehir otomobili” kimliğini koruyarak daha modern, teknolojik ve verimli bir yapıya kavuşan yeni Clio, şimdi de Fransa’da satışa sunuldu. Peki yeni Clio Türkiye’ye ne zaman gelecek ve fiyatı ne olacak?
Renault, bu modelle birlikte Clio’nun çok yönlü, her kullanıcı profiline hitap eden karakterini daha da güçlendiriyor. Tasarımdan teknolojik donanımlara, sürüş destek sistemlerinden hibrit motor seçeneklerine kadar her alanda yenilenen model, artık çok daha iddialı.
Fransa’da satış başladı: Fiyat 19.900 €’dan başlıyor
TCe 115 benzinli motor (manuel veya EDC otomatik): 19.900 €’dan başlayan fiyatlarla
E-Tech full hybrid 160 hp:24.600 €’dan başlayan fiyatlarla
ECO-G 120 EDC LPG’li versiyon: 2026 yılında satışa sunulacak
Renault, yeni Clio ile hem bireysel kullanıcıları hem de filo müşterilerini hedefliyor. Özellikle E-Tech hibrit versiyon, hem performans hem de verimlilik açısından sınıfının en iddialı seçeneklerinden biri olarak öne çıkıyor.
Tasarımda yeni dönem: Daha güçlü karakter, daha prestijli detaylar
Yeni Clio, markanın güncel tasarım dilini en etkileyici şekilde taşıyor. Ön yüzde daha geniş ızgara, yeni C-şekilli LED gündüz farları ve daha kaslı tampon tasarımı ile model artık çok daha modern ve agresif görünüyor.
Yan profilde belirgin omuz çizgileri, dinamik tavan hattı ve sportif alaşım jant seçenekleri dikkat çekiyor. Arka bölümde ise ince LED stop grubu ve yenilenen logo tasarımıyla model, bir şehir otomobilinden beklenmeyecek kadar güçlü bir duruş sergiliyor.
Hibrit motorla düşük tüketim ve yüksek performans
Yeni nesil Clio’nun en dikkat çekici noktalarından biri, E-Tech 160 hp full hybrid motor seçeneği. Renault mühendisleri tarafından geliştirilen bu sistem, 1.6 litrelik benzinli motoru iki elektrik motoruyla birleştiriyor. Sonuç:
0-100 km/s: 8.3 saniye
Yakıt tüketimi: 3.9 l/100 km
CO₂ emisyonu: Sadece 89 g/km
Bu değerlerle yeni Clio, sınıfında hem yakıt ekonomisi hem de çevrecilik açısından zirveye oynuyor. Ayrıca adaptif sürüş modları sayesinde şehir içi, otoyol veya sportif kullanımda maksimum verimlilik sunuyor.
Yeni Clio, daha sade ama daha zengin bir ürün gamı ile satışa sunuluyor.
Evolution: Giriş seviyesi olmasına rağmen adaptif hız sabitleyici, 10.1” multimedya ekranı, otomatik park freni, sürücü dikkat asistanı ve geri görüş sensörü gibi özelliklerle dolu.
Techno: Google Asistan, Google Maps ve Google Play destekli OpenR Link sistemi, elektro-krom iç dikiz aynası, 16” alaşım jantlar ve eller serbest giriş sistemi sunuyor.
Esprit Alpine: Alcantara detaylı sportif iç mekan, 18” jantlar, adaptif sürüş asistanı, 360 derece kamera, şerit ortalama ve arka çapraz trafik uyarısı gibi premium özellikler sunuyor.
Türkiye’ye ne zaman gelecek? Tahmini fiyat ne olur?
Fransa’da satışların başlamasıyla gözler Türkiye pazarına çevrildi. Renault Türkiye’den resmi açıklama gelmemiş olsa da, ilk teslimatların 2026’nın ilk çeyreğinde başlaması bekleniyor.
Vergi dilimleri ve donanım seçenekleri göz önüne alındığında, TCe 115 versiyonunun 1.100.000 TL – 1.200.000 TL, E-Tech hibrit seçeneğinin ise 1.350.000 TL – 1.500.000 TL bandında Türkiye pazarına giriş yapmasını öngörüyoruz. Bu fiyatlandırma ile Clio, yine segmentinin en güçlü fiyat/performans modellerinden biri olmayı hedefliyor.
Yeni Clio, küçük sınıfın efsanesini modern çağa uyarlayan bir güncelleme ile karşımızda. Hibrit teknolojisi, yüksek donanım seviyesi, Google destekli multimedya sistemi ve premium sınıfı aratmayan sürüş destekleriyle B segmentinde çıtayı yeniden belirliyor. Özellikle 694 km menzile yaklaşan hibrit sürüş menzili, şehir içi ve uzun yol kullanıcıları için gerçek anlamda fark yaratacak gibi görünüyor.
Mercedes-Benz, GLC’nin elektrikli sürümü için Sebeş’te elektrikli aktarma organı üretimine başladı. Yeni tesis, markanın küresel dönüşümünün kilit noktası olacak.
Mercedes-Benz, tamamen elektrikli GLC modelinin üretim sürecinde kritik bir adım atarak Romanya’daki Star Assembly tesisinde elektrikli tahrik sistemlerinin montajına resmen başladı. Bu yeni üretim hamlesi, markanın global elektrifikasyon stratejisinde önemli bir kilometre taşı olarak öne çıkıyor.
Yeni GLC’ye Güç Verecek Kalp: Elektrikli Aktarma Ünitesi
Mercedes-Benz’in tamamen kendi mühendisliğiyle geliştirilen elektrikli tahrik ünitesi, üç ana bileşenden oluşuyor: elektrik motoru, güç elektroniği ve güç aktarım dişlisi. Bu parçalar, Sebeş’te 15.000 metrekarelik bir üretim hattında 200’ün üzerinde manuel ve otomatik işlemden geçerek tek bir sistem haline getiriliyor. Üretilen üniteler, önümüzdeki yıldan itibaren Almanya’daki Bremen fabrikasında seri üretime geçecek olan yeni nesil GLC modellerinde kullanılacak.
Yeni aktarma organı üretimi, yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda stratejik bir önem de taşıyor. Çünkü Sebeş tesisi, Mercedes’in yeni elektrikli C-Serisi üretiminin yapılacağı Macaristan’daki Kecskemét fabrikasına da güç ünitesi tedarik edecek.
Sürdürülebilirlik ve Dijitalleşme Odaklı Üretim
Yeni üretim hattı, Mercedes’in dijital üretim ekosistemi MO360’a tam entegre şekilde çalışıyor. Bu sayede her bileşen ve üretim adımı detaylı olarak izlenebiliyor. Ayrıca tesis, tamamen karbon nötr üretim hedefiyle faaliyet gösteriyor ve yenilenebilir enerji kaynaklarından besleniyor. 5 MW gücünde bir güneş paneli sistemi ve ısı pompası teknolojileriyle tesisin enerji verimliliği en üst seviyeye çıkarılıyor.
Mercedes-Benz Yönetim Kurulu Üyesi Jörg Burzer, üretim başlangıcında yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Yeni GLC’nin elektrikli güç aktarma organlarını üretmek, tesisimizin geleceğe yönelik dönüşümünde önemli bir dönüm noktası. Bu yatırım, üretim esnekliğimizi artırırken geleceğe hazırlığımızı da güçlendiriyor.”
Star Assembly: Mercedes’in Elektrifikasyon Üssü
2013’te kurulan Star Assembly, bugüne kadar çeşitli şanzıman tiplerinin montajında uzmanlaşmıştı. 2020’de hibrit ünitelerin üretimiyle başlayan elektrifikasyon süreci, şimdi tamamen elektrikli tahrik sistemlerine geçişle yeni bir boyuta taşındı. Tesisin 30.000 metrekarelik yeni üretim hattı, aynı zamanda Romanya’nın otomotiv endüstrisindeki stratejik konumunu da güçlendiriyor.
Yeni üretim hattı, Mercedes’in “Electric Only” vizyonuna uygun şekilde markanın gelecekteki elektrikli modellerine hayat verecek. Bu adım, sadece GLC’nin değil, markanın tüm ürün gamının sürdürülebilir dönüşümünde kilit bir rol oynayacak.
Mercedes-Benz’in tamamen elektrikli GLC’si, sadece bir SUV değil; aynı zamanda markanın üretim stratejisindeki köklü dönüşümün simgesi. Sebeş’teki üretim hattı, elektrikli mobilitenin kalbi olmaya aday.
Opel, 97 kWh bataryalı ve 694 km WLTP menzilli yeni Grandland Electric Long Range modelini tanıttı. 231 hp güç, 345 Nm tork ve 8,8 sn’de 0-100 km/h hızlanma sunan SUV, 27 dakikada %80’e kadar hızlı şarj oluyor.
694 km Menzilli Yeni Opel Grandland Electric Long Range Yollarda!
Opel, elektrikli SUV ailesini şimdi çok daha iddialı bir modelle genişletti: Grandland Electric Long Range, 97 kWh bataryası sayesinde 694 km’ye kadar WLTP menzil sunarak serinin en uzun menzilli versiyonu oldu. Almanya’da 51.750 €’dan başlayan fiyatlarla satışa çıkan model, hem günlük kullanım hem de uzun yol seyahatleri için sıfır emisyonlu bir alternatif olarak öne çıkıyor.
Daha Uzun Yolculuklar İçin Tasarlandı
Yeni Grandland Electric Long Range, STLA Medium platformu üzerine inşa edildi ve bu sayede geniş batarya kapasitesine rağmen iç hacim veya bagajdan ödün vermiyor. 97 kWh’lik batarya, 27 dakikada %80’e kadar hızlı şarj edilebiliyor.
Aracın 170 kW (231 hp) güç üreten elektrik motoru, 345 Nm tork ile birleşerek 8,8 saniyede 0’dan 100 km/sa hıza ulaşıyor. Maksimum hız ise 170 km/sa.
Konfor ve Teknoloji Bir Arada
Grandland Electric Long Range yalnızca uzun menziliyle değil, konfor ve teknoloji seviyesiyle de fark yaratıyor. Standart donanımda yer alan Intelli-Seats ergonomik koltuklar ve Frequency Selective Damping (FSD) süspansiyon sistemi, sürüş konforunu en üst düzeye çıkarıyor.
10 inçlik renkli dokunmatik ekranlı multimedya sistemi, Intelli-LED farlar, üç sürüş modu (Normal, Eco, Sport) ve gelişmiş sürücü asistanları da standart olarak sunuluyor. Üst donanımlarda ise Intelli-Lux HD Matrix LED farlar, Head-Up Display, 360° Intelli-Vision kamera ve kablosuz şarj gibi premium özellikler bulunuyor.
Elektrikli Mobiliteyi Kolaylaştıran Paket
Opel, yeni Grandland Electric Long Range sahiplerine “Electric All In” hizmet paketiyle önemli avantajlar sunuyor. Evde hızlı şarj için eProWallbox, sekiz yıl boyunca mobil şarj ve yol yardımı, gelişmiş e-routes navigasyon hizmeti ve batarya garantisi pakete dahil.
Uzun Menzilin Yeni Adı
Yeni Grandland Electric Long Range, 694 km’ye varan menzili ve gelişmiş sürüş teknolojileriyle elektrikli SUV segmentinde çıtayı yukarı taşıyor. Geniş iç hacim, konforlu sürüş dinamikleri ve yüksek performans, onu hem şehir içi kullanım hem de uzun yol yolculukları için ideal bir seçenek haline getiriyor.
Opel’in Türkiye’de satılan en güncel model listesine ve fiyat bilgilerine Opel Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.
Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu
Akın DAĞYARAN
Opel, Grandland Electric Long Range ile elektrikli SUV segmentinde çıtayı ciddi anlamda yükseltmiş durumda. 694 km’ye ulaşan menzil, bu sınıfta artık sadece şehir içi değil uzun yol konforunu da mümkün kılıyor. Sürüş dinamikleri, yüksek teknoloji seviyesi ve 27 dakikada %80 hızlı şarj gibi pratik detaylar, onu hem günlük kullanıcılar hem de sık seyahat edenler için cazip hale getiriyor. Alman mühendisliğinin konforla birleştiği bu model, elektrikli mobilitenin artık bir lüks değil, gerçek bir alternatif olduğunu kanıtlıyor.
Geleceğin Lüksü: Mercedes-Benz Vision Iconic Sahneye Çıktı
Mercedes-Benz, Vision Iconic adını verdiği yeni konsept aracıyla otomotiv tarihinin en iddialı tasarım ve teknoloji vizyonunu gözler önüne serdi. Solar enerjiyle menzil artırabilen özel boya, Level 4 otonom sürüş, nöromorfik işlemci mimarisi ve steer-by-wire direksiyon teknolojisi gibi çığır açan yeniliklerle donatılan model, markanın “ikonik tasarımın yeni çağı” vizyonunu temsil ediyor.
Şanghay Moda Haftası ile eş zamanlı olarak tanıtılan Vision Iconic, sadece bir otomobil değil; geleceğin mobilite anlayışını yeniden tanımlayan bir sanat eseri olarak görülüyor.
Efsane Grille’in Yeni Çağı: Dijital ve Işıklı Kimlik
Vision Iconic’in ön yüzü, markanın 100 yılı aşkın tarihine damga vuran krom ızgaranın modern bir yorumunu sunuyor. W108 ve Mercedes 600 Pullman gibi klasiklerden esinlenen yeni “Iconic Grille”, aydınlatmalı yıldız logosu ve dinamik ışık animasyonlarıyla artık sadece bir tasarım unsuru değil, aynı zamanda duygusal bir dijital imza.
İç Mekanda Art Deco ile Yapay Zeka Buluşuyor
Aracın iç tasarımı, Art Deco zarafeti ile yüksek teknolojiyi buluşturuyor. Sürekli dijitalleşen mobil dünyada konforu yeniden tanımlayan Vision Iconic, sinematik bir gösterge animasyonu, yapay zekalı sürücü asistanı ve markanın logosunu andıran bir saat tasarımıyla benzersiz bir atmosfer sunuyor.
Ön koltuklarda yer alan geniş kadife koltuklar, 17. yüzyıldan ilham alan “straw marquetry” döşeme detayları ve cam küre içine yerleştirilmiş Mercedes logosu, aracın iç mekanını adeta bir lüks salon haline getiriyor.
Güneşten Güç Alan Boya: 12.000 km Ek Menzil
Vision Iconic’in en dikkat çekici özelliklerinden biri, gövdeye entegre edilen fotovoltaik aktif solar kaplama. Yalnızca 11 m²’lik bir yüzey alanı bile yıllık 12.000 km’ye kadar ek menzil sağlayabiliyor. Bu özel kaplama, nadir elementler içermiyor, geri dönüştürülebiliyor ve %20 verimlilikle enerji üretiyor.
Nöromorfik İşlemcilerle 10 Kat Daha Verimli Otonom Sürüş
Mercedes-Benz, nöromorfik işlemci teknolojisi ile otonom sürüşün enerji verimliliğini 10 kata kadar artırmayı hedefliyor. İnsan beynini taklit eden bu sistem, çevresel verileri çok daha hızlı işleyerek trafik işaretlerini, yol çizgilerini ve diğer araçları daha etkili şekilde algılayabiliyor.
Level 4 Otonom Sürüş ve Steer-by-Wire ile Yeni Sürüş Deneyimi
Vision Iconic, Level 4 otonom sürüş sistemiyle şehir trafiğinde tam kontrol sağlarken sürücüye zamanı geri kazandırıyor. Araç kendi kendine park edebiliyor ve yoğun şehir içi trafikte sürücü müdahalesi olmadan ilerleyebiliyor.
Ayrıca steer-by-wire sistemi sayesinde direksiyon ile tekerlekler arasında fiziksel bağlantı ortadan kalkıyor. Bu da hem manevra kabiliyetini artırıyor hem de iç tasarımda esneklik sağlıyor.
Moda ile Otomotivin Buluşması: Vision Iconic Capsule Koleksiyonu
Mercedes-Benz, Vision Iconic lansmanına özel olarak 6 parçalık lüks kapsül koleksiyonunu da tanıttı. Derin mavi tonlar, altın detaylar ve Art Deco çizgileriyle hazırlanan koleksiyon, aracın iç tasarımındaki zarafeti moda dünyasına taşıyor.
Vision Iconic, yalnızca bir konsept otomobil değil; mobilitenin geleceğine dair manifestodur. Mercedes-Benz, geçmişin mirasını geleceğin teknolojisiyle birleştirerek, otomobili bir ulaşım aracından öte yaşayan bir sanat eserine dönüştürüyor. Bu model, otomotiv dünyasının önümüzdeki on yılına damgasını vuracak.
Mopar, 2026 WEC sezonundan itibaren Peugeot Hypercar programının resmi ortağı oluyor. Dayanıklılık yarışlarında teknik güçlerini birleştiriyorlar.
Mopar, Stellantis’in orijinal parça ve aksesuar alanındaki küresel markası olarak Peugeot Hypercar programının resmi ortağı oldu.
Dayanıklılık yarışlarının prestijli arenası olan FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası (WEC), 2026 sezonundan itibaren önemli bir ortaklığa sahne olacak. Stellantis çatısı altında orijinal parça ve aksesuar tedarikinde dünya çapında referans marka konumunda olan Mopar, Team Peugeot TotalEnergies ile güçlerini birleştirerek, Peugeot’nun hiper otomobil programına teknik ve stratejik destek sunacak.
Dayanıklılıkta Güç Birliği: Mopar ve Peugeot
Mopar’ın temel misyonu, Stellantis araçlarını “orijinal fabrika kondisyonunda tutmak için en iyi çözüm” olmaktır. Bu yaklaşım, dayanıklılık yarışlarında performans ve güvenilirliğin ön planda olduğu Hypercar kategorisinde Peugeot ile yapılan iş birliğiyle mükemmel bir şekilde örtüşüyor. Mopar parçaları, Peugeot yarış otomobillerinde kullanılacak ve aracın en zorlu pist koşullarında bile en yüksek performansı sunmasına katkı sağlayacak.
Stellantis Motorsport Kıdemli Başkan Yardımcısı Jean-Marc Finot, iş birliğiyle ilgili olarak şunları söyledi:
“Mopar’ı Team Peugeot TotalEnergies’in resmi ortağı olarak motorsporlarına davet etmekten gurur duyuyoruz. Mopar’ın performans ve güvenilirlik konusundaki teknik uzmanlığı, dayanıklılık programımız için büyük bir değer. Bu ortaklık Stellantis markaları arasındaki sinerjiyi mükemmel şekilde yansıtıyor ve uluslararası sahnedeki ortak hedeflerimizi güçlendiriyor.”
Teknik Uzmanlık Pistte Sahne Alacak
Mopar için bu iş birliği, pistte orijinal parça uzmanlığını sergilemek adına önemli bir adım anlamına geliyor. Stellantis Parça ve Servislerinden Sorumlu Küresel Satış ve Pazarlama Kıdemli Başkan Yardımcısı Sylvie Layec ise şöyle konuştu:
“Team Peugeot TotalEnergies ile güçlerimizi birleştirmek bizim için önemli bir kilometre taşı. Bu ortaklık sayesinde orijinal parça konusundaki uzmanlığımızı, dünyanın en zorlu motorsporu sahnelerinden birinde sergileme fırsatı bulacağız. Bu iş birliği, güvenilirlik, inovasyon ve mükemmelliğe olan bağlılığımızın bir göstergesidir.”
Stellantis Ekosisteminde Yeni Dönem
Bu ortaklık, Mopar’ın yalnızca yollarda değil, aynı zamanda pistlerde de güçlü bir oyuncu olduğunu ortaya koyuyor. Peugeot’nun dayanıklılık yarışlarındaki hedeflerine teknik ve stratejik anlamda önemli katkılar sağlayacak Mopar, yüksek mühendislik standartları ve yenilikçi çözümleriyle markanın rekabet gücünü artıracak.
2026 WEC sezonu, Peugeot Hypercar programı için yeni bir dönemin başlangıcı olurken, Mopar’ın katılımıyla birlikte Stellantis ekosistemindeki sinerji daha da güçlenecek. Dayanıklılık yarışlarının en zorlu etaplarında başarıya ulaşmanın anahtarı olan teknik mükemmeliyet ve takım ruhu, bu güçlü iş birliğiyle yeni bir boyut kazanacak.
Motor sporları haberlerimize BURADAN ulaşabilirsiniz.
Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu
Akın DAĞYARAN
Mopar ve Peugeot’nun bu stratejik ortaklığı, dayanıklılık yarışlarında Stellantis’in global gücünü daha da artıracak. Orijinal parça uzmanlığı ve teknik mükemmeliyet, Peugeot’nun WEC hedeflerini bir adım öne taşıyacak.