Yazar: admin

  • Toprak Razgatlıoğlu Estoril’de Tarih Yazdı: Şampiyonluk Öncesi 2 Zafer ve 1 İkincilikle Fırtına Gibi Esti

    Toprak Razgatlıoğlu Estoril’de Tarih Yazdı: Şampiyonluk Öncesi 2 Zafer ve 1 İkincilikle Fırtına Gibi Esti

    Toprak Razgatlıoğlu, Estoril’de iki galibiyet ve bir ikincilikle Dünya Superbike Şampiyonası’nda liderliğini 39 puana çıkardı. Türk yıldız, Jerez’de dünya şampiyonluğu için gün sayıyor.

    Toprak Razgatlıoğlu, Dünya Şampiyonluğu İçin Son Virajda

    Türk motosiklet tarihinin en büyük başarılarından birine daha tanıklık ediyoruz. Toprak Razgatlıoğlu, 2025 FIM Superbike Dünya Şampiyonası’nda (WorldSBK) sezonun sondan bir önceki ayağı Estoril’de iki zafer ve bir ikincilikle damgasını vurdu. ROKiT BMW Motorrad WorldSBK Team adına yarışan milli sporcumuz, bu sonuçlarla birlikte şampiyona liderliğini 39 puana taşıdı ve İspanya’daki Jerez finaline büyük bir avantajla gidiyor.

    Estoril pistinde BMW M 1000 RR ile adeta dans eden Toprak, hem Cumartesi günü koşulan ilk ana yarışı hem de Pazar sabahındaki Superpole yarışını kazanarak podyumun zirvesine çıktı. Pazar öğleden sonraki ikinci yarışta ise akıllı bir stratejiyle ikinci sırayı alarak şampiyonluk hedefi için altın değerinde puanlar topladı. Toprak ayrıca hafta sonu boyunca pistte yeni tur rekorları kırarak adını tarihe bir kez daha yazdırdı.


    Türk Efsanesi Zirveye Kilitlendi

    Toprak Razgatlıoğlu’nun Estoril’deki performansı sadece rakiplerine üstünlük kurmakla kalmadı, aynı zamanda Ducati’nin yıldızı Nicolò Bulega’ya karşı psikolojik üstünlük de sağladı. 39 puanlık fark, Jerez’deki sezon finalinde şampiyonluk için dev bir avantaj anlamına geliyor.

    Toprak, yarışların ardından yaptığı açıklamada stratejik yaklaşımını şöyle özetledi:
    “İlk yarışta her şey kontrol altındaydı ama lastiklerde çok fazla aşınma oldu. Superpole yarışında tempomu koruyarak hata yapmamaya odaklandım ve yine kazandım. İkinci yarışta ise kazanmak imkânsızdı, bu yüzden riske girmedim. Şampiyonluk için puan gerekiyordu ve P2 yeterliydi. Jerez’de her şeyimizi ortaya koyacağız.”

    Bu sözler, Türk motosiklet tarihinin en önemli kilometre taşlarından birinin artık çok yakın olduğunun göstergesi. 2021’de dünya şampiyonu olan Toprak, şimdi BMW ile kariyerinin ikinci dünya şampiyonluğuna yürüyebilir.


    BMW ve Ducati Arasındaki Üretici Savaşı Kızıştı

    Estoril’deki sonuçlar yalnızca sürücüler klasmanında değil, üreticiler mücadelesinde de büyük önem taşıdı. BMW, Ducati’nin sadece 3 puan gerisinde yer alarak sezonun final ayağına giriyor. Jerez’de üç yarışta toplam 62 puan dağıtılacak ve bu da üretici şampiyonluğu açısından her şeyin mümkün olduğu anlamına geliyor.

    BMW Motorrad Motorsport Başkanı Sven Blusch, “Toprak’ın iki galibiyet ve bir ikincilikle getirdiği puanlar, şampiyonluk yolunda dev bir adım oldu. Bulega da güçlüydü, ama Toprak’ın performansı bambaşka bir seviyedeydi.” sözleriyle milli sporcumuza övgüler yağdırdı.


    Michael van der Mark’tan Güçlü Geri Dönüş

    Takım arkadaşı Michael van der Mark için ise Estoril hafta sonu inişli çıkışlı geçti. Cumartesi günkü yarışta yaşanan zincirleme kazada yarış dışı kalan Hollandalı pilot, Superpole’de 9. ve ikinci yarışta 10. sırada finiş görerek BMW’ye değerli puanlar kazandırdı.

    Van der Mark, “Toprak’ın Jerez’de şampiyonluğu alacağına inanıyorum. Biz de takım olarak onun başarısı için elimizden geleni yapacağız.” diyerek milli sporcumuza olan güvenini dile getirdi.


    Şampiyonluk Öncesi Son Durum

    • 🏆 Pilotlar Sıralaması:
    1. Toprak Razgatlıoğlu – 580 puan
    2. Nicolò Bulega – 541 puan (-39)
    3. Álvaro Bautista – 292 puan
    • 🏭 Üreticiler Sıralaması:
    1. Ducati – 585 puan
    2. BMW – 582 puan (-3)

    Motor sporları haberlerimize BURADAN ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Toprak Razgatlıoğlu, Estoril’de sergilediği olgun ve akıllı sürüşle artık “efsane” statüsünü çoktan hak ettiğini bir kez daha kanıtladı. 2025 sezonu, yalnızca Türkiye için değil, BMW tarihinin de en başarılı Superbike sezonlarından biri olma yolunda ilerliyor. Jerez’de kazanacağı bir dünya şampiyonluğu, Türk motorsporları tarihinin en büyük başarılarından biri olacak. Şimdi gözler İspanya’da… Ve tüm Türkiye nefesini tutmuş durumda.

  • Acura, 2025 IMSA Sezonunu Üreticiler Klasmanında İkincilikle Tamamladı

    Acura, 2025 IMSA Sezonunu Üreticiler Klasmanında İkincilikle Tamamladı

    Acura, Meyer Shank Racing ile 2025 IMSA sezonunu üreticiler klasmanında ikinci sırada tamamladı. ARX-06 prototipleri iki zafer, dört pole ve güçlü performanslarla öne çıktı.

    Acura, 2025 IMSA Sezonunda Zirve Mücadelesini Sürdürdü

    Acura, 2025 IMSA WeatherTech SportsCar Championship sezonunu etkileyici bir performansla tamamladı. Meyer Shank Racing (MSR) ile birlikte yarışan Acura ARX-06 prototipleri, yıl boyunca iki galibiyet, dört pole pozisyonu ve bir dizi önemli podyumla üreticiler klasmanında ikinci sırayı aldı. Sezonun final yarışı olan Petit Le Mans, Michelin Raceway Road Atlanta’da tamamlanırken Acura #60 beşinci, #93 ise yedinci sırada finiş gördü.

    Acura için 2025 IMSA yılı, yeni rekabetçi ortamda önemli adımların atıldığı bir sezon oldu. Detroit Grand Prix ve Sahlen’s Six Hours of The Glen yarışlarında elde edilen iki zafer, markanın GTP sınıfındaki konumunu güçlendirirken, Road America ve Sebring’deki podyumlar da sezonun istikrarını pekiştirdi.


    Zaferler, Pole’ler ve Rekorlarla Dolu Bir Sezon

    Acura ARX-06, Meyer Shank Racing ile birlikte sezon boyunca güçlü bir çizgi izledi.

    • #93 Acura ARX-06 (Nick Yelloly – Renger van der Zande): Detroit’te zafer kazandı, üç kez pole pozisyonu aldı ve iki podyum daha elde etti.
    • #60 Acura ARX-06 (Colin Braun – Tom Blomqvist): Sahlen’s Six Hours of The Glen’de galip geldi, Daytona’daki Rolex 24’te ikinci oldu ve Indianapolis’te üçüncülük elde etti.

    Sezonun dikkat çeken isimlerinden biri olan Tom Blomqvist, Road Atlanta’da pole pozisyonu kazanarak yeni pist rekoruna imza attı. Ancak yarışın ilerleyen saatlerinde yaşanan mekanik sorunlar ekibin tempolu ilerleyişini sekteye uğrattı. Buna rağmen #60 ekibi yarışı beşinci sırada tamamladı.


    Elektrik Problemleri ve Zorlu Finaller

    #93 numaralı Acura ekibi ise hafta sonu boyunca yaşadığı elektrik arızaları nedeniyle performansını tam anlamıyla ortaya koyamadı. Yelloly, van der Zande ve yeni takım arkadaşı Tristan Vautier, yarışta yedi tur liderlik yaptıktan sonra yedincilikle yetinmek zorunda kaldı.

    Yelloly, sezonun ardından yaptığı değerlendirmede, “Üreticiler şampiyonluğunu az farkla kaçırmak üzücü ama ilk yılımız için bu sonuç son derece pozitif. Acura ve MSR mükemmel bir iş çıkardı.” ifadelerini kullandı.


    2026 Sezonu İçin Hazırlıklar Başladı

    Acura Meyer Shank Racing, 2026 sezonunda da iki ARX-06 prototipiyle GTP sınıfında mücadelesine devam edeceğini açıkladı. Yeni sezon için sürücü kadrosu ve takım ortaklarıyla ilgili detaylar önümüzdeki aylarda duyurulacak.

    Honda Racing Corporation USA Başkanı David Salters, sezonun ardından yaptığı açıklamada şunları söyledi:
    “Şampiyonluk mücadelesini son ana kadar sürdürdük ve bu yıl çok şey öğrendik. Önümüzdeki sezon için stratejimizi daha da geliştirip zirveye çıkmayı hedefliyoruz. HRC USA için büyük bir deneyim oldu ve bilgi birikimimiz önümüzdeki yıl daha da artacak.”


    Petit Le Mans Sonuçları

    • 🏁 5. Sıra: #60 Acura Meyer Shank Racing – Tom Blomqvist, Colin Braun, Scott Dixon
    • 🏁 7. Sıra: #93 Acura Meyer Shank Racing – Nick Yelloly, Renger van der Zande, Tristan Vautier

    Motor sporları haberlerimize BURADAN ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Acura’nın 2025 IMSA sezonu, şampiyonluğu kaçırsa da büyük bir başarı hikayesi oldu. Yeni nesil ARX-06 prototipleri, rekabetin en yoğun olduğu GTP sınıfında üst düzey performans sergiledi. Honda mühendisliğinin titiz yaklaşımı ve Meyer Shank Racing’in stratejik gücü birleşerek Acura’yı zirveye bir adım daha yaklaştırdı. 2026 sezonunda bu deneyimin meyvelerini toplamak çok daha olası görünüyor.

  • TOYOTA GAZOO Racing W2RC, Sezon Finali İçin Fas’ta Hazır!

    TOYOTA GAZOO Racing W2RC, Sezon Finali İçin Fas’ta Hazır!

    TOYOTA GAZOO Racing W2RC, FIA Dünya Ralli-Raid Şampiyonası’nın finali olan Rallye du Maroc 2025’e iddialı başladı. Lategan, Moraes ve Quintero zafer için kum tepelerinde mücadele ediyor.

    TGR W2RC, Şampiyonluk İçin Sahra Çölleri’nde

    Odak anahtar kelime: TOYOTA GAZOO Racing W2RC

    FIA Dünya Ralli-Raid Şampiyonası’nın (W2RC) final perdesi, Rallye du Maroc 2025 ile Fas’ta açıldı. Ünlü çöl rallisi, 1.478 kilometrelik zorlu parkuruyla altı gün boyunca pilotları, navigatörleri ve takımları sınayacak. TOYOTA GAZOO Racing W2RC (TGR W2RC), markalar klasmanını üst üste dördüncü kez garantilediği sezonu bir zaferle kapatma hedefinde.

    Geçtiğimiz ay Portekiz’deki BP Ultimate Rally Raid’de önemli puanlar alan ekip, şimdi bireysel şampiyonluklar için kum tepelerinde savaş veriyor. Henk Lategan, sürücüler klasmanında liderin yalnızca dokuz puan gerisinde, Lucas Moraes ise onun hemen arkasında. Navigatörlerde Brett Cummings liderin 14, Armand Monleón ise 15 puan gerisinde yer alıyor.


    Zorlu Başlangıç: Fez’de Prologue Sahnesi

    Sezonun final yarışı, kuzey Fas’ın kadim şehri Fez’deki 19 km’lik kısa ama belirleyici Prologue etabı ile başladı.

    • Lucas Moraes – Armand Monleón ikilisi, Portekiz zaferinin ardından Fas’ta da güçlü başladı ve sekizinci sırada yer aldı.
    • Takım arkadaşları Seth Quintero – Andrew Short, dokuzuncu olarak bitirerek stratejik bir çıkış konumu elde etti.
    • Henk Lategan – Brett Cummings çifti ise birkaç küçük hata nedeniyle zamandan kaybederek 14. sırada kaldı ve liderin 45 saniye gerisinden mücadeleye devam edecek.

    Moraes, zorlu etap sonrası “Çok hızlı ve aynı zamanda tehlikeli bir Prologue’du. Sekizinci sıra konum açısından iyi bir başlangıç.” sözleriyle dikkat çekti. Lategan ise “Bazı hata ve temkinli sürüş bizi geriye düşürdü ama stratejimizi buna göre kuracağız.” diyerek önümüzdeki günlere odaklandı.


    6 Günlük Kum Maratonu: 1.478 km’lik Mücadele

    Rallye du Maroc, sadece hız değil, dayanıklılık ve stratejinin de belirleyici olduğu bir organizasyon.

    • 1. Gün (780 km): Fez’den Sahra Çölü’ndeki Erfoud oazisine uzun bir etap.
    • 2. Gün (304 km): Cezayir sınırına doğru doğuya zorlu bir koşu.
    • 3. Gün (322 km): Rallinin en uzun rekabet etabı.
    • 4. Gün (284 km): Anti-Atlas dağlarına doğru kum ve taş karışımı parkur.
    • 5. Gün (33 km Power Stage): Şampiyonları belirleyecek kısa ama kritik final etabı.

    Tüm bu etaplarda GR Hilux EVO araçları, çöl koşullarında güvenilirlik ve dayanıklılığıyla öne çıkmayı hedefliyor.


    Prologue Sonuçları – Rallye du Maroc 2025*

    1. N. Al-Attiyah / F. Lurquin (Dacia Sandriders) – 11:56.8
    2. J. Ferreira / F. Palmeiro (Toyota Gazoo Racing SA) – +00:11
    3. S. Loeb / E. Boulanger (Dacia Sandriders) – +00:17
    4. L. Moraes / A. Monleón (TGR W2RC) – +00:20
    5. S. Quintero / A. Short (TGR W2RC) – +00:27
    6. H. Lategan / B. Cummings (TGR W2RC) – +00:45

    *Sonuçlar yayınlandığı tarih itibarıyla geçerlidir.

    Motor sporları haberlerimize BURADAN ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Toyota’nın Hilux EVO ile çöl yarışlarındaki hâkimiyeti sürüyor. Markalar klasmanını yine garantileyen ekip, şimdi bireysel şampiyonluk için sahada. Lategan ve Moraes’in puan tablosundaki yakın konumu, final etabını tam bir satranç maçına dönüştürecek. Rallye du Maroc, sadece bir yarış değil, W2RC sezonunun kaderini belirleyecek dev bir hesaplaşma.

  • Porsche 2025 IMSA Şampiyonası’nda Tüm Kupaları Silip Süpürdü

    Porsche 2025 IMSA Şampiyonası’nda Tüm Kupaları Silip Süpürdü

    Porsche, 2025 IMSA sezonunu altı farklı şampiyonlukla tamamladı. Porsche 963 ile üretici, pilot, takım ve dayanıklılık kupalarını kazanan marka, dayanıklılık yarışlarında rakipsiz olduğunu kanıtladı.

    Porsche, 2025 IMSA WeatherTech SportsCar Championship sezonunu altı farklı şampiyonlukla noktalayarak tarihe geçti. Road Atlanta’daki sezon finalinde üçüncü ve onuncu sırada finiş gören iki Porsche 963 prototipi, markaya bir kez daha üreticiler şampiyonluğunu getirdi. Böylece Weissach merkezli marka, dayanıklılık yarışlarında hem pistte hem de istatistiklerde rakiplerine fark attı.

    Zafere Giden Yol: Dayanıklılıkla Gelen Üstünlük

    2025 IMSA sezonu boyunca Porsche Penske Motorsport, üstün mühendislik, takım çalışması ve istikrarlı performansın birleşimiyle adeta kusursuz bir tablo çizdi. Sezonun açılışında üst üste dört galibiyet ve çifte Daytona 24 Saat zaferi ile başlayan takım, toplamda 10 podyum elde ederek zirveyi kimseye bırakmadı.

    Yarışın sonunda Avustralyalı Matt Campbell ve Fransız Mathieu Jaminet, pilotlar şampiyonluğunu kazanırken, Porsche Penske Motorsport da üst üste ikinci kez takımlar şampiyonluğuna ulaştı. Porsche, ayrıca sezonun beş büyük dayanıklılık yarışını kapsayan IMSA Michelin Endurance Cup’ta da üretici şampiyonluğunu korudu. Bu özel klasmanda Brezilyalı Felipe Nasr ve İngiliz Nick Tandy, pilotlar unvanını alırken takım klasmanında da zirve Porsche’nin oldu.

    Zorlu Başlangıca Rağmen Zafer

    2025 IMSA Road Atlanta’daki Petit Le Mans yarış günü Porsche açısından kolay başlamadı. Fabrika pilotu Julien Andlauer sağlık sorunları nedeniyle yarıştan çekilmek zorunda kaldı. Onun yerine Laurens Vanthoor, iki Porsche 963’te birden görev alarak çifte sorumluluk üstlendi.

    25°C sıcaklık ve parçalı bulutlu hava koşullarında start alan yarışta, No. 7 Porsche kısa sürede ilk üçe yükseldi. No. 6 ise uzun süre liderliği elinde tuttu. 10 saatlik zorlu yarışın ardından zafer kaçsa da üçüncülük ve onunculuk sonuçları tüm şampiyonlukları garantilemeye yetti.

    Porsche Motorsport Başkan Yardımcısı Thomas Laudenbach, büyük başarının ardından duygularını şu sözlerle ifade etti:

    “İki yıl üst üste tüm kupaları toplamak gerçekten inanılmaz. Bu başarıya katkıda bulunan herkese büyük bir teşekkür borçluyum. Böyle bir başarı nadir yaşanır.”

    Roger Penske ise takımın bağlılığına dikkat çekti:

    “Bu sonuç, takımımızın günlük sıkı çalışmasının ve kararlılığının bir göstergesi. Daytona’daki galibiyetlerden toplam 10 podyuma kadar, bu başarı ancak mükemmel sürücüler, liderler ve azimli bir ekip sayesinde mümkün olurdu.”

    En Başarılı LMDh: Porsche 963

    Fabrika motorsporları direktörü Urs Kuratle, Porsche 963’ün LMDh regülasyonlarının başladığı günden bu yana en başarılı araç olduğunu vurguladı:

    “Bugünkü yarış oldukça zorluydu ancak elimizdekilerin en iyisini yaptık. Porsche 963, LMDh döneminin en çok kazanan prototipi olmaya devam ediyor.”

    Müşteri takımı JDC-Miller MotorSports da yarışın ilk yarısında etkileyici bir tempo sergiledi. No. 85 Porsche zaman zaman dördüncülüğe kadar yükselse de yaşanan talihsizlikler sonucu 12. sırada finiş gördü.

    GT Sınıflarında Cadılar Bayramı Kabusu

    GTD Pro sınıfında yarışan AO Racing, “Rexy” adıyla bilinen Porsche 911 GT3 R ile zafer için mücadele etti. Halloween temalı özel tasarımıyla dikkat çeken araç, yarışın bir bölümünde liderliği eline alsa da, yedinci saatte bir LMP2 aracıyla çarpışması sonucu geriye düştü. Arka bölümdeki hasar onarılsa da, ekip 8. sırada finiş görebildi.

    GTD sınıfında ise Wright Motorsports’un Porsche 911’i sezon finalini 6. sırada tamamladı.

    Pilotların Yarış Sonu Duyguları

    • Matt Campbell (#6 Porsche 963): “Şampiyon olduğumuzu söylemek inanılmaz bir his! Harika bir sezon geçirdik. Mathieu ve tüm ekibe teşekkürler.”
    • Mathieu Jaminet (#6 Porsche 963): “İki yıldır bu anı bekliyordum. Nihayet başardık ve bunu Matt ile birlikte yapmak çok özel.”
    • Laurens Vanthoor (#7 Porsche 963): “İki araçta birden yarışmak stresliydi ama mükemmel sonuç aldık. Tüm kupaları topladık.”
    • Klaus Bachler (#77 Porsche 911 GT3 R): “Çarpışma bizim için yıkıcı oldu. Podyum potansiyelimiz vardı ama olmadı.”

    Sezonun Özeti: Dominasyonun Adı Porsche

    2025 IMSA sezonu Porsche için yalnızca bir zafer yılı değil, aynı zamanda dayanıklılık yarışlarında bir dönüm noktası oldu. Weissach’ın hibrit prototipi, dayanıklılık yarışlarının en rekabetçi kategorisinde zirveye demir attı.

    • 🏆 Üreticiler Şampiyonluğu: Porsche
    • 🏆 Pilotlar Şampiyonluğu: Matt Campbell & Mathieu Jaminet
    • 🏆 Takımlar Şampiyonluğu: Porsche Penske Motorsport
    • 🏆 Michelin Endurance Cup Üretici Şampiyonluğu: Porsche
    • 🏆 Michelin Endurance Cup Pilotlar Şampiyonluğu: Felipe Nasr & Nick Tandy
    • 🏆 Michelin Endurance Cup Takımlar Şampiyonluğu: Porsche Penske Motorsport

    Böylece Porsche, hem dayanıklılık yarışlarının kalbi olan IMSA’da hem de global motorsporları sahnesinde teknoloji, dayanıklılık ve takım ruhunun birleştiğinde ulaşılan zirveyi bir kez daha gözler önüne serdi.

    Motor sporları haberlerimize BURADAN ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Porsche’nin 2025 IMSA sezonundaki performansı, markanın sadece yarış pistlerinde değil, aynı zamanda otomotiv mühendisliğinde de çıtayı belirlediğini bir kez daha kanıtladı. LMDh sınıfında elde edilen başarılar, hibrit teknolojisinin sınırlarını zorlayarak geleceğin yol otomobillerine ışık tutuyor. Road Atlanta’da gelen zafer, Porsche’nin yarış genlerini bir kez daha pistte konuşturdu.

  • Avrupa’nın Zirvesinde Türk İmzası: Borusan GT4 Serisini İkincilikle Tamamladı!

    Avrupa’nın Zirvesinde Türk İmzası: Borusan GT4 Serisini İkincilikle Tamamladı!

    Borusan Otomotiv Motorsport, GT4 Avrupa Serisi’nde sezonu Barcelona’da çifte podyumla tamamladı ve Avrupa ikincisi oldu. Türk motor sporları adına tarihi bir başarıya imza atan takım, 2025 sezonunda rakiplerine gözdağı verdi.

    Borusan Otomotiv Motorsport (BOM), 2025 GT4 Avrupa Serisi’ni tarihi bir başarıyla tamamladı. Türkiye’yi uluslararası arenada temsil eden ekip, sezonun son durağı olan Barcelona-Catalunya Pisti’nde çifte podyum elde ederek “Avrupa İkincisi” oldu. Bu sonuç, Türk motor sporları tarihinde bir kez daha gurur verici bir dönüm noktası anlamına geliyor.

    Çifte Podyumla Taçlanan Final Haftası

    11-12 Ekim tarihlerinde gerçekleşen sezon finalinde Borusan Otomotiv Motorsport, yıl boyunca gösterdiği istikrarlı performansı zirveye taşıdı. Takımın yıldız pilotları Berkay Besler ve Gabriele Piana, sezon boyunca süren liderlik mücadelesini son yarışa kadar taşımayı başardı. 12 numaralı otomobille yarışan ikili, ilk yarışta ikinci, sezonun son yarışında ise üçüncü olarak podyuma çıkarken, pilotlar klasmanını Avrupa Üçüncüsü olarak noktaladı.

    BOM’un diğer ekibi, 11 numaralı otomobille yarışan Yağız Gedik ve Pedro Ebrahim, final haftasında dikkat çeken bir performans ortaya koydu. İlk günü 19. sırada başlayıp 5.’likle bitiren ikili, son yarışta da 7.’lik elde ederek takıma değerli puanlar kazandırdı.

    Sezon Boyunca İstikrar ve Mücadele

    Altı farklı pistte düzenlenen ve toplam 12 yarıştan oluşan 2025 GT4 Avrupa Serisi, Avrupa’nın en rekabetçi motor sporları organizasyonlarından biri olarak öne çıkıyor. Borusan Otomotiv Motorsport, sezon boyunca topladığı puanlar, kazandığı podyumlar ve istikrarlı sürüşleriyle şampiyonada “Avrupa İkincisi” unvanını elde etti.

    Takım, her yarışta rakiplerine karşı güçlü bir mücadele ortaya koyarken, Türk motor sporlarının Avrupa’daki elçisi olmayı da sürdürdü. BOM’un bu başarısı, Türkiye’den çıkan bir takımın dünya çapında neler başarabileceğini bir kez daha gösterdi.

    Türkiye Adına Tarihi Başarı

    Borusan Otomotiv Motorsport’un 2025 sezonundaki başarısı, yalnızca sportif bir zafer değil, aynı zamanda Türkiye’nin motor sporları tarihinde bir gurur vesilesi oldu. Profesyonel yönetim anlayışı, teknik ekibin başarısı ve güçlü pilot kadrosuyla dikkat çeken takım, Avrupa sahnesinde adından söz ettirmeye devam ediyor.

    Yeni sezonda da hedef büyüten BOM, Türk bayrağını Avrupa’nın en prestijli pistlerinde dalgalandırmayı sürdürecek.

    Motor sporları haberlerimize BURADAN ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Borusan Otomotiv Motorsport’un GT4 Avrupa Serisi’nde elde ettiği Avrupa ikinciliği, Türkiye motor sporları açısından sadece bir sonuç değil, bir vizyonun kanıtı. Uzun vadeli yatırım, profesyonel ekip çalışması ve sürdürülebilir başarı hedefinin nasıl sonuçlar doğurabileceğini bu sezon bir kez daha gördük. Takım, önümüzdeki sezonda yalnızca podyum için değil, şampiyonluk için de en güçlü adaylardan biri olacak gibi görünüyor.

  • Prag’da Başkanlık Karşılama Töreni: WRC’ye Devlet Desteğiyle Start Verildi

    Prag’da Başkanlık Karşılama Töreni: WRC’ye Devlet Desteğiyle Start Verildi

    WRC, Orta Avrupa Rallisi öncesi Prag’da Çek Cumhurbaşkanı Petr Pavel’in özel karşılama töreniyle dikkat çekti. Üç ülkeyi kapsayacak yarış, 16-19 Ekim’de asfalt etaplarda heyecanı zirveye taşıyacak.

    Orta Avrupa Rallisi öncesinde Dünya Ralli Şampiyonası (WRC), Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da tarihi bir buluşmaya sahne oldu. Ülkenin Cumhurbaşkanı Petr Pavel, FIA’nın prestijli ralli serisini bizzat karşılayarak hem motorsporlarına verilen devlet desteğini ortaya koydu hem de ülkesinin üç ülkeyi kapsayan bu önemli organizasyona ev sahipliği yapmaktan duyduğu gururu dile getirdi.

    Devlet Desteğiyle Başlayan Ralli Haftası

    WRC takviminin en önemli asfalt yarışlarından biri olan Central European Rally (Orta Avrupa Rallisi) öncesinde, Prag sokakları adeta bir ralli pisti havasına büründü. Şampiyonanın yıldız pilotları Adrien Fourmaux, Grégoire Munster ve Sami Pajari, Çek sürücüler Filip Mareš ve Jan Černy ile Alman pilot Philip Geipel’in oluşturduğu konvoy, başkentin en ünlü caddelerinde görkemli bir kortej yaptı.

    Bu etkileyici etkinlik, yalnızca motor sporları meraklıları için değil, aynı zamanda ülke tanıtımı için de önemli bir fırsat sundu. Cumhurbaşkanı Petr Pavel, etkinlikte yaptığı konuşmada şunları söyledi:

    “Böylesine küresel bir etkinliğe ev sahipliği yapmak sadece bir onur değil, aynı zamanda ülkemiz için büyük bir fırsat. Bu sayede hem dünya çapında görünürlük kazanıyoruz hem de halkımıza dünya standartlarında bir spor organizasyonunu yerinde izleme imkânı sunuyoruz.”

    İleri Teknoloji ve Sporun Gücü

    Cumhurbaşkanı Pavel, ralli araçlarını yakından inceledi ve mühendislik düzeyine hayran kaldığını dile getirdi. Modern WRC araçlarının, yalnızca pistlerde değil sivil otomotiv teknolojilerinin gelişiminde de büyük rol oynadığını vurgulayan Pavel, “Burada gördüğümüz teknolojilerin çok kısa sürede günlük hayata aktarıldığını görüyoruz. Bu da motor sporlarının sadece bir yarış değil, aynı zamanda inovasyon motoru olduğunun kanıtı,” dedi.

    Pilotlar, etkinlik kapsamında yerel medya temsilcilerini yan koltuğa davet ederek onlara eşsiz bir ralli deneyimi yaşattı. Konvoy, Charles Köprüsü, Rudolfinum, Power Tower, Dans Eden Ev, Prag Kalesi ve Ulusal Tiyatro gibi kentin en ikonik yapılarının önünden geçti.

    Ford M-Sport pilotu Adrien Fourmaux, yaşadığı heyecanı şu sözlerle dile getirdi:

    “WRC’yi Prag gibi büyüleyici bir kentin kalbine taşımak inanılmaz bir duygu. Charles Köprüsü ve Prag Kalesi gibi simge yapılar arasında sürüş yapmak unutulmaz bir deneyimdi. Cumhurbaşkanı Pavel’in de bizzat gelerek araçlarımızla yakından ilgilenmesi ise bizim için büyük bir onur oldu.”

    Üç Ülkeyi Kapsayan Bir Şampiyona

    Merkezi Almanya’nın Passau kentinde bulunan Orta Avrupa Rallisi, bu yıl 16-19 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek. Yarış, toplamda 300 kilometreden fazla asfalt etapta gerçekleşecek ve Çekya, Almanya ve Avusturya’da üç farklı ülkeyi kapsayarak benzersiz bir format sunacak.

    Bu yılın organizasyonu, FIA Dünya Ralli Şampiyonası takviminin en ilgi çekici etaplarından biri olarak öne çıkıyor. Katılımcılar, Avrupa sonbaharının değişken hava koşulları altında dar ve teknik asfalt etaplarda mücadele edecek. Havanın yağışlı olması halinde yol tutuşun dramatik biçimde değişmesi bekleniyor ve bu da pilotların stratejilerini daha da kritik hale getiriyor.

    WRC’nin Küresel Gücü

    1973’ten bu yana düzenlenen FIA Dünya Ralli Şampiyonası (WRC), otomotiv dünyasının en prestijli motor sporları serilerinden biri olarak kabul ediliyor. İsveç’in buzlu yollarından Kenya’nın kavurucu topraklarına kadar çok çeşitli coğrafyalarda gerçekleşen 14 ralliden oluşan şampiyona, hem sürücüler hem de markalar için zirve noktasını temsil ediyor.

    WRC sadece yüksek performanslı araçların ve sürücü yeteneklerinin sınırlarını zorlamakla kalmıyor, aynı zamanda otomotiv teknolojilerinin gelişimine de yön veriyor. Hibrit güç üniteleri, aktif diferansiyeller, gelişmiş telemetri sistemleri gibi birçok yenilik, WRC’de test edildikten sonra seri üretim otomobillere entegre ediliyor.

    Prag’dan Başlayan Büyük Final

    Orta Avrupa Rallisi, WRC sezonunun son düzlüğüne girerken kritik öneme sahip. Pilotlar ve üreticiler klasmanında şampiyonluk mücadeleleri kıyasıya sürerken, Prag’daki bu açılış etkinliği heyecanı daha da artırdı.

    Özellikle üreticiler klasmanında Toyota, Hyundai ve M-Sport Ford arasında süren rekabet, sezonun kaderini belirleyecek. Aynı zamanda bireysel şampiyonluk mücadelesi de tüm hızıyla devam ediyor; her puan büyük önem taşıyor ve Orta Avrupa’daki asfalt etaplar, bu mücadelede belirleyici olabilir.

    Motor sporları haberlerimize BURADAN ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    WRC’nin yalnızca bir motor sporu organizasyonu olmadığını, aynı zamanda otomotiv inovasyonunun en büyük laboratuvarı olduğunu bir kez daha gördük. Prag’da gerçekleşen bu devlet destekli karşılama, hem organizasyonun prestijini yükseltti hem de rallinin Avrupa’daki önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle üç ülkeyi kapsayan formatıyla Orta Avrupa Rallisi, sezonun kaderini belirleyecek en heyecan verici yarışlardan biri olmaya aday.

  • Urus’tan Sonra Sıra Lanzador’da: PHEV mi EV mi?

    Urus’tan Sonra Sıra Lanzador’da: PHEV mi EV mi?

    Lamborghini’nin ilk tamamen elektrikli modeli olması beklenen Lanzador için karar anı yaklaşıyor: Tam elektrikli EV mi yoksa güçlü bir PHEV mi olacak?

    Lamborghini’nin Geleceğini Belirleyecek Karar: Lanzador’un Güç Ünitesi Netleşiyor

    Lamborghini, 2023 yılında konsept olarak tanıttığı Lanzador modeliyle markanın elektrikli geleceğine yön verecek en kritik projelerden birine imza atmıştı. İlk etapta tamamen EV (elektrikli araç) olarak planlanan model, son aylarda değişen piyasa dinamikleri, müşteri taleplerindeki kaymalar ve yüksek performanslı elektrikli araçlara olan azalan ilgi nedeniyle PHEV (plug-in hibrit) seçeneğine doğru kayabilir.

    CEO Stephan Winkelmann’ın yaptığı açıklamalara göre, bu karar sadece birkaç hafta içinde kesinleşecek. Bu da demek oluyor ki Lamborghini, markanın tarihinde yeni bir sayfa açacak bu 2+2 grand tourer modelinin kaderini belirlemek üzere. Peki, bu değişim neden bu kadar önemli?


    Piyasadaki Değişim: EV Talebindeki Düşüş ve Hibrit Gerçeği

    Lamborghini’nin lansman stratejisini değiştirme ihtiyacı, doğrudan lüks ve yüksek performanslı EV segmentindeki yavaşlamayla ilgili. CEO Winkelmann, müşterilerin büyük bir kısmının henüz tam elektrikli bir süper otomobili “gerçek alternatif” olarak görmediğini belirtiyor:

    “Teknolojik olarak ne başarabileceğimiz önemli değil, müşterinin ne istediği önemli. Şu an için müşteriler BEV’leri alternatif olarak görmüyor.”

    Bu durum yalnızca Lamborghini için değil, sektördeki diğer üreticiler için de geçerli. Ferrari’nin ilk EV’si Elettrica’yı tanıtmaya hazırlanması bir istisna olsa da, genel eğilim hibritleşmeden yana. Nitekim Lamborghini, 2029’da çıkacak yeni Urus modelini de elektrikli yerine PHEV olarak piyasaya sürmeye karar verdi.


    1340+ Beygir Güç ve 1 Megawatt Hedefi: Lanzador’un Teknik Vizyonu

    İlk konsept detaylarına göre Lanzador, çift elektrik motorlu dört çeker düzeni ile “1 megawatt’ın üzerinde” güç üretecek, yani yaklaşık 1340 beygirden fazla bir performans sunacaktı. Bu değer, tamamen elektrikli hyper-GT dünyasında oldukça etkileyici bir seviyede.

    Ancak bu güç rakamı kadar önemli olan bir diğer konu da batarya teknolojisi. Lamborghini’nin hedefi, 100 kWh’nin üzerinde kapasiteye sahip bir batarya ile yüksek menzil sunarken aynı zamanda markanın DNA’sına uygun şekilde tekrarlanan yüksek performansı garanti etmek.

    Bununla birlikte şirket, hibrit seçeneği gündeme alırsa, Urus SE ve Temerario modellerinde kullanılan çift turbo V8 + elektrik motoru kombinasyonunu Lanzador’a entegre edebilir. Bu da performans tarafında herhangi bir eksiklik yaratmadan, aynı zamanda emisyon ve yakıt tüketimi konusunda önemli avantajlar sağlayabilir.


    Sadece Hız Değil, Sürüş Deneyimi de Gelişecek

    Lamborghini mühendislik ekibi için Lanzador sadece bir güç gösterisi değil, aynı zamanda markanın sürüş deneyimi anlayışını yeniden tanımlayacağı bir laboratuvar olacak. Chief Technical Officer Rouven Mohr, elektrikli sürüşteki en büyük potansiyelin, dinamik kontrol sistemleri sayesinde çok daha hassas bir sürüş karakteri elde etmek olduğunu söylüyor.

    Yeni geliştirilen LDVI (Lamborghini Dinamica Veicolo Integrata) sistemi, aracın yüzlerce sensöründen gelen verileri gerçek zamanlı olarak analiz ederek tork dağılımından süspansiyon ayarına kadar birçok detayı optimize ediyor. Bu sayede Lanzador, ister şehir yollarında ister dağ geçitlerinde olsun, sürücüye maksimum hakimiyet sunacak.


    Tasarımda Yeni Bir Dönem: “Clean Design” Felsefesi

    Tasarım tarafında, Lamborghini’nin baş tasarımcısı Mitja Borkert önderliğindeki ekip, markanın yeni tasarım dilini şekillendiriyor. Manifesto konseptinde sinyalleri verilen bu yaklaşım, daha sade, aerodinamik ve zamansız bir görsel kimlik oluşturmayı hedefliyor.

    Lanzador’un üretim versiyonunda Huracán Performante ve Aventador SVJ modellerinden ilham alan aktif aerodinamik çözümler bulunacak. “Drag yaratmadan downforce” prensibiyle geliştirilen aerodinami, hem yol tutuşunu artıracak hem de batarya verimliliğine katkı sağlayacak.


    Sürdürülebilirlik Lamborghini’nin Gündeminde

    Lanzador’un sadece güç aktarma organlarında değil, malzeme seçiminde de geleceğe dönük bir vizyonu var. İç mekânda eko-tanlı deri, Merino yünü ve hatta zeytinyağı endüstrisinden geri dönüştürülmüş su gibi çevreci materyaller kullanılacak. Koltuk süngerlerinde 3D baskı geri dönüştürülmüş karbon fiber ve plastik türevleri yer alacak.

    Bu yaklaşım, sadece çevresel sorumluluk açısından değil, Lamborghini’nin lüks anlayışında da yeni bir çağın habercisi olarak değerlendiriliyor.


    PHEV Tercihi Ferrari ile Rekabette Gecikme Anlamına Gelebilir

    Lamborghini’nin Lanzador’u tamamen elektrikli yerine PHEV olarak sunma ihtimali, markayı rakibi Ferrari’ye göre yaklaşık beş yıl geriye düşürebilir. Ferrari’nin 2026’da tanıtacağı Elettrica EV crossover’ı ile kıyaslandığında bu fark dikkat çekici.

    Ancak Winkelmann bu durumu bir eksiklik olarak değil, “stratejik esneklik” olarak yorumluyor:

    “Tek bir teknolojiye odaklanmak doğru değil. Alternatif yakıtlar da dahil olmak üzere farklı seçenekler üzerinde çalışıyoruz.”

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇



    2028’de Geliyor: Lamborghini’nin Elektrikli Çağ Kapısı

    Lanzador’un üretim versiyonunun 2028 yılında tanıtılması planlanıyor. Bu model, Lamborghini’nin ürün gamına Urus, Revuelto ve Temerario’dan sonra dördüncü model olarak katılacak. Yani Lanzador yalnızca yeni bir model değil, aynı zamanda markanın stratejik geleceğinin de anahtarı olacak.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Lamborghini’nin Lanzador projesi, sadece bir model geliştirme süreci değil, markanın önümüzdeki on yılını şekillendirecek bir stratejik yol haritası. EV pazarında yaşanan dalgalanmalar, tüketici taleplerindeki değişim ve emisyon regülasyonlarının artan baskısı, markayı “tek yönlü bir gelecek” fikrinden uzaklaştırıyor. Hibrit seçeneği devreye sokmak, kısa vadede Ferrari gibi rakiplerden geri kalmak anlamına gelebilir ancak Lamborghini’nin DNA’sını koruyarak daha esnek bir dönüşüm stratejisi izlemesini de sağlayacak.

  • Porsche 963 Petit Le Mans’a İkinci Sıradan Başlıyor!

    Porsche 963 Petit Le Mans’a İkinci Sıradan Başlıyor!

    IMSA sezon finali Petit Le Mans’ta Porsche 963, 4. sıradan start alacak. Şampiyonluk mücadelesi iki puan farkla Acura ile zirvede kızıştı.

    Porsche 963, Petit Le Mans Finalinde Zirve İçin Sahada

    IMSA WeatherTech SportsCar Championship sezonunun son durağı olan Petit Le Mans, 10 saatlik büyük final için tüm heyecanıyla yaklaşırken, Porsche Penske Motorsport takımı şampiyonluk mücadelesine güçlü bir başlangıç yapıyor. Brezilyalı pilot Felipe Nasr, No. 7 Porsche 963 ile yapılan zorlu sıralama turlarında dördüncü sırayı elde ederek takımı ikinci sıraya taşıdı.

    Takımın Avustralyalı pilotu Matt Campbell ise No. 6 Porsche 963 ile altıncı sırada yer alırken, üreticiler klasmanında Porsche, en yakın rakibi Acura’nın sadece iki puan önünde liderliğini sürdürüyor.


    Üreticiler Şampiyonluğu Kızıştı

    IMSA’nın son yarışı öncesinde şampiyonluk mücadelesi adeta nefesleri kesiyor. Porsche, üreticiler klasmanında sadece 2 puan farkla önde. Takım Direktörü Urs Kuratle, sıralama sonuçlarının final için iyi bir zemin oluşturduğunu belirterek şunları söyledi:

    “İki Acura’nın önümüzde olması şampiyona açısından çok bir şey değiştirmez. Uzun sürüş tempomuz oldukça iyi. Final mücadelesine güvenle giriyoruz.”

    Porsche Penske Motorsport Genel Müdürü Jonathan Diuguid ise gece sürüşlerinin belirleyici olacağına dikkat çekti:

    “Gece antrenmanlarında oldukça hızlıydık. Yarışın kaderi genellikle karanlıkta belirlenir. Son bölüme kadar lider grupta kalırsak her şey mümkün.”


    🏁 Zorlu Sıralama, Umut Veren Performans

    Yarış öncesi yapılan sıralama turlarında ilk 10 arasındaki farklar milisaniyelerle ölçülürken, Porsche’nin temposu umut verici sinyaller verdi.

    • 🇧🇷 Felipe Nasr – No. 7 Porsche 963: P4
    • 🇦🇺 Matt Campbell – No. 6 Porsche 963: P6
    • 🇺🇸 Max Esterson – No. 85 Porsche 963: P12

    Amerikalı genç pilot Max Esterson, IMSA’daki ilk sıralama deneyiminde 12. sıraya yerleşti.

    “Taze lastiklerle limitleri zorlamak çok keyifliydi. Küçük bir hata yaptım ama genel olarak memnunum.” – Max Esterson


    GT Kategorilerinde Porsche Mücadelesi

    GT sınıflarında da Porsche ekipleri final yarışına güçlü şekilde hazırlanıyor. AO Racing ekibinin efsanevi “Rexy” tasarımına sahip Porsche 911 GT3 R, GTD Pro sınıfında beşinci sıradan başlayacak.

    • Laurin Heinrich, Klaus Bachler ve Michael Christensen üçlüsü, önceki yarışlara kıyasla daha iddialı bir performans sergileyeceklerini söyledi.

    GTD sınıfında ise Wright Motorsports adına mücadele eden Adam Adelson, 16. sırada start alacak.

    “On saatlik yarışta sıralama kadar strateji de önemli. Hatalardan uzak durarak tempomuzu koruyacağız.” – Adam Adelson


    Petit Le Mans: Final Mücadelesi Başlıyor

    28. Petit Le Mans yarışı, 11 Ekim Cumartesi günü saat 12:10 (yerel) / 18:10 (CEST)’te başlayacak. imsa.tv üzerinden ABD ve Kanada dışındaki izleyiciler için ücretsiz canlı yayın yapılacak. Ayrıca scoring.imsa.com üzerinden canlı zamanlama takibi de mümkün olacak.


    📊 Sıralama Sonuçları (GTP Sınıfı)

    SıraEkipAraçZaman
    1Blomqvist / Braun / DixonAcura #601:09.628
    2Aitken / Bamber / VestiCadillac #31+0.199 sn
    3Van der Zande / Yelloly / VautierAcura #93+0.280 sn
    4Nasr / Tandy / VanthoorPorsche 963 #7+0.613 sn
    6Campbell / Jaminet / AndlauerPorsche 963 #6+0.656 sn
    12Van der Helm / Jani / EstersonPorsche 963 #85+1.311 sn

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Porsche, Petit Le Mans öncesinde hem üretici hem de sürücü şampiyonluğunda avantajlı konumda. Sıralamada ilk üçe giremese de uzun mesafe temposu ve gece performansı bu ekibin en güçlü kozları arasında. 50’den fazla aracın mücadele edeceği, 10 saat sürecek bu maratonun sonunda her şey mümkün. Özellikle son saatlerdeki strateji savaşları, sezonun kaderini belirleyecek.

    Motor sporları haberlerimize BURADAN ulaşabilirsiniz.

  • Urus Paves the Way, But the Big Question Remains: Will the Lanzador Go PHEV or EV?

    Urus Paves the Way, But the Big Question Remains: Will the Lanzador Go PHEV or EV?

    Lamborghini is preparing to make a pivotal decision on the Lanzador — its first-ever 2+2 GT and potentially its first all-electric model. Will it go fully EV or opt for a PHEV? Here’s why the decision matters for the future of Sant’Agata.

    Lamborghini is standing at a pivotal crossroads in its electrification journey. After confirming that the next-generation Urus will transition to a plug-in hybrid (PHEV) rather than a fully electric powertrain, the Italian brand’s next major decision focuses on its long-awaited Lanzador — a 2+2 GT that will either become Lamborghini’s first all-electric model or follow the Urus with a PHEV setup. According to CEO Stephan Winkelmann, the verdict is expected within weeks, a decision that could define the company’s electrified future well into the 2030s.


    A Strategic Pause: Why the Future of Lanzador Is Uncertain

    When Lamborghini unveiled the Lanzador concept in 2023, it was introduced as a bold statement — the company’s first battery-electric model and a symbol of its future beyond internal combustion. At the time, it promised cutting-edge 980-volt technology and over 1 megawatt (1,340+ hp) from dual electric motors, wrapped in a futuristic 2+2 GT body inspired by the Urus SUV and Huracán Sterrato.

    But the automotive landscape has shifted since then. Global demand for high-end electric sports cars has cooled, and Lamborghini’s own customer base is signaling hesitation. “It’s not important what you can achieve with technology — it’s about what the customer wants,” Winkelmann explained. “And right now, our customers don’t see battery-electric vehicles as a real alternative.”

    The slowdown in luxury EV adoption, coupled with ongoing development delays at parent company Volkswagen Group and sister brand Porsche, has forced Lamborghini to rethink its timeline. A plug-in hybrid powertrain — blending a twin-turbo V8 with electric assistance — could offer a more market-ready solution while still meeting tightening emissions regulations.


    A Broader Electrification Strategy: Flexibility Over Ideology

    Lamborghini’s pivot is not an isolated decision. The brand’s broader strategy emphasizes flexibility rather than rushing into full electrification. While competitors like Ferrari prepare to launch their first EV, Lamborghini prefers to pace its transition, ensuring that future models remain true to the brand’s core values of performance, drama, and emotion.

    This approach aligns with Winkelmann’s long-term vision. “We will continue with the V12 after 2030,” he confirmed, referencing the naturally aspirated powerplant found in the Revuelto. Additionally, Lamborghini is investing heavily in alternative fuels — including biofuels that can reduce the carbon footprint of existing combustion engines — to keep iconic models relevant in a low-emissions future.

    Global regulatory uncertainty is another key factor. With emissions standards diverging across regions — from Euro 7 in Europe to varying U.S. EPA requirements — Lamborghini must ensure that its powertrains can comply worldwide. “We need commonality across markets,” Winkelmann emphasized. “It’s becoming more fragmented, and we must stay flexible and alert.”


    Engineering Ambition: One Megawatt and Beyond

    Regardless of the final powertrain choice, Lamborghini promises the Lanzador will be a technological showcase. The concept previewed an output of over 1 MW, translating to more than 1,340 horsepower, and the production version is expected to meet — or even exceed — that benchmark. Repeated acceleration, top speed, and long-range capability will all be top priorities, with a likely battery capacity exceeding 100 kWh for the EV version.

    If the PHEV route is chosen, expect the Temerario and Urus SE hybrid systems to serve as the foundation — both pairing a twin-turbo V8 with electric motors for instant torque and improved efficiency. Such a setup would allow Lamborghini to offer a thrilling driving experience while easing range anxiety and charging concerns that still plague the EV segment.


    Dynamics, Aerodynamics, and Driving Emotion

    Lamborghini’s engineering team, led by CTO Rouven Mohr, is determined to ensure that electrification enhances rather than dilutes the brand’s legendary driving feel. The Lamborghini Dinamica Veicolo Integrata (LDVI) system — an advanced dynamic control platform — will be central to this mission, seamlessly coordinating sensors, actuators, and drive systems to deliver precise handling and responsiveness.

    Mohr believes electrification opens up new possibilities. “We can do things with electric powertrains that are impossible with combustion engines,” he explained. This includes ultra-fine control of wheel speed and torque distribution, which can dramatically improve agility and stability.

    The Lanzador will also benefit from active aerodynamics derived from the Huracán Performante and Aventador SVJ. Its innovative “downforce without drag” system — using strategically placed vents, louvers, and a blown diffuser — is designed to optimize grip without compromising efficiency, while advanced battery cooling solutions will ensure repeatable performance under demanding conditions.


    Design Evolution: A Clean Future with Italian Soul

    Design remains a crucial pillar of Lamborghini’s identity, and the Lanzador will introduce a new visual language for the brand’s next era. Chief designer Mitja Borkert is pursuing a “clean design” philosophy — balancing futuristic cues with instantly recognizable Lamborghini DNA. The Lanzador’s silhouette will evolve beyond the concept’s original form, likely adopting a more mature and aerodynamic shape.

    Inside, Lamborghini plans to embrace sustainable materials without sacrificing luxury. Merino wool, eco-tanned leather using recycled water, and 3D-printed recycled fibers will all feature prominently. Even the seat foam will incorporate regenerated carbon materials, reflecting Lamborghini’s commitment to a more circular production process.


    Market Position: A Different Kind of Super GT

    The Lanzador is not designed to compete with ultra-high-performance EVs like the Rimac Nevera. Instead, it aims to offer everyday usability with supercar performance, targeting a niche of buyers who want electrified performance without compromising the emotional experience. With air suspension, rear-wheel steering, and a target weight lower than most hybrids in its class, Lamborghini promises the Lanzador will deliver agility worthy of its badge.

    While the car’s official launch isn’t expected until 2028, its importance to Lamborghini’s future cannot be overstated. More than just a new model, the Lanzador represents a philosophical shift — one that balances tradition with transformation.


    The Road Ahead: A Defining Decision

    Lamborghini’s choice between EV and PHEV powertrains will resonate far beyond the Lanzador itself. It will signal how one of the world’s most iconic performance brands plans to navigate the next decade — not by chasing trends, but by shaping them on its own terms.

    As Winkelmann puts it, “We could build a BEV today. But delivering a car that truly embodies what Lamborghini stands for — in performance, emotion, and experience — requires more than technology. It requires timing.”

    And that timing is now.

  • Capricorn 01 Zagato: 900+ HP, Manuel ve Sadece 19 Adet!

    Capricorn 01 Zagato: 900+ HP, Manuel ve Sadece 19 Adet!

    Zagato imzalı Capricorn 01, 900+ HP’lik V8, dog-leg manuel şanzıman ve 224 km/s hızıyla hiper otomobil dünyasına eski usul sürüş keyfini geri getiriyor.

    Capricorn 01 Zagato: Hiper Otomobil Çağında Analog Bir Devrim

    Lüks otomotiv dünyasının en köklü tasarım stüdyolarından Zagato, Alman mühendislik devi Capricorn ile güçlerini birleştirerek hiper otomobil sahnesine eşi benzeri olmayan bir oyuncu kazandırdı: Capricorn 01 Zagato. Sadece 19 adet üretilecek bu özel model, 900+ beygir gücünde V8 motoru, dog-leg 5 ileri manuel şanzımanı, yarış otomobili altyapısı ve tamamen analog sürüş karakteriyle hiper otomobil dünyasında bambaşka bir sayfa açıyor.


    Yarış Teknolojisiyle Doğan Bir Otomobil

    Capricorn 01’in kalbinde, Ford kökenli 5.2 litrelik V8 motor yatıyor. Capricorn mühendisleri, motoru tamamen yeniden ele alarak yeni krank mili, pistonlar, supaplar ve özel bir supercharger sistemiyle güçlendirdi. Sonuç: 900+ hp (887 beygir) ve 737 lb-ft (999 Nm) tork. Bu güç, sadece 1200 kg altındaki ağırlıkla birleşerek araca 0-100 km/s hızlanmasını 2.9 saniyede tamamlama ve 224 mph (360 km/s) maksimum hız gibi inanılmaz değerler kazandırıyor.

    Güç arka tekerleklere dog-leg 5 ileri manuel bir şanzımanla aktarılıyor. Modern hiper otomobillerde neredeyse tamamen unutulan manuel vites, bu modelde sürücüyle otomobil arasındaki bağı yeniden kuruyor.


    LMP1 İlhamlı Mühendislik

    Capricorn 01’in monokok şasisi, Le Mans prototip yarış otomobillerinden ilham alınarak tamamen karbon fiberden üretildi. Ön ve arka süspansiyonlarda çift salıncaklı pushrod sistem kullanılırken, Bilstein amortisörler sürüş moduna göre Comfort, Sport ve Track ayarlarına sahip.

    Direksiyon sistemi, düşük hızlarda elektrik destekli çalışırken yüksek hızlarda tamamen mekanik his sunuyor. Bu sayede sürücüye “yarış otomobili hassasiyetinde” bir yol tutuş sağlanıyor.


    Aerodinamik ve Tasarımda Zagato Dokunuşu

    Zagato’nun imzası olan “çift kabarcıklı tavan” tasarımı ve sade, zamansız çizgiler, Capricorn 01’e klasik bir yarış otomobili duruşu kazandırıyor.

    • Gövde tamamen karbon fiber
    • Gullwing kapılar ile üst düzey dramatik etki
    • Büyük spoyler yerine zemin etkili aerodinamik yapı
    • Yere yakın tasarım ve fonksiyonel hava kanalları

    Tasarımda modern hiper otomobillerdeki aşırı karmaşık detaylardan uzak, sade ve işlevsel bir yaklaşım tercih edilmiş. Zagato baş tasarımcısı Norihiko Harada, aracın “50 yıl sonra dahi klasik görünecek şekilde” tasarlandığını vurguluyor.


    İç Mekân: Analog Krallık

    Capricorn 01’in iç mekânı tamamen analog sürüş hissi üzerine kurulu:

    • Fiziksel göstergeler, merkezi takometre
    • Klasik kahverengi deri direksiyon
    • Titanyum ve alüminyumdan üretilmiş düğmeler
    • 4 noktalı emniyet kemeri, sabit yarış koltukları
    • Ayarlanabilir pedal kutusu ve vites kolu

    Hiçbir dokunmatik ekran ya da sürücü asistanı bulunmayan kokpit, sürücüyü tamamen “saf sürüş deneyimine” odaklanmaya davet ediyor.


    Fiyat, Üretim ve Satış

    Capricorn 01 Zagato’dan yalnızca 19 adet üretilecek. Her biri 2.95 milyon € (~3.3 milyon $) fiyat etiketi taşıyan hiper otomobil, Avrupa, Japonya, Meksika, Kanada ve Orta Doğu pazarlarında satışa sunulacak. Üretim 2026’nın ilk yarısında başlayacak.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇





    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Capricorn 01 Zagato, hiper otomobil dünyasında artık unuttuğumuz değerleri hatırlatan bir mühendislik manifestosu. Yalnızca rakamlarla değil, ruhuyla da farklı. Manuel vites, dog-leg şanzıman ve saf sürüş felsefesiyle bugünün dijitalleşen süper otomobillerinden ayrılıyor. Capricorn 01 geleceğin en özel parçalarından biri olacak. Bu otomobil, yalnızca bir araç değil; sürüş tutkusunun en saf hali.