Yazar: admin

  • Porsche Carrera GT 25 Yaşında: V10’lu Efsane Hâlâ Zirvede mi?

    Porsche Carrera GT 25 Yaşında: V10’lu Efsane Hâlâ Zirvede mi?

    Porsche Carrera GT, 25. yılında hâlâ süper otomobil dünyasında efsane olarak anılıyor. V10 motorlu ikon zirvedeki yerini koruyor mu?

    Carrera GT’nin Doğuşu: Paris’ten Dünyaya Açılan Efsane

    1990’ların sonunda Porsche, Le Mans yarışları için geliştirdiği LMP 2000 prototipini beklenmedik bir şekilde rafa kaldırdı. Ancak bu projenin kalbinde yer alan 5.5 litrelik V10 motor, Porsche Carrera GT’nin kaderini belirleyecek kıvılcım oldu. 2000 yılında Paris Otomobil Fuarı’nda tanıtılan konsept, otomotiv tarihine damga vuracak bir süper otomobilin habercisiydi.

    Walter Röhrl’ün Arc de Triomphe’tan Louvre’a doğru yağmurlu bir günde sürdüğü prototip, basına unutulmaz bir an yaşattı. Porsche’nin felsefesi netti: Motorsporunu ciddiye almak ve onu yola taşımak.


    LMP 2000’den Carrera GT’ye: Yarış Motoru Yola Çıkıyor

    Porsche Carrera GT’nin kalbinde, yarışlar için tasarlanmış yüksek devirli, 68° açılı V10 motor vardı. Le Mans pistinde şampiyonluk getirecek şekilde tasarlanan bu motor, Porsche mühendisleri tarafından “günlük hayata adapte edilen bir yarış kalbi” olarak yeniden yorumlandı.

    Roland Kussmaul ve Walter Röhrl ikilisi, bu vahşi motoru sürülebilir ve kontrol edilebilir hale getirmek için uzun testler gerçekleştirdi. Röhrl, “Carrera GT, sürücüsünü zorlamalı ama korkutmamalı” diyerek otomobilin ayar felsefesini özetledi.


    Teknik Özellikler: Safkan Bir Süper Otomobil

    Porsche Carrera GT, üretildiği 2003–2006 yılları arasında sadece 1.270 adet üretildi ve bugün koleksiyon değerini katlayan bir ikon haline geldi.

    • Motor: 5.7 litre V10, atmosferik
    • Güç: 612 PS (450 kW) @ 8.000 rpm
    • Tork: 590 Nm @ 5.750 rpm
    • 0–100 km/s: 3,9 saniye
    • 0–200 km/s: 9,9 saniye
    • Maksimum hız: 330 km/s
    • Ağırlık: 1.380 kg
    • Şanzıman: 6 ileri manuel, seramik debriyaj
    • Gövde: Karbon monokok, Kevlar ve magnezyum parçalar

    Bu değerler, Porsche Carrera GT’yi yalnızca hızlı değil; aynı zamanda teknoloji, hafiflik ve mühendislik harikası haline getirdi.


    Tasarım: Agresif Ama Zamansız

    Tony Hatter imzalı tasarım, Carrera GT’yi çağının ötesine taşıdı. Aerodinamik verimlilik için ayarlanabilir arka kanat, difüzör, motorsporu esintili ön-arka tamponlar ve hafif alaşım jantlar kullanıldı.

    İç mekânda ise sade ama sürücü odaklı bir yaklaşım hakimdi. Manuel şanzımanın ikonik ahşap vites topuzu, Porsche’nin yarış ruhunu gündelik hayata taşıyan bir detay olarak hafızalara kazındı.


    Carrera GT’nin Kültürel ve Duygusal Mirası

    Carrera GT yalnızca bir süper otomobil değil, aynı zamanda bir ikon oldu. Onu bu kadar özel kılan faktörlerden bazıları:

    • Safkan sürüş keyfi: Elektronik yardımcıların minimumda tutulduğu, tamamen sürücü becerisine bağlı bir deneyim.
    • Limitli üretim: Sadece 1.270 adet üretildiği için koleksiyon değeri çok yüksek.
    • Motorsporu kökleri: Le Mans için tasarlanmış motorun sivil versiyonda hayat bulması.
    • Tragik miras: Carrera GT, Paul Walker’ın trajik kazası sonrası popüler kültürde acı bir simgeye de dönüştü.

    Bugün ikinci el pazarında fiyatları milyon dolar seviyelerini aşan Carrera GT, Porsche tutkunlarının gözünde hâlâ erişilmesi en zor ve en arzulanan modellerden biri.


    25. Yıl Kutlamaları ve Özel Koleksiyon

    Porsche, bu yıl dönümünü kutlamak için Parisli tasarımcı Arthur Kar ile özel bir kapsül koleksiyon hazırladı. Bu koleksiyon, Carrera GT’nin tasarım dilini moda dünyasına taşıyor.

    Ayrıca Porsche Exclusive Manufaktur, klasik Carrera GT sahipleri için özel kişiselleştirme programları sunmaya devam ediyor. Böylece bu efsanevi süper otomobilin mirası sadece geçmişte değil, gelecekte de yaşamaya devam ediyor.


    Rakiplerle Karşılaştırma

    2000’lerin başında Carrera GT, Ferrari Enzo ve Mercedes-McLaren SLR gibi dönemin diğer hiper otomobilleriyle kıyaslandı. Ancak:

    • Ferrari Enzo daha fazla elektronik destek sunarken, Carrera GT saf sürüş keyfiyle öne çıktı.
    • McLaren SLR daha GT karakterliyken, Carrera GT pist ruhunu korudu.
    • Bugatti Veyron hız rekorlarıyla öne çıksa da, Carrera GT hâlâ daha “mekanik” ve sürücü odaklı bir otomobil olarak anıldı.

    Piston Kafalar Yorumu

    Carrera GT, otomotiv tarihindeki en safkan Porsche’lerden biri. Bugün hibritleşen, elektrikleşen dünyada tamamen mekanik bir şaheser olarak öne çıkıyor. Porsche’nin motorsporu DNA’sını en çarpıcı şekilde yola aktaran Carrera GT, yalnızca bir süper otomobil değil; geleceğe bırakılmış bir mühendislik mirası.

    Porsche’nin Türkiye’de satılan modellerine ve en güncel fiyat bilgisine Porsche Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir 🔗

  • Honda Prelude GT500: 650 Beygirlik Yeni Super GT Canavarı

    Honda Prelude GT500: 650 Beygirlik Yeni Super GT Canavarı

    Honda, 2026 Super GT için 650 bg gücünde, arkadan itişli Prelude GT500’ü tanıttı. Yeni yarış otomobili Civic Type R GT500’ün yerini alıyor.

    Prelude Efsanesi Yarış Pisti İçin Geri Döndü

    Honda, Tokyo’da duyurduğu yeni nesil Prelude coupe modelini pistlere taşımakta hiç vakit kaybetmedi. Markanın yarış departmanı Honda Racing Corporation (HRC), 2026 sezonunda Japonya’nın prestijli Super GT serisinde mücadele edecek yeni Prelude GT500 yarış otomobilini gün yüzüne çıkardı.

    Yeni Prelude GT500, Civic Type R GT500’ün yerini alacak. Civic, 2024’ten beri seride mücadele etse de Toyota GR Supra GT500 ve Nissan Z Nismo GT500 karşısında aradığı başarıyı bulamadı. HRC, bu nedenle Prelude platformuna yöneldi ve daha rekabetçi bir paket ortaya koymayı hedefledi.


    Motor ve Güç: Arkadan İtişli 650 Beygir

    Yol versiyonu hibrit olan Prelude, yarış versiyonunda tamamen farklı bir karaktere bürünüyor. GT500 kuralları gereği hibrit sistem kaldırıldı ve yerine safkan bir 2.0 litrelik turbo dört silindirli motor yerleştirildi.

    • Güç: 550–650 bg
    • Aktarma: Arkadan itiş (RWD)
    • Şanzıman: GT500’e özel yarış şanzımanı
    • Tork: Henüz açıklanmadı, ancak Civic Type R GT500’den çok daha yüksek değerler bekleniyor.

    Bu değişiklik, Prelude’u yıllar sonra ilk kez arkadan itişli bir spor makine haline getiriyor.


    Tasarım ve Aerodinami

    Yarış otomobili, standart Prelude ile yalnızca adını paylaşıyor. Karoser neredeyse tamamen karbon fiber panellerle kaplı.

    • Aşırı geniş gövde ve çamurluklar
    • Ön splitter ve agresif yan etekler
    • Swan-neck tipli devasa arka kanat
    • Yan çıkışlı yarış egzozu (kapı hizasından alevler çıkarması bekleniyor)
    • Rays jantlar ve Bridgestone slick lastikler
    • AP Racing fren sistemi

    Tüm bu aerodinamik parçalar, 2026 sezonunda yürürlüğe girecek alt gövde aero esneklikleri sayesinde daha da etkili olacak.


    Yol Versiyonu ile Yarış Versiyonu Arasındaki Farklar

    • Yol versiyonu: 2.0 litrelik hibrit, önden çekiş, 200 bg civarı güç
    • Yarış versiyonu: 2.0 litrelik turbo, arkadan itiş, 650 bg
    • Yol versiyonu: CVT şanzıman
    • Yarış versiyonu: Sekiz vitesli paddle shift yarış şanzımanı
    • Yol versiyonu: Klasik coupe tasarım
    • Yarış versiyonu: Karbon gövde, aşırı aero parçalar, piste özel tasarım

    Bu farklar, Prelude GT500’ü sıradan bir coupe’den, safkan bir yarış silahına dönüştürüyor.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇



    Super GT’de Honda’nın Hedefi

    Honda, 2025 sezonunu büyük olasılıkla galibiyetsiz kapatacak. Bu, markanın 2016’dan bu yana yaşamadığı bir durum. Toyota GR Supra GT500 ve Nissan Z GT500, şampiyonada rakipsiz görünürken, Civic Type R GT500 rekabette geri planda kaldı.

    HRC’nin Super GT proje lideri Masahiro Saeki, yeni Prelude GT500 hakkında şunları söyledi:

    “Civic Type R GT500’den elde ettiğimiz tecrübeleri kullanarak Prelude platformunda çok daha rekabetçi bir otomobil geliştirdik. Hedefimiz, daha yüksek bir seviyeye ulaşmak.”

    Prelude GT500, ilk test sürüşünü Sportsland Sugo pistinde gerçekleştirecek. Bu shakedown ile aracın pist üzerindeki karakteri ortaya çıkacak.


    Rakipler: Toyota GR Supra ve Nissan Z GT500

    2026 sezonunda Super GT’nin GT500 sınıfı oldukça iddialı olacak.

    • Toyota GR Supra GT500: 2024 şampiyonu ve hâlâ zirvede
    • Nissan Z Nismo GT500: Güçlü formunu sürdürüyor
    • Honda Prelude GT500: Yeni kan, rekabeti kızıştıracak

    Yeni aero kuralları ile birlikte üç üretici de araçlarını geliştiriyor. Ancak Honda’nın en büyük avantajı yeni platforma geçişi olacak. Civic’in dört kapılı yapısından dolayı yaşadığı tasarım kısıtlamaları, Prelude ile ortadan kalkıyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Honda Prelude GT500, markanın pistlerdeki geri dönüş bileti olabilir. Arkadan itiş, 650 bg güç ve agresif tasarım sayesinde hem taraftarların hem de rakiplerin dikkatini çekti.

    Bizce bu hamle, Honda’nın yıllardır özlenen “gerçek spor otomobil ruhunu” yeniden canlandırma çabası. Eğer HRC testlerde başarılı sonuçlar alırsa, Prelude GT500 Super GT’de Toyota ve Nissan’a meydan okuyan bir silaha dönüşebilir.

    Ayrıca, otomobil severlerin dileği de açık: Bu homologasyon canavarı yollara uyarlanmalı. Eğer Honda, Prelude GT500’den ilham alan limitli sayıda bir özel yol versiyonu üretirse, tıpkı Supra ve GT-R gibi otomotiv efsaneleri arasına yeniden adını yazdırabilir.

    Honda’nın Türkiye’de satılan modellerine ve en güncel fiyat listesine Honda Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • TOGG T10X ve T10F Almanya’da 41.200 €’dan Başlayan Fiyatlar İle Satışa Çıktı

    TOGG T10X ve T10F Almanya’da 41.200 €’dan Başlayan Fiyatlar İle Satışa Çıktı

    TOGG, Almanya’da satışa çıktı. T10X ve T10F modelleri 41.200 €’dan başlayan fiyatlarla Kasım–Aralık 2025 teslimatlı olarak sunulacak.

    Almanya’da TOGG Heyecanı

    Türkiye’nin yerli ve milli otomobil markası TOGG, Avrupa’daki en önemli pazarlarından biri olan Almanya’da resmen sahneye çıktı. Yakın zamanda fuarda tüm modellerini sergileyen TOGG, şimdi de T10X ve T10F modellerinin Almanya fiyatlarını açıkladı.

    Her iki model de Kasım–Aralık 2025 döneminde teslim edilmeye başlanacak. Fiyatlar, donanım ve opsiyonel paketlerle birlikte Alman otomobil pazarında güçlü bir rekabet ortamı yaratacak gibi görünüyor.


    TOGG T10X: Almanya Fiyatları ve Özellikler

    T10X V2 RWD Große Reichweite

    • Başlangıç fiyatı: 41.200 €
    • Toplam fiyat (Überführung dahil): 46.190 €
    • Menzil (WLTP): 523 km
    • Batarya kapasitesi: 88,5 kWh
    • Maksimum güç: 160 kW (218 PS)
    • Tork: 350 Nm
    • Tüketim: 19,1 kWh/100 km
    • Şarj süresi (DC 20–80%): 28 dakika

    Paket Seçenekleri

    • Smart Assist Paketi (500 €): Çocuk koltuğu algılama, otomatik park asistanı
    • Starter Paket (990 €): Tip-2 şarj kablosu, trafik kiti, velours paspaslar, lastik onarım seti, TOGG marka plakalar
    • Winter Paket (750 €): Isıtmalı ön cam, arka koltuklar
    • 22 kW AC Şarj (750 €): Daha hızlı AC şarj kapasitesi
    • Meridian Premium Ses Sistemi (1.000 €): 12 hoparlör, 470 W ses deneyimi
    • Panoramik Cam Tavan (1.000 €): Daha ferah kabin deneyimi

    TOGG T10F: Almanya Fiyatları ve Özellikler

    T10F V2 RWD Große Reichweite

    • Başlangıç fiyatı: 41.200 €
    • Toplam fiyat (Überführung dahil): 45.590 €
    • Menzil (WLTP): 610 km
    • Batarya kapasitesi: 88,5 kWh
    • Maksimum güç: 160 kW (218 PS)
    • Tork: 350 Nm
    • Tüketim: 17,4 kWh/100 km
    • Şarj süresi (DC 20–80%): 28 dakika

    Paket Seçenekleri

    • Smart Assist Paketi (500 €): Çocuk koltuğu algılama, otomatik park asistanı
    • Starter Paket (990 €): Şarj kablosu, trafik kiti, velours paspaslar, plaka
    • Winter Paket (900 €): Isıtmalı ön cam, arka koltuklar, ısıtmalı direksiyon
    • Meridian Premium Ses Sistemi (1.000 €): 12 hoparlör, 470 W müzik deneyimi
    • Panoramik Cam Tavan (1.000 €): İç mekânda ferahlık
    • Siyah Tavan & Siyah Yan Aynalar (600 €): Sportif görünüm

    T10X ve T10F Arasındaki Farklar

    • Menzil: T10X 523 km, T10F 610 km
    • Tüketim: T10X 19,1 kWh, T10F 17,4 kWh
    • Opsiyonlar: T10F, siyah tavan & aynalar gibi görsel kişiselleştirme seçenekleriyle öne çıkıyor.
    • Kış paketi farkı: T10F’de direksiyon ısıtma da mevcut.

    Bu farklar, T10F modelini özellikle uzun yol yapan kullanıcılar için daha cazip hale getiriyor.


    TOGG’un Almanya Stratejisi

    TOGG, Avrupa’nın kalbi sayılan Almanya’da fiyatlandırmayı rekabetçi seviyede tutarak, hem VW ID.4, hem de Tesla Model Y gibi rakiplerine karşı avantaj sağlamayı amaçlıyor.

    41.200 €’dan başlayan fiyat, Avrupa pazarında orta segment elektrikli SUV rekabetine güçlü bir giriş anlamına geliyor. Ayrıca yüksek donanım, geniş menzil ve hızlı şarj süreleriyle TOGG, sadece fiyat değil, teknolojiyle de öne çıkmayı planlıyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    TOGG’un Almanya fiyatlarının açıklanması, markanın Avrupa serüveni için kilometre taşı niteliğinde. Özellikle 610 km menzile sahip T10F, Alman pazarında dikkatleri üzerine çekecek gibi görünüyor. Ancak rekabetin çok yoğun olduğu bu segmentte asıl belirleyici faktör, TOGG’un servis ağı, yazılım entegrasyonu ve kullanıcı deneyimi olacak.

    Bizce TOGG, bu fiyatlandırmayla “ulaşılabilir premium” stratejisi izliyor. Eğer satış sonrası hizmetlerde güçlü bir ağ kurarsa, Almanya’da ciddi satış rakamlarına ulaşabilir.

    TOGG hakkına detay bilgi almak isterseniz TOGG Almanya Resmi Web Sitesi üzerinden bilgi alabilirsiniz.

  • Porsche Cayenne Electric: Geleceğin İç Mekânı Yeniden Tanımlanıyor

    Porsche Cayenne Electric: Geleceğin İç Mekânı Yeniden Tanımlanıyor

    Yeni Porsche Cayenne Electric, Flow Display teknolojisi, kişiselleştirme seçenekleri ve artırılmış konfor özellikleriyle iç mekân deneyimini yeniden tanımlıyor.

    Elektrikli Cayenne ile Porsche’nin Dijital Geleceği

    Porsche, bu yıl sonunda tanıtılacak Cayenne Electric modeliyle yalnızca markanın elektrifikasyon stratejisine değil, aynı zamanda lüks SUV segmentinde iç mekân deneyimine de yeni bir boyut kazandırıyor. Almanya merkezli üretici, “Flow Display” adını verdiği yeni dijital ekran konseptiyle markanın bugüne kadarki en büyük dijital yüzeyini kullanıma sunuyor. Bu yenilik, Porsche’nin sportif DNA’sını dijital inovasyonla buluşturarak sürücülere ve yolculara çok daha kapsamlı bir deneyim vaat ediyor.

    Markus Auerbach (Style Porsche İç Mekân Tasarım Direktörü), yeni iç mekân tasarımıyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söylüyor:

    “Amacımız, Cayenne’in karakteristik özelliklerini, yeni ekran yüzeylerini ve ‘Porsche Digital Interaction’ sistemini uyumlu bir paket haline getirmekti. İleriye dönük, yenilikçi ve en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş bir iç mekân tasarımı sunduk.”


    Gelişmiş Konfor: Yolcular İçin Yeni Standartlar

    Cayenne Electric’in öne çıkan yönlerinden biri de konfor alanında sunduğu yeni standartlar.

    • Elektrikli arka koltuklar: Artık standart donanımda yer alan bu özellik, koltukların konfor pozisyonundan yük moduna esnek bir şekilde ayarlanabilmesini sağlıyor.
    • Mood Modes: Işık, klima, ses ve koltuk fonksiyonlarını senkronize ederek farklı atmosferler yaratıyor. Kullanıcı, ister rahatlatıcı ister sportif bir ortam oluşturabiliyor.
    • Panoramik tavan: Porsche’nin bugüne kadar ürettiği en büyük cam tavan özelliğine sahip. “Variable Light Control” sayesinde şeffaf, mat, yarı şeffaf (Semi) ve yoğun gölge (Bold) ayarlarıyla dört farklı kullanım modu sunuyor.
    • Yüzey ısıtma: Sadece koltukları değil, kapı panelleri ve kol dayamalarını da ısıtarak eşit dağılımlı ve enerji verimli bir ısıtma sağlıyor.

    Bu özellikler, SUV segmentinde konfor algısını farklı bir seviyeye taşıyor.


    Kişiselleştirme: Sınırsız Seçenekler

    Porsche, Cayenne Electric ile kişiselleştirme seçeneklerinde yeni bir çağ açıyor.

    • 13 farklı iç mekân rengi
    • 4 iç mekân paketi + 5 dekor/aksesuar paketi
    • Yeni renk seçenekleri: Magnesium Grey, Lavender ve Sage Grey
    • Race-Tex & Pepita tasarımı: Deri yerine tekstil tercih edenler için özel seçenek
    • Sonderwunsch programı: Tek seferlik, tamamen kişiye özel tasarım imkânı

    Bu seçenekler, Porsche Exclusive Manufaktur’un sunduğu ayrıcalıklarla birleşerek, kullanıcıya sınırsız özelleştirme fırsatı sunuyor.


    Flow Display: Porsche’nin En Büyük Dijital Yüzeyi

    Yeni Porsche Digital Interaction konsepti, markanın dijitalleşme sürecinde önemli bir dönüm noktası.

    • Flow Display: Kavisli OLED ekran, orta konsola kadar uzanarak Porsche’de bugüne kadar sunulan en geniş dijital yüzeyi oluşturuyor.
    • Dijital gösterge paneli: 14,25 inç OLED teknolojiye sahip ekran; güç göstergesi, sürüş bilgileri, navigasyon ve sürücü destek sistemlerini net bir şekilde sunuyor.
    • Yolcu ekranı: 14,9 inçlik ekran, sürücüden bağımsız şekilde eğlence ve uygulama kontrolü sağlıyor. Yolcular video akışı yapabiliyor.
    • Head-up Display: Artırılmış gerçeklik (AR) teknolojisiyle 87 inçlik görsel alan oluşturuyor. Navigasyon okları ve şerit rehberliği sürücünün görüş alanına yansıtılıyor.

    Ivo van Hulten (Style Porsche Sürücü Deneyimi Direktörü), ekran konseptiyle ilgili şunları ifade ediyor:

    “Ekran içeriklerini yeniden tasarlarken amacımız, sürücüyle spor otomobil arasında daha yoğun bir bağ kurmaktı.”


    Dijital Asistan ve Yeni Bağlantı Teknolojileri

    Cayenne Electric, sadece ekranlarla değil, yapay zekâ destekli asistanıyla da öne çıkıyor.

    • Voice Pilot: Karmaşık komutları ve spontane soruları anlayabiliyor. Klima, koltuk ısıtma, ışıklandırma ve Mood Modes ayarlarını sesle değiştirebiliyor.
    • Medya ve navigasyon kontrolü: Doğal dil tanıma sayesinde adresleri, POI noktalarını ve trafik bilgilerini kolayca işliyor.
    • Porsche Digital Key: Akıllı telefon ve akıllı saatlerle araca giriş sağlıyor. Ultra Wideband (UWB) teknolojisiyle cihazı tanıyor ve yaklaşırken otomatik olarak kapıları açıyor. Bu anahtar, güvenlik için cüzdan uygulamasında saklanabiliyor ve 7 kullanıcıya kadar paylaşılabiliyor.

    Porsche’nin Stratejisi: Elektrifikasyon ve Dijitalleşme El Ele

    Cayenne Electric’in tanıtımı, Porsche’nin sadece elektrikli araçlara geçişini değil, aynı zamanda kullanıcı deneyiminde dijitalleşmeyi merkeze alan bir stratejiyi de temsil ediyor.

    Elektrikli SUV segmentinde rekabet giderek artarken, Porsche’nin bu modelle ortaya koyduğu vizyon şu şekilde özetlenebilir:

    • Elektrifikasyon: Performanstan ödün vermeden elektrikli güç aktarma sistemine geçiş.
    • Dijitalleşme: Flow Display, AR Head-up Display ve akıllı asistanlarla yeni bir kullanıcı deneyimi.
    • Kişiselleştirme: Lüks SUV segmentinde sınırsız özelleştirme imkânı.

    Piston Kafalar Yorumu

    Cayenne Electric, Porsche’nin sadece elektrikli geleceğini değil, aynı zamanda markanın dijital çağdaki vizyonunu da net bir şekilde ortaya koyuyor. Flow Display ve yapay zekâ destekli asistan, otomobil deneyimini neredeyse akıllı cihaz deneyimiyle eşleştiriyor. Ancak Porsche’nin farkı, bu teknolojiyi saf sürüş keyfiyle entegre etmesi.

    Bizce Cayenne Electric, premium SUV segmentinde Mercedes EQE SUV, BMW iX ve Audi Q8 e-tron gibi rakiplerine doğrudan meydan okuyan bir model olacak. Porsche’nin kişiselleştirme ve tasarım detaylarına verdiği önem, bu modeli yalnızca bir araç değil, aynı zamanda bir “yaşam alanı” haline getiriyor.

    Porsche’nin Türkiye’de satılan modellerine ve en güncel fiyat bilgisine Porsche Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

  • Anadolu Isuzu, SamAuto’nun %75 Hissesini Satın Alıyor

    Anadolu Isuzu, SamAuto’nun %75 Hissesini Satın Alıyor

    Anadolu Isuzu, Özbekistan merkezli SamAuto’nun %75,2 hissesini satın alarak Orta Asya’da ikinci üretim tesisini bünyesine katıyor.

    Stratejik Satın Alma ile Orta Asya’da Yeni Dönem

    Anadolu Isuzu, Türkiye’nin ticari araç sektöründeki güçlü markası olarak, Özbekistan merkezli SamAuto’nun %75,2 hissesini satın aldı. 30 Eylül 2025’te kabul edilen bu teklif, markanın uluslararası büyüme vizyonunun en önemli adımlarından biri olarak görülüyor.

    Bu satın alma ile Anadolu Isuzu, yalnızca üretim kapasitesini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda Orta Asya’daki geniş müşteri kitlesine doğrudan erişim imkânı kazanacak. Yeni tesis, şirketin ikinci üretim üssü olacak.


    Tuğrul Arıkan’dan Güçlü Mesaj: “Türkiye’nin mühendislik gücünü temsil edeceğiz”

    Anadolu Isuzu Genel Müdürü Tuğrul Arıkan, satın almayla ilgili yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi:

    “Bu yatırımımız, uluslararası pazarlardaki varlığımızı daha da güçlendirme yolundaki en önemli adımlarımızdan biri. Bu satın alma yalnızca ticari araç üretim gücümüzü değil; aynı zamanda Türkiye’nin mühendislik ve sanayi yetkinliğini de dünyada daha güçlü ve gururlu şekilde temsil etmemizi sağlayacak.

    Arıkan ayrıca, yeni ürün çeşitliliği sayesinde yüksek potansiyele sahip pazarlara doğrudan erişim sağlayacaklarını vurguladı.


    Anadolu Isuzu’nun Uluslararası Büyüme Yolculuğu

    42 yılı aşkın tecrübeye sahip Anadolu Isuzu, bugüne kadar Ar-Ge merkezinde geliştirdiği ve kendi tesislerinde ürettiği ticari araçlarını 45’ten fazla ülkeye ihraç etti. Şirket, bu satın alma ile ihracat coğrafyasını daha da genişleterek, Orta Asya’da güçlü bir entegre üretim merkezi haline gelmeyi hedefliyor.

    Neden Özbekistan?

    • Stratejik konum: Orta Asya, Kafkasya ve Rusya’ya erişim.
    • Büyüyen pazar: Ticari araç talebi artış gösteriyor.
    • Üretim altyapısı: SamAuto’nun 1999’dan beri süregelen güçlü tesis deneyimi.

    SamAuto’nun Üretim Gücü

    SamAuto, 1999’dan bu yana Özbekistan’ın Semerkant şehrindeki tesisinde üretim yapıyor. Şirketin merkez ofisi ise başkent Taşkent’te.

    • Ürün gamı: Otobüs, kamyon, pick-up ve özel amaçlı ticari araçlar.
    • Ortaklık geçmişi: 2007’den bu yana Japon Isuzu ve Itochu ortaklığı ile faaliyet gösteriyor.
    • Bölgesel liderlik: Orta Asya’daki satış ve satış sonrası hizmet ağıyla öncü konumda.

    Bu yetkinliklerin Anadolu Isuzu’nun mühendislik gücü ile birleşmesi, sin­erjik bir üretim merkezi doğuracak.


    Küresel Rekabette Anadolu Isuzu’nun Yeni Konumu

    Bu satın alma ile Anadolu Isuzu:

    • Üretim kapasitesini artıracak
    • Yeni modelleri ürün gamına ekleyecek
    • Kendi araçlarının SamAuto fabrikasında üretimini sağlayacak
    • Orta Asya’daki pazarlarda daha rekabetçi hale gelecek

    Böylece Anadolu Isuzu, küresel ticari araç sektöründe çok daha görünür ve etkili bir oyuncu haline gelecek.


    Piston Kafalar Yorumu

    Anadolu Isuzu’nun SamAuto yatırımı, yalnızca bir satın alma değil; Türkiye’nin mühendislik gücünü küresel pazarlara taşıma hamlesi. Orta Asya, büyüyen nüfus ve artan ulaşım ihtiyacıyla önemli bir pazar. Bizce bu adım, Anadolu Isuzu’nun “yerelden globale” yolculuğunda kritik bir dönüm noktası olacak. Özellikle hibrit ve elektrikli ticari araç trendlerinin hızla yükseldiği bu dönemde, ikinci bir üretim üssüne sahip olmak markaya büyük avantaj sağlayacak.

    Sitemizin Sektörel içerikli haberlerine BURADAN ulaşabilirsiniz.

    Anadolu Isuzu markasının resmi web sitesine BURADAN ulaşabilirsiniz.

  • Focus ST’ye Veda: Ford’un Efsane Hot Hatch’i Üretimden Kalktı

    Focus ST’ye Veda: Ford’un Efsane Hot Hatch’i Üretimden Kalktı

    Ford Focus ST, Almanya’daki Saarlouis fabrikasında son kez üretim bandından indi. Efsane hot hatch modeli resmen üretimden kalktı.

    20 Yıllık Efsanenin Sonu

    Ford’un kompakt sınıfta performans ile günlük kullanımı bir araya getiren hot hatch modeli Focus ST, 26 Eylül itibarıyla üretimden tamamen kalktı. Almanya’daki Saarlouis fabrikasından çıkan son Focus ST, sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafla ortaya çıktı. Bu gelişme, markanın Avrupa’daki küçük otomobil mirasında da yeni bir sayfanın kapandığını gösteriyor.

    Focus ve Fiesta, uzun yıllar boyunca Ford’un en önemli yol otomobilleri arasında yer aldı. Ancak şirketin SUV ve crossover modellerine ağırlık vermesi nedeniyle, her iki model de adım adım üretimden kaldırıldı. 2018’de Kuzey Amerika’da Fiesta ve Focus’un fişi çekilmiş, Avrupa ise birkaç yıl daha bu modelleri görmeye devam etmişti.

    Last Focus ST
    byu/tbazsi95 inFord

    Amerika’ya Gelmeyen Dördüncü Nesil ST

    Kuzey Amerika pazarında son kez satılan hot hatch Focus ST, Avrupa’da satılan dördüncü nesil versiyona kıyasla daha geri planda kaldı. Avrupa’nın son Focus ST’si, teknik açıdan oldukça güçlü bir pakete sahipti:

    • 276 beygir gücünde turbo motor
    • Elektronik sınırlı kaydırmalı diferansiyel (e-LSD)
    • Geliştirilmiş direksiyon geometrisi
    • Anti-lag teknolojili turbo
    • 6 ileri manuel şanzıman (opsiyonel 7 ileri otomatik de mevcuttu)

    Avrupa’daki son nesil hot hatch Focus ST, Hyundai Elantra N gibi rakipleriyle benzer güç değerleri sunarak hot hatch geleneğini ileri taşıyan bir model olmuştu.


    Saarlouis Fabrikasında Veda

    Son Focus ST’nin üretimden çıkışı, Almanya’daki Saarlouis fabrikasında gerçekleşti. Ford Authority’nin paylaştığı bilgilere göre, fabrikanın tüm üretim faaliyetleri Kasım ayında sona erecek.

    • Fabrikada yaklaşık 4.500 kişilik istihdam, yalnızca 1.000 kişilik bir “iskelet ekibe” düşürülecek.
    • Geriye kalan personelin ne yapacağı belirsiz. Ford, tesis için alıcı arayışında.

    Bu tablo, hem fabrika çalışanları hem de hot hatch Focus ST hayranları için buruk bir veda niteliğinde.


    Fiesta ve Focus EV Olarak Döner mi?

    İlginç olan nokta, Ford’un Focus ve Fiesta isimlerini tamamen rafa kaldırmamış olması. Şirketin bu modelleri Volkswagen mimarisi üzerine inşa edilen elektrikli araçlar olarak yeniden pazara sunabileceği konuşuluyor.

    Eğer bu plan hayata geçerse, Focus ve Fiesta isimleri daha yüksek fiyatlı, elektrikli kimlikle yeniden doğacak. Ancak bu dönüşüm, mevcut hayran kitlesinde “SUV’lara öncelik verilip kompakt modellerden vazgeçildi” algısını değiştirmekte zorlanabilir.


    Tutkunların Gözünde Bir Efsane

    Focus ST, 2000’lerin başından itibaren çalışan kesim için ulaşılabilir bir spor otomobil kimliğiyle öne çıkmıştı. Hem uygun fiyatlı hem de eğlenceli sürüş karakteri sayesinde, yıllarca “halkın spor otomobili” olarak anıldı.

    Birçok otomobil sever, Focus ST ve Fiesta ST modellerini günlük kullanımlarında keyifle tercih etti. Hatta ABD’de birçok kişi için ilk performans otomobili deneyimini bu modeller sağladı.

    Son üretilen kırmızı Focus ST, bir koleksiyon parçası olmasının yanı sıra, sahibine uzun yıllar “yüzlerde gülümseme” bırakacak bir otomobil olarak yollara çıkacak.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇



    Piston Kafalar Yorumu

    Ford’un Focus ST ile vedası, yalnızca bir modelin üretiminin bitmesi değil, aynı zamanda kompakt performans otomobillerine duyulan tutkunun da gerilemesi anlamına geliyor. SUV ve elektrikli araç stratejisi doğru olabilir, ancak Focus ST gibi modeller markaların ruhunu temsil eder.

    Bizce Focus ve Fiesta isimlerinin elektrikli olarak geri dönmesi, nostalji üzerinden bir pazarlama stratejisi olacak. Ama hiçbir şey, benzinli Focus ST’nin saf sürüş keyfini bire bir yerine koyamayacak.

    Ford’un Türkiye’de satılan ticari ve binek modellerine FORD Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Sürpriz İttifak: Toyota GR86 ve Mazda MX-5, Subaru Ortaklığını Bitiriyor mu?

    Sürpriz İttifak: Toyota GR86 ve Mazda MX-5, Subaru Ortaklığını Bitiriyor mu?

    Japon Best Car’a göre Toyota, GR86 için Subaru yerine Mazda ile iş birliğine hazırlanıyor. Bu sürpriz değişim spor otomobil dünyasını sarsabilir.

    Toyota ve Mazda’dan Yeni Spor Otomobil İş Birliği İddiası

    Japonya merkezli otomotiv yayın organı Best Car, geçtiğimiz günlerde dikkat çekici bir haber yayınladı. İddiaya göre Toyota, bir sonraki nesil GR86 için Subaru yerine Mazda ile ortaklık yapmaya hazırlanıyor. Bu gelişme gerçekleşirse, yeni GR86 modeli Mazda MX-5 platformu üzerine inşa edilecek ve üretim Mazda’nın Hiroşima’daki fabrikasında yapılacak.


    Subaru ile Yollar Ayrılıyor mu?

    Şu ana kadar GR86, Subaru iş birliğiyle geliştirildi. Aslında Subaru BRZ ve Toyota GR86, teknik olarak neredeyse aynı otomobillerdi; yalnızca küçük tasarım farkları ve süspansiyon ayarlarıyla ayrışıyorlardı. Ancak yeni iddialara göre Toyota, üçüncü nesil GR86’da Subaru ile olan bağlarını koparıp Mazda’ya yönelecek.

    Bu durum Subaru için kritik bir dönüm noktası anlamına geliyor. Eğer BRZ kendi başına geliştirilmezse, markanın arkadan itişli spor otomobil segmentinden çekilme ihtimali gündeme gelebilir.


    Ortak Platform, Farklı Karakterler

    Best Car’ın haberine göre yeni MX-5 ve GR86, aynı hafif ve arkadan itişli platformu paylaşacak. Ancak modeller birbirinin kopyası olmayacak:

    • Mazda MX-5 iki koltuklu yapısını koruyacak.
    • Toyota GR86 ise platformun biraz uzatılmış versiyonunu kullanarak 2+2 oturma düzenini koruyacak.

    Böylece iki marka, aynı temelden yola çıkarak farklı sürüş deneyimleri sunabilecek.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇




    Motor Seçeneklerinde Ayrışma

    İddialara göre:

    • Mazda, MX-5 için 2.0 litrelik dört silindirli motorunu geliştirmeye devam edecek. Ayrıca hibrit desteği ihtimali de masada.
    • Toyota ise GR86’da 2.0 litrelik hibrit bir motor kullanmayı planlıyor.

    Ek olarak, Mazda’nın CTO’su Ryuichi Umeshita kısa süre önce Road & Track’e yaptığı açıklamada, yeni MX-5 için 2.5 litrelik motor seçeneğinin de gündemde olabileceğini dile getirmişti.


    Tarihte İlk Değil

    Bu tür ortaklıklar aslında otomotiv tarihinde yeni değil. Mazda, geçmişte Fiat ile iş birliği yaparak 124 Spider modelini üretmişti. ND kasa MX-5 temelli olan bu model, 2016–2019 yılları arasında satılmıştı.

    Benzer şekilde Toyota da farklı markalarla platform paylaşımına yabancı değil. Örneğin Toyota bZ4X modeli, Subaru Solterra ile aynı altyapıyı kullanıyor.


    Pazar ve Strateji Açısından Ne Anlama Geliyor?

    Toyota’nın Subaru yerine Mazda ile iş birliği yapması, birkaç önemli sonucu beraberinde getirebilir:

    1. Mazda için: MX-5 gibi ikonik bir modelin yanında Toyota GR86 üretimini üstlenmek, hem üretim kapasitesini hem de marka prestijini artırır.
    2. Toyota için: Daha hafif, daha çevreci bir spor otomobil geliştirme şansı sunar. Mazda’nın hafif gövde mühendisliği Toyota GR86 için ciddi avantaj sağlayabilir.
    3. Subaru için: Eğer BRZ yalnız kalırsa, markanın geleceği belirsizleşebilir. BRZ’nin devam edip etmeyeceği şu an en büyük soru işareti.

    Piston Kafalar Yorumu

    Spor otomobil dünyasında iş birlikleri sürprizlerle dolu. Eğer bu iddialar doğru çıkarsa, Toyota GR86 ve Mazda MX-5 arasındaki yeni bağ otomobil tutkunları için tarihi bir dönem başlatabilir. Toyota hafiflikten, Mazda ise global erişimden fayda sağlayabilir. Subaru cephesinde ise belirsizlikler artıyor. Bizce en heyecan verici nokta, iki farklı karakterin aynı platformdan doğacak olması. Bu, sürücülere daha fazla çeşitlilik ve seçenek sunacak.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • ERC’de Şampiyonluk Mücadelesi Hırvatistan’da Son Virajda

    ERC’de Şampiyonluk Mücadelesi Hırvatistan’da Son Virajda

    2025 FIA Avrupa Ralli Şampiyonası Hırvatistan’da üçlü şampiyonluk mücadelesine sahne oluyor. Marczyk, Mabellini ve Armstrong kozlarını paylaşıyor.

    Avrupa Ralli Şampiyonası’nda Heyecan Zirvede

    2025 FIA Avrupa Ralli Şampiyonası (ERC) finali için geri sayım başladı. 3–5 Ekim tarihleri arasında Zagreb merkezli Hırvatistan Rallisi, şampiyonluk mücadelesinde üç farklı pilotu karşı karşıya getirecek. Sezon boyunca yedi zorlu rallide kıyasıya mücadele eden Miko Marczyk, Andrea Mabellini ve Jon Armstrong, 2025’in en büyük zaferi için piste çıkıyor.


    Üç Pilot, Tek Taç

    Polonyalı Miko Marczyk, Michelin lastikleriyle mücadele ettiği sezonda puan tablosunda önde bulunuyor. Ancak Pirelli ile yarışan İtalyan Andrea Mabellini yalnızca iki puan geride. İrlandalı Jon Armstrong ise 18 puanlık farkı kapatmak için galibiyete odaklanmış durumda.

    Matematiksel senaryolar Armstrong’un işini zorlaştırsa da, İngiliz pilotun Hırvatistan tecrübesi rakiplerinden daha fazla. İki kez start alan Armstrong, bu avantajını kullanarak mucize peşinde koşacak.

    • Marczyk: “Artık fazlasını göstermem gerekiyor. Her puan kritik.”
    • Mabellini: “Bu bizim şampiyonluk sahnemiz. Pes etmeyeceğiz.”
    • Armstrong: “Zor ama imkânsız değil. Koşullar sürprizlere açık.”

    Sadece Pilotlar Değil, Takımlar da Mücadelede

    Hırvatistan’da yalnızca pilotlar değil, ERC3, ERC4, Takımlar ve Lastik Tedarikçisi şampiyonlukları da sahibini bulacak. Öte yandan Martin Vlček, Master ERC kategorisinin ilk şampiyonu olarak kutlanacak.


    Hırvatistan Rallisi Parkuru

    Toplamda 172,36 kilometrelik özel etap ve 589,89 kilometrelik toplam mesafe kat edilecek.

    • Cumartesi: Zagreb’in batısı ve güneybatısında üç farklı etap (Krašić–Sošice, Hartje–Stojdraga, Breganica–Smerovišće) iki kez koşulacak.
    • Pazar: Zagreb’in kuzeyinde iki etap (Veliko Trgovišće–Klanjec, Zagorska Sela–Kumrovec) tekrar edilecek. Kumrovec ikinci geçişte Power Stage olarak sahne alacak.

    ERC Nasıl İzlenir?

    Tüm etaplar Rally.TV platformu üzerinden canlı yayınlanacak. Ayrıca şampiyona, birçok ülkede televizyon kanalları aracılığıyla da izlenebilecek.


    Piston Kafalar Yorumu

    2025 ERC sezonu, yıllardır görülmeyen bir üçlü şampiyonluk düellosu ile final yapıyor. Özellikle lastik markalarının da yarışa dahil olması, rekabetin boyutunu artırıyor. Hırvatistan’ın kaygan asfalt etapları, şampiyonluk için mücadele eden pilotları hata yapmaya zorlayabilir. Bizce, sezonun finali motorsporları severler için unutulmaz bir gösteriye dönüşecek.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

    • Alpine, Fuji’de tarih yazdı: A424 ile ilk zafer – FIA WEC’in 100. yarışında geldi
      Fuji pistinde Alpine, A424 ile ilk zaferine imza attı. WEC serisinin 100. yarışı, tarih sahnesine yakışan bir finalle taçlandı.
      Alpine Fuji’de Tarih Yazdı
    • Fuji’de hayal kırıklığı: Toyota evinde şanssızdı
      Yerel avantajına rağmen Toyota, Fuji yarışında beklenen performansı gösteremedi ve hayal kırıklığı yaşadı.
      Fuji’de Hayal Kırıklığı – Toyota Evinde Şanssızdı
    • Porsche, Fuji’de podyumla WEC şampiyonluk umudunu sürdürdü
      Zorlu koşullarda Porsche takımı podyum başarısıyla şampiyonluk hedefini canlı tuttu.
      Porsche Fuji’de Podyumla Umudunu Sürdürdü
    • Peugeot 9X8, Fuji’de çifte zafer: İkinci sıra ve çift araçla Top-5
      Fuji yarışında Peugeot 9X8 güçlü bir performans sergiledi: çift araç ve ikinci sırayla Top-5’e girdiler.
      Peugeot 9X8 Fuji’de Çifte Zafer
  • Türkiye Lojistik Filolarında Renault Trucks Etkisi: Karınca Lojistik’ten 100 Araçlık Yatırım

    Türkiye Lojistik Filolarında Renault Trucks Etkisi: Karınca Lojistik’ten 100 Araçlık Yatırım

    Karınca Lojistik’in 100 adet Renault Trucks T480 yatırımı, Türkiye’de lojistik filolarında markaların tercih dengelerini yeniden gündeme taşıdı.

    Türkiye’de lojistik sektöründe filo yatırımları hız kesmiyor. Son örnek, Karınca Lojistik’in 100 adet Renault Trucks T480 çekiciyi filosuna katması oldu. Bu gelişme, hem şirketin Avrupa operasyonlarını güçlendirmesi hem de Türkiye lojistik sektöründe markaların filo tercihlerini göstermesi açısından dikkat çekici.

    Filo yatırımlarında yeni denge

    Son yıllarda Türk lojistik şirketleri arasında Avrupa merkezli operasyonlara yatırım öne çıkıyor. MAN ve Mercedes-Benz’in yanı sıra Renault Trucks da giderek daha fazla tercih edilen markalar arasına girdi. Karınca Lojistik’in 100 adetlik yatırımı da bu eğilimin en güçlü göstergelerinden biri.

    Sürdürülebilirlik ön planda

    Yakıt verimliliği ve çevreci teknolojiler, filo tercihlerinde kritik rol oynuyor. Karınca Lojistik’in açıklamalarında da yakıt tasarrufu ve çevresel sorumluluk vurgusu dikkat çekti. Sektörde bu parametreler yalnızca maliyet avantajı değil, aynı zamanda rekabet avantajı sağlayan unsurlar haline gelmiş durumda.

    Sektör için ne ifade ediyor?

    Türkiye’de lojistik şirketlerinin filosuna kattığı her yeni araç, aslında markaların pazardaki payını doğrudan etkiliyor. Karınca Lojistik’in tercihi, Renault Trucks’ın Türkiye pazarında yükselişini güçlendirecek. Ancak aynı dönemde başka lojistik devlerinin de Mercedes-Benz veya MAN tarafına yönelmesi, rekabeti canlı tutuyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Filo teslimatları tek başına “reklam haberi” gibi görülebilir. Ancak doğru okunduğunda, hangi markanın hangi segmentte öne çıktığını ve sektörün nereye gittiğini gösteren önemli veriler içerir. Karınca Lojistik’in tercihi, Renault Trucks’ın Türkiye pazarında güç kazandığını gösteriyor. Önümüzdeki dönemde MAN ve Mercedes’in atacağı adımlar, rekabetin seyrini belirleyecek.

    Renault’un Türkiye’de satılan kamyon modellerine ve en güncel fiyat listelerine Renault Trucks Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Sitemizin Sektörel içerikli haberlerine BURADAN ulaşabilirsiniz.

  • Hennessey Venom F5 Evolution: 2000 Beygir Gücünü Aşan Tarihin En Güçlü İçten Yanmalı Süpersporu

    Hennessey Venom F5 Evolution: 2000 Beygir Gücünü Aşan Tarihin En Güçlü İçten Yanmalı Süpersporu

    Hennessey, Venom F5 Evolution ile içten yanmalı motor dünyasında 2000 beygir barajını aştı. 2059 hp gücündeki Venom F5 Revolution LF tanıtıldı.

    İçten Yanmalı Motorların Son Kalesi

    Elektrikli süper otomobillerin yükselişiyle birlikte, içten yanmalı motorların geleceği sık sık sorgulanıyor. Ancak Amerika’nın performans devi Hennessey Performance farklı düşünüyor. Teksas merkezli marka, yalnızca içten yanmalı motorla 2000 beygir gücünü aşmayı başararak tarihe geçti.

    2025 Nisan ayında tanıtılan Venom F5 Evolution, 2031 beygirlik gücüyle yalnızca marka için değil, tüm otomotiv dünyası için yeni bir dönüm noktası oldu. Bu model, bugüne kadar yalnızca elektrik destekli hibritlerde veya hiper otomobillerde görülen güç seviyesini, saf benzinli bir V8 motorla başarmasıyla öne çıkıyor.


    Hennessey’nin Kökeni ve İlk Adımlar

    1991 yılında John Hennessey tarafından kurulan şirket, başlangıçta yüksek performanslı modifikasyonlarıyla tanındı. Ancak 2012’de tanıtılan Venom GT, Hennessey’i dünya çapında bir marka haline getirdi.

    • Temeli Lotus Exige’e dayanıyordu.
    • 7.0 litrelik V8 twin-turbo motoruyla 1244 beygir güç üretiyordu.
    • 2014 yılında ulaştığı 435,31 km/s maksimum hız, onu dünyanın en hızlı otomobillerinden biri yaptı.

    Venom GT’nin başarısı, markanın kendi tasarımı olan Venom F5 projesinin önünü açtı.


    Venom F5: 500 km/s Hedefiyle Doğan Canavar

    2020 yılında Venom GT’nin kapanışının ardından tanıtılan Venom F5, adını ABD’de kullanılan Fujita Tornado Skalası’nın en yüksek seviyesi olan F5’ten aldı.

    • Karbon fiber monokok ve gövde sayesinde yalnızca 1385 kg kuru ağırlık.
    • 6.6 litrelik, tamamen yeni tasarlanmış V8 twin-turbo motor.
    • 1842 beygir güç ve 7 ileri yarı otomatik ya da 6 ileri manuel şanzıman seçeneği.
    • Hedeflenen maksimum hız: 500 km/s.

    Venom F5, yalnızca teknik değerleriyle değil, aynı zamanda aerodinamik tasarımıyla da markanın yeni dönemdeki vizyonunu ortaya koydu.


    Venom F5 Evolution: 2031 Beygirlik Güç

    2025 Nisan’ında sahneye çıkan Venom F5 Evolution, markanın çıtayı daha da yükseltti. Yeni karbon monokok şasiyle beraber güç ünitesi de güncellendi. Sonuç: 2031 beygir güç.

    Bu model, yalnızca içten yanmalı motor kullanan en güçlü yol otomobili unvanını şimdiden aldı. Ayrıca aerodinamik geliştirmeler, şasi rijitliğinde artış ve daha gelişmiş soğutma sistemleri de pakete dahil edildi.


    Venom F5 Revolution LF: 2059 Beygirlik Sürpriz

    Henüz Evolution modelinin heyecanı tazeyken, Hennessey bir adım daha ileri gitti. The Quail, A Motorsports Gathering etkinliğinde tanıtılan Venom F5 Revolution LF, 2059 beygirlik gücüyle sahne aldı.

    • “LF” ibaresi, ünlü Amerikalı koleksiyoncu Louis Flory’nin adını taşıyor.
    • Açık tavanlı, 6 ileri manuel şanzımanlı özel bir versiyon.
    • Agresif gövde kitleri ve yeni aero parçaları, gelecekte Evolution serisine de entegre edilecek.

    Bu model yalnızca performans değil, aynı zamanda koleksiyon değeri açısından da markanın vitrini olacak.


    İç Mekân: Modern ve Klasik Karışımı

    Venom F5 Evolution ve Revolution LF, performansın yanı sıra sürücü odaklı bir kokpit sunuyor. H şeklinde manuel vites geçişleri, mekanik düğmeler ve karbon kaplamalar modern yarış ruhunu klasik detaylarla buluşturuyor.

    İç mekândaki malzeme kalitesi, Hennessey’in yalnızca hız değil, aynı zamanda lüks segmentte de iddialı olduğunu gösteriyor.


    Müşteri Deneyimi ve Üretim

    Hennessey’den gelen açıklamaya göre şu ana kadar 32 adet Venom F5 müşterilere teslim edildi. Bu araçların tamamı, “Evolution” paketine yükseltilebilecek.

    Marka, müşterilerine özel kişiselleştirme seçenekleri de sunuyor. Dolayısıyla her Venom F5, sahibine özgü bir süper otomobil kimliği taşıyor.


    Rakipler ve Gelecek Perspektifi

    Bugün elektrikli hiper otomobiller 2000+ beygirlik güçlere ulaşmış durumda. Ancak saf içten yanmalı motorla bu seviyeye ulaşan tek üretici Hennessey oldu.

    Rakipler arasında Bugatti, Koenigsegg ve SSC gibi markalar olsa da, şu an için “dünyanın en güçlü içten yanmalı yol otomobili” unvanı Venom F5 Evolution’a ait.

    Bu noktada akıllara tek soru geliyor: “Bunu aşabilecek başka bir içten yanmalı otomobil üretilebilir mi?”


    Piston Kafalar Yorumu

    Elektrikli otomobiller çağında içten yanmalı bir canavar yaratmak büyük cesaret ister. Hennessey, Venom F5 Evolution ve Revolution LF ile yalnızca otomotiv mühendisliğinin sınırlarını zorlamıyor, aynı zamanda benzinli motorun hâlâ zirveye oynayabileceğini gösteriyor. Bu otomobiller, bir dönemin son büyük şölenine tanıklık ediyor olabilir.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir