Yazar: admin

  • Mercedes-Benz, BMW Motoru İddialarını Reddetti!

    Mercedes-Benz, BMW Motoru İddialarını Reddetti!

    Mercedes-Benz CTO’su Markus Schaefer, BMW motorlarının kullanılacağı iddialarını yalanladı. Şirket, yeni FAME motor ailesiyle yoluna devam edecek.

    İddialara Net Yanıt: “BMW Motoru Kullanılmayacak”

    Son haftalarda Avrupa basınında çıkan ve Mercedes-Benz’in 2027’den itibaren BMW’nin yeni nesil 2.0 litrelik dört silindirli motorunu kullanacağına dair haberler büyük yankı uyandırmıştı. Ancak Mercedes-Benz’in teknoloji patronu Markus Schaefer, Münih Otomobil Fuarı’nda bu iddiaları kesin bir dille yalanladı.

    Schaefer, Motor1’e verdiği röportajda şu ifadeleri kullandı:
    “Bu konuda hiçbir gerçeklik payı yok. Kendi geliştirdiğimiz yeni modüler motor ailemiz [FAME], tüm hacimleri kapsıyor ve hem EU7 hem Çin 7 hem de ABD regülasyonlarına şimdiden uyumlu.”


    FAME Motor Ailesiyle Geleceğe Hazırlık

    Mercedes-Benz, dört yıl önce tanıttığı FAME (Family of Modular Engines) motor ailesiyle, dört, altı, sekiz ve on iki silindirli motorlarını yeni nesil standartlara uygun hale getirdi. Bu sayede şirket, hem içten yanmalı motorları geliştirmeye devam ediyor hem de elektrifikasyon sürecine uyum sağlamaya çalışıyor.

    Schaefer ayrıca yeni yüksek performanslı V8 motorlarının geliştirme sürecinde sona yaklaşıldığını, hatta V12 motorlarının da markanın gelecek planlarında yer aldığını açıkladı.


    BMW ve Mercedes İddialarının Arka Planı

    Geçtiğimiz aylarda Pistonkafalar’da yer verdiğimiz “BMW ve Mercedes-Benz tarihi ortaklığa mı gidiyor? Motor paylaşımı yolda” haberinde, iki Alman devinin maliyetleri düşürmek ve elektrifikasyon sürecinde kaynakları daha verimli kullanmak adına motor paylaşımına gidebileceği öne sürülmüştü. Özellikle kompakt modellerde 1.5 ve 2.0 litrelik motorların ortak kullanılabileceği iddia edilmişti.

    Bugün Schaefer’in yaptığı açıklama, bu iddiaları en azından şimdilik boşa çıkarmış gibi görünüyor. Mercedes-Benz, kendi motor teknolojilerini geliştirmeyi sürdüreceğini vurguluyor.


    Geçmişte Ortak Çalışmalar Olmuştu

    Her ne kadar BMW motorlarıyla ilgili iddialar reddedilmiş olsa da, Mercedes-Benz’in daha önce farklı markalarla ortak motor projeleri yürüttüğü biliniyor.

    • Renault-Nissan-Mitsubishi ittifakıyla ortak geliştirilen transvers dört silindirli motorlar
    • Renault ile Geely’nin ortak girişimi Horse tarafından üretilen bazı motorlar
    • Hafif ticari araçlarda Renault Kangoo temelli Mercedes Citan
    • Nissan Navara’dan türetilen X-Class pick-up

    Bu örnekler, markanın gerektiğinde iş birliklerine açık olduğunun göstergesi. Ancak Schaefer’in sözleri, BMW ile motor paylaşımı ihtimalinin en azından yakın vadede gündemde olmadığını ortaya koyuyor.


    Geleceğe Bakış: Mercedes-Benz ve BMW Motor İddialarının Sektöre Etkisi

    Mercedes-Benz’in BMW motorlarını kullanacağına dair söylentilerin bu kadar hızlı yayılması, aslında otomotiv sektöründeki büyük dönüşümün işareti. Elektrifikasyon, emisyon normları ve maliyet baskısı, markaları daha önce görülmemiş ortaklık ihtimallerine yönlendiriyor. Mercedes-Benz her ne kadar BMW motoru iddialarını kesin bir dille yalanlamış olsa da, gelecekte sektörün şartları değişebilir. Özellikle Avrupa’daki Euro 7 normları, Amerika ve Çin pazarında artan rekabet, markaları farklı çözümler bulmaya zorlayabilir.

    FAME motor ailesi Mercedes-Benz’in bağımsızlığını ve prestijini koruma stratejisini güçlendiriyor. Ancak uzun vadede, yazılım geliştirme, batarya teknolojileri veya hibrit motor çözümleri gibi alanlarda farklı markalar arasında yeni iş birlikleri gündeme gelebilir. Bu nedenle bugünkü reddiye, ileride iş birliği ihtimalinin tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmiyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Mercedes-Benz’in BMW motorlarını kullanacağına dair haberlerin bu kadar hızlı yayılması, otomotiv dünyasında rekabetin ne kadar hassas olduğunu bir kez daha gösterdi. Gerçek şu ki, otomotiv sektöründe elektrifikasyon ve sıkı emisyon normları tüm markaları zorluyor. Bu nedenle üreticilerin iş birliği yapmaları artık bir zorunluluk haline geliyor.

    Bizce Mercedes-Benz’in FAME motor ailesiyle kendi teknolojisine güvenmeye devam etmesi, markanın prestijini ve bağımsızlığını koruma çabasının bir göstergesi. Ancak elektrifikasyon çağında, BMW ile iş birliği ihtimalinin tamamen ortadan kalktığını söylemek de güç. İlerleyen yıllarda, tıpkı geçmişte Renault ile yapılan ortaklık gibi, farklı noktalarda yeni iş birlikleri gündeme gelebilir.

    Gelecek yıllar bu stratejinin kalıcılığını net biçimde gösterecek.

    BMW’nin Türkiye’de satılan en güncel fiyat ve model ailesine BURADAN, Mercedes-Benz’in Türkiye’de satılan en güncel fiyat ve model ailesine ise BURADAN ulaşabilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Ogier, WRC Şili Rallisi Zaferiyle Şampiyona Liderliğine Yükseldi

    Ogier, WRC Şili Rallisi Zaferiyle Şampiyona Liderliğine Yükseldi

    Sébastien Ogier, WRC Şili Rallisi’nde elde ettiği zaferle şampiyona liderliğini aldı. Toyota tarihi 103. galibiyetine ulaştı, Evans ve Rovanperä geride kaldı.

    Şili’de Zafer ve Liderlik Bir Arada

    Sekiz kez dünya şampiyonu olan Fransız pilot Sébastien Ogier, kariyerinin en kritik zaferlerinden birine imza attı. WRC Şili Rallisi’ni kazanarak sezonun 11. ayağını birincilikle tamamlayan Ogier, şampiyona liderliğini takım arkadaşı Elfyn Evans’ın elinden aldı. Co-pilotu Vincent Landais ile Toyota GR Yaris Rally1’in direksiyonunda harika bir performans sergileyen Ogier, pazar gününe yalnızca 6.3 saniye farkla başlamasına rağmen rakibini 11 saniye geride bırakmayı başardı.

    Bu sonuç, Ogier’in sezon boyunca elde ettiği beşinci zafer oldu. Ayrıca Toyota için de tarihi bir kilometre taşı anlamı taşıdı. Japon üretici, Şili’de elde edilen bu başarıyla WRC’deki 103. zaferine ulaşarak organizasyonun en başarılı üreticisi unvanını pekiştirdi.


    Zorlu Başlangıçtan Zirveye

    Ogier’in hafta sonu başlangıcı pek de kolay olmadı. Cuma günü yaşadığı sorunlar sonucu beşinciliğe kadar gerileyen Fransız pilot, cumartesi günü yaptığı set-up değişiklikleri ve değişen hava koşullarıyla birlikte temposunu yeniden buldu. Pazar günü ise ustalığını konuşturarak hem Super Sunday hem de Wolf Power Stage puanlarını hanesine yazdırdı.

    Zafer sonrası konuşan Ogier, “Paraguay’a kıyasla daha zorlu bir hafta sonu geçirdik. Sabah etaplarında sıkıntılar yaşadık ama doğru hamlelerle toparlandık. Sonuçtan oldukça memnunum ve asfalt etaplara geçmeyi sabırsızlıkla bekliyorum,” ifadelerini kullandı.


    Şampiyonluk Mücadelesinde Yeni Dengeler

    Şili’deki zaferin ardından şampiyona sıralaması büyük oranda değişti. Ogier, Evans’ın iki puan önüne geçerek liderliği ele aldı. Kalle Rovanperä ise aldığı altıncılıkla üçüncü sıraya geriledi. Artık sezonun bitimine yalnızca üç yarış kaldı ve her puanın önemi daha da arttı.

    Evans, pazar gününe iddialı bir şekilde başlasa da Ogier’in temposuna yanıt veremedi. Gallerli pilot, “Özellikle son etapta arka tarafı kontrol etmekte zorlandım. Çok çabaladım ama yeterli olmadı,” dedi.


    Toyota Rekor Kırdı, Hyundai Mücadeleye Devam Ediyor

    Toyota Gazoo Racing, WRC Şili Rallisi ile birlikte bu sezonki 10. zaferini elde etti. Bu sonuçla birlikte takım, en yakın rakibi Hyundai’nin tam 125 puan önüne geçti ve beşinci kez üst üste markalar şampiyonluğu yolunda büyük avantaj yakaladı.

    Hyundai cephesinde Adrien Fourmaux podyumun üçüncü basamağına çıkarak takımın en iyi derecesini aldı. Thierry Neuville ise dördüncü sırada kaldı ve aracın potansiyelinden tam olarak yararlanamadığını dile getirdi. Takımın diğer ismi Ott Tänak, Cuma günü liderlikteyken yaşadığı motor arızasıyla büyük hayal kırıklığı yaşadı.


    Genç İsimler ve WRC2 Mücadelesi

    Şili Rallisi, sadece üst düzey şampiyonluk mücadelesine değil, genç pilotların yükselişine de sahne oldu. Sami Pajari beşinciliğe ulaşarak önemli bir çıkış yakaladı. WRC2’de ise Oliver Solberg, güçlü performansıyla hem ralliyi sınıfında kazandı hem de sezonun şampiyonluğunu garantiledi.


    Gelecek Yarış: Orta Avrupa Rallisi

    WRC takvimi Avrupa’ya geri dönüyor. 16–19 Ekim tarihlerinde düzenlenecek Orta Avrupa Rallisi, Almanya, Avusturya ve Çekya asfalt etaplarını kapsayacak. Bu yarış, kalan üç etap arasında şampiyonluk için kritik bir dönemeç olacak. Özellikle Ogier ve Evans arasındaki çekişme, şampiyonun kim olacağını büyük ölçüde belirleyecek.


    Piston Kafalar Yorumu

    WRC Şili Rallisi, motorsporlarının dramatik doğasını bir kez daha ortaya koydu. Bir gün lider olan bir pilotun, ertesi gün teknik sorunlarla geriye düşebildiği bu zorlu seride, istikrarın ve dayanıklılığın önemi bir kez daha görüldü. Ogier’in tecrübesi ve sakinliği, Evans’ın agresif sürüşüne üstün geldi.

    Toyota’nın ulaştığı 103. zafer ise sadece bir sayı değil, markanın mühendislikte ulaştığı mükemmeliyetin göstergesi. Beşinci kez üst üste markalar şampiyonluğuna yürüyen Toyota, hibrit çağında da başarısını sürdürmeyi bildi.

    Bizce Ogier’in bu zaferi, şampiyonluk yolunda dönüm noktası olabilir. Evans ve Rovanperä hâlâ şampiyonluk için güçlü adaylar olsa da, Ogier’in deneyimi ve stratejik zekâsı fark yaratıyor. Önümüzdeki üç yarış, WRC tarihine geçecek kadar çekişmeli olmaya aday.

    Bu sonuç, rallinin yalnızca hız değil aynı zamanda strateji ve dayanıklılık sporu olduğunu gösteriyor. Takımlar ve pilotlar için her puan hayati önem taşıyor. Özellikle kalan üç yarışta en küçük hata bile şampiyonluğu belirleyebilir.

    Motor Sporları haberlerimize BURADAN ulaşabilirsiniz.

  • Elektrikli Kapı Kolları Tartışma Konusu Oldu: Güvenlik Açısından Tehlikeli mi?

    Elektrikli Kapı Kolları Tartışma Konusu Oldu: Güvenlik Açısından Tehlikeli mi?

    Son dönemde yaşanan kazalar, elektrikli kapı kollarının yolcuları araç içinde mahsur bırakabileceğini ortaya koydu. Çin’de bu tasarıma yönelik yasak gündemde.

    Elektrikli Kapı Kollarının Yükselişi

    Otomotiv dünyasında tasarım trendleri sürekli değişiyor. Son yıllarda öne çıkan yeniliklerden biri de elektrikli kapı kolları oldu. Tesla ile popüler hale gelen bu tasarım, aerodinamik faydaları ve modern görünümü sayesinde birçok üretici tarafından benimsendi. Ford Mustang Mach-E, Kia EV6, Rivian R1S ve Nissan Leaf gibi modellerde de benzer çözümler görüyoruz.

    Markaların amacı oldukça net: hava sürtünmesini azaltmak, estetik bir görünüm sağlamak ve kullanıcıya modern bir deneyim sunmak. Ancak bu şık tasarımın gölgede kalan bir yönü var: güvenlik. Son dönemde yaşanan kazalar, elektrikli kapı kollarının ciddi riskler taşıdığını gündeme taşıdı.


    Yaşanan Kazalar Korkutuyor

    Özellikle Tesla modellerinde görülen kazalar, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. ABD’de yaşanan olaylarda, araçlar kaza sonrası elektriğini kaybettiğinde yolcuların kapıları açamadığı rapor edildi.

    • California’da bir Cybertruck yangınında yolcular dışarı çıkamadı.
    • Wisconsin’de bir Model S yangınında benzer şekilde kaçış mümkün olmadı.
    • Rivian R1S kullanan bir sürücü, aracın elektriği kesildiğinde 45 dakika boyunca içeride mahsur kaldı.

    Bu olaylarda kapıların mekanik olarak sağlam olmasına rağmen, elektrikli kapı kolları çalışmadığı için yolcular kilitli kaldı. Sonuçlar ise ne yazık ki ölümcül olabiliyor.


    Sadece Tesla’ya Özgü Bir Sorun Değil

    Her ne kadar Tesla bu tartışmanın merkezinde olsa da, konu yalnızca bu markayla sınırlı değil. Ford, Mustang Mach-E modelinde kapı kolu sorunları nedeniyle geri çağırma gerçekleştirdi. Fisker’in Ocean modeli de benzer sıkıntılar yaşadı.

    Hatta sorun elektrikli araçlarla bile sınırlı değil. 2015 yılında 72 yaşındaki James Rogers, Chevrolet Corvette içinde köpeğiyle birlikte hayatını kaybetti. Araçtaki elektrik kesintisi sonrası kapılar açılmadı, dışarıdan yardım edenler de içeriye giremedi. Bu trajik olay, elektrikli kapı kolları ile donatılmış araçlarda manuel çözümlerin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gösterdi.


    Manuel Açma Mekanizması: Çözüm mü?

    Birçok araçta gizli bir manuel kapı açma mandalı bulunsa da, kullanıcıların büyük çoğunluğu bunun varlığından haberdar değil. Ayrıca kaza sonrası baygın kalan yolcular için bu mandal da işe yaramayabiliyor.

    Güvenlik uzmanlarına göre iki temel sorun var:

    1. Erişilebilirlik: Manuel açma mekanizması genellikle gözden uzak noktalara yerleştiriliyor.
    2. Bilinç: Araç sahiplerinin büyük kısmı bu mekanizmayı nasıl kullanacağını bilmiyor.

    Dolayısıyla sadece mandal eklemek tek başına çözüm değil. Daha görünür, daha anlaşılır ve eğitimlerle desteklenmiş çözümler gerekiyor.


    Çin’den Radikal Bir Adım

    Son yaşanan olayların ardından Çin, elektrikli kapı kollarını tamamen yasaklamayı gündemine aldı. Dünyanın en büyük otomotiv pazarlarından biri olan ülkede, kapıların en azından kısmen dışarıdan erişilebilir ve mekanik destekli olması isteniyor.

    Çin’in böyle bir yasağı yürürlüğe koyması, yalnızca kendi pazarını değil tüm dünyayı etkileyebilir. Çünkü küresel markalar için Çin vazgeçilmez bir satış noktası. Bu nedenle üreticiler tasarımlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalabilir.


    Kullanıcı Güvenliği Öncelikli Olmalı

    Elektrikli kapı kolları, estetik ve aerodinamik faydalar sunsa da, iş güvenliğe geldiğinde tartışmasız bir şekilde ikinci planda kalmamalı. Kazalarda saniyeler bile hayat kurtarıcı olabilir. Kapıyı açmak için ek bir işlem gerektiren ya da elektrik sistemine bağımlı olan çözümler, can kaybı riskini artırıyor.

    Üreticiler, kullanıcı dostu ve güvenli tasarımlar geliştirmek zorunda. Bunun için şunlar öneriliyor:

    • Kapı kollarında hem elektrikli hem de mekanik seçenek bulunmalı.
    • Manuel açma noktaları görünür şekilde işaretlenmeli.
    • Kullanıcılara araç tesliminde eğitim verilmeli.

    Piston Kafalar Yorumu

    Otomotiv endüstrisi her zaman yenilik arayışı içinde. Ancak elektrikli kapı kolları örneğinde gördüğümüz gibi, her yenilik güvenlikten ödün verildiğinde büyük bir sorun haline gelebiliyor. Bugün yaşanan trajik kazalar, aslında tasarım uğruna güvenlikten taviz verilmemesi gerektiğini net bir şekilde gösteriyor.

    Bizce markalar, tasarımlarında estetik ve güvenliği dengelemeli. Elektrikli kapı kolları yerine, hibrit sistemler ve görünür manuel çözümler tercih edilmeli. Aksi takdirde, aerodinami kazandırırken hayat kaybettiren bir tasarım anlayışıyla karşı karşıya kalabiliriz.

    Bu nedenle kullanıcıların bilinçlenmesi, bilgi sahibi olması üreticilerin de daha şeffaf olması gerekiyor. Güvenlik her zaman tasarımın önünde tutulmalı; aksi halde benzer trajediler kaçınılmaz olur.

  • Mercedes, V12 Motorlardan Vazgeçmiyor: Efsane 2030 Sonrasına Taşınıyor

    Mercedes, V12 Motorlardan Vazgeçmiyor: Efsane 2030 Sonrasına Taşınıyor

    Mercedes, IAA 2025’te yaptığı açıklamada 12 silindirli motor geleneğini sürdürme kararı aldı. Euro-7 normlarına rağmen V12 efsanesi yaşamaya devam edecek.

    Mercedes’ten Beklenmedik V12 Açıklaması

    Almanya’nın Münih kentinde düzenlenen IAA 2025 fuarında Mercedes-Benz’in teknik patronu Markus Schäfer, otomotiv dünyasında büyük yankı uyandıran bir açıklama yaptı. Schäfer, 12 silindirli motorların 2030 sonrasında da seçili modellerde sunulmaya devam edeceğini duyurdu. Elektrifikasyon baskısı ve sıkı emisyon kuralları yüzünden birçok marka büyük hacimli motorlarını bırakırken, Mercedes’in bu kararı sürpriz oldu.


    Euro 7 Normlarına Karşı Zorlu Mücadele

    2026 sonunda yürürlüğe girecek olan Euro-7 emisyon standartları, içten yanmalı motorlar için yeni bir sınav anlamına geliyor. Schäfer, V12 motorların bu normlara nasıl uyum sağlayacağına dair detay vermedi, ancak Mercedes mühendislerinin üzerinde yoğun şekilde çalıştığını belirtti.

    Olası çözümler şunlar olabilir:

    • Mild-hybrid sistem entegrasyonu
    • Plug-in hybrid destek çözümleri
    • Yeni nesil partikül filtreleri ve egzoz teknolojileri

    Bu adımlar sayesinde, 12 silindirli ünitelerin Avrupa pazarında da varlığını sürdürebilmesi hedefleniyor.


    V12’nin Efsanesi Bitmiyor

    Uzun zamandır V12 motorların sonu geldi deniyordu. Günümüzde dünya genelinde sadece 11 modelde bu tip motor kullanılıyor. Buna rağmen Mercedes’in tercihi, büyük hacimli ünitelerden tamamen vazgeçmeyeceğini kanıtladı.

    Şu anda markanın tek 12 silindirli modeli Mercedes-Maybach S 680.

    • Motor: 6.0 litrelik çift turbo
    • Güç: 612 bg
    • Fiyat: yaklaşık 270.000 €

    Bu model, günümüzde lüks segmentte ulaşılabilir tek yeni V12 seçeneği olarak öne çıkıyor.


    Tarihten Günümüze 12 Silindir Geleneği

    Bu miras, lüks ve performansın simgesi olarak devam ediyor. Mercedes’in geçmişinde birçok ikonik model 12 silindirli motorlarla hafızalara kazındı:

    • AMG S 65 → 630 bg gücüyle dönemin en güçlü sedanlarından biri
    • CL 65 AMG → lüks coupe’de saf performans
    • SL 600 / SL 65 AMG → roadster segmentinin zirvesi

    Bu araçlar artık üretilmese de, Mercedes’in 12 silindirli mirası Maybach üzerinden devam ediyor.


    Gelecekte Ne Olacak?

    Mercedes’in V12 motorlarını elektrikli çağda nasıl konumlandıracağı merak konusu. Uzmanlara göre:

    • Avrupa’da satışlar sınırlı olacak.
    • ABD, Orta Doğu ve Çin gibi pazarlarda 12 silindir talebi güçlü şekilde sürecek.
    • Elektrifikasyon destekli hibrit çözümler, bu motorun ömrünü uzatacak.

    Ayrıca, otomobil dünyasında koleksiyon değeri taşıyan motorların geleceği daima merak konusu oluyor. 12 silindirli motorların sınırlı pazarlarda yaşamını sürdürmesi, onları nadir ve daha kıymetli hale getirecek.


    Piston Kafalar Yorumu

    Mercedes’in bu kararı, prestij ve mirasın teknolojiden daha güçlü olabileceğini kanıtlıyor. 12 silindirli ünite, sadece bir motor değil; aynı zamanda lüks ve güç simgesi. Ancak yeni emisyon normları ve elektrifikasyon baskısı, bu motor tipinin geleceğini kısıtlayabilir. Bizce Maybach S 680 ile başlayan bu yeni dönem, V12’nin koleksiyon değerini daha da artıracak.

    Ayrıca unutmamak gerekir ki, otomotiv dünyasında bazı motor tipleri yalnızca teknik değerleriyle değil, duygusal bağlarıyla da yaşar. Mercedes V12 işte tam da bu noktada, otomobil tutkunları için bir “kült ikon” niteliği taşıyor. Günümüzde elektrikli otomobiller hız, tork ve sessizlikte yeni standartlar sunsa da, 12 silindirli motorun çıkardığı o kendine özgü ses ve titreşim, hiçbir batarya teknolojisiyle birebir kopyalanamaz.

    Bu yüzden, markanın bu motoru yaşatmaya devam etmesi yalnızca mühendislik değil, aynı zamanda duygusal bir stratejidir. Koleksiyonerlere, klasik ruhu modern teknolojiyle harmanlanmış özel bir deneyim sunmak, Mercedes’in ayrıcalığını korumasını sağlıyor.

    Türkiye’de satılan Mercedes-Benz modellerine ve en güncel fiyat bilgisine Mercedes-Benz Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Stellantis ve Koç Holding Üst Yönetimi Tofaş Fabrikası’nı Ziyaret Etti

    Stellantis ve Koç Holding Üst Yönetimi Tofaş Fabrikası’nı Ziyaret Etti

    Stellantis Başkanı John Elkann ve Koç Holding Başkanı Ömer Koç, Tofaş fabrikasında bir araya geldi. Yeni yatırımlar ve “K9” projesi gündemdeydi.

    Tofaş’ta Tarihi Buluşma

    Türkiye otomotiv sanayisinin en büyük oyuncularından Tofaş, Stellantis ile yaptığı yeni üretim anlaşmasının ardından dikkat çekici bir ziyarete sahne oldu. Stellantis Yönetim Kurulu Başkanı John Elkann, CEO Antonio Filosa ve Orta Doğu-Afrika COO’su Samir Cherfan, Bursa’daki Tofaş fabrikasını ziyaret etti.

    Ziyarette Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, Koç Holding Otomotiv Grubu Başkanı Haydar Yenigün ve Tofaş CEO’su Cengiz Eroldu ev sahipliği yaptı. Fabrikada üretim süreçleri yerinde incelendi.


    Yarım Asırlık Güçlü Ortaklık

    Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, 57 yıl önce başlayan FIAT-Tofaş ortaklığını hatırlatarak şu sözleri kullandı:

    “Ne mutlu ki, bugün Agnelli ailesinin üçüncü kuşak temsilcisi John Elkann ile birlikteyiz. Yarım asrı aşkın süredir karşılıklı güven ve anlayışla devam eden ortaklığımız için şükranlarımızı sunuyoruz.”

    Elkann da bu sözlere karşılık vererek:

    “Tofaş, sadece endüstriyel mükemmelliği değil, nesiller boyunca süren güçlü bir ortaklığı temsil ediyor. Türkiye’nin stratejik rolü Stellantis için çok değerli,” dedi.


    Tofaş Stellantis İçin Merkez Üs

    Stellantis CEO’su Antonio Filosa, Tofaş’ın küresel üretim ağındaki önemini şu ifadelerle vurguladı:

    “Tofaş, Stellantis için önde gelen üretim ve Ar-Ge merkezlerinden biri. Türkiye operasyonlarımızın entegrasyonu güvenimizi pekiştirdi. Birlikte büyük işler başaracağımıza inanıyoruz.”

    Tofaş’ın Stellantis içindeki kalite göstergelerinde lider konumda olduğunu hatırlatan CEO Cengiz Eroldu ise fabrikanın boya atölyesinin tüm Stellantis tesisleri arasında birinci sırada yer aldığını söyledi.


    “K9” Projesi ile Yeni Yatırım

    Ziyarette öne çıkan başlıklardan biri de kısa süre önce imzalanan “K9” projesi oldu.

    • Yatırım Tutarı: 256 milyon €
    • Üretim Başlangıcı: 2026 üçüncü çeyrek
    • Kapasite: Yıllık 150 bin adet (CKD dahil)
    • Modeller: Hafif ticari araç ve combi versiyonlar
    • Enerji Seçenekleri: Çoklu enerji platformu

    Bu proje, hafif ticari araç (LCV) segmentinde sürdürülebilir büyümeyi hedefliyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Tofaş’ın Stellantis ile entegrasyonu, Türkiye otomotiv sanayiinde yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendirilebilir. Hem yatırımlar hem de üretim kalitesi açısından Bursa fabrikası, global ölçekte öne çıkıyor.

    Özellikle “K9” projesi ile Tofaş, sadece iç pazar için değil, bölgesel ihracat üssü olma yolunda da önemli bir adım atmış görünüyor.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Sadece 35 Adet! Lotus Elise VHPK Tanıtıldı: 350 Bin £’luk Efsane

    Sadece 35 Adet! Lotus Elise VHPK Tanıtıldı: 350 Bin £’luk Efsane

    Lotus Elise VHPK tanıtıldı. Merkezi koltuk, 600 kg ağırlık, 250 bg güç ve 350 bin £ fiyatıyla süper otomobillere meydan okuyor.

    Lotus Elise’in 30. Yılında Efsane Geri Döndü

    Lotus Elise, ilk kez 1995 Frankfurt Otomobil Fuarı’nda tanıtıldığında hafifliği ve saf sürüş odaklı yapısıyla bir devrim yaratmıştı. Aradan geçen 30 yılın ardından, İngiltere merkezli Analogue Automotive, Elise’in en saf, en özel ve en hafif versiyonu olarak adlandırılan VHPK ile otomobil dünyasını yeniden heyecanlandırdı.

    Bu özel model, sadece 35 adet üretilecek ve her biri koleksiyoncular için numaralandırılmış olacak. Fiyatı ise 350 bin sterlin (vergiler hariç) seviyesinden başlıyor.


    VHPK’nin En Dikkat Çekici Özelliği: Merkezi Koltuk

    Yeni VHPK, tıpkı McLaren F1 ve GMA T.50 gibi merkezi koltuk düzeni ile geliyor. Bu tercih yalnızca bir tasarım öğesi değil, aynı zamanda motorsporu geçmişine bir gönderme.

    2000’li yılların başındaki Autobytel Lotus Championship tek koltuklu Elise yarış serisinden ilham alan VHPK, sürücüyü otomobilin tam merkezine yerleştiriyor. Bu da saf sürüş hissini artırıyor ve direksiyon, şanzıman bağlantıları gibi parçaların özel olarak yeniden tasarlanmasını gerektiriyor.


    Motor ve Performans

    Analogue Automotive, Lotus’un efsanevi Rover K-series motorunu tamamen yeniden inşa etti:

    • Hacim: 1.9 litreye çıkarıldı
    • Güç: 250+ bg
    • Maksimum devir: 8.500 rpm (dayanıklılık için sınırlandırıldı)
    • Güç/Ağırlık oranı: 420 bg/ton (Porsche 911 Turbo S’ten daha yüksek)

    Bu motor, herhangi bir turbo ya da kompresör desteği olmadan yalnızca iç bileşenlerin güçlendirilmesiyle elde edildi.


    600 Kiloluk Ultra Hafiflik

    Lotus Elise’in en önemli felsefesi olan aşırı hafiflik, VHPK’de yeni bir seviyeye taşındı:

    • Karbon fiber gövde (fiberglas panellerin yarısı kadar ağırlıkta)
    • Karbon jantlar
    • Karbon seramik frenler
    • Özel elektronik kablolama

    Sonuç olarak araç, sıvılar dahil sadece 600 kg geliyor. Bu, standart S1 Elise’den 100 kg daha hafif.


    Şasi ve Yol Tutuş

    VHPK, yalnızca motoruyla değil, yol tutuşuyla da süper otomobillere meydan okuyor:

    • Aktif süspansiyon sistemi
    • Geniş iz açıklığına sahip özel salıncaklar
    • Küresel yataklı bağlantılar
    • Elektrikli el freni (bir Elise için ilk kez)

    Analogue Automotive, bu aracı “öncelikle yol için, ikinci olarak pist için” tasarladığını belirtiyor. Yani günlük kullanımda konforlu, pistte ise safkan bir yarış otomobili gibi davranabiliyor.


    Fiyat ve Rakipler

    Elise VHPK, 350 bin sterlin + vergiler fiyatıyla satışa sunulacak. Bu fiyat onu doğrudan Ferrari 296 Speciale ve Aston Martin Vanquish gibi süper otomobillerin karşısına çıkarıyor.

    Rakiplerle kıyaslandığında:

    • McLaren F1 / GMA T.50: Merkezi koltuklu, ultra özel süper otomobiller; ancak fiyatları milyonlarca sterlin.
    • Porsche 911 Turbo S: Daha güçlü olsa da, VHPK’nin güç/ağırlık oranına ulaşamıyor.
    • Ferrari 296 GTB: Hibrit teknolojisiyle önde, fakat VHPK saf sürüş odaklı.

    Koleksiyon Değeri

    Sadece 35 adet üretilecek olması, Lotus Elise VHPK’yi sıradan bir otomobilden çıkarıp koleksiyon değerine taşıyor. Tıpkı özel serili McLaren’lar veya limitli üretim Ferrari modelleri gibi, VHPK de gelecekte astronomik fiyatlarla satılabilecek bir parça olarak görülüyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Lotus Elise VHPK, 30 yıllık efsanenin zirve noktası. 600 kg ağırlık, 250 bg güç, Lotus Elise VHPK’nin Merkezi Koltuk Düzeni ve İlham Kaynağı düzeni ve sınırlı üretim ile onu süper otomobillerin karşısına gönül rahatlığıyla koyabilirsiniz.

    Bizce VHPK, yalnızca bir Lotus değil, safkan sürüş makinelerinin modern çağdaki temsilcisi.


    Sonuç

    Lotus Elise VHPK, 350 bin £ fiyat etiketiyle pahalı görünebilir. Ancak sunduğu teknoloji, hafiflik ve saf sürüş deneyimiyle yalnızca bir otomobil değil, geleceğin koleksiyon yatırımı. Sadece 35 kişi bu eşsiz deneyime sahip olabilecek.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Ferrari F50 GT Sahibi 100 Milyon $’lık Teklifi Reddetti

    Ferrari F50 GT Sahibi 100 Milyon $’lık Teklifi Reddetti

    Monterey Car Week’te tarihi an: Ferrari F50 GT sahibi, 100 milyon dolarlık astronomik teklifi reddetti. İşte efsanevi modelin hikâyesi!

    Otomobil dünyasında nadir anlar vardır; fiyat etiketlerinin anlamını yitirdiği, paranın otomotiv tutkusuna boyun eğdiği anlar. İşte o anlardan biri geçtiğimiz günlerde yaşandı. Monterey Car Week 2025 kapsamında düzenlenen The Quail, A Motorsports Gathering etkinliğinde, bir koleksiyoncu Ferrari tarihine geçecek bir karara imza attı.

    ABD’li iş insanı ve otomobil koleksiyoncusu Arthur Zafiropoulo, sahip olduğu Ferrari F50 GT için gelen 100 milyon dolarlık teklifi kibarca reddetti. Bu, yalnızca bir satışın değil, aynı zamanda otomobil tutkusunun paradan üstün olduğunun kanıtı oldu.


    Ferrari F50 GT’nin Hikâyesi

    Ferrari, 1990’ların ortasında GT1 sınıfı yarışlar için F50 GT’yi geliştirdi. Amaç, McLaren F1 GTR ve Porsche 911 GT1 gibi rakiplerle mücadele etmekti. Ancak 1997’de FIA tarafından yapılan kural değişiklikleri nedeniyle proje iptal edildi.

    Bu iptalin ardından sadece 3 adet Ferrari F50 GT üretildi:

    • Şasi 001: Maranello’da Ferrari tarafından tamamen üretilen tek örnek (Arthur Zafiropoulo’nun aracı).
    • Şasi 002 ve 003: Michelotto tarafından eldeki parçalar kullanılarak tamamlandı.

    Dolayısıyla Zafiropoulo’nun sahip olduğu F50 GT 001, bu üçlünün en değerlisi ve gerçek anlamda eşsiz bir koleksiyon parçası.


    Teknik Detaylar

    Ferrari F50 GT, dönemin Formula 1 teknolojilerini yollara taşıyan en ekstrem modellerden biri:

    • Motor: 4.7 litrelik V12, F1’den türetilmiş
    • Güç: Yaklaşık 750 bg
    • Maksimum devir: 10.500 rpm
    • Gövde: Karbon fiber
    • Tasarım: Dev arka kanat, agresif difüzör, tavan hava girişi
    • Jantlar: Siyah Speedline yarış jantları

    Bu özellikleriyle F50 GT, Ferrari’nin bugüne kadar ürettiği en radikal pist odaklı otomobillerden biri olarak kabul ediliyor.


    100 Milyon Dolarlık Teklif

    Monterey’de sahnelenen bu özel etkinlikte F50 GT yalnızca “Best of Show” ödülünü kazanmakla kalmadı, aynı zamanda otomotiv tarihine geçecek bir olayın başrolü oldu. Koleksiyoncuya yapılan 100 milyon dolarlık teklif, bilinen tüm Ferrari satış rekorlarını geride bırakacaktı.

    Karşılaştırma yapmak gerekirse:

    • Ferrari 250 GTO, 2018’de 70 milyon $’a satılmıştı.
    • Eğer bu satış gerçekleşseydi, Ferrari tarihindeki en yüksek rakamlı satış olacaktı.

    Ancak Arthur Zafiropoulo’nun cevabı netti: “Hayır, teşekkürler.”


    Neden Reddedildi?

    Zafiropoulo, yaklaşık 30 yıldır aynı aracın sahibi. Onun için F50 GT yalnızca bir otomobil değil, Ferrari tarihinin bir parçası. Bu reddediş, tutkunun paradan daha güçlü olabileceğini tüm dünyaya gösterdi.

    Otomobil koleksiyoncuları için bu tür araçların değeri yalnızca maddi olarak ölçülmüyor. Özellikle tek şasi numarasıyla Ferrari tarafından üretilen bu araç, bir müze değerinden bile öte, otomotiv tarihinde “kutsal kase” olarak tanımlanıyor.


    F50 GT: Modern Çağın “Holy Grail”i

    Ferrari F50 GT, nadirliği ve safkan yarış DNA’sı sayesinde birçok koleksiyoncu tarafından “Holy Grail” (kutsal kase) olarak görülüyor.

    • Sadece 3 adet üretim
    • Bunlardan yalnızca 1’i Ferrari fabrikasında tamamlandı
    • Satışı teklif edilen model tam 30 yıldır aynı kişide
    • Ferrari tarihinde 250 GTO ile birlikte en özel seri dışı üretimlerden biri

    Bu detaylar, aracın neden parayla ölçülemeyecek kadar değerli olduğunu ortaya koyuyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Ferrari F50 GT, yalnızca 90’ların GT1 rüyasının bir ürünü değil, aynı zamanda koleksiyon dünyasında paranın sınırlarını aşan bir efsane. 100 milyon dolarlık teklifin reddedilmesi, otomotiv tutkusunun bazen servetlerden bile güçlü olduğunu bir kez daha kanıtladı. Bizce Zafiropoulo’nun bu kararı, F50 GT’nin değerini daha da yükseltecek.


    Sonuç

    Monterey Car Week’te yaşanan bu tarihi an, otomotiv dünyasının unutulmaz olayları arasına şimdiden yazıldı. Ferrari F50 GT’nin 100 milyon dolarlık teklifi reddetmesi, yalnızca bir iş anlaşmasının değil, tutkunun, tarihin ve efsanenin gücünün göstergesi oldu.

    Ferrari’nin Türkiye’deki resmi satış kanalı için Ferrari Türkiye Resmi Web Sitesi aracılığı ile ulaşabilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Flying Fourmaux: Şili Rallisi’nin İlk Gününde Sürpriz Liderlik

    Flying Fourmaux: Şili Rallisi’nin İlk Gününde Sürpriz Liderlik

    Adrien Fourmaux, Şili Rallisi’nin ilk gününde takım arkadaşı Tänak’ın yaşadığı motor arızası sonrası liderliği aldı. İşte ilk gün özetleri!

    FIA Dünya Ralli Şampiyonası (WRC) Şili Rallisi Bio Bío, ilk günü heyecan dolu bir şekilde geride bıraktı. Fransız pilot Adrien Fourmaux, takım arkadaşı Ott Tänak’ın motor arızasıyla yarış dışı kalması sonucu liderliği alarak kariyerinde ilk kez bir ralliyi gün sonunda lider kapattı.


    Fourmaux İçin Tarihi Gün

    Hyundai i20 N Rally1 ile mücadele eden Adrien Fourmaux, Cuma gününü lider kapatarak kariyerinde bir ilke imza attı. Estonyalı Ott Tänak, günün en uzun etabında motor arızası yaşamasaydı liderliği elinde tutmaya devam edecekti. Ancak şans Fourmaux’tan yanaydı.

    Fourmaux, gün sonu açıklamasında:

    “İlk kez bir rallinin sonunda lideriz, bu çok olumlu ama Ott için üzücü. Yarın farklı bir gün olacak, göreceğiz,” dedi.


    Neuville İkinci Sırada

    Belçikalı Thierry Neuville, sabah bölümlerinde zorlanmasına rağmen öğleden sonra yaptığı ayar değişiklikleri sayesinde performansını yükseltti. Neuville, takım arkadaşı Fourmaux’un hemen arkasında sadece 1.0 saniye farkla ikinci sırada günü tamamladı.


    Ogier’den Etkileyici Performans

    Sekiz kez dünya şampiyonu olan Sébastien Ogier, 200. WRC startında dikkat çekici bir performans sergiledi. SS6 etabında elde ettiği 3.1 saniyelik etap galibiyetiyle günün en dikkat çeken pilotu oldu. Ogier, genel klasmanda üçüncü sıraya yükseldi ve liderin sadece 2.3 saniye gerisinde yer aldı.


    Toyota’da Karışık Tablo

    • Elfyn Evans, sabah etaplarını önde götürmesine rağmen öğleden sonra yol temizleme dezavantajıyla çok zaman kaybetti ve beşinci sıraya geriledi.
    • Genç Fin pilot Sami Pajari, son etapta Evans’ı geride bırakarak dördüncü sıraya yükseldi.
    • Takamoto Katsuta, otomobil dengesinden şikâyet etmesine rağmen altıncı sıradaki yerini korudu.

    Rovanperä’nin Şansı Tersine Döndü

    Son iki yılın dünya şampiyonu Kalle Rovanperä, Şili’de geçen yılki galibiyetini tekrarlamak istiyordu. Ancak sabah etabında lastiğinin janttan çıkmasıyla (debead) büyük zaman kaybetti. Günü liderin bir dakikadan fazla gerisinde sekizinci sırada tamamladı. Rovanperä, “Bugün çok şanssızdık ama hızımız iyiydi, bu olumlu bir işaret,” dedi.


    WRC2’de Solberg Zirvede

    WRC2 kategorisinde İsveçli Oliver Solberg, günü lider kapatarak hem genel klasmanda dokuzuncu sıraya yükseldi hem de şampiyonluk yolunda önemli bir avantaj yakaladı. Rakipleri Yohan Rossel ve Gus Greensmith ise mekanik sorunlarla yarış dışı kaldı.


    İlk Gün Sonunda Genel Klasman (SS6 / 16)

    1. A. Fourmaux / A. Coria – Hyundai i20 N Rally1 – 57m 48.5s
    2. T. Neuville / M. Wydaeghe – Hyundai i20 N Rally1 – +1.0s
    3. S. Ogier / V. Landais – Toyota GR Yaris Rally1 – +2.3s
    4. S. Pajari / M. Salminen – Toyota GR Yaris Rally1 – +11.2s
    5. E. Evans / S. Martin – Toyota GR Yaris Rally1 – +13.1s
    6. T. Katsuta / A. Johnston – Toyota GR Yaris Rally1 – +41.0s

    Piston Kafalar Yorumu

    Şili Rallisi’nin ilk günü, WRC’nin dramatik doğasını bir kez daha gösterdi. Tänak’ın şanssızlığı, Fourmaux için tarihi bir fırsata dönüştü. Ancak Neuville ve Ogier çok yakın takipte; fark sadece saniyelerle ölçülüyor. Cumartesi günü yağmur beklentisiyle etapların daha da zorlu geçmesi bekleniyor.

    Motor Sporları haberlerimize BURADAN ulaşabilirsiniz.

  • Toyota GR Yaris Aero Performance Package: Japonya’da Satışta!

    Toyota GR Yaris Aero Performance Package: Japonya’da Satışta!

    Toyota GR Yaris, Aero Performance Package ile daha agresif görünüme ve geliştirilmiş aerodinamiğe kavuştu. İşte detaylar ve Japonya fiyatı!

    Toyota, rallilerden doğan efsanevi modeli GR Yaris için özel bir donanım paketiyle karşımızda. Aero Performance Package, Japonya’da 1 Ekim’den itibaren satışa çıkıyor. Gazoo Racing ekibi ve profesyonel yarış pilotlarının katkılarıyla geliştirilen paket, sadece görsel değil, aynı zamanda performans odaklı detaylarla da dikkat çekiyor.


    Aero Performance Package İçeriği

    Yeni paket, toplamda altı aerodinamik yükseltme içeriyor. Amaç, soğutmayı artırmak, yol tutuşu geliştirmek ve yüksek hızlarda stabiliteyi yükseltmek.

    • Vented kaput: GRMN Yaris’teki karbon kaputla aynı forma sahip ama alüminyumdan üretilmiş. Motor bölmesindeki ısıyı dışarı atıyor.
    • Ön splitter: Ön kaldırmayı azaltarak aracın burun dengesini koruyor.
    • Çamurluk hava kanalları: Yüksek hızda türbülansı azaltıyor ve direksiyon hissini iyileştiriyor.
    • Alt gövde yakıt tankı kapağı: Alt hava akışını düzenleyerek aerodinamik verimliliği artırıyor.
    • Arka tampon hava çıkışları: Bumper üzerindeki aerodinamik yükü azaltıyor.
    • Ayarlanabilir arka kanat: İki farklı pozisyonuyla frenleme ve yüksek hızlarda stabiliteyi destekliyor.

    Güç Ünitesi ve Aktarma

    Aero paket, GR Yaris’in teknik değerlerini değiştirmiyor. Kaput altında hâlâ 1.6 litrelik turbo üç silindirli motor bulunuyor.

    • Güç: 300 hp (224 kW / 304 PS)
    • Tork: 400 Nm
    • Şanzıman: 6 ileri manuel veya 8 ileri otomatik
    • Çekiş: GR-Four dört çeker sistemi
    • RZ “High Performance” triminde Torsen diferansiyel ve BBS dövme jantlar

    Bu kombinasyon, Aero paketin getirdiği aerodinamik avantajlarla birleşince hem pistte hem yolda daha dengeli bir sürüş sunuyor.


    Fiyatlandırma ve Satış Tarihi

    Yeni paket, Japonya’da 1 Ekim’den itibaren satışa çıkacak.

    • GR Yaris RC trim manuel: ¥4,055,000 (yaklaşık 27.500 $)
    • GR Yaris RZ High Performance otomatik: ¥5,825,000 (yaklaşık 39.500 $)

    Aero paketin fiyatı, eşdeğer versiyonlara göre yaklaşık ¥495,000 (3.400 $) ek maliyet getiriyor.

    Avrupa pazarı için henüz resmi tarih açıklanmasa da, Toyota’nın paketi yıl sonuna doğru Avrupa’da da sunması bekleniyor.


    Japonya’daki Avantajlı Fiyatlar

    GR Yaris, Japonya’da vergiler dahil oldukça uygun fiyatlara satılıyor. Bu durum, özellikle Avrupa ve İngiltere’deki kullanıcılar için dikkat çekici. İngiltere’de benzer donanımlı bir GR Yaris fiyatı 40.000 £ seviyesini aşarken, Japonya’da Aero paketli RZ High Performance trim 29.000 £ seviyelerinde kalıyor.

    Bu fark, Japonya’daki otomobil tutkunlarının ne kadar şanslı olduğunu gözler önüne seriyor.


    Pist Deneyiminden İlham Alan Teknoloji

    Aero Performance Package, Super Taikyu Serisi ve All Japan Rally Championship gibi organizasyonlarda test edildi.

    • Ayarlanabilir arka kanat: Yüksek hızlarda daha fazla bastırma kuvveti, frenlemede daha az savrulma.
    • Arka bumper hava kanalları: Yarışlarda bumper kopmalarını engellemek için geliştirildi.
    • Yakıt tankı alt kapağı: Alt hava akışını düzenleyerek sürtünmeyi azaltıyor.

    Tüm bu eklemeler, GR Yaris’i sadece günlük kullanım için değil, pist günleri ve yarış ruhu için de daha hazır hale getiriyor.


    Rakiplerle Karşılaştırma

    • Honda Civic Type R: Safkan hot hatch, fakat dört çeker değil.
    • VW Golf R: Güçlü bir AWD rakip, fakat daha ağır ve geleneksel çizgilerde.
    • Mercedes-AMG A45 S: Segmentin en güçlülerinden, ancak fiyatı oldukça yüksek.

    Toyota GR Yaris Aero Performance Package, bu rakiplerin yanında ralli ruhunu yolda taşıyan en özgün seçenek.


    Piston Kafalar Yorumu

    GR Yaris zaten otomobil tutkunlarının kalbinde ayrı bir yere sahipti. Aero Performance Package ile birlikte bu model, daha agresif görünüme, daha dengeli yol tutuşuna ve yarış ruhuna kavuşuyor. Bizce bu paket, özellikle pist günlerine katılan kullanıcılar için vazgeçilmez bir seçenek olacak.


    Sonuç

    Toyota GR Yaris Aero Performance Package, küçük ama safkan bir hot hatch’in nasıl büyük bir efsaneye dönüşebileceğinin kanıtı. Aerodinamik dokunuşlar, ayarlanabilir kanat ve yarış ilhamlı detaylar, GR Yaris’i segmentinde daha da iddialı hale getiriyor.

    Markanın Türkiye’de satılan modellerine ait tüm detaylı bilgileri Toyota Türkiye’nin Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Bu Haberlerde İlginizi Çekebilir

  • Alfa Romeo 33 Stradale Kuzey Amerika’da Sahne Aldı: Yeniden Doğan Efsane

    Alfa Romeo 33 Stradale Kuzey Amerika’da Sahne Aldı: Yeniden Doğan Efsane

    Alfa Romeo 33 Stradale, Monterey Car Week’te Kuzey Amerika prömiyerini yaptı. 630 bg’lik V6 motoru ve sınırlı üretimiyle modern çağın en özel süper otomobili!

    Alfa Romeo, markanın en ikonik modellerinden biri olan 33 Stradale’yi yeniden yollara çıkardı. 1967’deki ilk Tipo 33 Stradale’den ilham alınarak geliştirilen modern versiyon, yalnızca 33 adetle sınırlı üretimiyle koleksiyonerlerin hayallerini süslüyor. 2025 Monterey Car Week kapsamında Kuzey Amerika’da sahne alan 33 Stradale, tasarımı, performansı ve özel üretim karakteriyle büyük ilgi gördü.


    Monterey Car Week’te Özel Bir Lansman

    33 Stradale, ABD’nin en prestijli otomobil haftası olan Monterey Car Week’te dört farklı etkinlik alanında tanıtıldı:

    • Motorlux: Jet Center’daki egzotik araç ve uçakların sergilendiği etkinlikte Stradale, Giulia, Stelvio ve Tonale ile birlikte sahne aldı.
    • Hagerty House: Alfa Romeo Global Pazarlama Başkanı Cristiano Fiorio ve ABD’li müşteri Glynn Bloomquist’in katıldığı özel davette, kişiselleştirme süreçleri anlatıldı.
    • The Quail: Dünyanın en nadir otomobillerinin sergilendiği alanda Stradale, çağdaş bir ikon olarak öne çıktı.
    • Laguna Seca: Efsane yarış pistinde sergilenen Stradale, Alfa Romeo’nun Formula 1’den DTM’e kadar uzanan motorsporları geçmişini hatırlattı.

    Performans: Modern Çağın İtalyan Başyapıtı

    El işçiliğiyle üretilen 33 Stradale, çift turbo 3.0 litrelik V6 motor sayesinde 630 beygir güç üretiyor.

    • 0–100 km/s: 3 saniyenin altında
    • Maksimum hız: 333 km/s
    • Frenleme: 100 km/s’ten duruşa 33 metreden kısa

    Bu performansı destekleyen Brembo karbon seramik diskler, Brake-By-Wire teknolojisiyle pedal hissini optimize ediyor. Böylece araç, hem pistte hem de yolda olağanüstü bir kontrol sunuyor.


    İtalyan İşçiliği ve Sınırlı Üretim

    33 Stradale, Torino’daki Carrozzeria Touring Superleggera tarafından tamamen el işçiliğiyle üretiliyor. Her müşteriye özel ısmarlama sürecinde, tıpkı Rönesans dönemindeki atölyelerde olduğu gibi her ayrıntı Alfa Romeo tasarım ekibiyle birlikte şekillendiriliyor.

    Sadece 33 adet üretilmesi, onu modern çağın en seçkin koleksiyon otomobillerinden biri haline getiriyor. İlk müşteri teslimatları geçtiğimiz yıl sonunda başladı ve tüm üretim serisi kısa sürede tükendi.


    Tasarım: Geçmiş ve Geleceğin Harmanı

    Yeni 33 Stradale, 1967’de üretilen selefine saygı duruşunda bulunurken modern aerodinamik dokunuşlarla günümüze uyarlanmış.

    • Karbon fiber monokok gövde
    • Alüminyum “H” şasi
    • Aktif süspansiyon
    • İki düzlemli kapılar

    İç mekân ise minimal tasarımıyla sürücüyü dikkat dağınıklığından uzaklaştırıyor. Analog esintili kokpit, insan–makine bağını güçlendiriyor.


    Pistte Doğan Karakter

    Finlandiyalı F1 pilotu Valtteri Bottas, Balocco Test Pisti’nde “00 prototipini” test ederek aracın sürüş karakterini övdü. Bottas’a göre 33 Stradale, “cerrahi hassasiyetle” tepki veren direksiyon, duyarlı frenler ve hafif gövdesiyle gerçek bir sürüş makinesi.


    Rakiplerle Karşılaştırma

    • Ferrari Daytona SP3: Benzer şekilde sınırlı üretim, V12 motor, 800+ bg.
    • Lamborghini Countach LPI 800-4: Retro-modern tasarım ve hibrit güç ünitesi.
    • Pagani Utopia: El işçiliğiyle üretilmiş benzersiz İtalyan sanat eseri.

    Alfa Romeo 33 Stradale, bu rakiplerin yanında İtalyan zarafetini performansla buluşturan en rafine seçenek olarak öne çıkıyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Alfa Romeo, 33 Stradale ile sadece bir otomobil üretmedi, aynı zamanda markanın mirasını yeniden canlandırdı. 630 beygirlik güç, el yapımı detaylar ve sadece 33 adetlik üretim onu modern çağın gerçek efsanelerinden biri yapıyor. Bizce bu model, koleksiyonerler için yalnızca bir otomobil değil, tarihe kazınacak bir sanat eseri.


    Sonuç

    Alfa Romeo 33 Stradale, performans, tasarım ve el işçiliği ile efsaneler arasına çoktan adını yazdırdı. Monterey Car Week’teki Kuzey Amerika prömiyeri, sadece bir lansman değil, otomotiv tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı oldu.

    Alfa Romeo modellerine ve güncel fiyat listesine Alfa Romeo Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir