Kategori: Modifiye

  • Yeni Hyundai Elantra N Line Paket İle Güçlü Bir Duruş Sergiliyor

    Yeni Hyundai Elantra N Line Paket İle Güçlü Bir Duruş Sergiliyor

    Yeni Hyundai Elantra N Line Paket İle Güçlü Bir Duruş Sergiliyor

    Yeni Hyundal Elantra N Line Paket ile güçlü bir duruş sergiliyor. Hyundai, sportif sedan otomobil tutkunlarına Elantra N Line’ı takdim ediyor. Yeni otomobil, sportif gövde kitiyle beraber rahat bir iç mekan ve konfor donanımları da sunuyor. Elantra N Line, ayrıca hibrit motor seçeneği ve mobilite çözümleriyle tüm ihtiyaçları karşılayacak.

    Hyundai Motor Company, ürün ve teknoloji gelişimlerine tüm hızıyla devam ediyor. Geçtiğimiz ay çizimleri paylaşılan Elantra N Line, nihayet resmi olarak tanıtıldı. Güncel versiyona göre daha sportif bir yapıda olan N Line versiyonu, alçak ve geniş gövdesiyle güçlü bir duruş sergiliyor.

    N Line için özel bir tasarım ve performans artırıcı unsurlarla karakterize edilen Elantra, Hyundai’nin yüksek performanslı N markası tarafından geliştirildi. Elantra N Line, 1.6 litrelik GDI turboşarjlı benzinli motoruyla 201 beygir güç ve 265 Nm tork üretirken, altı ileri manuel veya yedi vitesli çift debriyajlı şanzıman (DCT) ile tercih edilebiliyor.

    18 inç jantlar, çok bağlantılı bağımsız arka süspansiyon

    Güçlendirilmiş motoruyla canlı bir sürüş deneyimi sunan otomobil, 18 inç çapındaki jantları, çok bağlantılı bağımsız arka süspansiyonu ve daha büyük fren diskleriyle üstün bir yol tutuş vaad ediyor. Ayrıca, yol tutuş performansı için sertliği artırılmış süspansiyonlar da Elantra’nın çeşitli mekanik iyileştirmelerinden bazıları.

    Direksiyon arkasına yerleştirilen kulakçıklarla vites değişimleri manuel olarak yapılabilirken ayrıca araçta yer alan “Sürüş Modu” gibi sürücü odaklı özellikler, kullanıcısına etkileyici bir performans deneyimi sağlıyor. Kırmızı dikişli deri kaplı ve delikli N direksiyon simidi, deri destekli N spor koltuklar, metal materyallere ve deri kaplamaya sahip vites topuzu ve mat krom pedallar gibi iç tasarım öğeleri de Elantra’nın sportif tasarımını destekliyor.

    Elantra N Line’ın dış tasarımında da alçak ve geniş bir duruş hakim. Markanın yeni tasarım stratejisi olan “Parametrik Dinamik” tasarım felsefesi, yeni modele kesinlikle sofistike bir sportif görünüm kazandırıyor. Elantra’nın yeni nesil kademeli ön ızgarası, N Line logoları ve geometrik hatlarla desteklenmiş tamponu, araca daha agresif bir görünüm katıyor. Tamponda yer alan hava açıklıkları, aerodinamik performansı ve motor soğutmasını desteklerken, araca yüksek performanslı bir görüntü de katmış oluyor.

    Elantra N Line’ın sportif marşpiyelleri ve kapılarda yer alan sert çizgiler, fastback ve sedan karışımı bir ambiyans sunarken ayrıca alçak ve geniş estetiğini de kolaylıkla vurguluyor. Ayrıca, jantlar da dahil olmak üzere gövde üzerinde kullanılan siyah plastik parçalar ve renkler, sportif öğeleri ön plana çıkarmak için görev alıyor. Arka tarafta yer alan spoyler, krom çift çıkışlı egzoz ve N Line arka difüzör ise otomobilin performanslı tasarımına katkıda bulunuyor.

    Hyundai ayrıca, Hyundai N Line modellerini tercihlerine göre daha da özelleştirmek isteyenler için N Project performans parçalarını da satışa sunuyor. N performans parçaları, mevcut modelin daha da dinamik bir yapıda olmasına olanak sağlıyor.

    Yakıt ekonomisi için Elantra Hybrid

    Elantra’nın ekonomik versiyonu olan Hybrid ise öncelikli olarak Kore’de satışa çıkacak ve daha sonra diğer pazarlarda da müşterilerin beğenisine sunulacak. Elantra Hybrid, 1.6 litrelik GDI Atkinson çevrime sahip, dört silindirli benzinli bir motorla donatılıyor. Mıknatıs teknolojisine sahip elektrik motoru, arka koltukların altına yerleştirilmiş 1,32 kWh kapasiteli lityum iyon polimer pil ile çalışıyor. Bu pil ile birlikte 32 kW güç sunan elektrik motoru, 1.6 litrelik GDI motor ile kombine edildiğinde toplamda 139 beygir güç ve 265 Nm tork sağlıyor. Yüksek verimli elektrik motoru, düşük hızlarda anlık tork sağlayan ve daha yüksek hızlarda da ekstra güç desteği sağlayan elektrikli bir sürüş moduna sahip.

    Yeni Elantra N Line’ın ardından performans serisini daha da genişletmek isteyen Hyundai, çok yakın bir süre içerisinde 2.5 litrelik turboşarjlı Sonata N Line’ı da satışa sunmayı planlıyor.

  • Toyota’dan 261 HP’lik Yeni GR Yaris İçin Ön Satış

    Toyota’dan 261 HP’lik Yeni GR Yaris İçin Ön Satış

    Toyota GR Yaris, 261 HP güç ve GR-FOUR dört çeker sistemiyle 2020 sonunda satışa çıkıyor. Online ön sipariş dönemi başladı, sınırlı sayıda!

    Toyota GR Yaris, markanın ralli mirasını yola taşıyan özel bir model olarak 2020’nin sonlarında satışa sunulmaya hazırlanıyor. Otomobilin ön satışları ise online platformda başlatıldı ve sınırlı sayıda üretilecek bu performans modeline ilk ulaşmak isteyenler için büyük bir fırsat sunuldu.

    Yollara Taşınan Ralli Performansı

    Toyota GR Yaris, WRC’den (Dünya Ralli Şampiyonası) ilham alınarak geliştirilen bir hot hatch. 1.6 litrelik üç silindirli turbo motoruyla 261 HP güç ve 360 Nm tork üreten bu model, GR-FOUR adlı özel dört tekerlekten çekiş sistemiyle geliyor. Bu sistem sayesinde, yol tutuşu ve çekiş gücü üst seviyede tutuluyor. 6 ileri manuel şanzımanla sunulan araç, hem pistte hem de günlük kullanıma uygun performans odaklı bir yapı sergiliyor.

    Hafiflik ve Denge: Yarış Ruhunu Hissettiriyor

    GR Yaris’in gövdesinde alüminyum ve karbon fiber gibi hafif malzemeler kullanılarak ağırlık minimize edilmiş. Bu sayede araç sadece 1.280 kg ağırlığında ve 0’dan 100 km/s hıza sadece 5,2 saniyede ulaşabiliyor. Otomobilin bu performans değerleri, onu sınıfının en iddialı modellerinden biri haline getiriyor. Alçak ağırlık merkezi ve kısa arka aks mesafesi ise virajlarda yüksek denge ve manevra kabiliyeti sağlıyor.

    “Circuit” ve “Convenience” Donanım Seçenekleri

    Toyota GR Yaris, iki farklı donanım paketi ile sunulacak:

    • Circuit Pack: Torsen diferansiyel, daha büyük frenler, spor süspansiyon ve 18 inç hafif alaşım jantlar içeriyor. Pist odaklı sürücülere hitap ediyor.
    • Convenience Pack: Daha konforlu bir günlük kullanım hedefleyen bu pakette head-up display, JBL ses sistemi, kör nokta uyarı sistemi ve ön/arka park sensörleri yer alıyor.

    Bu donanımlar sayesinde Toyota GR Yaris, hem performans arayanlara hem de günlük konforu önemseyenlere hitap eden esnek bir yapı sunuyor.

    Online Ön Sipariş ve Teslimat Planı

    Toyota, GR Yaris için geliştirdiği online rezervasyon sistemiyle otomobili önceden sipariş etme imkânı sundu. Müşteriler hem Toyota’nın resmi internet sitesinden hem de showroom’lardan ön siparişlerini oluşturabiliyorlar. Türkiye pazarında satış fiyatı henüz açıklanmasa da, Avrupa’daki fiyatlar ülkelerin vergi sistemlerine göre farklılık gösteriyor.

    İlk teslimatların 2020’nin son çeyreğinde yapılması planlanıyor. Toyota Türkiye de, GR Yaris için ön sipariş sistemine katılanlara teslimatta öncelik tanıyacak.

    Toyota GR Yaris Hakkında Teknik Bilgiler

    ÖzellikDeğer
    Motor1.6L Turbo, 3 silindir
    Güç261 HP
    Tork360 Nm
    Şanzıman6 ileri manuel
    ÇekişGR-FOUR AWD
    0-100 km/s5.2 saniye
    Ağırlık1.280 kg
    Maksimum Hız230+ km/s (tahmini)

    Toyota’nın Performans Hamlesi Sürüyor

    Toyota, GR Yaris ile sadece bir otomobil sunmakla kalmıyor, aynı zamanda bir sürüş deneyimi vadediyor. Markanın GR (Gazoo Racing) çatısı altında geliştirdiği modeller giderek artıyor. GR Supra ve GR86 gibi modellerin ardından GR Yaris, bu serinin en agresif temsilcilerinden biri olmayı başarıyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Toyota GR Yaris, günlük sürüşten yarış pistine geçiş yapmak isteyen kullanıcılar için biçilmiş kaftan. Dört çeker sistemin sağladığı tutunma, yüksek güç-ağırlık oranı ve manuel şanzıman, bu aracı safkan bir sürüş makinesine dönüştürüyor. Türkiye pazarına giriş yapmasıyla birlikte, performans meraklılarının radarına girmesi kaçınılmaz.

  • Toyota 2020 Yılında GR Supra GT4’ün Satışlarına Başlıyor

    Toyota 2020 Yılında GR Supra GT4’ün Satışlarına Başlıyor

    Toyota Gazoo Racing, GR Supra GT4’ün satışlarına 2020 yılında başlayacağını açıkladı. GT4, global yarış serilerinde yer alacak düşük maliyetli yarış otomobili olarak öne çıkıyor.

    Toyota, motorsporları tutkusunu yeni bir seviyeye taşıyor.
    Markanın yarış departmanı Toyota Gazoo Racing, uzun süredir beklenen yarış otomobili GR Supra GT4’ün satışlarına 2020 yılında başlayacağını resmen duyurdu.

    Bu açıklama, Toyota’nın hem profesyonel hem amatör yarışçılara yönelik daha erişilebilir bir yarış otomobili sunma vizyonunu da güçlendiriyor.


    Cenevre’den Nürburgring’e Uzanan Bir Hikâye

    Toyota, Mart ayında Cenevre Otomobil Fuarı’nda GR Supra GT4 Konseptini ilk kez tanıtmış ve büyük beğeni toplamıştı.
    Ardından Haziran ayında Nürburgring 24 Saat Yarışı’nda sahneye çıkan araç, Toyota Gazoo Racing mühendislerinin test sürecinin bir parçası olarak pistte performans sergiledi.

    Bu süreç, GR Supra GT4’ün hem dayanıklılığını hem de GT4 sınıfına uygun rekabet potansiyelini kanıtlamak açısından büyük önem taşıyor.


    GR Supra GT4: Erişilebilir Yarış Otomobili

    GR Supra GT4, Toyota Gazoo Racing’in ilk global yarış modeli GR Supra temel alınarak geliştirildi.
    Ancak bu versiyon tamamen pist odaklı; aerodinamik, ağırlık ve güvenlik açısından özel olarak optimize edildi.

    GT4 sınıfı, düşük maliyetli yarış araçları segmenti olarak özellikle özel yarış takımları ve amatör pilotlar arasında oldukça popüler.
    Bu nedenle GR Supra GT4, profesyonel pist performansını daha uygun maliyetle deneyimlemek isteyen kullanıcılar için ideal bir seçenek olarak konumlanıyor.


    Teknik Odak Noktaları

    Toyota GR Supra GT4, GR Supra’nın 3.0 litrelik turboşarjlı sıralı altı silindirli motorunu temel alıyor.
    Gazoo Racing mühendisleri bu motoru GT4 regülasyonlarına uygun hale getirirken aynı zamanda:

    • Daha hafif gövde panelleri
    • Geliştirilmiş aerodinamik kit
    • FIA onaylı roll cage
    • Özel yarış süspansiyonu
    • Modifiye edilmiş fren sistemi

    gibi pistte maksimum verimlilik sağlayan özellikler ekledi.

    Aracın performans verileri henüz açıklanmasa da, standart GR Supra’da 340 hp güç üreten motorun GT4 versiyonunda 430 beygire yaklaşması bekleniyor.


    Gazoo Racing’in Global Stratejisi

    Toyota Gazoo Racing son yıllarda Le Mans 24 Saat, WRC ve Dakar Rallisi gibi uluslararası yarışlarda elde ettiği başarılarla dikkat çekiyor.
    Marka, bu tecrübeyi müşteri yarış programları aracılığıyla bireysel takımlara da aktarmayı hedefliyor.

    GR Supra GT4 de bu stratejinin önemli bir parçası.
    Toyota, “daha iyi otomobiller üretme” felsefesi doğrultusunda, yarışlardan elde ettiği geri bildirimleri doğrudan seri üretim modellerine yansıtıyor.

    Gazoo Racing yetkilileri, “GT4 programı sadece yarışçıları değil, geleceğin mühendislerini de yetiştirecek” açıklamasında bulundu.


    GT4 Kategorisi: Büyüyen Bir Arena

    Son yıllarda GT4 kategorisi, dünya çapında hızla büyüyen bir motorsporu sınıfı haline geldi.
    FIA onaylı bu kategori, markaların fabrika destekli ancak müşteri odaklı yarış otomobilleri geliştirmesine olanak tanıyor.

    GT4 araçları; Avrupa GT4 Series, British GT, Blancpain GT World Challenge, Super Taikyu gibi birçok uluslararası organizasyonda yarışabiliyor.
    Bu sayede GR Supra GT4, global pistlerde Porsche Cayman GT4 Clubsport, BMW M4 GT4, Mercedes-AMG GT4 ve McLaren Artura GT4 gibi modellerle rekabet edecek.


    Satış Planı ve Fiyat Bilgileri

    Toyota, GR Supra GT4’ün satış fiyatı, lokasyonu ve teslimat tarihleriyle ilgili detayları 2020 yılı sonunda açıklayacağını bildirdi.
    Ancak beklentiler, aracın 150.000 – 180.000 euro aralığında bir fiyatla satışa sunulacağı yönünde.

    Satışların ilk etapta Japonya, Avrupa ve Kuzey Amerika pazarlarında yapılması planlanıyor.
    Türkiye’de resmi satış veya müşteri takımı desteği konusunda henüz açıklama bulunmuyor; ancak Toyota Türkiye’nin motorsporları ekibi bu konuda gelişmeleri yakından takip ediyor.


    Toyota Gazoo Racing’den Açıklama

    Toyota Gazoo Racing sözcüsü yaptığı açıklamada:

    “GR Supra GT4, sadece bir yarış otomobili değil; müşterilerimizin performans tutkusuna verdiğimiz bir yanıt.
    Hedefimiz, yarıştan gelen tecrübeyi yol otomobillerine taşımak.” dedi.

    Bu açıklama, Toyota’nın motorsporlarını artık bir laboratuvar gibi kullandığını ve teknolojiyi gerçek yarış ortamında test ettiğini gösteriyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Toyota, GR Supra GT4 ile özel yarış otomobili segmentine sağlam bir giriş yapıyor.
    Bu hamle, markanın son yıllarda “sürücü odaklı Toyota” imajını güçlendirme stratejisinin doğal bir uzantısı.

    GT4 versiyonu, GR Supra’nın doğasını saf pist ruhuyla buluşturuyor.
    Ulaşılabilir fiyatı ve yüksek performansı sayesinde, Toyota’nın motorsporları DNA’sını artık herkes deneyimleyebilecek.

    GR Supra GT4, önümüzdeki yıllarda Avrupa ve Asya GT4 şampiyonalarında Toyota adına sıkça adını duyacağımız bir yarış otomobili olacak gibi görünüyor.

     

  • Nissan Qashqai 381,5 Km/s ile Dünyanın En Hızlı SUV Aracı Oldu

    Nissan Qashqai 381,5 Km/s ile Dünyanın En Hızlı SUV Aracı Oldu

    Satışa sunulduğu günden bu yana birçok ödül alan NISSAN Qashqai, 381,5 km/s hıza ulaşarak dünyanın en hızlı SUV’u ünvanına sahip oldu.

    NISSAN’ın sınıfının öncüsü kompakt modeli Qashqai, alışılmışın dışında bir alanda rekor kırarak 381,5 km/s (237 mil/s) ile dünyanın en hızlı SUV’u oldu.

    Uzmanlık alanı NISSAN GT-R modifikasyonu olan Severn Valley Motorsport (SVM) şirketi, alanının dışına çıkarak bir NISSAN Qashqai’yi modifiye etti. Şirket, projeye 2014 yılında NISSAN Qashqai ve NISSAN Gt-R’nin motoru ile başladı ve 3,8 litre hacimli V6 silindirli Biturbo motoru Qashqai’ye adapte etti.  GT-R’de kullanılmak üzere modifiye edilen motor 1.100 HP güç üretiyordu.

    Bu proje kapsamında çalışmalarına devam eden SVM, Nisan 2018’de yeni bir başarıya daha imza attı. SVM, 21 Nisan 2018’de Britanya’nın önde gelen yüksek hızda sürüş etkinliklerinden Vmax200’e özel geliştirdiği Qashqai-R ile 381,5 km/s maksimum hıza ulaşarak Qashqai’yi dünyanın en hızlı SUV’u unvanını kazandırdı.

  • Audi Sport GmbH, Performans Parçaları Üretimine Başlıyor

    Audi Sport GmbH, Performans Parçaları Üretimine Başlıyor

    Audi Sport performans parçaları üretimine başladı. R8 ve TT modelleri için hazırlanan süspansiyon, fren, aero kit ve iç mekan detaylarıyla 2017’ye damga vuruyor.

    Audi, spor otomobil üretimindeki uzmanlığını ve motor sporlarında kazandığı deneyimi şimdi doğrudan müşterilerine sunuyor. Audi Sport performans parçaları, markanın ikonik modelleri R8 ve TT için geliştirildi. Bu adımla birlikte Audi, motorsporları tecrübesini günlük kullanıma aktaran özel bir üretim alanına adım atmış oldu. 2017 yazının sonunda tanıtılan bu yeni ürünler, otomobil severlere hem estetik hem de performans açısından farklı bir dünya sunuyor.

    Daha Özgün, Daha Spor, Daha Hızlı

    Yeni performans parçaları, Audi R8 ve Audi TT serisini bambaşka bir seviyeye taşıyor. Audi Sport performans parçaları, dinamik yol tutuşunu artırırken aynı zamanda sürüş keyfini zirveye çıkarmayı hedefliyor. Bu parçalar arasında süspansiyon sistemleri, fren kitleri, aero paketler ve iç mekan donanımları yer alıyor.

    Serinin ilk olarak Almanya’da satışa sunulduğu duyuruldu. Audi R8 ve Audi TT (TT, TTS ve TT RS) modellerinde kullanılabilecek bu parçalar, ilerleyen süreçte diğer model serilerine de yayılacak.

    Dört Ana Alanda Performans

    Audi Sport Performans Parçaları dört ana kategoride toplandı: süspansiyon, egzoz sistemleri, dış tasarım ve iç mekan. Her bir alanda, motorsporlarından elde edilen bilgi birikimi günlük sürüşe aktarılıyor.

    Süspansiyon ve Frenler:
    Standart fren balatalarına göre çok daha güçlü ve dayanıklı spor balatalar dikkat çekiyor. Ayrıca çelik diskler için uyumlu balatalar ve isteğe bağlı seramik frenler de mevcut. Audi R8’de kullanılan titanyum taşıma plakaları, aracın toplam ağırlığını bir kilogram azaltıyor. Audi TT RS için ise özel fren soğutma kitleri geliştirildi.

    Süspansiyon sistemleri:
    Audi TT ve Audi R8 için 2 veya 3 kademeli yükseklik ayarlı coilover süspansiyonlar sunuluyor. Bu sayede sürüş dinamikleri sürücünün isteğine göre özelleştirilebiliyor.

    Hafiflik ve Dayanıklılık

    Serideki 20 inçlik tamamen frezelenmiş siyah jantlar, Audi R8 ve TT modellerinde ağırlığı önemli ölçüde azaltıyor. Audi TT’de jant başına 7.2 kg, Audi R8’de ise 8 kg hafiflik sağlanıyor. Bu hafiflik, yol tutuşu artırırken motor sporlarından gelen mirası da yollara taşıyor.

    quattro donanımlı TT coupé için geliştirilen arka travers takviyesi, aracın burulmazlığını artırıyor ve viraj performansını iyileştiriyor. TT RS kullanıcıları ise araçlarının maksimum hızını 280 km/s seviyesine çıkarabiliyor.

    Akrapovic İmzası

    Egzoz sistemlerinde ise dünyaca ünlü Akrapovic iş birliği öne çıkıyor. TT RS ve TTS için özel olarak tasarlanan titanyum susturucular, daha dolgun bir ses ve daha hafif bir yapı sunuyor. Bu sayede aracın hem sesi hem de performansı motorsporu ruhunu yansıtıyor.

    Rüzgâr Tünelinde Doğan Aero Kitler

    En dikkat çekici yeniliklerden biri ise Audi’nin rüzgâr tünelinde geliştirdiği Aero kitler. Audi R8 ve TT için hazırlanan bu kitler, ön hava girişleri, yan etekler ve büyük arka kanatla araca çarpıcı bir görünüm kazandırıyor. Ayrıca sürüş sırasında aracın yere basma kuvvetini artırıyor.

    Audi R8 için hazırlanan Aero kit, 330 km/s hızın üzerinde 250 kg’a kadar ek yere basma kuvveti sağlıyor. Audi TT için ise geniş hava menfezli kaput gibi parçalar dikkat çekiyor. Tüm aero parçaları CFRP (karbon fiber takviyeli polimer) malzemeden üretilmiş ve Audi Sport logosuyla süslenmiş.

    İç Mekanda Sportif Dokunuş

    Performans parçaları sadece dış görünüşle sınırlı değil. İç mekanda da sportiflik ön planda. Alcantara kaplı, kırmızı çizgili özel direksiyon, sürücülere motorsporu ruhunu hissettiriyor. Ayrıca TT için geliştirilen CFRP çapraz bağlantı desteği, arka koltukların yerine geçerek 20 kg hafiflik sağlıyor ve aracın burulma direncini artırıyor.

    Geleceğe Açılan Kapı

    Audi Sport GmbH’nin bu adımı, markanın gelecekte performans parçaları alanında da önemli bir oyuncu olacağının sinyalini veriyor. 2017’de başlayan bu üretim, Audi kullanıcılarına kişiselleştirme ve motorsporu ruhunu daha yakından hissetme imkânı sundu.

    Sonuç

    Audi Sport performans parçaları, Audi’nin spor otomobil geleneğini güçlendiriyor. R8 ve TT gibi ikonlara yapılan bu eklemeler, hem tasarım hem de performans açısından kullanıcıları tatmin ediyor. Audi’nin motorsporlarından yollara taşıdığı bu parçalar, geleceğin kişiselleştirilmiş sürüş deneyiminin de habercisi niteliğinde.

     

  • 720 Hp Eşliğinde Açık Hava Konseri: TECHART GTstreet R Cabrio!

    720 Hp Eşliğinde Açık Hava Konseri: TECHART GTstreet R Cabrio!

    TECHART GTstreet R Cabrio, 720 hp güç ve 340 km/s maksimum hız ile açık hava sürüş keyfini zirveye taşıyor.

    Porsche dünyasında modifikasyon ve performans denildiğinde akla gelen en önemli markalardan biri olan TECHART, yeni modeli GTstreet R Cabrio ile sahneye çıkıyor. Porsche 911 Turbo Cabriolet temelli olarak geliştirilen bu özel model, sadece gücüyle değil aynı zamanda tasarımı, aerodinamik yenilikleri ve eşsiz sürüş hissiyle de öne çıkıyor.

    720 Hp’lik Canavar Güç

    TECHART GTstreet R Cabrio’nun en dikkat çeken özelliği elbette kalbinde yatan motor. Standart Porsche 911 Turbo Cabriolet’in sınırlarını zorlayan TECHART mühendisleri, bu modeli tam 720 hp güç ve 920 Nm tork değerine ulaştırmayı başarmış. Bu muazzam güç sayesinde araç, 0-100 km/s hızlanmasını sadece 2.7 saniyede tamamlıyor. Maksimum hız ise tam 340 km/s, yani süper spor otomobil kategorisinin zirvesinde yer alıyor.

    Aerodinamikte Mühendislik Harikası

    Yüksek hızlarda stabilite, süper spor otomobiller için kritik öneme sahiptir. TECHART GTstreet R Cabrio’da kullanılan karbon fiber gövde parçaları ve aerodinamik kit sayesinde araç, 300 km/s hızda 321 kg downforce üreterek yola adeta yapışıyor. Bu değer, sürücüsüne yalnızca güvenlik değil aynı zamanda performans anlamında da büyük bir avantaj sağlıyor.

    Aracın ön tamponu, yan etekleri, arka difüzörü ve aktif arka kanadı tamamen aerodinamik verimliliği artıracak şekilde tasarlanmış. Bu detaylar, otomobilin yalnızca pistte değil, günlük kullanımda da güvenli ve dengeli bir sürüş sunmasını mümkün kılıyor.

    Lastik ve Jant Kombinasyonu

    Bir otomobilin yola aktardığı güç, lastik ve jant kombinasyonuyla doğrudan bağlantılıdır. TECHART, GTstreet R Cabrio’da Formula IV jant modelini tercih etmiş. Önde 265/30 ZR 21, arkada ise 325/25 ZR 21 ebatlarındaki lastikler kullanılmış. Bu geniş tabanlı lastikler, aracın 720 hp’lik dev gücünü yola en verimli şekilde aktarmasına yardımcı oluyor.

    Kabinde Lüks ve Sportiflik

    GTstreet R Cabrio’nun iç mekanı, dış tasarımı kadar etkileyici. Kabinde kullanılan özel deri döşemeler, kontrast dikişler ve karbon fiber detaylar, otomobilin sportif ruhunu yansıtıyor. Sürücü odaklı kokpit tasarımı, ergonomi ile şıklığı buluştururken yolculara da eşsiz bir konfor sunuyor.

    Özel sipariş kapsamında iç mekanda kişiselleştirme seçenekleri de bulunuyor. İstenirse özel dikişler, renk kombinasyonları ve malzeme tercihlerine göre araç tamamen sahibinin zevkine göre şekillendirilebiliyor.

    Performansın Yanında Güvenlik

    TECHART GTstreet R Cabrio, yalnızca hız için tasarlanmamış; aynı zamanda güvenliği de en üst seviyeye taşıyor. Porsche’nin sunduğu standart güvenlik sistemlerine ek olarak TECHART’ın geliştirdiği aerodinamik çözümler, yüksek hızlarda maksimum denge sağlıyor. Ayrıca gelişmiş fren sistemi sayesinde 720 hp’lik bu dev güç güvenle kontrol altına alınabiliyor.

    Açık Havada Adrenalin Dolu Bir Konser

    Cabrio formu sayesinde sürücüsüne yalnızca hız değil, aynı zamanda özgürlüğün tadını da yaşatan GTstreet R, adeta bir açık hava konseri gibi. Motorun her gaz tepkisi, rüzgarın sesiyle birleşerek sürücüsüne eşsiz bir atmosfer sunuyor. Özellikle şehir dışı sürüşlerde veya pist deneyimlerinde bu his, otomobil tutkunları için unutulmaz bir deneyim haline geliyor.

    TECHART’ın DNA’sı: Farklılık

    TECHART, her zaman Porsche modellerini daha özel ve daha kişisel hale getirmesiyle tanınır. GTstreet R Cabrio da bu anlayışın en uç örneklerinden biri. Markanın mühendisleri, estetik ve performansı birleştirerek yalnızca bir otomobil değil, adeta bir sanat eseri ortaya çıkarmış.

    Bu model, yalnızca hız ve güç tutkunları için değil, aynı zamanda tasarım ve detaylara önem veren otomobil meraklıları için de büyük bir cazibe merkezi.

    Pistte ve Yolda Kusursuz

    GTstreet R Cabrio, sadece pist için değil aynı zamanda günlük kullanım için de optimize edilmiş. Sürüş modları sayesinde kullanıcı, aracın karakterini kendi ihtiyaçlarına göre şekillendirebiliyor. İster şehir trafiğinde konforlu bir sürüş, ister pistte limitleri zorlayan performans… Bu otomobil her ikisini de fazlasıyla sunabiliyor.

    Piston Kafalar Yorumu

    TECHART GTstreet R Cabrio, açık hava sürüş keyfini zirveye çıkaran, performansı ve tasarımıyla nefes kesen bir model. 720 hp’lik gücü, agresif tasarımı ve cabrio formu ile tam anlamıyla “özgürlüğün en hızlı hali”. Sizce böyle bir otomobil günlük kullanım için mi, yoksa sadece pistte limitleri zorlamak için mi tercih edilmeli?

     

     

  • Volvo’dan Limitli Üretim Polestar’lar!

    Volvo’dan Limitli Üretim Polestar’lar!

    2017 model Volvo S 60 ve V 60 Polestar modelleri geçen yılda 2 silindir kaybına uğramıştı ama onlar önceki versiyonun 345 PS gücüne karşı şuanda 2.0 litre çift turbo şarjlı 367 PS Drive-E teknolojisine sahip.

    Bir önceki versiyonda 3.0 lire 6 silindir turbo şarjlı motorda tork 470 Nm iken 370 Nm değerine düşmüş. Ekstra güç ile birlikte S 60’ın 0-100 hızlanması 4.4 iken, V60’ın ise 4.5 saniye olarak ölçülmüş. Her iki modelse geçen senelerdeki modellerinden saniyelerce hızlı olduğunu söylemek gerek. Son hız ise 250 km/s ile sınırlandırılmış. S60 ve V60 da bulunan standart çift turbo şarjlı Drive-E 302 PS ve 400 Nm tork güce sahip. Ekstra güce ihtiyaç duyanlar için, Polestar büyük bir turbo, yeni bağlantı çubukları, farklı şanzımanlar, büyük bir hava girişi ve yüksek kapasiteli yakıt pompası kullanıyor.

    Firma aynı zamanda 6 kademeli otomatik şanzımanlı önceki versiyona oranla 8 kademeli otomatik şanzıman kullanıyor. Değişmeyen tek şey ise all-wheel drive seçeneği.

    Güç takviyesine ek olarak, her iki modelin de ağırlığı düşürülmüş. Artı olarak, Polestar modelleri güç kontrolü için yeni Brembo frenler kullanmış. Ne yazık ki, bir Polestar versiyonu satın almak çokta kolay olmayabilir. Volvo, geçen yıl 1.500 adet üretmeyi hedeflerken 750 adet üretmiş. Muhtemelen bu yılki satılacak Polestar’lar 265 adet ile sınırlı kalacak. Bu iki model önümüzdeki yaz satışa hazır olacak ama fiyat politikası olarak henüz belirgin bir etiket yok.

    Haber: Soner ÜNLÜER

     
  • Klasik Mercedes’e 2JZ Toyota Supra Motorlu Japon Dopingi!

    Klasik Mercedes’e 2JZ Toyota Supra Motorlu Japon Dopingi!

    Klasik Mercedes 240D, 2JZ Toyota Supra motoruyla yeniden doğdu. 400 PS gücündeki swap proje, otomobil tutkunlarının ilgisini çekiyor!

    Klasik Mercedes 2JZ Toyota Supra Motor ile Yeniden Doğuyor

    Otomobil dünyası zaman zaman sıra dışı projelere sahne olur. Bu projelerden biri de hiç şüphesiz Klasik Mercedes 2JZ Toyota Supra motor uyarlaması. İlk duyulduğunda birçok kişiye imkânsız gibi gelse de, 1974 model Mercedes W114/W115 kasa 240D’nin içine 400 PS gücünde efsanevi 2JZ motoru yerleştirmek, otomobil tutkunları için adeta bir rüya oldu.

    Dönemin koşullarında kimse böyle bir motor takasını hayal edemezdi. Ancak aradan geçen 40 yılın ardından, yaşlanan ve adeta emeklilik günlerini yaşayan bu klasik Mercedes yeniden hayata döndü. Bu ilginç hikâyenin kahramanı ise Rob Bailey adındaki otomobil tutkunu oldu.


    Projenin İlk Adımı: Klasik Mercedes’in Keşfi

    New Jersey’de terk edilmiş bir yerde keşfedilen Mercedes 240D, aslında orijinal dizel motoruyla sıradan bir klasik olarak duruyordu. Ancak Rob Bailey, bu otomobile farklı bir ruh kazandırmak istedi. Onun aklında, Japon mühendisliğinin efsanevi ürünü olan 2JZ Toyota Supra motor vardı.

    2JZ VVTi çift turbo beslemeli bu motor, Supra tutkunlarının yıllardır hayranlıkla andığı bir güç kaynağı. Dayanıklılığı, modifikasyona açıklığı ve yüksek beygir üretme kapasitesiyle bilinen bu motor, klasik Mercedes’in kaputunun altına girdiğinde ortaya benzersiz bir kombinasyon çıkacaktı.


    Ustanın Dokunuşu: Bill Peron ve Swap Süreci

    Rob Bailey, bu çılgın fikri hayata geçirmek için aracı Bill Peron’a teslim etti. Başlangıçta “Mercedes’e 2JZ mi takılır?” sorusu akıllarda dolaşsa da, Bill Peron projeye el attı. Motorun boyutları orijinal dizel motora kıyasla daha uzun olduğu için bazı kesme ve kaynak işlemleri yapıldı. Şasiye uygun yerleşim sağlanarak motor başarıyla monte edildi.

    Bill’in ifadesine göre, aracın radyatör sistemi tamamen yenilenmedi. Bunun yerine daha küçük bir Honda radyatörü kullanıldı. Intercooler ise öne mümkün olduğunca uzak şekilde yerleştirildi. Aracın 5 vitesli W58 otomatik şanzımanı, küçük uyarlamalarla 2JZ motoruna entegre edildi. Ayrıca iki parçalı eski şaftın yerine tek parçalı ve daha güçlü bir şaft monte edildi.


    Mekanik ve Görsel Dokunuşlar

    Projede yalnızca motor swap işlemi yapılmadı. Motor bloğu, turbo ve diğer parçalar siyaha boyanarak görsel olarak da uyum sağlandı. Mercedes’in bağımsız süspansiyon sistemi ve viraj denge çubukları yenilendi. Daha sportif yaylar ve amortisörler takıldı. Böylece aracın sürüş dinamikleri de motor gücüne uygun hale getirildi.

    Toplamda 15 hafta süren bu proje, adım adım bir yeniden doğuş hikâyesi oldu. Aracın dış tasarımı klasik Mercedes çizgilerini korusa da, kaputun altında bambaşka bir dünya yatıyor.


    Efsanenin Günlük Hayattaki Hali

    Bill Peron, sürecin ardından yaşadığı deneyimi şu sözlerle özetliyor:
    “Evet, çok fazla uyumadım ama her anına değdi. Cuma günleri öğlen yemeklerinde bu aracı Çin büfesine götürüyoruz. İnsanların şaşkın bakışları ve aracın yarattığı ilgi, tüm emeğimizi haklı çıkarıyor.”

    Bu sözler, aslında projenin ruhunu da yansıtıyor. Klasik Mercedes 2JZ Toyota Supra motor uyarlaması yalnızca teknik bir başarı değil, aynı zamanda otomobil kültürünün yaratıcılığına bir selam niteliğinde.


    Neden Bu Kadar İlgi Çekiyor?

    Mercedes gibi Alman disiplinini yansıtan bir markanın, Japon otomobil dünyasının simgesi olan 2JZ motorla buluşması otomobil severler için olağanüstü bir deneyim. İki farklı kültürün mühendisliği aynı araçta birleşerek hem nostaljik bir görünüm hem de modern bir performans sunuyor.

    Bu tür projeler otomobil tutkunlarına, “İmkânsız diye bir şey yoktur” mesajını veriyor. Özellikle 2JZ motor swap kültürü, dünya genelinde birçok klasik aracın yeniden hayat bulmasına öncülük ediyor.


    Benzer Projelere İlham Kaynağı

    Bugün otomobil dünyasında birçok klasik araç, farklı motor swap projeleriyle yeniden canlandırılıyor. Özellikle Nissan Skyline, Mazda RX-7 ve Toyota Supra gibi Japon performans ikonlarının motorları, Avrupa ve Amerikan klasiklerine entegre ediliyor.

    Bu noktada Klasik Mercedes 2JZ Toyota Supra motor projesi, gelecekte yapılacak diğer çılgın projelere de ilham veriyor. Her ne kadar orijinalliği seven klasik otomobil koleksiyonerleri bu tür projelere mesafeli yaklaşsa da, modifikasyon kültürü için bu tarz yapılar eşsiz değer taşıyor.


    Sonuç: Klasik ile Modernin Evliliği

    Kısacası, 1974 model Mercedes 240D’nin 2JZ motor ile buluşması otomobil tarihine geçen özel bir proje oldu. Hem görsel sadeliğini koruyan hem de modern performansla harmanlanan bu araç, adeta iki farklı dünyanın evliliğini temsil ediyor.

    Gücüyle, hikâyesiyle ve sahibinin tutkusu ile bu proje; otomobil tutkunlarının uzun yıllar konuşacağı efsanelerden biri olacak.


    📌 Piston Kafalar Yorumu

    “Bu tür projeler bize otomobil kültürünün yaratıcılığını gösteriyor. Siz olsanız klasik aracınıza hangi motoru swaplardınız? Yorumlarda konuşalım 🚗🔥”

    Haber: Soner ÜNLÜER
  • Vossen Kostümlü BMW 5 Serisi Touring

    Vossen Kostümlü BMW 5 Serisi Touring

    Station Wagon otomobiller, halk arasında uzun kasa olarak anılır ve tasarım yapıları gereği, tavan hattı aracın arka kısmına kadar uzanarak hem taşıma kapasitesini hem de kullanım pratikliğini artırır. Bu tür otomobillerin kökeni, Amerikan İngilizcesinde “Station” (istasyon), Britanya İngilizcesinde ise “Estate” (malikane) olarak adlandırılmalarına dayanır. Farklı otomobil üreticileri bu gövde tipine kendi marka kimliklerine uygun isimler verirken, Mercedes-Benz “Estate”, Skoda “Combi”, Opel “Sports Tourer” gibi adlandırmalar kullanır. BMW ise bu segmentteki modellerini Touring ismiyle tanımlar.


    Touring Geleneği ve BMW’nin Station Wagon Yorumu

    BMW’nin Touring modelleri, markanın sportif sürüş karakterini korurken daha geniş bagaj hacmi ve aile dostu kullanım avantajları sunar. Özellikle BMW 5 Serisi Touring, hem konfor hem performans arayan geniş ailelerin favori tercihlerinden biri olmuştur. Bu otomobiller, uzun yol sürüşlerinde sunduğu yüksek stabilite, geniş yükleme kapasitesi ve lüks donanım seçenekleri ile dikkat çeker.

    Performans cephesinde ise Audi RS6 Avant gibi iddialı rakipler, Station Wagon gövde tipinin sadece aile aracı olmadığını; aynı zamanda süper otomobil düzeyinde hız ve güç sunabileceğini kanıtlamıştır. BMW ise bu alanda M Performance versiyonları ve Alpina işbirlikleri ile kendine özgü bir denge kurar.


    F11 Kasa Kodu ve Tasarım Dili

    2011 yılından itibaren üretilen F11 kasa kodlu BMW 5 Serisi Touring, dinamik çizgileri, güçlü duruşu ve aerodinamik gövdesi ile sınıfında modern bir standart belirledi. BMW’nin imzası haline gelen çift böbrek ızgara, uzun kaput, geriye doğru uzanan tavan çizgisi ve güçlü arka çamurluk formu bu modelin karakteristik özellikleri arasında yer alır.

    Standart versiyonlar dahi güçlü bir görsel etkiye sahipken, Vossen Wheels gibi premium jant üreticilerinin dokunuşları bu otomobili bambaşka bir seviyeye taşır.


    Vossen Dokunuşu – 22” CVT Serisi Jantlar

    Bu özel F11 Touring modelinde en dikkat çekici değişimlerden biri, Vossen 22” CVT Serisi jantlar.
    Vossen’in CVT serisi, döner hareket hissini artıran konik çift kollu tasarımı ile ünlüdür. Jantlar, aracın dinamik yapısını desteklemenin yanı sıra estetik anlamda da Touring gövdeye sportif bir zarafet katar. 22 inçlik çap, araca hem görsel ağırlık hem de performans hissi kazandırır.

    Vossen jantların üretim süreci, yüksek kaliteli alaşım malzemeler ve hassas CNC işleme teknikleri ile gerçekleştirilir. Bu sayede hem dayanıklılık hem de hafiflik sağlanır. Büyük jantlarla birlikte kullanılan düşük yanaklı lastikler, otomobilin yol tutuş kabiliyetini artırırken, sportif bir sürüş hissi sunar.


    Karbon Fiber Dokunuşlar

    Bu modifiye BMW 5 Serisi Touring’de dikkat çeken bir diğer unsur, karbon fiber detaylar.
    Dış gövdede ön splitter, yan etekler, ayna kapakları ve arka difüzörde kullanılan karbon fiber parçalar, hem aerodinamik katkı sağlar hem de aracın premium görünümünü güçlendirir. Karbon fiber malzeme, hafifliği ve mukavemeti ile motorsporlarından günlük otomobillere taşınan en değerli teknolojilerden biridir.


    İç Mekânda Karbon Fiber Lüksü

    Vossen jantların tamamladığı dış tasarımın yanında, bu BMW 5 Serisi Touring’in iç mekânında da karbon fiber dokunuşlar öne çıkar. Kapı içleri, orta konsol ve direksiyon çevresinde kullanılan karbon fiber trimler, kokpite sportif bir hava katar.

    BMW’nin standart olarak sunduğu yüksek kaliteli deri döşemeler, ergonomik koltuk tasarımı ve sürücü odaklı yerleşim, bu karbon detaylarla birleştiğinde hem lüks hem sportif bir atmosfer yaratır.


    Performans Cephesi

    Bu özel modifikasyonda motor tarafında büyük çaplı bir güç artırımı yapılmamış olsa da, BMW 5 Serisi Touring’in standart motor seçenekleri dahi etkileyicidir. F11 kasada sunulan dizel ve benzinli motorlar, 520d’den 550i’ye kadar uzanan geniş bir yelpazeye sahiptir. xDrive dört tekerlekten çekiş sistemi opsiyonu, her hava koşulunda güvenli ve dengeli bir sürüş sağlar.

    Touring gövde tipinin sağladığı ekstra ağırlığa rağmen BMW mühendisliği sayesinde araç, virajlarda güven verici bir denge sunar.


    Touring Kültürünün Geleceği

    Station Wagon otomobiller, SUV’ların yükselişi ile bazı pazarlarda popülaritesini kaybetse de, Avrupa’da hâlâ önemli bir müşteri kitlesine sahiptir. Özellikle performans odaklı Station Wagon modelleri, aile kullanımına uygun olmalarının yanı sıra pist günlerinde bile keyif veren sürüşler sunar.

    Vossen gibi markalar ise bu gövde tipini estetik anlamda güncel ve çekici kılmaya devam ediyor. BMW 5 Serisi Touring gibi modeller, doğru modifikasyonlarla hem şık bir şehir otomobili hem de uzun yol canavarı olabiliyor.


    Sonuç

    Vossen kostümlü BMW 5 Serisi Touring, Station Wagon gövde tipinin ne kadar şık, sportif ve prestijli olabileceğini gözler önüne seriyor. 22” CVT serisi jantlar ve karbon fiber detaylar, BMW’nin zarif Touring gövdesini adeta bir sanat eserine dönüştürmüş.
    Hem ailelerin konfor beklentilerini hem de otomobil tutkunlarının performans arayışını karşılayabilecek bu modifiye, otomobil kültürü ile estetiğin kusursuz birleşimi olarak öne çıkıyor.

     

  • Volvo Cars Polestar’ın Tamamını Satın Aldı

    Volvo Cars Polestar’ın Tamamını Satın Aldı

    Volvo Cars, otomotiv dünyasında performans ve elektrifikasyon konularında yeni bir sayfa açacak önemli bir adım attı. Marka, uzun yıllardır ortak projeler yürüttüğü Polestar’ın tamamını satın aldı. Bu stratejik hamle, Volvo’nun yeni nesil yüksek performanslı otomobillerinde çift motorlu elektrifikasyon teknolojisi geliştirmesini ve uygulamasını hızlandıracak.


    Elektrifikasyon Vizyonu Güçleniyor

    Volvo Cars, Avrupa’nın en büyük elektrikli hibrit otomobil üreticisi olarak halihazırda elektrifikasyon teknolojilerinde lider konumda. Şirket, otomotiv sektöründe hem güçlü hem de çevre dostu hibrit motorlar geliştirmesiyle tanınıyor. Polestar’ın tamamen Volvo çatısı altına girmesi, bu teknolojilerin daha da ileri taşınmasının önünü açıyor.

    Volvo’nun amacı, performans ve sürdürülebilirliği aynı potada eriten yeni nesil araçlar geliştirmek. Bu hedef doğrultusunda çift motorlu hibrit sistemler, elektrik motoru ile içten yanmalı motorun uyum içinde çalışmasını sağlayarak hem yüksek güç hem de düşük emisyon sunacak.


    Volvo-Polestar Ortaklığının Kökleri

    Volvo ve Polestar’ın ilişkisi 1996 yılına kadar uzanıyor. İlk olarak motor sporlarında başlayan işbirliği, zamanla ticari modellere de yansıdı. Özellikle son yıllarda geliştirilen V60 Polestar ve S60 Polestar modelleri, markanın yüksek performansla konforu birleştirme vizyonunun somut örnekleri oldu.

    Volvo Cars Başkanı ve CEO’su Hakan Samuelsson, bu satın almanın önemini şu sözlerle vurguluyor:

    “Bir Volvo Polestar kullanmak müthiş bir deneyim. Yüksek performanslı otomobillerimize Polestar ismini vermeye ve Volvo’nun tüm kaynaklarıyla Polestar’ı destekleyerek daha fazla Volvo sürücüsüne bu deneyimi yaşatmaya karar verdik.”


    Satış ve Üretim Planları

    Volvo Cars, 2015 yılında küresel ölçekte 750 adet V60 ve S60 Polestar versiyonu satmayı hedefliyor. Şirketin orta vadeli planlarında ise bu satışların yıllık 1000 ila 1500 adet artması bulunuyor.

    Bununla birlikte Volvo, mevcut model gamına özel Polestar performans optimizasyon kitleri satışıyla da gelir elde etmeye devam edecek. Bu kitler, standart Volvo modellerinin motor performansını artırmayı hedefliyor.


    Polestar Markasının Kapsamı

    Polestar markası artık sadece özel üretim performanslı modelleri değil, aynı zamanda Volvo’nun global satış ağında sunulan performans aksesuarlarını da kapsayacak. Volvo Cars’ın tam kontrolüne geçen Polestar, yeni modellerin geliştirilmesinde daha etkin bir rol oynayacak.

    Bu satın alma, Volvo’nun elektrikli ve hibrit araçlar konusundaki liderliğini güçlendirirken, markanın “geleceğin performans otomobili” vizyonunu da hızlandıracak.


    Satın Alma Detayları ve Organizasyon Yapısı

    Satın almanın finansal ayrıntıları açıklanmadı. Ancak mevcut Polestar Performance çalışanlarının tamamı Volvo bünyesine katılacak. Öte yandan, Polestar’ın yarış bölümü bu satışın dışında tutuldu.

    Polestar yarış takımı, eski sahibi Christian Dahl’ın yönetiminde faaliyetlerine devam edecek ve ismi yenilenecek. Dahl, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

    “Volvo’nun geliştirmiş olduğu performans işinden inanılmaz memnunuz, ancak biz öncelikle bir yarış takımıyız. Bu yeni gelişme bizim ana işimize odaklanmamız – Volvo otomobiller geliştirmek ve yarışmak – için önemli bir fırsat.”


    Volvo Polestar ve Elektrikli Gelecek

    Volvo Cars’ın Polestar’ı tamamen bünyesine katması, markanın elektrikli performans otomobilleri alanında küresel ölçekte daha agresif bir strateji izlemesini sağlayacak. Polestar’ın mühendislik uzmanlığı, Volvo’nun elektrikli motorlar, batarya teknolojileri ve hafif malzemeler konusundaki Ar-Ge çalışmalarıyla birleşerek yeni nesil yüksek performanslı hibrit ve tam elektrikli modellerin önünü açacak.

    Bu strateji, aynı zamanda Volvo’nun sıfır emisyon vizyonu ile uyumlu. Marka, önümüzdeki yıllarda ürün gamındaki tüm modellerde elektrikli versiyonlar sunmayı planlıyor. Polestar teknolojisi, bu sürecin en önemli yapı taşlarından biri olacak.


    Polestar Performans Kitleri ile Güçlü Volvo’lar

    Polestar, yalnızca özel üretim otomobiller değil, aynı zamanda mevcut Volvo modellerine yönelik performans optimizasyon kitleri ile de biliniyor. Bu kitler, motor gücünü artırırken yakıt verimliliğini ve emisyon değerlerini koruyor.

    Volvo Cars, satın alma sonrası bu performans kitlerinin küresel pazarlarda daha yaygın şekilde sunulacağını belirtiyor. Böylece Volvo sahipleri, araçlarını tamamen değiştirmeden daha yüksek performans deneyimi yaşayabilecekler.


    Motor Sporlarından Yola Çıkan Bir Başarı Hikayesi

    Polestar’ın hikayesi, motor sporlarındaki başarılarla başladı. Volvo ile birlikte çeşitli şampiyonalarda yarışan Polestar, zamanla pist deneyimlerini yola taşıyan otomobiller geliştirmeye başladı. Bu sayede markanın adı, yüksek performans, güvenlik ve sağlamlık kavramlarıyla özdeşleşti.

    Volvo Cars’ın bu satın alma ile amacı, Polestar’ın yarış ruhunu ve mühendislik kalitesini, geniş kitlelere ulaşacak yeni modellerle buluşturmak.


    Sonuç: Volvo Polestar ile Yeni Bir Dönem

    Volvo Cars’ın Polestar’ı tamamen satın alması, sadece bir marka birleşmesi değil, aynı zamanda yüksek performanslı, elektrikli geleceğin temel taşlarından biri olarak görülüyor. Volvo’nun güvenlik ve konfor konusundaki başarısı, Polestar’ın performans ve motor sporları tecrübesiyle birleşerek otomotiv dünyasında yeni bir standart oluşturabilir.

    Bu stratejik hamle, önümüzdeki yıllarda hem Volvo hem de Polestar isimlerinin çok daha fazla elektrikli ve hibrit yüksek performanslı modelde birlikte anılacağını gösteriyor.