Kategori: Piston Finans

  • Doğuş Otomotiv, Girişim Sermayesine Adım Attı: SPK “D-Venture” Fonunu Onayladı

    Doğuş Otomotiv, Girişim Sermayesine Adım Attı: SPK “D-Venture” Fonunu Onayladı

    Doğuş Otomotiv, SPK onaylı “D-Venture” girişim sermayesi fonuna yatırımcı olarak katıldı. Mobilite, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik odaklı girişimler desteklenecek.

    Doğuş Otomotiv, girişim sermayesinde yeni bir dönemi başlattı

    Doğuş Otomotiv, otomotiv sektörünün geleceğini şekillendiren teknolojilere doğrudan yatırım yapmak için stratejik bir adım attı. Şirketin yatırımcı olarak katılma kararı aldığı girişim sermayesi fonu, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından “Rota Portföy Yönetimi A.Ş. D-Venture Fon Sepeti Girişim Sermayesi Yatırım Fonu” unvanıyla resmen onaylandı.

    Bu karar, Doğuş Otomotiv’in mobilite ve ileri teknoloji odaklı geleceğe yönelik pozisyonunu güçlendirirken, şirketin uzun vadeli büyüme stratejisinde girişim ekosistemiyle entegre olma hedefini de ortaya koyuyor.

    📲 Artık Haberler Size Gelsin
    PistonKafalar’ın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler anında cebinize düşsün.

    Otomobil & Motosiklet Akışı (Hızlı Bildirimler) | KatılWhatsApp
    YouTube Test Sürüşleri & İncelemeler | İzleYouTube

    📩 İşbirliği ve reklam teklifleri için:
    info@pistonkafalar.com üzerinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.

    Fonun odağı: Mobilite teknolojileri, yapay zekâ ve sürdürülebilirlik

    Şirket tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda yapılan açıklamaya göre fon:

    • Mobilite çözümleri
    • Bağlantılı araç teknolojileri
    • Akıllı lojistik
    • Sürdürülebilirlik uygulamaları
    • Veri ve yapay zekâ tabanlı iş modelleri

    gibi stratejik alanlardaki girişimlere yatırım yapacak.

    Doğuş Otomotiv Kurumsal İletişim ve Dijital Dönüşüm Genel Müdürü Koray Bebekoğlu, fonun şirketin yenilikçi ekosistemlere erişimini artıracak kritik bir araç olduğunu belirterek, girişimlere sağlanacak desteğin otomotiv değer zincirinin dönüşümünde önemli etkiler yaratacağını vurguladı.


    Neden önemli? Sektörde stratejik bir kırılım noktası

    Elektrikli araçlar (EV), otonomi, yazılım tabanlı araç platformları ve mobilite servislerinin yükselişi, otomotiv şirketlerini klasik distribütör modelinin ötesinde bir konumlanmaya zorluyor.

    Doğuş Otomotiv girişim sermayesi adımıyla:

    • Yeni teknolojilere erken erişim sağlayacak
    • Sektördeki dönüşümde aktif güç olacak
    • Mobilite odaklı yeni iş modellerini destekleyecek
    • Teknoloji girişimleriyle daha yakın bir inovasyon ağı kuracak

    Bu hamle, otomotiv sektörünün geleceğinde sermaye desteğinin kritik rol oynadığını gösteriyor.


    Yatırım tutarı ve fon yapısı nasıl olacak?

    Fonun büyüklüğü ve yatırım aralığı mevzuat çerçevesinde şekillenecek olsa da, Doğuş Otomotiv’in bu fon için ayırdığı kaynak şirketin uzun vadeli finansal stratejisi ile uyumlu olacak.

    Fon, bir “fon sepeti” yapısında olduğu için yatırım riskleri farklı sektör ve girişimlere dağıtılarak optimize edilecek.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Otomotiv sektöründe artık sadece araç üretmek ya da satmak yeterli değil; yazılım, mobilite servisleri, enerji çözümleri ve veri teknolojileri yeni rekabet alanı. Doğuş Otomotiv’in girişim sermayesine resmi adım atması, Türkiye’den global inovasyon yarışına güçlü bir temsilci daha katıldığı anlamına geliyor.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇




  • Türkiye İhracatında Taşıma Lideri Deniz Yolu Oldu: İlk 10 Ayda Pay %56’ya Ulaştı

    Türkiye İhracatında Taşıma Lideri Deniz Yolu Oldu: İlk 10 Ayda Pay %56’ya Ulaştı

    Türkiye’nin 2025 Ocak–Ekim ihracatında deniz yolu %56 payla ilk sırada yer aldı. Kara, hava ve demir yolundaki güncel dağılım Piston Finans’ta.

    Deniz yolu taşımacılığının payı %56’ya çıktı

    2025’ün ilk 10 ayında gemilerle taşınan ihracat 126,37 milyar dolara yükseldi. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre %5 artış gösterdi. Böylece deniz yolu, toplam ihracatın %56’sını tek başına üstlenmiş oldu.

    📲 Artık Haberler Size Gelsin
    PistonKafalar’ın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler anında cebinize düşsün.

    Otomobil & Motosiklet Akışı (Hızlı Bildirimler) | KatılWhatsApp
    YouTube Test Sürüşleri & İncelemeler | İzleYouTube

    📩 İşbirliği ve reklam teklifleri için:
    info@pistonkafalar.com üzerinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.

    Kara yolu ikinci sırada

    Aynı dönemde, Türkiye’nin kara yolu üzerinden gerçekleştirdiği ihracat 71,96 milyar dolar olarak kaydedildi. Bu yöntem toplam ihracat içinde %32,1 pay aldı. Kara yolu ihracatı yıllık bazda %0,6’lık sınırlı bir artış gösterdi.

    Hava yolu ihracatında çift haneli yükseliş

    Hava taşımacılığı ihracatta güçlü bir ivme kazandı. 2023’ün ilk 10 ayında 21,04 milyar dolar olan hava yolu ihracatı, %10,2 artarak 23,2 milyar dolara çıktı.

    Demir yolu taşımacılığı da arttı

    Trenlerle yapılan ihracat geçen yıl 1,54 milyar dolarken bu yıl aynı dönemde %1,7 artışla 1,57 milyar dolara yükseldi. Diğer taşımacılık yöntemlerinin toplam değeri ise 1,4 milyar dolar oldu.

    İthalatta da lider deniz yolu

    2025 Ocak–Ekim döneminde Türkiye’nin 299,1 milyar dolarlık ithalatının en büyük kısmı yine deniz yoluyla gerçekleşti.

    • Deniz yolu: 161,2 milyar dolar
    • Kara yolu: 56,7 milyar dolar
    • Hava yolu: 43,4 milyar dolar
    • Demir yolu: 2,7 milyar dolar
    • Diğer yöntemler: 35 milyar dolara yakın

    Finansal haberlerimize PİSTON FİNANS bölümünden ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Türkiye’nin lojistik tercihleri netleşiyor: deniz yolu, düşük maliyet ve yüksek kapasite avantajıyla dış ticaretin omurgası olmaya devam ediyor. Kara yolu ağırlığını korurken, hava yolundaki çift haneli artış enerji taşımacılığı ve yüksek değerli ürünlerdeki hareketliliğe işaret ediyor. 2026’ya girerken lojistik maliyetler, navlun fiyatları ve küresel rota değişiklikleri Türkiye’nin dış ticaret dağılımını belirleyecek temel değişkenler olacak.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇

  • Türkiye İhracat Verileri: 46 İl İlk 10 Ayda Artış Kaydetti

    Türkiye İhracat Verileri: 46 İl İlk 10 Ayda Artış Kaydetti

    Türkiye ihracat verileri açıklandı. Ocak-Ekim döneminde 46 il ihracatını artırırken 29 il 1 milyar dolar eşiğini aştı. İstanbul, Kocaeli ve İzmir ilk sırada.

    Türkiye ihracat verileri ekonominin bölgesel görünümünü güçlendirdi

    Ticaret Bakanlığı, Türkiye ihracat verileri kapsamında ekim ayı ve yılın ilk 10 aylık dönemine ait faaliyet illerine göre dış satım istatistiklerini paylaştı. Açıklanan tablo, hem genel ekonomik performans hem de bölgesel dinamizmin altını çizen önemli bir görünüm sunuyor.

    Verilere göre Türkiye’de 29 il, ocak–ekim döneminde 1 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirdi. Bu dönemde toplam 46 il ihracatını artırmayı başardı, bu da ülke geneline yayılan olumlu bir momentum olduğunu gösteriyor.

    Türkiye ihracat verileri içinde özellikle büyük sanayi kentlerinin performansı dikkat çekti.


    📲 Artık Haberler Size Gelsin
    PistonKafalar’ın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler anında cebinize düşsün.

    Otomobil & Motosiklet Akışı (Hızlı Bildirimler) | KatılWhatsApp
    YouTube Test Sürüşleri & İncelemeler | İzleYouTube

    📩 İşbirliği ve reklam teklifleri için:
    info@pistonkafalar.com üzerinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.

    İstanbul, Kocaeli ve İzmir ihracatın lideri

    Ekim ayında İstanbul, 4 milyar 859 milyon dolarlık dış satımla Türkiye’nin ihracat merkezi olmaya devam etti. Geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,1’lik bir düşüş yaşansa da şehrin toplam ihracat hacmi hâlâ diğer illerin oldukça üzerinde.

    İstanbul’un sektör bazlı ihracat tablosu

    İstanbul ihracatında ilk üç sektör şöyle sıralandı:

    • Kıymetli veya yarı kıymetli taşlar: 793 milyon 422 bin dolar
    • Kazanlar ve makineler: 521 milyon 809 bin dolar
    • Örme giyim ve aksesuarları: 514 milyon 124 bin dolar

    Bu tablo, İstanbul’un hem mücevherat hem de tekstil–konfeksiyon tarafındaki güçlü geleneksel hacmini koruduğunu gösteriyor.

    Kocaeli otomotiv ihracatında öne çıktı

    Türkiye ihracat verileri içinde Kocaeli, 3 milyar 19 milyon dolarlık ihracat ile ekim ayında ikinci sırada yer aldı. Kent ihracatını yüzde 6,7 artırarak pozitif ivmesini sürdürdü.

    Kocaeli’nin lider sektörleri:

    • Motorlu kara taşıtları: 1 milyar 132 milyon dolar
    • Elektrikli makine ve cihazlar: 285 milyon 138 bin dolar
    • Mineral yakıtlar–yağlar: 212 milyon 352 bin dolar

    Kocaeli, Türkiye’nin otomotiv üretiminin ve yan sanayinin en yoğun bulunduğu bölgesi olmasıyla bu performansı istikrarlı şekilde sürdürüyor.

    İzmir mineral ürünlerde güçlü

    İzmir’in ekim ayı dış satımı 1 milyar 929 milyon dolar oldu ve ihracatını yüzde 9,9 artırdı.
    Kent ihracatının ilk sırasında 418 milyon 157 bin dolar ile mineral yakıtlar ve mineral yağlar bulunuyor. Bu kategoriyi sırasıyla:

    • Kazanlar ve makineler: 192 milyon 595 bin dolar
    • Demir ve çelik: 180 milyon 545 bin dolar

    takip etti.


    En fazla ihracat yapılan ülkeler açıklandı

    Türkiye ihracat verileri, illerin dış satım yaptığı ülkeler açısından da güçlü bir tablo sundu.

    İstanbul’un ihracat haritası

    • Almanya: 322 milyon 50 bin dolar
    • ABD: 278 milyon 177 bin dolar
    • BAE: 266 milyon 283 bin dolar

    İstanbul’un ticaret ağının hem Avrupa hem de Körfez bölgesinde yoğunlaştığı görülüyor.

    Kocaeli’nin ilk üç pazarı

    • Almanya: 272 milyon 955 bin dolar
    • İngiltere: 238 milyon 761 bin dolar
    • İtalya: 166 milyon 875 bin dolar

    Kocaeli’nin ihracat yapısı otomotiv merkezli olduğundan Avrupa Birliği ülkeleri başı çekiyor.

    İzmir’in ihracat pazarları

    • Almanya: 198 milyon 422 bin dolar
    • ABD: 135 milyon 126 bin dolar
    • İspanya: 124 milyon 710 bin dolar

    İzmir’in ihracat dağılımı hem Avrupa hem de ABD hattına dengeli şekilde yayılmış durumda.


    Ocak–Ekim döneminin genel görünümü

    • 29 il, 1 milyar doların üzerinde ihracat yaptı.
    • 46 il, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre ihracatını artırdı.

    Bu tablo, Türkiye ihracat verileri açısından yılın ilk 10 ayında ülke çapında yaygın bir pozitif eğilime işaret ediyor. Özellikle iç Anadolu, Ege ve Marmara bölgelerindeki ihracat artışları dikkat çekiyor.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Ekonomide bölgesel ihracat hareketliliği, yalnızca büyük illere dayalı olmayan bir üretim ve katma değer yapısının gelişmekte olduğunu gösteriyor. Türkiye ihracat verileri, otomotivden tekstile, madencilikten makine sanayisine kadar genişleyen bir üretim profilinin güç kazandığını ortaya koyuyor. Bu çeşitlilik sürdürülebilirse, Türkiye’nin dış ticaret yapısında stabiliteyi artırma potansiyeli yüksek.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇

  • Türkiye Şarj Altyapısı Rekor Büyüme Kaydetti

    Türkiye Şarj Altyapısı Rekor Büyüme Kaydetti

    Türkiye şarj altyapısı hızla büyüyor. Ekim ayında 36.361 sokette 2,3 milyon şarj işlemi yapılırken tüketimin %61’i yeşil istasyonlardan geldi.

    Türkiye şarj altyapısı büyümeye hız kesmeden devam ediyor

    Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından paylaşılan ekim ayı verileri, Türkiye şarj altyapısının son bir yılda neredeyse üç kat büyüdüğünü ortaya koydu. Ülke genelinde 36.361 şarj soketinde toplam 2.328.190 şarj işlemi gerçekleştirildi.

    Bu işlemler 2.134.864 saatlik şarj süresi ve 47.429 MWh elektrik tüketimi anlamına geliyor. Elektrikli araç pazarının aynı hızla genişlediği düşünüldüğünde, Türkiye’nin şarj ağı artık Avrupa’daki birçok ülke ile rekabet edebilir seviyeye gelmiş durumda.


    Tüketimin %61’i yeşil şarj istasyonlarından

    EPDK verilerine göre toplam tüketimin yaklaşık %61’i Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti Sertifikası (YEK-G) ile belgelenmiş yeşil şarj istasyonlarında gerçekleşti. Bu sonuç, Türkiye’deki elektrikli araç kullanımının sadece büyümediğini, aynı zamanda karbon ayak izini azaltma eğiliminin de güçlendiğini gösteriyor.


    İstanbul lider, Ankara ve İzmir takipte

    En yüksek tüketim 14.438 MWh ile İstanbul’da olurken; başkenti Ankara, ardından İzmir ve Bursa izledi. İstanbul’un tek başına toplam tüketimin %30,2’sini oluşturması dikkat çekici.

    Marka bazında ise tablo şöyle şekillendi:

    • Trugo: 11.292 MWh
    • ZES: 8.463 MWh
    • Eşarj, Astor ve Tesla diğer ilk 5’teki şirketler olarak sıralandı.

    Bu veriler, rekabetin ve yatırım hızının arttığını net şekilde ortaya koyuyor.


    Soket sayısı bir yılda üç katına yaklaştı

    2024 başında 12.084 olan soket sayısı, 2025 başında 26.462’ye ulaştı. Bugün ise 36.984 soket aktif durumda.

    Şarj altyapısının dağılımı:

    • 15.857 DC hızlı şarj
    • 21.132 AC yavaş şarj
    • 16.586 adet tamamen yenilenebilir enerjiyle çalışan YEK-G belgeli nokta

    Türkiye, elektrikli araç dönüşümünde altyapıyı öne çeken ülkelerden biri haline geliyor.


    EPDK: “Coğrafi kapsayıcılığı artırmak önceliğimiz”

    Kurumun açıklamasına göre hedef, yalnızca sayıyı artırmak değil; şarj istasyonlarının Anadolu’da da eşit dağılımla yaygınlaşması, sürdürülebilir rekabetin korunması ve kullanıcı deneyiminin güçlendirilmesi.

    Tüm istasyonların anlık verileri konum, soket türü, güç seviyesi, fiyat ve doluluk bilgisi EPDK’nın Şarj@TR uygulamasından takip edilebiliyor.

    Finans içerikli haberlerimize BURADAN ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Elektrikli araç satışları yükseldikçe Türkiye’nin şarj altyapısı da hızla büyüyor. Özellikle YEK-G belgeli yeşil istasyonların payının %61’e ulaşması, sürdürülebilir ulaşım tarafında güçlü bir dönüşüme işaret ediyor. Markalar arasındaki rekabet arttıkça, fiyatların ve hizmet kalitesinin tüketici lehine gelişeceğini öngörüyoruz.

  • Yüksek Kâr Yolu: BoA & Morgan Stanley’nin Bilançosu Türk Piyasasını Nasıl Etkileyecek?

    Yüksek Kâr Yolu: BoA & Morgan Stanley’nin Bilançosu Türk Piyasasını Nasıl Etkileyecek?

    ABD’nin dev bankaları Bank of America ve Morgan Stanley’nin 3. çeyrek bilançoları rekor kırdı. Peki bu tablo BIST, dolar/TL, faiz ve Türk bankacılık sektörü için ne anlama geliyor?

    ABD finans devleri Bank of America (BoA) ve Morgan Stanley, 2025 yılının üçüncü çeyrek bilançolarını açıkladı ve rakamlar yalnızca Wall Street’i değil, İstanbul’u da yakından ilgilendiriyor. Çünkü küresel finans devlerinin attığı her adım, Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalarda dolar/TL’den BIST endeksine, faiz beklentilerinden yatırımcı iştahına kadar birçok dinamiği tetikliyor.

    Küresel devlerden güçlü bilanço

    BoA, üçüncü çeyrekte 7,8 milyar dolar net kâr açıkladı. Bu, geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık %10’luk bir artış anlamına geliyor. Faiz gelirleri ve yatırım bankacılığı gelirleri tahminleri aşarken, net faiz geliri 14,5 milyar dolar ile beklentilerin üzerinde geldi.

    Morgan Stanley cephesinde ise net kâr 3,4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Özellikle varlık yönetimi kolundaki büyüme ve sabit getirili menkul kıymet ticaretindeki artış bilanço kalemlerini güçlendirdi.

    Bu rakamlar, ABD’de faizlerin uzun süre yüksek kalmasına rağmen bankacılık devlerinin hâlâ güçlü kredi ve yatırım gelirleri üretebildiğini gösteriyor. Yatırımcı güveninin artması, küresel risk iştahını da destekleyebilir.

    📊 Borsa İstanbul’a etkisi: Risk iştahı artabilir

    Küresel yatırımcılar, büyük bankaların bilanço sezonunu bir “risk barometresi” olarak görür. Bu denli güçlü sonuçlar, özellikle gelişmekte olan ülke borsalarına yönelik fon akışını artırabilir.
    Borsa İstanbul tarafında da bu etkiyle birlikte:

    • BIST 100 endeksi kısa vadede 9.500–9.700 bandına doğru hareketlenebilir.
    • Bankacılık hisselerinde yabancı ilgisi artabilir; özellikle kamu bankalarında hacim ve fiyat hareketliliği görülebilir.
    • Sanayi tarafında global fon girişleriyle birlikte seçici alımlar hızlanabilir.

    💱 Dolar/TL ve faiz cephesinde yansımalar

    ABD’de finansal görünümün güçlü kalması, Fed’in “faizleri uzun süre yüksek tutma” mesajını güçlendiriyor. Bu durum kısa vadede dolar endeksini (DXY) destekleyebilir. DXY’deki yükseliş, dolar/TL’de kısa vadeli yukarı yönlü baskı oluşturabilir.
    Ancak güçlü bilançolarla birlikte risk iştahının artması, gelişen ülke para birimlerine fon girişini de destekleyeceğinden TL üzerindeki orta vadeli baskı sınırlı kalabilir.

    Faiz tarafında ise ABD tahvil getirilerindeki olası yükseliş, Türkiye’de de tahvil faizlerinin yukarı yönlü tepki vermesine neden olabilir. Bu durum, TL mevduat faizlerinde yeniden artış beklentisini gündeme getirebilir.

    Türkiye ekonomisine olası etkiler

    Bank of America (BoA) ve Morgan Stanley cephesindeki bu gelişmelerin Türkiye için en kritik sonucu, sermaye akışlarının yönü olacak. Yabancı yatırımcıların risk iştahı arttıkça, Borsa İstanbul ve TL cinsi varlıklara olan talep de yükselebilir. Ayrıca bankacılık sektöründe likidite koşullarının küresel ölçekte güçlü kalması, Türk bankalarının yurtdışından borçlanma maliyetlerini aşağı çekebilir.

    Sonuç olarak, BoA ve Morgan Stanley’nin üçüncü çeyrek performansı sadece Wall Street’in değil, İstanbul’un da nabzını hızlandıracak nitelikte. Eğer bu ivme sürerse, yıl sonuna kadar Borsa İstanbul’da 10.000 puan hedefi yeniden masaya gelebilir, dolar/TL ise fon girişlerinin etkisiyle daha dar bir bantta işlem görebilir.

    Sitemiz Piston Kafalar’ın Finans haberlerini Piston Finans bölümünden takip edebilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    BoA ve Morgan Stanley’nin beklentileri aşan kâr rakamları, küresel finans piyasalarında “risk iştahı”nın yeniden canlandığının güçlü bir sinyali. Bu durum gelişmekte olan ülkelere yönelik fon akışlarını artırma potansiyeline sahip ve Türkiye de bu dalgadan pay alabilecek ülkeler arasında. Borsa İstanbul’da yabancı yatırımcıların iştahı yeniden artarsa yıl sonuna kadar 10.000 puan üzeri seviyeler sürpriz olmayabilir. Ancak ABD’de faizlerin uzun süre yüksek kalma ihtimali dolar/TL’de yukarı yönlü baskıyı sürdürebilir. Burada kritik nokta, Merkez Bankası’nın para politikası adımlarının bu küresel dalgaya uyum sağlayıp sağlayamayacağı olacak. Özetle; güçlü bilançolar Wall Street’i değil, İstanbul’u da etkiler. Küresel para yeniden hareketlenirse, önümüzdeki aylarda Türkiye piyasaları “ralli potansiyeli” taşıyan bir döneme girebilir.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Chery, Hong Kong Borsası’nda Listelendi: Küresel Hedeflerle Türkiye Arenasında da Adım Adım

    Chery, Hong Kong Borsası’nda Listelendi: Küresel Hedeflerle Türkiye Arenasında da Adım Adım

    Çin otomotiv devi Chery, Hong Kong’da HKEX ana tahtada halka arz oldu. Türkiye pazarındaki konumu, yatırım stratejisi ve küresel büyüme planları haberimizde.

    Çinli otomotiv üreticisi Chery Automobile Co., Ltd., 25 Eylül 2025’te Hong Kong Menkul Kıymetler Borsası (HKEX) ana tahtasında işlem görmeye başladı. Hisse senetleri HK$30,75 fiyatla arz edildi ve açılışta yaklaşık %11,2 primle işlem görerek küresel yatırımcının dikkatini çekti.

    Bu halka arz, Chery’nin uluslararası sermaye piyasasına katılımında önemli bir eşik oldu. Şirketin bu adımı, yalnızca finansal kaynak arttırımı sağlamakla kalmayacak; aynı zamanda marka güvenilirliğini uluslararası ölçekte pekiştirme amacı taşıyor.


    Küresel Finans Piyasasındaki Yansıma

    • Chery, halka arzla HK$9,15 milyar (yaklaşık 1,2 milyar USD) fon topladı.
    • Yatırımcı talebi güçlüydü: kurumsal dilim 11,6 kat aşırı talep gördü; bireysel yatırımcı kısmı 308 kat talep aldı.
    • Halka arzın yüzde 35’i araç R&D çalışmalarına, yüzde 25’i ileri teknoloji geliştirme projelerine ayrılacak.
    • Chery, otomotiv, akıllı araç, mobilite ve veri entegrasyonu sistemlerine yönelik stratejik projelerini finanse etmeyi planlıyor.
    • Halka arz sürecinde HKEX listelenme duyurusundan önce, şirket 7 Eylül’de listeleme oturumuna onay aldı.

    HKEX’te listelenmek, şirketlere uluslararası likidite, küresel kurum yatırımcıların katılımı ve saydamlık baskısı getiren bir adımdır. Chery için bu, yalnızca fon toplamak değil, sürdürülebilir büyüme ivmesini finanstan ürün ve teknolojilere yaymak anlamına geliyor.


    Türkiye’de Chery: Adımlar, Zorluklar ve Beklentiler

    Chery, Türkiye pazarında da durmuş değil. İşte dikkat çeken gelişmeler:

    • 2024 yılında Chery Türkiye Başkanı Si Fenghuo, markanın Türkiye’yi “stratejik pazar” olarak gördüğünü açıkladı.
    • 2023’te Chery’nin Türkiye’deki distribütörlük süreçlerinde Mermerler Otomotiv ile yaşanan anlaşmazlıklar kamuoyuna yansıdı.
    • 2025’te Allianz Türkiye ile yapılan iş birliği ile “Chery özel kasko” ürünü sunuldu; bu, satış sonrası desteğe verdiği önemi gösteriyor.
    • Ofis açımı ve organizasyon yapılanmasıyla Türkiye’ye yeniden giriş yaptığına dair haberler mevcut.
    • Marka yönetiminde yeni atamalar da gerçekleşti: Örneğin, Leyla Işık Helvacı Chery Türkiye Marka Yöneticisi olarak görevlendirildi.

    Buna karşın Chery’nin Türkiye pazarı hâlâ rekabetin yoğun olduğu bir sahne. İç pazar talepleri, vergi ve ithalat düzenlemeleri, önerilen altyapı ve satış sonrası servis ağı gibi konular, şirketin başarısı için hayati olacak unsurlar.


    Finansal & Stratejik Değerlendirme

    • Chery’nin ana hissedar yapısı 2025’te hisseler arası yeniden yapılanmayla düzenlendi.
    • Halka arzın yoğun talep alması, özellikle kurum yatırımcıların ve stratejik ortakların şirkete olan güvenini gösteriyor.
    • Ancak global ekonomik riskler, döviz dalgalanmaları, tedarik zinciri sorunları ve otomotivde yeşil dönüşüm baskısı şirket için zorluklar yaratabilir.
    • Türkiye özelinde, üretim yatırımı ve yerel montaj planları (örneğin Samsun yatırımı) gündemde; fakat bu tür projelerin hayata geçmesi yatırım, regülasyon uyumu ve stratejik partner seçimiyle yakından ilişkili. (Not: Türkiye’de Chery’nin 1 milyar USD yatırım ajandası kamu kaynaklarında yer aldı)

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇



    Piston Finans Yorumu

    Chery’nin HKEX listelenmesi, otomotiv dışı sermaye piyasalarına ilgi duyan yatırımcıların radarına Çinli marka eklemesi anlamına geliyor. Bu adım, şirketin ARA (AR-G / Yatırım) destekli büyümesinin, finansal performansın ve kurumsal görünürlüğün birbirini besleyeceği bir dönemi başlatabilir.

    Türkiye açısından bakıldığında, Chery’nin performansı yalnızca bir otomobil markası olarak değil, Çin-Türkiye sanayi işbirliğinin sembolü de olabilir tabi yerli üretim, ihracata uygun yapı ve tüketici güveniyle. Bu süreçte düzenleyici ortam, kur politikaları ve lojistik altyapı belirleyici olacak.

    Chery’nin tüm modellerine ve güncel fiyat listesine Chery Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Anadolu Isuzu, SamAuto’nun %75 Hissesini Satın Alıyor

    Anadolu Isuzu, SamAuto’nun %75 Hissesini Satın Alıyor

    Anadolu Isuzu, Özbekistan merkezli SamAuto’nun %75,2 hissesini satın alarak Orta Asya’da ikinci üretim tesisini bünyesine katıyor.

    Stratejik Satın Alma ile Orta Asya’da Yeni Dönem

    Anadolu Isuzu, Türkiye’nin ticari araç sektöründeki güçlü markası olarak, Özbekistan merkezli SamAuto’nun %75,2 hissesini satın aldı. 30 Eylül 2025’te kabul edilen bu teklif, markanın uluslararası büyüme vizyonunun en önemli adımlarından biri olarak görülüyor.

    Bu satın alma ile Anadolu Isuzu, yalnızca üretim kapasitesini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda Orta Asya’daki geniş müşteri kitlesine doğrudan erişim imkânı kazanacak. Yeni tesis, şirketin ikinci üretim üssü olacak.


    Tuğrul Arıkan’dan Güçlü Mesaj: “Türkiye’nin mühendislik gücünü temsil edeceğiz”

    Anadolu Isuzu Genel Müdürü Tuğrul Arıkan, satın almayla ilgili yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi:

    “Bu yatırımımız, uluslararası pazarlardaki varlığımızı daha da güçlendirme yolundaki en önemli adımlarımızdan biri. Bu satın alma yalnızca ticari araç üretim gücümüzü değil; aynı zamanda Türkiye’nin mühendislik ve sanayi yetkinliğini de dünyada daha güçlü ve gururlu şekilde temsil etmemizi sağlayacak.

    Arıkan ayrıca, yeni ürün çeşitliliği sayesinde yüksek potansiyele sahip pazarlara doğrudan erişim sağlayacaklarını vurguladı.


    Anadolu Isuzu’nun Uluslararası Büyüme Yolculuğu

    42 yılı aşkın tecrübeye sahip Anadolu Isuzu, bugüne kadar Ar-Ge merkezinde geliştirdiği ve kendi tesislerinde ürettiği ticari araçlarını 45’ten fazla ülkeye ihraç etti. Şirket, bu satın alma ile ihracat coğrafyasını daha da genişleterek, Orta Asya’da güçlü bir entegre üretim merkezi haline gelmeyi hedefliyor.

    Neden Özbekistan?

    • Stratejik konum: Orta Asya, Kafkasya ve Rusya’ya erişim.
    • Büyüyen pazar: Ticari araç talebi artış gösteriyor.
    • Üretim altyapısı: SamAuto’nun 1999’dan beri süregelen güçlü tesis deneyimi.

    SamAuto’nun Üretim Gücü

    SamAuto, 1999’dan bu yana Özbekistan’ın Semerkant şehrindeki tesisinde üretim yapıyor. Şirketin merkez ofisi ise başkent Taşkent’te.

    • Ürün gamı: Otobüs, kamyon, pick-up ve özel amaçlı ticari araçlar.
    • Ortaklık geçmişi: 2007’den bu yana Japon Isuzu ve Itochu ortaklığı ile faaliyet gösteriyor.
    • Bölgesel liderlik: Orta Asya’daki satış ve satış sonrası hizmet ağıyla öncü konumda.

    Bu yetkinliklerin Anadolu Isuzu’nun mühendislik gücü ile birleşmesi, sin­erjik bir üretim merkezi doğuracak.


    Küresel Rekabette Anadolu Isuzu’nun Yeni Konumu

    Bu satın alma ile Anadolu Isuzu:

    • Üretim kapasitesini artıracak
    • Yeni modelleri ürün gamına ekleyecek
    • Kendi araçlarının SamAuto fabrikasında üretimini sağlayacak
    • Orta Asya’daki pazarlarda daha rekabetçi hale gelecek

    Böylece Anadolu Isuzu, küresel ticari araç sektöründe çok daha görünür ve etkili bir oyuncu haline gelecek.


    Piston Kafalar Yorumu

    Anadolu Isuzu’nun SamAuto yatırımı, yalnızca bir satın alma değil; Türkiye’nin mühendislik gücünü küresel pazarlara taşıma hamlesi. Orta Asya, büyüyen nüfus ve artan ulaşım ihtiyacıyla önemli bir pazar. Bizce bu adım, Anadolu Isuzu’nun “yerelden globale” yolculuğunda kritik bir dönüm noktası olacak. Özellikle hibrit ve elektrikli ticari araç trendlerinin hızla yükseldiği bu dönemde, ikinci bir üretim üssüne sahip olmak markaya büyük avantaj sağlayacak.

    Sitemizin Sektörel içerikli haberlerine BURADAN ulaşabilirsiniz.

    Anadolu Isuzu markasının resmi web sitesine BURADAN ulaşabilirsiniz.

  • Hedge Fonlardan Finans Sektörüne Büyük Yönelim + FMIZP Odak Noktası

    Hedge Fonlardan Finans Sektörüne Büyük Yönelim + FMIZP Odak Noktası

    Goldman Sachs’a göre hedge fonlar geçtiğimiz günlerde bankacılık, sigorta ve tüketici finansman sektörlerine büyük yatırımlar yapıyor. Bu akım, Türkiye’de otomotiv yan sanayi şirketi Federal Mogul İzmit Piston (FMIZP) için de fırsat olabilir.

    Dünya Finansında Yeni Yönelim: Hedge Fonlar Finans Sektörüne Akıyor

    Son dönemde finans dünyasında dikkat çekici bir hareket gözlemleniyor: hedge fonlar, geleneksel yoğunluk gösterdikleri teknoloji ya da enerji gibi sektörlerden çıkarak bankacılık, sigorta ve tüketici finansmanı şirketlerine yöneliyor. Reuters’in haberine göre Goldman Sachs, bu trende dikkat çekerek, hedge fonların geçtiğimiz haftalarda bu üç sektörde yoğun alımlar yaptığını bildiriyor.

    Bu eğilim sadece ABD ile sınırlı kalmıyor; birçok yatırımcı portföy dağılımlarını yeniden gözden geçiriyor, finansal kurumları değerleme açısından daha cazip görüyor.


    Türkiye Perspektifi: FMIZP – Federal Mogul İzmit Piston

    Bu küresel trendin Türkiye ayağında, otomotiv yan sanayi şirketlerinden FMIZP (Federal Mogul İzmit Piston ve Pim Üretim Tesisleri A.Ş.) dikkat çekici bir aday.

    Finansal Durum & Temel Veriler

    • Hisse İşlem Fiyatı: Yaklaşık TRY 336,75 civarında.
    • 52 Hafta Aralığı: 263,25 – 408,50 TRY arasında değişmiş durumda.
    • Gelir & Kar: 2024 yılında FMIZP’nin geliri ~ 675,70 milyon TRY olarak gerçekleşti.
    • Şirket Profili: Otomotiv tahrik sistemleri üreticisi → piston, silindir gömleği, segman, pim, rulman gibi parçaları kapsıyor.

    Fırsat mı, Risk mi?

    Bu durumda FMIZP gibi şirketler, finans sektöründeki yatırım akımlarından dolaylı olarak fayda görebilir. Ancak “finans akımı = hisse patlaması” değildir; dikkat edilmesi gereken noktalar:

    • Makro riskler: Döviz kuru oynaklığı, faiz politikaları, global likidite koşulları…
    • Likidite & hacim: FMIZP’nin işlem hacmi ve likiditesi büyük yatırımcılar için kritik.
    • Sektörel korelasyon: Otomotiv yan sanayi ile finans sektorü arasındaki bağlar sınırlı olabilir.

    Piston Kafalar Yorumu

    Finans dünyasında para akışlarının yön değiştirmesi, yatırımcıların trend arayışlarını gösteriyor. Bu, daha önce göz ardı edilen sektörlere dikkat çekiyor. FMIZP gibi yerli şirketler bu akımdan pay alabilir, ancak başarı uzun vadeli strateji ve sağlam finans temelinden geçer.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Warren Buffett BYD’den Çıkıyor: Elektrikli Devi Gelecek Beklentileri Ne Etkiler?

    Warren Buffett BYD’den Çıkıyor: Elektrikli Devi Gelecek Beklentileri Ne Etkiler?

    Warren Buffett’ın Berkshire Hathaway şirketi uzun vadeli BYD yatırımlarını tamamen satarak ayrıldı. Elektrikli araç lideri için ne değişecek?

    Buffett’ın 17 Yıllık Yatırım Hikâyesi

    2008 yılında Warren Buffett’ın şirketi Berkshire Hathaway, Çin merkezli elektrikli araç ve batarya üreticisi BYD’ye yaklaşık 230 milyon dolar ile girdi. Bu yatırım, Berkshire’ın o dönemde şirketin yüzde 10’luk hissesini almasını sağladı.

    Zaman içinde BYD hisseleri katlanarak değerlendi. Şirket, elektrikli ve hibrit araç satışlarındaki başarısı ile global pazarda gücünü artırdı. Yıllar boyunca BYD, Tesla’yı birkaç pazarda geride bırakarak büyüme eğilimini sürdürdü.


    Berkshire Hathaway’ın Tam Ayrılığı

    2022 itibarıyla Warren Buffett şirketi hisselerini yavaşça azaltmaya başladı. Ardından gelen süreçte, 2025’in başlarına kadar” kalan tüm BYD paylarını elden çıkardı.

    Resmî raporlarda, Berkshire’ın BYD hisselerinin 2024 sonunda 415 milyon dolar değerinde olduğu, fakat 2025 yılı başında artık bu portföyün değerinin “sıfır” (yani şirkete ait BYD hissesi kalmadığı) olarak bildirildiği görülüyor.


    Piyasadaki Yansımalar

    Warren Buffett’ın çıkışı piyasada bir şok etkisi yarattı. BYD hisseleri Hong Kong piyasasında bu haberle birlikte yaklaşık %3,4 oranında düşüş gösterdi.

    Analistler, ünlü yatırımcının bu kararı; kârlılıktaki baskılar, Çin’de artan rekabet, hükümetin otomotiv sektöründeki düzenlemeleri ve global tedarik zinciri maliyetlerindeki belirsizliklerle ilişkilendiriyor.


    Yangwang U9 Xtreme: BYD’nin Performans Kartı

    Warren Buffett’ın ayrılık kararı gelene kadar, BYD inovasyon ve performansla dikkat çekmeye devam ediyordu. Şirketin premium alt markası Yangwang, “U9 Xtreme (U9X)” modeli ile 14 Eylül 2025’te Almanya’daki ATP Papenburg pistinde 496,22 km/sa hıza ulaşarak seri üretim otomobiller arasında rekor kırdı.

    U9 Xtreme sadece hız rekoru değil; 1.200 voltluk elektrik mimarisi, dört yüksek devirli motoru ve semi-slick lastikleriyle teknik açıdan da olağanüstü bir model. Üretim sayısı ile sınırlı (yaklaşık 30 adet) olması da prestijini artırıyor.


    Neden Şimdi Satış? Stratejik Değerlendirmeler

    Warren Buffett’ın BYD’deki yatırımını tamamen satması, sadece finansal olarak değil, stratejik açıdan da düşündürücü. Aşağıdaki faktörler bu hareketin arkasındaki olası nedenler arasında gösteriliyor:

    • Çin’de elektrikli araç sektöründe fiyat savaşları ve kâr marjlarının daralması.
    • BYD’nin iç pazarda satışlarının birkaç ay üst üste düşmesi. Üretim hedeflerinde aşağı yönlü revizyonlar görülüyor.
    • Berkshire’ın portföyünü çeşitlendirme stratejisi: getirisinin yüksek olduğu yatırımlar yerine risk ve düzenleyici belirsizliği daha düşük olan alternatiflere yönelme.

    Ne Anlama Geliyor?

    Bu gelişme, BYD için potansiyel risklerin arttığına dair sinyal olarak görülüyor; özellikle:

    • Yatırımcı güveni açısından: Buffett’ın desteği artık yok.
    • Hissede volatilite: ani düşüşlerle birlikte yatırımcı beklentilerinin yeniden şekilleneceği bir dönem başlıyor.
    • Rekabet baskısı: diğer EV üreticileri daha agresif stratejilere yönelebilir.

    Ancak, Yangwang U9 Xtreme rekoru gibi projeler markanın teknik kapasitesini ve marka değerini koruyabilir; özellikle premium ve hiper otomobil segmentlerinde.


    Piston Kafalar Yorumu

    Warren Buffett’ın BYD’den çıkışı şaşırtıcı ama beklenmeyen bir hamle oldu. Çünkü uzun yıllardır şirketin elektrikli hareketi ve büyüme potansiyeline olan inancını sürdürüyordu. Ama piyasa koşulları – hem sektör içi hem de jeopolitik – oldukça değişmiş durumda.

    Yangwang U9 Xtreme gibi performans rekorları, BYD’nin teknik yeteneklerini sergilerken; bu tür başarılar maliyet, düzenleme ve satış hacmi baskılarıyla dengelenmeli. Türkiye gibi pazarlarda vergi yapısı, döviz kuru, teslimat süreci gibi unsurlar bu başarıların “kullanıcıya yansıma” kısmını belirliyor.


    Gelecek Öngörüleri

    • BYD, hisseleri satmış olsa da Ar-Ge çalışmalarını ve teknoloji yatırımlarını sürdürmeli; özellikle pil teknolojisi, şarj altyapısı ve batarya verimliliği önemli paydaş konumunda.
    • Yangwang Xtreme gibi modeller, pazarda reklam ve marka prestiji açısından büyük değer yaratacak; ama satış hacmi düşük olacak.
    • Diğer EV üreticileri rekabeti artıracak; fiyat ve teknoloji rekabeti sürdürülebilirliği belirleyecek.

    BYD’nin Türkiye’de satılan modellerine ve en güncel fiyat listesine BYD Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Dövizde Dalgalanma, Otomobil Fiyatlarını Nasıl Etkileyecek?

    Dövizde Dalgalanma, Otomobil Fiyatlarını Nasıl Etkileyecek?

    Dövizde dalgalanma otomobil fiyatlarını yeniden yukarı çekiyor. Euro 48,62’ye ulaştı; Türkiye ve dünya piyasaları alıcılar için ne anlama geliyor?

    Dalgalı Kurların Gölgesinde Otomobil Pazarı

    22 Eylül 2025 Pazartesi günü itibarıyla döviz kurları hem Türkiye’de hem de küresel piyasalarda dalgalı bir seyir izliyor. Son beş günde USD/TL 41,26 ile 41,41 bandında hareket ederken, Euro/TL kuru da 48,50 seviyesinin üzerinde kalmaya devam etti. Bu dalgalanma, yalnızca finansal yatırımcıların değil, otomobil almak isteyen tüketicilerin de gündeminde. Çünkü Türkiye otomobil pazarında fiyatlar neredeyse doğrudan döviz hareketlerine bağlı olarak şekilleniyor.

    Türkiye’de otomobil fiyatlarının %80’e yakını ithal girdilerden oluşuyor. Yedek parçadan komple araç ithalatına kadar her kalemde dövize bağımlılık yüksek. Kurun sadece birkaç gün içinde 1 lira oynaması bile distribütörlerin yeni fiyat listesi hazırlamasına yol açabiliyor. Bu nedenle tüketiciler dövizdeki dalgalanmaları yalnızca grafiklerde değil, bayide gördükleri fiyat etiketlerinde de hissediyor.


    Son Beş Günün Döviz Tablosu

    • 18 Eylül 2025: USD/TL 41,26 – Euro/TL yaklaşık 48,40
    • 19 Eylül 2025: USD/TL 41,29 – Euro/TL yaklaşık 48,45
    • 20 Eylül 2025: USD/TL 41,37 – Euro/TL yaklaşık 48,55
    • 21 Eylül 2025: USD/TL 41,41 – Euro/TL yaklaşık 48,60
    • 22 Eylül 2025: USD/TL 41,36 – Euro/TL 48,62

    Bu tabloya bakıldığında, Türk Lirası’nın özellikle Euro karşısında hafif değer kaybı dikkat çekiyor. Türkiye otomotiv pazarında Euro bazlı fiyatlandırma daha yaygın olduğu için, kurun 48 TL’nin üzerine çıkması distribütörlerin maliyetlerini artırıyor.


    ABD’de Trump Yönetiminin Kararları

    Küresel otomotiv sektöründe fiyatları etkileyecek en önemli gelişmelerden biri de ABD yönetiminin aldığı yeni vergi kararları. Donald Trump’ın ikinci döneminde öne çıkan politika, ithal otomobil ve yedek parçalara yönelik ek tarifeler. Özellikle Çin ve Avrupa’dan ABD’ye giren araçlarda vergi oranlarının artırılması gündemde.

    Bununla birlikte son günlerde ABD’de bazı sektörlerde vergi indirimleri konuşuluyor. Trump yönetimi, yerli üretimi teşvik etmek için otomobil dışı alanlarda vergi indirimleri planlarken, ithalatı caydırıcı vergilerle otomotivde dışa bağımlılığı azaltmayı hedefliyor. Bu gelişme küresel tedarik zincirlerinde fiyat baskısı yaratıyor ve otomobil üreticileri maliyetlerini dengelemek için yeni stratejiler üzerinde çalışıyor.

    Türkiye özelinde bu kararların etkisi, Avrupa’daki üreticilerin ABD’ye yönelen ihracat planlarını revize etmesiyle dolaylı yoldan hissedilecek. Eğer Avrupalı üreticiler ABD’ye ihracatta zorlanırsa, Türkiye pazarına sundukları araçların fiyatlarını artırarak zarar telafisine gidebilirler.


    Türkiye’de Enflasyon ve Faiz Baskısı

    Türkiye’de enflasyonun hâlâ yüksek seyretmesi, tüketici kredilerinde faiz oranlarını yukarı çekiyor. Bankalardan otomobil kredisi almak giderek zorlaşırken, dövizdeki her artış fiyatları daha da yukarı taşıyor.

    Örneğin:

    • 500 bin TL bandında satılan bir B segmenti aracın fiyatı Euro kurundaki artışla birlikte 520 bin TL’ye çıkabiliyor.
    • Orta sınıf bir SUV modeli 1,6 milyon TL’den 1,7 milyon TL’ye yükselmiş durumda.
    • Premium segmentte ise artışlar milyon TL’yi aşan farklar olarak yansıyor.

    Bu tablo, otomobil sahibi olmak isteyen tüketicilerin kararlarını ertelemesine yol açıyor. Ancak diğer yandan, “daha da artacak” beklentisiyle alım iştahını artıran bir kesim de var.


    Sıfır ve İkinci El Pazarına Yansıma

    Sıfır araç fiyatları doğrudan distribütörlerin Euro kuru üzerinden hesapladığı listelerle belirleniyor. Son 5 gündeki dalgalanma, özellikle Eylül sonunda gelecek fiyat listelerine yansıyacak. Bu da bayilerde araç almak isteyen tüketicilere yeni zamlı fiyatlarla karşılaşma ihtimalini artırıyor.

    İkinci el pazarında ise farklı bir dinamik var. Döviz artışı, sıfır araç fiyatlarını yükselttiği için ikinci el piyasasında da fiyatların artışına zemin hazırlıyor. Ancak son aylarda yüksek kredi faizleri nedeniyle talep düşük kaldı. Bu nedenle ikinci elde fiyat artışları sıfır araç kadar hızlı gerçekleşmiyor.


    Global Piyasalarla Türkiye’nin Karşılaştırması

    • Avrupa: Euro bölgesinde talep yavaşladı. Özellikle elektrikli araç satışlarındaki düşüş, otomotiv devlerini üretim planlarını gözden geçirmeye zorluyor.
    • ABD: Trump yönetiminin getirdiği tarifeler ithal araçları pahalı hale getirirken, yerli üreticilere avantaj sağlıyor. Ancak tüketici tarafında fiyat artışı söz konusu.
    • Türkiye: Kur dalgalanmaları ve enflasyon, otomobil fiyatlarını sürekli yukarı taşırken, tüketici kredilerindeki zorluklar talebi baskılıyor.

    Türkiye’de otomobil almak, global piyasalara göre çok daha zor ve maliyetli hale gelmiş durumda.


    Uzmanların Görüşü

    Ekonomistler, kurdaki yatay fakat yüksek seviyelerin uzun vadede fiyat istikrarı yaratmadığını vurguluyor. Kurların düşmesi beklenmese de ani sıçramalar, piyasada belirsizlik yaratıyor. Otomotiv sektörü temsilcileri ise “Artık her ay değil, neredeyse her hafta fiyat listesi güncelliyoruz” diyerek durumun ciddiyetini ortaya koyuyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Türkiye otomotiv pazarında fiyatların döviz kuruna bu kadar bağımlı olması, tüketicilerin en büyük handikapı. Euro kurunun 48 TL’nin üzerinde kalması, sıfır araçların erişilebilirliğini daha da düşürüyor. Eğer enflasyon kontrol altına alınmaz ve kurdaki dalgalanma devam ederse, hem sıfır hem ikinci el araç almak tüketici için daha da zorlaşacak.

    Trump yönetiminin ABD’de aldığı kararlar, Avrupa’da üretim dengelerini bozarken Türkiye’ye de dolaylı etki yapacak. Yani küresel ölçekte yaşanan her gelişme, Türk tüketicisinin cebine kadar yansıyor.


    Sonuç

    Son beş günde döviz kurları küçük oynamalarla yukarı yönlü bir trend izledi. Euro/TL 48,62 seviyesine çıkarak yılın zirvesine yaklaştı. Bu durum otomobil fiyatlarının önümüzdeki günlerde yeniden zamlanacağına işaret ediyor. Türkiye’de enflasyon, yüksek faizler ve döviz bağımlılığı birleştiğinde, otomobil almak hem yatırımcı hem de kullanıcı için her geçen gün daha da maliyetli hale geliyor.

    Kısacası; dövizdeki dalgalanma doğrudan otomobil fiyatlarını belirliyor ve Türkiye pazarında tüketici için seçenekleri kısıtlıyor.

    Otomotiv sektörü ile alakalı finansal haberleri ve küresel piyasaları Piston Finans bölümümüzden takip edebilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir