Kategori: Sektörel

otomotiv sektörü 2018

  • Pirelli 5 Yıl Daha FC Inter Formasında

    Pirelli 5 Yıl Daha FC Inter Formasında

    Pirelli ve FC Inter, forma sponsorluğu anlaşmasını 5 yıl daha uzattı. Çeyrek asra yaklaşan işbirliği, Avrupa futbolunda en uzun vadeli sponsorluklardan biri olarak dikkat çekiyor.

    Çeyrek Asra Yaklaşan Sponsorluk

    Futbol dünyasında sponsorluk anlaşmaları genellikle birkaç yıl ile sınırlıyken, Pirelli ve FC Inter arasındaki işbirliği bir istisna oluşturuyor. 20 yıldır süren bu güçlü ortaklık, yeni anlaşma ile birlikte 25 yıla taşınıyor. Bu durum, Avrupa futbolunun en uzun vadeli forma sponsorluğu anlaşmalarından biri olarak tarihe geçiyor.

    Anlaşma kapsamında Pirelli, siyah-mavili formanın göğsünde yer almaya devam edecek. Sponsorluk anlaşması yalnızca sabit ödemeleri değil, aynı zamanda takımın sportif başarılarına bağlı olarak değişken primleri de içeriyor. Böylece Inter’in sportif performansı, Pirelli’nin desteğiyle daha da ödüllendirilecek.


    Pirelli ve Inter: Futbolun İkonik İkilisi

    1995 yılından bu yana süren bu işbirliği, futbol sahalarında ve taraftarların hafızasında unutulmaz izler bıraktı. Pirelli logosu, Inter taraftarlarının zihninde kulübün ayrılmaz bir parçası haline geldi. Taraftarlar için bu logo, yalnızca bir sponsor değil, aynı zamanda kulübün modern tarihinin simgesi oldu.

    Özellikle 1990’ların sonu ve 2000’lerin başındaki başarılarla birlikte Pirelli’nin desteği, Inter’in marka değerini artırdı. Serie A şampiyonlukları, UEFA Kupası zaferi ve Şampiyonlar Ligi mücadelelerinde Pirelli logosu hep sahnedeydi. Bu güçlü birliktelik, Inter’in küresel bilinirliğini artırırken Pirelli’nin de marka imajına büyük katkı sağladı.


    Çin ve Uluslararası Pazarda Güçlenen İşbirliği

    Pirelli ve Inter arasındaki bu anlaşmanın önemi yalnızca İtalya ile sınırlı değil. İki markanın da Çin’de ve diğer uluslararası pazarlarda büyük bir bilinirliği var. Özellikle Çinli yatırımcıların Inter’e olan ilgisi, Pirelli’nin küresel ölçekteki iletişim stratejileriyle birleşince sinerji ortaya çıktı.

    Çin pazarı, futbolun hızla büyüdüğü ve Avrupa kulüplerine olan ilginin arttığı bir alan. Pirelli’nin burada güçlü bir varlık göstermesi, Inter’in marka bilinirliğiyle birleşerek her iki tarafa da büyük avantaj sağladı. Sponsorluk, yalnızca bir finansal anlaşma değil, aynı zamanda iki markanın uluslararası alandaki stratejik hamlelerinin bir parçası olarak öne çıkıyor.


    Spor ve Endüstri Arasında Köprü

    Pirelli, otomotiv lastikleri sektöründe dünyanın en prestijli markalarından biri. Motor sporlarındaki köklü geçmişi, Formula 1’deki lastik tedarikçiliği ve performans odaklı ürünleriyle tanınıyor. Inter ile olan sponsorluk, şirketin sporla kurduğu güçlü bağların bir devamı niteliğinde.

    Bu işbirliği, “performans” kavramının hem futbol sahasında hem de yollarda ortak bir değer olduğunu gösteriyor. Inter sahada hız, dayanıklılık ve stratejiyle öne çıkarken; Pirelli de aynı kavramları lastik teknolojisinde temsil ediyor. Bu nedenle sponsorluk, yalnızca ticari bir anlaşma değil, iki markanın değerlerinin örtüşmesinin doğal bir sonucu.


    Taraftarlar İçin Birlikte Yaratılan Kimlik

    Inter taraftarları için Pirelli, yalnızca bir sponsor değil, kulüp kimliğinin bir parçası. 20 yıl boyunca milyonlarca forma üzerinde yer alan logo, yeni jenerasyonlar için de Inter kültürünün ayrılmaz bir sembolü haline geldi.

    Bugün herhangi bir Inter formasına bakıldığında, Pirelli logosunun kulübün renkleriyle uyum içinde olduğu görülüyor. Bu uyum, sponsorlukların ötesinde bir bağın varlığını işaret ediyor. Inter taraftarları, Pirelli ile kulüpleri arasında kurulan bu uzun vadeli ilişkiye güven duyuyor.


    Avrupa’nın En Uzun Süreli Sponsorluklarından Biri

    Futbol dünyasında sponsorluk anlaşmaları rekabet ve ekonomik dengeler nedeniyle genellikle kısa vadeli oluyor. Ancak Pirelli–Inter işbirliği, bu alandaki istisnalardan biri. Yeni anlaşmayla birlikte 25 yıl sürecek olan bu ortaklık, Avrupa futbolunda benzeri az görülen bir dayanıklılığı temsil ediyor.

    Bu uzun vadeli anlaşma, Inter’in istikrarını, Pirelli’nin ise spora verdiği önemi gözler önüne seriyor. Futbol tarihine geçecek bu birliktelik, gelecekte de spor pazarlaması alanında örnek gösterilecek nitelikte.


    Piston Kafalar Yorumu

    Pirelli ve Inter arasındaki sponsorluk, bize göre bir “simbiyotik ilişki”nin en başarılı örneklerinden biri. İki marka da birbirinin imajını güçlendiriyor. Inter sahadaki başarılarıyla Pirelli’nin logosunu taçlandırırken, Pirelli de markaya sağladığı finansal ve küresel destekle kulübün gelişimine katkıda bulunuyor.

    Bizce bu anlaşma, sadece bir forma sponsorluğu değil, aynı zamanda futbol ve otomotiv endüstrisinin ortak değerlerini yansıtan güçlü bir birliktelik. 25 yıl boyunca sürecek bu işbirliği, hem futbol tarihine hem de sponsorluk dünyasına damga vurmaya devam edecek.

  • TomTom, Avrupa’nın En Heyecanlı 100 Rotasını Sunuyor

    TomTom, Avrupa’nın En Heyecanlı 100 Rotasını Sunuyor

    TomTom, RIDER 410 Great Rides Edition ile motosiklet severlere Avrupa’nın en heyecan verici 100 rotasını sunuyor. MyDrive entegrasyonu, Bluetooth özellikleri ve su geçirmez ekranıyla 2016’da Türkiye’de satışta!

    10. Yıldönümünde TomTom RIDER 410 Tanıtıldı

    Navigasyon teknolojilerinin en bilinen isimlerinden TomTom, motosiklet sürücüleri için geliştirdiği RIDER serisinin 10. yılına özel yeni cihazını tanıttı: TomTom RIDER 410 Great Rides Edition. Avrupa’nın en popüler 100 rotasını önceden yüklenmiş olarak sunan cihaz, sürücülere yalnızca yön bulma değil, aynı zamanda unutulmaz bir sürüş deneyimi de vadediyor.

    Yeni RIDER 410, 2015’te piyasaya çıkan RIDER 400 modelinin başarısı üzerine inşa edildi. Gelişmiş özellikler, gerçek zamanlı dünya haritaları ve Tourenfahrer iş birliği ile test edilmiş rotalar sayesinde RIDER 410, motosiklet dünyasında heyecanı yeniden tanımlıyor.


    TomTom RIDER 410’un Öne Çıkan Özellikleri

    • Avrupa’nın en heyecan verici 100 rotası önceden yüklenmiş
    • TomTom MyDrive entegrasyonu ile bilgisayar üzerinden rota planlama
    • Gidiş-Dönüş Planlama özelliği ile tek dokunuşla yeni rotalar
    • Üç farklı rüzgar ve yükseklik seviyesi ile kişiselleştirilmiş sürüş deneyimi
    • Bluetooth® bağlantısı ile eller serbest görüşme ve rota paylaşımı
    • Su geçirmez dokunmatik ekran ve eldiven dostu kullanım
    • Ömür boyu trafik ve hız kamerası güncellemeleri ücretsiz

    “Sürücülerin Heyecanına Odaklandık”

    TomTom’un kurucu ortağı ve genel müdürü Corinne Vigreux, tanıtımda RIDER 410’un sunduğu yenilikleri şu sözlerle özetledi:

    “Motosiklet sürücüleri için 10 yıldır navigasyon cihazları geliştiriyoruz. RIDER 410, yalnızca basit bir yön bulma aracı değil; sürüş keyfini artıran bir deneyim ortağı. MyDrive entegrasyonu, Bluetooth desteği ve Avrupa’nın en heyecan verici 100 rotasıyla sürücülere unutulmaz bir yolculuk sunuyoruz.”


    Adrenalini Seçme Özgürlüğü: Rüzgar ve Yükseklik

    RIDER 410’un en dikkat çekici özelliklerinden biri, sürücülere sunduğu kişiselleştirilmiş sürüş deneyimi. Kullanıcılar cihaz üzerinden yolculuklarının ne kadar heyecanlı olacağını seçebiliyor.

    • Düz yollar yerine virajlı rotalar
    • Üç farklı rüzgar seviyesi
    • Yüksekliğe göre rota ayarlama

    Bu özellik sayesinde sürücüler, ister adrenalin dolu bir dağ rotasını ister sakin bir kıyı yolunu seçebiliyor.


    Bilgisayardan Rota Planlama: MyDrive Entegrasyonu

    TomTom’un MyDrive platformu, sürücülere rota planlamada esneklik sağlıyor. Kullanıcılar kendi PC’leri üzerinden rotalarını planlayabiliyor, diğer sürücülerden ilham alabiliyor ve hazırladıkları rotaları RIDER cihazına yükleyebiliyor. Bu özellik, özellikle uzun Avrupa turlarına çıkan motosikletçiler için büyük bir kolaylık sunuyor.


    Su Geçirmez Dokunmatik Ekran ve Bluetooth Özellikleri

    RIDER 410, motosiklet kullanımına özel olarak tasarlanmış su geçirmez dokunmatik ekran ile geliyor. Eldivenle bile kullanılabilen bu ekran, her koşulda pratiklik sağlıyor. Ayrıca cihaz kolayca yatay veya dikey konuma döndürülebiliyor; böylece sürücüler viraj öncesinde daha net bir görüş elde edebiliyor.

    Bluetooth® entegrasyonu ise sürücülere eller serbest görüşme, rota paylaşımı ve kask içi ses sistemiyle talimatları dinleme imkânı tanıyor.


    Ömür Boyu Trafik ve Hız Kamerası Güncellemeleri

    TomTom RIDER 410, ömür boyu trafik bilgisi ve ömür boyu hız kamerası güncellemeleri ile geliyor. Bu hizmetler için kullanıcıların ekstra ücret ödemesine gerek kalmıyor. Böylece sürücüler, her zaman en güncel trafik bilgilerine sahip oluyor ve güvenliklerini artırıyor.


    Avrupa’nın En Heyecanlı 100 Rotası

    Cihazın en özel yanı, Tourenfahrer tarafından test edilmiş 100 rota ile birlikte gelmesi. Alplerin virajlı dağ yollarından Akdeniz kıyılarına kadar uzanan bu rotalar, Avrupa’nın en göz alıcı manzaralarını keşfetmek isteyen motosiklet tutkunları için hazırlanmış durumda.

    Bu rotalar sayesinde sürücüler yalnızca A noktasından B noktasına ulaşmıyor, aynı zamanda yolculuğun kendisini unutulmaz bir deneyime dönüştürüyor.


    Türkiye’de Satışa Sunuluyor

    TomTom RIDER 410 Great Rides Edition, 2016 yılı içinde Türkiye’de de satışa sunulacak. Özellikle uzun yolculukları ve Avrupa turlarını seven Türk motosikletçiler için RIDER 410, yeni bir çağın kapısını aralıyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    TomTom RIDER 410, yalnızca bir navigasyon cihazı değil; motosiklet sürücülerine özel hazırlanmış bir yol arkadaşı. Avrupa’nın en heyecanlı 100 rotasının cihazda hazır bulunması, motosiklet tutkunlarına yepyeni bir keşif deneyimi sunuyor. Özellikle kişiselleştirilebilir sürüş ayarları ve Bluetooth entegrasyonu, RIDER 410’u rakiplerinden ayırıyor.

  • Bosch Türkiye, Orta Doğu’daki Sorumluluğunu Artırıyor

    Bosch Türkiye, Orta Doğu’daki Sorumluluğunu Artırıyor

    Bosch, Pakistan’ın Lahor şehrinde ofis açarak Orta Doğu’daki büyüme stratejisini genişletiyor. Şirket, otomotivden güvenlik sistemlerine birçok alanda bölgeye yatırım yapıyor.

    Bosch’un Orta Doğu Stratejisinde Yeni Adım

    Almanya merkezli teknoloji ve mühendislik devi Bosch, Orta Doğu’daki varlığını güçlendirmek için önemli bir adım attı. Şirket, Pakistan’ın ikinci büyük şehri olan Lahor’da yeni bir ofis açarak, hem Türkiye hem de Orta Doğu’daki sorumluluk alanını genişletti. Bu gelişme, Bosch’un uzun vadeli büyüme stratejisinin önemli bir parçası olarak değerlendiriliyor.

    Bosch, Pakistan’da özellikle Elektrikli El Aletleri, Güvenlik Sistemleri ve Otomotiv Yedek Parça ürün ve çözümlerine odaklanacak. Böylece hem yerel tüketicilere hem de sanayi sektörüne yönelik daha kapsamlı hizmetler sunmayı planlıyor.


    Steven Young: “Pakistan Uzun Vadede Büyük Potansiyel Taşıyor”

    Bosch Türkiye ve Orta Doğu Bölgesi Başkanı Steven Young, Pakistan ofisinin açılışında yaptığı açıklamada, ülkenin genç nüfusuna ve artan ekonomik potansiyeline dikkat çekti:

    “Pakistan, 22 gibi düşük bir yaş ortalamasına sahip. Bu demografik avantaj, uzun vadede Bosch için büyük iş fırsatları barındırıyor. Lahor’da açtığımız ofis, Orta Doğu’daki uzun vadeli başarımıza yönelik önemli bir adımdır.”

    Türkiye’nin yanı sıra Orta Doğu’daki 15 ülkeyi İstanbul merkezinden yöneten Bosch, böylece bölgedeki konumunu daha da sağlamlaştırmayı hedefliyor.


    Pakistan’ın Ekonomik Dinamikleri

    Pakistan, Asya’nın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olarak gösteriliyor. Yıllık büyüme oranı %2’nin üzerinde seyreden ülke, 1950 ile 2015 yılları arasında nüfusunu beş kat artırarak yaklaşık 190 milyona ulaştı. Bu veriler, Pakistan’ı dünyanın en kalabalık altıncı ülkesi haline getirdi.

    Uluslararası Para Fonu (IMF), Pakistan ekonomisinin 2020 yılına kadar yıllık %5 civarında sabit bir büyüme göstereceğini öngörüyor. Bu büyümenin arkasında düşük enflasyon oranı, genç nüfus ve giderek genişleyen orta sınıf bulunuyor. Orta sınıfın önümüzdeki yıllarda yıllık %6 civarında artması bekleniyor.

    Kişi başı GSYİH, son on yılda iki katına çıkarak 1.400 doların üzerine çıktı. Bu durum, hem yerel satın alma gücünün yükseldiğini hem de tüketici pazarının yabancı yatırımcılar için cazip hale geldiğini ortaya koyuyor.


    Bosch’un Uzun Vadeli Orta Doğu Stratejisi

    Bosch, Lahor’daki açılışıyla birlikte Orta Doğu’da istikrarlı büyüme stratejisini bir kez daha ortaya koydu. Şirket, 90 yılı aşkın süredir bölgede faaliyet gösteriyor ve bugün itibarıyla 16 ülkede varlık gösteriyor.

    Bosch’un hedefi yalnızca satış yapmak değil; aynı zamanda bölge ekonomisine katkıda bulunmak. Steven Young, Pakistanlı müşterilerin Bosch’un inovatif ürünlerinden faydalanacağını belirterek şunları söyledi:

    “Ürünlerimiz ve servislerimiz, Pakistan halkının yaşam kalitesini artırmaya katkıda bulunacak. Bu, yalnızca ticari bir yatırım değil; aynı zamanda sosyal ve teknolojik bir dönüşüm fırsatı.”

    2014 yılında Bosch’un Orta Doğu’da gerçekleştirdiği satış rakamı yaklaşık 240 milyon Euro oldu. Bu rakam, şirketin bölgedeki istikrarlı büyümesini teyit ediyor.


    Lahor’un Stratejik Önemi

    Bosch’un Pakistan’daki ilk ofisini Lahor’da açmasının tesadüf olmadığı belirtiliyor. Lahor, Pakistan’ın en kalabalık eyaleti olan Pencap’ta yer alıyor ve 100 milyondan fazla nüfusa sahip. Şehir, hem sanayi hem de ticaret açısından ülkenin en önemli merkezlerinden biri konumunda.

    Steven Young, Lahor’un merkezi konumu sayesinde Bosch için en uygun koşulları sunduğunu vurguladı. Bu avantaj, şirketin bölgeye hızlı ve etkin bir şekilde entegre olmasına yardımcı olacak.


    Almanya-Pakistan Ticari İlişkilerinde Yeni Dönem

    Ofisin açılış törenine katılan Almanya’nın Pakistan Büyükelçisi Ina Lepel, bu yatırımın iki ülke arasındaki ticari ilişkiler açısından da önemli bir dönüm noktası olduğunu dile getirdi:

    “Pakistan hükümeti altyapı ve enerji sektörünü güçlendirmeyi planlıyor. Bu durum yabancı yatırımcıları cezbediyor. Bosch’un Lahor ofisi, Pakistan ile Almanya arasındaki ekonomik işbirliğini daha da güçlendirecek.”

    Bu açıklama, Bosch’un yalnızca ticari değil, aynı zamanda diplomatik ve ekonomik bağlamda da önemli bir rol oynadığını gösteriyor.


    Bosch’un Öncelikli Sektörleri

    Bosch, Pakistan pazarında özellikle üç ana sektöre odaklanacak:

    • Elektrikli El Aletleri: İnşaat, sanayi ve ev kullanımında yaygın olarak kullanılan Bosch el aletleri, Pakistan’daki profesyonel iş gücü ve bireysel kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılayacak.
    • Güvenlik Sistemleri: CCTV kameralar, alarm sistemleri ve akıllı güvenlik çözümleri, ülkenin büyüyen kentleşme ihtiyacına cevap verecek.
    • Otomotiv Yedek Parçaları: Pakistan’daki geniş araç parkı göz önünde bulundurulduğunda, Bosch’un otomotiv teknolojilerindeki uzmanlığı büyük talep görecek.

    Bu sektörler, hem Bosch’un güçlü olduğu alanları hem de Pakistan’ın en hızlı büyüyen ihtiyaçlarını kapsıyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Bosch’un Pakistan’da attığı bu adım, yalnızca şirketin büyüme stratejisinin değil, aynı zamanda Orta Doğu ve Güney Asya pazarının öneminin de altını çiziyor. Volvo XC60 örneğinde olduğu gibi, otomotiv sektörü yalnızca araçlardan ibaret değil; aynı zamanda teknoloji, güvenlik ve altyapı çözümleri ile şekilleniyor.

    Bosch’un Lahor’daki varlığı, hem Pakistanlı tüketicilere hem de sanayiye yenilikçi çözümler sunacak. Sizce Bosch’un bu yatırımı, bölgedeki otomotiv ve teknoloji pazarını nasıl dönüştürür?

  • Doğuş Oto’dan Kız Öğrencilere Tam Destek

    Doğuş Oto’dan Kız Öğrencilere Tam Destek

    Doğuş Oto, meslek liselerinde okuyan kız öğrencilere yönelik özel staj programı başlattı. Program, otomotiv sektöründe kadın istihdamını artırmayı hedefliyor.

    Otomotivde Kadın İstihdamına Destek

    Türkiye otomotiv sektörünün önde gelen perakende kuruluşlarından biri olan Doğuş Oto, kadın istihdamını artırmaya yönelik önemli bir adım attı. Şirket, özellikle Satış Sonrası Hizmetler Departmanı’nda çalışan kadın sayısını artırmak amacıyla yeni bir staj programı başlattı. Bu özel program, otomotiv sektöründe kariyer yapmak isteyen meslek lisesi kız öğrencilerine kapılarını aralıyor.

    Program ilk olarak Doğuş Otomotiv’in Ankara Yetkili Satıcısı Doğuş Oto Etimesgut şubesinde hayata geçirildi. Böylece, Türkiye’de otomotiv sektöründe kadınlara yönelik fırsat eşitliği adına örnek bir girişim başlatılmış oldu.


    Meslek Liseli Kız Öğrencilere Staj İmkânı

    Doğuş Oto’nun staj programı kapsamında, Ankara Güvercinlik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Elektromekanik Bölümü’nde eğitim gören üç kız öğrenci, Etimesgut’taki serviste görevlerine başladı. Program, 3. ve 4. sınıf öğrencilerinin yanı sıra yeni mezun kız öğrencilere de hitap ediyor.

    Öğrenciler, 5 ay veya bir eğitim-öğretim yılı boyunca Doğuş Oto’nun farklı marka araçlarının servis atölyelerinde staj yapma imkânı buluyor. Bu süreçte öğrenciler yalnızca gözlemci değil; aynı zamanda teknisyen yardımcısı olarak bakım ve onarım işlerine aktif katılım sağlıyor.

    Stajyerler ayrıca satış sonrası hizmetlerin tüm etaplarını öğrenmeleri amacıyla orijinal parça yönetimi, raporlama elemanlığı ve müşteri süreçlerine destek gibi görevlerde de yer alıyor. Böylece öğrenciler yalnızca teknik beceri değil, aynı zamanda operasyonel süreçler hakkında da deneyim kazanıyor.


    Amaç: Kadınların Sektördeki Yerini Güçlendirmek

    Otomotiv sektörü, uzun yıllar boyunca erkek egemen bir alan olarak görülse de son yıllarda kadınların bu alandaki varlığı giderek artıyor. Doğuş Oto’nun hayata geçirdiği bu program, kadınların sektörde daha görünür, daha aktif ve daha güçlü bir şekilde yer almasına katkı sağlıyor.

    Kadın çalışan sayısının özellikle servis ve satış sonrası bölümlerinde artırılması, yalnızca toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sektörün dinamizmini ve çeşitliliğini de artırıyor.


    Staj Programının Katkıları

    Doğuş Oto’nun geliştirdiği staj programı öğrencilere birçok açıdan fayda sağlıyor:

    • Uygulamalı Eğitim: Öğrenciler, sınıfta öğrendikleri bilgileri gerçek atölye ortamında deneyimleme fırsatı buluyor.
    • Profesyonel Gelişim: Staj süresince farklı markaların servis prosedürlerini öğrenerek sektöre daha donanımlı hazırlanıyorlar.
    • İstihdam Olasılığı: Programı başarıyla tamamlayan öğrenciler, mezuniyet sonrası otomotiv sektöründe iş bulma şansını artırıyor.
    • Toplumsal Katkı: Kadınların teknik alanlarda çalışabileceğini göstererek diğer öğrencilere rol model oluyor.

    Doğuş Oto’nun İnsan Kaynakları Yaklaşımı

    Doğuş Oto, yıllardır insan kaynakları politikalarında çeşitlilik ve eşitlik ilkesini ön planda tutuyor. Kadınların iş gücüne katılımını destekleyen şirket, bu staj programıyla yalnızca kendi çalışan profiline katkı sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sektör genelinde farkındalık yaratıyor.

    Doğuş Oto yöneticileri, programın yalnızca Ankara ile sınırlı kalmayacağını, önümüzdeki dönemde farklı illerdeki şubelerde de uygulanabileceğini belirtiyor. Böylece programın daha geniş bir coğrafyaya yayılması ve daha fazla kız öğrenciye fırsat tanınması planlanıyor.


    Türkiye’de Kadınların Otomotiv Sektöründeki Yeri

    Türkiye’de kadınların otomotiv sektöründeki istihdam oranı, halen toplam çalışan sayısı içerisinde düşük seviyelerde. Ancak son yıllarda yapılan yatırımlar, eğitim projeleri ve özel programlarla bu oran giderek artıyor.

    Kadın çalışanlar, satış ve pazarlama bölümlerinde daha sık görülürken, teknik servis ve satış sonrası departmanlarında sayıları görece daha az. Bu nedenle Doğuş Oto’nun başlattığı program, özellikle teknik alanlarda kadın istihdamını artırmaya yönelik önemli bir fırsat olarak dikkat çekiyor.


    Öğrencilerin İlk Deneyimleri

    Staj programına katılan öğrenciler, ilk haftalarda yoğun bir eğitim sürecinden geçiyor. Teknisyenlerin gözetiminde gerçekleştirilen bakım ve onarım işlemlerine dahil olan öğrenciler, zamanla kendi sorumluluklarını üstlenmeye başlıyor.

    Bir öğrenci program hakkındaki görüşünü şöyle paylaşıyor:

    “Okulda teorik bilgileri öğreniyoruz ama burada öğrendiklerimizi birebir uygulama şansımız var. İlk kez motor söküp takmak ya da elektrik sisteminde arıza gidermek gerçekten heyecan verici.”


    Piston Kafalar Yorumu

    Doğuş Oto’nun bu girişimi, sosyal sorumluluk ve sektörel gelişim açısından oldukça değerli bir adım. Kız öğrencilere sağlanan bu fırsat, yalnızca mesleki eğitim değil, aynı zamanda özgüven kazandırma açısından da büyük önem taşıyor.

    Sizce otomotiv sektöründe kadın çalışan sayısı önümüzdeki yıllarda artmaya devam eder mi? Bu tarz programlar sektörün geleceğini nasıl şekillendirir? 🚗💭

  • Scania, En Verimli Euro6 Teknolojisini Sunuyor

    Scania, En Verimli Euro6 Teknolojisini Sunuyor

    2016 yılında tanıtılan Scania Euro 6 motorları, SCR teknolojisi, alternatif yakıt seçenekleri ve verimli çözümleriyle taşımacılıkta sürdürülebilirliği yeniden tanımlıyor.

    ScAğır ticari araç sektöründe köklü geçmişiyle tanınan Scania, yalnızca dayanıklı kamyonlarıyla değil aynı zamanda çevre dostu ve yenilikçi motor teknolojileriyle de dikkat çekiyor. Markanın 2016 yılında düzenlediği Scania Winter etkinliği, karayolu taşımacılığında sürdürülebilirliğin yeni adımlarını ortaya koydu. Bu etkinlikte tanıtılan Euro 6 motor teknolojisi, daha temiz emisyon değerleri, düşük yakıt tüketimi ve güçlü performans özellikleriyle öne çıktı.

    Scania’nın hedefi yalnızca bugünün ihtiyaçlarına cevap vermek değil, aynı zamanda geleceğin taşımacılık çözümlerine yön vermek. Bu nedenle hem dizel motorlarda hem de CNG/LNG gibi alternatif yakıt çözümlerinde yatırımlarını hızlandırıyor.


    Euro 6 Motor Teknolojisinin Ayrıntıları

    Scania, Euro 6 normlarına uygun en geniş motor gamına sahip üreticilerden biri oldu.

    • 9 litrelik motorlar: 320 ve 360 beygir gücünde.
    • 13 litrelik motorlar: 410 ve 450 beygir gücünde.
    • SCR sistemi: Paralel çalışan iki SCR ünitesiyle NOx emisyonlarını minimuma indiriyor.
    • DPF (Dizel Partikül Filtresi): Egzoz gazındaki zararlı partikülleri filtreliyor.
    • NOx sensörleri ve basınç ölçerler: Motorun her koşulda optimum verimlilikle çalışmasını sağlıyor.

    Bu teknoloji adeta bir “kimya fabrikası” gibi çalışıyor; emisyonları azaltırken motorun verimliliğini ve uzun ömürlülüğünü koruyor.


    Ayrılabilir Retarder Teknolojisi

    2016 model Scania araçlarla tanıtılan ayrılabilir retarder sistemi, mühendislik açısından önemli bir adım oldu.

    • Sürtünme kayıpları azalıyor, ortalama 0,5 litre yakıt tasarrufu sağlanıyor.
    • Frenleme gücü 3.500 Nm’den 4.100 Nm’ye yükseltildi.
    • Düşük hızlarda dahi yüksek performans elde ediliyor.

    Bu özellik, hem sürücüler hem de filo yöneticileri için güvenlik ve ekonomi anlamında büyük avantaj sunuyor. Özellikle uzun yolda ağır yük taşıyan araçlarda, daha az yakıt tüketimi ciddi maliyet düşüşü anlamına geliyor.


    Güvenlik ve Filo Yönetim Sistemleri

    Scania, sadece motor verimliliğiyle değil, sunduğu güvenlik teknolojileriyle de fark yaratıyor. Euro 6 serisinde şu sistemler standart hale geldi:

    • LDW (Şeritten Çıkma Uyarı Sistemi): Sürücüyü olası dikkatsizliklerde uyarıyor.
    • AEB (Gelişmiş Acil Durum Frenleme): Çarpışma riskini azaltıyor.
    • Filo Yönetim Sistemi: Araçların anlık verilerini analiz ederek işletmelere tasarruf sağlıyor.

    Bu teknolojiler, hem sürücüler hem de işletmeler için güvenliği artırırken operasyonel maliyetleri de düşürüyor.


    Alternatif Yakıtlarla Sürdürülebilirlik

    Scania, sadece dizel motorlarda değil, alternatif yakıt sistemlerinde de öncü rol üstleniyor.

    • 2011’de Euro 5 normlarında tanıtılan CNG (Sıkıştırılmış Doğalgaz) ve LNG (Sıvılaştırılmış Doğalgaz) motorları, Euro 6 standartlarıyla daha gelişmiş hale geldi.
    • 9 litrelik 280 ve 340 beygir gücünde doğal gazlı motorlar, çevre dostu taşımacılık için kullanıma sunuldu.
    • 5 silindirli bu motorlar, 1350 Nm ve 1600 Nm tork üreterek düşük devirlerde bile yüksek performans sağlıyor.

    Bu sayede Scania, karbon salınımını düşürerek sürdürülebilir taşımacılığın öncüsü olmayı sürdürüyor.


    Rakiplerle Kıyaslama

    Scania’nın Euro 6 motorları, sektördeki rakipleriyle karşılaştırıldığında önemli avantajlara sahip.

    • Volvo Trucks: Güçlü motorlarıyla bilinse de, Scania’nın SCR sistemindeki çift kademeli yapı daha düşük emisyon sunuyor.
    • MAN: Yakıt tasarrufu konusunda güçlü, fakat Scania’nın ayrılabilir retarder sistemi MAN’ın çözümlerinden daha verimli kabul ediliyor.
    • Mercedes-Benz Trucks: Gelişmiş güvenlik donanımlarıyla öne çıkıyor; ancak Scania’nın filo yönetim sistemleri daha kullanıcı dostu bulunuyor.

    Bu kıyaslamalar, Scania’nın Euro 6 teknolojisinin hem çevrecilik hem de işletme maliyetlerinde öne çıktığını gösteriyor.


    Türkiye ve Avrupa Pazarında Scania

    Avrupa’da Euro 6 emisyon standartları, taşımacılık sektöründe zorunlu hale gelmiş durumda. Türkiye’de ise filolar, çevreci araçlara geçişi hızlandırıyor. Scania’nın sunduğu motor seçenekleri, özellikle uzun yol taşımacılığı yapan firmalar için yakıt tasarrufu ve sürdürülebilirlik anlamında cazip bir tercih haline geliyor.

    Scania’nın Türkiye’deki güçlü satış ve servis ağı da bu dönüşümü destekleyen en önemli unsurlardan biri.


    Piston Kafalar Yorumu

    Scania Euro 6 motorları, yalnızca mühendislik başarısı değil aynı zamanda çevreci bir vizyonun ürünü. SCR sistemi, ayrılabilir retarder teknolojisi ve alternatif yakıt seçenekleri, markayı geleceğe hazırlıyor. Sizce önümüzdeki 10 yıl içinde ağır ticari araçlarda dizel mi yoksa doğal gaz mı daha baskın olacak? 🚛⚡

    Scania Euro 6 sahnede!
    Yeni SCR teknolojisi, ayrılabilir retarder ve doğal gazlı motorlarıyla Scania, taşımacılığın geleceğine yön veriyor.

  • Mercedes-Benz Türk’den Aksaray Kamyon Fabrikasına Dev Yatırım

    Mercedes-Benz Türk’den Aksaray Kamyon Fabrikasına Dev Yatırım

    Mercedes-Benz Türk, Aksaray Kamyon Fabrikası’na 2018 sonuna kadar 113 milyon Avro yatırım yaparak üretim kapasitesini ikiye katlayacak.

    Türkiye’nin en köklü ticari araç üreticilerinden Mercedes-Benz Türk, Aksaray Kamyon Fabrikası’na dev bir yatırım kararı aldı. Şirket, 2018 yılı sonuna kadar toplam 113 milyon Avro yatırım yaparak fabrikanın üretim kapasitesini ikiye katlamayı planlıyor. Bu hamle, hem Türkiye’nin otomotiv sanayisinde daha da güçlenmesine katkı sağlayacak hem de Mercedes-Benz’in ihracat hacmini ciddi oranda artıracak.

    Fabrika, 2015 yılında 19.688 kamyon üretimiyle kendi rekorunu kırmıştı. Bu yeni yatırımla birlikte Aksaray, yalnızca Türkiye’nin değil, Avrupa’nın da önemli kamyon üretim merkezlerinden biri haline gelecek.


    Temel Atma Töreni ve Katılımcılar

    Yeni yatırım için düzenlenen temel atma törenine;

    • Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık,
    • Mercedes-Benz Türk Finansman ve Controlling Direktörü Stefan Baasner,
    • Mercedes-Benz Türk Kamyon Fabrikası Direktörü Prof. Dr. Frank Lehmann

    katıldı.

    Bakan Işık törende yaptığı konuşmada, Türkiye’nin otomotiv üretiminde Avrupa’da üst sıralarda yer aldığını hatırlatarak yeni yatırımın bu başarıyı pekiştireceğini vurguladı. Ayrıca Mercedes-Benz’in 2009 yılında Türkiye’de kurduğu Ar-Ge merkezi ile sektörde öncü olduğunu ve bugün 274 Ar-Ge çalışanıyla faaliyet gösterdiğini belirtti.


    Mercedes-Benz Türk’ün Stratejik Hedefleri

    Mercedes-Benz Türk, 6 ton ve üzeri kamyon pazarında 14 yıldır aralıksız liderliğini koruyor. 2015 yılında 19.060 kamyon satışıyla yeni bir rekor kıran şirket, yatırımla birlikte hem iç pazar hem de ihracat için yeni bir ivme yakalamayı amaçlıyor.

    Stefan Baasner, yatırımın önemini şu sözlerle ifade etti:

    “113 milyon Avro’luk yeni yatırım, Aksaray Fabrikası için yeni bir sayfa anlamına geliyor. Bu yatırımla ihracatımıza ciddi bir ivme kazandıracağız. Türkiye’ye ve Türk insanına güveniyoruz.”


    Aksaray Fabrikası’nın 30 Yıllık Yolculuğu

    1986 yılında 290 çalışanla üretime başlayan Aksaray Kamyon Fabrikası, bugün 1.800 çalışanıyla faaliyet gösteriyor. Yeni yatırımla birlikte 2018 itibarıyla çalışan sayısı 3.000 kişiye çıkarılacak. Bu artışın %75’ini mavi yakalılar, %25’ini ise beyaz yakalı çalışanlar oluşturacak.

    Fabrikanın geçmişi ve mevcut durumu rakamlarla şöyle:

    • 1986: 3.600 adetlik kapasiteyle üretime başladı.
    • 2015: 19.688 adetlik rekor üretime ulaştı.
    • Bugüne kadar: 223.505 kamyon ve çekici üretildi.
    • 2001’den itibaren: 32.500 kamyon ihraç edildi.
    • Bugüne kadar yatırım miktarı: 355 milyon Avro.
    • Yeni yatırımla toplam yatırım tutarı: 470 milyon Avro.

    Kapasite Artışı ve 3 Vardiya Sistemi

    Mercedes-Benz Türk Kamyon Fabrikası Direktörü Prof. Dr. Frank Lehmann, fabrikanın yeni yatırımla birlikte 2018’den itibaren 3 vardiyalı üretim sistemine geçeceğini açıkladı. Bu sayede üretim kapasitesi ikiye katlanacak ve Türkiye’den dünyaya daha fazla kamyon ihraç edilecek.

    Lehmann, “Kalite standartlarımızı her geçen gün yükseltiyoruz. Yatırımlarımızla süreçlerimizi sürekli optimize ediyor, yeni teknolojilerle üretimimizi güçlendiriyoruz.” dedi.


    Türkiye Ekonomisine Katkı

    Aksaray Kamyon Fabrikası yalnızca üretim değil, aynı zamanda istihdam ve ihracat katkısıyla da Türkiye ekonomisinde kritik bir rol üstleniyor. İç Anadolu Bölgesi’nin en büyük yatırımlarından biri olan fabrika, Türkiye’nin Avrupa’da kamyon üretiminde ikinci sırada yer almasına önemli katkı sağlıyor.

    Mercedes-Benz’in global ölçekte yaptığı yıllık 6 milyar dolarlık Ar-Ge harcamasının bir kısmının Türkiye’ye aktarılması da, ülkenin teknoloji üssü olma yolunda önemli bir adım olarak görülüyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Mercedes-Benz Türk’ün Aksaray yatırımı, sadece bir kapasite artışı değil; aynı zamanda Türkiye’nin küresel kamyon üretiminde daha güçlü bir konuma gelmesi için stratejik bir hamle. Sizce Aksaray, gelecekte Avrupa’nın kamyon üretim üssü olabilir mi? 🚛🇹🇷

  • TEMSA, Ürün Gamını TS 35E İle Genişletiyor

    TEMSA, Ürün Gamını TS 35E İle Genişletiyor

    TEMSA, ABD’de UMA Fuarı’nda yeni modeli TS 35E’yi tanıttı. Geniş ürün gamı ve düşük operasyon maliyetiyle TEMSA, pazar hedeflerini büyütüyor.

    Türkiye’nin önde gelen otobüs üreticilerinden TEMSA, 2010 yılında adım attığı ABD pazarında hızlı bir şekilde büyümeyi başardı. 2016 itibarıyla 700’den fazla aracını Amerika yollarına çıkaran marka, kısa sürede %10’a yaklaşan pazar payıyla dikkat çekti. Atlanta’da düzenlenen UMA Motorcoach Fuarı’nda sahneye çıkan TEMSA, ürün gamını genişletmeye devam edeceğinin sinyalini verdi.

    Fuarda tanıtılan en önemli yenilik, TEMSA TS 35E oldu. Bu model, özellikle küçük gruplar için konforlu yolculuk alternatifi sunarken, düşük operasyon maliyetiyle Amerika’daki taşımacılık firmalarının ilgisini çekmeyi hedefliyor.


    TEMSA TS 35E’nin Tanıtımı ve Fuardaki Başarı

    UMA Fuarı sırasında TEMSA sadece yeni modelini tanıtmakla kalmadı; aynı zamanda önemli satış anlaşmalarına da imza attı. Fuarda:

    • 3 adet TS 30,
    • 8 adet TS 35,
    • 6 adet TS 45

    satışı gerçekleştiren marka, toplamda 17 otobüsü yeni sahiplerine teslim etti. Böylece TEMSA, ABD’deki büyüme hedeflerine bir adım daha yaklaştı.


    Sabancı Holding’den Güçlü Mesaj

    Fuara katılan Sabancı Holding Sanayi Grup Başkanı Mehmet Pekarun, TEMSA’nın başarılarını şu sözlerle özetledi:

    “ABD pazarında 5 yılda 700 otobüs satışı yaptık. Bu yılsonunda 1000’in üzerine çıkmayı hedefliyoruz. Zorlu bir pazarda elde ettiğimiz başarı, yeni üretim seçeneklerini değerlendirmemiz için bize cesaret veriyor.”

    Bu açıklama, TEMSA’nın sadece satış rakamlarıyla değil, aynı zamanda stratejik planlarıyla da ABD’de kalıcı bir oyuncu olma niyetini gösteriyor.


    TEMSA’nın Güçlü AR-GE Vizyonu

    TEMSA TS 35E, firmanın yenilikçi AR-GE yaklaşımının bir ürünü olarak öne çıkıyor. TEMSA, cirosunun %4’ünü AR-GE yatırımlarına ayırıyor ve Türkiye’de üretim tesisi içerisinde AR-GE merkezi belgesi alan ilk şirket olma özelliğini taşıyor.

    Bu yatırımların sonucu olarak:

    • Doğal gazlı ve elektrikli modeller,
    • Türkiye’nin ilk akıllı şehir içi aracı,
    • Tek akslı 12 metrelik “super high decker” otobüs

    gibi yenilikçi ürünler ortaya çıkıyor. TS 35E de bu vizyonun ABD pazarındaki en yeni temsilcisi.


    TEMSA TS 35E’nin Teknik ve Tasarım Özellikleri

    Yeni TS 35E, mevcut TS 35’in geliştirilmiş versiyonu olarak tasarlandı. Dayanıklılığı kanıtlanmış altyapısının üzerine modern tasarım ve fonksiyonel yenilikler eklendi. Başlıca özellikleri şunlar:

    • Yenilenmiş ön ve arka yüz tasarımı
    • Genişletilmiş iç yolcu raf kapasitesi
    • Modern dashboard ve sürücü bölgesi
    • Daha büyük motor odası ve bakım kapakları
    • Çok parçalı yeni tampon tasarımı
    • Geliştirilmiş lastik ve süspansiyon sistemleri

    Bu yenilikler, hem yolculara konforlu bir seyahat sunarken hem de operatörlere düşük operasyon maliyeti sağlıyor.


    Amerika Pazarında TEMSA’nın Konumu

    ABD’de 40’tan fazla eyalette hizmet veren TEMSA araçları, 200’den fazla operatör tarafından kullanılıyor. Özellikle teknoloji şirketlerinin çalışanlarını taşıyan operatörler (Google, Facebook, Twitter, Apple gibi) TS serisi otobüslere yönelmiş durumda.

    Bu tercih, markanın güvenilirlik ve konfor algısını güçlendirirken, yeni TS 35E’nin de pazarda hızla kabul görmesini kolaylaştırıyor.


    2016 ve Sonrası İçin Hedefler

    TEMSA Genel Müdürü Dinçer Çelik, 2015 yılında 6 yeni ürünü pazara sunduklarını, 2016’da ise 9 yeni ürünü daha tanıtacaklarını açıkladı. Bu vizyon, sadece ABD pazarını değil, 64 ülkeye yapılan 10 bini aşkın ihracatı da kapsıyor.

    ABD’de ilk hedef 1000 araca ulaşmak. TS 35E’nin de eklenmesiyle bu hedefin çok daha kısa sürede aşılacağı öngörülüyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    TEMSA TS 35E, ABD gibi rekabetin yoğun olduğu bir pazarda cesur bir adım. Yerli bir markanın bu seviyeye çıkması gerçekten gurur verici. Sizce TEMSA’nın Amerika’daki başarısının en büyük sırrı ne? Hadi yorumlarda konuşalım! 🚍🇹🇷

  • Honda’nın Tedarikçi Ödülü Goodyear’a Verildi

    Honda’nın Tedarikçi Ödülü Goodyear’a Verildi

    Honda’nın seçkin Tedarikçi Ödülü, uzun yıllardır güvenilir lastik ortağı olan Goodyear’a verildi. İşte iş birliğinin detayları!

    Dünya otomotiv sektörünün iki önemli oyuncusu Honda ve Goodyear, uzun yıllardır devam eden iş birliğini yeni bir ödül ile taçlandırdı. Honda’nın her yıl verdiği Tedarikçi Ödülü, bu kez Goodyear’a verildi. Bu ödül, Goodyear’ın Honda’ya sağladığı hızlı ve güvenilir lojistik desteğin, artan lastik talebine verilen etkin yanıtın ve müşteri odaklı hizmet anlayışının bir göstergesi olarak değerlendirildi.

    Honda’nın ödül sistemi, tedarik zincirinde kaliteyi, güvenilirliği ve verimliliği teşvik ediyor. Bu ödülü kazanmak, yalnızca ürün kalitesini değil aynı zamanda tüm iş süreçlerinde sergilenen müşteri memnuniyetini de ortaya koyuyor.


    2015 Anlaşması ve CR-V Modellerinde Goodyear

    2015 yılında yapılan anlaşma kapsamında Honda’nın popüler SUV modeli CR-V, 225/65R17 ebadında Goodyear lastikleri ile donatıldı. Bu anlaşma, yalnızca Honda’nın güvenini değil aynı zamanda Goodyear’ın küresel ölçekteki üretim ve lojistik kabiliyetlerini de gözler önüne serdi.

    Honda’nın artan siparişlerine hızlı yanıt veren Goodyear, üretim süreçlerini yeniden organize ederek kapasitesini yükseltti. Bu sayede Honda, müşterilerine zamanında araç teslim ederek pazar taleplerine güçlü bir şekilde karşılık verdi.


    Ödülün Önemi

    Honda tarafından verilen Tedarikçi Ödülü, yalnızca ürün kalitesine değil, aynı zamanda:

    • Tedarik zincirindeki hız ve güvenilirliğe
    • Müşteri odaklı lojistik çözümlere
    • Uzun vadeli iş birliği ruhuna
    • Yenilikçi üretim ve organizasyon becerilerine

    dikkat çekiyor. Goodyear, bu kriterlerin tamamında başarı sağlayarak ödülün sahibi oldu.


    Goodyear’dan Resmi Açıklama

    Goodyear Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Tüketici Lastikleri Orijinal Ekipman Genel Müdürü Nick Harley, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:

    “Honda tarafından verilen bu ödüle sahip olmaktan dolayı oldukça mutluyuz. Bu ödül, Goodyear’ın müşteri odaklı bir şirket olduğunun ve müşterilerin değişen ihtiyaçlarına oldukça hızlı bir şekilde cevap verebildiğinin en somut kanıtıdır. Honda’ya bu şekilde destek vermekten dolayı mutluyuz ve bu ödül bizim tüm OE müşterilerimize en iyi hizmeti sunabilmek için sürdürdüğümüz çabaların ürünüdür.”

    Bu açıklama, Goodyear’ın yalnızca Honda için değil, tüm iş ortakları için aynı kalite standartlarını hedeflediğinin bir göstergesi oldu.


    Honda-Goodyear Ortaklığının Tarihçesi

    Goodyear, onlarca yıldır dünyanın önde gelen otomobil üreticilerine lastik sağlayan bir marka. Honda ile iş birliği ise uzun yıllardır devam ediyor. Bu süreçte:

    • CR-V başta olmak üzere Honda’nın popüler SUV ve sedan modelleri Goodyear lastikleriyle donatıldı.
    • Goodyear’ın yüksek performanslı lastikleri, sürüş güvenliği, yakıt ekonomisi ve dayanıklılığı ile öne çıktı.
    • Honda’nın farklı pazarlardaki büyümesi, Goodyear’ın küresel tedarik zinciri desteğiyle desteklendi.

    Tedarik Zincirinde Mükemmellik

    Günümüzde otomotiv sektöründe tedarik zinciri yönetimi büyük önem taşıyor. Bir üretici için lastik gibi kritik bir bileşenin zamanında ve doğru şekilde teslim edilmesi, aracın güvenliği kadar müşteri memnuniyetini de etkiliyor.

    Goodyear’ın Honda’ya sağladığı avantajlar:

    • Zamanında teslimat: Artan taleplerde dahi gecikme olmadan üretim hattına destek.
    • Esnek üretim planlaması: Kapasite artırımı ve organizasyonel yenilik.
    • Müşteri memnuniyeti: Nihai kullanıcıya daha hızlı teslimat.
    • Güvenilir kalite: Honda’nın güvenlik ve performans kriterlerini karşılayan lastikler.

    Geleceğe Yönelik Beklentiler

    Goodyear’ın bu ödülü alması, markanın yalnızca mevcut iş birliğini değil gelecekteki projelerini de güçlendiriyor. Honda ve Goodyear, önümüzdeki yıllarda:

    • Daha çevreci lastik teknolojileri
    • Yakıt tüketimini azaltan düşük dirençli lastikler
    • Elektrikli ve hibrit araçlar için özel çözümler
    • Sürdürülebilir üretim yöntemleri

    üzerinde birlikte çalışmayı planlıyor.

  • Bosch Onlie Gaz Pedalı İle Yakıt Tasarrufu!

    Bosch Onlie Gaz Pedalı İle Yakıt Tasarrufu!

    Bosch aktif gaz pedalı, titreşimli uyarı sistemiyle sürücüye destek olurken yakıt tüketimini %7’ye kadar azaltıyor.

    Yakıt tüketiminin dörtte birinin sürücünün ayağıyla doğrudan bağlantılı olduğunu biliyor muydunuz? Bugüne kadar sürücülere önerilen tek çözüm, yavaş sürmek ve ekonomik sürüş teknikleri öğrenmekti. Ancak Bosch, geliştirdiği aktif gaz pedalı teknolojisi ile bu anlayışı kökten değiştiriyor. Hafif titreşimle sürücüyü uyaran pedallar, yalnızca yakıt ekonomisine katkı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda güvenlik alanında da devrim niteliği taşıyor.

    Robert Bosch GmbH Benzinli Sistemler Bölümü Başkanı Stefan Seiberth, “Bosch aktif gaz pedalı, sürücülerin yakıt tasarrufu yapmasına yardımcı oluyor ve potansiyel olarak tehlikeli durumlarda da uyarı veriyor.” diyerek teknolojinin iki yönlü faydasını özetliyor.


    Yakıt Tasarrufunda %7’ye Varan İyileştirme

    Aktif gaz pedalı, sürücüye en uygun gaz basıncını hissettiren geribildirim sağlıyor. Böylece gereksiz hızlanma engelleniyor ve yakıt tüketimi %7’ye kadar azalıyor. Bu aynı zamanda CO₂ emisyonlarının da düşmesi anlamına geliyor.

    Pedal, şanzımanla entegre çalışarak en uygun vites değiştirme zamanını belirgin bir şekilde hissettiriyor. Geleneksel gösterge panelindeki küçük okların aksine, sürücü ayağıyla doğrudan bu uyarıyı hissediyor. Eğer sürücü vites değiştirmek istemezse, yalnızca biraz daha basınç uygulaması yeterli oluyor.


    Hibrit Araçlarda Ekstra Tasarruf

    Bosch’un aktif gaz pedalı hibrit araçlarda da devreye giriyor. Özellikle dur-kalk serbest sürüş modu ile araç hareket halindeyken içten yanmalı motoru kapatarak elektrikli sürüşe geçiş sağlanabiliyor. Bosch’un hesaplamalarına göre, bu sayede toplam yolculuğun %30’una kadar motor kapalı kalabiliyor.

    Pedal, ayrıca sürücüye elektrikli motordan içten yanmalı motora geçiş anını bildiriyor. Bu sayede hibritlerde de ciddi oranda yakıt tasarrufu mümkün hale geliyor.


    Güvenlik İçin Titreşimli Uyarı

    Aktif gaz pedalı yalnızca ekonomi için değil, güvenlik için de çalışıyor. Navigasyon sistemi ve trafik işaretlerini tanıyabilen kameralarla entegre çalışan sistem, sürücü çok hızlı bir şekilde viraja yaklaşıyorsa titreşim veriyor. Aynı şekilde hız limitlerini aştığında ters basınç uygulayarak sürücüyü uyarıyor.

    Pedal ayrıca çarpışma uyarı sistemleriyle de senkronize çalışabiliyor. Potansiyel kazalarda sürücüyü hızlanmaması yönünde uyararak güvenliği artırıyor.


    Online Bağlantı ile Akıllı Pedal

    Bosch’un en yenilikçi adımı ise pedalı “online” hale getirmesi. İnternet bağlantısı sayesinde pedal, sürücüyü yanlış yönde gidişler, trafik sıkışıklıkları, kavşaklardaki yoğunluk gibi konularda uyarabiliyor. Yani yalnızca bir mekanik parça değil, aynı zamanda dijital bir sürüş asistanı görevi görüyor.

    Bu özellikle bağlantılı araç teknolojilerinin hızla geliştiği günümüzde, sürüş güvenliği için kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.


    Çevre Dostu Sürüş Deneyimi

    Modern otomobillerde yakıt tasarrufu ve emisyon düşüşü artık yalnızca motor teknolojileriyle sınırlı değil. Bosch’un bu pedalı sayesinde sürücüler, çevreci sürüş alışkanlıklarını daha kolay kazanabiliyor. Araç üreticileri, yazılım değişiklikleriyle pedalı farklı uyarı senaryolarına da adapte edebiliyor.

    Bu da Bosch aktif gaz pedalını geleceğin elektrikli ve hibrit mobilite vizyonunun merkezine yerleştiriyor.


    Sonuç: Ayağınızla Tasarruf

    Bosch’un geliştirdiği aktif gaz pedalı, sürücünün ayağını yönlendirerek hem yakıt tasarrufu hem de güvenlik sağlıyor. İster hibrit ister konvansiyonel motorlu araç olsun, bu teknoloji sürüş deneyimini daha verimli, güvenli ve çevreci hale getiriyor.

  • Japon GS Yuasa ve İnci Akü Ortaklığında Hedef Zirve

    Japon GS Yuasa ve İnci Akü Ortaklığında Hedef Zirve

    İnci GS Yuasa, 200 milyon TL yatırım planıyla Türkiye’de kapasitesini 2 katına çıkarmayı ve ihracatta 4 kat büyümeyi hedefliyor.

    Türkiye’nin köklü akü üreticisi İnci Akü ile Japon akü devi GS Yuasa’nın ortaklığından doğan İnci GS Yuasa, İstanbul’da düzenlenen basın toplantısıyla önümüzdeki 5 yıl için iddialı hedeflerini açıkladı. Toplantıda konuşan İnci GS Yuasa İcra Kurulu Direktörü Cihan Elbirlik, kapasite artırımı ve Ar-Ge yatırımlarına odaklanacaklarını, toplam yatırım tutarının 200 milyon TL’yi bulacağını söyledi.

    Elbirlik, “Beş yıllık süreçte fabrikalarımızın kapasitesini 2 katına çıkaracağız. Yatırımlarımızın %50’sini teknoloji gelişimi için kullanacağız. Aynı dönemde istihdamı da 2 katına çıkararak Türkiye’de işgücüne katkı sağlayacağız. Satış gelirlerimizi 3 katına, ihracat gelirlerimizi ise 4 katına yükseltmeyi hedefliyoruz.” dedi.


    Kapasite ve İstihdamda Büyük Artış

    İnci GS Yuasa, İzmir’deki üretim tesislerinde önümüzdeki yıllarda kapasite artışıyla birlikte hem iç pazarın hem de Avrupa pazarının önemli oyuncularından biri olmayı amaçlıyor. Şirket, starter akü pazarında Türkiye’de satılan her 4 aküden 1’ini, endüstriyel akü alanında ise her 3 aküden 1’ini üretmeyi planlıyor.

    Yeni yatırımlar sayesinde yalnızca kapasite değil, istihdam olanakları da ikiye katlanacak. Bu, hem Türkiye ekonomisine hem de bölgesel kalkınmaya doğrudan katkı anlamına geliyor.


    Marka Gücü ve Ürün Çeşitliliği

    İnci GS Yuasa çatısı altında İnci Akü, EAS, Hugel, Blizzaro ve İnci Battery markaları bulunuyor. Ortaklıkla birlikte GS Yuasa’nın güçlü markası Yuasa da Türkiye’de üretilecek.

    Cihan Elbirlik, “Önümüzdeki 5 yıl içinde yalnızca satış gelirlerini artırmak değil, aynı zamanda ürün gamımızı da zenginleştirmek önceliğimiz. Otomotiv, UPS ve telekom sektörlerine yönelik akülerde en yüksek kalite standardını sunmayı sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.


    İhracatta Hedef 4 Kat Büyüme

    Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, İnci GS Yuasa son 6 yıldır sektörün ihracat lideri konumunda. Yeni dönemde GS Yuasa’nın küresel ağı sayesinde mevcut pazarlarda güçlenmeyi, yeni pazarlarda ise hızlı büyümeyi hedefliyor.

    Elbirlik, “İhracat satış gelirlerimizi 5 yıl içinde 4 katına çıkarmak istiyoruz. Bu yalnızca şirketimiz için değil, Türkiye’nin otomotiv yan sanayii için de stratejik bir adım olacak.” dedi.


    Japonya’dan Türkiye’ye Ar-Ge Transferi

    Basın toplantısında söz alan GS Yuasa İcra Kurulu Direktör Vekili Yuji Hashimoto, Türkiye’nin coğrafi konumuna ve stratejik önemine dikkat çekti:

    “Türkiye, bulunduğu coğrafya açısından bizim için çok değerli. İnci Akü ile yaptığımız ortaklık, yalnızca ticari değil stratejik bir işbirliği. GS Yuasa’nın hibrit, elektrikli otomobil ve uzay uygulamaları için geliştirdiği akü teknolojilerini Türkiye’ye taşıyacağız.”

    Bu açıklama, önümüzdeki yıllarda Türkiye’de yüksek teknolojili akü üretiminin artacağının sinyali olarak değerlendirildi.


    Elektrikli Araçlar İçin Güçlü Adım

    Elektrikli ve hibrit araçların yaygınlaşmasıyla birlikte yüksek kapasiteli lityum-iyon akü talebi hızla artıyor. İnci GS Yuasa, GS Yuasa’nın global Ar-Ge birikimi sayesinde bu alanda da öncü olmayı planlıyor. Özellikle elektrikli otomobil pazarında yerli üretimle söz sahibi olmak, şirketin uzun vadeli vizyonunun merkezinde yer alıyor.


    Türkiye Ekonomisi İçin Stratejik Katkı

    200 milyon TL’lik yatırım yalnızca akü sektöründe değil, Türkiye’nin ihracat gelirlerinde de önemli bir pay oluşturacak. Kapasite artışıyla birlikte, İzmir tesislerinden çıkan ürünler Avrupa, Ortadoğu ve Afrika pazarlarına ihraç edilecek.

    İnci GS Yuasa, bu sayede Türkiye’nin otomotiv yan sanayinde küresel oyuncular arasında yerini daha da sağlamlaştıracak.


    Sonuç: Zirveye Giden Yol

    İnci GS Yuasa’nın hedefi yalnızca Türkiye’de değil, Avrupa ve çevre bölgelerde de lider akü üreticisi olmak. Kapasite artışı, teknoloji transferi, ihracat büyümesi ve Ar-Ge yatırımlarıyla şirket, otomotiv endüstrisinin dönüşümünde kritik bir role hazırlanıyor.