Kategori: Sektörel

otomotiv sektörü 2018

  • Mazda Yeniden Türkiye’de: Sessiz Bir Dönüş Ama Şimdilik Sadece Servis İçin!

    Mazda Yeniden Türkiye’de: Sessiz Bir Dönüş Ama Şimdilik Sadece Servis İçin!

    Mazda Türkiye’ye geri döndü! Ancak bu dönüş satışla değil, yalnızca servis ve satış sonrası hizmetlerle başladı. Satış içinse henüz erken.

    Mazda’nın Türkiye Hamlesi: Satış Değil, Servis Odaklı Bir Geri Dönüş

    Son günlerde otomotiv dünyasında yankı bulan “Mazda Türkiye’ye geri dönüyor” iddiaları, büyük oranda yanlış anlaşılmış durumda. Bazı kaynaklar Mazda’nın Doğan Trend Otomotiv ile yeni bir satış anlaşması imzaladığını öne sürse de, gerçekte imzalanan anlaşma sadece servis ve satış sonrası (after-sales) hizmetlerini kapsıyor.

    Mazda, Türkiye pazarında 2023 sonlarında sıfır araç satış operasyonlarını sonlandırmıştı. Ancak markanın tamamen çekilmediği, servis ağının yeniden yapılandırıldığı ve yeni dönemde müşteri memnuniyetine odaklı bir model benimsediği görülüyor.


    Doğan Trend Otomotiv Mazda Servis Ağı İçin Yetkili Oldu

    Mazda markasının Türkiye’deki servis ve yedek parça dağıtım yetkisi, Doğan Trend Otomotiv’e geçti. Bu gelişmeyle birlikte Mazda sahipleri, Doğan Trend’in mevcut servis altyapısından yararlanabilecek.

    Doğan Trend Otomotiv, hâlihazırda MG, Suzuki, Piaggio ve Silence gibi markaların Türkiye distribütörlüğünü yürütüyor. Mazda ile yapılan bu yeni iş birliği, şirketin portföyünü genişletirken, Mazda Türkiye kullanıcılarına resmî bakım ve garanti hizmetlerinin devam edeceği anlamına geliyor.

    Anlaşmanın yürürlüğe giriş tarihi ise 1 Şubat 2026 olarak belirtiliyor.


    Peki Mazda Satışa Geri Dönecek mi?

    Henüz hayır. Mazda’nın Türkiye’de yeniden sıfır araç satışı başlatacağına dair resmî bir açıklama bulunmuyor. Markanın global iletişiminde Türkiye satış operasyonuna ilişkin bir plan paylaşılmadı. Yani şu anki gelişme, bir “geri dönüş” değil; mevcut kullanıcıların servis hizmetlerinin sürdürülebilirliğini sağlama hamlesi.

    Otomotiv yazarları arasında bu haber, bir “satış dönüşü” gibi yorumlanınca sosyal medyada hızla yayıldı. Ancak Mazda kaynaklarından doğrulanan bilgi, yalnızca servis ve satış sonrası distribütörlük anlaşmasının imzalandığı yönünde.


    Globalde Mazda’nın Sessiz Stratejisi

    Mazda, global pazarlarda sessiz ama istikrarlı bir dönüşüm sürecinde. Ancak Avrupa genelinde de markanın yeniden yapılanma süreci sürüyor. Türkiye pazarında yeniden satış operasyonu başlatılması içinse 2026 sonu veya 2027 öncesinde bir planlama görünmüyor.

    Mazda sahiplerinin Türkiye’de ulaşabilecekleri resmi iletişim bilgisine BURADAN ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Mazda’nın Türkiye pazarında yeniden “görünür” hâle gelmesi otomotiv dünyasında doğal olarak heyecan yarattı. Ancak bu hamle, tam anlamıyla bir dönüş değil daha çok mevcut kullanıcıları yalnız bırakmama stratejisi.

    Doğan Trend’in güçlü satış sonrası ağı, Mazda sahipleri için ciddi bir güvence oluşturacak. Yine de hatırlatmak gerekir ki, Mazda uzun süredir Türkiye’de aktif bir satış ağına sahip değildi. Bu yıllar, marka için önemli bir pazar kaybı anlamına geldi.

    Umarız bu yeni iş birliği, gelecekte sıfır araç satışlarının da yeniden başlamasının önünü açar. Çünkü Mazda, tasarım kalitesi ve mühendislik yaklaşımıyla Türkiye yollarında yeniden hak ettiği yeri fazlasıyla alabilecek potansiyele sahip bir marka.

    kuyucular Bunları da Merak Etti 👇





  • Renault’nun Yeni Tasarım Başkan Yardımcısı Alexandre Malval Oldu!

    Renault’nun Yeni Tasarım Başkan Yardımcısı Alexandre Malval Oldu!

    Peugeot ve Mercedes-Benz geçmişiyle tanınan Alexandre Malval, Renault’nun geleceğini yeniden şekillendirmeye hazırlanıyor.

    Renault, tasarım vizyonunu güçlendirmek için önemli bir atama gerçekleştirdi. Peugeot ve Mercedes-Benz geçmişiyle tanınan Alexandre Malval, 2 Ocak 2026 itibarıyla markanın yeni Tasarım Başkan Yardımcısı oldu.

    Renault’da Yeni Dönem: Alexandre Malval Göreve Başlıyor

    Fransız otomotiv devi Renault, markanın tasarım vizyonunu yeni bir seviyeye taşımak amacıyla önemli bir atama yaptı. Alexandre Malval, 2 Ocak 2026 itibarıyla Renault markasının Tasarım Başkan Yardımcısı (Vice President of Design) olarak göreve başlayacak.

    Malval, doğrudan Laurens van den Acker’a (Renault Group Chief Design Officer) bağlı olarak çalışacak ve aynı zamanda Renault markası yönetim komitesine katılacak.


    Deneyim, Yenilik ve Marka Kimliği Vizyonu

    Renault’nun Tasarım Direktörü Laurens van den Acker, atama hakkında şunları söyledi:

    “Alexandre Malval’ı ekibimize katmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Uluslararası deneyimi, tasarımla markaları yeniden tanımlama becerisi ve güçlü vizyonu, Renault’yu bir üst seviyeye taşıyacak.”

    Renault CEO’su Fabrice Cambolive ise şu ifadeleri kullandı:

    “Alexandre Malval’ın gelişi, ‘voitures à vivre’ yani ‘yaşanacak arabalar’ felsefemizde yeni bir dönüm noktası. Onun yaratıcı vizyonu, markamızın Avrupa’daki ve global sahnedeki büyüme stratejisinin merkezinde olacak.”


    Alexandre Malval Kimdir?

    55 yaşındaki Alexandre Malval, Londra’daki Royal College of Art mezunu. Kariyerine 1994 yılında Renault’nun Gelişmiş Tasarım Departmanı’nda dış tasarımcı olarak başladı. İki yıl sonra Volkswagen Group Design Center Europe (Barselona) ekibine katıldı ve burada Audi ve Volkswagen markaları için önemli projelerde görev aldı.

    2001’de Citroën Tasarım Merkezi’ne geçti, daha sonra Peugeot’da görev yaptı ve 2012’de Citroën Tasarım Direktörü oldu.

    2018’den bu yana Mercedes-Benz International Design Center Europe’un CEO’su ve Tasarım Direktörü olarak görev yapan Malval, burada Mercedes-Benz, Maybach, Smart ve AMG markalarının ileri tasarım projelerini yönetti.

    Bu merkez, markanın konsept otomobillerinden üretim modellerine kadar geniş bir yelpazede yenilikçi projelere imza attı. Malval, aynı zamanda geleceğin otomotiv tasarımını şekillendiren vizyoner isimlerden biri olarak kabul ediliyor.


    Renault’nun Tasarım Stratejisinde Yeni Vizyon

    Renault, son yıllarda “Yeni Rönesans” stratejisiyle marka kimliğini modernleştirirken, duygusal tasarımı yüksek teknolojili altyapıyla birleştiren modellerle öne çıkıyor. Malval’ın gelişi, bu dönüşümün hızlanacağına işaret ediyor. Özellikle yeni nesil elektrikli modeller, R5, Scenic E-Tech ve Renault 4 gibi ikonik geri dönüş projeleriyle birlikte, markanın tasarım çizgisine yepyeni bir dinamizm kazandıracak.

    Bu atama, Renault’nun tasarımı sadece estetik bir unsur değil, aynı zamanda marka stratejisinin merkezine koyduğunun bir göstergesi.

    Türkiye’de satılan Renault modellerine ve en güncel fiyat bilgisine Renault Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Alexandre Malval’ın Renault’ya dönüşü, adeta bir tasarım döngüsünün tamamlanması gibi.
    Kariyerine Renault’da başlayan Malval, şimdi markanın geleceğini şekillendirmek için geri dönüyor. Peugeot’daki zarif çizgilerle Mercedes-Benz’in teknik disiplinini harmanlayan bir tasarım anlayışıyla, Renault’nun gelecek modellerinde sofistike ama cesur bir tasarım dili beklenebilir. Özellikle elektrikli araç çağında estetikle mühendisliğin birleştiği yeni bir Renault dönemi başlıyor olabilir.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇




  • Motul Türkiye’de Yeni Dönem: Pazarlama Müdürlüğüne Pınar Zevkirlioğlu Atandı

    Motul Türkiye’de Yeni Dönem: Pazarlama Müdürlüğüne Pınar Zevkirlioğlu Atandı

    Motul Türkiye’de önemli bir atama gerçekleşti. Otomotiv sektöründe deneyimli isim Pınar Zevkirlioğlu, markanın yeni Pazarlama Müdürü oldu.

    170 yılı aşkın süredir motor yağı ve sıvı teknolojileri alanında küresel bir uzman olan Motul, Türkiye operasyonlarında önemli bir görevlendirme yaptı. Otomotiv sektöründe uzun yıllara dayanan deneyimiyle tanınan Pınar Zevkirlioğlu, Motul Türkiye Pazarlama Müdürü olarak atandı.

    Kariyerinde önemli görevler üstlenen Zevkirlioğlu, geçmişte Volkswagen Grubu’nda farklı pazarlama pozisyonlarında çalıştı. Ardından Bosch Türkiye ve Orta Doğu bölgesinden sorumlu pazarlama yöneticiliği görevini yürüttü.

    İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler mezunu olan Zevkirlioğlu, ayrıca Galatasaray Üniversitesi İşletme Yüksek Lisansı ile akademik kariyerini tamamladı. Yeni görevinde Motul Türkiye’nin tüm pazarlama stratejileri, kurumsal iletişim faaliyetleri ve marka yönetim süreçlerinden sorumlu olacak.

    Motul Türkiye, bu stratejik atama ile birlikte otomotiv sektöründeki marka gücünü daha da pekiştirmeyi ve pazardaki konumunu güçlendirmeyi hedefliyor.

    Sitemizin Sektörel içerikli haberlerine BURADAN ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Motul Türkiye’nin pazarlama liderliğini deneyimli bir isme emanet etmesi, markanın Türkiye’deki büyüme ve marka konumlandırma stratejilerinde yeni bir dönemin habercisi olarak değerlendirilebilir. Pınar Zevkirlioğlu’nun hem küresel markalarda edindiği tecrübe hem de sektörel dinamizme hâkim bakış açısı, Motul’ün pazarlama faaliyetlerini daha stratejik ve hedef odaklı bir çizgiye taşıyacaktır. Bu atama, markanın sadece ürünleriyle değil, iletişim dili ve müşteri deneyimiyle de rekabette fark yaratma niyetinin güçlü bir göstergesi.

  • Porsche’nin 2025 Raporu: Elektrikli Satışlar Arttı, Toplam Satışlarda Küresel Denge Korundu

    Porsche’nin 2025 Raporu: Elektrikli Satışlar Arttı, Toplam Satışlarda Küresel Denge Korundu

    Porsche, 2025’in ilk dokuz ayında 212.509 araç teslim etti. Elektrikli satışlar yüzde 35,2’ye yükselirken, Macan yüzde 18 büyüme ile en çok satılan model oldu. Çin’de düşüş sürerken, Kuzey Amerika ve yeni pazarlar yükselişte.

    Elektrikli Dönüşümde Hız Artıyor

    Porsche, 2025’in ilk dokuz ayında zorlu piyasa koşullarına rağmen güçlü bir performans sergileyerek toplam 212.509 araç teslimatı gerçekleştirdi. Bu teslimatların %35,2’si elektrifikasyona sahip modellerden oluştu. Bunların %23,1’i tamamen elektrikli araçlar olurken, %12,1’i plug-in hibrit modellerden geldi.

    Özellikle Macan modeli, satışlarını %18 oranında artırarak markanın elektrifikasyon stratejisinin merkezinde yer aldı. Avrupa’da elektrifikasyon oranı %56’ya ulaşırken, bu alanda Porsche’nin büyüme ivmesi daha da güçlendi.


    Kuzey Amerika ve Yeni Pazarlar Yükselişte

    Porsche’nin satışlarının en yüksek olduğu bölge, 64.446 teslimatla Kuzey Amerika oldu ve burada geçen yıla göre %5’lik bir artış kaydedildi. Denizaşırı ve Gelişen Pazarlar da %3 artışla 43.090 adetle tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.

    Ancak Avrupa (Almanya hariç) teslimatları %4 düşerek 50.286 adete, Almanya satışları ise %16 azalarak 22.492 adete geriledi. Bu düşüşte 718 ve Macan modellerinin üretim kısıtlamaları ile AB siber güvenlik düzenlemeleri etkili oldu.

    Çin pazarı ise %26’lık düşüşle 32.195 adet teslimatla zayıf seyrini sürdürdü. Porsche, burada rekabetin ve lüks segmentteki durgunluğun etkilerini hissederken, “değer odaklı satış” stratejisine yöneliyor.


    Macan Yine Zirvede

    Ocak-Eylül 2025 döneminde Porsche’nin en çok satan modeli, 64.783 adetle Macan oldu. İlginç olan, bu rakamın 36.250’sinin tamamen elektrikli Macan modellerinden oluşması.

    • Panamera: 21.243 adet (-%1)
    • 911: 37.806 adet (-%5)
    • 718 Boxster/Cayman: 15.380 adet (-%15)
    • Taycan: 12.641 adet (-%10)
    • Cayenne: 60.656 adet (-%22)

    Özellikle 718 serisinin üretimi 2025’in son çeyreğinde sona erecek olması ve yeni elektrikli Cayenne’in yılın son çeyreğinde tanıtılacak olması, gelecek dönem satış stratejileri açısından kritik bir dönüm noktası olacak.


    “Değer Hacminin Üzerinde” Stratejisi Sürüyor

    Porsche Satış ve Pazarlama Yönetim Kurulu Üyesi Matthias Becker, mevcut zorluklara rağmen stratejinin planlandığı şekilde ilerlediğini vurguladı:

    “Porsche bu yıl da güçlü teslimat rakamlarını korumayı başardı. Pazar koşullarına uyum sağlamak adına ürün stratejimizi çeşitlendiriyor, müşterilerimizin farklı ihtiyaçlarına yanıt verecek esnek çözümler sunuyoruz. Önümüzdeki dönemde ‘değer, hacimden önce gelir’ stratejimizle yolumuza devam edeceğiz.”

    Ayrıca Porsche, Sonderwunsch ve Exclusive Manufaktur programlarına olan yüksek talep doğrultusunda kişiselleştirme kapasitesini artırmayı planlıyor.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇



    Piston Kafalar Yorumu

    Porsche’nin teslimat verileri, küresel lüks otomobil pazarında yaşanan değişimlerin fotoğrafını net şekilde gösteriyor. Çin gibi kritik pazarlarda yaşanan sert düşüşe rağmen, elektrifikasyon odaklı strateji ve bölgesel çeşitlilik, markanın global satış dengesini korumasını sağladı. Macan’ın elektrikli versiyonuyla liderliği sürdürmesi, Porsche’nin gelecekteki ürün gamının da ipuçlarını veriyor. Özellikle 2026’da gelecek tam elektrikli Cayenne ve yeni model lansmanları, satış dengesini yeniden yukarı taşıyabilir.

    Porsche’nin Türkiye’de satılan modellerine ve en güncel fiyat bilgisine Porsche Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.


    📊 Porsche Teslimat Verileri (Ocak – Eylül 2025)

    Bölge2024 Teslimat2025 TeslimatDeğişim
    Dünya Geneli226.026212.509-%6
    Almanya26.83822.492-%16
    Kuzey Amerika61.47164.446+%5
    Çin43.28032.195-%26
    Avrupa (hariç Almanya)52.46550.286-%4
    Diğer Pazarlar41.97243.090+%3

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Ferrari 2030 Planını Açıkladı: Her Yıl 4 Yeni Model, %20 Elektrikli Gelecek!

    Ferrari 2030 Planını Açıkladı: Her Yıl 4 Yeni Model, %20 Elektrikli Gelecek!

    Ferrari, 2030 stratejik planında yılda ortalama 4 yeni model, %20 elektrikli ürün gamı, 90.000 aktif müşteri hedefi ve dev eğitim projeleriyle geleceğe yön veriyor.

    Ferrari 2030 Stratejik Planı: Elektrifikasyon, Yenilik ve Mirasın Buluştuğu Yeni Çağ

    Dünyanın en köklü süper otomobil markalarından Ferrari, Maranello’daki Capital Markets Day etkinliğinde geleceğe yön verecek 2030 stratejik planını açıkladı. Plan; teknoloji, ürün çeşitliliği, müşteri deneyimi ve sürdürülebilirlik gibi alanlarda köklü dönüşümler içeriyor. Ferrari, gelecek beş yılda her yıl ortalama dört yeni model tanıtmayı hedeflerken, ürün gamında %20 elektrikli, %40 hibrit ve %40 içten yanmalı araçlara yer verecek.


    Model Çeşitliliği: “Farklı Ferrariler, Farklı Ferraristi’ler İçin”

    Ferrari, 2026-2030 arasında her yıl ortalama dört yeni araç tanıtarak ürün gamını genişletecek. Marka, “farklı Ferrariler, farklı Ferraristi’ler ve farklı anlar için” mottosuyla hareket ederek her modelin farklı müşteri profiline hitap etmesini sağlayacak.

    2026’nın sonlarında teslimatlarına başlanacak Ferrari Elettrica, bu vizyonun merkezinde yer alıyor. Şirket, elektrik teknolojisini Ferrari ruhuna uygun şekilde yorumlayarak duygulara hitap eden, sürüş keyfini zirveye taşıyan modeller yaratmayı hedefliyor.

    Yeni modellerle birlikte kişiselleştirme seviyesi de artacak. 2027’de Tokyo ve Los Angeles’ta açılacak Tailor Made merkezleri, müşterilerin araçlarını benzersiz şekilde özelleştirmesine olanak tanıyacak.


    Sürdürülebilirlik ve Karbon Azaltma Hedefleri

    Ferrari, çevresel etkisini azaltmak için iddialı adımlar atıyor. 2021’e kıyasla Scope 1 ve Scope 2 sera gazı emisyonlarını 2030’a kadar %90 azaltmayı, Scope 3 emisyonlarını ise 2024’e kıyasla %25 azaltmayı planlıyor.

    Bu hedefe ulaşmak için:

    • Yenilenebilir enerji kullanımını artıracak,
    • Yeni güneş panelleri kuracak,
    • Tedarik zincirini karbon nötr hale getirmek için iş ortaklarıyla iş birliği yapacak.

    Ayrıca, üretimde geri dönüştürülmüş alüminyum kullanımıyla %75 CO₂ tasarrufu hedefleniyor. Bu adımlar, Ferrari’nin yalnızca performansta değil, çevre konusunda da liderlik iddiasını güçlendiriyor.


    Yarış DNA’sı ve Teknoloji Tarafsızlığı

    Ferrari’nin geleceği yalnızca elektrifikasyondan ibaret değil. Şirket, V6, V8 ve V12 motorlarını geliştirmeye devam ederek içten yanmalı motorların sınırlarını zorlamayı sürdürecek. Yeni nesil hibritler, Formula 1 ve dayanıklılık yarışlarından elde edilen bilgi birikimiyle şekillenecek.

    Ferrari’nin “teknoloji tarafsızlığı” stratejisi, içten yanmalı, hibrit ve elektrikli güç ünitelerini aynı anda geliştirerek müşterilere gerçek seçim özgürlüğü sunmayı amaçlıyor. Bu yaklaşım, farklı gövde stilleri ve şasi konfigürasyonlarıyla birleştirildiğinde markanın eşsiz sürüş deneyimini güçlendirecek.


    Yeni Nesil İçin M-TECH Alfredo Ferrari Projesi

    Ferrari, inovasyonu yalnızca ürünlerine değil, eğitime de taşıyor. M-TECH Alfredo Ferrari adlı yeni eğitim merkezi, Maranello’da kurulacak ve gelecek nesil mühendisler ile teknisyenleri yetiştirecek. Bu proje, Fondazione Agnelli, Modena Belediyesi ve Emilia-Romagna Bölgesi iş birliğiyle hayata geçirilecek ve dünya çapında otomotiv endüstrisine yön verecek yetenekler yetiştirecek.


    Yaşam Tarzı ve Marka Deneyimi: Sadece Bir Otomobil Değil

    Ferrari artık yalnızca süper otomobillerle değil, yaşam tarzı ürünleri ve deneyimleriyle de varlığını güçlendiriyor. 2026’da Londra ve New York’ta açılacak flagship mağazalar, markanın “lüks yaşam” vizyonunu destekleyecek. Marka, 180.000 Ferraristi ve 400 milyon tifosi’ye hitap ederek hem özel hem kapsayıcı bir topluluk oluşturmayı hedefliyor.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇



    Piston Kafalar Yorumu

    Ferrari, 2030 stratejisiyle yalnızca süper otomobil üreticisi kimliğini değil, tüm ekosistemiyle bir “lüks mobilite ve deneyim markası” olma yolunda ilerliyor. Elektrifikasyon, eğitim ve sürdürülebilirlik yatırımları, markayı geleceğin otomotiv dünyasında daha da güçlü bir konuma taşıyacak gibi görünüyor. En önemlisi, Ferrari bunu yaparken özünden — yarış ruhundan ve sürüş tutkusundan — asla ödün vermiyor.

    Ferrari’nin Türkiye’deki resmi satış kanalı için Ferrari Türkiye Resmi Web Sitesi aracılığı ile ulaşabilirsiniz.

  • Tesla 2025’in 3. Çeyreğinde 497 Bin Araç Teslimatı İle Rekor Kırdı

    Tesla 2025’in 3. Çeyreğinde 497 Bin Araç Teslimatı İle Rekor Kırdı

    Tesla, 2025’in 3. çeyreğinde 447.450 araç üretti, 497.099 teslimatla tarihinin en yüksek rakamına ulaştı. ABD ve Avustralya satışları yükselirken Avrupa’da düşüş yaşandı.

    Tesla, 2025’in üçüncü çeyreğinde tarihinin en yüksek üretim ve teslimat rakamlarına ulaştı. Temmuz–Eylül döneminde 447.450 araç üreten marka, 497.099 teslimat gerçekleştirerek yeni bir küresel rekora imza attı. Ayrıca enerji depolama tarafında da 12,5 GWh’lik kurulumla şirket tarihinin en güçlü çeyreği kaydedildi.

    Rekor Satış ve Teslimatlar

    • Model 3/Y: 435.826 üretim, 481.166 teslimat
    • Diğer Modeller (S, X, Cybertruck): 11.624 üretim, 15.933 teslimat
    • Toplam: 447.450 üretim, 497.099 teslimat

    Teslimatların %2’si, operasyonel kiralama muhasebesi kapsamında değerlendirildi.

    ABD ve Avustralya’dan Güçlü Destek

    ABD’de 30 Eylül itibarıyla sona eren 7.500 dolarlık federal EV teşviği, Tesla’nın satışlarını önemli ölçüde artırdı. Bu sayede ABD teslimatları geçen yılın aynı dönemine göre %7 yükseldi.
    Avustralya’da ise güncellenen Model Y, Eylül ayında ülkenin en çok satan üçüncü modeli oldu. Tesla Model Y, aynı zamanda Avustralya’nın en çok satan elektrikli otomobili konumunu korudu.

    Avrupa’da Düşüş Sürüyor

    Küresel başarıya rağmen, Tesla’nın Avrupa satışları 2025’in ilk 8 ayında %43 geriledi. Buna karşın bölgedeki genel EV satışları %25 artış gösterdi. Avrupa’daki bu kayıp, Tesla için en kritik denge unsurlarından biri olarak öne çıkıyor.

    Elon Musk ve Tesla’nın Geleceği

    Tesla CEO’su Elon Musk, 2025’te ABD hükümetinde üstlendiği kısa süreli görev sonrası satışların geçici olarak yavaşladığını kabul etmişti. Ancak yılın ikinci yarısında markanın yeniden ivme kazanmasıyla Musk’ın liderliğine olan güven pekişti. Tesla yönetim kurulu, CEO’ya tarihin en yüksek değerdeki 1 trilyon dolarlık 10 yıllık ödeme paketini teklif etti.

    Tesla, 2025 yılı üçüncü çeyrek finansal sonuçlarını 22 Ekim 2025’te açıklayacak. Bu sonuçların, şirketin yeni stratejileri ve global büyüme hedefleri açısından önemli ipuçları barındırması bekleniyor.

    Tesla’nın Türkiye’deki Durumu

    Tesla, 2023’te Türkiye pazarına hızlı bir giriş yaptı ve özellikle Model Y, kısa sürede en çok tercih edilen elektrikli SUV modellerinden biri haline geldi. 2024 boyunca artan teslimatlarla birlikte markanın pazar payı yükseldi. Ancak 2025’te küresel dalgalanmalardan Türkiye de etkilendi; satışlarda belirgin bir yavaşlama gözlendi. Yine de Tesla, Supercharger ağını genişletmeye ve Türkiye’de elektrikli mobiliteye öncülük etmeye devam ediyor.

    Piston Kafalar Yorumu

    Tesla’nın 2025’in üçüncü çeyreğinde ulaştığı rekor rakamlar, markanın globalde hâlâ güçlü bir oyuncu olduğunu gösteriyor. Ancak özellikle Avrupa’daki %43’lük düşüş, Tesla’nın pazar dengesi açısından kritik bir uyarı niteliğinde. ABD ve Avustralya gibi pazarlardaki güçlü performans, şirketi taşırken, Avrupa’da kaybedilen ivmenin nasıl geri kazanılacağı önümüzdeki dönemde belirleyici olacak.

    Tesla’nın Türkiye’de satılan modellerine ve en güncel fiyat listesine TESLA Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Volvo 1 Milyonuncu Plug-in Hybrid Modelini Teslim Etti

    Volvo 1 Milyonuncu Plug-in Hybrid Modelini Teslim Etti

    Volvo Cars, Eylül 2025 itibarıyla 1 milyonuncu Plug-in Hybrid otomobilini teslim etti. Global PHEV liderliği pekişirken, Türkiye’deki hibrit pazarına etkileri de mercek altında.

    Volvo’nun Elektrifikasyon Yolculuğunda Dönüm Noktası

    Volvo Cars, tamamen elektrikli bir marka olma hedefi doğrultusunda önemli bir kilometre taşına ulaştı. Şirket, Eylül 2025’te 1 milyonuncu Plug-in Hybrid (PHEV) aracını müşterisine teslim etti. Bu başarı, markanın sadece globalde değil, Türkiye gibi gelişmekte olan pazarlarda da hibrit teknolojisine verdiği önemin altını çiziyor.

    2019 yılında yaklaşık 46.000 adetlik PHEV satışına sahip olan Volvo, 2024’te bu rakamı 177.000 adedin üzerine çıkardı. Bu ivmenin arkasında özellikle XC60 Plug-in Hybrid ve XC90 Plug-in Hybrid modelleri bulunuyor.


    Küresel Satışların %23’ü PHEV

    2025’in ilk yarısında Volvo Cars’ın toplam satışlarının %23’ü PHEV modellerden oluştu. Özellikle Avrupa’da XC60 modeli, 2024 yılında kıtanın en çok satan şarj edilebilir hibrit SUV’u oldu. Üstelik son üç yıldır dünya genelinde premium PHEV segmentinde liderliğini sürdürüyor.

    XC60’ın yanı sıra yenilenen XC90 da ABD, Çin ve İsveç gibi stratejik pazarlarda güçlü talep görmeye devam ediyor. Yeni XC70 Plug-in Hybrid modeli ise CLTC test döngüsünde sunduğu 200 kilometrenin üzerinde elektrikli menzil ile dikkat çekiyor.


    Plug-in Hybrid Neden Stratejik Bir Köprü?

    Volvo Cars CCO’su Erik Severinson, PHEV modellerin önemini şu sözlerle açıklıyor:

    “Volvo Cars tamamen elektrikli bir geleceğe kendini adamış durumda. Plug-in hybrid modellerimiz, henüz tamamen elektrikli sürüşe hazır olmayan kullanıcılarımız için bu geleceğe açılan önemli bir köprü niteliğinde.”

    Markanın iç verilerine göre, Volvo PHEV kullanıcıları günlük sürüşlerinin yaklaşık yarısını tamamen elektrikli modda tamamlıyor. Bu da PHEV’leri, şarj altyapısı tam oturmamış ülkeler için pratik bir çözüm haline getiriyor.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇



    Türkiye’de Volvo Plug-in Hybrid Satışları

    Türkiye’de otomotiv pazarında hibrit ve elektrikli araçlara olan talep hızla artıyor. Ancak yüksek vergi oranları (ÖTV ve KDV) ve sınırlı şarj altyapısı, özellikle tamamen elektrikli araçlara geçişi zorlaştırıyor.

    • Türkiye’de Volvo’nun PHEV portföyünde XC60 Recharge ve XC90 Recharge modelleri öne çıkıyor.
    • Bu modeller, yüksek donanım seviyesi ve premium segmentteki hibrit alternatifsizliği nedeniyle belirli bir müşteri kitlesi tarafından tercih ediliyor.
    • Ancak Türkiye’de PHEV’ler hâlâ dar bir pazar payına sahip. Çünkü fiyatlar, vergiler sebebiyle yüksek kalıyor.
    • Buna rağmen, PHEV’lerin elektrikli sürüş + içten yanmalı esnekliği sayesinde, özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde “range anxiety” (menzil kaygısı) yaşamadan hibrit konforu sunması Türk kullanıcılar için cazip bir nokta.

    Volvo’nun Hibrit Yolculuğundaki İlkler

    • 2012: V60 dizel hibrit ile dünyada PHEV sunan ilk premium üreticilerden biri oldu.
    • 2015-2020: Ürün gamındaki her modelin hibrit versiyonunu sunan dünyadaki tek üretici.
    • 2025: 1 milyonuncu PHEV teslim edildi.
    • Gelecek: 2030 itibarıyla tamamen elektrikli bir marka olma hedefi.

    2024 Volvo Cars Finansal Sonuçları

    Volvo Car Group, 2024 yılında rekor finansal sonuçlara ulaştı:

    • 400,2 milyar SEK gelir (tüm zamanların en yüksek seviyesi)
    • 27 milyar SEK faaliyet kârı
    • 763.389 adet küresel satış

    Bu veriler, markanın PHEV stratejisinin yalnızca çevresel değil, finansal açıdan da şirketi ileri taşıdığını gösteriyor.

    Piston Kafalar Yorumu

    Volvo’nun 1 milyonuncu PHEV teslimatı, markanın elektrifikasyon yolunda ne kadar sistematik ilerlediğini gösteriyor. Ancak bu başarıya rağmen, PHEV’ler tam elektrikli gelecek için geçici bir çözüm niteliğinde.

    Türkiye özelinde ise PHEV’lerin yaygınlaşması için hem vergisel düzenlemeler hem de şarj altyapısının geliştirilmesi gerekiyor. Aksi halde PHEV modeller, sadece belirli bir müşteri kitlesine hitap eden niş ürünler olarak kalmaya devam edecek.

    Kısacası Volvo, dünya genelinde PHEV lideri olsa da Türkiye’de bu başarıyı aynı ölçüde yansıtamıyor. Yine de PHEV teknolojisi, tam elektrikliye geçişin güvenli bir köprüsü olmaya devam edecek.

    VOLVO’nun Türkiye’de satılan modellerine ve en güncel fiyat listesine VOLVO Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

  • 2025 Türkiye Otomotiv Pazarı 9 Ayda %9 Büyüdü: Elektrikli ve Hibritlerde Rekor Artış

    2025 Türkiye Otomotiv Pazarı 9 Ayda %9 Büyüdü: Elektrikli ve Hibritlerde Rekor Artış

    ODMD verilerine göre 2025 Ocak-Eylül döneminde Türkiye otomotiv pazarı %9 büyüdü. Elektrikli ve hibrit araç satışları tarihi seviyelere ulaştı.

    Pazarın Genel Görünümü

    Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) tarafından açıklanan Türkiye otomotiv pazarı verilere göre, 2025 yılı Ocak-Eylül döneminde otomobil ve hafif ticari araç pazarı geçen yılın aynı dönemine göre %9,15 artarak 927.647 adede ulaştı .

    • Otomobil satışları: 742.687 adet (%9,98 artış)
    • Hafif ticari araç satışları: 184.960 adet (%5,92 artış)

    Sadece Eylül 2025’te satışlar %25,71 artarak 110.302 adede ulaştı. Bu ay özelinde Türkiye otomotiv pazarı otomobil satışları %26,77 artışla 88.274 adet, hafif ticari satışlar ise %21,66 artışla 22.028 adet olarak gerçekleşti .


    Segmentlere Göre Dağılım

    Türkiye otomotiv pazarı pazarında C segmenti %56 payla (416.257 adet) liderliğini korurken, B segmenti %25,8 (191.817 adet) ile ikinci sırada geldi. En küçük sınıf olan A segmenti ise %0,4’lük paya geriledi .

    Gövde tiplerine bakıldığında ise Türkiye’de tüketicinin tercihi çok net:

    • SUV satışları 465.791 adetle %62,7 pay aldı.
    • Sedan otomobiller %22,3 payla 165.308 adet,
    • Hatchback modeller %14,1 payla 104.461 adet satıldı .

    Motor Tiplerine Göre Dağılım

    Türkiye’de motor seçeneklerinde dönüşüm hızla devam ediyor:

    • Benzinli: 345.838 adet (%46,6 pay)
    • Hibrit: 198.174 adet (%26,7 pay)
    • Elektrikli: 133.781 adet (%18 pay)
    • Dizel: 58.695 adet (%7,9 pay)

    Özellikle hibrit ve elektrikli satışlarında dikkat çekici artış yaşandı:

    • Hibrit satışları bir yılda %78,6 arttı.
    • Elektrikli satışlar %119,9 artışla iki katına çıktı.
    • 160 kW üstü elektrikli otomobil satışları %203 artış kaydetti .

    Hafif Ticari Araçlarda Durum

    Hafif ticari araç pazarında Van gövde tipi %74 payla (136.801 adet) liderliğini sürdürürken, kamyonetler %9,8 pay aldı. Motor tipinde dizel %92,5’lik ağırlığını korusa da, elektrikli hafif ticari araç satışları %97,8 artarak 1.232 adede ulaştı .


    Eylül Ayı Markalara Göre Perakende Satışlar

    Excel ve ODMD verilerine göre Eylül 2025’te perakende satışlar 110.302 adet oldu. Yerli-ithal dağılımına bakıldığında:

    • Fiat: 10.787 adet (6.497 otomobil, 4.290 hafif ticari)
    • Renault: 11.529 adet (10.613 otomobil, 916 hafif ticari)
    • Volkswagen: 8.669 adet (6.464 otomobil, 2.205 hafif ticari)
    • Hyundai: 5.540 adet
    • Toyota: 6.829 adet

    Yerli üretimde Togg 2.255 adet satışla istikrarını sürdürdü. Elektrikli odaklı markalar arasında Tesla 1.664 adet satışla dikkat çekti.


    2025 Genelinde Öne Çıkan Markalar

    Ocak-Eylül 2025 toplam verilerine göre:

    • Fiat 82.638 adetle lider,
    • Renault 92.095 adet,
    • Volkswagen 70.559 adet,
    • Hyundai 47.061 adet,
    • Toyota 63.567 adetlik satış performansına ulaştı .

    Togg, 9 ayda 23.325 adet satışla Türkiye pazarında kalıcı bir oyuncu olduğunu kanıtladı.


    Sürdürülebilirlik ve Emisyon Tablosu

    Türkiye otomotiv pazarında düşük emisyonlu araçların payı giderek artıyor.

    • <100 gr/km emisyon değerine sahip araçlar 184.319 adetle %24,8 pay aldı.
    • 120–140 gr/km arasındaki araçlar %30,7 pay ile en yüksek grubu oluşturdu .

    Otomatik şanzıman tercihi %94,3 ile zirvede yer alırken manuel şanzımanlı araçların payı yalnızca %5,7’de kaldı.

    Piston Kafalar Yorumu

    2025 Türkiye otomotiv pazarı verileri, sektörün sadece büyümediğini, aynı zamanda dönüşüm yaşadığını gösteriyor. Hibrit ve elektrikli araçlarda rekor artış, tüketici eğilimlerinin geleceğin mobilitesine kaydığını ortaya koyuyor. SUV’ların hakimiyeti sürerken, yerli üretimin payı da güçleniyor. Özellikle Togg’un satış performansı ve Tesla gibi markaların artan etkisi, pazarın çok kutuplu bir yapıya evrildiğinin işareti.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Türkiye Lojistik Filolarında Renault Trucks Etkisi: Karınca Lojistik’ten 100 Araçlık Yatırım

    Türkiye Lojistik Filolarında Renault Trucks Etkisi: Karınca Lojistik’ten 100 Araçlık Yatırım

    Karınca Lojistik’in 100 adet Renault Trucks T480 yatırımı, Türkiye’de lojistik filolarında markaların tercih dengelerini yeniden gündeme taşıdı.

    Türkiye’de lojistik sektöründe filo yatırımları hız kesmiyor. Son örnek, Karınca Lojistik’in 100 adet Renault Trucks T480 çekiciyi filosuna katması oldu. Bu gelişme, hem şirketin Avrupa operasyonlarını güçlendirmesi hem de Türkiye lojistik sektöründe markaların filo tercihlerini göstermesi açısından dikkat çekici.

    Filo yatırımlarında yeni denge

    Son yıllarda Türk lojistik şirketleri arasında Avrupa merkezli operasyonlara yatırım öne çıkıyor. MAN ve Mercedes-Benz’in yanı sıra Renault Trucks da giderek daha fazla tercih edilen markalar arasına girdi. Karınca Lojistik’in 100 adetlik yatırımı da bu eğilimin en güçlü göstergelerinden biri.

    Sürdürülebilirlik ön planda

    Yakıt verimliliği ve çevreci teknolojiler, filo tercihlerinde kritik rol oynuyor. Karınca Lojistik’in açıklamalarında da yakıt tasarrufu ve çevresel sorumluluk vurgusu dikkat çekti. Sektörde bu parametreler yalnızca maliyet avantajı değil, aynı zamanda rekabet avantajı sağlayan unsurlar haline gelmiş durumda.

    Sektör için ne ifade ediyor?

    Türkiye’de lojistik şirketlerinin filosuna kattığı her yeni araç, aslında markaların pazardaki payını doğrudan etkiliyor. Karınca Lojistik’in tercihi, Renault Trucks’ın Türkiye pazarında yükselişini güçlendirecek. Ancak aynı dönemde başka lojistik devlerinin de Mercedes-Benz veya MAN tarafına yönelmesi, rekabeti canlı tutuyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Filo teslimatları tek başına “reklam haberi” gibi görülebilir. Ancak doğru okunduğunda, hangi markanın hangi segmentte öne çıktığını ve sektörün nereye gittiğini gösteren önemli veriler içerir. Karınca Lojistik’in tercihi, Renault Trucks’ın Türkiye pazarında güç kazandığını gösteriyor. Önümüzdeki dönemde MAN ve Mercedes’in atacağı adımlar, rekabetin seyrini belirleyecek.

    Renault’un Türkiye’de satılan kamyon modellerine ve en güncel fiyat listelerine Renault Trucks Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Sitemizin Sektörel içerikli haberlerine BURADAN ulaşabilirsiniz.

  • Opel Otonom Araçlar İçin Yapay Zekâ Destekli Aydınlatma Testleri Yapıyor

    Opel Otonom Araçlar İçin Yapay Zekâ Destekli Aydınlatma Testleri Yapıyor

    Opel, otonom araçların güvenliğini artırmak için yapay zekâ destekli aydınlatma testleri gerçekleştiriyor. Yeni far teknolojisi, yayalarla ve sürücülerle güvenli iletişim sağlayacak.

    Otonom Araçlarda Yeni Bir Güvenlik Katmanı

    Otomotiv endüstrisi hızla otonom sürüş teknolojilerine yönelirken, bu sistemlere duyulan güvenin artırılması için farklı alanlarda inovatif çözümler geliştiriliyor. Bunlardan biri de ışık tabanlı iletişim teknolojileri. Opel, Stellantis ve Almanya’daki Teknik Üniversite Darmstadt (TU Darmstadt) iş birliğiyle geliştirilen yapay zekâ destekli ışık iletişimi sistemi, otonom araçların trafikteki diğer kullanıcılarla doğrudan görsel etkileşim kurmasını mümkün kılıyor.

    Bu yenilik, Darmstadt’ta düzenlenen Uluslararası Otomotiv Aydınlatma Sempozyumu (ISAL 2025) kapsamında özel olarak tasarlanan Opel Grandland üzerinde tanıtıldı. Proje, hem güvenlik hem de toplumsal kabul açısından otonom araçların geleceğine ışık tutuyor.


    Opel’in Aydınlatma İnovasyonundaki Köklü Geçmişi

    Opel, otomotiv sektöründe uzun yıllardır aydınlatma teknolojilerinde öncü bir marka olarak biliniyor. Şirket, halihazırda birçok modelinde gelişmiş far sistemleri sunuyor:

    • Intelli-LED: Opel Corsa ve Mokka’da
    • Intelli-Lux Matrix: Corsa, Mokka ve Combo’da
    • Intelli-Lux Pixel Light: Astra ve Astra Sports Tourer’da
    • Intelli-Lux HD Light: Yeni Grandland’da ilk kez

    Ancak bu kez Opel’in vizyonu yalnızca sürücünün görüşünü artırmak değil, araç ile insan arasındaki iletişimi güvenli hale getirmek.


    Yapay Zekâ ile Desteklenen Işık İletişimi Nasıl Çalışıyor?

    Tanıtılan sistem, araç üzerindeki kamera sensörleri, yapay zekâ tabanlı jest ve obje algılama yazılımı ile bütünleşik bir aydınlatma düzeni içeriyor. Amaç, trafikteki riskli durumlarda hem yayaları hem de sürücüleri renkli ışık sinyalleriyle bilgilendirmek.

    • Cyan renk: Araç SAE Level 3 modunda otonom sürüşteyken sürekli yanıyor. Bu, diğer yol kullanıcılarına aracın otonom modda çalıştığını bildiriyor.
    • Magenta renk: Sistem, yol üzerinde bir yaya veya olası tehlike algıladığında devreye giriyor. Bu renk, yayalara “dikkat, araç geliyor” uyarısı sağlıyor.
    • Yeşil renk: Araç tamamen durduğunda aktifleşiyor. Yeşil yaya figürü gösterilerek yayaların güvenle geçiş yapabileceği işaret ediliyor.

    Eğer yapay zekâ durumun üstesinden gelemezse, sistem otomatik olarak sürücüye müdahale çağrısı yapıyor. Bu da güvenliği iki kat artırıyor.


    Renk Seçiminin Önemi

    Proje ekibinden Julisa Le ve Philipp Röckl, renklerin seçiminde titizlikle çalışıldığını belirtiyor. Kırmızı gibi klasik uyarı renkleri araçlarda zaten kullanıldığı için karışıklık yaratma riski var. Bu nedenle cyan ve magenta tercih edilmiş. Bu renkler, trafikte mevcut standartlarla çakışmadığı için net ve evrensel bir iletişim dili sunuyor.


    Araştırma ve İşbirliği Boyutu

    Opel, Stellantis ve TU Darmstadt arasındaki bu ortaklık, 2022’de başlatıldı. Proje, Stellantis’in global araştırma ağı olan “OpenLabs” kapsamında yürütülüyor. Burada üniversitelerle birlikte geliştirilen fikirler, geleceğin otomotiv teknolojilerinde kullanılmak üzere test ediliyor.

    Stellantis, aynı zamanda TU Darmstadt’ın Elektrik Mühendisliği ve Bilgi Teknolojileri Bölümü’nde üç doktora öğrencisini destekleyerek, akademik bilgi birikimini doğrudan sektöre aktarıyor.


    Otonom Araçlarda Güven Sorununa Yenilikçi Bir Çözüm

    Otonom araçların en büyük sorunlarından biri, trafikteki diğer kullanıcıların araca güvenmesi. Bir yayanın, aracın kendisini görüp görmediğinden emin olamaması, otonom araçların sürüşün kabulünü zorlaştırıyor. Opel’in geliştirdiği bu teknoloji, ışık üzerinden evrensel bir iletişim dili kurarak bu sorunu minimize etmeyi hedefliyor.

    Örneğin; bir çocuğun aniden yola çıkması, ya da park halindeki araç arasından çıkan bir yayayı algılayan sistem, aracın yavaşladığını ve duracağını açık bir şekilde gösteriyor. Bu da yayalara güven veriyor.


    Geleceğe Yön Veren Bir Adım

    Otonom sürüş teknolojileri üzerine çalışan markalar arasında rekabet her geçen gün artıyor. Tesla, Waymo, Mercedes ve Hyundai gibi devler farklı sensör ve yazılım kombinasyonlarıyla öne çıkarken, Opel’in ışık tabanlı iletişim çözümü farklı bir yaklaşım sunuyor. Bu teknoloji, yalnızca görüş mesafesini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda insan-makine etkileşimini güvenli hale getiriyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Opel’in tanıttığı bu sistem, geleceğin otomotiv teknolojilerinde görsel iletişimin merkezi bir rol oynayacağını gösteriyor. Yapay zekâ destekli ışık dili, hem sürücülerin hem de yayaların güvenliğini artırırken, otonom araçların toplum tarafından daha kolay benimsenmesini sağlayacak. Bizce bu tür inovasyonlar, “insanların teknolojiye güvenini inşa etme” yarışında belirleyici olacak.


    Sonuç

    Opel’in ISAL 2025’te tanıttığı yapay zekâ destekli ışık iletişim sistemi, otonom sürüş teknolojilerinin evrimi açısından devrim niteliğinde. Opel, Stellantis ve TU Darmstadt iş birliğiyle geliştirilen bu teknoloji, hem akademik hem de endüstriyel gücü bir araya getirerek, geleceğin otomobillerine yön verecek.

    Bu gelişme, sadece Opel için değil, tüm otomotiv sektörü için yeni bir güvenlik standardı oluşturabilir.

    Opel’in Türkiye’de satılan en güncel model listesine ve fiyat bilgilerine Opel Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir