Kategori: Sektörel

otomotiv sektörü 2018

  • BMW ve Mercedes-Benz Tarihi Ortaklığa mı Gidiyor? Motor Paylaşımı Yolda

    BMW ve Mercedes-Benz Tarihi Ortaklığa mı Gidiyor? Motor Paylaşımı Yolda

    BMW ve Mercedes-Benz, tarihte ilk kez motor paylaşımı için masaya oturdu. Euro 7 kuralları, yavaşlayan EV satışları ve maliyet baskıları iki ezeli rakibi aynı noktada buluşturdu.

    Ezeli Rakiplerden Şaşırtan Hamle

    Otomotiv dünyasında ezeli rakipler denildiğinde akla gelen ilk iki marka şüphesiz BMW ve Mercedes-Benz. On yıllardır birbirine rakip olan bu iki Alman devinin, tarihte bir ilk olacak şekilde motor paylaşımı için iş birliği yapmaya hazırlandığı iddiası otomotiv gündemine bomba gibi düştü.

    Almanya’nın saygın yayınlarından Manager Magazin’in haberine göre, iki marka arasında üst düzey görüşmeler sürüyor. Autocar’a konuşan üst düzey bir Mercedes-Benz yetkilisi de görüşmeleri doğruladı. Eğer anlaşma sağlanırsa, resmi açıklamanın 2025 sonuna kadar yapılması bekleniyor.

    Bu gelişme, geçtiğimiz ay BMW, Mercedes-Benz ve Volkswagen’in bağlantılı araç yazılımı geliştirme ortaklığı açıklamasının hemen ardından geldi. Yani Almanya’nın üç devi, artan maliyetler ve küresel baskılar nedeniyle rekabetten iş birliğine yöneliyor.


    Neden Şimdi? Euro 7 ve EV Satışlarındaki Düşüş

    Bu iş birliğinin en önemli sebeplerinden biri, 2026’da yürürlüğe girecek Euro 7 emisyon standartları. Yeni düzenlemeler, içten yanmalı motorların geliştirilmesini çok daha maliyetli hale getiriyor.

    Diğer yandan elektrikli araç satışlarındaki yavaşlama, özellikle Mercedes-Benz tarafında büyük bir sorun. Marka, bazı elektrikli modellerinin satışlarını ABD’de durdurmak zorunda kaldı.

    BMW ise bu alanda daha güçlü: 2024 yılında 426.595 adet elektrikli araç satarak Mercedes-Benz’in satışlarını ikiye katladı. Hatta Avustralya’da BMW i4, Mercedes-Benz’in tüm C-Serisi satışlarını geride bıraktı.

    Mercedes-Benz CEO’su Ola Källenius da geçtiğimiz aylarda yaptığı açıklamada, 2035’te içten yanmalı motor yasağının Avrupa otomotiv sanayisini çöküşe sürükleyebileceğini belirterek mevcut stratejilerde hatalar yapıldığını kabul etmişti.


    Motor Paylaşımının Detayları

    Görüşmelere göre:

    • BMW, yeni nesil B48 serisi 2.0 litrelik dört silindirli turbo benzinli motorunu Mercedes-Benz’e sağlayabilir.
    • Mercedes-Benz’in mevcut 1.5 litrelik M252 motoru, Çin’de Geely-Renault ortaklığında üretiliyor ve hibrit uyumluluğu bulunmuyor.
    • BMW’nin motoru ise plug-in hibrit (PHEV) sistemlere uyumlu, bu da Mercedes’in ürün gamını geleceğe hazırlamasını kolaylaştıracak.

    Eğer anlaşma sağlanırsa, CLA, GLA, GLB, GLC, C-Serisi ve E-Serisi gibi popüler Mercedes modelleri BMW motorlarıyla satılabilir. Ayrıca ikonik G-Serisi’nin “küçük versiyonu” olarak lanse edilen ‘Little G’ de bu motorlardan faydalanabilir.


    Ortaklık Motorla Sınırlı Kalmayabilir

    Autocar’ın haberine göre, iş birliği yalnızca motor paylaşımıyla sınırlı olmayabilir. Şanzımanlar ve üretim merkezleri de anlaşmaya dahil edilebilir. Bu sayede her iki marka da:

    • Geliştirme maliyetlerini azaltacak,
    • ABD’deki yüksek ithalat vergilerinden kaçınma stratejisi geliştirecek,
    • Daha hızlı hibritleşme sürecine uyum sağlayacak.

    Retro Esintili Tasarım ve Modern Teknoloji

    İş birliği her ne kadar motorlarla ilgili olsa da, bu anlaşma tasarım ve üretim stratejilerini de etkileyebilir. Zira Mercedes-Benz’in elektrikli stratejilerinde yaşadığı zorluklar, BMW’nin teknoloji ve platform paylaşımıyla destek verebileceği yorumlarını da gündeme getirdi.


    Piston Kafalar Yorumu

    BMW ve Mercedes-Benz gibi otomotivin iki ağır topunun yan yana gelmesi, tıpkı Formula 1’de ezeli rakiplerin aynı masaya oturması gibi heyecan uyandırıcı. İş birliği gerçekleşirse, otomobil tutkunları CLA ya da C-Serisi gibi modellerin kaputunun altında BMW motoru görmeye alışmak zorunda kalacak.

    Geçtiğimiz günlerde sitemizde paylaştığımız Mercedes-AMG GT Track Sport haberi, markaların pist performansındaki rekabetini gözler önüne seriyordu. Ancak görünen o ki, gelecekte pistte rakip olan markalar, yolda aynı kalbi paylaşabilecek.

    BMW’nin Türkiye’de satılan en güncel fiyat ve model ailesine BURADAN, Mercedes-Benz’in Türkiye’de satılan en güncel fiyat ve model ailesine ise BURADAN ulaşabilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Rabam’dan Online Çekici Hizmeti: Yolda Kalanlar İçin 3 Adımda Çözüm!

    Rabam’dan Online Çekici Hizmeti: Yolda Kalanlar İçin 3 Adımda Çözüm!

    Rabam, Checkmate Future iş birliğiyle “Online Çekici Hizmeti”ni başlattı. Artık araç sahipleri, arıza ya da kaza durumunda uygulama üzerinden anında çekici çağırabiliyor.

    Türkiye’de Dijital Yol Yardımında Yeni Dönem

    Türkiye’de mobil araç hizmetleri hızla çeşitleniyor. Rabam, kullanıcılarına yeni bir kolaylık sunarak “Online Çekici Hizmeti”ni devreye aldı. Bu sayede sürücüler, sadece birkaç dokunuşla bulundukları konuma çekici çağırabiliyor ve süreci şeffaf fiyatlandırma ile online olarak takip edebiliyor.


    Kadın Sürücüler İçin Güven Unsuru

    Trafikte araç arızası, özellikle gece saatlerinde ya da yoğun bölgelerde kadın sürücüler için daha stresli bir deneyim olabiliyor. Rabam’ın bu yeni sistemi, kullanıcıların kendini daha güvende hissetmesine imkân tanıyor. Çekicinin adı, konumu ve hareketleri anlık olarak görülebiliyor, bu da hem güven hem de zaman tasarrufu sağlıyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Otomotiv sektöründe dijitalleşme, sadece yeni otomobillerde değil, yol yardım hizmetlerinde de hız kazanıyor. Rabam’ın çekici hizmeti, özellikle büyük şehirlerde sürücülerin işini kolaylaştıracak gibi görünüyor. Bu tür sistemler, hem bireysel kullanıcıların hem de filo sahiplerinin hayatını kolaylaştırırken, güvenlik ve şeffaflık noktasında da önemli bir dönüşümü işaret ediyor.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir:

  • KTM ve Husqvarna’nın Yeni Evi Açıldı: Aydoğanlar Showroom Yenibosna’da Hizmete Girdi

    KTM ve Husqvarna’nın Yeni Evi Açıldı: Aydoğanlar Showroom Yenibosna’da Hizmete Girdi

    KTM ve Husqvarna, Aydoğanlar Şirketler Grubu iş birliğiyle Yenibosna’da yeni showroom açtı. Motosiklet kültürünün yeni buluşma noktası oldu.

    İstanbul’da Motosiklet Tutkunlarına Yeni Merkez

    Dünya çapında motosiklet tutkunlarının vazgeçilmez markaları KTM ve Husqvarna, artık İstanbul Yenibosna Basın Ekspres Yolu’nda açılan yeni showroom ile motosikletseverlerle buluşuyor. Aydoğanlar Şirketler Grubu, 75 yıllık otomotiv tecrübesini motosiklet dünyasına taşıyarak sektörde güçlü bir adım attı.

    Yeni adres, Türkiye genelinde açılan 37. KTM – Husqvarna mağazası oldu. Geniş ürün yelpazesinin yanı sıra aksesuar, ekipman ve orijinal yedek parça satışının da yapılacağı showroom, motosiklet kültürünü yaşatacak bir merkez olarak tasarlandı.


    “Sadece Showroom Değil, Bir Buluşma Noktası”

    Açılışla ilgili konuşan Aydoğanlar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Refik Kaan Aydoğan şunları söyledi:

    “Yenibosna’daki yeni showroom’umuz, sadece bir satış noktası değil, motosiklet kültürünün buluşma noktası olacak. Amacımız sadece motosiklet satmak değil, bir yaşam tarzı sunmak.”

    Bu konsept kapsamında showroom, test sürüşleri, özel kampanyalar, deneyimli satış ve servis ekibi ile İstanbul’da motosiklet kültürünün merkezi olmayı hedefliyor.


    2.700 m²’lik Dev Alan

    Yeni showroom:

    • 1.200 m² satış alanı
    • 1.500 m² servis alanı ile hizmet veriyor.

    Motosiklet tutkunları burada:

    • Test sürüşleri yapabilecek,
    • Aksesuar ve ekipman alışverişi gerçekleştirebilecek,
    • Kahve eşliğinde sosyal buluşmalara katılabilecek.

    Bu yapı, klasik showroom anlayışını aşarak motosikletseverlere hem alışveriş hem de sosyalleşme imkânı sunuyor.


    Yeni Satış ve Kiralama Modelleri

    Aydoğanlar, klasik satışın yanı sıra yeni finansal modeller de geliştirdi:

    • “Otomobilini getir, motosikletini al” kampanyası ile takas imkânı
    • Uzun dönem kiralama çözümleri ile özellikle şehir içi mobilitede yeni alternatifler

    Bu sistem, genç sürücülerden hafta sonu keyif sürüşçülerine kadar geniş bir kullanıcı kitlesine hitap ediyor.


    KTM Hakkında

    1953’te Avusturya’da kurulan KTM, performans, inovasyon ve macera tutkusuyla dünya çapında milyonlarca sürücü tarafından tercih ediliyor. Özellikle off-road yarışlarındaki başarıları ve ikonik tasarımıyla biliniyor.


    Husqvarna Motorcycles Hakkında

    1903 yılında kurulan Husqvarna, köklü İsveç geleneğini motosiklet dünyasına taşımış bir marka. Enduro, motokros ve sokak motosikletleri ile dayanıklılık ve tasarımı bir araya getiriyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Aydoğanlar’ın Yenibosna’daki bu yatırımı, Türkiye motosiklet kültürüne yeni bir soluk getiriyor. KTM ve Husqvarna gibi global markaların, sadece satış odaklı değil, aynı zamanda yaşam tarzı odaklı konseptlerle kullanıcı karşısına çıkması, sektörde yeni bir dönemin habercisi. Özellikle test sürüşü, kiralama ve sosyal buluşma konsepti, motosiklet tutkunlarının çok ilgisini çekecek gibi görünüyor.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir:

    • 2025 KTM 390 SMC R, süpermoto tutkusunu uygun fiyatla yaşamak isteyenler için mükemmel fırsatlar sunuyor. → Haberi oku
    • Yeni Yamaha YZF-R9: Ulaşılabilir süpersport segmentine CP3 üç silindir gücüyle geliyor. Japonya lansmanı merakla bekleniyor. → Haberi oku
    • Harley-Davidson Low Rider S ve Indian Sport Chief karşı karşıya: West Coast tarzını kim daha iyi yansıtıyor? → Haberi oku
  • Citroën, Yeni ë-C3 ve ë-C3 Aircross ile Türkiye Elektrikli Araç Pazarında Zirveye Oynuyor

    Citroën, Yeni ë-C3 ve ë-C3 Aircross ile Türkiye Elektrikli Araç Pazarında Zirveye Oynuyor

    Citroën, yeni ë-C3 ve ë-C3 Aircross ile elektrikli araç pazarında 3’üncü sıraya yükseldi. CR-V ve C4 destekli satış hedefi yıl sonu rekorunu işaret ediyor.

    Citroën Elektrikli Araçlarda Hızla Yükseliyor

    Fransız otomotiv devi Citroën, Türkiye pazarındaki yükselişini yeni elektrikli modelleriyle sürdürüyor. Özellikle yeni ë-C3 ve ë-C3 Aircross, kısa sürede gösterdikleri performansla markayı elektrikli araç pazarında 3’üncü sıraya taşıdı.

    Temmuz ayında 1.362 adet elektrikli araç satışı gerçekleştiren Citroën, yüzde 7,9’luk pazar payıyla elektrikli segmentteki konumunu güçlendirdi. Son iki ayda ulaşılan toplam satış rakamı ise 3.831 adet oldu. Bu yükselişin başrolünde ë-C3 ve ë-C3 Aircross yer alırken, C segmentindeki ë-C4 ve ë-C4 X modelleri de markanın başarısına önemli katkı sağladı.


    ë-C3 Segmentinde Açık Ara Lider

    Mayıs sonunda satışa sunulan yeni ë-C3, kısa sürede segmentinin lideri oldu.

    • Temmuz ayında 1.050 adetlik satış ile yüzde 87 pazar payı elde etti.
    • 3 ayda ulaştığı 1.894 adetlik satış ile segmentinde yüzde 63’lük oran yakaladı.

    Kompakt boyutları, şehir içi pratikliği ve uygun fiyat-performans dengesi sayesinde ë-C3, Türkiye’de elektrikli araç kullanıcılarının gözdesi haline geldi.


    ë-C3 Aircross ile SUV Segmentinde Yükseliş

    Yine mayıs ayında satışa sunulan ë-C3 Aircross, kısa sürede dikkat çekici sonuçlar aldı.

    • Segmentinde yüzde 7’lik pay ile 4’üncü sıraya yükseldi.
    • İlk 7 aylık dönemde 1.222 adetlik satış gerçekleştirdi.

    Özellikle geniş iç hacmi ve SUV konforu sayesinde aile kullanıcılarının tercihi olan ë-C3 Aircross, Citroën’in elektrikli araçlarda hızla büyümesinde önemli bir rol üstlendi.


    ë-C4 ve ë-C4 X’in Katkısı

    C segmentinde konumlanan ë-C4 ve ë-C4 X, elektrikli pazarda Citroën’in ivmesini destekliyor.

    • İlk 7 aylık dönemde toplam 1.904 adetlik satış gerçekleştirdi.
    • Bu modeller, hem filo satışlarında hem de bireysel kullanıcı tarafında Citroën’in pazar payını artırmasına katkı sağladı.

    2026 Hedefleri: Prelude ve Elektrikli Büyüme

    Citroën Marka Direktörü Bora Duran, markanın hedeflerini şu sözlerle özetledi:

    • 2024 yılı sonuna kadar 71 bin adetlik satış ile rekor kırmak.
    • 9.500 adet C3 Aircross ve 5.500 adet ë-C3 satışına ulaşmak.
    • Elektrikli araçlarda 8,1 pazar payı hedefi.
    • Ticari tarafta özellikle Berlingo ile agresif büyümeyi sürdürmek.

    Duran ayrıca, yılın son çeyreğinde yeni C5 Aircross’un satışa sunulacağını ve modelin hibrit, plug-in hibrit ve tam elektrikli versiyonlarla pazara daha geniş seçenekler getireceğini belirtti.


    Yeni C5 Aircross: Konfor ve Teknolojinin Buluşması

    STLA Medium platformunda geliştirilen yeni C5 Aircross, markanın güncellenen tasarım dilini yansıtıyor.

    • Hibrit, plug-in hibrit ve tam elektrikli motor seçenekleri
    • Geniş bagaj hacmi, ferah kabin ve arka koltuk konforu
    • Gelişmiş sürüş destek sistemleri
    • Modern ve prestijli dış tasarım

    Citroën, bu modelle elektrikli SUV segmentinde de söz sahibi olmayı hedefliyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Citroën’in Türkiye’deki elektrikli araç atağı, markanın uzun süredir beklenen ivmesini yeniden yakaladığını gösteriyor. Özellikle ë-C3’ün segmentinde açık ara liderliği ve ë-C3 Aircross’un güçlü başlangıcı, markayı podyuma taşıdı. Yılın ikinci yarısında yeni C5 Aircross’un da pazara girmesiyle Citroën’in elektrikli araçlardaki yükselişi daha da hızlanacak. Türkiye’de rekabetin giderek arttığı bu segmentte Citroën, hem fiyat-performans dengesi hem de konfor odaklı yaklaşımıyla ciddi bir alternatif haline geliyor.

    Citroen markasının Türkiye’de satılan modellerine ve en güncel fiyat listesine Citroen Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir:

    • Citroën’ın yenilenen AMI modeli, Türkiye yollarındaki eğlenceli ve pratik yüzüyle karşınızda. Mikromobilitenin yeni aşamasına merakınız varsa bu haber tam size göre. → Haberi oku
    • Honda Avustralya’ya dair dikkat çekici bir yaklaşım: “Artık bir hacim markası değiliz.” Pazar stratejisi ve model hedefi ile ilgileniyorsanız mutlaka bir göz atın. → Haberi oku
  • Otomotiv Pazarı Rekora Koşuyor! SUV’lar Zirvede, Elektrikli Araçlar Patladı

    Otomotiv Pazarı Rekora Koşuyor! SUV’lar Zirvede, Elektrikli Araçlar Patladı

    2025 Temmuz verileri açıklandı: Türkiye otomotiv pazarı yükselişte! SUV satışları zirvede, elektrikli araçlar rekor kırdı. İşte tüm detaylar…

    2025’te Otomotiv Sektörü Vites Yükseltti: Temmuz Ayında %14,5’lik Artış!

    Türkiye otomotiv sektörü 2025 yılına hızlı başladı ve yükselişini Temmuz ayında da sürdürdü. Otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2025 yılı Ocak-Temmuz döneminde %6,5 büyüyerek 715.695 adede ulaştı. Bu büyümenin motoru, özellikle SUV ve elektrikli araçlara yönelen güçlü tüketici ilgisi oldu.

    Temmuz 2025 özelinde ise pazarda geçen yılın aynı dönemine göre %14,55’lik artışla toplam 107.718 adet satış gerçekleşti. Otomobil satışları %14,71 artarak 84.195 adet, hafif ticari araçlar ise %13,96 artışla 23.523 adet oldu.

    📊 10 yıllık Temmuz ayı ortalamasına göre toplam satışlar %55,9 artış gösterdi. Bu oran otomobillerde %56,7, hafif ticari araçlarda ise %53,1’e ulaştı.


    Otomobil Pazarında Öne Çıkanlar (Ocak–Temmuz 2025)

    🧩 Segment Dağılımı:

    • C segmenti %55,6 payla 318.343 adet
    • B segmenti %25,4 payla 145.595 adet
    • A, B, C segmentleri birlikte pazarın %81,5’ini oluşturdu.

    🚗 Gövde Tipi:

    • SUV modeller %62,6 ile rekor kırdı: 357.984 adet
    • Sedan satışları: 126.928 adet (%22,2)
    • Hatchback modeller: 82.184 adet (%14,4)

    ⚡ Motor Tipine Göre Satışlar:

    • Benzinli: 266.095 adet (%46,5)
    • Hibrit: 153.363 adet (%26,8)
    • Elektrikli: 103.310 adet (%18,1)
    • Dizel: 45.678 adet (%8)
    • Otogazlı: 3.752 adet (%0,7)

    🔋 Elektrikli Araçlarda Güç Artışı:

    • 160 kW altı modeller %108,6 artışla %14 pay
    • 160 kW üstü modeller %233,2 artışla %4,1 pay

    ⚙️ Motor Hacmine Göre Satışlar:

    • 1600cc altı: %23,6 düşüşle %54,3 pay
    • 1600–2000cc: %4,9 artışla %0,6 pay
    • 2000cc üstü: %18,8 artışla %0,2 pay

    🌱 Emisyon Dağılımı:

    • 120–140 gr/km: 170.669 adet (%29,8)
    • <100 gr/km: 145.735 adet (%25,5)

    🕹️ Şanzıman Tercihleri:

    • Otomatik: 541.388 adet (%94,6)
    • Manuel: 30.810 adet (%5,4)

    Hafif Ticari Araçlarda En Çok Tercih Edilen Gövde: VAN

    2025 Ocak–Temmuz döneminde toplam 143.497 adet hafif ticari araç satışı gerçekleşti.
    Gövde tipi dağılımında VAN modeller %72,7 payla 104.271 adet satışa ulaşırken, kamyonetler %9,9 payla 14.178 adet ile ikinci sırada yer aldı.


    Piston Kafalar Yorumu

    SUV’lar ve elektrikli araçlar 2025’in yıldızı oldu! Tüketici davranışı net şekilde değişiyor: daha çevreci, teknolojik ve büyük hacimli araçlara yönelim artıyor. Otomatik vitesli araçlar ise artık sektörün standardı haline geldi. Tüm bu veriler, otomotiv dünyasında devrim niteliğinde bir dönüşüm yaşandığını gösteriyor.

    🔗 Bu Haber de İlginizi Çekebilir:

  • ABD ve AB Arasında 750 Milyar Dolarlık Dev Ticaret Anlaşması: Otomotiv Sektörü Derinden Etkilenecek

    ABD ve AB Arasında 750 Milyar Dolarlık Dev Ticaret Anlaşması: Otomotiv Sektörü Derinden Etkilenecek

    ABD ve Avrupa Birliği, otomotiv sektörü dahil birçok alanda tarifeleri azaltan 750 milyar dolarlık dev bir ticaret anlaşmasına vardı. Yeni dönemde araç fiyatları ve sanayi dengeleri değişebilir.

    ABD–AB Arasında Yeni Dönem Başlıyor

    Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa Birliği, uzun süren görüşmelerin ardından 750 milyar dolarlık kapsamlı bir ticaret anlaşmasına imza attı. Anlaşma; otomotiv, enerji, yarı iletken, savunma ve havacılık sektörleri dahil birçok endüstriyi doğrudan etkileyecek.

    Özellikle otomobil sektörü açısından, AB’den ithal edilen araçlara uygulanan 27,5%’lik gümrük vergisi 15%’e indirildi. Bu, Avrupa üretimi araçların ABD pazarındaki rekabetçiliğini artıracak ve doğrudan fiyatlara yansıması bekleniyor.


    750 Milyar Dolarlık Alım Garantisi

    Anlaşma kapsamında, AB üç yıl boyunca ABD’den:

    • Petrol
    • Doğalgaz
    • Nükleer yakıt
    • Yarı iletken teknolojileri olmak üzere 750 milyar dolarlık alım yapacak.

    Ayrıca, 600 milyar dolarlık ABD yatırımı da planlanıyor. Bu tutarın önemli bir kısmının askeri ekipman, kritik ham maddeler ve havacılık parçaları gibi yüksek teknolojili sektörlere yöneltilmesi bekleniyor.


    Otomotivde Tarifeler Düşüyor ama Çelikte Yüksek Kalıyor

    Avrupa araçlarına uygulanan yeni %15’lik gümrük tarifesi, Başkan Trump’ın anlaşma sağlanamaması durumunda uygulayacağını söylediği %30’luk tehdidin ardından önemli bir uzlaşma olarak görülüyor. Ancak bu oran yine de Trump öncesi dönemle karşılaştırıldığında yüksek; eski oran ortalama %4,8’di.

    Bununla birlikte, çelik ve alüminyumda %50’lik yüksek gümrük tarifeleri yürürlükte kalmaya devam ediyor. Bu alanda ilerleyen aylarda kota sistemine geçiş konusunda müzakereler yürütülecek.


    Hangi Alanlar Sıfır Gümrükte?

    Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in açıklamasına göre, aşağıdaki kalemlerde sıfır gümrük uygulanacak:

    • Uçaklar ve uçak parçaları
    • Belirli kimyasal ürünler
    • Tarım ürünleri
    • Yarı iletken ekipmanları
    • Kritik ham maddeler

    Bu kapsam, özellikle Avrupa merkezli otomotiv ve teknoloji devlerinin ABD pazarına daha avantajlı giriş yapmasını sağlayabilir.


    Piston Kafalar Yorumu

    Bu anlaşma, yalnızca ekonomik değil aynı zamanda jeopolitik dengeleri de yeniden şekillendirme potansiyeline sahip. Otomotiv sektörü özelinde, Avrupa menşeli elektrikli ve premium segment araçların ABD’de fiyat avantajı kazanması, Amerikan markalarının iç rekabetini de yeniden şekillendirebilir. Ayrıca Türk otomotiv ihracatçılarının da dolaylı olarak etkilenmesi mümkün, özellikle AB üzerinden yapılan ticaretlerde.

    🔗 Bu Haber de İlginizi Çekebilir

  • Škoda Yeni Nesil Boya Atölyesiyle Karbon Salımını %28 Azaltacak

    Škoda Yeni Nesil Boya Atölyesiyle Karbon Salımını %28 Azaltacak

    Škoda Auto, Çekya’daki yeni nesil boya atölyesi yatırımıyla karbon salımını %28 azaltmayı hedefliyor. Otomobil haberleri içinde çevreci adımıyla öne çıkıyor.

    Çevreci Yatırımla Yeni Dönem Başlıyor

    Škoda Auto, otomobil endüstrisindeki sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlayacak yepyeni bir adım attı. Otomobil haberleri gündemini meşgul eden bu gelişmeyle birlikte marka, Çekya’daki Mladá Boleslav tesisinde 2029 yılında faaliyete geçmesi planlanan yeni boya atölyesinin temelini attı. Bu yatırım, sadece estetik değil, karbon nötr üretim hedeflerine de önemli katkı sunacak.

    Günde 1600 Araç Boyama Kapasitesi

    Yeni boya atölyesi, günde 1600 araç gövdesi boyama kapasitesi ile çalışacak. İlginç olan, bu tesis hem elektrikli hem de içten yanmalı motorlara sahip araçları aynı üretim hattında boyayabilecek şekilde tasarlanıyor. Ayrıca çift renkli ve mat yüzey uygulamaları da mümkün olacak.

    Boyama Sürecinde Yeni Teknoloji

    Otomobil üretiminde boya prosesi, dış görünüm kadar uzun vadeli koruma için de büyük önem taşıyor. Yeni atölyede, şu gelişmiş sistemler uygulanacak:

    • Katodik korozyon önleyici kaplama
    • PVC uygulamaları
    • “Wet-on-Wet” teknolojisiyle çok katmanlı boya işlemleri
    • Astar fırınlama adımı atlanacak ve doğrudan baz kat uygulanacak

    Bu sayede hem enerji tasarrufu sağlanacak hem de üretim süresi optimize edilecek.


    Eski Tesisin Yerine Geçiyor

    1996’dan beri kullanılan mevcut boya atölyesinin yerini alacak olan yeni tesis, 118.000 m² büyüklüğünde olacak. Aynı kampüs içerisinde bulunan ve 2019 yılında hizmete giren ikinci boya atölyesi de aktif kalacak. Böylece toplamda günlük boyama kapasitesi 2600 araca ulaşacak.


    Hedef: Karbon Nötr Üretim

    Bu yatırım, Škoda’nın 2030 yılına kadar Çekya’daki tüm üretim tesislerini karbon nötr hale getirme hedefinin bir parçası. Yeni boya atölyesiyle karbon salımı %28 oranında azaltılacak. Bu da markanın çevresel sürdürülebilirliğe verdiği önemin altını çiziyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Škoda’nın bu yeni nesil boya atölyesi yatırımı, yalnızca üretim kapasitesi açısından değil, çevreci duruşuyla da otomotiv sektörüne örnek olacak nitelikte. Elektrikli ve içten yanmalı modellerin aynı hatta boyanabilmesi, markanın esnek üretim anlayışını ve geleceğe hazırlığını gösteriyor.


    🔗 Bu Haber de İlginizi Çekebilir

    🚗 Tesla Model 2 Türkiye’ye Gelirse Herkes Elektrikli mi Olacak?
    Tesla’nın giriş seviyesi modeli Model 2, eğer Türkiye’ye gelirse pazarda neler değişir? Genç kullanıcıların beklentilerini karşılayacak mı?

    🚐 KIA Carens & Clavis EV Türkiye’de Olursa Dengeleri Değiştirir mi?
    7 koltuklu elektrikli SUV ve minivan modelleri gerçek menzil testleriyle dikkat çekiyor. Türkiye pazarında yer bulabilir mi?

    Skoda modellerine ait güncel fiyat listesine ve model detaylarına Skoda Türkiye Resmi Web Sayfası üzerinden ulaşabilirsiniz

  • Piston Kafalar Özel | Sektör Alarmda: Kamyonculuk Krizi Derinleşiyor mu?

    Piston Kafalar Özel | Sektör Alarmda: Kamyonculuk Krizi Derinleşiyor mu?

    Türkiye’de taşımacılık sektörü 2024 sonrası dengelerini kaybetti. Genç şoför yok, yakıt pahalı, yük var ama para yok. Kamyonculuk krizi büyüyor.

    2024 düzenlemeleriyle birlikte Türkiye’de lojistik sektörü sarsılıyor. Şoför azaldı, gelir düştü, yük bekliyor. Piston Kafalar Özel Haber’le gerçeğe yakından bakıyoruz.

    Türkiye lojistik sektörü sessiz bir krize doğru mu sürükleniyor? Gelir erimesi, uzun beklemeler, genç neslin sektörden uzaklaşması ve kayıt dışılık gibi sorunlarla yüzleşen taşımacılık sektörüne dair detaylı analiz bu yazıda.

    Türkiye lojistik sektörü, uzun süredir görünmez bir kriz yaşıyor. Artan maliyetler, düşük navlun fiyatları, çalışma saatlerindeki belirsizlikler ve genç neslin sektöre mesafeli yaklaşımı; taşımacılığı ayakta tutan kamyoncuları günden güne daha fazla zorluyor. Şimdi gözler, “ne olacak bu sektörün hâli?” sorusuna çevrildi.


    Yorgun Direksiyonlar: Kamyoncu Gelirleri Eriyor

    Türkiye’de taşımacılık yapan şoförlerin ortalama geliri, 2024 itibariyle 32.000 TL civarında. Ancak bu rakam, sigortasız ya da düşük primli çalıştırılan on binlerce sürücü için geçerli değil. Zira birçok şoför, asgari ücretle gösterilse bile ayda 10.000 km’nin üzerinde yol yapıyor. Sektörde özellikle akaryakıt fiyatları, otoyol geçiş ücretleri ve sigorta giderleri sürücünün cebini eritiyor.

    “15 saattir yoldayım, park edecek güvenli bir yer bile yok. Dinlenme hakkı mı? Hayal oldu.” — Mersin – Edirne hattında taşımacılık yapan bir şoförün ifadesi.


    Kronikleşen Bekleme Süreleri: Çalışmadan Kaybedilen Saatler

    Lojistik firmaları ve yük verenler arasındaki en büyük gerilim noktası yükleme ve boşaltma sırasındaki bekleme süreleri. Şoförler bazen 4 ila 8 saat arasında bekliyor, fakat bu süre hiçbir ücretle telafi edilmiyor. Avrupa’da bu tarz beklemeler için “bekleme bedeli” ödenirken Türkiye’de hâlâ net bir yasal çerçeve yok.


    Z Kuşağı Direksiyon Başına Geçmiyor

    Sektörün yaş ortalaması hızla yükseliyor. Şoförlerin %60’ından fazlası 45 yaş üzeri. Yeni nesil dijital dünyada büyüyen gençler, bu zorlu ve sosyal hayattan izole iş koluna sıcak bakmıyor. Sektörde “eleman bulamıyoruz” cümlesi artık her firmada gündem.


    Yük Var, Para Yok: Navlun Fiyatları ve Dengesizlik

    Navlun fiyatları son yıllarda neredeyse yerinde sayıyor. Buna karşın lastik fiyatları, bakım giderleri, araç parçaları ve sigortalar dövize bağlı olarak uçuşa geçti. 2022’de 1.200 TL olan bir iç lastik, bugün 4.000 TL’yi geçti. Bu fark, yük fiyatlarına yansıtılamıyor.


    Denetim ve Kayıtdışı Çıkmazı

    TÜİK ve Ulaştırma Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de kayıtlı kamyon sayısı 900 bine yaklaşırken, kayıtdışı taşımacılık oranı %35 seviyelerinde tahmin ediliyor. Bu durum, vergisini ödeyerek çalışan şoförleri ve şirketleri ciddi anlamda haksız rekabete maruz bırakıyor.


    Çözüm Nerede? Sektörden Gelen 5 Talep:

    1. Bekleme sürelerinin ücretlendirilmesi
    2. Fazla mesailerin dijital takip sistemleriyle belgelenmesi
    3. Genç sürücülere yönelik teşvik programları
    4. Şehir içi taşımacılıkta park ve dinlenme alanlarının artırılması
    5. Navlun taban fiyatı belirlenmesi

    Sektör Raporları: 10 Kışıdan 3’ü Gelir Kaybı Yaşıyor

    Mart 2025’te X Mile firmasının yaptığı geniş çapta bir ankete göre, kamyon ve tır şoförlerinin %35’e yakını, “fazla mesai kaybı nedeniyle maaşım düştü” cevabını verdi. Aylık gelir 15.000-35.000 TL aralığında seyrediyor, ama artan hayat pahalılığı ve azalan çalışma süreleri dengeyi bozmuş durumda.

    Nakliye sektörü, “çalışan korunsun ama iş de dönsün” diyor. Ancak düzensiz saatler, yükleme beklemeleri, artan otoban ve mazot maliyetleri derken sistem iflas noktasında.


    Yönetici Kanadı: Çözüm Yöntemleri Yetersiz

    Şirket yöneticilerinin %33’ü, “henüz hiçbir düzenleme yapmadık” diyor. Ortak taşıma, rota optimizasyonu, otomasyon gibi öneriler kağıt üzerinde kalmış durumda. Sadece sistemsel düzenleme de yetmiyor: Genç kuşak bu sektörde çalışmak istemiyor. Sosyal prestij, fiziksel yıpranma, uzun saatler ve yaşam kalitesi düşünüldüğünde meslek her yıl biraz daha cazibesini yitiriyor.

    Uzman Yorumu – Piston Kafalar’dan Not:

    Kamyonculuk, sadece bir taşıma işi değil; bir ülkenin can damarıdır. Eğer bu damar tıkanırsa, gıda zincirinden sanayiye kadar her şey aksar. Lojistik göz ardı edilen ama yaşamsal bir sistemdir. Japonya 2024’te bunu yaşadı. Biz hâlâ yaşamadan çözüm üretme şansına sahibiz.

    Sektörel haberlerimizi PistonKafalar.com Web Sayfamızın Sektörel bölümünden takip edebilirsiniz.

  • Renault Group’ta Beklenmedik CEO Değişikliği! Duncan Minto Vekaleten Göreve Geldi, Yeni Lider Kim Olacak?

    Renault Group’ta Beklenmedik CEO Değişikliği! Duncan Minto Vekaleten Göreve Geldi, Yeni Lider Kim Olacak?

    Renault Group, CFO Duncan Minto’yu vekaleten CEO olarak atadı. Yeni CEO kim olacak? İşte detaylar ve Pistonkafalar yorumu!

    Renault Group, sürpriz bir yönetim değişikliğiyle gündeme bomba gibi düştü. Grubun mevcut Finans Direktörü (CFO) olan Duncan Minto, Renault S.A.’nın vekaleten İcra Kurulu Başkanı (CEO) olarak atandı. Yönetim Kurulu, bu kararın 15 Temmuz 2025 tarihi itibarıyla geçerli olduğunu duyururken, yeni kalıcı CEO’nun seçim sürecinin de büyük ölçüde tamamlandığını belirtti.

    Yeni CEO Gelene Kadar Minto Yönetimde

    Renault Group, global otomotiv pazarında son yıllarda elektrifikasyon, maliyet optimizasyonu ve yeni iş modellerine odaklanırken, yönetim kademesinde yaşanan bu değişiklik dikkat çekti. Duncan Minto, yeni CEO göreve gelene kadar grubun tüm günlük operasyonlarından sorumlu olacak.

    Minto’nun vekaleten üstlendiği bu görev sırasında, Renault s.a.s.’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı ise deneyimli yönetici Jean-Dominique Senard tarafından yürütülecek. Senard, özellikle Nissan ile ittifak sürecindeki kritik kararları ve Renault’nun yeniden yapılandırma hamlelerindeki rolüyle tanınıyor.

    Kimdir Duncan Minto?

    1975 İskoçya doğumlu olan Duncan Minto, St Andrews Üniversitesi mezunu. Renault Group’a 1997 yılında Birleşik Krallık’ta katılan Minto’nun kariyeri, finansal analizden üst düzey yöneticiliğe kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor.

    • 2001: Fransa’da yatırımcı ilişkileri sorumlusu olarak göreve başladı.
    • 2006: Renault-Nissan Portekiz’in CFO’su oldu.
    • 2012: Renault İrlanda Genel Müdürlüğüne atandı.
    • 2013: Asya-Pasifik bölgesinin CFO’su oldu.
    • 2017: Grup Finansal Kontrol ve Analiz Başkan Yardımcılığı görevini üstlendi.
    • 2022-2023: Sırasıyla Dacia ve Alpine markalarının CFO’su olarak görev yaptı.
    • 2025: 1 Mart itibarıyla Renault Group’un CFO’su oldu ve liderlik ekibine dahil edildi.

    Duncan Minto, özellikle finansal yeniden yapılandırma, maliyet yönetimi ve global pazar stratejileri konusunda güçlü bir uzmanlığa sahip. Onun CFO görevinden CEO vekilliğine geçişi, şirketin mali dengeyi ve büyüme hedeflerini aynı anda kontrol altında tutma çabasını yansıtıyor.

    Yeni CEO Kim Olacak?

    Renault Group Yönetim Kurulu’nun, kalıcı CEO seçim sürecini büyük ölçüde tamamladığı belirtiliyor. Seçim süreci Yönetim ve Ücretlendirme Komitesi tarafından yürütülürken, otomotiv kulislerinde birkaç isim konuşuluyor. Özellikle Renault’nun son dönemdeki elektrikli araç atağı ve Ampere gibi yeni girişimlere verdiği önem düşünüldüğünde, yeni CEO’nun dijital dönüşüm ve sürdürülebilirlik vizyonuna sahip olması bekleniyor.

    Renault’nun yeni CEO’su, yalnızca Renault Group’u değil, aynı zamanda Nissan, Mitsubishi ve Ampere gibi grup içi oluşumlarla kurulan iş ortaklıklarını da yönlendirecek. Bu pozisyon, markanın küresel rekabetçiliğini koruması açısından hayati önem taşıyor.

    Kritik Tarih: 31 Temmuz

    Öte yandan Renault Group, 2025 yılının ilk yarısına ilişkin finansal sonuçlarını 31 Temmuz tarihinde açıklayacak. Yatırımcılar ve sektör analistleri, bu sonuçları özellikle yakından takip edecek. Çünkü yeni CEO atanmasının, grubun mali hedeflerini nasıl etkileyeceği merak konusu.

    Özellikle Renault Group’un elektrikli araç yatırımları, Ampere markasının halka arz süreci ve Avrupa’daki üretim yapılanması gibi kritik başlıklar, şirketin geleceğine yön verecek önemli unsurlar arasında. Yeni CEO, tüm bu dosyaların merkezinde yer alacak.

    Pistonkafalar Yorumu

    Renault Group’ta CEO değişikliği, otomotiv dünyasında sıradan bir haber değil. Özellikle Minto’nun finans kökenli olması, şirketin önümüzdeki dönemde mali disiplin ve kârlılık odaklı bir çizgi izleyebileceğinin sinyalini veriyor.

    Pistonkafalar olarak soruyoruz:

    “Renault’nun yeni CEO’su kim olacak? Minto mu devam eder yoksa sürpriz bir isim mi gelir?”

    Bu işin şakası yok. Özellikle Renault gibi Ampere ve elektrikli mobiliteye milyarlarca euro yatıran bir grup için kaptanın vizyonu, markanın kaderini çizecek. Yeni CEO gelene kadar Minto’nun ortaya koyacağı performans, belki de kalıcı görev için en güçlü referans olacak.

    Renault Group cephesinde önümüzdeki haftalar çok hareketli geçecek gibi görünüyor. Pistonkafalar olarak takipteyiz!

  • MAN, Elektrikli Kamyonların Seri Üretimine Başladı: 740 km Menzil ve Sıfır Emisyon Hedefi

    MAN, Elektrikli Kamyonların Seri Üretimine Başladı: 740 km Menzil ve Sıfır Emisyon Hedefi

    MAN, Münih fabrikasında elektrikli kamyonların seri üretimine başladı. 740 km menzil sunan yeni kamyonlar, karbon nötr hedefe önemli katkı sağlayacak.

    MAN, 100 yılı aşkın dizel kamyon üretiminin ardından, elektrikli kamyon üretiminde tarihi bir dönüm noktasına imza attı. Münih’teki fabrikasında elektrikli kamyonların seri üretimine başlayan MAN, bu önemli adımı “MAN’ın geleceği şimdi başlıyor” sözleriyle duyurdu.

    Elektrikli ve Dizel Aynı Hatta

    MAN CEO’su Alexander Vlaskamp, elektrikli kamyon üretimini MAN tarihinde kritik bir dönüm noktası olarak değerlendirerek şunları söyledi:

    Elektrikli kamyonlarımızın seri üretimi, MAN tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. MAN’ın geleceği şimdi başlıyor. Dizelden elektrikli tahrike geçiş sürecini aktif olarak şekillendirmekten gurur duyuyoruz. Elektrikli kamyonlarımız, emisyonsuz taşımacılığı gerçeğe dönüştürecek. Ayrıca, aynı üretim hattında hem dizel hem de elektrikli kamyon üretebilmek büyük esneklik ve verimlilik sağlıyor.”

    MAN, 12 tondan 50 tona kadar uzanan ürün yelpazesiyle çöp kamyonlarından uzun yol taşımacılığına kadar birçok segmentte hizmet verecek. Şirket, elektrikli kamyon üretimi için araştırma ve geliştirmeye yaklaşık 400 milyon Euro yatırım yaptı.

    Münih Fabrikası e-Mobiliteye Hazır

    Üretim ve Lojistikten sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Michael Kobriger ise şu bilgileri verdi:

    “Önümüzdeki on yılda Avrupa’daki tesislerimizi elektrikli hale getirmek için yaklaşık bir milyar Euro yatırım yapacağız. Münih ve Nürnberg tesislerimizdeki bu dönüşüm, hem MAN hem de Bavyera için sanayi açısından önemli bir sinyal niteliğinde.”

    Yeni üretim sistemiyle MAN, günde yaklaşık 100 kamyon üretirken, bir kamyonun montajı yaklaşık sekiz saat sürüyor. Elektrikli modellerde, içten yanmalı motorlar yerine elektrikli güç paketi ve bataryalar yer alıyor. Bu dönüşüm sürecinde, 5.000’den fazla çalışan yüksek voltaj teknolojileri üzerine eğitim aldı.

    740 Kilometreye Kadar Menzil

    MAN, seri üretime başlamadan önce 200’e yakın elektrikli ön seri kamyonu Avrupa’daki müşterilerine teslim ederek yaklaşık iki milyon kilometre test gerçekleştirdi. Bu süreçte, bazı kamyonlar günlük 850 kilometre kullanım sağlarken, ortalama enerji tüketimi 100 kilometrede 97 kWh seviyesinde gerçekleşti.

    MAN’ın geliştirdiği elektrikli kamyonlar, 534 kWh kapasiteye kadar çıkan modüler batarya sistemleri sayesinde 500 km menzil sunabiliyor. Opsiyonel yedinci batarya modülüyle bu menzil 740 kilometreye kadar yükseliyor. Şirket, yıl sonuna kadar 1.000 adet elektrikli kamyon teslimatı hedefliyor.

    Elektrikli Otobüslerde de Lider

    Elektrikli kamyonlarının yanı sıra, MAN elektrikli otobüs alanında da öncü konumda. Polonya’daki fabrikasında ürettiği şehir içi elektrikli otobüslerle Avrupa pazarında liderliğini sürdüren MAN, ayrıca Ankara’da da piyasaya elektrikli yolcu otobüsü sunan ilk Avrupalı üretici oldu. Avrupa şehirlerinde bugün 2.500’den fazla MAN elektrikli otobüs hizmet veriyor.

    2050 Karbon Nötr Hedefi

    MAN Truck & Bus, 2050’ye kadar karbon nötr olmayı hedefliyor. Şirket, yıllık 120.000 kilometre yol yapan 1.000 dizel kamyonun yerine elektrikli kamyon kullanıldığında yılda 80.000 ton CO₂ tasarrufu sağlanacağını belirtiyor. Bu miktar, küçük bir Alman kasabasının yıllık karbon salımına eşdeğer.

    Elektrikli kamyonlar, Avrupa Birliği’nin sıkılaşan CO₂ emisyon hedefleri doğrultusunda da lojistik sektöründe çevreci dönüşümün anahtarı olarak görülüyor.

    Piston Kafalar Yorumu

    MAN’ın elektrikli kamyon hamlesi, sektördeki en önemli dönüşümlerden biri olarak öne çıkıyor. Aynı montaj hattında hem dizel hem elektrikli kamyon üretebilmek, markaya hem esneklik hem de maliyet avantajı sağlıyor. 740 km menzil, ticari taşımacılıkta elektrikli araçlara olan güveni artırırken, MAN’ın batarya üretimini de Almanya’da tutması Avrupa için stratejik bir artı. Ancak elektrikli kamyonların fiyatları ve altyapı gereklilikleri, önümüzdeki dönemin en büyük sınavı olacak.

    Özetle

    MAN, Münih fabrikasında elektrikli kamyonların seri üretimine başladı. 740 kilometre menzile kadar çıkabilen elektrikli kamyonlar, karbon nötr hedefi doğrultusunda sürdürülebilir taşımacılığın önünü açıyor. MAN, yıl sonuna kadar 1.000 elektrikli kamyon teslim etmeyi planlıyor.