Petrol Ofisi Maxima 2025 Türkiye Ralli Şampiyonası, 14-16 Kasım tarihlerinde düzenlenecek 45. İstanbul Rallisi ile devam ediyor. 50 ekip iki gün boyunca 300 kilometrelik zorlu parkurda mücadele edecek.
45. İstanbul Rallisi Start Alıyor
Petrol Ofisi Maxima 2025 Türkiye Ralli Şampiyonası’nın altıncı ayağı, 14-16 Kasım tarihleri arasında İstanbul Anadolu Yakası’nda düzenlenecek Orhan Yüce 45. İstanbul Rallisi ile hız tutkunlarına unutulmaz bir hafta sonu yaşatacak.
İstanbul Otomobil Spor Kulübü (İSOK) tarafından organize edilen rallinin ana sponsorları arasında Yüce Oto, Spor Toto, Remed Assistance, Sardunya, Salados, Fora Araç Takip, Power App, Auto Club, T.T.O.K. ve Tuzla Belediyesi yer alıyor.
Toplamda 50 ekibin start alacağı yarış, 116,38 kilometresi özel etap olmak üzere 302,04 kilometrelik parkurda koşulacak. Şampiyonluk rekabetinin iyice kızıştığı sezonun bu ayağı, pilotların ve takımların puan savaşına sahne olacak.
İki Günlük Zorlu Mücadele
45. İstanbul Rallisi, 14 Kasım Cuma günü saat 16.30’da TOSFED İstanbul Park’taki start seremonisiyle başlayacak.
15 Kasım Cumartesi günü, pilotlar Petrol Ofisi Maxima (Göçbeyli) ve Orhan Yüce (Ballıca) etaplarını ikişer kez geçerek günü İstanbul Park servis alanında tamamlayacak.
16 Kasım Pazar günü ise mücadele Tuzla Belediye (Oruçoğlu) ve Remed Assistance (Esenceli) etaplarında sürecek. Günün sonunda ekipler, saat 16.25’te İstanbul Park’taki finiş podyumunda ödüllerini alarak ralliyi noktalayacak.
Motor sporları haberlerimize BURADAN ulaşabilirsiniz.
Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu
Akın DAĞYARAN
Türkiye Ralli Şampiyonası’nda sezonun son virajlarına girilirken İstanbul Rallisi, hem pilotlar hem de izleyiciler için sezonun en kritik yarışlarından biri olmaya hazırlanıyor. Hem asfalt hem de karma zemin etaplarıyla, bu yılın İstanbul parkuru yüksek tempolu, seyir zevki yüksek bir mücadele vaat ediyor.
Fiat Professional, Kasım ayında 700 bin TL’ye kadar sıfır faizli kredi, 200 bin TL’ye varan nakit indirim ve showroomlara özel 275 bin TL’ye ulaşan avantajlar sunuyor.
Fiat Professional, Kasım Kampanyalarıyla Ticaretin Yükünü Hafifletiyor
Fiat Professional, Kasım ayına özel finansman kampanyaları ile ticari araç sahibi olmak isteyenlere önemli avantajlar sağlıyor. Marka, 700 bin TL’ye 12 ay vadeli %0 faizli kredi imkânını Scudo Van, Ducato Van, Ducato Kamyonet, Doblo ve Scudo Combi/Combimix modellerinde sunuyor.
Yerli üretim Scudo Van ile birlikte yüksek taşıma kapasitesine sahip Ducato Minibüs ve Ulysse modelleri de 500 bin TL’ye kadar sıfır faizli kredi seçeneğiyle satışta. Doblo Combi modellerinde 600 bin TL’ye, Cargo versiyonlarında ise 500 bin TL’ye kadar sıfır faiz fırsatı yer alıyor.
Peşin alımı tercih eden müşteriler için 200 bin TL’ye varan nakit indirimler, showroomlara özel olarak ise 275 bin TL’ye ulaşan ek indirimler geçerli.
Fiat Professional, geniş ürün gamı ve avantajlı finansman koşullarıyla Kasım ayında ticaretin en güçlü destekçisi olmayı hedefliyor.
FIAT’ın Türkiye’de satılan Binek ve Ticari modellerine ve en güncel fiyat listesine FIAT Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.
Toyota Motor Europe, Çekya Kolin tesisinde yeni Aygo X Hybrid’in üretimine başladı. Segmentinin ilk tam hibrit modeli, düşük CO₂ emisyonlarıyla şehir içi mobilitede yeni bir dönem başlatıyor.
Toyota’nın Çekya Kolin Fabrikasında Yeni Bir Dönem Başladı
Toyota Motor Europe (TME), Avrupa’daki en erişilebilir modeli olan yeni Toyota Aygo X Hybrid üretimine Çekya’daki Kolin tesisinde resmen başladı. 2005’te başlayan Aygo hikayesi, hibrit teknolojiyle yeni bir aşamaya geçiyor.
Aygo X Hybrid, A segmentindeki ilk tam hibrit otomobil olarak dikkat çekiyor ve WLTP verilerine göre 86 g/km CO₂ değeriyle piyasadaki en düşük emisyon oranına sahip şarj edilmeyen araç unvanını taşıyor. Böylece Toyota, Avrupa’daki tüm ana segmentlerde elektrifikasyon hedefini tamamlamış oldu.
Yerel Üretim, Küresel Vizyon
Yeni Aygo X Hybrid’in üretildiği Toyota Motor Manufacturing Czech Republic (TMMCZ) tesisi, yaklaşık 3.200 çalışan ve %65 yerli parça tedarik oranı ile markanın Avrupa’daki önemli üretim merkezlerinden biri konumunda. 2022’de açılan tesis bugüne kadar 2,3 milyondan fazla araç üretti ve şimdi gelecekteki tamamen elektrikli (BEV) modeller için de hazırlık yapıyor.
TMMCZ Başkanı Robert Kiml, üretimin başlamasını şu sözlerle değerlendirdi:
“Aygo X Hybrid’in üretimiyle birlikte tamamen elektrikli araçlara yönelik hazırlıklarımız da sürüyor. Bu gelişme, karbon nötrlüğü yolculuğumuzda önemli bir adım.”
Toyota Motor Europe Kalite Başkan Yardımcısı Peter Rade ise modelin markadaki önemini şöyle özetledi:
“Aygo X, Toyota’nın hibrit teknolojisini en kompakt modeline taşıyarak verimlilik, performans ve güvenliği bir arada sunuyor. Bu, sürdürülebilir mobiliteyi herkes için erişilebilir kılma hedefimizin somut bir örneği.”
Daha Çevreci Üretim Süreci
Yeni Aygo X Hybrid’in üretiminde daha hafif malzemeler, optimize edilmiş lojistik ve yenilenmiş üretim hatları kullanılıyor. Toyota, bu sayede aracın yaşam döngüsü karbon ayak izini önceki nesle göre %18 oranında azalttığını açıkladı.
Toyota, Avrupa’da 2030 yılına kadar tüm üretim tesislerinde, 2040 itibarıyla ise tam karbon nötrlüğü hedefliyor. Çekya’daki fabrika, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kullanımı ve süreç inovasyonlarıyla bu hedefin öncülerinden biri haline geldi.
Toyota’nın Avrupa Stratejisinde Yeni Bir Dönüm Noktası
Yeni Aygo X Hybrid, Toyota’nın çok yönlü elektrifikasyon stratejisini tamamlıyor. Markanın Avrupa’daki ürün gamında artık hibrit, plug-in hibrit, tam elektrikli ve hidrojen yakıt hücreli seçenekler yer alıyor.
Aygo’nun 20 yılı aşan üretim serüveni, bu modelle birlikte sadece kompakt şehir otomobillerine değil, çevreye duyarlı kentsel mobilite çözümlerine de yön veriyor.
Toyota’nın Türkiye’de satılan modellerine ve en güncel fiyat bilgisine Toyota Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.
Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu
Akın DAĞYARAN
Toyota, Aygo X Hybrid ile küçük sınıfta büyük dönüşüm başlatıyor. Segmentinde tam hibrit teknolojiyi ilk kez sunması, şehir içi ulaşımda düşük emisyonlu bir devrim anlamına geliyor. Üstelik bu adım, markanın karbon nötrlüğü hedeflerine yaklaşırken Kolin fabrikasını Avrupa’daki sürdürülebilir üretim merkezlerinden biri haline getiriyor.
Automobili Lamborghini announces the departure of Umberto Tossini, Chief People, Culture and Organization Officer, marking the end of a 19-year tenure that shaped the company’s modern growth.
End of an Era in Lamborghini’s Leadership
Sant’Agata Bolognese, Italy – Automobili Lamborghini has announced that Umberto Tossini is stepping down from his position as Chief People, Culture and Organization Officer to pursue new professional opportunities.
Tossini joined the Italian supercar manufacturer in 2006 as Human Resources Director and played a pivotal role in shaping Lamborghini’s organizational and cultural evolution. Over nearly two decades, he contributed to some of the brand’s most significant milestones, including the localization and production launch of the Super SUV Urus at the Sant’Agata Bolognese facility — a project that became a benchmark for regional industrial investment.
He was also instrumental in the creation of DESI (Dual Education System Italy), the country’s first dual vocational training program, which celebrated its 10th anniversary in 2025. More recently, Tossini worked closely with the HR team on renewing Lamborghini’s supplementary labor agreement, recognized as a model of innovation in labor relations and working time reorganization.
Under Tossini’s leadership, Lamborghini’s workforce grew from a few hundred employees to over 3,000, driven by a culture focused on human value, inclusion, and long-term sustainability. His people-centric approach contributed to Lamborghini receiving the Top Employer certification for twelve consecutive years.
The company expressed gratitude for Tossini’s contributions, noting his impact on aligning technological innovation with social progress across the brand’s operations.
The role of Chief People, Culture and Organization Officer will be temporarily overseen by Stephan Winkelmann, Chairman and CEO of Automobili Lamborghini, until a successor is officially appointed.
Lamborghini, İnsan, Kültür ve Organizasyon Direktörü Umberto Tossini’nin görevinden ayrıldığını duyurdu. Tossini, 2006’dan bu yana markanın dönüşümünde önemli rol oynamıştı.
Umberto Tossini’nin 19 Yıllık Görev Süreci Sona Erdi
Automobili Lamborghini, uzun yıllardır şirketin üst yönetiminde görev yapan Umberto Tossini’nin görevinden ayrıldığını açıkladı. 2006 yılında İnsan Kaynakları Direktörü olarak göreve başlayan Tossini, son olarak Chief People, Culture and Organization Officer pozisyonunu yürütüyordu.
Görev süresi boyunca Lamborghini’nin büyüme stratejilerine önemli katkılar sağlayan Tossini, Urus SUV üretiminin Sant’Agata Bolognese tesisinde başlatılması, DESI (Dual Education System Italy) projesinin hayata geçirilmesi ve çalışma saatlerinin yeniden düzenlendiği sendika anlaşmasının oluşturulmasında aktif rol oynadı.
Tossini’nin ayrılığı sonrası söz konusu görev, geçici olarak Lamborghini CEO’su Stephan Winkelmann tarafından üstlenildi. Şirket, yeni atamanın önümüzdeki dönemde duyurulacağını bildirdi.
Fiat Grande Panda, İtalyan Otomotiv Gazetecileri Birliği (UIGA) tarafından “Auto Europa 2026” ödülüne layık görüldü. Model, tasarım, yenilikçilik ve erişilebilirlik değerleriyle öne çıktı.
Avrupa’nın Yeni Favorisi
İtalyan Otomotiv Gazetecileri Birliği (UIGA), 40 yıldır Avrupa otomotiv sektöründe yenilik, tasarım ve kaliteyi ödüllendiren “Auto Europa” seçimini bu yıl Fiat Grande Panda lehine yaptı. Model, UIGA üyeleri, 160 sektörel kanaat önderi ve çevrim-içi kamuoyu oylamasının birleşimiyle “Auto Europa 2026” unvanını kazandı.
Bu yöntem, profesyonel değerlendirmelerin teknik güvenilirliğiyle otomobil tutkunlarının sesini bir araya getiriyor.
Tasarımda ve Teknolojide Yeni Bir Dönem
Grande Panda, Fiat’ın yeni küresel ürün stratejisinin merkezinde yer alıyor. 1980’lerdeki orijinal Panda’nın pratiklik ve ulaşılabilirlik ruhunu koruyarak yeniden yorumlanan model; benzinli, hibrit ve tamamen elektrikli olmak üzere üç farklı motor seçeneğiyle pazara sunulacak.
Kompakt boyutlarıyla B-segmentinde konumlanan Grande Panda, pixel tarzı LED farlar, küp biçimli arka lambalar ve 3 boyutlu “PANDA” yazısı gibi detaylarla dikkat çekiyor. İç mekânda ise geniş omuz mesafesi, modüler saklama alanları ve sezgisel teknoloji çözümleri öne çıkıyor.
Fiat’ın Dokuzuncu Auto Europa Zaferi
Bu ödül, Fiat markasının Auto Europa tarihindeki dokuzuncu galibiyeti oldu. Marka daha önce Tipo (1989), Punto (1995), Panda (2004) ve 500e (2022) gibi modellerle aynı unvanı kazanmıştı. Grande Panda’nın başarısı, Fiat’ın yenilikçi tasarım, işlevsellik ve herkes için ulaşılabilir mobilite ilkelerine olan bağlılığını bir kez daha pekiştiriyor.
FIAT’ın Türkiye’de satılan Binek ve Ticari modellerine ve en güncel fiyat listesine FIAT Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.
Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu
Akın DAĞYARAN
Grande Panda’nın “Auto Europa 2026” ödülünü kazanması, Fiat’ın köklü geçmişiyle geleceği birleştirme vizyonunun somut bir göstergesi. Model, şehir içi kullanım için tasarlanan kompakt ama çok yönlü yapısıyla Avrupa pazarında Fiat’ın yeniden yükselişini simgeliyor. Elektrikli versiyonun önümüzdeki dönemde markanın sürdürülebilirlik hedeflerinde merkezi bir rol üstlenmesi bekleniyor.
Chery, TIGGO4 modelinde çocuk güvenliğine odaklanıyor. Güçlendirilmiş gövde yapısı, gelişmiş hava yastıkları ve akıllı sürüş destek sistemleriyle model, ailelerin güvenlik beklentilerini yükseltiyor.
Çocuk Güvenliğinde Yeni Standart: TIGGO4
20 Kasım Dünya Çocuk Günü yaklaşırken, otomotiv dünyasında çocuk güvenliği yeniden gündeme taşındı. Aileyle yapılan her yolculukta, çocukların fiziksel yapıları nedeniyle yetişkinlere göre daha hassas oldukları biliniyor. Bu durum, otomobillerde çocuklara özel güvenlik çözümlerinin önemini artırıyor.
Chery’nin global pazarlara sunduğu TIGGO4, bu bilinçle geliştirilen bir A0 segment SUV olarak dikkat çekiyor. Model, çocukların güvenliği için hem yapısal hem teknolojik anlamda çok yönlü bir koruma sunuyor. Marka, bu yaklaşımıyla aracı “hareket halindeki güvenlik kalesi” olarak tanımlıyor.
Güçlü Gövde Yapısı: Çarpışma Anında Yaşam Alanını Korumak
TIGGO4’ün ilk savunma hattı, dayanıklılığı artırılmış gövde yapısı. Modelde kullanılan kafes tipi şasi, %60’tan fazlası yüksek dayanımlı çelikten oluşuyor. Özellikle Benteler sıcak şekillendirilmiş çelikler, 1.500 MPa üzerinde akma dayanımı ile kritik bölgelerde maksimum koruma sağlıyor.
Ön kısımda yer alan alüminyum alaşım çarpışma kirişleri ve tam galvanizli panel yapısı, çarpışma anında enerjiyi çok yönlü olarak dağıtıyor. Bu sayede darbe kuvveti yolcu kabinine en az düzeyde iletiliyor ve özellikle çocuklar için hayati önem taşıyan yaşam alanı korunuyor.
Çocuklara Özel Hava Yastıkları ve ISOFIX Donanımı
TIGGO4, pasif güvenlik unsurlarıyla dikkat çekiyor. Araçta yedi hava yastığı standart olarak sunuluyor. Bunlar arasında, nadir görülen orta bölüm hava yastığı (far-side airbag) de bulunuyor. Yan çarpışmalarda ön koltuktaki yolcuların birbirine çarpmasını önleyen bu sistem, ikincil kafa yaralanmalarını büyük ölçüde azaltıyor.
Arka koltuklarda ISOFIX bağlantı noktaları ve üst sabitleme kancaları (top tether) yer alıyor. Bu sistem, çocuk koltuklarının doğru şekilde monte edilmesini kolaylaştırarak olası hataları ve tehlikeleri önlüyor.
Akıllı Ayrıntılar: Çocukların Konforu ve Güvenliği İçin
TIGGO4, çocuk güvenliğini yalnızca çarpışma korumasıyla değil, günlük kullanımda da ön planda tutuyor.
Elektrikli camlarda anti-pinch özelliği, kapanma sırasında engel algıladığında otomatik olarak geri açılma sağlıyor.
Arka çocuk kilitleri, hareket halindeyken kapıların içeriden açılmasını engelliyor.
Çocuk unutma uyarı sistemi, motor kapatıldığında arka koltukta yolcu tespit edilirse sürücüyü uyarıyor. Bu, özellikle yaz aylarında yaşanabilecek unutma kaynaklı trajedileri önlemeyi hedefliyor.
CN95 sınıfı hava filtresi, 0,3 mikron altındaki partiküllerin %95’inden fazlasını yakalayarak çocuklar için daha temiz bir iç ortam sağlıyor.
Çift bölgeli otomatik klima ve arka havalandırma kanalları, çocukların sıcaklık ve hava akışını bağımsız olarak hissedebilmesine olanak tanıyor.
Bu özellikler, TIGGO4’ü yalnızca güvenli değil, aynı zamanda aile dostu bir model haline getiriyor.
Akıllı Güvenlik Sistemleri: AEB ile Çocukları Koruyan Teknoloji
Şehir içi sürüşlerde çocukların aniden yola çıkması veya bisikletle önünden geçmesi gibi tehlikeli durumlar yaşanabiliyor. TIGGO4’ün Otonom Acil Frenleme (AEB) sistemi, bu riskleri en aza indirmek için geliştirildi. Sistem, hem araçları hem de yayaları ve bisikletlileri algılayabiliyor.
Yüksek hassasiyetli radar ve kamera sensörleriyle çalışan AEB, milisaniyeler içinde fren müdahalesi yaparak çarpışmayı önlüyor ya da etkisini ciddi şekilde azaltıyor. Bu özellik, özellikle çocukların beklenmedik hareketlerine karşı ikinci bir güvenlik katmanı oluşturuyor.
Küresel Güvenlik Başarısı: ANCAP 5 Yıldız
TIGGO4, global güvenlik standartlarını yalnızca teoride değil, testlerle de kanıtladı. Modelin Avustralya pazarına yönelik TIGGO4 PRO versiyonu, bu yıl Şubat ayında ANCAP güvenlik testlerinden 5 yıldız aldı. Özellikle Çocuk Yolcu Koruma (Child Occupant Protection) kategorisinde %87 gibi dikkat çekici bir skor elde etti.
Dünya Çocuk Günü yaklaşırken Chery’nin TIGGO4 modeli, güvenlik konusuna insani bir bakış getiren nadir SUV’lardan biri. Model, yalnızca mühendislik odaklı değil; ebeveynlerin günlük endişelerini anlayan bir yaklaşımı temsil ediyor. TIGGO4, yapısal dayanıklılık, akıllı sürüş sistemleri ve konfor unsurlarını bir araya getirerek, “çocuk güvenliği için tasarlanmış aile SUV’u” kimliğini güçlendiriyor.
CUPRA, Münih’teki 2025 IAA’da tanıttığı Tindaya konseptiyle sürüş deneyimini yeniden tanımlıyor. “The Jewel” adlı yeni ara yüz ve üç farklı sürüş modu, markanın duygusal mühendislik vizyonunu yansıtıyor.
Münih’te Yeni Bir Sürüş Felsefesi
CUPRA, 2025 IAA Münih Otomobil Fuarı’nda geleceğin sürüş deneyimini şekillendirecek yeni konsepti Tindaya ile sahneye çıktı. Markanın “No drivers, no CUPRA” (Sürücü yoksa CUPRA da yok) mottosuyla tanımladığı bu yaklaşım, markanın merkezine insanı ve duyguyu yerleştiriyor.
Yeni iç mekân felsefesi, sürücüyle otomobil arasında sezgisel bir bağ kurmayı amaçlıyor. Bu anlayışın kalbinde, CUPRA tasarım ekibinin “The Jewel” olarak adlandırdığı cam prizma formunda bir arayüz bulunuyor.
“The Jewel”: Duyusal Bir Ara Yüz
“The Jewel”, yalnızca aracı çalıştıran bir anahtar değil; sürüş deneyimini dönüştüren bir kontrol merkezi olarak tanımlanıyor. CUPRA’nın Kullanıcı Deneyimi Tasarımı Başkanı Rubén Rodríguez, “Bu arayüzle etkileşime girdiğinizde kabin, sürücünün duygularına yanıt veren bir ortama dönüşüyor. Işık, ses ve dijital görseller birlikte çalışarak duyguları maksimuma çıkarıyor.” ifadelerini kullandı.
CUPRA Tindaya’nın kabininde, yeni CUPRA Monitor+ adlı ekran sistemi yer alıyor. Bu ekran, orta konsoldan yolcu tarafına doğru genişleyerek dijital görselleri sürücü ve yolcu arasında paylaştırıyor. Bilgiler, sürüş anına göre değişen yüksek çözünürlüklü ekranlarda gösteriliyor; kumaş yüzeylerin arkasından geçen ışık efektleri araca ritmik bir canlılık kazandırıyor.
Üç Farklı Deneyim: Immersive, Rider ve Tribe
CUPRA Tindaya, sürüşü yalnızca bir ulaşım eylemi değil, kişisel bir deneyim olarak tanımlıyor. Bu konseptte sürücü, üç farklı duygu modundan birini seçebiliyor:
Immersive Experience – Saf Sürüş Hissi
Minimalist tasarımıyla dikkat çeken bu modda ekranda yalnızca hız bilgisi yer alıyor. Kabin aydınlatması ve bakır tonlarındaki grafikler aracın ritmine uyumlu olarak tepki veriyor. CUPRA, bu modu “dikkat dağıtıcı unsurlardan arınmış, saf sürüş keyfi” olarak tanımlıyor.
Rider Experience – Adrenalin Odaklı Sürüş
Markanın sportif DNA’sını öne çıkaran bu mod, performans odaklı sürücüler için geliştirildi. CUPRA Monitor+ bu modda aktif hale geliyor ve enerji geri kazanımı, güç çıkışı, G kuvveti gibi teknik verileri gösteriyor. Direksiyonda yer alan Boost düğmesi, sürücüye ek güç sağlıyor. Ekranlarda mavi ve yeşil tonların hâkim olduğu bu mod, performansla tasarımın birleşimini temsil ediyor.
Tribe Experience – Paylaşılan Duygular
Bu modda CUPRA Monitor+ genişleyerek yolcu tarafına doğru açılıyor ve üç boyutlu sürüş destek verilerini gösteriyor. Ayrıca CUPRA Radar sistemi devreye girerek yakın çevredeki diğer CUPRA sürücülerini, önerilen sürüş rotalarını ve topluluk etkinliklerini sunuyor. Bu sayede “CUPRA Tribe” üyeleri duygusal ve dijital olarak birbirine bağlanabiliyor.
Teknolojiyle Duygu Arasında İnce Bir Çizgi
Yeni Tindaya konsepti, CUPRA’nın “phygital” (fiziksel ve dijital) tasarım yaklaşımını benimsiyor. Kabin içinde ışığın kumaşların içinden geçmesi, seslerin sürüş temposuna uyum sağlaması ve dokunma hissini güçlendiren yüzey malzemeleri, markanın gelecekteki üretim modellerinde de kullanılacak teknolojilerin öncüsü olarak gösteriliyor.
Tindaya, yalnızca bir konsept değil; CUPRA’nın gelecekteki model stratejisinde “sürücü merkezli deneyim” anlayışının temelini oluşturuyor.
CUPRA Tindaya, Münih’teki tanıtımıyla markanın duygusal mühendislik yaklaşımını net biçimde ortaya koydu. “The Jewel” gibi yeni etkileşim arayüzleri ve üç farklı sürüş deneyimi, klasik sürüş anlayışını yeniden tanımlıyor. CUPRA’nın performans ve teknolojiyi duygularla harmanlayan bu yaklaşımı, gelecekte seri üretime geçecek modellerde markanın kimliğini güçlendirecek gibi görünüyor.
Kia, tamamen yenilenen 2027 Telluride ile SUV segmentinde yeni bir dönemi başlatıyor. Daha büyük, daha teknolojik ve daha sofistike yeni nesil Telluride, markanın amiral gemisi oldu.
Yeni Telluride: Marka İçin Yeni Bayrak Gemisi
Kia, orta-üst sınıf SUV segmentinde başarılı bir yer edinmiş olan Telluride modelini ikinci nesile taşıyor. 2027 model yılı için geliştirilen yeni Telluride, hem “premium yaşam” hem de “zorlu macera” temalarını birlikte işliyor. Birinci neslin başarısını korumakla birlikte daha büyük, daha cesur ve daha sofistike bir formda sunuluyor.
Tasarımda “Opposites United” Felsefesi Hayata Geçiyor
Kia’nın global tasarım felsefesi olan Opposites United (Zıtları Birleştirmek), yeni Telluride’da net biçimde görülüyor: güçlü ile zarif, sert ile akıcı, macera ile konfor… Tasarım ekibi şunları vurguluyor: “Telluride için boş bir sayfa değil, mirası koruyarak evrimleşmek önceliğimizdi.”
Aracın boyutlarında artış bulunuyor: toplam uzunluk yaklaşık 2,3 inç uzamış, dingil mesafesi yaklaşık 3 inç artırılmış ve yükseklik 1 inç yükseltilmiş. Bu sayede hem iç hacim artıyor hem duruş güçleniyor.
Dış Tasarım: Güçlü, Net ve Karizmatik
Yeni Telluride cephesinde geniş kaput, dik açılı farlar ve yüksek parlaklıkta ızgara yer alıyor. Yan profilde keskin üçgensel çukurlar, “yukarı doğru akan” karakter çizgileri ve gövde renginden tekerlek mahfaza kaplamaları göze çarpıyor. Kapı kollarının gömme (flush) olması, modern bir dokunuş sunuyor.
X-Pro versiyonunda ise daha agresif bir kimlik var: siyah tekerlek çamurlukları, yan aynalar, yükseltilmiş yük taşıma rayları ve araziye hazır detaylar (örneğin ön/arka kurtarma kancaları) ile “yolda bitmiyor” mesajı veriliyor.
Işıklandırma ve Teknoloji: Ayrıntılar Fark Yaratıyor
Telluride’da dikey LED çubuklar ön ve arka tasarımda yer alıyor. Kia’ya has “Star Map” grafik motifleriyle donatılmış. X-Pro versiyonunda ise alt kapılardan yere yansıyan ışık, bagaj alanında ek aydınlatma gibi detaylar dikkat çekiyor. Bu sayede estetik sadece “görünmek” değil, fonksiyon için de kullanılıyor.
İç Mekân: Lüks ve Fonksiyonun Buluşması
2027 Telluride’ın kabini geniş bir yatay yerleşime sahip. Ahşap-benzeri dokular, gerçek metal detaylar ve sıcak tonlar “luxury” hissini artırıyor. Koltuk yüzeylerinde kabartmalı motifler, V-şekilli işlemeler gibi zengin detaylar yer alıyor. Koltuk konfigürasyonları, ikinci ve üçüncü sıra erişimi, yükleme hacmi açısından önceki nesle göre iyileştirilmiş durumda.
Premium ve Macera: İkisi Bir Arada
Telluride X-Pro’da 9,1 inç (≈23 cm) yerden yükseklik, off-road lastikler ve araziye yönelik donanım sunuluyor. Normal versiyonlarda ise şehir ve aile kullanımına odaklanmış bir lüks hissi öne çıkıyor. Bu ikilemi “premium yaşam” ve “zorlu macera” olarak düşünmek mümkün.
KIA’nın Türkiye’de satılan modellerine ve ne güncel fiyat listesine KIA Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.
Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu
Akın DAĞYARAN
Teaser görüntülerini 23 Ekim’de paylaştığımız bu araç, Kia’nın sadece bir SUV yenilemesi değil; marka kimliğini bir üst seviyeye taşımayı hedefleyen bir strateji adımı. Tasarım detayları, boyut artışı ve donanım zenginliği ile yeni Telluride, rakiplerine gözdağı veriyor. Bu modelin pazarda nasıl konumlanacağı ve Türkiye’ye ne zaman gelir ya da gelir mi bunu zaman gösterecek.
Audi, Formula 1 girişine hazırlık niteliğindeki R26 Concept tasarımını tanıttı. Marka, pistlerde sade, teknik ve akılcı yeni kimliğini yansıtacak.
Audi, Formula 1 Sahnesine R26 Concept ile Adım Atıyor
Audi, Formula 1 dünyasına resmen girmeye hazırlanırken, Münih’teki Brand Experience Center’da yeni dönemin ön gösterimini gerçekleştirdi. Tanıtılan Audi R26 Concept, markanın 2026 sezonundaki ilk Formula 1 aracı için tasarım felsefesini yansıtan bir prototip niteliğinde.
Marka, bu konsept ile hem teknik mükemmelliği hem de yalın mühendislik yaklaşımını öne çıkarıyor. Gösterişten uzak, tamamen fonksiyonel bir tasarım dili benimseyen Audi, Formula 1 aracını markanın gelecekteki tüm modellerinde geçerli olacak sade estetikle buluşturuyor.
Yeni Çağın Başlangıcı: Audi Formula 1’de
Audi CEO’su Gernot Döllner, Formula 1 programını markanın dönüşüm yolculuğunda “kilit bir dönüm noktası” olarak tanımlıyor. Döllner açıklamasında,
“Formula 1 bizim için yalnızca yarışa katılmak değil, kazanmak için gelmek anlamına geliyor. Bu zirveye bir gecede ulaşılamayacağını biliyoruz, ancak 2030’a kadar dünya şampiyonluğu için mücadele etmeyi hedefliyoruz.” dedi.
Audi’nin Formula 1’e girişi, markanın daha çevik, yenilikçi ve sadeleşmiş bir organizasyona dönüşümünün sembolü olarak görülüyor.
R26 Concept: Yeni Audi Kimliğinin Pisti
R26 Concept, Audi’nin Formula 1 kimliğini temsil eden ilk tasarım çalışması. Markanın yeni kurumsal çizgisiyle uyumlu olarak yalın, teknik, akılcı ve duygusal prensipleri merkezine alıyor.
Audi Baş Tasarımcısı Massimo Frascella, yeni tasarım dilini şöyle özetliyor:
“Tasarım artık organizasyonun tüm katmanlarını birleştiren ortak bir dil. Formula 1 takımı, Audi’nin yeni görsel kimliğini hem pistte hem pist dışında temsil edecek.”
R26 Concept’te titanyum, karbon siyahı ve Audi kırmızısı tonları kullanılıyor. Minimal geometrik yüzeyler, form ve işlevi kusursuz biçimde birleştiriyor. Audi, Formula 1 araçlarında markanın özel konumunu vurgulamak için seçici biçimde kırmızı halkalar kullanacağını da duyurdu.
Teknolojiden Fazlası: Formula 1 Bir Marka Vizyonu
Audi için Formula 1 yalnızca bir yarış projesi değil, markanın teknolojik ve kültürel dönüşümünü simgeleyen bir platform. “Vorsprung durch Technik” (Teknolojiyle bir adım önde) felsefesini küresel sahneye taşıyan Audi, Formula 1’deki bütçe sınırı (cost cap) düzenlemesinin daha öngörülebilir ve sürdürülebilir bir iş modeli sunduğunu belirtiyor.
820 milyondan fazla takipçiyle Formula 1, markalar için benzersiz bir küresel vitrin. 2024 sezonunda yarışları 1,6 milyar izleyici televizyon ekranlarından takip etti. Bu görünürlük, Audi için yalnızca bir spor arenadan fazlası: yeni müşteri segmentlerine ve sponsorluk fırsatlarına açılan bir kapı.
Audi’nin resmi ortakları arasında adidas, bp ve Revolut yer alıyor. Ayrıca, 2025 başında markanın İsviçre merkezli Sauber Group’un tamamını satın alması, takımı Audi çatısı altına dahil etti.
Takım yönetiminde iki deneyimli isim var:
Mattia Binotto (eski Ferrari Takım Direktörü)
Jonathan Wheatley (eski Red Bull Team Manager)
Her ikisi de doğrudan Audi CEO’su Döllner’a bağlı olarak görev yapıyor.
Yeni Teknik Döneme Güçlü Başlangıç
2026 sezonuyla birlikte yürürlüğe girecek yeni teknik düzenlemeler, Audi’ye ideal bir başlangıç zemini sunuyor. Tüm takımlar, yeni nesil 1.6 litrelik turbo V6 hibrit motorlara ve sürdürülebilir yakıtlara aynı anda geçecek.
Audi Powertrain sistemi, içten yanmalı motor (ICE), enerji geri kazanım sistemi (ERS), enerji depolama birimi (ES), elektrik motoru-jeneratör ünitesi (MGU-K) ve kontrol ünitesi (CU-K) bileşenlerinden oluşuyor. Yeni kurallarla birlikte, elektrik motoru gücü üç katına çıkarak içten yanmalı motorla eşit seviyeye ulaşacak.
Audi, bu güç ünitesini 2022’den beri Neuburg an der Donau tesisinde geliştiriyor. Bu tesis, Almanya’daki tek Formula 1 operasyon merkezi olma özelliğine sahip. Testler şu anda simülasyon ortamlarında sürdürülüyor ve ilk tam entegre sistem Aralık ayında piste hazırlık için gönderilecek.
Küresel Operasyon Üçlüsü
Hinwil (İsviçre): Şasi geliştirme ve üretim merkezi
Neuburg (Almanya): Güç ünitesi ve test merkezi
Bicester (İngiltere): Motorsport Valley’de teknoloji ofisi
Bu üç merkez, Audi’nin Formula 1 operasyonunda şasi–motor entegrasyonunda maksimum verimlilik hedefliyor.
İlk Yarış: Melbourne 2026
Audi Formula 1 takımı, Ocak 2026’da resmi lansmanını gerçekleştirecek. İlk test sürüşleri Barselona ve Bahreyn pistlerinde yapılacak. Markanın Formula 1’deki ilk resmi yarışı ise 6–8 Mart 2026 tarihleri arasında Melbourne Grand Prix’sinde gerçekleşecek.
AUDI’nin Türkiye’de satılan modellerine ve en güncel fiyat listesine AUDI Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.
Motor sporları haberlerimize BURADAN ulaşabilirsiniz.
Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu
Akın DAĞYARAN
Audi, Formula 1’e yalnızca rekabet için değil, marka kimliğini yeniden tanımlamak için geliyor. R26 Concept, mühendislik saflığı ve görsel sadeliğiyle modern otomotivin geleceğini temsil ediyor. Eğer Audi planladığı gibi hem teknoloji hem estetikte istikrarı korursa, 2026 sezonu pistte yalnızca bir başlangıç değil, markanın yeni dönemi olacak.