Blog

  • HAMANN 530d Touring: BMW’ye Dinamik Bir Dokunuş

    HAMANN 530d Touring: BMW’ye Dinamik Bir Dokunuş

    HAMANN, BMW 530d Touring’i sportif tasarım detayları ve güçlü aksesuarlarla baştan yarattı. İşte detaylar ve Piston Kafalar yorumu pistonkafalar.com’da!

    BMW, otomobil dünyasında sürüş keyfi ve lüksü aynı potada eritmeyi başarmış markalardan biri. Özellikle BMW 5 Serisi Touring, geniş iç hacmi, performansı ve şık tasarımıyla hem aile kullanımı hem iş dünyası için vazgeçilmez bir model. Ancak bazı otomobil tutkunları vardır ki, standart hâliyle bile etkileyici olan bu araçlara “biraz daha” karakter katmak ister. İşte sahneye burada ünlü Alman tuning firması HAMANN çıkıyor.

    HAMANN, küçük ama etkili dokunuşlarla BMW 530d Touring modeline bambaşka bir ruh kazandırıyor. Hem estetik açıdan hem sürüş dinamiklerinde yapılan değişiklikler, bu otomobili segmentinde çok daha özel bir noktaya taşıyor.


    HAMANN Kimdir?

    Tuning dünyasında bir ikon hâline gelmiş olan HAMANN, 1986 yılından bu yana özellikle BMW, Mercedes-Benz, Porsche ve Range Rover gibi premium markalar üzerine yaptığı modifikasyonlarla adını duyurdu. HAMANN imzası taşıyan bir araç, sadece hız anlamına gelmez; aynı zamanda estetik detaylar, kaliteli malzeme seçimi ve sürüş deneyimini iyileştiren teknik yenilikler demektir.


    HAMANN Dokunuşlarıyla BMW 530d Touring

    Yeniden Tasarlanmış Dış Görünüm

    HAMANN’ın modifikasyonları, BMW 530d Touring’in dış tasarımında dikkat çeken pek çok yenilik getiriyor:

    • Ön Tampon: LED gündüz farları entegre edilmiş yeni ön tampon, araca modern ve agresif bir ifade kazandırıyor.
    • Yan Marşpiyeller: Gövde hatlarıyla mükemmel uyum sağlayan yan marşpiyeller, araca alçak ve dinamik bir duruş katıyor.
    • Arka Tampon Altı Spoiler: Dört çıkışlı egzoz sistemiyle birleşen bu parça, otomobilin arka görünümünü daha sportif ve güçlü hâle getiriyor.

    HAMANN’ın tasarım felsefesi oldukça net: Estetik, performans ve aerodinamiği bir arada sunmak.


    İç Mekânda Lüks Detaylar

    Kabin Yenilikleri

    HAMANN, 530d Touring’in yaşam alanını da es geçmemiş. Otomobilin kabininde öne çıkan değişiklikler şunlar:

    • HAMANN logolu özel döşemeler ve paspaslar
    • Spor direksiyon simidine eşlik eden Alcantara detaylar
    • Alüminyum pedal seti ve ayak dayama ünitesi

    Bu detaylar, aracın iç mekânına hem sportif hem premium bir hava kazandırıyor. Ayrıca kullanılan malzemelerin kalitesi, HAMANN’ın işçiliğine olan güveni perçinliyor.


    Jantlar ve Lastikler

    HAMANN, BMW 530d Touring için özel olarak 21 inçlik jantlar tasarlamış. Bu jantlar hem performansı artırıyor hem de aracın estetik duruşunu güçlendiriyor.

    • Ön jantlar: 9.0×21”
    • Arka jantlar: 11.0×21”
    • Ön lastikler: 255/30 ZR 21
    • Arka lastikler: 295/25 ZR 21

    Jantlar, mat siyah veya açık renk olarak tercih edilebiliyor. Böylece müşteriler, araçlarını kendi zevklerine göre kişiselleştirebiliyor.


    Süspansiyon Sistemi

    HAMANN, modifiye ettiği 530d Touring’de sadece görünümü değil, sürüş dinamiklerini de geliştirmiş. Özel olarak tasarlanan süspansiyon kiti sayesinde:

    • Araç yüksekliği ayarlanabiliyor.
    • Konfor ve sportif sürüş dengesi optimal düzeyde tutuluyor.
    • Yol tutuş ve viraj performansı ciddi şekilde iyileşiyor.

    Bu modifikasyon, sürüş sırasında daha az gövde salınımı ve daha keskin tepkiler sunarak, BMW 5 Serisi Touring’i adeta bir spor wagon hâline getiriyor.


    Performans Değerleri

    HAMANN’ın modifikasyonları, dış görünüm kadar performans artışı da sağlıyor. Her ne kadar BMW 530d Touring, standart hâliyle bile güçlü bir motora sahip olsa da, HAMANN bu modele ekstra dinamiklik katmış.

    BMW 530d Touring’in standart motor verileri:

    • Motor: 3.0 litre, 6 silindirli dizel
    • Güç: 258 HP
    • Tork: 560 Nm
    • 0-100 km/s: 6.1 saniye

    HAMANN’ın ECU güncellemeleriyle bu güç değerlerinde artış elde edilebiliyor. Ancak firma, motor modifikasyonlarını genellikle müşterinin isteğine bağlı olarak kişiselleştiriyor. Dolayısıyla her HAMANN 530d Touring birbirinden farklı olabiliyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    HAMANN’ın BMW 530d Touring üzerinde yaptığı çalışma, “az ama öz” modifikasyonun ne demek olduğunu gösteren örneklerden biri. Aracın zaten kaliteli olan iç mekânı, HAMANN’ın dokunuşlarıyla daha da şık hâle gelirken, dış tasarımda yapılan değişiklikler 5 Serisi’ni yolda daha iddialı gösteriyor. Özellikle dört çıkışlı egzoz, LED’li ön tampon ve sportif yan marşpiyeller araca bambaşka bir hava katmış.

    HAMANN, 530d Touring’i sadece güçlü değil, aynı zamanda zevk sahibi sürücüler için özel bir makineye dönüştürmüş. Bizce bu araç, hem aile kullanımı hem sportif sürüş isteyenler için tuning dünyasının en başarılı örneklerinden biri.

    adminProfili düzenle

     

  • Audi R8 V10 Spyder Wheelsandmore Dokunuşuyla Güçlendi: 600 HP Süper Spor Şov!

    Audi R8 V10 Spyder Wheelsandmore Dokunuşuyla Güçlendi: 600 HP Süper Spor Şov!

    Wheelsandmore, Audi R8 V10 Spyder’a 600 HP güç ve 800 Nm tork kazandırdı. İşte görünüm, performans ve teknik detaylar pistonkafalar.com’da!

    Audi R8, modern otomobil dünyasının en heyecan verici süper spor modellerinden biri. Hem pistte hem günlük kullanımda sunduğu performans, Alman mühendisliğinin ve quattro teknolojisinin ne denli başarılı olduğunu kanıtlıyor. Ancak otomobil dünyasında “daha fazlası”nın peşinde koşanlar her zaman var. İşte burada sahneye Wheelsandmore çıkıyor. Almanya’nın tanınmış tuning firması, geçtiğimiz yıl Audi R8 V10 Coupe üzerinde yaptığı performans dokunuşlarıyla ses getirmişti. Şimdi ise sıra Audi R8 V10 Spyder versiyonunda!


    Wheelsandmore ve Audi R8 İş Birliği

    Wheelsandmore Kimdir?

    Almanya merkezli Wheelsandmore, özellikle yüksek performanslı spor otomobillere yaptığı özgün modifikasyonlarla tanınıyor. Firma, sadece motor gücünü artırmakla kalmıyor; jant, süspansiyon, egzoz sistemi gibi kritik bileşenlerde de özel çözümler sunuyor. Audi, Lamborghini, Ferrari, McLaren gibi markaların modellerine yaptığı çalışmalarla tuning dünyasında saygın bir konuma sahip.


    Audi R8 V10 Spyder’ın Standart Performansı

    Audi R8 V10 Spyder, fabrika çıkışlı hâliyle bile oldukça etkileyici. Aracın kaputunun altında yer alan 5.2 litrelik FSI V10 motor, 525 HP güç ve 530 Nm tork üretiyor.

    • 0-100 km/s hızlanma: 4.1 saniye
    • Maksimum hız: 313 km/s

    Quattro dört tekerlekten çekiş sistemi ve çift kavramalı şanzıman sayesinde, bu güç asfaltla eksiksiz şekilde buluşuyor. Ancak Wheelsandmore, R8 V10 Spyder’ın bu performansına “yetmez” dedi!


    Wheelsandmore’un Modifikasyonları

    Motor Gücü ve Egzoz Sistemi

    Wheelsandmore, R8 V10 Spyder’ın motor kontrol ünitesini (ECU) yeniden programlayarak performans limitlerini yükseltmiş. Ayrıca paslanmaz çelikten, kumandalı valf kapaklarına sahip el yapımı yüksek akışlı bir egzoz sistemi kullanılmış.

    Bu değişikliklerin ardından elde edilen rakamlar oldukça çarpıcı:

    • Yeni güç: 600 HP (75 HP artış)
    • Yeni tork: 800 Nm (270 Nm artış)

    Bu değerler, R8 Spyder’ı süper spor segmentinde çok daha üst sıralara taşıyor. Özellikle 800 Nm’lik tork, hızlanma ve ara hızlanmalarda gözle görülür bir fark yaratıyor.


    Tasarım Dokunuşları

    Jant ve Lastik Seçenekleri

    Performans kadar tasarıma da önem veren Wheelsandmore, R8 Spyder için özel olarak 9.5×20 inç altı kollu jantlar geliştirmiş. Hafif alaşım malzemeden üretilen bu jantlar, hem ağırlığı azaltıyor hem de otomobile dinamik bir görünüm kazandırıyor.

    Lastik seçimi ise Continental markasına emanet edilmiş.

    • Ön lastikler: 245/30 ZR 20
    • Arka lastikler: 305/25 ZR 20

    Ayrıca hem jant rengi hem de lastik ebatları müşteri taleplerine göre kişiselleştirilebiliyor. Bu da R8 sahiplerine eşsiz bir özelleştirme özgürlüğü sunuyor.


    Süspansiyon Teknolojisi

    Wheelsandmore, R8 V10 Spyder’ın sürüş dinamiklerini daha da geliştirmek için LCS (Level Control System) isimli bir süspansiyon sistemi eklemiş.

    Bu sistem sayesinde:

    • Araç yüksekliği uzaktan kumandalı bir switch yardımıyla +40 mm’ye kadar artırılabiliyor.
    • Aynı sistemle alçaltma ayarları birbirinden bağımsız yapılabiliyor.

    Bu özellik, özellikle günlük kullanımda engebeli yollarda ya da hız tümseklerinde büyük avantaj sağlıyor. Spor otomobil kullanıcıları için bu tür konfor detayları ciddi fark yaratıyor.


    Dış Tasarımda Minimalist Anlayış

    Wheelsandmore, R8 V10 Spyder’ın ikonik tasarımına sadık kalmış. Göze çarpan değişiklikler şunlarla sınırlı:

    • Yeni jant tasarımı
    • Mat siyah kaplı ön ızgara
    • Özel egzoz çıkışları

    Bunun dışında, gövde üzerinde aşırı bir body kit veya agresif eklemeler yapılmamış. Bu yaklaşım, modifikasyon dünyasında oldukça saygı gören “sade ama güçlü” tasarım felsefesini yansıtıyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Audi R8 V10 Spyder, zaten fabrika çıkışı hâliyle birçok sürücü için bir hayalin ötesinde. Wheelsandmore’un yaptığı bu dokunuşlar ise bu otomobili adeta başka bir lige taşıyor. 600 HP güç ve 800 Nm tork, R8 Spyder’a pistlerde bile dişli rakipler kazandırır.

    Ancak işin en güzel yanı, tüm bu performans artışının son derece şık ve sade bir paket içinde sunulması. Wheelsandmore, R8’in karakterini bozmadan onu daha özel hâle getirmeyi başarmış. Bizce, bu tür modifikasyonlar otomobil dünyasının tutku dolu yüzünü temsil ediyor. Eğer bütçeniz uygunsa ve farklı olmak istiyorsanız, R8 V10 Spyder Wheelsandmore dokunuşuyla kesinlikle listenizde olmalı!

  • Panamera’ya Hofele Dokunuşu: Lüks ve Performans Bir Arada

    Panamera’ya Hofele Dokunuşu: Lüks ve Performans Bir Arada

    Porsche Panamera, Hofele’nin özel body kit tasarımıyla bambaşka bir çehreye kavuşuyor. Detaylar ve Piston Kafalar yorumu pistonkafalar.com’da!

    Otomobil dünyasında bazı markalar vardır ki, sadece isimleri bile prestij algısını yükseltir. Porsche Panamera da bunlardan biri. Sportif ruhu ve dört kapılı lüks sedan formu, onu kendi segmentinin eşsiz bir oyuncusu hâline getiriyor. Ancak bazen otomobil tutkunları, fabrikadan çıkan mükemmelliği bile bir adım öteye taşımak ister. İşte burada sahneye Hofele Design çıkıyor. Alman modifikasyon devi Hofele, Porsche Panamera için geliştirdiği özel body kit ile hem estetik, hem aerodinamik hem de performans anlamında çıtayı yükseltiyor.


    Hofele Kimdir?

    Alman Mühendisliğinin İncelikli Dokunuşu

    Hofele Design, 1983 yılından bu yana otomotiv dünyasında kendine sağlam bir yer edinmiş, prestijli bir Alman tuning firması. Özellikle Mercedes-Benz, Audi ve Porsche gibi premium markalara özel tasarım paketleri sunan şirket, sadece dış görünümle değil, mühendislik altyapısıyla da fark yaratıyor.

    Hofele’nin felsefesi basit: “Ek parça eklemek yerine, bütünsel tasarım.” İşte Panamera’ya uyguladıkları paket, bu felsefenin en güzel örneklerinden biri.


    Panamera’ya Özel Hofele Body Kit Detayları

    Tamamen Yeni Parçalar, Maksimum Uyum

    Hofele’nin Porsche Panamera için geliştirdiği body kit, diğer birçok tuning firmasının aksine sadece ek parçalarla sınırlı kalmıyor. Hofele, Panamera üzerinde kullandığı tüm gövde elemanlarını kendi tasarlıyor ve tek parça üretim tekniğiyle hayata geçiriyor. Böylece montaj sonrası hiçbir uyum sorunu yaşanmıyor.

    Öne çıkan detaylar arasında:

    • Ön Tampon ve Lip: LED gündüz farları ve sinyaller Hofele’nin tasarım imzasını taşırken, entegre tampon altı lip aerodinamiğe katkıda bulunuyor.
    • Arka Spoiler: Geniş yüzeyi sayesinde yüksek hızlarda stabiliteyi artırıyor ve Panamera’nın sportif siluetini güçlendiriyor.
    • Yan Marşpiyeller: Aracın dinamik hatlarına katkı sağlıyor, yanal akışı iyileştiriyor.
    • Arka Tampon: İkili çift çıkışlı egzoz sistemi hem görünüş hem ses açısından Panamera’ya agresif bir karakter katıyor. Hofele’nin bu tasarımında Audi R8’den izler görmek ise otomobil tutkunlarını gülümsetiyor.

    Malzeme Kalitesi ve Dayanıklılık

    Hofele, kullandığı tüm plastik parçaları özel geliştirdiği HPG isimli ısıya dayanıklı bir maddeden üretiyor. Bu malzeme; yüksek sıcaklıklara, UV ışınlarına ve kimyasal etkilere karşı son derece dirençli. Ayrıca Hofele’nin body kit parçaları, Almanya’nın en prestijli kalite ve güvenlik kuruluşu olan TÜV’den tam not almayı başarıyor.

    Bu detay, özellikle Avrupa pazarında Hofele ürünlerini tercih edenler için önemli bir güven unsuru.


    Jant ve Süspansiyon Sistemi

    22 İnçlik Göz Alıcı Jantlar

    Hofele tasarımı 22” jantlar, Panamera’nın kaslı duruşuna ayrı bir hava katıyor. Yeni jantlarla birlikte kullanılan lastik kombinasyonu, hem yol tutuşu artırıyor hem de görsel şıklığı tamamlıyor.

    Elektronik Süspansiyon

    Panamera’da kullanılan elektronik kontrollü süspansiyon sistemi, sürücünün sürüş stiline göre anında tepki veriyor. Araç ister günlük konfor modunda ister sportif modda kullanılsın, Hofele’nin tuning dokunuşu sayesinde süspansiyon ayarları sorunsuz bir biçimde çalışıyor.


    Fren Sistemi ve Performans

    Hofele, Panamera’nın motoruna büyük ölçüde müdahale etmese de, artan aerodinamik performansa uygun şekilde fren sistemi üzerinde ciddi iyileştirmeler yapmış. Özellikle:

    • 6 pistonlu kaliperler
    • Büyük delikli ve hava kanallı fren diskleri

    Bu sistemler, yüksek hızlarda Panamera’yı kısa sürede dizginleyebilecek güce sahip. Hofele’nin yaklaşımı, performans artışının mutlaka güvenlik ve kontrolle desteklenmesi gerektiği yönünde.


    İç Mekânda Hofele Lüksü

    Hofele, yalnızca dış tasarımda değil, iç mekânda da kişiselleştirme imkânı sunuyor. Özellikle deri döşemeler, müşterinin istediği doku, renk ve desenlere göre tasarlanabiliyor. Dikiş detaylarından kullanılan deri kalitesine kadar her unsur, otomobil sahibinin zevkine özel hazırlanıyor. Bu sayede Panamera, iç mekânda da tam anlamıyla “kişisel bir sanat eseri”ne dönüşüyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Porsche Panamera, hâlihazırda müthiş bir mühendislik eseri. Ancak Hofele’nin dokunuşu, onu bir üst lige taşıyor. Özellikle gövde parçalarının tamamen Hofele üretimi olması, araca fabrika çıkışıymış gibi bütünlük kazandırıyor. LED detaylar, agresif ön lip, sportif arka spoiler ve R8 esintileri, Panamera’yı bambaşka bir karaktere büründürüyor.

    Bizce Hofele’nin Panamera paketi, hem tasarım hem de kalite açısından son derece başarılı. Elbette bu güzelliğin bir bedeli var. Ancak bu bedeli ödeyenler, yolda sıradanlıktan uzak, göz kamaştıran bir Panamera kullanmanın keyfini fazlasıyla çıkaracaktır.

     

  • Toyota GT86 TRD Griffon Konsept

    Toyota GT86 TRD Griffon Konsept

    Toyota GT86 TRD Griffon Konsept

    Toyota GT86 TRD Griffon Konsept. İngiltere de gerçekleşecek festival için Toyota cephesin de bu yıl hafiflik konusunda iddialı bir GT86 yer alıyor. Tokyo Motor Show’dan da hatırlayacağınız TRD GT86 üzerinde ki değişim hayli etkileyici görünüyor.

    Toyota Racing Development (TRD) tarafından modifiye edilen boxer motorlu 200Hp lik GT86 Griffon öncelikle 226.7kg lık bir ağırlık azaltımı ile 1.048 kg’a düşürülmüş.  Performansa ciddi katkı sağlayacak bu çalışmanın özünde kaput, tavan, kapı, bagaj kapağı ve arka tamponlar için kullanılan karbonfiber takviyeli plastik (CFRP) etkisi hayli fazla. Camlar ise polikarbonat özellikli termoplastik malzeme ile şekillendirilmiş.

    Otomobilin yaşam alanında ise TRD koltuk, vites topuzu, yağ basınç ve su sıcaklığı göstergeleri ile Momo direksiyon kullanılmış. Takata 4 noktalı emniyet kemeleri de diğer emniyet unsurları arasında.

    Toyota Racing Development son olarak GT86 Griffen için coilover süspansiyon kiti, kısa oranlı son dişli ve Advan Racing 18-inç jantlar ile Yokohama  lastikler kullanmış.

  • BMW ve Toyota’dan Ortak Platform Spor Otomobil Hamlesi: Supra Geri Mi Dönüyor?

    BMW ve Toyota’dan Ortak Platform Spor Otomobil Hamlesi: Supra Geri Mi Dönüyor?

    BMW ve Toyota, spor otomobil segmentinde güçlerini birleştiriyor. Supra geri mi dönüyor? Ortak platform ve detaylar pistonkafalar.com’da!

    Otomobil dünyasında son yılların en dikkat çeken gelişmelerinden biri, dev markaların iş birliğine gitmesi. Rekabetin kızıştığı global pazarda, maliyetleri azaltmak ve teknolojik ilerlemeyi hızlandırmak için üreticiler güçlerini birleştiriyor. İşte bu stratejinin en ilginç örneklerinden biri de BMW ve Toyota ortaklığı. İki dev üretici, geçmişte başlayan teknoloji iş birliklerinin ardından, şimdi gözünü spor otomobil segmentine dikti. Peki bu iş birliğinin meyvesi ne olacak? Otomobil dünyasında efsane hâline gelmiş Toyota Supra yeniden mi yollara dönüyor?


    BMW ve Toyota Ortaklığının Kökleri

    İlk Adımlar: 2011 Anlaşması

    İş birliğinin temelleri 2011 yılında atıldı. O dönemde BMW ve Toyota, lityum iyon batarya ve hibrit teknoloji geliştirme konusunda ortak çalışmalara başlamak için masaya oturmuştu. Anlaşmanın detayları şunları kapsıyordu:

    • BMW, Toyota için yeni dizel motor geliştirecek.
    • Toyota, BMW’ye hibrit sistemler konusunda teknoloji ve üretim desteği verecekti.

    Bu iş birliği, iki markanın farklı alanlardaki uzmanlıklarını ortak potada eritme çabasının ilk adımı oldu.


    Spor Otomobil İş Birliği Gündeme Geliyor

    GT86/FR-S/BRZ Platformu Üzerine Ortak Çalışma

    İki marka, iş birliklerini daha da ileri taşıyarak, spor otomobil geliştirme projesini gündeme aldı. 2012 ve 2013’te ortaya çıkan haberler, Toyota GT86 / Scion FR-S / Subaru BRZ platformu üzerinde BMW ve Toyota’nın birlikte çalıştığını işaret ediyordu.

    Bu platform, düşük ağırlık merkezi, arkadan itişli mimari ve dengeli sürüş karakteriyle spor otomobil tutkunlarının gönlünde taht kurmuştu. İşte BMW ve Toyota, bu başarılı platformun DNA’sını kullanarak yeni bir spor otomobil geliştirmeyi hedefliyordu.


    BMW Cephesi: Model Gamının Dışında Bir Sporcu

    BMW tarafından yapılan açıklamalarda, bu yeni modelin markanın mevcut ürün gamının dışında, tamamen yeni bir spor otomobil olarak konumlanacağı belirtiliyor. Yani bu araç; Z4, 3 Serisi Coupe ya da M4 gibi mevcut modellerin devamı olmayacak. BMW’nin spor otomobil konusundaki bilgi birikimi ve sürüş dinamikleri, Toyota’nın hafif platform vizyonuyla birleşerek farklı bir ürün ortaya çıkaracak.

    İş birliğiyle BMW, özellikle hibrit ve elektrikli spor otomobillere geçiş sürecinde maliyet avantajı elde etmeyi de hedefliyor. Çünkü yeni nesil spor otomobil geliştirmek, milyar dolarlık yatırımlar gerektiriyor.


    Toyota Cephesi: Efsane Supra Geri Mi Geliyor?

    Toyota tarafında ise heyecan oldukça yüksek. Japon üretici, bu ortaklığın sonucunda üretilecek spor otomobilin, efsane model Supra’nın geri dönüşü olabileceğini açıkladı.

    Toyota Supra, 1978’de başlayan hikâyesiyle Japon otomobil tarihinin en önemli isimlerinden biri. Özellikle 1990’lı yıllarda üretilen dördüncü nesil Supra (A80), 2JZ motoru ve modifiye potansiyeli sayesinde otomobil dünyasında efsane statüsüne ulaştı. Fast and Furious filmleriyle de ünü küresel çapta arttı.

    Yeni ortaklıkla üretilen modelin Supra adıyla piyasaya çıkması, Toyota’nın bu mirası modern bir spor otomobille yeniden canlandırmak istediğini gösteriyor. Tasarım dili, performans karakteri ve teknolojik donanımlar açısından Supra ismine yakışır bir araç hedefleniyor.


    Ortaklıkta Öne Çıkan Teknik Detaylar

    Her iki marka da sır gibi saklasa da, iş birliğine dair kulislerden sızan teknik detaylar var:

    • Araç, arkadan itişli platform üzerine inşa edilecek.
    • Hafifletilmiş gövde yapısı, yüksek dayanımlı çelik ve alüminyum kullanımıyla desteklenecek.
    • 4 ve 6 silindirli motor seçenekleri gündemde.
    • BMW’nin TwinPower Turbo motor teknolojisi devrede olacak.
    • Hibrit bir versiyon ihtimali konuşuluyor.

    Bu teknik altyapı, hem Toyota hem BMW hayranları için heyecan verici. Çünkü iki markanın mühendislik anlayışı birleştiğinde ortaya çıkan sinerji, gerçek anlamda “driving pleasure” vadeden bir otomobil anlamına geliyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    BMW ve Toyota iş birliği, otomobil dünyasında son dönemin en heyecan verici gelişmelerinden biri. İki markanın mühendislik anlayışları birbirinden oldukça farklı: BMW, sürüş keyfini ve performansı, Toyota ise dayanıklılığı ve teknoloji maliyet optimizasyonunu temsil ediyor. Bu ikilinin ortak projesi, hem Avrupa hem Asya pazarları için oldukça güçlü bir ürün ortaya çıkarabilir.

    Özellikle Supra adının yeniden sahneye dönme ihtimali, otomobil dünyasında ciddi bir yankı uyandırıyor. Bizce BMW’nin performans genleriyle Toyota’nın mühendislik yaklaşımını bir araya getirmek, spor otomobil segmentinde yeni bir çağ başlatabilir. Heyecanla bekliyoruz!

  • Dacia Sandero Euro NCAP Testinden 4 Yıldız Aldı: İşte Güvenlik Raporu!

    Dacia Sandero Euro NCAP Testinden 4 Yıldız Aldı: İşte Güvenlik Raporu!

    Yeni Dacia Sandero, Euro NCAP çarpışma testinden 4 yıldız aldı. Sandero’nun güvenlik performansına dair tüm detaylar ve Piston Kafalar yorumu burada!

    Uygun fiyatlı otomobil denince Türkiye’de akla gelen ilk markalardan biri olan Dacia, sunduğu modellerle geniş kitlelerin ilgisini çekmeyi başarıyor. Özellikle Dacia Sandero, hem şehir içi kullanıma uygun boyutları hem de ekonomik fiyat etiketiyle öne çıkıyor. Ancak uygun fiyat, bazen akıllarda güvenlik sorularını da beraberinde getiriyor. İşte bu noktada Euro NCAP test sonuçları devreye giriyor. Yeni Dacia Sandero, Euro NCAP çarpışma testinden 4 yıldız alarak sınıfı geçti. Peki Sandero, bu puanı hangi performans kriterleriyle elde etti?


    Euro NCAP Nedir ve Neden Önemli?

    Euro NCAP’ın Rolü

    Euro NCAP (European New Car Assessment Programme), Avrupa’da yeni otomobillerin güvenlik performansını bağımsız şekilde değerlendiren en saygın kuruluşlardan biri. Testlerde araçlar; yetişkin yolcu koruması, çocuk yolcu koruması, yaya koruması ve güvenlik asistanları gibi kategorilerde detaylı incelemelerden geçiyor.

    Bu testler, otomobil satın almayı düşünenler için oldukça önemli bir referans kaynağı. Çünkü sadece markanın beyanına değil, gerçek çarpışma senaryolarına ve laboratuvar sonuçlarına dayanıyor.


    Dacia Sandero’nun Test Performansı

    Yandan ve Sabit Çarpışma Testleri

    Yeni Dacia Sandero, Euro NCAP testlerinde özellikle yandan ve sabit çarpışma testlerinde başarılı bir performans sergiledi. Göğüs kafesi dışındaki bölgelere maksimum koruma sağlayabilmesi, araç gövdesinin dayanıklılığını ve güvenlik ekipmanlarının etkinliğini ortaya koyuyor.

    Bu testlerde, araç yolcu kabininin deformasyona uğramaması ve darbeyi sönümleme kapasitesi büyük önem taşıyor. Sandero, bu konuda sınıfının üzerine çıkmayı başarmış durumda.

    Arkadan Çarpışma Testi

    Arkadan çarpışma testlerinde ise orta düzeyde koruma sağlayan Sandero, özellikle boyun zedelenmesi (whiplash) riskini azaltmak adına tasarlanmış koltuk yapısıyla dikkat çekiyor. Ancak test raporları, boyun ve omurga koruması açısından hâlâ iyileştirilmesi gereken noktalar olduğunu belirtiyor.


    Sandero’nun Sağlam Kabin Yapısı

    Dacia Sandero’nun bu sonuçları almasındaki en önemli etkenlerden biri, dayanıklı kabin tasarımı. Modern çelik kullanımı, güçlendirilmiş yan darbe kirişleri ve yeni platform sayesinde Sandero, çarpışma anında yolcularına daha iyi bir koruma sağlıyor.

    Ayrıca araçta standart olarak sunulan güvenlik ekipmanları arasında şunlar yer alıyor:

    • Ön ve yan hava yastıkları
    • Perde hava yastıkları
    • Elektronik Denge Kontrolü (ESC)
    • Acil fren destek sistemi
    • Yokuş kalkış desteği

    Dacia Sandero’nun Puanlaması

    Euro NCAP raporuna göre, Sandero’nun kategori bazlı güvenlik skorları şöyle:

    • Yetişkin Yolcu Koruması: %70
    • Çocuk Yolcu Koruması: %72
    • Yaya Koruması: %41
    • Güvenlik Asistanları: %42

    Bu sonuçlar, Sandero’nun sınıfına göre gayet makul bir güvenlik seviyesi sunduğunu gösteriyor. Özellikle yetişkin ve çocuk koruma puanları, şehir içi kompakt otomobiller segmenti için yeterli kabul ediliyor.


    Dacia Sandero’nun Türkiye Pazarındaki Konumu

    Türkiye’de fiyat/performans oranı açısından en çok tercih edilen modellerden biri olan Dacia Sandero, bu güvenlik skoru sayesinde önemli bir avantaj daha kazanıyor. Artan trafik yoğunluğu ve kaza riskine karşı tüketicilerin güvenliğe verdiği önem göz önünde bulundurulduğunda, 4 yıldızlı bir güvenlik derecesi Sandero için önemli bir satış argümanı oluşturuyor.

    Özellikle genç sürücüler, aileler ve ekonomik sürüşe önem verenler için Sandero, güvenliği ve düşük maliyetli sahip olma avantajını bir arada sunuyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Dacia Sandero, uzun yıllardır uygun fiyatlı otomobil arayanların gözdesi. Ancak otomobil tutkunları için fiyat kadar önemli bir diğer konu da güvenlik. Sandero’nun Euro NCAP testinden 4 yıldız alması, markanın bu konudaki ciddi gelişimini gösteriyor.

    Elbette hâlâ lüks segment rakipleriyle yarışacak düzeyde değil. Özellikle yaya koruması ve güvenlik asistanı teknolojileri alanında eksikleri var. Ancak fiyatını ve segmentini düşündüğümüzde, Sandero’nun sunduğu güvenlik seviyesi oldukça tatmin edici. Bizce Dacia, Sandero modelini her geçen yıl daha iyi hâle getiriyor ve bu da bütçe dostu otomobil almak isteyenler için büyük bir avantaj.

  • KIA CEE’D Sportywagon 1.6 CRDI COOL

    KIA CEE’D Sportywagon 1.6 CRDI COOL

    Model 2011
    Motor 1582 cc
    Şanzıman Manuel (6 ileri)
    Güç 4000 d/d’da 90 Hp
    Tork 1900 d/d’da 235 Nm
    0-100 14.0 Sn
    Maksimum Hız 172 km/s
    Ortalama Tüketim 4.6 lt/100km
    Bagaj Hacmi 534 lt
    Ağırlık 1419 Kg
    Canlı Motor, Zengin donanım listesi, Soğutmalı torpido
    Vasat Malzeme kalitesi, Sürücü koltuğu yükseklik ayarı yok

    Güney Koreli otomobil üreticisi KIA, Hyundai ile gerçekleştirilen ortaklığın ardından birbiri ardına iddialı otomobiller üretmeye ve pazara nüfus etmeye başladı. Türkiye’de daha çok SUV sınıfında ismini duyuran marka Sorento ve Sportage modelleri ile üst üste iki yıl “en çok satan 4×4” ünvanını kazandı. SUV sınıfındaki başarısını binek otomobil pazarında da devam ettirmek isteyen marka yeni tasarım dili ve zengin donanım özellikleri ile oldukça iddialı modeller üretmeye devam ediyor.

    Sayfalarımızın sizler için konuğu  KIA markasının kompakt sınıfta başarılı bir şekilde mücadele eden 1.6 CRDI CEE’D Sportywagon Cool modeli oluyor.  3K HB, 5K HB ve Station Wagon olmak üzere üç farklı karoser yapısı ve üç ayrı donanım özellikleri ile satışa sunulan CEE’D modelinin  uzun yolculuklardan hoşlananlar ve geniş aileler İçin tasarlanmış Volvo modellerini anımsatan SW versiyonunu  test ediyoruz.

    4490 mm uzunluk, 1790 mm genişlik ve 1525 mm yükseklik sunan KIA CEE’D SW 2650 mm dingil mesafesine sahip. Mevcut boyutlar ile kompakt hb’ler ile neredeyse benzer oranlara sahip test aracımız şehir içinde pratik bir kullan sunuyor.
    En baz versiyonunu görüntülediğimiz test aracımızda elektrikli ve ısıtmalı yan aynalar, ön ve arka sis farları, LED görünümlü stoplar ve şık tavan rayları, aktif gergili ve yükseklik ayarlı ön emniyet kemerleri, darbe anında otomatik açılan merkezi kilit, ön konsolda güç kaynağı, arka park sensörü, immobilizer, EBD destekli ABS fren sistemi, sürücü, yolcu, yan ve perde hava yastıkları, direksiyondan kumandalı CD/MP3 çalar, USB/AUX girişleri, soğutmalı ve aydınlatmalı torpido gözü ile direksiyondan kumandalı yol bilgisayarı gibi oldukça zengin bir liste bulunuyor.

    1417 kg’lık boş ağırlığa sahip araçta 534 litre bagaj hacmi mevcut  bu hacim 60/40 oranında katlanabilen arka koltuklar sayesinde 1664 litreye kadar artabiliyor. Hyundai ile ortak kullanılan 1.6 CRDI motor gücünü altı ileri manuel şanzıman ile yola aktarıyor.  Araç 4000d/d’da 90Hp güç üretirken 1750-2500 d/d’da 235Nm maksimum tork değeri sunuyor.  CO2 oranı ise 122gr/km. 1,5 tona yaklaşan ağırlığa rağmen 0-100km/s hızlanmasını 14 sn’de gerçekleştiren CEE’D Sportywagon maksimum 172km/s hız yapabiliyor. KIA CEE’D Sportywagon karma kullanımda 4.5lt yakıt tüketiyor.

    Orta sertlikte ayarlanmış süspansiyon sistemi şehir içinde konfordan bir miktar ödün verse bile virajlarda stabil bir sürüş vaat ediyor tabi yine de sınırları zorlamamak şartıyla. Önlerde McPherson arkalarda ise çok nokta bağlantılı süspansiyon sistemi kullanılırken, ön/arka hava soğutmalı disk frenler güvenli bir duruş sağlıyor araç yüklü pozisyonda ise bir miktar bu mesafe uzayabiliyor.

     
    PistonKafalar Değerlendirme
    Makyajlı CEE’D’in yaşam alanında kullanılan orta kalite malzemeleri düşünmezsek beklentilere rahatlıkla cevap verebilen ve eğlenceli bir yapıya sahip ayrıca aracın içerisinde herhangi bir ergonomik kusura rastlanmıyor.  Net geçişlere sahip vites aralıkları iyi ayarlanmış ve canlı karaktere sahip bir motor bulunuyor. C sütununda fazladan kullanılan camlar işe yarıyor olacak ki yaşam alanı gayet aydınlık ve geri görüş kısıtlaması yok, bu otomobil ile uzun yolculuklarda 5 kişi rahatlıkla seyahat edebilir olarak notlarımıza ekliyoruz.
     
    Yazı & Fotoğraf: Akın DAĞYARAN

     

  • Chevrolet Captiva High AT 7K

    Chevrolet Captiva High AT 7K

    Model 2011
    Motor 1991 cc
    Şanzıman Otomatik (5 ileri)
    Güç 4000 d/d’da 150 Hp
    Tork 2000 d/d’da 320 Nm
    0-100 11.1 Sn
    Maksimum Hız 180 km/s
    Ortalama Tüketim 8.6 lt/100km
    Bagaj Hacmi 465 lt
    Ağırlık 1790 Kg
    Modern görünüm, Zengin donannım
    İç aydınlatma rengi, Gürültülü çalışan motor
    SUV segmentinde en çok satanlar arasında bulunan Chevrolet Captiva, şık kostümü ve sunulan donanım paralelinde makul sayılabilecek satış rakamı ile karşımızda. SUV segmentinin giderek yaygın olmaya başladığı pazarda insanların bu araçları tercih etme sebebi kampakt sedanlara yakın fiyat aralığı, yüksek oturma pozisyonu paralelinde güvenlik hissiyeti, donanım ve insanlarda bıraktığı imaj duygusu oluyor. General Motors’un Güney Kore tesislerinde üretilen Captivalar Opel Antara ile aynı platformu paylaşıyorlar fakat iki markada da bazı kozmetik değişimler mevcut.

    Chevroeltin ülkemizde satılan SUV sınıfında ki tek temsilcisi Captiva High ve Sport olmak üzere iki farklı donanım özellikleri ile satın alınabiliyor. Her iki modelde de 2.0lt 150Hp lik bir ünite görev yapıyor. Türkiye’de hızla çoğalan SUV sınıfı araçlardan biri olan Chevrolet Captiva’nın High donanım paketine sahip modelini hafif arazi şartlarında sizler için test ettik ve yüksek satış rakamlarını hak edip etmediğini gözlemledik.

    Bej renk deri kaplı koltukların sardığı vücudumuzda konfor üst seviyelerde, arkaya gizlenmiş +2 koltuk seçeneği ise modern ailelerin isteklerine rahatlıkla karşılık verebiliyor, bol eşya gözü bulunan orta konsolda dokunmatik kumanda edilebilen 7 inçlik Radyo/MP3/CD Çalar’lı 8 hoparlörlü müzik sistemi kalite hissini yukarı taşıyan ayrıntılar arasında. Kullanılan orta kalite plastik malzemeler ise bu araç için olmaması gereken bir yapı sergiliyor.

    Sıra dışı el frenini indirip kontağı çevirdiğimizde yeşil tonlu ışıklar biraz demode, ilk çalıştırdığımızda karşılaştığımız dizel motor sesi ise keyifleri kaçırıyor ta ki aradan birkaç dakika geçip aracın motoru ısınana kadar.

    Kağıt üzerinde 150Hp güç ve 320Nm’lik tork etkileyici görünse de 1790 kg’lık kütleyi çekmekte araç biraz yetersiz kalıyor fakat bu asla çekişin vasat olduğu anlamını taşımıyor, şehir içerisinde yüksek performans beklemeyenler için ortalama bir performans sergileyen Chevrolet Captiva 8.6lt/100km yakıt tüketiyor bu verilerin pratikte otomatik şanzımanı da hesaba kattığımız zaman yaklaşık 10lt/100km civarında olduğunu dipnot olarak ekleyelim.

    Chevrolet Captiva’nın yol tutuşu elektronik güvenlik sistemleri ile oldukça başarılı bir tablo çiziyor. Normal koşullarda önden çekişli olarak ilerleyen Captiva zorlandığı durumlarda ya da aracın patinaj dediğimiz lastiğin boşa dönmesi esnasında gücü arka akslara da iletmesi ile araç otomatik 4×4 moduna geçiyor, bunun haricinde sisteme herhangi bir müdahale imkanı bulunmuyor zaten kabin içinde aracın çekiş sistemini kontrol edebileceğiniz herhangi bir düğme yada kumanda elemanı bulunmuyor. Orta konsola adapte edilen İniş Kontrol Sistemi (DCS), Devrilmeye Karşı Aktif Koruma (ARP), Çekiş Kontrol Sistemi (TC), Elektronik Stabilite Kontrol Programı (ESP), Hidrolik Fren Destek Sistemi (HBA) ise aracın diğer önemli güvenlik donanımları arasında.

     PistonKafalar Değerlendirme

    Hafif arazi şartlarında zorlanmadan ilerleyen Chevrolet Captiva etkileyici tasarımı ve zengin donanım özellikleri ile beğenimizi kazandı. Şehir içerisinde modern ailelerin ve kendini güvende hissetmek isteyen kullanıcıların ihtiyaçlarına rahatlıkla cevap verebilecek formda tasarlanan Captiva için arazi aracından ziyade daha çok şehirli SUV yakıştırmasını yapabiliriz.
     
    Yazı & Fotoğraf: Akın DAĞYARAN
     

     

  • Renault Fluence Touch 1.5 dCi EDC 110Hp

    Renault Fluence Touch 1.5 dCi EDC 110Hp

    Model 2013
    Motor 1461 cc
    Şanzıman Otomatik (6 ileri)
    Güç 4000 d/d’da 110 Hp
    Tork 2000 d/d’da 240 Nm
    0-100 11.9 Sn
    Maksimum Hız 185 km/s
    Ortalama Tüketim 4.4 lt/100 km
    Bagaj Hacmi 530 lt
    Ağırlık 1389 Kg
    Modern yüz, Düşük yakıt tüketimi, Geniş yaşam alanı, Bagaj hacmi
    Küçük kumanda panelleri, Müzik sistemi
    Bir önceki versiyona göre  daha dinamik ve karakteristik duruş kazanan Fluence’nin en belirgin değişimi ön kısımda yaşanıyor. Siyah zemine entegre iri logo, şişkin çamurluklar,  mercekli ön farlar ve LED gündüz farları (Touch Donanım Paketine Sahip Test Aracımızda Yoktu)  içinde barındıran yeni tampon otomobilin en radikal detaylarını oluşturuyor. Makyajlı Fluence’nin arka tasarımı selefi ile benzer formda bırakılırken kullanılan 16 inç Surround Flexwheel jantlar otomobilin albenisi arttırmış.

    Yenilenen Fulence de ilk etapta aracın burun kısmı dikkat çekerken asıl değişim opsiyonlar ve farklı donanım paketleri ile satın alınabilen yokuş kalkış destek sistemi, elektrikli park freni, anahtarsız giriş, R-Link multimedya sistemi  vb. teknolojik ve pratik değişimlerden yana olmuş. Sözü fazla uzatmadan EDC şanzımana sahip 1.5 dCi 110Hp’lik test aracımız ile geçirdiğimiz 1 haftalık süreçten bahsedeceğim.

    Yukarıda da bahsettiğim gibi yenilenen Fluence de ilk etapta burun kısmı hemen dikkatleri çekerken otomobilin direksiyonuna geçtiğimizde aslında çokta yabancı olmadığımız  ve diğer modelden tanıdık yaşam alanı bizleri karşılıyor. Selefine göre değişen kafalıklar, kumaş tasarımı ve kalitesi ile kullanılan birkaç detay malzeme hariç hemen hemen her şey bir önceki versiyon ile ortak. Test aracımız da kullanılan tek renk kabin bile araç içerisinde kullanıcıya ferahlık hissi yaşatıyor bunda geniş yaşam alanının etkisi hayli fazla öyle ki arkada oturan yolcular bile diz ve baş mesafesi anlamında kesinlikle sorun yaşamıyor. Genel olarak orta konsol böyle bir otomobile yakışmayacak düzeyde görünse de klima kumandalarının kullanımı rahat fakat söz konusu müzik sistemi olunca Renault sınıfta kalıyor, müzik sisteminin yanına konumlandırılmış USB ve Aux girişleri ise harici Mp3 leriniz için işlevsel.

    Çift kavramalı otomatik şanzıman “EDC” ve dizel kombinasyonu ile test ettiğimiz Fluence 4000 d/d’da 110Hp güç üretirken 2000 d/d’da 240Nm tork sunuyor. 1333kg’lık otomobili zorlanmadan, kesintisiz ve oldukça düşük tüketim değerleri ile kullanmamıza imkan veren 1.5L dCi motor 114 g/km CO2 salınımı ile çevreci kimliğini koruyor. Şehir içi ve şehirlerarası kullanımda ortalama 5.1lt/100 km yakıt tüketen tutumlu Fluence katalog verilerini yakalamayı başarıyor.

    Orta sertlikte ki süspansiyonu ile tatminkar sürüşler sunan Yeni Fluence Türkiye şartları düşünülerek yükseltilen süspansiyonu ile limitleri zorlamadığınız müddetçe virajlarda tehlikeli bir durum yaşatmıyor. Limitler zorlandığında ise hafif önden kayma eğilimi gösteren Fluence ,panik anları yaşatmadan ESP sistemi sayesinde izine geri dönüyor.

    Tutumlu motoru, 530lt geniş bagaj hacmi ve yerden yüksek yapısı ile Türkiye şartlarına uyumlu olduğunu düşündüğümüz Yeni Fluence  ferah iç mekanı ve dinamik tasarımı ile göz dolduruyor. Yenilenen Fluence’in kokpit tasarımı bence çok daha iyi olmalıydı, kullanılan müzik sistemi ses kalitesi ise vasat seviyesi ile canımızı sıkarken rölantide sesli çalışan dizel motor Yeni Fluence’nin karnesine eksi olarak yansıyor. Sonuç olarak şunu söylemeliyim ki Renault’un rakipleri  Jetta, Astra, Focus vb. otomobiller düşünüldüğü zaman Fluence’in iyi bir fiyat politikası ile yüksek satış rakamları elde etmesi mucize olmayacak.

    Bu otomobilin en önemli artılarını tutumlu dizel motoru, geniş yaşam alanı ve büyük bagaj hacmi oluşturuyor, saydığımız bu üç kriter eğer sizin içinde önemliyse en yakın Renault bayisine uğrayıp 59.500 TL + 16” Alüminyum Jant  (800TL) ve Metalik Renk (900TL) opsiyonları ile toplamda 61.200TL ye 1.5 dCi ve Çift Kavramalı Otomatik Şanzıman EDC keyfini yaşayabilirsiniz.

    Yazı & Fotoğraf : Akın DAĞYARAN

     

     

  • Opel Astra J Sedan 1.3 CDTI Edition

    Opel Astra J Sedan 1.3 CDTI Edition

    Model 2013
    Motor 1248 cc
    Şanzıman Manuel (5 ileri)
    Güç 4000 d/d’da 95 Hp
    Tork 1750 d/d’da 190 Nm
    0-100 14.6 Sn
    Maksimum Hız 180 km/s
    Ortalama Tüketim 4.2 lt/100 km
    Bagaj Hacmi 420 lt
    Ağırlık 1396 Kg
    Düşük yakıt tüketimi, Şanzıman
    Plastik direksiyon, Yüksek hızlarda yumuşak direksiyon tepkileri, koltuk bel destek ayarı yok

    Selefine göre tamamen yenilenen tasarım ile daha akıcı ve modern bir yapıya bürünen  Astra Sedan, geniş hava ızgarasına sahip ön tampon, gündüz farlarını içinde barındıran yapı ve kaput çizgileri ile bahsettiğimiz modern ve akıcı karakterini ortaya koyuyor. Araca profilden baktığımızda dikkat çeken standart 17 inç jantlar, arka kısımdaki yeni akışkan stop grubu ve bagaj üzerindeki hafif çıkıntı ise dikkatimizi çeken sportif detaylar oluyor.

    Otomobilin yaşam alanına geçtiğimizde hatchback kardeşinden tanışık olduğumuz modern iç mekan bizleri karşılıyor. Yaşam alanında irili ufaklı bir çok göz bulunurken orta konsoldaki düğme kargaşası kullanım açısından alışkanlık gerektiriyor. Selefine göre artan uzunluk ve genişlik ferahlık hissini arttırırken Edition donanıma sahip test aracımızın ince ve plastik direksiyon simidi hoşumuza gitmeyen ayrıntılar arasında notlarımızda yerini alıyor.

    Bir hafta boyunca şehirler arası ve şehir içi karma kullanımda test etme fırsatı bulduğumuz Yeni Astra Sedan da, daha öncede tanışık olduğumuz 1.3 lt’lik dizel ünite yer alıyor. Birkaç ufak değişim ve revizyon ile Yeni Astra ya adapte edilen dizel ünite 4000d/d da 95 Hp güç, 1750 – 3250 d/d aralığında ise 190 Nm tork üretiyor ve gücünü 5 ileri manuel şanzıman ile yola aktarıyor. Selefine göre biraz gürültülü çalışan motor da 6 yerine 5 ileri şanzıman kullanılması özellikle şehir içi trafikte kullanım kolaylığı sağlarken  uzun oranlı son dişli sayesinde düşük tüketim değerleri elde ediyorsunuz.  Aynı zamanda  kullanılan bu motorun Euro 5 emisyon değerlerini karşıladığı bilgisini de sizlere hatırlatalım.

    Daha çok ekonomi ve ergonomi hedefleyenlerin düşünmek isteyeceği bir otomobil olan Astra Sedan 0-100 km/s hızlanmasını 14.6 sn’de gerçekleştirirken maksimum 180km/s hız yapıyor. Karma kullanımda ortalama 6 lt yakıt tüketimi gördüğümüz Astra Sedan yakıt tüketimi konusunda bizden tam puan alıyor.

    Segmentinde başarılı satış grafiği çizen ve müşterisini her anlamda memnun etmeyi başarabilen Opel Astra, sedan formu, akıcı tasarımı ve dizel seçeneği  ile pazar payını haklı oranda arttırmak istiyor. Uzun yolculuğumuz sırasında yüksek hızlarda yumuşak direksiyon ve bel destek ayarı sıkıntısı yaşadığımız test aracımız kemikli fakat yolunu bulabilen vites geçişleri ve uygun yakıt tüketimi ile beğenimizi kazanıyor.

    Yazı & Fotoğraf : Akın DAĞYARAN