Etiket: Bosch

  • Motul Türkiye’de Yeni Dönem: Pazarlama Müdürlüğüne Pınar Zevkirlioğlu Atandı

    Motul Türkiye’de Yeni Dönem: Pazarlama Müdürlüğüne Pınar Zevkirlioğlu Atandı

    Motul Türkiye’de önemli bir atama gerçekleşti. Otomotiv sektöründe deneyimli isim Pınar Zevkirlioğlu, markanın yeni Pazarlama Müdürü oldu.

    170 yılı aşkın süredir motor yağı ve sıvı teknolojileri alanında küresel bir uzman olan Motul, Türkiye operasyonlarında önemli bir görevlendirme yaptı. Otomotiv sektöründe uzun yıllara dayanan deneyimiyle tanınan Pınar Zevkirlioğlu, Motul Türkiye Pazarlama Müdürü olarak atandı.

    Kariyerinde önemli görevler üstlenen Zevkirlioğlu, geçmişte Volkswagen Grubu’nda farklı pazarlama pozisyonlarında çalıştı. Ardından Bosch Türkiye ve Orta Doğu bölgesinden sorumlu pazarlama yöneticiliği görevini yürüttü.

    İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler mezunu olan Zevkirlioğlu, ayrıca Galatasaray Üniversitesi İşletme Yüksek Lisansı ile akademik kariyerini tamamladı. Yeni görevinde Motul Türkiye’nin tüm pazarlama stratejileri, kurumsal iletişim faaliyetleri ve marka yönetim süreçlerinden sorumlu olacak.

    Motul Türkiye, bu stratejik atama ile birlikte otomotiv sektöründeki marka gücünü daha da pekiştirmeyi ve pazardaki konumunu güçlendirmeyi hedefliyor.

    Sitemizin Sektörel içerikli haberlerine BURADAN ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Motul Türkiye’nin pazarlama liderliğini deneyimli bir isme emanet etmesi, markanın Türkiye’deki büyüme ve marka konumlandırma stratejilerinde yeni bir dönemin habercisi olarak değerlendirilebilir. Pınar Zevkirlioğlu’nun hem küresel markalarda edindiği tecrübe hem de sektörel dinamizme hâkim bakış açısı, Motul’ün pazarlama faaliyetlerini daha stratejik ve hedef odaklı bir çizgiye taşıyacaktır. Bu atama, markanın sadece ürünleriyle değil, iletişim dili ve müşteri deneyimiyle de rekabette fark yaratma niyetinin güçlü bir göstergesi.

  • İşte Bosch’un Elektrikli Aracı: eCity Truck!

    İşte Bosch’un Elektrikli Aracı: eCity Truck!

    Bosch, şehir içi taşımacılığı dönüştürecek yeni elektrikli aracı eCity Truck ile sahneye çıkıyor. 200 km menzil, sıfır emisyon ve gelişmiş teknolojiyle bu araç, şehir lojistiğinde yeni bir dönem başlatacak.

    Bosch’un Sessiz ve Temiz Şehir Vizyonu

    Otomotiv teknolojilerinde dünyanın önde gelen markalarından biri olan Bosch, uzun yıllardır içten yanmalı motorlar için sağladığı çözümlerle tanınıyor.
    Ancak dünya artık elektrikli mobiliteye hızla geçiyor ve Bosch da bu dönüşümde öncü olma hedefiyle yeni stratejisini hayata geçiriyor.
    Bu stratejinin en somut örneği ise markanın geliştirmekte olduğu yeni elektrikli ticari aracı eCity Truck oldu.

    Bosch, bu araçla birlikte şehir içi teslimatlarda karbon emisyonunu sıfıra indirmeyi ve sessiz, ekonomik, verimli taşımacılığı mümkün kılmayı amaçlıyor.
    Markanın açıklamasına göre, “taşıyacağı yükten çok, gideceği mesafenin kullanıcıyı memnun edeceği” vurgulanıyor. Bu da Bosch’un yalnızca güç odaklı değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik ve menzil verimliliği odaklı bir yaklaşım benimsediğini gösteriyor.


    Şehir İçi Teslimatlar İçin Doğmuş Bir Elektrikli Kamyon

    Bosch’un geliştirmekte olduğu eCity Truck, 2 ila 8 ton aralığında yük taşıyabilen bir şehir içi hafif ticari araç olacak.
    Bu kapasite, özellikle şehir lojistiğinde, kargo şirketleri, belediye araçları, market dağıtım filoları ve posta taşımacılığı gibi alanlarda kullanılmak üzere ideal bir yapı sunuyor.

    Elektrikli araç pazarında genellikle binek modeller öne çıksa da, Bosch’un eCity Truck projesi şehiriçi mobilitenin profesyonel tarafına odaklanan ilk örneklerden biri olacak.
    Marka, bu araçla birlikte sessiz sürüş, düşük bakım maliyetleri ve sıfır emisyonu bir araya getirerek hem çevreci hem ekonomik bir çözüm sunmayı hedefliyor.

    Bosch’un Almanya Postası (Deutsche Post) için geliştirdiği StreetScooter projesinden edindiği deneyimler, bu yeni aracın tasarımında da önemli rol oynuyor.
    StreetScooter, şehir içi posta dağıtımında tamamen elektrikli olarak kullanılmaya başlanmış ve büyük bir başarı elde etmişti. eCity Truck ise bu başarının daha büyük bir versiyonu olarak görülüyor.


    200 Kilometrelik Menzil: Şehiriçi Kullanım İçin Yeterli

    Bosch’un geliştirdiği eCity Truck, tam dolu batarya ile 200 kilometreye kadar menzil sunacak.
    Bu değer, şehir içi teslimat filoları için son derece yeterli. Çünkü lojistik analizlere göre, bir dağıtım aracının gün içinde kat ettiği ortalama mesafe 150 kilometreyi geçmiyor.

    Ayrıca, elektrikli motor yapısı sayesinde araç sadece çevreci değil, aynı zamanda sessiz çalışmasıyla da dikkat çekiyor. Bu da özellikle sabah erken saatlerde veya akşam geç saatlerde şehir merkezlerinde çalışmak zorunda olan filolar için büyük avantaj sağlıyor.

    Bosch, aracın motorunu ve batarya teknolojisini 2026 yılı içinde daha detaylı olarak tanıtmayı planlıyor.
    Markanın açıklamalarına göre, bu araç Bosch’un tamamen elektrikli ticari taşımacılıktaki ilk global atağı olacak.


    Nikola Motor ile Stratejik İş Birliği

    Bosch, elektrikli mobilite alanındaki yatırımlarını tek başına sürdürmüyor.
    Marka, özellikle batarya yönetimi ve yakıt hücresi sistemleri konusunda dünyanın en iddialı elektrikli kamyon üreticilerinden biri olan Nikola Motor Company ile birlikte çalışıyor.

    Bosch ve Nikola, uzun süredir hidrojen ve elektrik kombinasyonuna dayalı yeni nesil ticari araç teknolojileri geliştiriyor.
    Bu iş birliği sayesinde Bosch’un eCity Truck modeli de, yalnızca elektrikli sürüş değil, yakıt hücresi tabanlı hibrit sistemler için de bir test platformu haline gelebilir.

    Nikola Motor’un ağır hizmet kamyonlarında kullandığı sistemlerden elde edilen veri, Bosch’un hafif ticari araç geliştirme süreçlerine entegre edilerek yüksek verimlilik hedefleniyor.
    Bu da eCity Truck’ın, gelecekte hem tamamen elektrikli hem de yakıt hücreli versiyonlarının görülebileceği anlamına geliyor.


    Sıfır Emisyonlu Lojistik Çağı Başlıyor

    Bosch’un yeni modeli, özellikle Avrupa’daki sıkılaşan emisyon yasaları ve dizel yasaklarının hızla yayılmasıyla birlikte stratejik bir konumda yer alıyor.
    Avrupa Birliği’nin 2030 hedefleri doğrultusunda, şehir merkezlerinde sıfır emisyon bölgesi (Zero Emission Zone) uygulamaları yaygınlaşıyor.

    Bu nedenle Bosch, elektrikli taşımacılıkta erken konumlanarak büyük bir pazar avantajı elde etmeyi planlıyor.
    eCity Truck, sadece Bosch için değil, tüm otomotiv endüstrisi için “şehir içi lojistikte dönüşümün sembolü” haline gelebilir.

    Marka, bu proje ile birlikte karbon ayak izini azaltmayı, şehirlerde hava kalitesini iyileştirmeyi ve sessiz ulaşım kültürünü teşvik etmeyi amaçlıyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Bosch, bu kez sadece otomobil teknolojileriyle değil, mobilitenin geleceğiyle ilgileniyor.
    eCity Truck, tıpkı StreetScooter gibi şehir yaşamına sessiz ama güçlü bir dokunuş yapacak gibi görünüyor.
    Elektrikli kamyon segmenti, genellikle Tesla Semi gibi dev üreticilerle gündeme gelse de, Bosch’un mühendislik disiplinine dayalı bu yaklaşımı çok daha sürdürülebilir bir çizgide duruyor.

    Özellikle Nikola Motor iş birliği, markanın sadece bugünü değil, geleceği de hedeflediğini kanıtlıyor.
    Bosch, tıpkı otomotivin geçmişinde yaptığı gibi, geleceğinde de belirleyici roller üstlenmeye hazır.

     

    antriebssysteme_bildtext780x439_eachse-kopya

    boschevan-kopya

     

  • Bosch’un Tüm Yenilikleri Automechanika 2016’da

    Bosch’un Tüm Yenilikleri Automechanika 2016’da

    Bosch’un Automechanika 2016’da tanıttığı ağa bağlı onarım yazılımı, artırılmış gerçeklik uygulamaları ve yeni arıza teşhis cihazları araç servislerinde devrim yaratıyor.

    Dijitalleşmenin Servislere Taşınması

    Bosch’un Automechanika 2016 fuarındaki en dikkat çekici yeniliği, araç servislerinde dijitalleşmenin geleceğini şekillendiren çözümler oldu. Şirket, ağa bağlı onarım yazılımı sayesinde servislerin günlük işleyişinde büyük kolaylık sağlamayı hedefliyor. Bu yazılım, Bosch’un farklı arıza teşhis cihazlarını birbirine bağlayarak araç verilerini anında erişilebilir hale getiriyor.

    Bir araç servise geldiğinde, plaka veya araç kimlik numarası girildiğinde, geçmiş onarım bilgileri, test sonuçları ve üretici verileri otomatik olarak sisteme yükleniyor. Bu özellik, hem servis çalışanlarının zaman kaybetmeden doğru bilgiye ulaşmasını sağlıyor hem de müşteri memnuniyetini artırıyor.

    Bosch’un yaklaşımı, yalnızca servis süreçlerini kolaylaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda hatalı işlemlerin önüne geçiyor. Tekrar eden tanımlama işlemleri ortadan kalktığı için kurulum süreleri azalıyor, böylece iş gücü daha verimli kullanılabiliyor.


    Artırılmış Gerçeklik ile Onarımda Yeni Dönem

    Automechanika 2016’da sergilenen bir diğer büyük yenilik, artırılmış gerçeklik uygulamaları oldu. Bosch, “Common Augmented Reality Platform” (CAP) adını verdiği platformla araç bakım süreçlerine yepyeni bir boyut kazandırdı.

    Servis çalışanları, bir tablet ya da akıllı gözlük yardımıyla araç üzerine doğrulttukları kamera sayesinde, ihtiyaç duydukları bilgileri gerçek görüntünün üzerine entegre edilmiş şekilde görebiliyor. Bu bilgiler arasında kılavuzlar, teknik talimatlar, devre şemaları, üç boyutlu modeller ve videolar bulunuyor.

    Görünmeyen kablo demetleri ya da gizli bileşenler artırılmış gerçeklik sayesinde adeta göz önüne seriliyor. Bu teknoloji sayesinde karmaşık onarım işlemleri %10–15 oranında daha hızlı tamamlanabiliyor. Bosch, 2018 yılı itibarıyla servislerde bu tür artırılmış gerçeklik uygulamalarının aktif olarak kullanılacağını öngörüyor.


    Ağa Bağlı Onarım Yazılımının Avantajları

    Bosch’un yeni yazılımı, yalnızca cihazları birbirine bağlamakla kalmıyor; aynı zamanda servislerin iş modelini dönüştürüyor. Araçların durumları fotoğraflarla kayıt altına alınabiliyor ve standart raporlarla müşterilere sunulabiliyor. Bu şeffaflık, kullanıcı güvenini artırırken servisler için de profesyonel bir imaj sağlıyor.

    Ayrıca, test cihazlarının parametrelerini kaydeden sistem, sonraki servis randevularında bu bilgileri yeniden kullanarak işlemleri hızlandırıyor. Bu özellik, hem maliyetleri düşürüyor hem de servis kapasitesini artırıyor.


    Bosch’un Yeni Donanımları

    Fuarda yalnızca yazılım değil, donanım alanında da dikkat çeken yenilikler vardı. Bosch, KTS 560 ve KTS 590 arıza teşhis cihazlarını, gelişmiş yazılım entegrasyonuyla birlikte tanıttı. Ayrıca, dijital HTD 815 far test cihazı, motosikletler için yüksek performanslı M Li-ion akü ve yeni nesil Bosch direksiyon sistemleri fuarın ilgi çeken diğer ürünleri arasında yer aldı.

    Bu ürünler, servislerin araç bakımında daha doğru sonuçlar almasını ve müşterilere daha güvenilir hizmet sunmasını sağlıyor. Özellikle KTS serisi cihazlar, hızlı bağlantı ve güvenilir test sonuçlarıyla fuarda en çok ilgi gören yeniliklerden biri oldu.


    Nesnelerin İnterneti ve Servislerin Geleceği

    Bosch’un fuarda öne çıkardığı bir diğer kavram ise Nesnelerin İnterneti (IoT) oldu. Araçların birbirleriyle ve servis ekipmanlarıyla sürekli iletişim halinde olması, gelecekte bakım süreçlerini baştan aşağı değiştirecek.

    Araç, servise geldiği anda veriler otomatik olarak işleniyor; bakım geçmişi, arıza raporları ve üretici bilgileri gerçek zamanlı olarak görülebiliyor. Bu sayede hem müşteriler daha şeffaf bir süreçten geçiyor hem de servisler operasyonel verimliliklerini yükseltiyor.


    Müşteri Memnuniyetinde Yeni Standart

    Bosch’un geliştirdiği sistemler yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda müşteri ilişkilerini de olumlu etkiliyor. Servis sırasında müşteriye verilen ayrıntılı raporlar, yapılması gereken işlemleri şeffaf şekilde gösteriyor. Artırılmış gerçeklik desteğiyle teknisyenler işlemleri daha hızlı ve hatasız tamamladıkça, müşteriler de araçlarını daha kısa sürede teslim alıyor.

    Bosch’un bu yaklaşımı, otomotiv servis sektöründe müşteri deneyimini yükseltmeyi hedefliyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Bosch’un 2016’da ortaya koyduğu bu vizyon, bugün otomotiv servislerinde gördüğümüz birçok teknolojinin temelini oluşturdu. O yıllarda fuarda sergilenen artırılmış gerçeklik uygulamaları, bugün artık yaygınlaşmaya başladı. Sizce gelecekte araç bakım süreçlerinde hangi teknoloji öne çıkacak?

    📸 Bosch’un Tüm Yenilikleri Automechanika 2016’da!
    2016’da Bosch, servis teknolojilerinde çığır açacak çözümler tanıttı:
    🔹 Ağa bağlı onarım yazılımı
    🔹 Artırılmış gerçeklik platformu
    🔹 Yeni KTS 560/590 teşhis cihazları
    🔹 HTD 815 far test cihazı & Li-ion akü

    🔧 Servislerde verimlilik ve müşteri memnuniyetinde yeni dönem başladı!
    Sizce gelecekte hangi teknolojiler öne çıkacak? 🚗💡

    #Bosch #Automechanika2016 #OtomotivTeknolojileri #Pistonkafalar

  • Yeni Bosch iBooster İle Fren Mesafesi Kısalıyor

    Yeni Bosch iBooster İle Fren Mesafesi Kısalıyor

    Bosch’un yeni elektromekanik fren sistemi iBooster, fren mesafesini kısaltırken enerjiyi geri kazanıyor. Elektrikli ve hibrit araçlar için devrim niteliğinde.

    Bosch, elektromekanik fren güçlendirici teknolojisi olan iBooster sistemini tanıttı. Bu sistem, sürücü frenleme işlemini başlattığında duruma bağlı destek sağlayarak, fren mesafesini önemli ölçüde kısaltıyor ve güvenliği artırıyor. Bosch Şasi Sistemleri Kontrol Bölümü Başkanı Gerhard Steiger, “iBooster hibrit ve elektrikli taşıtları daha da etkin hale getirirken, fren mesafelerini de kısaltarak güvenliği geliştiriyor” sözleriyle bu yeni teknolojinin önemini vurguladı.

    Hibrit ve Elektrikli Araçlar İçin Enerji Geri Kazanımı

    Elektrikli ve hibrit araçların en önemli avantajlarından biri, rejeneratif frenleme özelliği sayesinde kinetik enerjiyi elektrik enerjisine geri dönüştürebilmeleridir. Bosch iBooster bu özelliği maksimum düzeye çıkarıyor. Geleneksel fren sistemlerinde, frenleme sırasında kinetik enerji ısıya dönüşerek boşa giderken, iBooster sayesinde bu enerji doğrudan geri kazanılabiliyor.

    Özellikle 0,3 g’ye varan yavaşlama oranları, yalnızca elektrik motoru kullanılarak gerçekleştirilebiliyor. Böylece günlük trafikteki neredeyse tüm frenleme manevraları enerjiye çevrilerek bataryaya geri kazandırılıyor. Bu durum hem yakıt tasarrufu hem de menzil artışı açısından ciddi avantajlar sağlıyor.

    Geleneksel Frenlemeden Farkı Ne?

    Bosch iBooster, sürücünün daha güçlü frenleme talebinde bulunduğu anlarda devreye girerek, geleneksel merkez silindiri üzerinden ek fren basıncı oluşturuyor. Bu geçiş sürücü tarafından hissedilmiyor çünkü pedal hissi doğal ve alışıldık bir yapıda kalıyor. Yani iBooster sistemi, elektrik motoru ile geleneksel frenin birlikte, kusursuz bir uyumla çalışmasını sağlıyor.

    Motor Destekli Güçlendirme Mekanizması

    iBooster içerisinde yer alan iki aşamalı dişli birimiyle donatılmış motor, frenleme derecesini anlık olarak kontrol edebiliyor. Böylece sistem, farklı trafik durumlarına göre anında tepki verebiliyor. Bu yapı sayesinde, geleneksel fren sistemlerinde ihtiyaç duyulan vakum pompası veya içten yanmalı motor kaynaklı vakum üretme süreci ortadan kalkıyor.

    Bu değişim, yalnızca sistemin enerji verimliliğini artırmakla kalmıyor; aynı zamanda start-stop ve boş viteste ilerleme gibi yakıt tasarrufu sağlayan teknolojilerin daha kararlı ve etkin çalışmasına da imkân tanıyor. Böylece, özellikle şehir içi dur-kalk trafikte araçların daha az yakıt tüketmesi sağlanıyor.

    Acil Durumlarda Üç Kat Daha Hızlı Tepki

    Bosch iBooster, acil frenleme sistemleriyle entegre çalışabiliyor. Eğer önceden uyaran bir çarpışma önleme sistemi devreye girerse, iBooster yalnızca 120 milisaniye içinde tam frenleme basıncını sağlayabiliyor. Bu süre, klasik sistemlere kıyasla yaklaşık üç kat daha hızlı.

    Bu hız sayesinde, acil durumlarda aracın durma mesafesi önemli ölçüde azalıyor. Geleneksel fren sistemleri kullanan bir sürücü aynı hızda tepki verse bile, iBooster’ın sağladığı basınç hızı sayesinde taşıt daha kısa sürede durdurulabiliyor.

    ACC ve Sessiz Duruş Fonksiyonu

    iBooster yalnızca ani frenlemelerde değil, aynı zamanda Adaptif Hız Sabitleyici (ACC) sistemine de destek sağlıyor. ACC devredeyken, sistem taşıtı kademeli olarak ve sessizce yavaşlatabiliyor. Özellikle elektrikli araçların sessiz çalışma özelliğiyle uyumlu olan bu fonksiyon, şehir içi kullanımda daha konforlu bir deneyim sunuyor.

    iBooster ile Vakuma Veda

    Yeni sistem, frenleme için gerekli olan vakumu üretmek için yakıt tüketen ek bileşenlere ihtiyaç duymuyor. Bu durum, hem aracın enerji verimliliğini artırıyor hem de fren sisteminin genel karmaşıklığını azaltıyor. iBooster ile artık fren sistemleri, motor bağımlı olmadan çalışabiliyor.

    Seri Üretim 2013’te Başlıyor

    Bosch, iBooster sisteminin seri üretimine 2013 yılı içerisinde başlamayı planlıyor. İlk etapta özellikle hibrit ve elektrikli araçlara entegre edilmesi hedeflenen bu sistem, ilerleyen yıllarda konvansiyonel içten yanmalı motorlu araçlara da uyarlanabilecek.

    Sistem, öncelikle yüksek verimlilik ve gelişmiş güvenlik özellikleri nedeniyle yeni nesil araç platformlarının vazgeçilmezi olmaya aday. Bosch, bu teknolojiyle yalnızca güvenliği değil, sürüş ergonomisini ve çevresel sürdürülebilirliği de aynı anda desteklemeyi hedefliyor.

    Piston Kafalar Yorumu

    Bosch iBooster, geleceğin araçlarında yalnızca “nasıl durduğumuz”u değil, “nasıl enerji kazandığımızı” da yeniden tanımlıyor. Sistem, güvenliği artırırken aynı zamanda elektrikli mobiliteye geçişte kayıpsız frenleme deneyimi sunarak sektördeki büyük bir boşluğu dolduruyor.