Etiket: Cenevre otomobil fuarı 2018

  • Efsane Geri Dönüyor: Toyota Supra Cenevre Fuarı’nda!

    Efsane Geri Dönüyor: Toyota Supra Cenevre Fuarı’nda!

    Toyota, yenilikleri ve konsept otomobilleriyle 2018 Cenevre Otomobil Fuarı’nda en çok konuşulan markaların başında geldi. Cenevre Fuarı’nda yeni jenerasyon Auris’in dünya prömiyerini gerçekleştiren Toyota, aynı zamanda spor otomobil efsanesi “Supra” modelinin yeniden dönüşünü simgeleyen GR Supra Racing konsept aracını da beğenilere sundu. Toyota fuarda yeni Aygo’yu da ziyaretçilerle tanıtırken, geleceğin elektrikli otomobillerinden izler taşıyan Concept-i serisi elektrikli aracı ve sürdürülebilir geleceği temsil eden yakıt hücreli TOYOTA FINE-Comfort Ride konseptini de otomobil tutkunlarıyla buluşturdu.

    Yeni Auris: Daha Dinamik Bir Tasarım

    Toyota, 2018 Cenevre Otomobil Fuarı’nda daha dinamik tasarıma ve Toyota’nın yeni altyapısı olan TNGA’yı (Toyota Yeni Global Mimari) ile yapılan üçüncü jenerasyon Auris’in örtüsünü kaldırdı. Yeni tasarımıyla daha akıcı ve daha dinamik tarza sahip olan Yeni Auris aynı zamanda Toyota markasının hibrit modellere artarak verdiği önemin altını bir kez daha çiziyor.

    Hibrit stratejisini genişletmeye devam eden Toyota, yeni jenerasyonda bir benzinli ve iki farklı hibrit motor seçeneği sunacak. 1.2 litre turbo beslemeli benzinli motorun yanı sıra 122 HP güç üreten 1.8 litre ve 180 HP güç üreten yeni 2.0 litrelik hibrit motorlarla otomobil dünyasındaki yerini alacak.

    Toyota 2018’de binek otomobillerindeki dizel motor kullanımını azaltacak

    Toyota, Cenevre Otomobil Fuarı’nda Avrupa’daki yeni motor stratejisini de açıkladı. Bu strateji kapsamında, 2016 yılında buna benzer bir kararla birlikte Toyota C-HR’ı dizel versiyon olmadan satışa sunan Toyota, yeni nesil Auris’i de sadece benzinli ve elektrikli motorlarla üretecek. Ana modellerin hibrit versiyonlarına yoğun talep gelmesiyle Toyota, kademeli olarak 2018’de binek otomobillerindeki dizel motor kullanımını azaltacak.

    Avrupa’da yeni stratejisini başlatan Toyota, müşterilerin taleplerini karşılayacak şekilde Hilux ve Land Cruiser gibi modellerde dizel motor sunmaya devam edecek.

    Efsane geri dönüyor: Toyota Supra

    Toyota, 2018 Cenevre Otomobil Fuarı’nda tüm otomobil tutkunlarını heyecanlandıran GR Supra Racing Concept’in dünya prömiyerini de gerçekleştirdi. Toyota’nın köklü spor otomobili geçmişinin en dikkat çeken modellerinden biri olan Supra’nın geri dönüşünü simgeleyen GR Supra Racing Concept, hem yolda, hem de pistte yüksek performansıyla öne çıkıyor.

    Yenilenen Yüzüyle Aygo sahnede

    2018 Cenevre Otomobil Fuarı’nda Toyota’nın bir başka dünya prömiyeri “Yeni Aygo” oldu. 2014 yılından beri Toyota’nın A segmentinde büyük başarı elde eden ve kendine has ‘X’ harfi ön tasarımıyla hemen tanınan Aygo, yeni modelinde de bu tasarımı güçlendirerek korumaya devam etti. Tasarımının yanında dinamik olarak da geliştirilen Aygo, artık revize edilen 998 cc 3 silindirli ödüllü motoru kullanacak.

    Toyota’dan Konsept Şov

    Toyota, 2018 Cenevre Fuarı’nda geleceğin otomobillerini simgeleyen konsept araçlar da sergiledi. Elektrikli araç programı çerçevesinde çalışmalarına devam eden Toyota, 2030’da 5.5 milyondan fazla elektrikli motora sahip araç satışı gerçekleştirmeyi hedefliyor. Bu plan çerçevesinde yeni konseptler tanıtan Toyota, Cenevre’de üç elektrikli araç ailesinden oluşan ve farklı kullanıcı tipleri için tasarlanan Concept-i Serisi ile TOYOTA FINE-Comfort Ride konseptini sergiledi.

  • Subaru VIZIV  Concept Cenevre Fuarı’nda Sergilendi

    Subaru VIZIV Concept Cenevre Fuarı’nda Sergilendi

    Subaru VIZIV  Concept Cenevre Fuarı’nda Sergilendi

    Subaru Corporation, bu yıl 88’incisi düzenlenen Cenevre Otomobil Fuarı’nda Subaru VIZIV Tourer Concept‘in Dünya Prömiyerini gerçekleştirdi. Subaru’nun 2013 yılında Subaru VIZIV  Concept modeliyle başlattığı VIZIV (Vision for Innovation) konsept modelleri, Subaru markasını geleceğe taşıyacak yeni tasarım ve teknolojilerin yönünü ve markanın gelecek vizyonunu  temsil ediyor.

    Cenevre Otomobil Fuarı’nda sergilenen ve markanın gelecek vizyonunu işaret eden Subaru VIZIV Concept serisinin “Sport Tourer” modeli, Simetrik Sürekli Dört Çeker Sistemi ve Boxer Motor’unun yanı sıra Subaru’nun uzun yıllardır geliştirdiği güvenlik, çok yönlülük ve performansa ek olarak gelecek teknolojilerini de bünyesinde barındırıyor. Gelecekte sürüş destek teknolojilerinin daha yaygın olarak kullanılacağını öngören Subaru, yeni nesil “Önleyici Güvenlik Sistemi EyeSight”ı diğer gelişmiş sürüş destek sistemleriyle birleştirerek VIZIV Tourer Concept’e yerleştirdi. Bu yeni teknolojiler sürücünün yorulmadan uzun yol gidebilmesine ve aktif yaşam tarzından maksimum keyif alınmasına yardımcı oluyor.

    Subaru’nun gelecek hedefi, “keyif ve iç huzurunu” temsil eden araçlarını hem tasarım hem de teknik açıdan geliştirmek olacak.

    Subaru VIZIV Tourer Concept Teknik Özellikleri

    • Boyutlar (uzunluk × genişlik × yükseklik): 4,775 × 1,930 × 1,435 mm
    • Aks mesafesi: 2,730 mm
    • Lastik ölçüsü: 245/40 R20
    • Oturma kapasitesi: 4

    Tasarım Özellikleri

    Konsept aracın altıgen ızgaradan başlayarak öne eğilimli duruşu ve genişletilmiş çamurlukları, sürüş keyfi ve güvenlik hissini ifade ediyor. Otomobilin arkasında yer alan geniş bagaj alanı VIZIV TOURER’ın fonksiyonelliğini artırıyor. Subaru VIZIV Tourer Concept, kullanışlı özellikleri “sport tourer” tarzı gövdeyle birleştirerek, sürücü ve yolcuların yaşam tarzını daha da zenginleştiren “keyif ve iç huzuru” sunuyor.

    Gelişmiş Sürüş Destek Teknolojileri

    Subaru, 2020 yılının başında sunulması planlanan gelişmiş sürüş destek teknolojilerini Subaru VIZIV Tourer Concept’te sunuyor. Subaru, Önleyici Güvenlik Sistemi EyeSight teknolojisinin yanı sıra radar, son derece hassas bir GPS ve navigasyon sistemlerini de geliştirerek kazaları ortadan kaldırmayı hedefliyor.

  • Alpine Yepyeni Versiyonları İle Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı’nda

    Alpine Yepyeni Versiyonları İle Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı’nda

    Alpine, Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı’nda A110 Pure, Légende ve pist odaklı A110 GT4 ile sahneye çıktı; hafiflik, çeviklik ve zarafeti yeniden tanımladı.

    Alpine, Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı sahnesinde ürün gamını genişleterek A110 efsanesinin modern yorumunu üç farklı karakterle anlattı: A110 Pure, A110 Légende ve yarış dünyasına dönüşü simgeleyen A110 GT4. Premiere Edition’ın yalnızca beş günde tükenen 1.955 adetlik başarısının ardından gelen bu üçlü; hafiflik, kompaktlık ve çift salıncaklı süspansiyon üzerine kurulu çevik şasiyle markanın DNA’sını daha geniş kitlelere taşıyor. 252 bg gücündeki 1.8 litre turbo motor, 7 ileri çift kavramalı şanzıman ve alüminyum yapı, Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı ziyaretçilerine “saf sürüş” vurgusunu güçlü biçimde hissettiriyor.

    A110 Pure: Dağ yolunun ruhu, Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı’nda

    A110 Pure, yalın sürüş deneyimini ve hafifliği sevenler için tasarlandı. 1.100 kg’ın altına inen toplam ağırlık; tek parça, her biri sadece 13,1 kg olan Sabelt koltuklar, 17 inç jantlar ve minimalist iç mekân sayesinde mümkün oluyor. Alüminyum şasi ve çift salıncaklı ön/arka düzen, kabine “yolun dokusunu” filtre edilmeden ama konforu zedelemeden taşıyor.
    Günlük kullanımda ise teknoloji cephesi eksiksiz: iklim kontrollü klima, uydu navigasyonu, mySPIN akıllı telefon entegrasyonu ve tam LED aydınlatma üst düzey ergonomi sağlıyor. Alpine Mod Selektörü ile Normal, Sport ve Yarış modları arasında geçiş yaparak gaz tepkisi, vites stratejisi ve egzoz karakterini anında değiştirebiliyorsunuz. Bu çok yönlülük, Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı standında Pure’u hafif bir “sürücü otomobili” olarak öne çıkarıyor.

    A110 Légende: Günlük zarafet, uzun yol konforu

    A110 Légende, aynı teknik temeli daha seçkin bir dokunuşla yorumluyor. Altı yönlü ayarlanabilen konfor koltukları, siyah veya kahverengi tam deri döşemeler ve parlak kaplamalı karbon iç çerçeveler kabini sıcak ve premium bir atmosfere taşıyor. İki tonlu Légende jant tasarımı, orijinal A110 Berlinette 1600S’e saygı duruşu niteliğinde.
    Kullanım kolaylığını artıran ön/arka park sensörleri ve geri görüş kamerası, şehir içinde pratiklik sağlıyor. Opsiyon listesinde aktif spor egzozu ve ısıtmalı koltuklar bulunuyor. Böylece Légende, Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı’nda “hafta içi ince şıklık, hafta sonu keyif sürüşü” denklemini kusursuz tamamlıyor.

    A110 GT4: Pistte geri dönüşün güçlü mesajı

    Signatech imzasıyla geliştirilen A110 GT4, markanın motor sporlarına dönüşünde yeni bir basamağı temsil ediyor. Temel alınan A110’un hafif alüminyum mimarisi ve çift salıncaklı süspansiyon korunurken; aerodinamik bastırma kuvveti ve soğutma verimliliği belirgin şekilde artırıldı. Motor, yine 1.8 litrelik turbo beslemeli dört silindir; pist dayanıklılığına özel kalibrasyonlarla çalışıyor.
    A110 GT4; seçilmiş Avrupa yarışlarında 2018’in ikinci yarısında piste çıkacak ve müşteri takımlarına Signatech fabrikadan doğrudan mühendislik desteği sağlanacak. A110 Cup sahipleri için geliştirilen yükseltme kiti sayesinde yarış otomobili tek bir platform etrafında akıllıca modülerleşiyor. Bu strateji, Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı’ndan verilen “sürdürülebilir ve erişilebilir yarış programı” mesajını güçlendiriyor.

    Aynı çekirdek, üç farklı karakter

    Her üç versiyon da A110’un özünü paylaşıyor: kompakt ölçüler, dengeli ağırlık dağılımı, düşük ağırlık merkezi ve yüksek gövde rijitliği. 252 bg güç üreten turbo motor, 7 ileri çift kavramalı şanzımanla akıcı hızlanma sağlarken, şasinin çift salıncaklı geometrisi lastik temas yüzeyini maksimum verimle koruyor. Sonuç; küçük direksiyon hareketlerine anında cevap veren ve sürücünün güvenini artıran bir yol tutuş.
    İster Pure’un hafif koltuklarıyla dağ yollarına tırmanırken, ister Légende’in deri kaplı kabininde uzun bir otoban etabını kat ederken, ister GT4’ün pit şeridinde veri analizini izlerken; Alpine’in hedefi aynı: sürücüyü odağa almak. Bu yaklaşım, Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı boyunca standın en çok konuşulan noktalarından biri oldu.

    Tasarım ve renkler: Modern miras

    A110’un hatları, 60’lar ve 70’lerin ralli zaferlerine gönderme yaparken tamamen çağdaş bir aerodinamik akış sunuyor. Yüksek omuz çizgisi, kaslı arka çamurluklar ve kısa taşmalar otomobilin çevikliğini görsel olarak da vurguluyor. Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı’nda sergilenen üç yeni renk; Parlak Beyaz, Okyanus Mavi ve Şimşek Gri, gövde hatlarını farklı ışıklarda canlı tutuyor. Premium malzeme seçimi iç mekânda da devam ediyor: mikrofiber kaplamalar, kontrast dikişler ve mat ya da parlak karbon yüzeyler her iki yol versiyonunda karaktere göre uyarlanıyor.

    Günlük teknoloji, saf sürüşe hizmet ediyor

    Alpine, teknoloji kalemlerini “sürücüye yardımcı ama duyguyu boğmayan” bir tarza göre kurguladı. mySPIN telefon bağlantısı ve navigasyon bilgi akışını sade tutarken, LED farlar geceleri net görüş sağlıyor. Mod Selektörü’nün üçlü yapısı; gaz pedalı, direksiyon asistansı, şanzıman yazılımı ve egzoz karakterini bütünsel olarak yönetiyor.
    Konfor donanımlarının (iklim kontrol, ısıtmalı koltuk opsiyonu, park yardımcısı) ağırlık disiplinini bozmaması için bileşenler hafifletilmiş. Böylece Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı standında altı çizilen “hafif ama donanımlı” hedefi gerçek oluyor.

    A110 mirası ve bugün

    Premiere Edition’ın 1.955 adetlik sınırlı üretiminin beş günde tükenmesi, Alpine’in tutkulu çekirdeğinin ne kadar güçlü olduğunu kanıtladı. Pure ve Légende ile seri üretim genişlerken, GT4 ile pistte görünürlük artıyor. Bu üçlü, Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı boyunca markanın geçmişine saygı duruşu yaparken bugünün teknik standardını da yakalıyor: daha rijit alüminyum yapı, verimli turbo besleme, hızlı çift kavrama ve çift salıncaklı hassas geometri. Tümü, sürüşün özünü yani “komut–tepki” ilişkisinin netliğini büyütmek için çalışıyor.

    Piston Kafalar yorumu

    “Saf sürüş mü, günlük zarafet mi, yoksa pist ateşi mi? Bizce her biri başka bir ruh hâline hitap ediyor. Sizin gönlünüz Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı’ndaki Alpine üçlüsünden hangisine kaydı?

    Sonuç

    Alpine’in Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı mesajı net: tek bir teknik çekirdek üzerine inşa edilen üç karakter, sürüşün farklı sahnelerine aynı “hafiflik ve çeviklik” imzasını atıyor. A110 Pure safkan sürücü otomobili olarak, A110 Légende zarafet ve pratiklik dengesiyle, A110 GT4 ise pistte rekabet kabiliyetiyle öne çıkıyor. Hepsinin ortak noktası; sürücüyü yormadan, otomobille kurulan bağı güçlendirmek. Kısacası, Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı Alpine için bir “geri dönüş” değil, yeni bir sayfanın cesur başlangıcı.

     

  • SEAT’ın Performans Modelleri Cenevre Fuarı’nda

    SEAT’ın Performans Modelleri Cenevre Fuarı’nda

    SEAT’ın yeni markası CUPRA, Cenevre Fuarı’nda e-Racer ve Ateca ile sahne aldı; Leon CUPRA R ST ve 1.5 TSI EVO motorlu Leon ise performansı ve verimliliği birlikte sunuyor.

    SEAT, motorsporu genlerini yol modellerine taşıdığı iddialı ürün gamını Cenevre Fuarı sahnesine taşıdı. Markanın bağımsız performans kanadı olarak konumlanan CUPRA, kamuoyuyla ilk buluşmasını yüzde 100 elektrikli touring yarış otomobili e-Racer ve SUV sınıfındaki CUPRA Ateca ile yaptı. SEAT tarafında ise 300 HP gücündeki Leon CUPRA R ST ve yeni nesil 1.5 TSI EVO motorlu Leon tanıtıldı. Böylece Cenevre Fuarı podyumunda hem pist teknolojisini hem de günlük sürüşte verimliliği yükselten çözümleri bir arada gördük. Şimdi bu dört odak noktayı, Cenevre Fuarı bağlamında tek tek mercek altına alalım.

    CUPRA e-Racer: Cenevre Fuarı’nda elektrikli yarış çağının vitrini

    CUPRA e-Racer, benzinli Cup Racer temelinde geliştirilmiş, tamamen elektrikli bir touring yarış otomobili. Sistem, 300 kW (408 HP) sürekli, 500 kW (680 HP) tepe güç üretiyor; tork yönlendirme özellikli tek kademeli şanzıman ve arkadan itiş düzeniyle saf bir motorsporu hissi sağlıyor. Kağıt üzerindeki değerler de bu iddiayı destekliyor: 0–100 km/s 3,2 saniye, 0–200 km/s 8,2 saniye ve azami hız 270 km/s. Rejeneratif frenleme sayesinde yavaşlamalarda kinetik enerji geri kazanılıyor; sadeleştirilmiş elektrikli mimari, bakım ihtiyaçlarını azaltıyor. Klasik aynaların yerini kokpite entegre üç kameradan beslenen dijital görüntü sistemi alırken, sürücü önündeki ekranda anlık yarış telemetrisi takip edilebiliyor. Cenevre Fuarı’nda verilen mesaj net: CUPRA, performans eşittir yüksek tüketim önermesini yıkarak, sessiz ama çok hızlı bir gelecek tasarlıyor.

    CUPRA Ateca: SUV gövde, safkan CUPRA ruhu

    CUPRA Ateca, markanın performans vizyonunu günlük hayata taşıyan ilk seri üretim SUV olarak Cenevre Fuarı’nda ilgi odağı oldu. Kaput altında 300 HP üreten 2.0 TSI bulunuyor; 7 ileri DSG ile kombine aktarma organı geçişleri hızlı ve sarsıntısız hale getiriyor. 0–100 km/s 5,4 saniye, azami 245 km/s ile ölçülen veriler, aile kullanımına uygun bir SUV’dan beklenenin ötesinde. Akıllı 4Drive çekiş sistemi; hız, direksiyon açısı, tekerlek devirleri, sürüş stili ve seçilen mod gibi parametreleri analiz ederek gücü gerektiği kadar ve gerektiği tekerleğe yönlendiriyor. Normal, Spor, Bireysel, Kar, Arazi ve CUPRA modu ile adaptif süspansiyon farklı yüzeylere ve ruh hallerine uyum sağlıyor.

    Tasarımda petek formlu üst ızgara, mat alüminyum CUPRA yazısı, parlak siyah dış detaylar, bakır CUPRA logosu ve 19 inç elmas kesim jantlar öne çıkıyor. İç mekânda Alcantara® kaplamalar, bakır dikişli sportif direksiyon ve vites topuzu, alüminyum pedallar ve aydınlatmalı eşik kaplamaları karakteri pekiştiriyor. Donanım cephesinde anahtarsız giriş-çalıştırma, kablosuz şarj, 360° kamera, 8” dokunmatik multimedya, dijital gösterge paneli ve adaptif şasi kontrolü standart. Kısacası CUPRA Ateca, Cenevre Fuarı’nda “pratiklik ile adrenalinin barışabileceğini” kanıtlıyor.

    SEAT Leon CUPRA R ST: Bakır detaylı güç gösterisi

    SEAT standının yıldızlarından Leon CUPRA R ST, 300 HP’lik 2.0 TSI, 4Drive dört tekerlekten çekiş ve DSG üçlüsüyle doğrudan sürüşe odaklanıyor. Dışarıda bakır renkli logolar, 19 inç jantlar ve ön tampondaki yatay hava girişleri; içeride ise bakır vurgulu havalandırma detayları, Alcantara® spor koltuklar ve dikişler bütünlüğü tamamlıyor. Konsoldaki 8 inç multimedya ekranında otomobile özel açılış animasyonu bulunuyor; sürücü karşısında Dijital Kokpit görev yapıyor. Üretimin Aralık 2018’de başlayacak olması, Cenevre Fuarı’nda gördüğümüz prototip ruhun aynı yıl içinde yollara taşınacağı anlamını da taşıyor.

    Leon 1.5 TSI EVO: Verimlilik ve performansın yeni dengesi

    SEAT’ın bir diğer yeniliği, 1.5 TSI EVO 150 HP motorlu Leon. Dört silindirli ünite; 350 bar’lık common-rail direkt enjeksiyon, turbo ve Aktif Silindir Yönetimi (ACT) ile çalışıyor. Kısmi yükte iki silindirin devre dışına alınması tüketimi düşürürken, yeni Otto partikül filtresi güncel emisyon normlarıyla uyumu sağlıyor. SEAT, Cenevre Fuarı’nda bu motorla “günlük kullanıcı için akılcı performans” mesajını verdi; modelin 2018’in ikinci yarısında pazara sunulması planlanıyor.

    CUPRA’nın Cenevre Fuarı mesajı: Performans kültürü yeniden tanımlanıyor

    CUPRA’nın bağımsız bir marka olarak ilk selamını Cenevre Fuarı’nda vermesi, stratejik bir sayfa değişimini simgeliyor. e-Racer ile pistlerde sıfır emisyon ve yüksek verimlilik, Ateca ile günlük kullanımda yüksek tork ve çekiş zekâsı; Leon CUPRA R ST ile geleneksel sürücü odaklılık; 1.5 TSI EVO ile modern verimlilik vurgusu aynı platformda buluşuyor. Hepsinin ortak paydası, sürücünün komutlarını net bir mekanik geri bildirimle pekiştirmek. Direksiyon hissi, gaz tepkisi ve fren dozajı gibi kritik noktalar, her modelde kendi karakterine uygun biçimde ayarlanmış. Cenevre Fuarı’nın bu standında, performansın artık sadece 0–100 sayısından ibaret olmadığı—akıl, teknoloji ve günlük yaşanabilirlikle bütünleştiği—net biçimde görülüyor.

    Piston Kafalar yorumu

    “Bizce standın ‘en’leri belli oldu ama top sizde: Sessiz fırtına e-Racer mı, yoksa günlük hayatta adrenalin dozunu rafine veren CUPRA Ateca mı? Kısaca yazın, sohbete alalım—Cenevre Fuarı favorinizi merak ediyoruz!”

    Son söz: 2018 sahnesinde güçlü bir açılış

    SEAT ve CUPRA, Cenevre Fuarı 2018’de performans felsefesini dört farklı yüzle anlattı: elektrikli yarış otomobili, yüksek performanslı SUV, limitli seri station ve verimli benzinli motor. Her biri, markanın “duyguyu teknolojiyle birleştirme” yaklaşımının ayrı bir ifadesi. Yıl boyunca showroom’lara taşınacak bu yenilikler, performans kültürünün 2018’de nasıl evrildiğine dair net bir rehber sunuyor. Kısacası Cenevre Fuarı, SEAT ekosisteminin hem pistte hem de yollarda güç tazelediği yer oldu.

     

  • Porsche Yeni 911 GT3 RS’i Cenevre Fuarında Sergiledi

    Porsche Yeni 911 GT3 RS’i Cenevre Fuarında Sergiledi

    Porsche 911 GT3 RS, Cenevre’de dünya sahnesine çıktı; 520 hp’lik safkan atmosferik motoru ve pist odaklı şasisiyle dikkat çekerken Mission E Cross Turismo da elektrikli vizyonu sergiledi.

    Porsche, 2018 Cenevre Otomobil Fuarı’nda performans ve elektrifikasyonu aynı sahnede buluşturdu. Markanın safkan sporcusu Porsche 911 GT3 RS, pist genlerini yola taşıyan güncel mimarisiyle öne çıkarken, Mission E Cross Turismo konsepti de Porsche’nin elektrikli geleceğine yön veren çözümlerini tanıttı. 4,95 metre uzunluğundaki CUV gövde formu, dört tekerlekten çekiş ve 800 volt mimarisiyle desteklenen hızlı şarj kabiliyeti gibi ayrıntılar, fuar ziyaretçilerinin odağını iki farklı uçta topladı: bir yanda maksimum devir ve saf his, diğer yanda yenilikçi elektrikli sürüş.

    Porsche 911 GT3 RS: Pistten doğan gönül çarpıntısı

    Adının hakkını veren Porsche 911 GT3 RS, 4.0 litrelik altı silindirli atmosferik boxer motoruyla 520 hp güç üretiyor ve 9.000 d/d’ye uzanan canlı karakteriyle nefes kesiyor. Safkan, yüksek devirli bu ünite; gaz tepkisi, akustik ve doğrusal güç iletiminde “doğrudanlık” arayan sürücülere hitap ediyor. Seri üretim yol otomobilleri arasında, atmosferik motorlu ve pist ruha sahip bir makineden beklenecek reflekslerin her biri mevcut: anlık ivmelenme, vites düşüşlerinde çarpıcı ara gazları ve mekanik iletişimin şeffaflığı. Kâğıt üzerinde 0–100 km/s 3,2 saniye ve 312 km/s azami hızla konuşsa da, Porsche 911 GT3 RS’in asıl hikâyesi direksiyon başında başlıyor.

    Aerodinami ve şasi: Porsche 911 GT3 RS için “hissedilen” mühendislik

    GT ailesinin genlerinde bulunan yarış odaklı şasi, Porsche 911 GT3 RS’te arka akstan yönlendirme ile daha da çevik bir sürüş vaadi sunuyor. Arka akstan yönlendirme, düşük hızda dönüşleri keskinleştirip yüksek hızda stabiliteyi artırırken, geniş iz açıklığı ve pist ayarlı süspansiyon, yük aktarımını motorun karakteriyle uyumlu hale getiriyor. Büyük sabit arka kanat, optimize edilmiş ön splitter ve difüzör detayları; aşağıya bastırma kuvvetini artırırken, fren ve soğutma verimliliğine de katkı veriyor. Tüm bu bileşenler, pist ve dağ yolu arasında gidip gelen bir sürüşte, sürücünün uyarı eşiğini yükseltmeden daha yüksek hızlara güvenle çıkmasına imkan tanıyor.

    İç mekân ve ergonomi: Gerektiği kadar, gerektiği yerde

    Kokpitte sadeleşme dikkat çekiyor: hafif koltuklar, sürücü odaklı yerleşim ve yarıştan ilham alan malzeme seçimleri, gereksiz görsel karmaşayı ortadan kaldırıyor. Ayrıntılara inildiğinde, direksiyon çemberindeki tutuş, pedalların konumu ve vites geçişlerinin tutarlılığı; Porsche 911 GT3 RS’in “komut–tepki” hattını kısaltıyor. Sonuç, uzun bir pist seansında dahi zihin yorgunluğunu azaltan ve odaklanmayı kolaylaştıran bir bütünlük.

    Mission E Cross Turismo: Elektrikli yolculuklara Porsche yorumu

    Porsche’nin Cenevre standındaki ikinci yıldızı Mission E Cross Turismo konsepti oldu. 800 volt mimariyle çalışan iki sabit mıknatıslı senkron motor (PSM), toplamda 600 hp (440 kW) üzerindeki gücü dört tekerleğe aktarıyor. Bu altyapı, sıfırdan 100 km/s’nin 3,5 saniyeden kısa, 200 km/s’nin ise 12 saniyenin altında gerçekleşmesini sağlıyor. Konsept, hızlı şarj istasyonlarına bağlanabilen sisteminin yanı sıra endüktif şarj ile kablosuz enerji aktarımını ve Porsche ev enerji depolama çözümünü de destekliyor. Böylece uzun menzilli, pratik ve düşük emisyonlu bir mobilite vizyonu ortaya konuyor.

    800 voltun anlamı: Daha kısa duraklar, daha çok yol

    Yüksek gerilimli 800 volt sistem, şarj sürelerini belirgin biçimde kısaltarak gündelik kullanımda “bekleme” zamanını azaltıyor. Bu sayede uzun rotalarda planlama kolaylaşıyor, seyahat akışı bozulmuyor. Dört tekerlekten çekiş ile birleşen anlık tork dağılımı, zorlu hava koşullarında dahi tutunmayı üst seviyede tutuyor; crossover gövde formu ise kayak takımı ya da bisiklet gibi ekipmanları taşımayı kolaylaştıran pratiklik sunuyor.

    Aynı sahnede iki dünya: 2018 Cenevre’de Porsche’nin mesajı

    Bir tarafta atmosferik motoruyla benzersiz bir devir deneyimi sunan Porsche 911 GT3 RS, diğer tarafta 800 voltluk elektrik mimarisiyle performansı yeniden tanımlayan Mission E Cross Turismo. Bu ikili, markanın “duygudan ödün vermeden dönüşüm” yaklaşımını görünür kılıyor. GT3 RS ile pist ruhu canlı tutulurken, Mission E Cross Turismo ile gelecek elektrikli ürün ailesinin kullanıcıya dönük faydaları somutlaşıyor. 2018 takviminde Porsche’nin yolu; sürüş hissinin korunması ve teknolojinin akıllıca entegre edilmesi üzerine kuruluyor.

    Günlük hayatta Porsche 911 GT3 RS algısı

    GT3 RS bir “hafta içi konfor otomobili” olmak zorunda değil; ama şehir–pist arasında köprü kuracak kadar rafine. Yüksek devirli motorun kültürü, yarıştan türeyen şasinin verdiği güven ve pedalların ayardaki incelik, sıradışı bir günlük ritim yaratıyor. Porsche 911 GT3 RS ile sabah işe aynı yoldan gitmek bile, trafikteki her boşluğu mantıklı bir hızlanma–yavaşlama egzersizine dönüştürebiliyor; elbette kurallara saygılı bir şekilde.

    Sonuç: 2018 Cenevre’de Porsche, his ve teknoloji dengesini kurdu

    Cenevre podyumunda Porsche 911 GT3 RS ve Mission E Cross Turismo yan yana durduğunda, markanın stratejisi berraklaşıyor: tutkulu sürüşten vazgeçmeden, elektrifikasyonun getirdiklerini akıllıca benimsemek. Atmosferik motorun saf tepkileri ile 800 volt mimarinin hız ve verim avantajları, farklı kullanıcı profilleri için benzer derecede çekici bir payda yaratıyor. 2018 yılında Porsche’den beklenen; bu iki dünyanın kesişim kümesini daha da büyütmek ve direksiyon başında “Porsche” dedirten hissi her çözümde yaşatmak.

     

  • Škoda’dan Cenevre’de Yeni Bir ‘Vizyon’

    Škoda’dan Cenevre’de Yeni Bir ‘Vizyon’

    Škoda, Cenevre’de Vision X konseptiyle kompakt crossover atağını hızlandırıyor; Fabia tazeleniyor, Kodiaq L&K sahneye çıkıyor: 2018 vitrini dopdolu.

    Škoda, Cenevre Otomobil Fuarı’nda markanın SUV stratejisini hızlandıran kapsamlı bir vitrinle sahnede. Standın yıldızı, kompakt crossover sınıfına net bir ön gösterim yapan hibrit teknolojili Vision X konsepti. Yanında makyajlı Fabia ve ürün gamının en üst basamağına yerleşen Kodiaq L&K versiyonu var. Kısacası 2018’in ilk büyük fuarında Škoda, şehir odaklı pratiklik ile marka mirasını buluşturan bir ürün hikâyesi kuruyor.

    Škoda Vision X ile kompakt crossover’a net bir ön gösterim
    Kodiaq ve Karoq’un ardından üçüncü bir SUV hamlesi olarak konumlanan Vision X, markanın 2025 stratejisindeki “şehirli crossover” boşluğunu dolduracak model hakkında güçlü ipuçları veriyor. Keskin hatlar, gerilimli yüzeyler ve kısa çıkıntılarla oluşturulan gövde, yüksek omuz çizgisi ve geniş lastik–jant kombinasyonuyla dinamizm vurgusunu artırıyor. Yeşil gövde rengi, siyah tavanla kontrast kurarken, geniş panoramik cam tavan ferahlık hissini pekiştiriyor. 20 inç alaşım jantlar, güçlü duruşu destekleyen diğer detaylardan. Tüm bu bileşenler, Škoda tasarım dilinin köşeli netliğini şehir ritmine uyarlıyor.

    Škoda’nın tasarım DNA’sı: kristal dokunuşlar ve fonksiyon
    Vision X’te, Çek cam işçiliğinden ilham alan kristal efektli aydınlatmalar ve dekoratif yüzeyler öne çıkıyor. Ön kısımda markanın modern yüzü hâline gelen dinamik “bakış” korunurken, alt bölümdeki hava girişleri aracın atletik niyetini açık ediyor. Arkada yatay gövde vurguları, crossover’ın görsel dengesini kuruyor. Bu estetik yaklaşım, Škoda’nın “güçlü ve becerikli” felsefesini, kompakt ölçülerde bile net biçimde hissettiriyor.

    Kabinde yeni düzen: sade, akıllı, erişilebilir
    Vision X’in iç mekânı tamamen yeni bir düzen üzerine kurulu. Geniş ve ergonomik bir gösterge paneli, sürücünün önünde “yüzer” hissi veren modern bir formda kurgulanmış. Merkezdeki dokunmatik ekran, bilgi–eğlence ve bağlantı fonksiyonlarını sade menülerle sunuyor; renkli panel ve dekoratif çizgiler kabine genç bir enerji katıyor. Malzemelerdeki dikiş detayları ve yüzey kalitesi, Škoda’nın son nesil modellerindeki sağlamlık hissini devam ettiriyor.

    Hibrit yaklaşım: şehir dinamiklerine uygun güç yönetimi
    Konseptin kalbinde, şehir–şehir dışı geçişlerini pürüzsüzleştirmeye odaklanan hibrit bir mimari yer alıyor. Elektrik desteği düşük hız ve dur–kalk trafiğinde sessiz ilerleme sağlarken, benzinli ünitenin devreye girdiği anlarda performans hissi korunuyor. Amaç, kompakt crossover kullanıcılarının günlük ihtiyaçlarını karşılayan verimli ve akıcı bir sürüş karakteri yaratmak. Bu denge, Škoda’nın şehir odaklı ürün stratejisinin merkezinde duruyor.

    Škoda Fabia: tanıdık model, daha rafine bir yorum
    Cenevre sahnesindeki bir diğer yenilik, yenilenen Fabia. Markanın popüler modeli, farklılaştırılmış ön–arka tasarım detayları, geliştirilen iç mekân dokuları ve daha rafine bir donanım sunumuyla taze bir sayfa açıyor. Canlı ve verimli 1.0 litrelik benzinli motorlar, günlük kullanımda düşük tüketimi hedeflerken, güncellenen sürüş yardım teknolojileri (pratik park destekleri, daha zengin güvenlik asistanları gibi) şehir içinde hissedilen konforu artırıyor. Fabia’nın ana fikri değişmiyor: kompakt ölçülerde geniş kullanım alanı ve hesaplı işletim. Bu denge, Škoda müşterisinin beklentileriyle örtüşen bir “akılcı seçim” profili çiziyor.

    Škoda Kodiaq L&K: üst basamakta şıklık ve donanım
    Geniş ailelerin güçlü SUV tercihi Kodiaq, Laurin & Klement (L&K) versiyonuyla ürün gamının zirvesine yerleşiyor. Özel tasarımlı 19 inç ‘Sirius’ jantlar, LED farlar ve krom çerçeveli ızgara, dış görünüşte premium vurguyu güçlendiriyor. Kabinde deri döşemeler ve L&K’ye özgü dekoratif öğeler, modelin konfor katmanını zenginleştiriyor. Donanım listesinde üst segmentten beklenen nitelikler mevcut; böylece Kodiaq L&K, Škoda ailesi içinde rafine zevklere hitap eden ayrıcalıklı bir seçenek hâline geliyor.

    Şehirli crossover kurgusu: pratiklik, kişiselleştirme, bağlantı
    Kompakt crossover’lar, yükseltilmiş oturma pozisyonu, kolay in–bin ve çok yönlü bagaj çözümleriyle şehir yaşamına uyum sağlıyor. Vision X’in ipuçları, modüler saklama alanları, akıllı telefon entegrasyonu ve sezgisel arayüzlerle bu beklentileri hedefliyor. Kişiselleştirme seçenekleri—kontrast tavan, jant tasarımları, iç trim renkleri—kullanıcıların aracına “kendi imzasını” atmasına izin veriyor. Bu yaklaşım, Škoda’nın “akıllı çözümler” mottosuyla da aynı çizgide.

    Ergonomi ve güvenlik: sadeleştirilmiş kontrol, gelişmiş destek
    Sürücü–araç etkileşiminde temiz bir düzen benimsenirken, dikkat dağıtmayan bir ekran yerleşimi tercih edilmiş. Sürüş destekleri, şehirde düşük hızlarda işlevsel olan uyarılarla sürücüyü destekliyor; uzun yol temposunda ise şerit ve hız kontrol sistemleri devreye girerek yorgunluğu azaltmayı amaçlıyor. Bu katmanlı güvenlik yaklaşımı, Škoda modellerinin günlük hayatla kurduğu dostane bağın temel taşlarından.

    Fabia’da iç kalite ve donanım adımları
    Makyajlı Fabia’nın kabininde doku ve renk oyunları, küçük sınıfta “üst sınıf hissi” yaratmayı hedefliyor. Koltuk kumaşları ve kaplama desenleri daha rafine; multimedya arayüzü güncel. Donanıma eklenen yeni sürüş yardım teknolojileri, sınıfta fark yaratacak nitelikte. Şehir trafiğinde pratiklik sağlayan bu çözümler, Škoda kullanıcılarının “sorunsuz kullanım” beklentisine net karşılık veriyor.

    Kodiaq L&K’de prestij etkisi
    Büyük SUV’da L&K dokunuşu, günlük konforu artırırken görsel bir statü de kazandırıyor. Deri döşemeler, ince düşünülmüş dekoratif parçalar ve sessiz kabin, uzun yolculuklarda yorgunluğu azaltıyor. Bir yandan da güçlü tasarım vurguları, Škoda markasının üst sınıfa göz kırpan yüzünü yansıtıyor.

    2018’in mesajı: şehir ritmi, akıllı verim ve marka sürekliliği
    Bu fuar vitrini, Škoda’nın 2018 odağını net biçimde özetliyor: kompakt crossover ile şehirde çeviklik, makyajlı Fabia ile günlük pratiklik, L&K ile premium dokunuş. Vision X’in verdiği ipuçları, Kodiaq–Karoq çizgisini daha ulaşılabilir bir boyuta taşıyacak bir modelin hazırlıklarını gösteriyor. Tümünde ortak nokta, akıllı paketleme ve sürücüyü yormayan teknolojiler.

    Piston Kafalar Yorumu
    Vision X’in şehir odaklı crossover tarifi mi, yoksa Kodiaq L&K’nin şık yaklaşımı mı sizi daha çok çekiyor? Fabia’ya gelen tazeleme de cabası. Sizce Škoda hangi hamlesiyle 2018’de daha çok konuşulur?

     

  • Ford SUV Modeli Yeni Edge’yi Cenevre’de Sergiliyor

    Ford SUV Modeli Yeni Edge’yi Cenevre’de Sergiliyor

    Yeni Edge, Cenevre’de 238 PS’lik EcoBlue çift turbolu motoru, 8 ileri otomatik şanzımanı ve ileri sürüş destekleriyle Ford’un SUV ailesinde vitrini devralıyor.

    Ford, Cenevre Otomobil Fuarı’nda SUV ailesinin en ileri teknolojiye sahip üyesini Avrupa sahnesine çıkarıyor. Yeni Edge, markanın SUV atağında tepe noktayı temsil ederken; güncellenen tasarımı, kapsamlı sürüş destek teknolojileri ve 238 PS güç üreten 2.0 litrelik EcoBlue çift turbolu dizel motoruyla dikkatleri üzerine çekiyor. Avrupa’daki otomobil severler için ilk buluşma niteliğindeki bu lansmanda, Yeni Edge’in hem günlük kullanımı kolaylaştıran pratik çözümleri hem de uzun yol konforu öne çıkıyor.

    Yeni Edge ile teknolojide yeni seviye
    Ford, sürüş güvenliğini ve sürüş stresini azaltmayı amaçlayan donanımları Yeni Edge’de standart hâle getirmeye odaklanıyor. İkincil çarpışma freni (post-collision braking) olası bir darbe sonrasında aracı kontrollü şekilde yavaşlatarak ek hasar riskini düşürmeye yardım ediyor. Acil durum manevra destek sistemi, sürücünün ani şerit değişikliği gerektiren durumlarda direksiyon girişini destekleyerek engelden kaçışa katkı sağlıyor. Geliştirilmiş adaptif hız kontrol sistemi, şerit hizalama fonksiyonuyla birlikte uzun yol ritmini “takip mesafesi + şeritte kalma” ikilisi üzerinden daha pürüzsüz kılıyor. Bu paket sayesinde Yeni Edge, sürüş destekleri bakımından Ford SUV ailesinin en zengin üyelerinden biri olarak öne çıkıyor.

    EcoBlue ile güç ve verim: 238 PS’lik çift turbolu dizel
    Kaputun altında görev yapan 2.0 litrelik EcoBlue çift turbolu dizel motor, Yeni Edge’in karakterini belirleyen unsurlardan. Çift kademeli turbo besleme, alt–orta devirlerde daha dolu bir tork ve lineer hızlanma sağlıyor. 238 PS’lik azami güç, büyük gövdeyi her koşulda rahatça taşırken, güncellenen yanma verimi ve emisyon kontrol bileşenleri yakıt ekonomisini destekliyor. Ford’un yeni 8 ileri tam otomatik şanzımanı; vites geçişlerini sarsıntısız, motoru ise her zaman verimli devir aralığında tutuyor. İhtiyaca göre devreye giren 4×4 çekiş sistemi ise değişken yol şartlarında Yeni Edge’e güven veren bir tutunma kabiliyeti kazandırıyor.

    ST-Line: spor kimliğin en net ifadesi
    Yeni Edge, Ford Performance ailesinin tasarım izlerini taşıyan ST-Line donanımıyla fuar ışıklarına çıkıyor. Geniş ve iddialı ön ızgara, yeniden şekillendirilmiş far grubu ve aerodinamik detaylarla birleşerek güçlü bir ilk izlenim yaratıyor. Premium sedefli beyaz gövde rengi bu çizgileri vurgularken, siyah renk 20 inç alüminyum jantlar sportif görünümü tamamlıyor. Gövde boyunca uzanan keskin hatlar, yüksek omuz çizgisi ve dengeli oranlar, Yeni Edge’in hem şehir içinde çevik hem de otoyolda kararlı duruşunu yansıtıyor.

    İç mekânda konfor ve bağlantı
    Kabine geçtiğinizde, Ford’un sofistike SYNC 3 bilgi-eğlence sistemi kullanıcıyı karşılıyor. 8 inç renkli dokunmatik ekran, Apple CarPlay uyumluluğuyla akıllı telefon entegrasyonunu pratikleştiriyor; sesli komutlar ve anlaşılır menüler günlük kullanımda işleri hızlandırıyor. Ford ile Bang & Olufsen iş birliğinin ürünü B&O Play ses sistemi, kabini adeta bir konser salonuna çeviren berraklıkta müzik deneyimi sunuyor. Isıtmalı ve soğutmalı deri koltuklar, dört mevsim konforunu korurken; ergonomik oturma pozisyonu ve geniş saklama alanları Yeni Edge’i uzun yol yolculuklarında ideal bir partner hâline getiriyor.

    Yeni Edge’in sürüş karakteri: sessizlik, sükûnet, çekiş
    EcoBlue motorun akustik iyileştirmeleri ve kabin yalıtımındaki gelişmeler sayesinde Yeni Edge’de rüzgâr ve yol sesi belirgin şekilde bastırılıyor. 8 ileri otomatiğin akıcı karakteri şehir trafiğinde “dur–kalk” yorgunluğunu azaltırken, otoyolda düşük devirli seyirle yakıt tüketimini optimize ediyor. Akıllı 4×4 sistemi, kavrama koşullarına göre tahriki ön–arka aks arasında dağıtarak viraj içi stabiliteyi artırıyor; sürücü, farklı hava ve zemin şartlarında çizgisini korumakta daha az efor harcıyor. Kısacası Yeni Edge, konfor–güven–verim üçgenini dengeli biçimde bir araya getiriyor.

    Güncellenen dış tasarım: güçlü bakış, rafine detay
    Cenevre’deki standda sergilenen Yeni Edge, Ford’un global SUV tasarım dilini daha rafine bir noktaya taşıyor. Yeniden yorumlanan ön tampon, daha geniş hava girişleri ve LED imza aydınlatmalarıyla modernleşiyor. Arka bölümde ise yatay hatlar, genişlik algısını kuvvetlendiriyor. ST-Line’a özgü koyu renk dış aksesuarlar ve özel jant tasarımları, Yeni Edge’in “sportif ama olgun” mesajını netleştiriyor. Bu estetik yaklaşım sadece göze hitap etmekle kalmıyor; hava akımını da düzenleyerek yüksek hız kararlılığına katkı sunuyor.

    Güvenlik felsefesi: proaktif koruma
    Yeni Edge, sürücüyü ve yolcuları yalnızca çarpışma anında değil; çarpışma riskinin yükseldiği her anda korumayı hedefliyor. İkincil çarpışma freni, acil manevra destek sistemi ve şerit hizalama gibi unsurlar bir araya geldiğinde, proaktif bir güvenlik katmanı oluşuyor. Geliştirilmiş adaptif hız kontrol sistemi, yoğun trafikte sık değişen hızlara uyum sağlarken; şerit izleme fonksiyonu uzun sürüşlerde yorgunluk kaynaklı sapmaları minimize etmeye yardımcı oluyor. Tüm bu bileşenler, Yeni Edge’in “güven veren büyük SUV” konumlandırmasına temel oluşturuyor.

    Avrupa kullanıcıları için mantıklı büyük SUV
    Avrupa pazarında SUV talebi artarken, büyük sınıfta beklentiler geniş iç mekânla sınırlı değil. Verimli dizel motor, yumuşak geçişli otomatik şanzıman, gelişmiş yardımcılar ve kaliteli bir ses sistemi gibi öğeler satın alma kararında belirleyici hâle geliyor. Yeni Edge, 238 PS’lik EcoBlue çift turbolu yapısıyla performans açığını kapatırken; yakıt ekonomisini gözeten kalibrasyonuyla toplam sahip olma maliyetine de olumlu yansıyor. Sunulan teknolojik içerik, üst sınıf algısını destekleyen malzeme kalitesiyle birleşince, Yeni Edge Avrupa kullanıcılarının aradığı “büyük ama akıllı” SUV tarifine uyuyor.

    Sonuç: Yeni Edge ile vitrindeki bayrak Ford’da
    Cenevre vitrini, Ford’un SUV ailesinde standardı yükselten bir modeli işaret ediyor. Tasarımda rafine, sürüşte konforlu ve teknolojide cömert olan Yeni Edge, 238 PS’lik EcoBlue çift turbolu motoru, 8 ileri otomatiği ve akıllı güvenlik paketleriyle dikkat çekiyor. Günlük yaşamı kolaylaştıran bağlantı çözümleri ve ST-Line’ın sportif dokunuşları da eklenince, Yeni Edge Ford’un Avrupa’daki SUV hikâyesinde yeni bir sayfa açıyor.

    Piston Kafalar Yorumu
    Büyük SUV’da aradığınız ilk şey ne: güçlü dizel–otomatik uyumu mu, yoksa sürüş desteklerinin huzuru mu? Yeni Edge ile sizce en çok hangi özellik fark yaratır?