Etiket: Elektrikli Otomobiller

  • 2.019.900 TL’lik İtalyan İkonu: Fiat 500e Giorgio Armani Türkiye’de

    2.019.900 TL’lik İtalyan İkonu: Fiat 500e Giorgio Armani Türkiye’de

    Fiat 500e Giorgio Armani Collector’s Edition Türkiye’de satışa çıktı. 118 HP güç, 320 km menzil ve 2.019.900 TL fiyat etiketiyle.

    FIAT, ikonik şehir otomobili 500e’yi bu kez yalnızca elektrikli değil, aynı zamanda yüksek moda objesi olarak konumlandırıyor. Türkiye’de satışa sunulan Fiat 500e Giorgio Armani Collector’s Edition, markanın 125. yılına özel olarak geliştirilen, sınırlı üretim bir koleksiyon modeli olarak dikkat çekiyor. Model, 2.019.900 TL’den başlayan fiyatıyla FIAT showroomlarında yerini almış durumda.

    Bu özel seri, FIAT’ın sürdürülebilirlik vizyonunu, İtalyan tasarım geleneği ve Giorgio Armani’nin zamansız estetiğiyle bir araya getiriyor. Ortaya çıkan sonuç ise yalnızca bir ulaşım aracı değil; “giyilen bir otomobil” fikrini somutlaştıran bir tasarım manifestosu.

    📲 Artık Haberler Size Gelsin
    PistonKafalar’ın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler anında cebinize düşsün.

    Otomobil & Motosiklet Akışı (Hızlı Bildirimler) | KatılWhatsApp
    YouTube Test Sürüşleri & İncelemeler | İzleYouTube

    📩 İşbirliği ve reklam teklifleri için:
    info@pistonkafalar.com üzerinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.

    Elektrikli Mobiliteyi Güzellik Merceğinden Okumak

    FIAT, elektrikli mobilite stratejisini iki temel ilke üzerine kuruyor:
    Elektrikli otomobili yeniden tanımlamak ve bunu estetik üzerinden yapmak.

    Bu yaklaşım, elektrikli sürüşü yalnızca çevreci değil; aynı zamanda duygusal, arzu edilir ve etik bir tercihe dönüştürmeyi amaçlıyor. FIAT’a göre güzellik; sorumluluk duygusu yaratıyor ve sürdürülebilirliğe giden yolu hızlandırıyor. 500e Giorgio Armani Collector’s Edition, bu felsefenin en net yansıması.


    İki İtalyan Efsanesinin Güçlenen Ortaklığı

    Giorgio Armani ile FIAT arasındaki iş birliği aslında yeni değil. 2020 yılında tek seferlik özel bir 500e ile başlayan bu birliktelik, bugün ilk kez seri üretime giren gerçek bir “Collector’s Edition” ile taçlanıyor.

    Araç, Torino’daki efsanevi Mirafiori Fabrikası’nda üretiliyor ve FIAT Centro Stile ile Armani ekibinin aylar süren ortak çalışmasının ürünü olarak ortaya çıkıyor. Hedef net: İki markanın DNA’sını tek bir otomobilde eritmek.


    Dış Tasarım: Monokrom Zarafet ve GA İmzası

    500e Giorgio Armani Collector’s Edition için iki özel renk geliştirildi:

    • Verde Scuro (Koyu Yeşil):
      Armani’nin rafine, teknik ve modern stil anlayışını yansıtıyor.
    • Grej (Gri + Bej):
      Armani tarafından geliştirilen bu özel ton, sofistike ve zamansız bir görünüm sunuyor.

    Dış tasarımda kontrastlar ve süslemeler minimumda tutulmuş. Amaç, Armani estetiğiyle uyumlu monokrom bir bütünlük yaratmak. En çarpıcı detay ise özel tasarımlı jantlar. Büyük ölçekli GA logosu, yalnızca görsel bir imza değil; aynı zamanda üç boyutlu yüzeyi sayesinde aerodinamik verimliliğe de katkı sağlıyor.


    İç Mekân: Terzilikten İlham Alan İşçilik

    Kabin tasarımı, adeta bir haute couture koleksiyonunu çağrıştırıyor.

    • Şerit dikişler
    • Üç boyutlu koltuk desenleri
    • Lazer kesim ahşap gösterge paneli
    • Nakış detayları

    Tüm bu unsurlar, geleneksel el işçiliği ile modern üretim tekniklerini bir araya getiriyor. Giorgio Armani’nin logosu koltuklarda ve jantlarda yer alırken; imzası gösterge paneli, iç kapılar ve arka camda net biçimde görülebiliyor.


    Teknoloji ve Donanım: Sınıfının En Zenginlerinden

    500e Giorgio Armani Collector’s Edition, donanım tarafında da iddialı:

    • Full LED Infinity Design farlar
    • Cam tavan
    • JBL premium ses sistemi
    • 7 inç TFT dijital gösterge
    • 10,25 inç dokunmatik navigasyon ekranı
    • Kablosuz Apple CarPlay / Android Auto
    • DAB Radyo

    Güvenlik tarafında ise en güncel ADAS sistemleri ve Seviye 2 sürüş destek paketi standart olarak sunuluyor.


    Elektrik Motoru, Güç ve Menzil

    Teknik veriler net ve şehir kullanımı odaklı:

    • Motor gücü: 87 kW (118 HP)
    • Menzil: 320 km (WLTP)
    • Kullanım senaryosu: Şehir içi ağırlıklı, premium EV

    Bu değerler, 500e’yi performanstan çok stil + verimlilik eksenine yerleştiriyor.

    FIAT’ın Türkiye’de satılan Binek ve Ticari modellerine ve en güncel fiyat listesine FIAT Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Fiat 500e Giorgio Armani Collector’s Edition, “mantıkla alınan” bir otomobil değil. Bu araç, otomobili bir stil objesi olarak görenlere hitap ediyor. 2 milyon TL bandında teknik olarak daha güçlü EV’ler bulunabilir; ancak hiçbiri bu kadar İtalyan, bu kadar tasarım odaklı ve bu kadar koleksiyonluk değil. Bu modelin değeri, menzil tablosundan çok zamanla ölçülecek.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇




  • Altı AB Ülkesi, 2035 İçten Yanmalı Motor Yasağının Yumuşatılması İçin Resmi Girişim Başlattı

    Altı AB Ülkesi, 2035 İçten Yanmalı Motor Yasağının Yumuşatılması İçin Resmi Girişim Başlattı

    Altı AB ülkesi, 2035’te yürürlüğe girecek içten yanmalı motor yasağının yumuşatılmasını talep etti. Hibritler ve düşük karbonlu yakıtlar yeniden gündemde.

    Avrupa’da Sular Isınıyor: 2035 İçten Yanmalı Motor Yasağı Masaya Yeniden Yatırılıyor

    Avrupa Birliği’nin 2035 itibarıyla sıfır emisyonlu araç zorunluluğu olarak bilinen içten yanmalı motor satış yasağı, altı ülkenin ortak hamlesiyle yeniden tartışma konusu oldu. Bulgaristan, Çekya, Macaristan, İtalya, Polonya ve Slovakya başbakanlarının imzaladığı mektup, Avrupa Komisyonu’na açık bir çağrı niteliğinde: Yasayı esnetin.

    Bu ülkeler, hibrit modellerin, düşük karbonlu yakıtların ve gelecekte ortaya çıkabilecek mevcut veya yeni teknolojilerin 2035 sonrasında da satışa devam edebilmesi gerektiğini savunuyor. Mektup, Reuters tarafından görülerek doğrulandı.

    AB’nin otomotiv yasa paketini 10 Aralık’ta açıklaması beklenirken, kulislerde bu altı ülkenin müdahalesi dengeleri değiştirebilir yorumları yapılıyor.

    📲 Artık Haberler Size Gelsin
    PistonKafalar’ın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler anında cebinize düşsün.

    Otomobil & Motosiklet Akışı (Hızlı Bildirimler) | KatılWhatsApp
    YouTube Test Sürüşleri & İncelemeler | İzleYouTube

    📩 İşbirliği ve reklam teklifleri için:
    info@pistonkafalar.com üzerinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.

    Peki Ne Değişti? Neden Geri Adım Atılıyor?

    AB, Mart 2023’te aldığı kararla 2035’ten sonra satılan tüm yeni araçların sıfır emisyonlu olmasını zorunlu kılmıştı. O dönem beklenti, elektrikli araç talebinin hızla artacağı yönündeydi. Ancak tablo şu an farklı:

    • Avrupa’da EV satışları beklentileri karşılamıyor
    • Tüketiciler yüksek fiyatlardan şikâyetçi
    • Şarj altyapısı ülkeler arasında dengesiz
    • Çinli markalar Avrupa’ya çok ucuz EV’lerle agresif giriş yaptı
    • Otomobil üreticileri yatırım-planlama baskısı altında

    Bu koşullar, birçok ülkenin 2023’te attığı imzanın ekonomik sonuçlarını yeniden düşünmesine neden oldu. Mektupta geçen şu ifade oldukça dikkat çekici:

    “İklim hedeflerimizi sürdürmeliyiz ama rekabet gücümüzü yok ederek değil. Çünkü endüstriyel çölün yeşili olmaz.”

    Bu cümle, otomotiv sektörünün özellikle Orta ve Doğu Avrupa’da ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.


    Hibritler, E-Yakıtlar ve Düşük Karbonlu Çözümler Masada

    Mektubun talep ettiği üç ana başlık öne çıkıyor:

    1. Hibrit araçların 2035 sonrası da satışına izin verilmesi

    Toyota, Renault ve birçok Avrupalı üretici bu kararı memnuniyetle karşılayabilir. Hibritlerin sıfır emisyona geçişte geçici ama önemli bir köprü olduğu sık sık vurgulanıyor.

    2. Düşük karbonlu ve yenilenebilir yakıtların dahil edilmesi

    E-yakıtlar (sentetik karbon nötr yakıtlar), biyoyakıtlar ve diğer alternatif çözümlerle içten yanmalı motorların emisyon etkisi azaltılabilir.

    Bu özellikle Almanya ve İtalya gibi motor üretimi güçlü ülkelere ciddi avantaj sağlar.

    3. Gelecekte ortaya çıkabilecek yeni teknolojiler için esneklik

    Hidrojen içten yanmalı motorlar, yeni hibrit mimariler, daha verimli termal motorlar… AB’nin yasası şu anda öngörülemeyen inovasyonlara kapalı olduğu için bu talep kritik.


    Avrupa Komisyonu Ne Yapacak?

    Komisyonun hazırladığı yeni otomotiv destek paketi, 2035 yasağının kesin çizgilerinin bir miktar yumuşatılmasını içeriyor olabilir. Bazı kulis bilgilerine göre:

    • Hibritlere sınırlı süreli geçiş izni
    • E-yakıt kullanımına açık kapı
    • Otomobil üreticilerine mali destek ve KVEs (küçük üretici istisnası)
    • Çin rekabetine karşı pazar düzenlemeleri

    Ancak taslak hala tartışmalı ve yayımlanması 10 Aralık’tan sonraya sarkabilir.


    Avrupa Otomotiv Endüstrisi İçin Kritik Kırılma Noktası

    Avrupa, küresel EV yarışında Çin’in ciddi baskısı altında. BYD, MG, SAIC, NIO, Xpeng gibi markalar fiyat rekabetinde avantajlı. Bu nedenle birçok başkent artık “2035 sıfır emisyon” hedefine giderken reel ekonomi gerçeğini dikkate almak istiyor.

    Hibritlerin ve alternatif yakıtların devreye alınması, AB’de üretimin ayakta kalması açısından önemli bir manevra olarak görülüyor.

    Sektörel haberlere BURADAN ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    2035 içten yanmalı motor yasağı AB’de ilk kez ciddi şekilde sarsılıyor. Gerçek şu: Elektrikli dönüşüm hızlandı ama ekonomi aynı hızda ilerleyemiyor. Hibritler ve alternatif yakıtlar, Avrupa otomotiv sanayisinin nefes almasını sağlayacak pratik bir ara çözüm gibi görünüyor. Son söz ise 2026’da değil, bugün atılacak ekonomik adımlarda gizli.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇



  • Dongfeng Nissan’dan İki Yeni Sedan: N6 PHEV ve Yeni Teana Çin’de Sahneye Çıktı

    Dongfeng Nissan’dan İki Yeni Sedan: N6 PHEV ve Yeni Teana Çin’de Sahneye Çıktı

    Nissan, Çin’de düzenlediği etkinlikte N6 plug-in hibrit sedan ve tamamen yenilenen Teana’yı tanıttı. N6, segmentinin en büyük bataryasına sahip olurken, Teana Huawei HarmonySpace5.0 kokpit ile donatıldı.

    Re:Nissan Dönemi Başladı: Çin Pazarında Yeni Bir Sayfa Açılıyor

    Dongfeng Nissan, Çin pazarında rekabeti kızıştıracak iki yeni sedan modelinin tanıtımını gerçekleştirdi: markanın ilk plug-in hibrit sedanı N6 PHEV ve tamamen yenilenen Nissan Teana. Her iki model de markanın yeni ürün stratejisinin bir parçası olarak yıl sonuna kadar satışa sunulacak.

    Nissan Küresel Ürün Stratejisi Başkan Yardımcısı Ivan Espinosa, tanıtımda yaptığı konuşmada markanın dönüşüm planını şu sözlerle özetledi:
    Re:Nissan planı, sadece bugünü değil, geleceği de yeniden tanımlamakla ilgili. Bu plan, markamızı daha odaklı bir ürün stratejisine taşıyor, müşterilerle bağımızı güçlendiriyor ve heyecan veren yeni nesil araçlara yön veriyor. Çin, bu dönüşümün merkezinde yer alıyor.”


    N6 PHEV: Segmentinde En Büyük Batarya ile Sınıfının Yeni Standardı

    Dongfeng Nissan’ın yeni enerji mimarisi üzerine inşa edilen N6 PHEV, markanın tamamen elektrikli N7 sedanı ile teknolojik DNA’yı paylaşıyor. Hibrit sisteminde 1.5 litrelik benzinli motor, 21.1 kWh LFP (lityum demir fosfat) batarya ile birlikte çalışıyor ve bu batarya kapasitesiyle Çin pazarındaki en büyük bataryaya sahip plug-in hibrit sedan olma unvanını taşıyor.

    N6, 4.831 mm uzunluk, 1.885 mm genişlik, 1.491 mm yükseklik ve 2.815 mm aks mesafesi ile hem dinamik hem de geniş bir yapı sunuyor. Aerodinamik siluet ve V-Motion ön ızgara tasarımı, güçlü LED aydınlatmalarla birleşerek araca iddialı bir görünüm kazandırıyor.

    İç mekânda geniş yaşam alanı ve konfor odaklı tasarım, Çinli ailelerin beklentilerine uygun şekilde şekillendirilmiş. Akıllı sürüş destekleri, bağlantı teknolojileri ve yüksek verimlilik odaklı sürüş karakteri ile N6, Nissan’ın yeni dönemini temsil ediyor.


    Yeni Nissan Teana: Huawei İmzalı Akıllı Kokpitle Yeni Dönem

    Yıllardır Çin pazarında premium D segmenti sedanlar arasında güçlü bir konuma sahip olan Nissan Teana, yeni nesliyle birlikte hem tasarım hem de teknoloji açısından büyük bir adım atıyor. Dış tasarımda daha keskin hatlar ve sofistike detaylar, iç mekânda ise segmentte bir ilke imza atan Huawei HarmonySpace5.0 akıllı kokpit dikkat çekiyor.

    Bu kokpite entegre edilen Huawei SOUND ses sistemi, konfor ve sürüş deneyimini üst seviyeye taşırken, gelişmiş bağlantı çözümleri de kullanıcıya daha sezgisel bir dijital deneyim sunuyor. Böylece Teana, klasik konfor anlayışını modern teknolojiyle birleştirerek sınıfında yeni bir standart belirliyor.


    Nissan’dan Çin’e Özel Strateji: Seçim Müşterinin

    Nissan, küresel ürün stratejisinde müşteriye farklı güç aktarım çözümleri sunmayı hedefliyor. Çin pazarı için bu strateji; gelişmiş içten yanmalı motorlar, hibrit sistemler ve tamamen elektrikli modeller ile çeşitlendiriliyor. Böylece tüketiciler, ihtiyaçlarına en uygun teknolojiyi seçme özgürlüğüne sahip oluyor.

    Espinosa, Çin’deki gelişmelere ilişkin olarak şunları da ekledi:
    “Dongfeng ile kurduğumuz ortak girişimler sayesinde ürünlerimizi yerelleştiriyor, inovasyonu hızlandırıyor ve Çinli müşterilerin beklentilerine daha iyi yanıt veriyoruz. Elektrifikasyonu hızlandırmak ve yeni enerji araç portföyümüzü genişletmek, Çin’i Nissan’ın küresel stratejisinin temel taşlarından biri haline getirdi.”


    N6 ve Teana: Çin Pazarında Yeni Bir Denge Kuracak

    Yeni N6 PHEV, segmentinin en gelişmiş batarya teknolojisini sunarken, yeni Teana akıllı bağlantı çözümleriyle donatılmış iç mekânıyla dikkat çekiyor. Bu iki model, Nissan’ın Çin’deki konumunu yalnızca güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda markanın küresel vizyonunun da temel taşlarını oluşturacak.

    Çin’de yıl sonuna kadar satışa çıkacak olan bu iki model, Nissan’ın “doğru zamanda, doğru pazara, doğru teknoloji” hedefinin somut örneği olarak öne çıkıyor.

    Nissan’ın Türkiye’de satılan modellerine ve en güncel fiyat listesine Nissan Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Dongfeng Nissan Hakkında

    Dongfeng Nissan, Japon otomotiv devi Nissan Motor Company ile Çin’in en büyük otomotiv üreticilerinden Dongfeng Motor Corporation’ın 2003 yılında kurduğu ortak girişim şirketidir. Ortaklık, Nissan’ın Çin’deki üretim, Ar-Ge, satış ve satış sonrası hizmetlerini yerelleştirerek ülkenin dev pazarına özel çözümler geliştirmesini sağlar. Yılda 1 milyondan fazla araç üretim kapasitesine sahip Dongfeng Nissan, sedanlardan SUV’lara, hibrit ve elektrikli modellere kadar geniş bir ürün yelpazesi sunarak Çin otomotiv sektöründe önemli bir konumda yer alır.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Nissan’ın Çin stratejisinin ikinci fazı olan Re:Nissan, markayı sadece elektrikli geleceğe değil, aynı zamanda hibrit ve içten yanmalı alternatiflerin güçlü rekabetine de hazırlıyor. N6’nın batarya kapasitesi ile getirdiği teknik üstünlük ve Teana’nın Huawei teknolojileriyle desteklenen akıllı kokpiti, Çin pazarındaki kullanıcı beklentilerini tam isabetle karşılayacak gibi görünüyor. 2025 sonuna kadar satışa çıkacak bu iki model, yalnızca Nissan için değil, tüm segment için de oyunun kurallarını değiştirebilir.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

    Nissan Yokohama’da Otonom Mobilite Pilot Programını Başlatıyor
    Nissan, Yokohama’da otonom araç pilot programıyla şehir mobilitesinde çığır açmayı hedefliyor.

    Nissan Tekton 2026’da Geliyor: Efsane Patrol’un DNA’sını Taşıyan Yeni SUV
    Nissan’ın yeni SUV’u Tekton, efsanevi Patrol’un ruhunu modern teknolojilerle birleştiriyor.

    ABBİ Pulling: Nissan Formula E Takımıyla Valenci’daki Kadınlar Testinde Pistte Olacak
    Formula E sahnesinde Nissan’ın kadın sürücüleri testlerde pist performansıyla öne çıkıyor.

    Nissan 2025 Japan Mobility Show’da Geleceğin Mobilitesini Tanıtacak
    Nissan, Japonya’da gerçekleşecek fuarda yeni vizyonunu ve mobilite çözümlerini sergileyecek.

  • Dacia Spring 2025: 100 HP’ye Kadar Güç, Hâlâ En Ucuz Elektrikli!

    Dacia Spring 2025: 100 HP’ye Kadar Güç, Hâlâ En Ucuz Elektrikli!

    Yeni Dacia Spring 2025, 70 ve 100 hp’lik motor seçenekleri, 225 km menzil ve 16.900 € başlangıç fiyatıyla hâlâ Avrupa’nın en uygun elektriklisi.

    Güç Artışıyla Gelen Yeni Dönem

    Marka, Avrupa’nın en uygun fiyatlı elektrikli otomobili Dacia Spring’i 2025 model yılıyla daha güçlü, daha dengeli ve daha güvenli hâle getiriyor. Yeni platform, yeniden tasarlanmış süspansiyon sistemi, geliştirilmiş frenler ve iki yeni motor seçeneği (70 hp ve 100 hp) ile model, şehir dışına da açılan bir sürüş karakteri kazanıyor.

    2021’de yollara çıkan Spring, bugüne kadar Avrupa’da 179.000 adet sattı. 2025’te ise yalnızca ilk altı ayda 17.000 satışla, A-B segmenti elektrikli otomobiller arasında perakende satışta ikinci sırayı elde etti.


    Yeni Platform, Daha Dengeli Sürüş

    2024’te direksiyon tepkileri ve süspansiyon ayarları güncellenen Dacia Spring, 2025’te bu iyileştirmeleri bir adım öteye taşıyor. Yeni platformda batarya merkezi bölümde konumlanıyor; bu sayede ağırlık dağılımı dengelenmiş ve gövde rijitliği artırılmış durumda. 15 inç jantlar artık Expression donanımından itibaren standart.

    Ayrıca ilk kez anti-roll bar (denge çubuğu) eklenerek viraj stabilitesi artırıldı. Yeni amortisör ve yay ayarları da özellikle yüksek hızlarda daha dengeli bir sürüş sunuyor.

    Aerodinamikte yapılan değişiklikler (ön-yan-alt paneller ve arka spoyler), SCx değerini 0.74’ten 0.66’ya düşürmüş durumda. Bu da doğrudan menzil artışı anlamına geliyor.


    İki Yeni Motor: 70 HP ve 100 HP

    Önceki 45 ve 65 hp’lik motorların yerini alan yeni 70 hp (52 kW) ve 100 hp (75 kW) motorlar, hem tork hem hızlanma performansında önemli fark yaratıyor. Özellikle 80-120 km/s hızlanması, eski versiyonlara göre çok daha canlı:

    Model80–120 km/s
    Spring 1006.9 sn
    Spring 7010.3 sn
    Spring 6514.0 sn
    Spring 4526.2 sn

    Bu fark, Spring’in artık sadece şehir içinde değil, şehirler arası yollarda da rahatça ilerleyebilen bir elektrikli olmasını sağlıyor.


    Yeni 24.3 kWh LFP Batarya

    Dacia Spring 2025’te batarya teknolojisi de tamamen değişti. Yeni 24.3 kWh LFP (Lityum Demir Fosfat) batarya, Renault Grubu’nun bu kimyayı ilk kez kullandığı sistem.
    Avantajları:

    • Daha iyi termal güvenlik,
    • Daha uzun ömür,
    • Daha düşük maliyet.

    Dacia Spring hâlâ yalnızca yaklaşık 1 ton ağırlığında — bu, sınıfında eşsiz bir değer. WLTP standartlarına göre 225 km menzil sunan model, kullanıcı verilerine göre haftalık ortalama 170 km sürüş için tek şarjla 5 günlük kullanım sağlıyor.


    Şarj Süresi Artık Daha Kısa

    Yeni 40 kW DC hızlı şarj sistemi, bataryayı %20’den %80’e sadece 29 dakikada doldurabiliyor. Standart 7 kW AC şarj sistemiyle tam dolum 3 saat 20 dakika sürüyor (önceki 4 saate göre %20 daha hızlı).


    Donanımlar: Essential, Expression ve Extreme

    • Spring Essential (70 hp):
      7” dijital gösterge, hız sabitleyici, direksiyondan kumandalı medya sistemi, ön elektrikli camlar, arka sensörler.
    • Spring Expression (70 hp):
      Ek olarak klima, 15” jantlar, geliştirilmiş ses yalıtımı.
    • Spring Extreme (100 hp):
      10.1” multimedya ekranı, Apple CarPlay™/Android Auto™ kablosuz bağlantı, bakır renkli iç-dış detaylar ve gelişmiş navigasyon sistemi (Media Nav Live).

    Daha Akıllı ve Kullanışlı İç Mekân

    Dacia, “YouClip®” adını verdiği akıllı aksesuar sistemiyle Spring’in iç mekânını kişiselleştirilebilir hâle getiriyor. Sürücü ve yolcular, kabin içinde yer alan bağlantı noktalarına telefon tutucu, çanta kancası veya portatif el feneri gibi modüler parçalar ekleyebiliyor.

    Bagaj hacmi hâlâ sınıfının zirvesinde:
    308 litre (arka koltuklar açık), 1.004 litre (koltuklar katlı). Ek 32 litrelik kabin içi saklama alanıyla pratiklikte liderliğini sürdürüyor. Yeni renk seçeneği Seafoam Mavi, modelin genç ve dinamik kimliğini vurguluyor.


    Hâlâ En Uygun Fiyatlı Elektrikli!

    Tüm bu iyileştirmelere rağmen Dacia Spring, 16.900 €’dan başlayan fiyatıyla Avrupa’nın en ucuz elektrikli otomobili unvanını koruyor. Tüm donanımlar 20.000 € altında kalıyor. Bu sayede Dacia, elektrikli mobiliteyi yine herkes için erişilebilir kılmayı başarıyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Dacia Spring, “ucuz elektrikli” kavramını yeniden tanımlamayı sürdürüyor. Yeni 100 hp motor, daha dengeli yürüyen platform ve 40 kW hızlı şarj, aracı artık yalnızca şehir içi değil, günlük karma kullanım için de ideal hâle getirmiş. Fiyatını koruyarak gücü artırmak, Dacia’nın pazar stratejisinde çok güçlü bir hamle. Spring 2025, gerçek hayat için tasarlanmış elektrikli araç felsefesini sürdürüyor.

    Dacia’nın Türkiye’de satılan modellerine ve en güncel fiyat bilgisine Dacia Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Hyundai IONIQ 9, Euro NCAP Çarpışma Testlerinden Beş Yıldızla Döndü

    Hyundai IONIQ 9, Euro NCAP Çarpışma Testlerinden Beş Yıldızla Döndü

    Yeni Hyundai IONIQ 9, Euro NCAP’ten beş yıldızla ayrıldı. Çocuk yolcu korumasında %87 skoruyla güvenlikte zirveye yerleşti.

    Hyundai, güvenlik alanındaki iddiasını bir kez daha kanıtladı. Markanın yeni elektrikli SUV modeli Hyundai IONIQ 9, Avrupa’nın en prestijli güvenlik otoritesi Euro NCAP testlerinden en yüksek derece olan beş yıldız aldı. Bu sonuç, Hyundai’nin elektrikli alt markası IONIQ ailesinin güvenlik liderliği yolculuğunu güçlendirirken, IONIQ 5 ve IONIQ 6’dan sonra seriye yeni bir başarı daha ekledi.

    Çocuk Yolcu Korumasında Zirve

    IONIQ 9, dört ana kategoride güçlü performans sergiledi:

    • Çocuk yolcu koruması: %87
    • Yetişkin yolcu koruması: %84
    • Güvenlik destek sistemleri: %83
    • Savunmasız yol kullanıcılarının korunması: %77

    Özellikle çocuk yolcu testlerinde elde ettiği %87’lik puan dikkat çekti. Hem önden hem de yandan çarpışma senaryolarında kullanılan altı ve on yaşındaki mankenler için kritik tüm bölgelerde maksimum koruma sağlandı. Bu da modelin beş yıldız almasında önemli rol oynadı.

    Hyundai SmartSense: Herkes İçin Güvenlik

    IONIQ 9, markanın Hyundai SmartSense teknolojileriyle donatıldı. Bu sistemler yalnızca premium segment için değil, tüm Hyundai modellerinde standart olarak sunuluyor.

    Öne çıkan güvenlik donanımları:

    • Ön Çarpışma Önleme Asistanı 2 (FCA 2)
    • Otoyol Sürüş Asistanı 2 (HDA 2)
    • Kör Nokta Çarpışma Önleme Asistanı (BCA)
    • Güvenli Çıkış Asistanı (SEA)
    • Arka Çapraz Trafik Çarpışma Önleme (RCCA)
    • Yayalar için aktif kaput sistemi
    • Sürücü Dikkat Uyarısı (DAW)

    Bu teknolojiler bir araya gelerek hem yolcuları hem de yayaları kapsayan çok yönlü bir güvenlik kalkanı oluşturuyor.

    Avrupa ve Türkiye İçin Güvenli SUV

    Hyundai Motor Avrupa Başkanı Xavier Martinet, IONIQ 9’un beş yıldızlı derecelendirmesini “müşterilere en yüksek seviyede güvenlik sunma taahhüdümüzün kanıtı” olarak nitelendirdi. Modelin kısa süre içinde Türkiye’de satışa sunulacak olması, güvenlik önceliği yüksek kullanıcılar için önemli bir tercih sebebi olacak.

    Piston Kafalar Yorumu

    Hyundai, Euro NCAP’te elde ettiği bu başarıyla güvenlik konusundaki istikrarını pekiştirdi. Volkswagen ID.4, Tesla Model Y ve Kia EV9 gibi rakiplerle aynı segmentte mücadele eden IONIQ 9, özellikle çocuk yolcu korumasındaki yüksek skoru ile öne çıkıyor. Türkiye’de satışa sunulduğunda, hem güvenlik hem de donanım seviyesi açısından elektrikli SUV pazarında güçlü bir konum elde etmesi bekleniyor.

    Hyundai’nni Türkiye’de satılan güncel modellerine ve modellerin fiyat bilgilerine Hyundai Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Tesla FSD’ye Rakip: Nissan ProPILOT 2027’de Geliyor

    Tesla FSD’ye Rakip: Nissan ProPILOT 2027’de Geliyor

    Tesla’nın FSD’sine rakip geliyor! Nissan ProPILOT, 2027’de şehir içi otonom sürüşle devreye girecek. Tokyo testleri, ProPILOT’un Tesla’yı zorlayacağını gösteriyor.

    Nissan ProPILOT: Şehir İçinde Otonom Sürüşün Yeni Dönemi

    Otomotiv dünyası, sürüş asistanlarından tam otonom sistemlere doğru hızla evriliyor. Bu dönüşümün en iddialı adımlarından biri, Nissan ProPILOT’un yeni nesli ile geliyor. Bugün kullanılan ProPILOT 2.0 sistemleri daha çok otoyol sürüşünde devreye girerken, yeni jenerasyon, 2027 mali yılına kadar Japonya’da piyasaya sürülecek ve şehir içi karmaşık trafikte eller serbest (hands-off) kullanım sağlayacak.

    Bu gelişme, Tesla’nın Full Self Driving (FSD) sistemiyle kıyaslanıyor. Ancak Nissan yetkilileri, “bizimki biraz daha akıllı olabilir” diyerek Tokyo’daki test sürüşlerinde büyük iddia ortaya koydu.


    Tokyo’da Gerçekleşen Zorlu Test

    Nissan’ın Aria prototiplerine entegre edilen yeni ProPILOT sistemi, Tokyo’nun en karmaşık trafik koşullarında test edildi. Test güzergâhı; dar tek yönlü yollar, yaya yoğunluğu, sıkışık kavşaklar ve birden fazla keskin dönüş içeriyordu.

    Sistem, yalnızca şerit takibi ya da hız sabitlemeden ibaret değildi. 11 kamera, 5 radar ve çatıya entegre güçlü bir LiDAR sensörü ile çevresini algılayarak insan sürücünün reflekslerine yakın tepkiler verdi. Yaya yoluna yaklaşınca yavaşladı, bir aracın kapısı açılma ihtimaline karşı şeridini ayarladı ve trafik ışıklarındaki değişimlere saniyeler içinde tepki verdi.

    Sonuç: Test boyunca direksiyon başındaki mühendisler müdahalede bulunmadı. Araç, baştan sona tamamen kendi kontrolünde, güvenli ve akıcı bir sürüş sergiledi.


    Tesla FSD’ye Rakip mi?

    Nissan’ın üst düzey yöneticilerinden Tetsuya Iijima, testin ardından şunları söyledi:
    “Bu sistem, Tesla’nın Full Self-Driving teknolojisine benziyor ama bizimki belki biraz daha akıllı. Tokyo gibi dar, kalabalık ve yaya dolu şehirlerde çok daha uygun şekilde tasarlandı.”

    Tesla, halihazırda FSD yazılımını küresel ölçekte sunuyor olsa da, Nissan’ın çözümü özellikle Asya metropollerinin yoğun trafik senaryolarına hitap ediyor. Bu da şirketin, kendi coğrafyasındaki kullanıcıların gerçek ihtiyaçlarına göre daha lokal bir strateji geliştirdiğini gösteriyor.


    Yapay Zekâ ile İnsan Gibi Sürüş

    Yeni ProPILOT’un merkezinde Wayve AI Driver yazılımı bulunuyor. Bu sistem, yalnızca tekil nesnelere tepki vermiyor; sürüşün tüm sahnesini analiz ederek, “bir sonraki adımda ne olabilir” sorusuna yanıt arıyor.

    Örneğin:

    • Bir yaya karşıya geçmek için başını çevirdiğinde, araç hızını otomatik olarak azaltıp fren hazırlığına geçti.
    • Yoğun kavşaklarda, geçiş üstünlüğünü kaybetmeden akıcı bir şekilde dönüş yaptı.
    • Otoyol çıkışlarında ise refleksif olarak şerit değiştirdi.

    Bu davranışlar, usta bir insan sürücünün sezgisel refleksleri ile büyük benzerlik gösteriyor.


    Otoyoldan Şehir Merkezine Geçiş

    Mevcut ProPILOT sistemleri daha çok otoyol sürüşlerinde devreye girerken, yeni nesil şehir merkezine odaklanıyor. Bu büyük fark, teknolojinin geldiği noktayı özetliyor:

    • ProPILOT 1.0 / 2.0: Otoyollarda şerit takibi, adaptif hız sabitleme.
    • Yeni ProPILOT (2027): Şehir içi kavşaklarda tam otonom karar verme, yayalara saygılı duruş, dar sokaklarda hassas manevra.

    Bu evrim, otomotiv sektöründe Seviye 2+ otonom sürüşten, Seviye 3’e geçişin kapısını aralıyor.


    Avantajlar ve Zorluklar

    🚀 Avantajlar:

    • Şehir içi sürücülere büyük konfor ve güvenlik.
    • Trafik kazalarının önemli bir bölümünün önlenme potansiyeli.
    • Görme engelliler gibi dezavantajlı gruplara mobilite desteği.

    ⚠️ Zorluklar:

    • Sistem bazı durumlarda fazla temkinli davranabiliyor; örneğin yaya yolunun diğer tarafında bekleyen kişiye aşırı tepki verip şerit değiştirme eğilimi gösteriyor.
    • Teknolojinin yanlış ellerde kullanımı, kötüye kullanım riski taşıyor. (Otonom sistemlerin askeri amaçlarla geliştirilme ihtimali gibi endişeler de var.)

    Nissan’ın Vizyonu

    Nissan, yeni ProPILOT ile sadece sürüş asistanı sunmakla kalmıyor, gelecekteki otonom mobilite ekosistemini şekillendirmeyi hedefliyor. Şirketin CTO’su Eiichi Akashi, “Yeni ProPILOT, sürücülere sadece güvenlik değil, aynı zamanda profesyonel bir sürücü hissi de verecek” diyerek sistemin iddiasını özetledi.

    Ayrıca Nissan, bu teknoloji ile birlikte kapsamlı veri işleme, yüksek hızlı yapay zekâ karar mekanizmaları ve LiDAR’ın getirdiği uzun menzilli güvenlik konularında da sektöre öncülük etmeyi planlıyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Nissan ProPILOT’un 2027’de devreye girmesi, özellikle şehir içi sürüşlerde oyunun kurallarını değiştirebilir. Tesla FSD hâlihazırda önde görünse de, Nissan’ın sisteminin Tokyo gibi ekstrem şartlarda test edilmiş olması, güvenlik ve pratiklik açısından markaya ciddi avantaj sağlayabilir.

    Eğer Nissan bu teknolojiyi sadece Japonya ile sınırlı tutmaz ve global pazarlara da açarsa, 2030’lara doğru şehir içi otonom sürüşün standartlaşması kaçınılmaz görünüyor.

    Nissan’ın Türkiye’de satılan modellerine ve en güncel fiyat listesine Nissan Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    VİDEO

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Porsche Boxster ve Cayman İçin Benzinli Dönem Sona Erdi

    Porsche Boxster ve Cayman İçin Benzinli Dönem Sona Erdi

    Porsche, ikonik 718 Boxster ve Cayman için siparişleri kapattı. Üretim bitiş tarihi belirsiz ama elektrikli versiyonlar 2026’da geliyor.

    Porsche Boxster ve Cayman İçin Yeni Bir Dönem

    Alman otomotiv devi Porsche, spor otomobil dünyasının en ikonik modellerinden 718 Boxster ve 718 Cayman için benzinli dönemin sonuna geldiğini duyurdu. Marka, artık bu iki model için yeni sipariş almayacağını açıkladı.

    Porsche’nin aldığı karar, markanın uzun vadeli elektrifikasyon stratejisinin bir parçası. Avrupa’da 2024 başında siber güvenlik kurallarına uymadığı için satıştan kaldırılan modeller, artık küresel ölçekte de tarihe karışıyor.


    Siparişler Kapandı, Üretim Ne Zaman Bitecek?

    Her ne kadar siparişler kapanmış olsa da Porsche, üretimin kesin bitiş tarihini açıklamadı. Autocar’ın haberine göre, mevcut siparişlerin tamamlanması 2026’ya kadar sürebilir. Bu da son üretilecek Boxster ve Cayman modellerinin, gelecekte koleksiyon değeri kazanma ihtimalini artırıyor.


    Elektrikli Boxster ve Cayman Yolda

    Porsche, benzinli versiyonların yerini alacak tamamen elektrikli Boxster ve Cayman üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Son iki yıldır test edilen prototipler kameralara yakalanırken, 2026 yılında üretim versiyonlarının satışa çıkması bekleniyor.

    Yeni modellerin:

    • Tek motorlu, arkadan itişli
    • Çift motorlu, dört tekerlekten çekişli

    versiyonlarla piyasaya sürülmesi öngörülüyor. Teknik detaylar henüz paylaşılmasa da performans açısından benzinli kardeşlerinden daha hızlı olmaları bekleniyor.


    Porsche Boxster ve Cayman’ın Veda Sebebi

    718 Boxster ve Cayman’ın Avrupa’da satıştan kalkmasının asıl nedeni, siber güvenlik standartlarını karşılamamaları oldu. Porsche, bu modelleri güncellemek yerine elektrikli geleceğe yatırım yapmayı seçti.

    Bu karar, aynı zamanda markanın 911 dışındaki tüm spor otomobillerini elektriklendirme planının ilk somut adımı olarak değerlendiriliyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Porsche Boxster ve Cayman, yıllarca spor otomobil dünyasının giriş seviyesi ikonları oldu. Uygun fiyatlı bir Porsche deneyimi sunmaları, onları otomobil tutkunlarının hayallerine taşıdı. Şimdi ise yerlerini elektrikli versiyonlara bırakıyorlar.

    Elektrikli Boxster ve Cayman’ın, benzinli versiyonların sürüş keyfini yaşatıp yaşatamayacağı merak konusu. Ancak Porsche’nin geçmiş performansına bakılırsa, bu geçişin de spor otomobil dünyasında yeni bir sayfa açacağı kesin görünüyor.

    Porsche’nin Türkiye’de satılan modellerine ve en güncel fiyat bilgisine Porsche Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • BMW 2028’de Hidrojenli Otomobil Üretimine Hazırlanıyor: Toyota İş Birliğiyle Yeni Dönem Başlıyor

    BMW 2028’de Hidrojenli Otomobil Üretimine Hazırlanıyor: Toyota İş Birliğiyle Yeni Dönem Başlıyor

    BMW, Toyota iş birliğiyle 2028’de ilk seri üretim hidrojenli otomobilini tanıtmaya hazırlanıyor. Yeni nesil yakıt hücresi teknolojisi, sıfır emisyonlu performans vaat ediyor.

    Hidrojen Çağına Doğru: BMW’nin Büyük Hamlesi

    BMW, uzun yıllardır elektrikli mobiliteye yaptığı yatırımların yanına şimdi bir de hidrojen yakıt hücresi teknolojisini ekliyor. Marka, 2028 yılında ilk seri üretim hidrojenli otomobilini piyasaya sürmeyi planlıyor. Bu gelişme yalnızca BMW için değil, otomotiv sektörü için de yeni bir dönemin başlangıcı olabilir.

    Avusturya’daki Steyr fabrikası, yeni üretim hattı hazırlıklarıyla bu dönüşümün merkezinde yer alıyor. Fabrikada test hatları, üretim tesisleri ve yakıt hücresi prototipleri üzerinde çalışmalar başladı bile. BMW’nin Almanya Landshut tesisinden ise ileri seviye tahrik sistemi bileşenleri sağlanacak.


    Toyota İş Birliği: Stratejik Ortaklık

    Hidrojen konusunda BMW yalnız hareket etmiyor. Uzun yıllardır Toyota ile iş birliği yapan Alman marka, bu teknolojinin üçüncü nesline adım atmış durumda.

    • 2014: 535iA modeli, Toyota tarafından sağlanan yakıt hücresi sistemine sahipti.
    • 2023: iX5 Hydrogen test filosu yollara çıktı. Bu araçlarda Toyota hücreleri kullanılırken sistem BMW tarafından geliştirildi.
    • 2028: Artık sıra üçüncü nesil sisteme geldi. Bu kez teknoloji %25 daha kompakt hale getirildi ve farklı araç mimarilerine entegre edilebilecek şekilde tasarlandı.

    Daha Verimli, Daha Güçlü

    Yeni nesil hidrojen sistemi, önceki jenerasyona kıyasla çok daha verimli olacak. BMW, menzil ve güç değerlerinde ciddi artışlar öngörüyor.

    Örneğin 2023 iX5 Hydrogen, 6 kg’lık hidrojenle WLTP normuna göre 313 km menzil sunuyordu. Üçüncü nesil teknolojide bu rakamın önemli ölçüde artması bekleniyor. Ayrıca enerji tüketimi de düşürüldü, bu da hem çevresel hem de ekonomik açıdan avantaj sağlayacak.

    BMW Yönetim Kurulu Üyesi Joachim Post konuyla ilgili şunları söylüyor:
    “BMW’nin 2028’de piyasaya çıkaracağı ilk yakıt hücreli üretim modeli, sıfır emisyonlu ve yüksek performanslı yeni bir sürüş seçeneğini ürün portföyümüze ekleyecek.”


    İlk Model: BMW X5 FCEV

    Sızan bilgilere göre ilk seri üretim hidrojenli BMW modeli bir X5 Fuel Cell Electric Vehicle (FCEV) olacak. SUV gövde tipi, geniş batarya ve yakıt deposu entegrasyonu açısından daha uygun görüldüğü için BMW’nin ilk tercihi olmuş durumda.

    X5 FCEV’nin ardından hidrojen teknolojisinin diğer modellere de entegre edilmesi bekleniyor. BMW, yeni mimariyi esnek kılarak hem elektrikli hem de hidrojenli versiyonları aynı platformda üretebilecek.


    Hidrojenin Avantajları

    Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişiyle birlikte, hidrojenin gelecekteki rolü uzun süredir tartışma konusu. Ancak BMW, bu teknolojiyi stratejik bir tamamlayıcı olarak görüyor.

    • Hızlı Dolum: Hidrojen depoları birkaç dakika içinde doldurulabiliyor.
    • Yüksek Menzil: Gelişen teknolojiyle birlikte 600 km üzeri menzil mümkün hale geliyor.
    • Sıfır Emisyon: Egzozdan yalnızca su buharı çıkıyor.
    • Ağır Araçlara Uygunluk: Özellikle SUV ve ticari araçlarda bataryaya göre daha avantajlı.

    Toyota ve BMW: Ortak Hedefler

    Toyota, hidrojenli otomobil denilince akla gelen ilk markalardan biri. Mirai modeli ile yıllardır bu alanda öncülük eden Japon üretici, BMW ile yaptığı iş birliği sayesinde teknolojisini daha geniş bir kitleye ulaştırmayı hedefliyor.

    BMW ise premium segmentte hidrojenli araç sunarak hem sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak hem de müşterilerine daha fazla alternatif sunmak istiyor.


    Rakipler ve Pazar Dinamikleri

    Mercedes, Hyundai ve Honda da hidrojen alanında yatırımlar yapıyor. Ancak Avrupa pazarında hidrojen istasyonu altyapısı halen yetersiz. BMW’nin bu adımı, yalnızca yeni bir model değil, aynı zamanda bu altyapının gelişmesi için de bir teşvik niteliği taşıyor.

    2028’e kadar Almanya, Fransa ve Avusturya başta olmak üzere birçok ülkede hidrojen istasyonlarının sayısının artması bekleniyor. Türkiye’de ise bu teknolojiye geçişin daha uzun vadede mümkün olacağı öngörülüyor.


    BMW’nin Gelecek Planları

    BMW, 2030 yılına kadar elektrikli modellerinin satışlarının markanın toplam hacminin yarısından fazlasını oluşturmasını hedefliyor. Hidrojenli otomobiller bu stratejinin önemli bir parçası olacak.

    • 2026: İlk test filoları genişletilecek.
    • 2028: İlk seri üretim hidrojenli BMW (X5 FCEV) satışa sunulacak.
    • 2030 sonrası: Hidrojen teknolojisi, diğer model ailelerine yayılacak.

    Piston Kafalar Yorumu

    BMW’nin hidrojen teknolojisine yatırım yapması, elektrikli mobilite dışında alternatif çözümler arandığını gösteriyor. Bataryalı araçların şarj altyapısı ve menzil kısıtları göz önünde bulundurulduğunda, hidrojenli araçların özellikle uzun yol ve ticari kullanımda önemli bir rol üstlenmesi mümkün.

    Özellikle Toyota ile yapılan iş birliği sayesinde bu teknoloji daha güvenilir ve uygulanabilir hale geliyor. Ancak başarının kilidi, küresel hidrojen istasyonu altyapısının hızla gelişmesine bağlı olacak.

    İlginizi Çekebilir

  • Rolls-Royce Spectre Inspired by Primavera: Baharın Zarafetini Geleceğe Taşıyor

    Rolls-Royce Spectre Inspired by Primavera: Baharın Zarafetini Geleceğe Taşıyor

    Rolls-Royce, baharın büyüsünden ilham alan özel serisi Spectre Inspired by Primavera ile zarafet, teknoloji ve kişiselleştirmeyi bir araya getiriyor.

    Baharın İlhamı: Rolls-Royce Spectre Inspired by Primavera

    Rolls-Royce Motor Cars, baharın kısa ama büyüleyici güzelliğinden ilham aldığı özel serisi Spectre Inspired by Primavera ile premium otomotiv dünyasında yeni bir sayfa açıyor. İtalyanca’da “bahar” anlamına gelen Primavera, markanın kişiselleştirme bölümü Bespoke tarafından geliştirildi. Bu özel koleksiyon üç farklı yorum içeriyor: Evanescent, Reverie ve Blossom.

    Rolls-Royce, Primavera serisini “baharın geçiciliğini kalıcı bir deneyime dönüştürme” misyonuyla tasarladığını belirtiyor. Her bir model, kiraz çiçeği motifleri, el işçiliğiyle boyanmış coachline çizgileri ve yeni 23 inçlik alaşım jantlarla baharın ruhunu zarif bir şekilde yansıtıyor.


    Spectre Inspired by Primavera: Tasarım Detayları

    El İşçiliği ve Kiraz Çiçeği Motifleri

    Her araçta, baharın simgesi olan kiraz çiçekleri motifleri yer alıyor. Rolls-Royce tasarımcıları bu motifleri önce el çizimiyle tasarlayıp daha sonra dijital işleme teknolojisiyle aracın hem iç hem dış yüzeylerine aktardı.

    Özel 23 İnç Jantlar

    Seri için özel olarak geliştirilen 23 inçlik alaşım jantlar, açan çiçek yapraklarından esinlenmiş yönlü tasarımıyla dikkat çekiyor. Bu detay, baharın ışığıyla uyanışı temsil ediyor.

    İç Mekânda Şiirsel Dokunuş

    İç mekânda Grace White deri ile birleşen özel renk kombinasyonları, Blackwood panel üzerine işlenen lazer motifli kiraz dalları ve yıldızlı gökyüzünü anımsatan Starlight Doors aydınlatması, her yolculuğu şiirsel bir deneyime dönüştürüyor.


    Üç Farklı Yorum: Evanescent, Reverie ve Blossom

    Evanescent – Işıltılı Güzellik

    Crystal over Arctic White dış rengi ve Turchese fren kaliperleriyle öne çıkan Evanescent, baharın kısa ömürlü ama büyüleyici renk cümbüşünü yansıtıyor.

    Reverie – Yeniden Doğuş

    Duck Egg Blue gövde rengi, Forge Yellow coachline detayı ve huzurlu iç mekânıyla Reverie, baharın yeni başlangıçlar ve yeniden doğuş sembolünü temsil ediyor.

    Blossom – Yenilenme Mevsimi

    Velvet Orchid Metallic dış rengi ve Peony Pink detaylarıyla Blossom, baharın canlılığını ve doğanın en zarif halini gözler önüne seriyor.


    Teknik Özellikler

    • Menşei: Rolls-Royce Motor Cars
    • Model: Spectre Inspired by Primavera (EV)
    • Elektrikli Menzil: 530 km (WLTP)
    • Güç Tüketimi: 22,2–23,6 kWh/100 km
    • CO₂ Emisyonu: 0 g/km

    Piston Kafalar Yorumu

    Rolls-Royce, Primavera koleksiyonu ile lüks otomobil dünyasında bir kez daha sanatı teknolojiyle buluşturuyor. Baharın kısa ömürlü zarafeti, Rolls-Royce’un kalıcılığıyla birleşince ortaya unutulmaz bir tasarım çıkmış. Bizce bu seriyi daha da özel kılacak bir fikir, tıpkı BMW E36 M3 GT’nin tek renk üretimi gibi sınırlı bir özel renkle sunulması olabilirdi. Eğer böyle olsaydı, koleksiyon değeri şüphesiz çok daha yükseğe taşınırdı.

    Rolls-Royce Türkiye’nin satış sonrası hizmetleri güncel modelleri ve en güncel fiyat bilgisi için Rolls-Royce Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir:

  • Togg IAA Mobility 2025’te Yerini Alıyor

    Togg IAA Mobility 2025’te Yerini Alıyor

    Togg, 8–14 Eylül’de Münih’te düzenlenecek IAA Mobility 2025’te T10X ve T10F test sürüşleriyle sahneye çıkıyor. İşte detaylar ve Togg’un vizyonu!

    Togg IAA Mobility 2025’te Sahneye Çıkıyor

    Türkiye’nin küresel mobilite markası Togg, 8 Eylül basın günüyle başlayıp 9–14 Eylül arasında sürecek IAA Mobility 2025 fuarında yerini alıyor. Almanya’nın Münih kentinde düzenlenen fuar, otomotiv dünyasının en prestijli etkinliklerinden biri olarak öne çıkıyor. Otomobil üreticileri, teknoloji şirketleri ve sürdürülebilir ulaşım odaklı girişimlerin buluşacağı organizasyonda Togg, mobilite ekosistemini ve yenilikçi ürün gamını uluslararası kitlelerle paylaşacak.


    Togg IAA Mobility 2025’te Sergilenecek Modeller

    Fuarda A2 salonu C40 standında ziyaretçilerini ağırlayacak olan Togg, elektrikli mobilite vizyonunu yansıtan ürünlerini tanıtacak. Marka, yalnızca otomobil üreticisi değil, aynı zamanda dijital ekosistem çözümleri geliştiren bir teknoloji şirketi olarak öne çıkacak. Togg’un en yeni modelleri, yazılım destekli hizmetleri ve akıllı yaşam çözümleri, standda ziyaretçilere aktarılacak.


    Togg IAA Mobility 2025’te Test Sürüşü Deneyimi

    Togg, Münih şehir merkezinde Königsplatz KP 190 noktasında açık alan deneyim alanı kuracak. Burada ziyaretçiler, Togg’un kullanıcı odaklı mobilite çözümlerini yakından inceleyebilecek. Ayrıca Königsplatz TD 110 bölgesinde T10X ve T10F modelleriyle test sürüşleri düzenlenecek. Bu sayede Togg, Avrupa pazarındaki potansiyel kullanıcıların ürünleri bizzat deneyimlemesini sağlayacak.


    Togg IAA Mobility 2025 ve Marka Vizyonu

    IAA Mobility 2025, sadece bir fuar değil, aynı zamanda geleceğin mobilite çözümlerinin tanıtıldığı bir platform. Togg da bu fırsatı değerlendirerek:

    • Elektrikli mobilite vizyonunu
    • Sürdürülebilir ulaşım çözümlerini
    • Kullanıcı odaklı teknolojilerini

    uluslararası alanda öne çıkaracak. Böylece Togg, Türkiye’nin küresel mobilite markası kimliğini güçlendirirken, Avrupa’daki varlığını da pekiştirmiş olacak.


    Rakipler Arasında Togg’un Konumu

    Elektrikli otomobil pazarında Togg, Avrupa’da Tesla, Polestar, Volkswagen ID.4 ve Hyundai Ioniq 5 gibi güçlü rakiplerle aynı sahnede boy gösterecek. Ancak Togg’un farkı, Türkiye’den çıkan ilk küresel mobilite markası olması ve sadece otomobil değil, bütüncül bir dijital ekosistem sunması. Bu özellik, markayı rakiplerinden ayıran en kritik avantajlardan biri.


    Piston Kafalar Yorumu

    Togg’un IAA Mobility 2025’e katılımı, markanın küresel oyuncu olma iddiasını bir kez daha ortaya koyuyor. T10X ve T10F test sürüşleri, yalnızca Türkiye’de değil, Avrupa’da da Togg’un nasıl bir deneyim sunduğunu gösterecek.

    Bizce bu adım, Togg’un elektrikli mobilite dünyasındaki yerini sağlamlaştıran stratejik bir hamle.

    TOGG hakkına detay bilgi almak isterseniz TOGG Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden bilgi alabilirsiniz.