Etiket: Finans Haberleri

  • Hedge Fonlardan Finans Sektörüne Büyük Yönelim + FMIZP Odak Noktası

    Hedge Fonlardan Finans Sektörüne Büyük Yönelim + FMIZP Odak Noktası

    Goldman Sachs’a göre hedge fonlar geçtiğimiz günlerde bankacılık, sigorta ve tüketici finansman sektörlerine büyük yatırımlar yapıyor. Bu akım, Türkiye’de otomotiv yan sanayi şirketi Federal Mogul İzmit Piston (FMIZP) için de fırsat olabilir.

    Dünya Finansında Yeni Yönelim: Hedge Fonlar Finans Sektörüne Akıyor

    Son dönemde finans dünyasında dikkat çekici bir hareket gözlemleniyor: hedge fonlar, geleneksel yoğunluk gösterdikleri teknoloji ya da enerji gibi sektörlerden çıkarak bankacılık, sigorta ve tüketici finansmanı şirketlerine yöneliyor. Reuters’in haberine göre Goldman Sachs, bu trende dikkat çekerek, hedge fonların geçtiğimiz haftalarda bu üç sektörde yoğun alımlar yaptığını bildiriyor.

    Bu eğilim sadece ABD ile sınırlı kalmıyor; birçok yatırımcı portföy dağılımlarını yeniden gözden geçiriyor, finansal kurumları değerleme açısından daha cazip görüyor.


    Türkiye Perspektifi: FMIZP – Federal Mogul İzmit Piston

    Bu küresel trendin Türkiye ayağında, otomotiv yan sanayi şirketlerinden FMIZP (Federal Mogul İzmit Piston ve Pim Üretim Tesisleri A.Ş.) dikkat çekici bir aday.

    Finansal Durum & Temel Veriler

    • Hisse İşlem Fiyatı: Yaklaşık TRY 336,75 civarında.
    • 52 Hafta Aralığı: 263,25 – 408,50 TRY arasında değişmiş durumda.
    • Gelir & Kar: 2024 yılında FMIZP’nin geliri ~ 675,70 milyon TRY olarak gerçekleşti.
    • Şirket Profili: Otomotiv tahrik sistemleri üreticisi → piston, silindir gömleği, segman, pim, rulman gibi parçaları kapsıyor.

    Fırsat mı, Risk mi?

    Bu durumda FMIZP gibi şirketler, finans sektöründeki yatırım akımlarından dolaylı olarak fayda görebilir. Ancak “finans akımı = hisse patlaması” değildir; dikkat edilmesi gereken noktalar:

    • Makro riskler: Döviz kuru oynaklığı, faiz politikaları, global likidite koşulları…
    • Likidite & hacim: FMIZP’nin işlem hacmi ve likiditesi büyük yatırımcılar için kritik.
    • Sektörel korelasyon: Otomotiv yan sanayi ile finans sektorü arasındaki bağlar sınırlı olabilir.

    Piston Kafalar Yorumu

    Finans dünyasında para akışlarının yön değiştirmesi, yatırımcıların trend arayışlarını gösteriyor. Bu, daha önce göz ardı edilen sektörlere dikkat çekiyor. FMIZP gibi yerli şirketler bu akımdan pay alabilir, ancak başarı uzun vadeli strateji ve sağlam finans temelinden geçer.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Dövizde Dalgalanma, Otomobil Fiyatlarını Nasıl Etkileyecek?

    Dövizde Dalgalanma, Otomobil Fiyatlarını Nasıl Etkileyecek?

    Dövizde dalgalanma otomobil fiyatlarını yeniden yukarı çekiyor. Euro 48,62’ye ulaştı; Türkiye ve dünya piyasaları alıcılar için ne anlama geliyor?

    Dalgalı Kurların Gölgesinde Otomobil Pazarı

    22 Eylül 2025 Pazartesi günü itibarıyla döviz kurları hem Türkiye’de hem de küresel piyasalarda dalgalı bir seyir izliyor. Son beş günde USD/TL 41,26 ile 41,41 bandında hareket ederken, Euro/TL kuru da 48,50 seviyesinin üzerinde kalmaya devam etti. Bu dalgalanma, yalnızca finansal yatırımcıların değil, otomobil almak isteyen tüketicilerin de gündeminde. Çünkü Türkiye otomobil pazarında fiyatlar neredeyse doğrudan döviz hareketlerine bağlı olarak şekilleniyor.

    Türkiye’de otomobil fiyatlarının %80’e yakını ithal girdilerden oluşuyor. Yedek parçadan komple araç ithalatına kadar her kalemde dövize bağımlılık yüksek. Kurun sadece birkaç gün içinde 1 lira oynaması bile distribütörlerin yeni fiyat listesi hazırlamasına yol açabiliyor. Bu nedenle tüketiciler dövizdeki dalgalanmaları yalnızca grafiklerde değil, bayide gördükleri fiyat etiketlerinde de hissediyor.


    Son Beş Günün Döviz Tablosu

    • 18 Eylül 2025: USD/TL 41,26 – Euro/TL yaklaşık 48,40
    • 19 Eylül 2025: USD/TL 41,29 – Euro/TL yaklaşık 48,45
    • 20 Eylül 2025: USD/TL 41,37 – Euro/TL yaklaşık 48,55
    • 21 Eylül 2025: USD/TL 41,41 – Euro/TL yaklaşık 48,60
    • 22 Eylül 2025: USD/TL 41,36 – Euro/TL 48,62

    Bu tabloya bakıldığında, Türk Lirası’nın özellikle Euro karşısında hafif değer kaybı dikkat çekiyor. Türkiye otomotiv pazarında Euro bazlı fiyatlandırma daha yaygın olduğu için, kurun 48 TL’nin üzerine çıkması distribütörlerin maliyetlerini artırıyor.


    ABD’de Trump Yönetiminin Kararları

    Küresel otomotiv sektöründe fiyatları etkileyecek en önemli gelişmelerden biri de ABD yönetiminin aldığı yeni vergi kararları. Donald Trump’ın ikinci döneminde öne çıkan politika, ithal otomobil ve yedek parçalara yönelik ek tarifeler. Özellikle Çin ve Avrupa’dan ABD’ye giren araçlarda vergi oranlarının artırılması gündemde.

    Bununla birlikte son günlerde ABD’de bazı sektörlerde vergi indirimleri konuşuluyor. Trump yönetimi, yerli üretimi teşvik etmek için otomobil dışı alanlarda vergi indirimleri planlarken, ithalatı caydırıcı vergilerle otomotivde dışa bağımlılığı azaltmayı hedefliyor. Bu gelişme küresel tedarik zincirlerinde fiyat baskısı yaratıyor ve otomobil üreticileri maliyetlerini dengelemek için yeni stratejiler üzerinde çalışıyor.

    Türkiye özelinde bu kararların etkisi, Avrupa’daki üreticilerin ABD’ye yönelen ihracat planlarını revize etmesiyle dolaylı yoldan hissedilecek. Eğer Avrupalı üreticiler ABD’ye ihracatta zorlanırsa, Türkiye pazarına sundukları araçların fiyatlarını artırarak zarar telafisine gidebilirler.


    Türkiye’de Enflasyon ve Faiz Baskısı

    Türkiye’de enflasyonun hâlâ yüksek seyretmesi, tüketici kredilerinde faiz oranlarını yukarı çekiyor. Bankalardan otomobil kredisi almak giderek zorlaşırken, dövizdeki her artış fiyatları daha da yukarı taşıyor.

    Örneğin:

    • 500 bin TL bandında satılan bir B segmenti aracın fiyatı Euro kurundaki artışla birlikte 520 bin TL’ye çıkabiliyor.
    • Orta sınıf bir SUV modeli 1,6 milyon TL’den 1,7 milyon TL’ye yükselmiş durumda.
    • Premium segmentte ise artışlar milyon TL’yi aşan farklar olarak yansıyor.

    Bu tablo, otomobil sahibi olmak isteyen tüketicilerin kararlarını ertelemesine yol açıyor. Ancak diğer yandan, “daha da artacak” beklentisiyle alım iştahını artıran bir kesim de var.


    Sıfır ve İkinci El Pazarına Yansıma

    Sıfır araç fiyatları doğrudan distribütörlerin Euro kuru üzerinden hesapladığı listelerle belirleniyor. Son 5 gündeki dalgalanma, özellikle Eylül sonunda gelecek fiyat listelerine yansıyacak. Bu da bayilerde araç almak isteyen tüketicilere yeni zamlı fiyatlarla karşılaşma ihtimalini artırıyor.

    İkinci el pazarında ise farklı bir dinamik var. Döviz artışı, sıfır araç fiyatlarını yükselttiği için ikinci el piyasasında da fiyatların artışına zemin hazırlıyor. Ancak son aylarda yüksek kredi faizleri nedeniyle talep düşük kaldı. Bu nedenle ikinci elde fiyat artışları sıfır araç kadar hızlı gerçekleşmiyor.


    Global Piyasalarla Türkiye’nin Karşılaştırması

    • Avrupa: Euro bölgesinde talep yavaşladı. Özellikle elektrikli araç satışlarındaki düşüş, otomotiv devlerini üretim planlarını gözden geçirmeye zorluyor.
    • ABD: Trump yönetiminin getirdiği tarifeler ithal araçları pahalı hale getirirken, yerli üreticilere avantaj sağlıyor. Ancak tüketici tarafında fiyat artışı söz konusu.
    • Türkiye: Kur dalgalanmaları ve enflasyon, otomobil fiyatlarını sürekli yukarı taşırken, tüketici kredilerindeki zorluklar talebi baskılıyor.

    Türkiye’de otomobil almak, global piyasalara göre çok daha zor ve maliyetli hale gelmiş durumda.


    Uzmanların Görüşü

    Ekonomistler, kurdaki yatay fakat yüksek seviyelerin uzun vadede fiyat istikrarı yaratmadığını vurguluyor. Kurların düşmesi beklenmese de ani sıçramalar, piyasada belirsizlik yaratıyor. Otomotiv sektörü temsilcileri ise “Artık her ay değil, neredeyse her hafta fiyat listesi güncelliyoruz” diyerek durumun ciddiyetini ortaya koyuyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Türkiye otomotiv pazarında fiyatların döviz kuruna bu kadar bağımlı olması, tüketicilerin en büyük handikapı. Euro kurunun 48 TL’nin üzerinde kalması, sıfır araçların erişilebilirliğini daha da düşürüyor. Eğer enflasyon kontrol altına alınmaz ve kurdaki dalgalanma devam ederse, hem sıfır hem ikinci el araç almak tüketici için daha da zorlaşacak.

    Trump yönetiminin ABD’de aldığı kararlar, Avrupa’da üretim dengelerini bozarken Türkiye’ye de dolaylı etki yapacak. Yani küresel ölçekte yaşanan her gelişme, Türk tüketicisinin cebine kadar yansıyor.


    Sonuç

    Son beş günde döviz kurları küçük oynamalarla yukarı yönlü bir trend izledi. Euro/TL 48,62 seviyesine çıkarak yılın zirvesine yaklaştı. Bu durum otomobil fiyatlarının önümüzdeki günlerde yeniden zamlanacağına işaret ediyor. Türkiye’de enflasyon, yüksek faizler ve döviz bağımlılığı birleştiğinde, otomobil almak hem yatırımcı hem de kullanıcı için her geçen gün daha da maliyetli hale geliyor.

    Kısacası; dövizdeki dalgalanma doğrudan otomobil fiyatlarını belirliyor ve Türkiye pazarında tüketici için seçenekleri kısıtlıyor.

    Otomotiv sektörü ile alakalı finansal haberleri ve küresel piyasaları Piston Finans bölümümüzden takip edebilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • 2025’te Taşıt Kredisi ve ÖTV Düzenlemeleri: Neler Değişti?

    2025’te Taşıt Kredisi ve ÖTV Düzenlemeleri: Neler Değişti?

    Taşıt kredisi faizleri güncellendi, ÖTV ve MTV zamları otomobil fiyatlarını artırdı. Alım planlayanlara 2025 Türkiye’sinde dikkat edilmesi gerekenleri anlattık.

    2025’te Türkiye otomobil piyasasında taşıt kredisi, ÖTV (Özel Tüketim Vergisi) ve MTV (Motorlu Taşıtlar Vergisi) düzenlemeleri büyük tartışma konusu oldu. Bankaların taşıt kredisi faiz oranları yükseldi mi, krediler daha mı erişilemez hale geldi; ÖTV düzenlemeleri hangi araçları etkiliyor; MTV zamları ne kadar arttı? Alıcı adayı kişilerin bilmesi gereken önemli değişiklikleri şöyle özetleyelim.


    Taşıt Kredisi Faiz Oranlarında Son Durum

    • Enuygun Finans verilerine göre, 0 km taşıt kredilerinde bankalar arasında faiz oranları %3,00 ile %4,72 arasında değişiyor.
    • Hesapkurdu’nun 17 Eylül 2025 karşılaştırmasında, 200.000 TL, 48 ay vadeli taşıt kredisi için en uygun oran Garanti BBVA’da %2,85 olarak görünüyor.
    • İkinci el taşıt kredilerinde de oranlar benzer aralıkta, ancak vade ve araç değeri arttıkça toplam maliyet daha da yükseliyor.

    Kredi Vade ve Limitleri

    • 0 km sıfır araç kredilerinde en fazla 48 ay vade yaygınken; araç değeri arttıkça bu vade düşüyor.
    • Bankalar taşıt kredisi verirken aracın fatura değeri veya kasko değeri üzerinden kredi verebiliyor; genellikle aracın değerinin %70’ine kadar kredi olanağı var.

    Örneğin: 200.000 TL’lik Kredi Maliyeti

    • 200.000 TL’lik, 48 ay vadeli taşıt kredisi için Garanti BBVA’nın %2,85 oranıyla aylık taksiti ~8.976 TL, yıllık maliyeti ~%3 civarı görünüyor.
    • Bu tür kredilerde dosya masrafı, sigorta ve diğer ek ücretler toplam maliyeti artıran unsurlar. Bu yüzden net kredi teklifleri banka-bankaya değişebiliyor.

    ÖTV ve MTV Düzenlemeleri: Vergi Yükü Artıyor

    ÖTV Artışı ve ÖTV Düzenlemeleri

    • Temmuz 2025’te yapılan ÖTV zammıyla özellikle pick-up sınıfı araçlarda ÖTV oranı %4’ten %50’ye çıkarıldı. Bu, 4×4 pick-up modellerinin Türkiye’deki fiyatlarında ciddi yükselmeye neden oldu.
    • Ayrıca teklif olarak çıkan yeni ÖTV düzenlemeleriyle, elektrikli araçlarda ÖTV matrahının belirlenmesinde yalnızca motor hacmi değil, menzil, batarya kapasitesi, teknik göstergeler gibi kriterler de gözetilecek. Ancak bu teklifin yasalaşıp yasalaşmayacağı hâlâ tartışma konusu.

    MTV Zamları

    • 2025 MTV oranlarında genel olarak %20 oranında artış yapıldı. Bu, yıllık vergi yükünü artırıyor.
    • Elektrikli araç sahipleri için MTV hesaplamalarında özel muafiyet veya indirim seçenekleri devam ediyor ama bu avantajlar sınırlı sayıda model için geçerli.

    Taşıt Kredisiyle Satış Arasındaki İlişki

    ÖTV ve MTV vergilerindeki artış, taşıt kredisiyle alınacak araç fiyatlarını doğrudan etkiledi. Çünkü yüksek ÖTV → araç fiyatında büyük sıçrama → kredi miktarı ve taksit tutarı artıyor.

    • Bu durum, özellikle genç alıcılar ve orta gelir düzeyindeki kullanıcılar için araç sahibi olmanın maliyetini önemli ölçüde artırdı. Örneğin pick-up almak isteyen bir kullanıcı için sadece vergi farkı yüz binlerce TL’ye çıkarabiliyor.
    • Bankaların taşıt kredisi faiz oranları düştü gözüktü diyen teklifler var; ancak “kusurlu” olmayan teklif almak, ek ücretler + vergi farkları nedeniyle bütçeyi aşabiliyor.

    Risk ve Avantajlar

    Avantajları

    • Eğer kredi faiz oranları düşük bankalarla anlaşabilirse, taşıt kredisiyle araç almak hâlâ cazip olabiliyor.
    • Peşin faiz ödemeli veya kampanyalı taşıt kredisi seçenekleri, toplam maliyetin düşmesine yardımcı olabiliyor.

    Riskleri

    • ÖTV ve MTV düzenlemeleri belirsizlik içeriyor; yeni vergi matrahları veya kriter değişikliği, beklenmedik fiyat artışlarına yol açabilir.
    • Döviz kuru ve enflasyonun yüksek seyrinde olması, bireysel borçlanma riskini artırıyor.
    • Bankalar genellikle kredi notuna ve mali duruma göre faiz oranı teklif ediyor; her bankanın sabit düşük teklif vermesi mümkün değil.

    Piston Kafalar Yorumu

    “Taşıt kredisi” Türkiye’de hâlâ araç almanın en yaygın yollarından biri. Ancak 2025’te vergi düzenlemeleri ve faiz oranlarındaki değişiklikler, bu yolu eskisinden daha engebeli hale getirdi. Eğer ben olsam, alım planını olan biri olarak:

    • kampanya + peşin faiz indirimi sunan bankaları takip ederim;
    • ÖTV zammı riski olan modellerden uzak dururum;
    • Fiyat artışından etkilenmemek için satın alımı mümkün olabilecek en erken zamanda yapmak isterim.

    Sonuç

    2025’te Türkiye otomotiv sektöründe “taşıt kredisi” ile alım planlayanlar için vergi yükü ve faiz oranları yüksek; ama hâlâ fırsatlar var. Doğru banka, doğru model ve kampanya ile avantaj yakalamak mümkün.

    Otomotiv sektörü ile alakalı finansal haberleri ve küresel piyasaları Piston Finans bölümümüzden takip edebilirsiniz.

  • Otomotiv Kredileri 2025’te Rekor Büyüme Yolunda mı?

    Otomotiv Kredileri 2025’te Rekor Büyüme Yolunda mı?

    Otomotiv kredileri piyasası 2025’te Türkiye ve dünyada rekor büyümeye hazırlanıyor. Son veriler, yükselişin devam edeceğine işaret ediyor.

    Küresel Piyasada Otomotiv Kredileri Trendleri

    Dünya otomotiv finansman pazarı, 2025 yılında da büyüme grafiğini koruyor. Yeni raporlara göre, küresel otomotiv finansman hacmi 2024’te yaklaşık 290 milyar USD seviyesindeydi ve 2025’te bu rakamın 312,45 milyar USD’ye yaklaşması bekleniyor.

    Profesyonel analistler, otomotiv kredileri segmentinin yıllık bileşik büyüme oranının (CAGR) %6,4-%8 seviyelerinde kalacağı tahmininde bulunuyor.

    Dijitalleşme, finansal teknoloji (fintech) şirketlerinin devreye girmesi, esnek vade seçenekleri ve uygun faiz oranları, otomotiv finansman yöntemlerinin tercih edilme oranını artırıyor. Ayrıca elektrikli araçların finansman modellerindeki artış da dikkat çekiyor; kiralama / lease seçenekleri ile hibrit krediler daha da popüler hale geliyor.


    Türkiye’de Durum: Otomotiv Kredileri Pazarının Hızlı Büyümesi

    Türkiye otomotiv kredileri pazarı, 2024 yılında 6,34 milyar USD değerindeydi. TechSci Research Bu rakamın 2030’a kadar 11,79 milyar USD seviyesine çıkması bekleniyor; CAGR yaklaşık %6,97 olarak öngörülüyor.

    Türkiye’de otomotiv satışları da hızla yükseliyor. Toyota Türkiye CEO’su Ali Haydar Bozkurt’un açıklamasına göre, 2025’te otomobil satışlarının 1,25–1,30 milyon adede ulaşması bekleniyor, eğer mevcut momentum korunursa.

    Tüketicilerin sabit gelire sahip olması, ÖTV ve KDV gibi vergi indirimleri ve kredi faiz oranlarının görece stabil seyretmesi otomotiv kredilerine olan ilgiyi artırdı. Özellikle otomotiv bayilerinin kredi kurumlarıyla iş birlikleri ve finansman tekliflerini kampanyalı şekilde sunmaları talebi canlı tutuyor.


    Fırsatlar ve Riskler

    Fırsatlar

    • Yeni ve kullanılmış araç finansmanı arasında dengeli büyüme. Türkiye’de hem yeni araç alımları hem de ikinci el ihtiyaçları otomotiv kredileriyle karşılanıyor.
    • Fintech firmaları ve alternatif finansman kaynaklarının pazara girişi; başvuru süreçlerinin hızlanması ve dijital platformların kullanımının artması.
    • Ekonomik istikrar beklentileri ve aracı kurumlardan sağlanan teşvikler, otomotiv kredilerinin yaygınlaşmasını destekliyor.

    Riskler

    • Küresel faiz oranlarındaki yükseliş otomotiv kredilerinin maliyetini artırabilir; bu da taksit ödemelerini zorlaştırabilir.
    • Türkiye’de döviz kuru ve enflasyon dalgalanmaları çekince kredilerin sağlam yapılandırılması gerekliliğini artırıyor.
    • Küresel tedarik zinciri kesintileri ve elektrikli araçlara geçiş süreci, yeni araç tedariğinde gecikmeler ve fiyat artışlarına yol açabilir.

    Güncel Veriler Işığında

    Küresel otomotiv finansman sektörü 2025 yılında yalnızca bireysel tüketicilerin değil, aynı zamanda filo kiralama şirketlerinin ve ikinci el otomobil pazarının da en kritik belirleyicisi haline gelmiş durumda. Türkiye’de son bir haftalık veriler, taşıt kredisi faiz oranlarının ortalama yüzde 3,15 seviyelerine gerilediğini gösteriyor. Kamu bankalarının sunduğu özel finansman paketleri ise tüketicilerin sıfır araçlara yönelmesini kolaylaştırıyor.

    Dünya genelinde de tablo benzer. ABD’de elektrikli araç kredilerine federal teşvikler sayesinde yüzde 18’lik bir artış kaydedildi. Avrupa’da ise Almanya ve Fransa, yeşil finansman projeleri kapsamında düşük faizli kredi seçeneklerini genişleterek otomotiv kredileri piyasası 2025 trendini hızlandırıyor. Tüm bu gelişmeler, önümüzdeki aylarda kredilerin tüketici davranışlarını ve otomotiv üreticilerinin stratejilerini şekillendirecek en güçlü unsur olacağını net biçimde ortaya koyuyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Otomotiv kredileri günümüzde sadece arabanın bedelini ödemek için değil, projenin büyüklüğünü ölçen bir barometre niteliğinde. Türkiye otomotiv kredileri pazarı, 2024-2025 döneminde gösterdiği performansla sadece ciro açısından değil güvenilir tüketici talebi açısından da umut verici.

    Dünya genelinde otomotiv finansman modeli daha esnek hale geliyor. Leasing, taksitli satış ve hibrit krediler yaygınlaşırken otomotiv kredileri, araç sahipliği arzusunu finansal erişilebilirlikle buluşturuyor. Ancak bu talep sürdürülebilir olmak zorunda; borç yükü, faiz baskısı ve ekonomik belirsizlikler bu yükselişi tersine çevirebilecek unsurlar.


    Geleceğe Dair Beklentiler

    • Türkiye’de otomotiv kredileri pazarı, hükümetin vergi düzenlemeleri ve ÖTV teşvikleriyle desteklenirse, 2025 sonuna kadar büyümesini daha da hızlandırabilir.
    • Küresel pazarda, elektrikli araç finansmanı yeni normaller arasında yer alacak; kiralama sözleşmeleri, uzun vadeli hibrit-krediler ve esnek ödeme planları yaygınlaşacak.
    • Dijital başvuru süreçleri, yapay zekâ destekli risk değerlendirmeleri ve fintech iş birlikleri otomotiv kredileri pazarında fark yaratacak.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Brent Petrol Fiyatları 2026’da 50 Doların Altına mı Düşecek?

    Brent Petrol Fiyatları 2026’da 50 Doların Altına mı Düşecek?

    Goldman Sachs, Brent petrol fiyatlarının 2026 sonunda 50 doların altına düşeceğini öngörüyor. Arz fazlası ve OECD stokları piyasayı baskılıyor.

    Goldman Sachs’tan Şaşırtıcı Tahmin

    Enerji piyasalarının en güçlü oyuncularından biri olan Goldman Sachs, Brent petrol fiyatlarına ilişkin uzun vadeli tahminini açıkladı. Banka, 2026 sonlarına doğru Brent petrol fiyatlarının düşük 50’li seviyelere gerilemesini bekliyor. Bu öngörünün arkasında ise artan arz, zayıflayan talep büyümesi ve özellikle OECD stok birikimlerinin hızlanması yatıyor.

    Goldman Sachs analistleri, 2025’in dördüncü çeyreği ile 2026’nın son çeyreği arasında ortalama 1,8 milyon varil/gün petrol fazlası oluşacağını belirtiyor. Bu fazlalığın da fiyatları doğrudan baskılaması bekleniyor.


    OECD Stoklarının Kritik Rolü

    Banka raporunda özellikle OECD ticari stokları üzerinde duruluyor. OECD depoları, küresel petrol birikimlerinin yaklaşık üçte birini oluşturuyor. Analistlere göre stoklardaki her bir günlük talep artışı, petrol fiyatlarının uzun vadeli adil değerini varil başına 3 doların biraz üzerinde düşürüyor.

    2026’ya kadar OECD envanterlerinin günlük 0,6 milyon varil hızında artacağı tahmin ediliyor. Bu da küresel piyasada fiyatların dengelenmesini zorlaştıracak.


    Çin ve Rusya Etkisi

    Tahminlerin risk unsurları arasında özellikle Çin’in envanter politikaları dikkat çekiyor. Çin’in daha agresif stok biriktirmesi, fiyatların düşüşünü sınırlayabilir ve Brent’i 62 dolar seviyesine taşıyabilir.

    Diğer taraftan, Rusya’nın üretiminde olası bir düşüş ise arz fazlasını azaltarak fiyatlarda yeniden yukarı yönlü baskı oluşturabilir.


    2025 ve 2026 İçin Beklenen Senaryolar

    Goldman Sachs’a göre:

    • 2025 yılında Brent petrol fiyatları vadeli işlem kontratlarına yakın seyredecek.
    • 2026 yılı itibarıyla OECD stok artışının hızlanmasıyla fiyatlar düşüş trendine girecek.
    • Yıl sonuna doğru Brent’in 50 doların altını test etmesi olası.

    Enerji Şirketleri ve Yatırımcılar İçin Anlamı

    Petrol fiyatlarının 50 doların altına inmesi, enerji devleri için kâr marjlarını daraltabilir. Özellikle yüksek maliyetli sahalarda üretim yapan şirketler, yatırım planlarını gözden geçirmek zorunda kalacak.

    Yatırımcı tarafında ise:

    • Petrol ve enerji hisselerinde volatilite artışı bekleniyor.
    • Alternatif enerji yatırımlarına yönelme hızlanabilir.
    • Petrol ithalatçısı ülkeler için bu durum olumlu olsa da ihracatçı ekonomiler için büyük bir baskı yaratabilir.

    Piston Kafalar Yorumu

    Petrol fiyatları, otomotiv sektöründen lojistiğe kadar geniş bir etki alanına sahip. Brent petrol fiyatları 2026’da 50 doların altına inerse, bu durum Türkiye gibi ithalatçı ülkeler için akaryakıt fiyatlarında bir rahatlama getirebilir. Ancak aynı zamanda küresel enerji şirketlerinde kârlılık sorunlarını ve yeni yatırımların ertelenmesini de beraberinde getirecektir.

    Geçmişte yaşadığımız gibi, petrol piyasalarında jeopolitik riskler bu öngörüleri kısa sürede değiştirebilir. Ancak şunu söylemek mümkün: önümüzdeki dönemde enerji dünyasında büyük dalgalanmalar bizi bekliyor.

    Finansal piyasalar ile alakalı haberlerimiz için Piston Finans bölümümüzü takip edebilirsiniz.

  • 2025’te Araç Piyasasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

    2025’te Araç Piyasasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

    2025’te araç piyasasında fiyat trendleri, kompakt modellere yönelim ve ikinci el piyasası öne çıkıyor. Türkiye için tablo nasıl şekillenecek?

    Küresel Araç Piyasasında 2025 Trendleri

    Investopedia verilerine göre, 2025’te global araç piyasası dört ana eğilim etrafında şekillenecek:

    • Yeni araç fiyatlarında dengelenme beklentisi
    • Devlet teşviklerinin elektrikli araçlara yönelmesi
    • Kompakt araçlara artan talep
    • İkinci el piyasasında fiyatların yüksek kalmaya devam etmesi

    ABD ve Avrupa’da tüketiciler, maliyet baskısı nedeniyle daha küçük motorlu ve kompakt araçlara yöneliyor. Elektrikli araçlara yönelik teşvikler ise yeni model satışlarını destekliyor.


    Türkiye’de 2025 Araç Piyasası Gerçekleri

    Türkiye’de ise tablo farklı dinamiklerle belirleniyor:

    • Döviz kuru: Araç fiyatlarının en önemli belirleyicisi olmaya devam ediyor.
    • ÖTV oranları: %45–220 arası vergi dilimleri, fiyat dengesini bozuyor.
    • Elektrikli araç teşvikleri: Küresel örneklerin aksine Türkiye’de henüz sınırlı.
    • İkinci el piyasası: Sıfır araç fiyatlarının artışı nedeniyle güçlü kalmaya devam ediyor.

    Sonuç: Türkiye’de 2025 araç piyasası, hem döviz hem vergi baskısıyla yüksek fiyat – düşük erişim ikileminde ilerleyecek.


    Uzman Yorumu: Kompakt Modeller ve Yerli Üretim Ön Planda

    Uzmanlara göre, Türkiye’de tüketiciler 2025’te daha çok kompakt ve uygun fiyatlı araçlara yönelecek. Yerli üretim modeller, ithal araçlara kıyasla daha cazip hale gelebilir.

    İkinci el piyasası ise sıfır araç fiyatlarının erişilmez hale gelmesi nedeniyle canlı kalacak. Özellikle takaslı satışlar, piyasada önemli rol oynayacak.


    Piston Kafalar Yorumu

    2025, hem global hem Türkiye araç piyasası için kritik bir yıl olacak. Küresel trendler daha dengeli bir fiyat seyrine işaret etse de, Türkiye’de döviz ve ÖTV baskısı fiyatları yüksek tutacak.

    Tüketici açısından en mantıklı seçenek, kompakt ve yerli üretim modellere yönelmek olacak. İkinci el piyasası ise güçlü kalmaya devam edecek.

  • Cox Automotive Araç Fiyat Endeksi: Türkiye’de ÖTV ve Dövizle Karşılaştırmalı Tablo

    Cox Automotive Araç Fiyat Endeksi: Türkiye’de ÖTV ve Dövizle Karşılaştırmalı Tablo

    Cox Automotive’in araç fiyat endeksi yükselişini sürdürüyor. Türkiye’de ise döviz kuru ve ÖTV etkisi, ikinci el araç piyasasını şekillendiriyor.

    Cox Automotive Araç Fiyat Endeksi Yükselişte

    Cox Automotive tarafından yayınlanan Manheim Used Vehicle Value Index (MUVVI), 2025 Haziran ayında geçen yılın aynı dönemine göre %6,3 oranında yükseldi. Endeks, Nisan’da 208,2 seviyesindeyken Mayıs’ta 205,2’ye gerilemiş, Haziran’da ise yeniden artış göstermişti.

    ABD’de ikinci el araç fiyatlarındaki bu artış, küresel piyasalarda dikkatle takip ediliyor. Cox Automotive analistleri, özellikle talepteki artış ve arz sıkışıklığının fiyatları yukarı taşıdığını belirtiyor.


    Türkiye’de ÖTV ve Döviz Etkisi

    Türkiye’de benzer bir resmi tutarlı biçimde takip eden bir “araç fiyat endeksi” bulunmuyor. Ancak, piyasayı etkileyen en kritik faktörler döviz kuru ve ÖTV oranları.

    • Dolar/TL’de yaşanan dalgalanmalar, ithal araç maliyetlerini doğrudan yukarı çekiyor.
    • ÖTV’nin %45 ile %220 arasında değişen oranları, sıfır araç fiyatlarını şişirirken ikinci el piyasasını da tetikliyor.
    • Özellikle dövizdeki küçük artışların bile, yüksek vergi yapısıyla çarpılarak ikinci el fiyatlara katlandığı görülüyor.

    Uzman Yorumu: Türkiye’de Fiyat Endeksi Eksikliği

    Uzmanlar, Türkiye’de ikinci el araç piyasası için bağımsız bir araç fiyat endeksi bulunmamasının sektör açısından ciddi bir eksiklik olduğuna dikkat çekiyor. Böyle bir endeks, hem tüketicilerin hem de sektör temsilcilerinin piyasa eğilimlerini daha şeffaf takip etmesini sağlayabilirdi.


    Piston Kafalar Yorumu

    Cox Automotive’in araç fiyat endeksi, global piyasalarda fiyatların yönünü belirleyen kritik bir gösterge. Türkiye’de ise döviz ve ÖTV etkisi, ikinci el fiyatlarını endeksten bağımsız olarak yüksek tutuyor. Eğer yerli bir “araç fiyat endeksi” oluşturulabilirse, hem tüketici hem de sektör için daha sağlıklı karar mekanizmaları geliştirilebilir.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Powell’ın Sinyaliyle Altın Fiyatları Yükselişe Geçti!

    Powell’ın Sinyaliyle Altın Fiyatları Yükselişe Geçti!

    24 Ağustos 2025 altın fiyatları canlı tablo: Gram altın, çeyrek altın, tam altın ve Cumhuriyet altını ne kadar oldu? Powell’ın faiz indirim sinyali sonrası altın fiyatları yükselişe geçti.

    Altın Piyasalarında Hareketlilik

    Altın fiyatları haftanın son işlem gününde hareketli bir seyir izledi. Fed Başkanı Jerome Powell’ın Jackson Hole toplantısında yaptığı faiz indirimi sinyali, altın piyasasında hızlı bir yükselişe neden oldu. Ons altın 3.365 dolara çıkarak günün en yüksek seviyesini görürken, bu hareketlilik Türkiye’de gram altın ve diğer türlere de yansıdı.

    Kapalıçarşı’da işlem gören 24 ayar külçe altının gram fiyatı %0,16 artışla 4.397 TL olurken, Cumhuriyet altını %0,17 değer kazanarak 29.709 TL’ye yükseldi. Çeyrek altın da geçtiğimiz haftaya göre %0,20 artış gösterdi ve 7.365 TL seviyesine çıktı.


    Powell’ın Mesajı ve Küresel Etki

    Powell, işgücü piyasasında yavaşlama sinyallerine dikkat çekerek, enflasyon endişelerinin azalabileceğini ve bu nedenle gelecek ay faiz indiriminin gündeme gelebileceğini ifade etti. Bu açıklama sonrası:

    • Ons altın %0,8 prim yaptı.
    • ABD bankalarının hisselerinde yükseliş yaşandı.
    • Küresel piyasalarda dolar endeksi geriledi.

    Bu gelişmeler, altının güvenli liman rolünü bir kez daha öne çıkardı.


    Güncel Altın Fiyatları (24 Ağustos 2025)

    📌 Gram Altın

    • Alış: 4.459,80 TL
    • Satış: 4.462,95 TL

    📌 Çeyrek Altın

    • Alış: 7.254,00 TL
    • Satış: 7.312,00 TL

    📌 Cumhuriyet Altını

    • Alış: 28.926,00 TL
    • Satış: 29.113,00 TL

    📌 Tam Altın

    • Alış: 28.542,75 TL
    • Satış: 29.098,46 TL

    📌 Ata Altın

    • Alış: 29.434,71 TL
    • Satış: 30.169,57 TL

    📌 Yarım Altın

    • Alış: 14.507,00 TL
    • Satış: 14.624,00 TL

    📌 Ons Altın (USD)

    • Alış: 3.371,96 $
    • Satış: 3.372,33 $

    Yatırımcılar İçin Öne Çıkan Notlar

    • Gram altın 4.400 TL’nin üzerinde kalıcı olma sinyalleri veriyor.
    • Powell’ın faiz indirimi mesajı, önümüzdeki dönemde altının yükseliş trendini güçlendirebilir.
    • Yatırımcıların gözü Eylül ayında yapılacak Fed toplantısında olacak.

    Piston Kafalar Yorumu

    Altın piyasası, Powell’ın tek bir mesajıyla yeniden hareketlendi. ABD’nin faiz politikasında yumuşamaya gitmesi, ons altın için yeni bir rekor dalgası başlatabilir. Türkiye’de yatırımcıların ilgisi ise gram ve çeyrek altın üzerinde yoğunlaşmaya devam ediyor. Özellikle düğün sezonunun da etkisiyle fiziki altın talebinde artış gözlenebilir.

    İlgilenenler için: Geçtiğimiz günlerde yayınladığımız Apex Masters Drift Turnuvası haberimizde olduğu gibi, Piston Kafalar’da sadece otomobil değil, finansal gelişmeleri de yakından takip ediyoruz.