Etiket: Nissan Otonom Sürüş

  • Nissan, Wayve ile Otonom Teknolojide Yeni Dönemi Başlatıyor: ProPILOT’un Yapay Zekâ Entegrasyonu Resmileşti

    Nissan, Wayve ile Otonom Teknolojide Yeni Dönemi Başlatıyor: ProPILOT’un Yapay Zekâ Entegrasyonu Resmileşti

    Nissan ve Wayve, ProPILOT’un yeni neslini yapay zekâ ile güçlendirecek stratejik anlaşmayı imzaladı. Sistem 2027’de seri üretim araçlarda kullanılacak.

    Nissan Motor Co., Ltd. ve İngiltere merkezli yapay zekâ şirketi Wayve, uzun süredir üzerinde çalıştıkları otonom sürüş iş birliğini resmileştirdi. Taraflar, Wayve’in embodied AI teknolojisini Nissan’ın yeni nesil ProPILOT sürüş destek sistemine entegre etmek üzere kesin anlaşmaları imzaladı.

    Bu ortaklık, ileri sürüş destek sistemlerinin seri üretim araçlarda yapay zekâ tabanlı hale gelmesi açısından küresel ölçekte önemli bir dönüm noktası kabul ediliyor.

    📲 Artık Haberler Size Gelsin
    PistonKafalar’ın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler anında cebinize düşsün.

    Otomobil & Motosiklet Akışı (Hızlı Bildirimler) | KatılWhatsApp
    YouTube Test Sürüşleri & İncelemeler | İzleYouTube

    📩 İşbirliği ve reklam teklifleri için:
    info@pistonkafalar.com üzerinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.

    Yeni Nesil ProPILOT, Yapay Zekâ ile Tamamen Yeniden Tanımlanacak

    Nissan, 2016’da tek şeritli destek sistemiyle başlayan ProPILOT’u 2019’da ProPILOT 2.0 ile çok şeritli otoyol sürüşüne taşımıştı. Marka, 2027’den itibaren bu sistemi Wayve AI Driver ile bir üst seviyeye çıkaracak.

    Yeni sistemin temel özellikleri:

    • Wayve’in uçtan uca yapay zekâ mimarisi
    • Nissan’ın Ground Truth Perception lidar teknolojisi
    • Kamera, radar ve lidar kombinasyonuyla gelişmiş algılama
    • Hem ADAS seviyesinde hem nokta-nokta gelişmiş sürüşte destek

    Bu yapay zekâ altyapısı, aracın yeni şehirlere ve farklı sürüş koşullarına minimum ek geliştirme ihtiyacıyla adapte olmasını sağlıyor.


    Prototip Testleri Yol Göstermişti

    Nissan, Eylül 2025’te Wayve AI Driver’ın entegre edildiği bir prototipi tanıtmıştı. Bu prototip;

    • karmaşık şehir içi koşulları,
    • yoğun otoban trafiğini,
    • ani yaya ve çevresel değişimleri

    yumuşak ve güvenli manevralarla yönetebilmesiyle dikkat çekmişti.


    Seri Üretim Planı Netleşti

    İmzalanan anlaşmaya göre:

    • İlk ProPILOT–Wayve entegrasyonlu model 2027 mali yılında Japonya’da piyasaya çıkacak.
    • Ardından Kuzey Amerika ve diğer pazarlar gelecek.
    • Nissan, Wayve teknolojisini geniş segmentteki modellerine taşımayı planlıyor.

    Bu adımla Nissan, Wayve’in yapay zekâ yaklaşımını ölçekli bir şekilde kullanmayı kabul eden dünyadaki ilk büyük otomobil üreticisi oldu.


    İş Birliğinin Stratejik Önemi

    Wayve’in CEO’su Alex Kendall, Nissan’ın bu iş birliğini hayata geçirerek “embodied AI’ı seri üretim otomotiv sektörüne taşıyan ilk üretici” olduğuna vurgu yapıyor. Nissan CEO’su Ivan Espinosa ise yeni ProPILOT’un daha sezgisel, daha güvenli ve daha konforlu bir sürüş deneyimi sağlayacağını belirtiyor.

    Nissan’ın Türkiye’de satılan modellerine ve en güncel fiyat listesine Nissan Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Nissan, son iki yılda otonom sürüşte net bir strateji izlemiş durumda.

    • Yokohama otonom mobilite pilot programı
    • FSD rakibi yeni ProPILOT duyurusu (2027)

    şimdi ise Wayve ile bu hamleler somut bir yol haritasına dönüşüyor. Bu anlaşma, otonom sürüş yarışında Nissan’ın Tesla, Mercedes ve China EV’lere karşı rekabet gücünü artıran bir temel adım niteliğinde.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇




  • Nissan’dan Otonom Sürüşe Antropolog Bakış!

    Nissan’dan Otonom Sürüşe Antropolog Bakış!

    Nissan, otonom sürüş teknolojilerine farklı bir bakış kazandırıyor. Antropolog Melissa Cefkin, sürücülerin ve yayaların davranışlarını analiz ederek ProPilot sistemine insan merkezli etkileşim katıyor.

    Otomotiv endüstrisinin geleceğini şekillendiren en önemli adımlardan biri hiç kuşkusuz otonom sürüş teknolojileri. Bu alanda yatırımlarını hız kesmeden sürdüren Nissan, sürücüsüz araç programında farklı bir yaklaşım benimsiyor. Marka, mühendislik ve yazılım uzmanlarının yanında tasarım ekibine bir de antropolog ekleyerek, otonom sürüş sistemlerini yalnızca teknik bir inovasyon değil, aynı zamanda insan davranışlarıyla uyumlu bir toplumsal dönüşüm olarak ele alıyor. Bu sıra dışı bakış açısının arkasındaki isim ise Nissan’ın Silikon Vadisi Araştırma Merkezi’nde görev yapan antropolog Melissa Cefkin.

    ProPilot ile başlayan yolculuk

    Nissan, otonom sürüş teknolojilerinde önemli bir eşik olarak ProPilot sistemini tanıttı. İlk etapta tek şeritli yollarda sürüş desteği sunan bu teknoloji, herhangi bir sürücü müdahalesine gerek kalmadan aracın güvenli şekilde ilerlemesini sağlıyor. Şirketin hedefi, 2018 itibarıyla çok şeritli yollarda da ProPilot’u devreye sokmak. Böylelikle araç, şerit değiştirme, kavşak geçişi ve trafik yoğunluğu gibi karmaşık senaryolarda da güvenliği sağlayabilecek.

    Cefkin’in katkılarıyla geliştirilen bu sistem, sadece sensörler ve algoritmalardan ibaret değil. Otonom sürüş, trafik içinde insanlarla etkileşimi de öğrenmek zorunda. Çünkü otomobiller yalnızca yol koşullarına değil, sürücülerin jestlerine, yayaların davranışlarına ve bisikletlilerin hareketlerine de tepki vermeli.

    Antropolojinin gücü: İnsan–makine iletişimi

    Melissa Cefkin, uzun yıllardır insan davranışlarını teknolojiyle birleştiren araştırmalara imza atıyor. Nissan’a katılmadan önce farklı teknoloji şirketlerinde çalışan Cefkin, 2015’ten itibaren Nissan’ın otonom araç geliştirme ekibine liderlik eden figürlerden biri oldu.

    Cefkin’in yaklaşımına göre, otonom araç yalnızca mekanik bir taşıt değil; aynı zamanda trafikte diğer kullanıcılarla iletişim kurması gereken bir aktör. Örneğin, yoğun kavşaklarda “DUR” tabelasını gören araç kurala uygun şekilde duruyor. Ancak o noktada insan sürücüler arasında göz kırpma, el sallama veya ışıkla işaret verme gibi iletişim biçimleri devreye giriyor. Otonom sistemin de bu davranışları anlayıp karşılık verebilmesi gerekiyor.

    Nissan’ın araştırmalarında bu durum detaylıca inceleniyor. Çünkü bir otomobilin sadece kuralları uygulaması yeterli değil; insanın sosyal işaretlerini de yorumlayabilmesi, güven ve uyum için kritik.

    Kültürler arası farkların önemi

    Antropolojik bakış açısı, otonom araçların yalnızca teknik değil, kültürel zorluklar ile de karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Örneğin Japonya’da sürücüler kavşakta nezaketle birbirine yol verirken, bazı ülkelerde daha agresif sürüş tarzları yaygın olabiliyor. Otonom araçların bu farklı trafik kültürlerine adapte olabilmesi için kapsamlı veri ve davranış analizine ihtiyaç var.

    Nissan’ın Çin, İngiltere ve İsveç’te eş zamanlı yürüttüğü testlerde her biri 100 araçtan oluşan toplam 300 otonom test aracı trafikte deneniyor. Bu testler, farklı ülkelerdeki trafik alışkanlıklarını gözlemleme ve sistemin öğrenme kapasitesini geliştirme açısından büyük önem taşıyor.

    Yasal düzenlemeler ve geleceğin yolu

    Nissan CEO’su ve üst düzey yöneticiler, 2021 yılına kadar otobanlarda tamamen otonom araç sürüşünü mümkün kılmayı hedeflediklerini sık sık vurguluyor. Ancak bu vizyonun gerçekleşebilmesi yalnızca teknolojiye değil, aynı zamanda yasal düzenlemelere de bağlı. Bugün birçok ülke, sürücüsüz araçların geliştirilmesi ve test edilmesi için yeni kanunlar üzerinde çalışıyor. Eğer bu düzenlemeler zamanında hayata geçirilmezse, sadece Nissan değil tüm rakip markaların hedefleri de gecikebilir.

    Otonom sürüş teknolojisinin küresel ölçekte kabul görmesi, insanların güvenini kazanmasına ve günlük yaşamlarına sorunsuz bir şekilde entegre olmasına bağlı. İşte tam da bu noktada antropoloji devreye giriyor. İnsan davranışlarını, beklentilerini ve endişelerini anlamadan bu teknolojiyi topluma adapte etmek mümkün değil.

    Rakiplerle kıyaslama

    Nissan’ın bu alandaki çalışmaları, otomotiv devleri arasındaki rekabeti de hızlandırıyor. BMW ve Volvo gibi markalar da 2021 sonrasına yönelik otonom sürüş planlarını açıklamış durumda. Ancak Nissan’ı farklı kılan şey, sürece antropolog gibi disiplinler arası uzmanları dahil ederek teknolojiyi daha “insancıl” bir çerçevede geliştirmesi.

    Volvo güvenlik felsefesiyle öne çıkarken, BMW ise performans ve mühendislik tarafına odaklanıyor. Nissan ise antropolojik yaklaşımı sayesinde kullanıcıların günlük hayatta aracıyla nasıl iletişim kuracağını, hatta otonom sürüş esnasında otomobile nasıl güveneceğini derinlemesine araştırıyor.

    İnsan odaklı teknolojinin geleceği

    Cefkin ve ekibinin bulgularına göre, sürücüsüz otomobiller yalnızca trafik kurallarını uygulayan robotlar olmaktan çıkacak. Bunun yerine insan davranışlarını taklit eden, sosyal etkileşim kurabilen yol arkadaşları olacak. Örneğin, bir yayayı gördüğünde sadece durmayacak; gerektiğinde göz kontağına benzer bir ışık sinyaliyle “seni gördüm” mesajı verecek. Bu tür detaylar, gelecekte kullanıcıların güvenini kazanmanın anahtarı olacak.

    Nissan’ın IDS Concept modeli, bu vizyonun ilk adımlarını gösteriyor. Ancak marka, hâlâ iletişim çözümleri üzerinde çalışmaya devam ediyor. Çünkü trafikteki her paydaşın güvenle hareket edebilmesi için araçların da “konuşabilmesi” gerekiyor.

    Sonuç: Antropolojiyle şekillenen sürüş deneyimi

    Nissan’ın otonom sürüşe yönelik antropolojik yaklaşımı, otomotiv sektöründe yeni bir paradigma oluşturuyor. Teknolojiyi yalnızca mühendislik başarısı olarak değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşüm olarak ele almak, markayı rakiplerinden ayrıştırıyor.

    Geleceğin yollarında sürücüsüz araçların güvenle ilerlemesi, sadece sensörlerin doğruluğu ya da yazılımların gücüyle değil; insanların alışkanlıklarını, kültürel farklılıklarını ve sosyal etkileşim biçimlerini anlamakla mümkün olacak.

    Nissan’ın bu vizyonu, otonom araçların sadece bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda yeni bir yaşam biçimi sunacağının da habercisi.

  • Otonom Sürüş Teknolojisine Sahip Nissan Qashqai 2017’de Tanıtılacak

    Otonom Sürüş Teknolojisine Sahip Nissan Qashqai 2017’de Tanıtılacak

    Nissan Qashqai otonom sürüş teknolojisiyle 2017’de tanıtılacak. Piloted Drive 1.0 özelliği, yoğun trafikte tek şeritli otonom sürüş imkanı sunacak.

    Nissan Qashqai Otonom Sürüş Teknolojisiyle Yenileniyor

    Dünyanın en popüler kompakt SUV modellerinden biri olan Nissan Qashqai, 2017 yılında markanın ilk otonom sürüş teknolojisine sahip modeli olarak sahneye çıkacak. İngiltere’nin Sunderland fabrikasında üretilecek yeni Qashqai, “Piloted Drive 1.0” teknolojisi sayesinde yoğun trafikli otoyollarda tek şeritli otonom sürüş yeteneğine kavuşacak.

    Bu gelişme, Nissan’ın yalnızca kendi ürün gamı için değil, aynı zamanda otomotiv sektöründe erişilebilir otonom sürüş teknolojisinin öncüsü olma hedefinde önemli bir dönüm noktası niteliği taşıyor.


    Piloted Drive 1.0: İlk Adım

    Yeni Qashqai’nin en dikkat çekici özelliği olan Piloted Drive 1.0, sürücünün sürekli müdahale etmesine gerek kalmadan otoyollarda tek şerit üzerinde aracı kontrol edebiliyor.

    Bu teknoloji sayesinde:

    • Araç, sensörleriyle çevreyi sürekli tarıyor,
    • Öndeki trafiğe göre hızlanma ve yavaşlama yapıyor,
    • Şerit içinde güvenli bir sürüş sağlıyor.

    Yoğun testlerden başarıyla geçen sistem, güvenilirliğiyle dikkat çekiyor. Böylece Nissan Qashqai otonom sürüş teknolojisi, yalnızca lüks segmentte değil, kompakt SUV sınıfında da kullanıcıların erişimine sunulmuş olacak.


    Nissan’ın Akıllı Mobilite Vizyonu

    Nissan, bu gelişmeyi yalnızca bir donanım güncellemesi olarak değil, markanın uzun vadeli stratejisinin bir parçası olarak tanımlıyor. Nissan Intelligent Mobility (Akıllı Mobilite) vizyonunun ilk adımı olan Piloted Drive 1.0, gelecekte tamamen otonom araçlara giden yolun temel taşlarından biri olacak.

    Bu vizyonun üç ana unsuru bulunuyor:

    1. Akıllı Güç: Daha verimli motorlar ve elektrikli çözümler.
    2. Akıllı Sürüş: Otonom sistemlerle güvenli ve konforlu yolculuk.
    3. Akıllı Entegrasyon: Araçların şehir altyapısıyla ve birbirleriyle bağlantılı hale gelmesi.

    Qashqai’de sunulacak bu teknoloji, Nissan’ın geleceğe 360 derecelik bir bakış açısıyla ilerlediğini gösteriyor.


    İlk Olarak Japonya’da, Sonra Avrupa’da

    Nissan’ın otonom sürüş sistemleri 2016 yılı içinde Japonya’da “Pilot Drive 1.0” adıyla satışa sunuldu. Bu ilk uygulama, markanın global stratejisinde önemli bir test aşamasıydı. Avrupa için ise 2016’da yol demoları gerçekleştirildi ve 2017’de yeni Qashqai ile pazara sunulması planlandı.

    Bu sayede Avrupa’daki kullanıcılar, premium otomobillerde görmeye alışık oldukları bu ileri teknolojiyi uygun fiyatlı bir kompakt SUV modelinde deneyimleme şansına sahip olacak.


    Cenevre Fuarı’nda Verilen Mesaj

    2016 Cenevre Otomobil Fuarı’nda konuşan Nissan Avrupa Başkanı Paul Willcox, yeni teknolojiyi şu sözlerle özetledi:

    “Nissan Qashqai her zaman pazarda öncü bir model oldu. Müşteriler 2017 yılının başlarında sınıfının lideri kompakt SUV modelimizde geleceğin mobilite çözümlerini deneyimleyecek.”

    Bu açıklama, Nissan’ın Qashqai modeline verdiği stratejik önemin altını çiziyor. Aynı zamanda otonom sürüş teknolojisini milyonlarca sürücü için ulaşılabilir kılma misyonunu da net biçimde ortaya koyuyor.


    2020’ye Kadar Yol Haritası

    Nissan, Qashqai’de tanıtılacak olan Piloted Drive 1.0 teknolojisini yalnızca bir başlangıç olarak görüyor. Marka, önümüzdeki dört yıl boyunca bu sistemi sürekli olarak geliştirmeyi hedefliyor.

    • 2017: Tek şeritli otoyollarda otonom sürüş.
    • 2018–2019: Çok şeritli otoyollarda otonom şerit değiştirme ve sollama.
    • 2020: Kavşaklardan bağımsız geçiş yapabilen, çok şeritli tam otonom sürüş.

    Bu yol haritası, Nissan’ın tamamen sürücüsüz araçlara giden yolda önemli bir kilometre taşı olduğunu kanıtlıyor.


    Nissan Qashqai’nin Gücü

    Nissan Qashqai, bugüne kadar kompakt SUV sınıfında büyük bir başarı elde etti. Avrupa’nın en çok satan SUV modellerinden biri olan Qashqai, hem tasarımı hem de pratik özellikleriyle öne çıktı.

    Otonom sürüş teknolojisinin bu modele eklenmesi, Qashqai’nin rekabet gücünü daha da artıracak. Kullanıcılar, yalnızca modern tasarım ve güvenlik değil, aynı zamanda geleceğin teknolojilerine de erişim sağlamış olacak.


    Piston Kafalar Yorumu

    Nissan Qashqai’nin otonom sürüş teknolojisiyle donatılması, kompakt SUV pazarında oyunun kurallarını değiştiren bir hamle. 🚙💡 Artık yalnızca premium markalarda gördüğümüz bu özellik, çok daha geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşacak.

    Bizce Nissan, 2020’ye kadar olan vizyonunu adım adım uygulamayı başarırsa, sektörde Tesla ve Mercedes gibi markalarla otonom yarışında güçlü bir oyuncu haline gelebilir. Sizce Nissan, otonom sürüşün lideri olabilir mi?