Etiket: Otomotiv Sektörü

  • Lamborghini’de Yönetim Değişikliği: Umberto Tossini Görevinden Ayrıldı

    Lamborghini’de Yönetim Değişikliği: Umberto Tossini Görevinden Ayrıldı

    Lamborghini, İnsan, Kültür ve Organizasyon Direktörü Umberto Tossini’nin görevinden ayrıldığını duyurdu. Tossini, 2006’dan bu yana markanın dönüşümünde önemli rol oynamıştı.

    Umberto Tossini’nin 19 Yıllık Görev Süreci Sona Erdi

    Automobili Lamborghini, uzun yıllardır şirketin üst yönetiminde görev yapan Umberto Tossini’nin görevinden ayrıldığını açıkladı. 2006 yılında İnsan Kaynakları Direktörü olarak göreve başlayan Tossini, son olarak Chief People, Culture and Organization Officer pozisyonunu yürütüyordu.

    Görev süresi boyunca Lamborghini’nin büyüme stratejilerine önemli katkılar sağlayan Tossini, Urus SUV üretiminin Sant’Agata Bolognese tesisinde başlatılması, DESI (Dual Education System Italy) projesinin hayata geçirilmesi ve çalışma saatlerinin yeniden düzenlendiği sendika anlaşmasının oluşturulmasında aktif rol oynadı.

    Tossini’nin ayrılığı sonrası söz konusu görev, geçici olarak Lamborghini CEO’su Stephan Winkelmann tarafından üstlenildi. Şirket, yeni atamanın önümüzdeki dönemde duyurulacağını bildirdi.

  • Volvo Car Türkiye’de Yeni Atama: Kubilay Polat Göreve Dönüyor

    Volvo Car Türkiye’de Yeni Atama: Kubilay Polat Göreve Dönüyor

    Volvo Car Türkiye, Müşteri Deneyimi ve Pazarlama Direktörlüğü görevine 1 Ocak 2026 itibarıyla Kubilay Polat’ın atandığını açıkladı.

    Volvo Car Türkiye, Müşteri Deneyimi ve Pazarlama Direktörlüğü pozisyonuna Kubilay Polat’ın atandığını açıkladı. Polat, 1 Ocak 2026 itibarıyla görevine başlayacak.

    2022’den bu yana Volvo Cars EMEA’da Tüketici Deneyimi Bölge Yöneticisi olarak görev yapan Polat, TVolvo Car Türkiye’nin yanı sıra Belçika, Danimarka, Finlandiya, Portekiz, İsviçre, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Yunanistan, Güney Afrika dahil toplam 36 ülkeyi kapsayan Importers pazarlarında tüketici deneyimi faaliyetlerini yönetti.

    Finans sektöründe Garanti Bankası’nda başlayan kariyerini daha sonra otomotiv alanına taşıyan Polat; Doğuş Otomotiv’de edindiği deneyimin ardından 2009’da Volvo Car Türkiye’de satış, ürün, PR ve pazarlama tarafında farklı sorumluluklar üstlendi.
    EMEA merkezinde kazandığı uluslararası tecrübe, farklı kültürlerle çalışma pratiği ve tüketici odaklı strateji geliştirme yetkinliğiyle Polat, markanın Türkiye operasyonuna yeniden değer katacak.

    VOLVO’nun Türkiye’de satılan modellerine ve en güncel fiyat listesine VOLVO Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇




  • SEAT S.A., 2025’in İlk Üç Çeyreğinde CUPRA ile Büyümesini Sürdürdü

    SEAT S.A., 2025’in İlk Üç Çeyreğinde CUPRA ile Büyümesini Sürdürdü

    SEAT S.A., 2025’in ilk dokuz ayında zorluklara rağmen gelirini %6,9 artırdı. CUPRA, 245.300 teslimatla rekor kırarak 1 milyon üretim eşiğini geçti.

    SEAT S.A., 2025’in ilk üç çeyreğinde küresel otomotiv sektöründeki zorluklara rağmen büyüme ivmesini korudu. CUPRA markasının yükselişi ve elektrikli araç teslimatlarındaki güçlü artış, şirketin gelirlerini yukarı taşırken; artan üretim maliyetleri ve AB’nin Çin üretimi CUPRA Tavascan modellerine uyguladığı tarifeler, faaliyet kârını etkiledi.

    Şirket, Ocak–Eylül 2025 döneminde gelirini bir önceki yılın aynı dönemine göre %6,9 artırarak 11,2 milyar euroya yükseltti. Ancak, satış karması ve ürün maliyetleri nedeniyle faaliyet kârı 16 milyon euroya geriledi.


    CUPRA: Büyümenin Lokomotifi

    2025’in ilk dokuz ayında CUPRA, markanın bugüne kadarki en iyi performansına ulaştı. Toplam 245.300 araç teslimatıyla bir önceki yıla göre %37 artış kaydedildi ve 1 milyonuncu CUPRA üretildi. Bu özel araç, markanın ikonik modeli CUPRA Formentor oldu.

    CUPRA’nın bu başarısı, markanın globalleşme stratejisiyle doğrudan ilişkili. Özellikle Terramar ve Tavascan modelleri, Avrupa pazarında markaya güçlü bir ivme kazandırdı.

    CUPRA, 2025’in ilk dokuz ayında toplam SEAT S.A. teslimatlarının %56’sını oluşturdu. Elektrikli modellerin payı ise her geçen çeyrekte yükseliyor.


    Elektrifikasyon Stratejisinde İvme

    SEAT S.A., elektrikli ve hibrit modellerde kayda değer bir büyüme yakaladı. BEV (tam elektrikli) teslimatlar %84 artarken, PHEV (şarj edilebilir hibrit) teslimatları da dahil edildiğinde toplam elektrifikasyon oranı %79,4 yükseldi. CUPRA Born ve CUPRA Tavascan modelleri, markanın satışlarının %23’ünü oluşturdu.

    Şirketin Martorell fabrikasında yapılan dönüşüm çalışmalarıyla, CUPRA Raval dahil yeni nesil elektrikli şehir otomobillerinin üretimi için altyapı hazırlıkları sürüyor.


    SEAT Markası Yeniden Konumlanıyor

    SEAT markası 2025’te 194.200 araç teslim ederek %20,1 düşüş yaşasa da, marka yeni modellerle yeniden atağa geçmeye hazırlanıyor. Yeni SEAT Ibiza ve SEAT Arona modelleri, 2026’nın ilk çeyreğinde piyasaya sunulacak. Bu modeller, markanın Avrupa pazarındaki rekabet gücünü artırması beklenen önemli lansmanlar olarak öne çıkıyor.


    Yönetimden Açıklamalar

    SEAT ve CUPRA CEO’su Markus Haupt, şirketin güçlü markaları sayesinde dayanıklılığını koruduğunu vurguladı:

    “2025’in ilk dokuz aylık sonuçları karşılaştığımız rüzgârların yansıması. Ancak elektrifikasyon ve sürdürülebilir büyüme stratejimize bağlıyız. CUPRA’nın başarısı, doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.”

    SEAT S.A. Finans ve BT Başkan Yardımcısı Patrik Andreas Mayer ise, şirketin kârlılık odağını sürdürdüğünü belirtti:

    “Rekabet ortamı zorlayıcı olsa da gelir yönetimi, maliyet kontrolü ve model optimizasyonu sayesinde dengeli bir finansal yapı sağlıyoruz.”


    2025 İlk Dokuz Ay Finansal Verileri

    GöstergeOcak–Eylül 2025Yıllık Değişim
    Satış Geliri11,2 milyar €+%6,9
    Faaliyet Kârı16 milyon €-96,2%
    Satış Kârlılığı%0,1-3,8 puan
    Toplam Teslimatlar439.500+%4,1
    CUPRA Teslimatları245.300+%37,0
    SEAT Teslimatları194.200-%20,1

    Geleceğe Bakış

    SEAT S.A., yılın son çeyreğinde zorlu pazar koşullarına karşı operasyonel esneklik ve çeviklik stratejisini sürdürmeyi planlıyor. Yeni lansmanlarla birlikte elektrifikasyon odağının artırılması, şirketin 2026 hedeflerinde kritik rol oynayacak.

    Türkiye’de satılan Seat modellerine ve en güncel fiyat listesine SEAT Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    CUPRA’nın büyüme ivmesi, SEAT S.A.’nın dönüşümünün motoru haline gelmiş durumda. Tavascan ve Born gibi modeller, markanın Avrupa’daki elektrikli araç pazarında güçlü bir oyuncu olmasını sağlıyor. Her ne kadar AB’nin Çin üretimi modellerine getirdiği tarifeler kısa vadede kârlılığı sınırlasa da, SEAT S.A.’nın elektrifikasyon, mali disiplin ve model yenileme stratejisi, orta vadede markayı yeniden ivmelendirebilir.

  • Motul Türkiye’de Yeni Dönem: Pazarlama Müdürlüğüne Pınar Zevkirlioğlu Atandı

    Motul Türkiye’de Yeni Dönem: Pazarlama Müdürlüğüne Pınar Zevkirlioğlu Atandı

    Motul Türkiye’de önemli bir atama gerçekleşti. Otomotiv sektöründe deneyimli isim Pınar Zevkirlioğlu, markanın yeni Pazarlama Müdürü oldu.

    170 yılı aşkın süredir motor yağı ve sıvı teknolojileri alanında küresel bir uzman olan Motul, Türkiye operasyonlarında önemli bir görevlendirme yaptı. Otomotiv sektöründe uzun yıllara dayanan deneyimiyle tanınan Pınar Zevkirlioğlu, Motul Türkiye Pazarlama Müdürü olarak atandı.

    Kariyerinde önemli görevler üstlenen Zevkirlioğlu, geçmişte Volkswagen Grubu’nda farklı pazarlama pozisyonlarında çalıştı. Ardından Bosch Türkiye ve Orta Doğu bölgesinden sorumlu pazarlama yöneticiliği görevini yürüttü.

    İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler mezunu olan Zevkirlioğlu, ayrıca Galatasaray Üniversitesi İşletme Yüksek Lisansı ile akademik kariyerini tamamladı. Yeni görevinde Motul Türkiye’nin tüm pazarlama stratejileri, kurumsal iletişim faaliyetleri ve marka yönetim süreçlerinden sorumlu olacak.

    Motul Türkiye, bu stratejik atama ile birlikte otomotiv sektöründeki marka gücünü daha da pekiştirmeyi ve pazardaki konumunu güçlendirmeyi hedefliyor.

    Sitemizin Sektörel içerikli haberlerine BURADAN ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Motul Türkiye’nin pazarlama liderliğini deneyimli bir isme emanet etmesi, markanın Türkiye’deki büyüme ve marka konumlandırma stratejilerinde yeni bir dönemin habercisi olarak değerlendirilebilir. Pınar Zevkirlioğlu’nun hem küresel markalarda edindiği tecrübe hem de sektörel dinamizme hâkim bakış açısı, Motul’ün pazarlama faaliyetlerini daha stratejik ve hedef odaklı bir çizgiye taşıyacaktır. Bu atama, markanın sadece ürünleriyle değil, iletişim dili ve müşteri deneyimiyle de rekabette fark yaratma niyetinin güçlü bir göstergesi.

  • Porsche’nin 2025 Raporu: Elektrikli Satışlar Arttı, Toplam Satışlarda Küresel Denge Korundu

    Porsche’nin 2025 Raporu: Elektrikli Satışlar Arttı, Toplam Satışlarda Küresel Denge Korundu

    Porsche, 2025’in ilk dokuz ayında 212.509 araç teslim etti. Elektrikli satışlar yüzde 35,2’ye yükselirken, Macan yüzde 18 büyüme ile en çok satılan model oldu. Çin’de düşüş sürerken, Kuzey Amerika ve yeni pazarlar yükselişte.

    Elektrikli Dönüşümde Hız Artıyor

    Porsche, 2025’in ilk dokuz ayında zorlu piyasa koşullarına rağmen güçlü bir performans sergileyerek toplam 212.509 araç teslimatı gerçekleştirdi. Bu teslimatların %35,2’si elektrifikasyona sahip modellerden oluştu. Bunların %23,1’i tamamen elektrikli araçlar olurken, %12,1’i plug-in hibrit modellerden geldi.

    Özellikle Macan modeli, satışlarını %18 oranında artırarak markanın elektrifikasyon stratejisinin merkezinde yer aldı. Avrupa’da elektrifikasyon oranı %56’ya ulaşırken, bu alanda Porsche’nin büyüme ivmesi daha da güçlendi.


    Kuzey Amerika ve Yeni Pazarlar Yükselişte

    Porsche’nin satışlarının en yüksek olduğu bölge, 64.446 teslimatla Kuzey Amerika oldu ve burada geçen yıla göre %5’lik bir artış kaydedildi. Denizaşırı ve Gelişen Pazarlar da %3 artışla 43.090 adetle tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.

    Ancak Avrupa (Almanya hariç) teslimatları %4 düşerek 50.286 adete, Almanya satışları ise %16 azalarak 22.492 adete geriledi. Bu düşüşte 718 ve Macan modellerinin üretim kısıtlamaları ile AB siber güvenlik düzenlemeleri etkili oldu.

    Çin pazarı ise %26’lık düşüşle 32.195 adet teslimatla zayıf seyrini sürdürdü. Porsche, burada rekabetin ve lüks segmentteki durgunluğun etkilerini hissederken, “değer odaklı satış” stratejisine yöneliyor.


    Macan Yine Zirvede

    Ocak-Eylül 2025 döneminde Porsche’nin en çok satan modeli, 64.783 adetle Macan oldu. İlginç olan, bu rakamın 36.250’sinin tamamen elektrikli Macan modellerinden oluşması.

    • Panamera: 21.243 adet (-%1)
    • 911: 37.806 adet (-%5)
    • 718 Boxster/Cayman: 15.380 adet (-%15)
    • Taycan: 12.641 adet (-%10)
    • Cayenne: 60.656 adet (-%22)

    Özellikle 718 serisinin üretimi 2025’in son çeyreğinde sona erecek olması ve yeni elektrikli Cayenne’in yılın son çeyreğinde tanıtılacak olması, gelecek dönem satış stratejileri açısından kritik bir dönüm noktası olacak.


    “Değer Hacminin Üzerinde” Stratejisi Sürüyor

    Porsche Satış ve Pazarlama Yönetim Kurulu Üyesi Matthias Becker, mevcut zorluklara rağmen stratejinin planlandığı şekilde ilerlediğini vurguladı:

    “Porsche bu yıl da güçlü teslimat rakamlarını korumayı başardı. Pazar koşullarına uyum sağlamak adına ürün stratejimizi çeşitlendiriyor, müşterilerimizin farklı ihtiyaçlarına yanıt verecek esnek çözümler sunuyoruz. Önümüzdeki dönemde ‘değer, hacimden önce gelir’ stratejimizle yolumuza devam edeceğiz.”

    Ayrıca Porsche, Sonderwunsch ve Exclusive Manufaktur programlarına olan yüksek talep doğrultusunda kişiselleştirme kapasitesini artırmayı planlıyor.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇



    Piston Kafalar Yorumu

    Porsche’nin teslimat verileri, küresel lüks otomobil pazarında yaşanan değişimlerin fotoğrafını net şekilde gösteriyor. Çin gibi kritik pazarlarda yaşanan sert düşüşe rağmen, elektrifikasyon odaklı strateji ve bölgesel çeşitlilik, markanın global satış dengesini korumasını sağladı. Macan’ın elektrikli versiyonuyla liderliği sürdürmesi, Porsche’nin gelecekteki ürün gamının da ipuçlarını veriyor. Özellikle 2026’da gelecek tam elektrikli Cayenne ve yeni model lansmanları, satış dengesini yeniden yukarı taşıyabilir.

    Porsche’nin Türkiye’de satılan modellerine ve en güncel fiyat bilgisine Porsche Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.


    📊 Porsche Teslimat Verileri (Ocak – Eylül 2025)

    Bölge2024 Teslimat2025 TeslimatDeğişim
    Dünya Geneli226.026212.509-%6
    Almanya26.83822.492-%16
    Kuzey Amerika61.47164.446+%5
    Çin43.28032.195-%26
    Avrupa (hariç Almanya)52.46550.286-%4
    Diğer Pazarlar41.97243.090+%3

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Tarih Belli Oldu, Dizelin Sonu Geldi mi?

    Tarih Belli Oldu, Dizelin Sonu Geldi mi?

    Toyota, dizel motorların önümüzdeki on yılda yerini hidrojen ve hibrit teknolojilere bırakacağını açıkladı. Peki dizelin sonu gerçekten geldi mi? İşte detaylar.

    Toyota’dan Çarpıcı Açıklama: Dizel İçin Geri Sayım Başladı

    Otomotiv dünyasında köklü bir değişim kapıda. Toyota, özellikle Avustralya pazarına yönelik yaptığı açıklamada dizel motorların önümüzdeki on yıl içinde tarihe karışabileceğini duyurdu. Toyota Avustralya Satış ve Pazarlama Başkan Yardımcısı Sean Hanley, hidrojen yakıt hücresi ve hibrit teknolojilerin, dizel motorların yerini alacağını söyledi.

    Hanley, “Dizel kısa vadede kaybolmayacak ama 2035 ufkunda hidrojenin ön plana çıkacağına inanıyorum. Çünkü hidrojen temiz, uzun menzilli ve gelecekte daha erişilebilir olacak” diyerek, markanın uzun vadeli vizyonunu paylaştı.


    Avustralya’da Dizel Kültürü ve Değişen Trendler

    Avustralya pazarı uzun yıllardır dizel araçların güçlü olduğu bir coğrafya. Toyota’nın en çok satan modellerinden HiLux, dizel motorlarıyla öne çıkıyordu. Ancak tablo değişmeye başladı.

    • 2023’te Toyota’nın en çok satan modeli HiLux oldu.
    • 2024’te ise hibrit motorlu RAV4 zirveye çıktı.

    Toyota, 2024 itibarıyla dokuz modelinde sadece hibrit seçeneği sunmaya başladı. Yani Corolla, Camry ve RAV4 gibi popüler binek araçlarda dizel tamamen devreden çıkarıldı.

    Bu dönüşüm, dizel araçların geleceğinin sorgulanmasına yol açıyor: Tarih belli oldu, dizelin sonu mu geliyor?


    Hibrit ve Hidrojen: Geleceğin İkilisi

    Toyota, hibrit teknolojiyi çoktan günlük hayata yerleştirdi. Ancak şirket, geleceğin anahtarını hidrojen yakıt hücrelerinde görüyor.

    • Hidrojenin sıfır emisyonlu yapısı, çevre dostu araçların önünü açıyor.
    • Toyota’nın 2020’de tanıttığı Mirai, bu vizyonun ilk adımıydı.
    • 2024’te İngiltere’de hidrojen HiLux prototipleri üretildi.
    • 2023’te Avustralya’da hidrojenli HiAce van test sürüşlerine çıktı.

    Henüz seri üretim başlamamış olsa da Toyota, hidrojen teknolojisinin gelecekte dizelin yerini alacağına inanıyor.


    Dizelin Payı Hâlâ Yüksek

    Her ne kadar hibrit ve hidrojen öne çıkıyor olsa da, dizelin hâlâ önemli bir yeri var. Toyota Avustralya, Ocak–Ağustos 2025 arasında:

    • 163.491 adet araç sattı.
    • Bunun 79.132’si dizel motorluydu.
    • Bu da toplam satışların %48,4’üne denk geliyor.

    Bu oran, dizelin kısa vadede tamamen ortadan kalkmayacağını ama gelecekte kademeli olarak gerileyeceğini gösteriyor.


    Toyota’nın 2035 Vizyonu: Hidrojen Liderliği

    Sean Hanley, hidrojenin geleceği hakkında şunları söyledi:
    “2030’a kadar hidrojen birden bire patlama yapmayacak. Ancak 2035 ufkunda hidrojenin lider olacağına inanıyorum. Çünkü hidrojenin menzili, temizliği ve altyapı gelişimi dizelin yerini alacak.”

    Toyota, hidrojen teknolojisini sadece araçlarda değil, enerji sektöründe de yaygınlaştırmayı hedefliyor. Bu vizyon, Avustralya’yı hidrojen alanında küresel bir lider haline getirebilir.


    Rakiplerle Karşılaştırma

    Toyota yalnız değil. Hyundai, Avustralya’da hidrojen teknolojisine yatırım yapan diğer büyük marka. Hyundai Nexo modeli, sınırlı da olsa pazarda yer buldu. Avrupa’da ise BMW ve Honda, hidrojen üzerine çalışmalar yürütüyor.

    Ancak hibrit konusundaki pazar payı ve hidrojen vizyonuyla Toyota, rakiplerinden bir adım önde görünüyor.


    Türkiye’ye Etkileri Ne Olacak?

    Toyota’nın bu açıklamaları sadece Avustralya için değil, Türkiye pazarı için de önemli sinyaller veriyor.

    • Türkiye’de halen çok sayıda dizel araç satışı yapılıyor.
    • Ancak hibrit modellerin yaygınlaşması ve vergi avantajları, kullanıcıları benzinli-hibrit seçeneklere yöneltiyor.
    • Hidrojen altyapısı henüz oluşmamış olsa da, 2035 vizyonu Türkiye’de de dizel satışlarının ciddi oranda düşeceğine işaret ediyor.

    Türkiye’de özellikle filo ve ticari araç kullanıcıları için dizelin alternatifi hibrit ve gelecekte hidrojen olacak.


    Piston Kafalar Yorumu

    Toyota’nın “dizelin 10 yıl içinde sonu gelebilir” açıklaması, aslında otomotiv dünyasının yönünü net biçimde gösteriyor. Hibrit, kısa vadede liderliği ele aldı. Ancak asıl hedef hidrojen.

    Bizim yorumumuz şu:

    • Türkiye’de hibrit araçlara olan ilgi hızla artıyor.
    • Dizelin kültürel ve ekonomik yerini koruması mümkün ama uzun vadede sürdürülebilir değil.
    • 2035 sonrası için dizelin yerini tamamen hidrojenin alacağına biz de katılıyoruz.

    Sonuç: Dizelin Sonu Mu Geldi?

    Toyota’nın açıklamaları, dizel motorların geleceğini belirleyecek yol haritasını ortaya koyuyor. Kısa vadede dizel hâlâ güçlü, özellikle ticari ve off-road segmentinde. Ancak hibrit ve hidrojen teknolojileri hızla yükseliyor.

    Dizelin sonu kesin tarihli olmasa da, Toyota’nın mesajı açık: 2035 sonrası dizel artık tarihe karışabilir.

    Markanın Türkiye’de satılan modellerine ait tüm detaylı bilgileri Toyota Türkiye’nin Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Elektrikli Araçlara Benzinli Dokunuş: Horse’un Sıradışı Hamlesi!

    Elektrikli Araçlara Benzinli Dokunuş: Horse’un Sıradışı Hamlesi!

    Horse Powertrain, elektrikli araçlara geliştirdiği kompakt benzinli menzil artırıcı motoruyla küresel otomotiv dünyasında yeni bir sayfa açıyor.

    Elektrikli Araç Dünyasında Yeni Bir Ses

    Otomotiv dünyası son yıllarda hızla elektrikli araç devrimine doğru ilerliyor. Ancak tam elektrikli araçların yaygınlaşmasının önündeki en büyük engellerden biri hâlâ menzil kaygısı. İşte tam bu noktada Horse Powertrain sahneye çıkıyor. İspanya merkezli şirket, tanıttığı yeni motoruyla elektrikli mobiliteye adeta benzinli bir dokunuş getiriyor.

    Münih’te düzenlenen IAA 2025 fuarında görücüye çıkan C15 kodlu kompakt benzinli motor, elektrikli araçlara entegre edilerek menzil artırıcı (range extender) görevi görüyor. Boyutları neredeyse bir el çantasını geçmeyen bu motor, 94 beygir güç üretiyor ve elektrikli araçlara yeni bir nefes oluyor.


    Horse Powertrain’in Kökeni

    Horse Powertrain aslında sıfırdan kurulmuş bir girişim değil. Renault ve Geely ortaklığıyla doğan şirket, daha sonra Aramco’nun %10 hisse almasıyla üç ortaklı bir yapıya kavuştu. Bugün itibarıyla 17 üretim tesisi ve 5 Ar-Ge merkeziyle faaliyet gösteren Horse, yılda 8 milyonun üzerinde motor üretiyor.

    Şirketin misyonu, tamamen elektrikli araç geçişinin hızlandığı bir dönemde hibrit ve menzil artırıcı motor çözümleri ile köprü görevi görmek. Yani Horse, tamamen elektrikli araçlara giden yolda otomotiv markalarının elini güçlendiriyor.


    C15 Motorunun Özellikleri

    • 1.5 litrelik dört silindirli motor
    • Doğal emişli versiyonda 94 hp, turbo destekli versiyonda 161 hp
    • Ölçüler: 19.7 x 21.7 x 10.8 inç
    • Paket içinde jeneratör, egzoz ve soğutma sistemi entegre
    • Euro 7, China 7 ve SULEV20 normlarına uyumlu
    • Çoklu yakıt uyumu: benzin, etanol, metanol ve sentetik yakıtlar

    Bu kompakt yapı sayesinde C15, hem C segmenti elektrikli otomobillerde hem de D segmenti hafif ticari araçlarda kullanılabiliyor.


    Caterham ve Motorsport Bağlantısı

    Horse Powertrain’in en dikkat çekici sürprizi ise sadece elektrikli araçlarla sınırlı kalmaması. İngiltere merkezli Caterham, ünlü Academy yarış serisinde artık Horse’un motorlarını kullanıyor. Daha önce Ford Sigma motorlarıyla yarışan Caterham, Horse’un HR13DDT motorunu tercih ederek yeni bir döneme adım attı. Bu sayede şirket, sadece otomotiv devlerine değil, motorsporlarına da teknoloji sağlıyor.


    Küresel Piyasada Horse’un Önemi

    Bugün otomotiv üreticileri, bir yandan elektrifikasyon yatırımlarını artırırken diğer yandan geleneksel içten yanmalı motorları tamamen bırakmakta zorlanıyor. İşte burada Horse devreye giriyor.

    • Avrupa: Almanya ve Fransa gibi ülkeler, düşük faizli kredilerle elektrikli araç satışlarını teşvik ediyor. Ancak tüketici tarafında hâlâ menzil kaygısı var. Horse’un range extender motorları, bu kaygıyı giderebilecek bir çözüm.
    • ABD: Elektrikli araçlarda federal teşvikler artarken, uzun yol kültürü sebebiyle menzil endişesi devam ediyor. C15 motorunun ABD pazarına girmesi, EV satışlarını hızlandırabilir.
    • Asya: Çin ve Hindistan gibi büyük pazarlarda hibrit teknolojiler revaçta. Horse, burada da güçlü bir alternatif olarak konumlanıyor.

    Türkiye Pazarına Yansımalar

    Türkiye’de elektrikli araç satışları hızla artıyor. Ancak altyapı yetersizlikleri ve şarj süreleri hâlâ tartışma konusu. Özellikle uzun yol yapan tüketiciler için menzil artırıcı çözümler büyük önem taşıyor. Horse’un geliştirdiği kompakt motorların, Togg gibi yerli markalara entegre edilmesi durumunda Türkiye pazarında önemli bir fark yaratacağı düşünülüyor.


    Teknolojik İnovasyonlar

    Horse sadece motor üretmiyor, aynı zamanda yeni teknolojiler de geliştiriyor:

    • Amorf Demir Stator: Elektrik motorlarında %50 daha az kayıp, %98,2 verimlilik
    • GaN Jeneratör: -40 ile 230 °F arasında çalışabilen kompakt yapı, %95 verimlilik
    • Hibrit Sistem Modülü: Mevcut BEV veya ICE araçları hibrit hale getiren entegre çözümler

    Bu yenilikler, Horse’un sadece bugünün değil, geleceğin otomotiv pazarında da söz sahibi olacağını gösteriyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Horse Powertrain’in attığı bu adım, elektrikli araç pazarında yeni bir ara çözüm olarak görülebilir. Tamamen elektrikliye geçiş süreci uzun ve maliyetli olacak. Bu dönemde menzil artırıcı motorlar, hem üreticiler hem de tüketiciler için cazip bir seçenek haline gelecek.

    Horse’un “benzinli dokunuşu”, elektrikli araçların yaygınlaşmasını kolaylaştırırken aynı zamanda geleneksel motor teknolojisinin tamamen yok olmayacağını da kanıtlıyor. Bizce, özellikle Türkiye gibi şarj altyapısı henüz tam gelişmemiş pazarlarda bu tip çözümler fark yaratacak.

    Sonuç olarak, Horse Powertrain elektrikli araçlara yepyeni bir soluk getirdi. Bu küçük ama güçlü motor, otomotiv endüstrisinde dengeleri değiştirebilecek kadar etkili olabilir.

    Elektrikli ve Hibrit otomobillere ait haberlerimizin ağırlıkta olduğu kategorimize Çevreci Otomobiller başlığından ulaşabilirsiniz.

  • Mercedes-Benz, BMW Motoru İddialarını Reddetti!

    Mercedes-Benz, BMW Motoru İddialarını Reddetti!

    Mercedes-Benz CTO’su Markus Schaefer, BMW motorlarının kullanılacağı iddialarını yalanladı. Şirket, yeni FAME motor ailesiyle yoluna devam edecek.

    İddialara Net Yanıt: “BMW Motoru Kullanılmayacak”

    Son haftalarda Avrupa basınında çıkan ve Mercedes-Benz’in 2027’den itibaren BMW’nin yeni nesil 2.0 litrelik dört silindirli motorunu kullanacağına dair haberler büyük yankı uyandırmıştı. Ancak Mercedes-Benz’in teknoloji patronu Markus Schaefer, Münih Otomobil Fuarı’nda bu iddiaları kesin bir dille yalanladı.

    Schaefer, Motor1’e verdiği röportajda şu ifadeleri kullandı:
    “Bu konuda hiçbir gerçeklik payı yok. Kendi geliştirdiğimiz yeni modüler motor ailemiz [FAME], tüm hacimleri kapsıyor ve hem EU7 hem Çin 7 hem de ABD regülasyonlarına şimdiden uyumlu.”


    FAME Motor Ailesiyle Geleceğe Hazırlık

    Mercedes-Benz, dört yıl önce tanıttığı FAME (Family of Modular Engines) motor ailesiyle, dört, altı, sekiz ve on iki silindirli motorlarını yeni nesil standartlara uygun hale getirdi. Bu sayede şirket, hem içten yanmalı motorları geliştirmeye devam ediyor hem de elektrifikasyon sürecine uyum sağlamaya çalışıyor.

    Schaefer ayrıca yeni yüksek performanslı V8 motorlarının geliştirme sürecinde sona yaklaşıldığını, hatta V12 motorlarının da markanın gelecek planlarında yer aldığını açıkladı.


    BMW ve Mercedes İddialarının Arka Planı

    Geçtiğimiz aylarda Pistonkafalar’da yer verdiğimiz “BMW ve Mercedes-Benz tarihi ortaklığa mı gidiyor? Motor paylaşımı yolda” haberinde, iki Alman devinin maliyetleri düşürmek ve elektrifikasyon sürecinde kaynakları daha verimli kullanmak adına motor paylaşımına gidebileceği öne sürülmüştü. Özellikle kompakt modellerde 1.5 ve 2.0 litrelik motorların ortak kullanılabileceği iddia edilmişti.

    Bugün Schaefer’in yaptığı açıklama, bu iddiaları en azından şimdilik boşa çıkarmış gibi görünüyor. Mercedes-Benz, kendi motor teknolojilerini geliştirmeyi sürdüreceğini vurguluyor.


    Geçmişte Ortak Çalışmalar Olmuştu

    Her ne kadar BMW motorlarıyla ilgili iddialar reddedilmiş olsa da, Mercedes-Benz’in daha önce farklı markalarla ortak motor projeleri yürüttüğü biliniyor.

    • Renault-Nissan-Mitsubishi ittifakıyla ortak geliştirilen transvers dört silindirli motorlar
    • Renault ile Geely’nin ortak girişimi Horse tarafından üretilen bazı motorlar
    • Hafif ticari araçlarda Renault Kangoo temelli Mercedes Citan
    • Nissan Navara’dan türetilen X-Class pick-up

    Bu örnekler, markanın gerektiğinde iş birliklerine açık olduğunun göstergesi. Ancak Schaefer’in sözleri, BMW ile motor paylaşımı ihtimalinin en azından yakın vadede gündemde olmadığını ortaya koyuyor.


    Geleceğe Bakış: Mercedes-Benz ve BMW Motor İddialarının Sektöre Etkisi

    Mercedes-Benz’in BMW motorlarını kullanacağına dair söylentilerin bu kadar hızlı yayılması, aslında otomotiv sektöründeki büyük dönüşümün işareti. Elektrifikasyon, emisyon normları ve maliyet baskısı, markaları daha önce görülmemiş ortaklık ihtimallerine yönlendiriyor. Mercedes-Benz her ne kadar BMW motoru iddialarını kesin bir dille yalanlamış olsa da, gelecekte sektörün şartları değişebilir. Özellikle Avrupa’daki Euro 7 normları, Amerika ve Çin pazarında artan rekabet, markaları farklı çözümler bulmaya zorlayabilir.

    FAME motor ailesi Mercedes-Benz’in bağımsızlığını ve prestijini koruma stratejisini güçlendiriyor. Ancak uzun vadede, yazılım geliştirme, batarya teknolojileri veya hibrit motor çözümleri gibi alanlarda farklı markalar arasında yeni iş birlikleri gündeme gelebilir. Bu nedenle bugünkü reddiye, ileride iş birliği ihtimalinin tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmiyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Mercedes-Benz’in BMW motorlarını kullanacağına dair haberlerin bu kadar hızlı yayılması, otomotiv dünyasında rekabetin ne kadar hassas olduğunu bir kez daha gösterdi. Gerçek şu ki, otomotiv sektöründe elektrifikasyon ve sıkı emisyon normları tüm markaları zorluyor. Bu nedenle üreticilerin iş birliği yapmaları artık bir zorunluluk haline geliyor.

    Bizce Mercedes-Benz’in FAME motor ailesiyle kendi teknolojisine güvenmeye devam etmesi, markanın prestijini ve bağımsızlığını koruma çabasının bir göstergesi. Ancak elektrifikasyon çağında, BMW ile iş birliği ihtimalinin tamamen ortadan kalktığını söylemek de güç. İlerleyen yıllarda, tıpkı geçmişte Renault ile yapılan ortaklık gibi, farklı noktalarda yeni iş birlikleri gündeme gelebilir.

    Gelecek yıllar bu stratejinin kalıcılığını net biçimde gösterecek.

    BMW’nin Türkiye’de satılan en güncel fiyat ve model ailesine BURADAN, Mercedes-Benz’in Türkiye’de satılan en güncel fiyat ve model ailesine ise BURADAN ulaşabilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • GM CEO’su Mary Barra 35 Milyon Dolarlık Hisse Sattı!

    GM CEO’su Mary Barra 35 Milyon Dolarlık Hisse Sattı!

    GM CEO’su Mary Barra, %40 hisse satışından 35 milyon dolar kazandı. Peki bu dev satışın perde arkasında hangi stratejiler ve etkiler yatıyor?

    Mary Barra’nın Rekor Hisse Satışı

    General Motors (GM) CEO’su Mary Barra, Ağustos ayında şirket hisselerinin yaklaşık %40’ını elden çıkardı. Toplam değeri 35,4 milyon dolar olan bu satış, otomotiv sektörünün en çok konuşulan gelişmelerinden biri haline geldi.

    Barra’nın bu satışı, hem GM’in mevcut piyasa stratejileri hem de üst düzey yöneticilerin kazanç yapıları üzerine yoğun tartışmaları yeniden gündeme taşıdı.


    Satışın Detayları: Hangi Hisseler Elden Çıkarıldı?

    Mary Barra’nın satışı, farklı hisse ve opsiyonlardan oluştu:

    • 297.000 hisse ortalama 58,24 dolar fiyatla satıldı → 17,3 milyon dolar
    • 235.000 opsiyon 39 dolarlık fiyattan kullanıldı → 4,5 milyon dolar
    • 375.024 opsiyon 35,49 dolardan satıldı → 8,5 milyon dolar
    • 87.839 hisse bir güven fonundan 58,13 dolardan çıkarıldı → 5,1 milyon dolar

    Bu tablo, Barra’nın toplamda 35,4 milyon dolar değerinde satış gerçekleştirdiğini gösteriyor.


    Algoritmik Satış Sistemi: İçerden Bilgi İddialarını Önlemek

    Önemli bir nokta, satışların Barra tarafından manuel yapılmamış olması. GM’de üst düzey yöneticilerin hisse satışları, önceden belirlenmiş fiyat seviyelerine ulaşınca otomatik satış yapan algoritmalar üzerinden gerçekleşiyor.

    Bu yöntem, yöneticilerin içeriden bilgiye dayanarak işlem yaptığı iddialarını bertaraf etmek için kullanılıyor. GM sözcüsü Jim Cain, “Barra’nın kazancının %92’si performansa dayalı. Yani şirketin başarısı, CEO’nun kazancıyla doğrudan bağlantılı” dedi.


    Mary Barra’nın Maaş Yapısı

    • Taban maaş: 2,1 milyon dolar (2017’den beri sabit)
    • Toplam kazanç 2024: 29,5 milyon dolar
    • Yeni zam: 2025 itibarıyla kısa ve uzun vadeli ödemelere %7,7 artış

    Böylece Barra’nın yıllık maaşı ve teşvikleri, GM’in performansına paralel olarak artmaya devam edecek.


    GM’in CEO Kazançları Üzerinden Gündeme Gelişi

    Mary Barra, uzun süredir ABD’nin en yüksek maaşlı otomotiv yöneticilerinden biri. Daha önce de gündeme gelmiş, GM CEO’sunun ortalama bir işçiden 310 kat daha fazla kazandığı haberlerde öne çıkmıştı.

    Bu son hisse satışı ise, şirketin yönetim kadrosundaki gelir uçurumunu bir kez daha tartışmaya açtı.


    GM Açısından Ne Anlama Geliyor?

    Mary Barra’nın hisse satışı, bazı yatırımcılar tarafından “olumsuz sinyal” olarak değerlendirilebilecek olsa da, algoritmik satış sistemi sayesinde bunun kişisel bir tercihten ziyade önceden belirlenmiş bir süreç olduğu vurgulanıyor.

    Ayrıca Barra’nın hâlâ önemli miktarda GM hissesi bulunuyor. Yani şirkete olan güvenini kaybetmiş değil, daha çok portföy çeşitlendirmesi yaptığı söylenebilir.


    GM’in Gelecek Stratejileri

    Barra’nın kazanç yapısı, şirketin uzun vadeli planlarıyla da örtüşüyor. GM önümüzdeki yıllarda:

    • Elektrikli araç yatırımlarını artıracak
    • Otonom sürüş teknolojilerine odaklanacak
    • 2028 itibarıyla hidrojen yakıt hücreli araç üretimine Toyota ile birlikte adım atacak

    Yani hisse satışı, GM’in vizyonunu değiştirmiyor. Tam aksine, Barra’nın performansa dayalı kazanç modeli, bu projelerin başarısına daha da bağımlı hale geliyor.

    Piston Kafalar Yorumu

    Mary Barra’nın rekor hisse satışı, yüzeyde tartışma yaratacak gibi görünse de aslında GM’in uzun vadeli stratejisinin bir parçası. Satış algoritmaları sayesinde içeriden bilgi şüpheleri engelleniyor. Ancak işin dikkat çekici yanı, CEO kazançları ile işçi maaşları arasındaki uçurumun giderek daha fazla konuşulması. GM elektrikli ve hidrojenli gelecek için dev yatırımlar yaparken, yatırımcıların en çok merak ettiği soru şu: Şirketin büyüme performansı bu yüksek CEO kazançlarını haklı çıkarabilecek mi?

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Renault Group Yönetimini Yeniden Şekillendirdi: Geleceğe Hazırlıkta Büyük Dönüşüm

    Renault Group Yönetimini Yeniden Şekillendirdi: Geleceğe Hazırlıkta Büyük Dönüşüm

    Renault Group, CEO François Provost liderliğinde yönetim kadrosunu yeniliyor. Yeni atamalar ve stratejik hamleler, markanın geleceğini şekillendiriyor.

    Renault’da Yeni Bir Dönem Başlıyor

    Renault Group, 31 Temmuz’da göreve başlayan yeni CEO François Provost liderliğinde önemli bir yeniden yapılanmaya imza attı. Şirketin dönüşüm sürecini hızlandırmayı amaçlayan bu hamle, yönetim kadrosundaki kapsamlı değişiklikler ve organizasyonel güncellemeler ile dikkat çekiyor.

    Provost, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
    “Karşımızdaki zorlukların üstesinden gelebilmek için daha hızlı karar veren, daha etkili uygulayan ve müşterilerimize daha yakın duran bir organizasyona ihtiyaç duyuyoruz.”

    Bu yaklaşım, Renault’nun sadece Avrupa’da değil, küresel ölçekte rekabet gücünü artırmayı hedeflediğini de ortaya koyuyor.


    Büyümeden Sorumlu Başkan: Fabrice Cambolive

    Renault markasının mevcut CEO’su olan Fabrice Cambolive, yeni oluşturulan Büyümeden Sorumlu Başkan (Chief Growth Officer) rolüne getirildi.
    Bu yeni görevle birlikte Cambolive:

    • Renault ve Dacia markalarının yönetimini üstlenecek,
    • Uluslararası büyüme stratejilerini yönetecek (özellikle Hindistan, Latin Amerika ve Kore odaklı),
    • Dijital müşteri deneyimi, satış sonrası hizmetler, bayi ağı ve finansal hizmetleri entegre şekilde yönlendirecek.

    Bu hamle, Renault Group’un marka kimliklerini koruyarak birleşik bir stratejik yaklaşım oluşturmasına olanak tanıyacak.


    Dacia’nın Yeni CEO’su Katrin Adt

    Denis Le Vot’un yerine geçen Katrin Adt, Dacia’nın yeni CEO’su oldu.
    Adt, bundan sonraki süreçte Fabrice Cambolive’e bağlı çalışacak ve Renault Group Liderlik Ekibi’ne katılacak.

    Bu atama, özellikle Dacia’nın Avrupa’daki güçlü konumunu daha kârlı ve yenilikçi modellerle pekiştirmek açısından kritik önemde görülüyor.


    Mühendislik ve İnovasyon: CTO Philippe Brunet

    Renault Group, mühendislik dönüşümünü hızlandırmak için Philippe Brunet’i Teknolojiden Sorumlu Başkan (CTO) olarak atadı.
    Brunet, hem Renault Group hem de elektrikli mobilite odaklı Ampere biriminin mühendislik faaliyetlerinden sorumlu olacak.

    Görev alanı:

    • Elektrifikasyon projeleri (E-Tech teknolojileri, batarya geliştirme)
    • Ürün planlama ve kalite süreçlerinin hızlandırılması
    • Satın alma ve üretim zincirinde daha yakın koordinasyon

    Bu atama, Renault’nun Euro 7 standartlarına ve elektrifikasyon hedeflerine uyum sağlamasında kritik rol oynayacak.


    Satın Almada Yeni İsim: Anthony Plouvier

    Satın Alma Stratejisi ve Dönüşüm Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Anthony Plouvier, artık Satın Almadan Sorumlu Başkan rolünde.

    Plouvier’in hedefleri:

    • Maliyet optimizasyonunu güçlendirmek,
    • Tedarik zincirinde rekabet avantajı oluşturmak,
    • Küresel tedarikçilerle iş birliğini daha da derinleştirmek.

    20 yıllık deneyimiyle, Renault’nun maliyet verimliliği odaklı stratejilerine ivme kazandırması bekleniyor.


    Üretim, Kalite ve Tedarik Zinciri: Thierry Charvet

    Thierry Charvet, mevcut Üretim ve Kalite Başkanı görevine ek olarak Tedarik Zinciri sorumluluğunu da üstlendi.

    Böylece:

    • Operasyonel verimliliğin artması,
    • Süreçler arası uyumun güçlenmesi,
    • Sürdürülebilir üretim hedeflerinin daha güçlü şekilde hayata geçirilmesi planlanıyor.

    İnsan Kaynaklarında Değişim: Claire Fanget

    Claire Fanget, Renault Group’un yeni İnsan ve Organizasyondan Sorumlu Başkanı (Chief People & Organisation Officer) oldu.

    Görev alanı:

    • İnsan kaynaklarının yeni pazar ihtiyaçlarına göre yeniden şekillendirilmesi,
    • Yönetsel mükemmeliyetin artırılması,
    • Küresel yetenek yönetimi ve eğitim süreçlerinin hızlandırılması.

    İletişim Stratejisi Güçleniyor: Christian Stein

    Christian Stein, Kurumsal İletişim Başkanı olarak Renault Group Liderlik Ekibi’ne katıldı.
    Böylece iletişim ve marka stratejisi, doğrudan üst yönetim seviyesinde temsil edilecek.


    Piston Kafalar Yorumu

    Renault Group’un bu yeniden yapılanması, aslında otomotiv endüstrisinin küresel dönüşümüne verilen bir yanıt. Elektrifikasyon, yazılım tanımlı araçlar ve Euro 7 gibi regülasyon baskıları, markaları daha çevik ve yenilikçi olmaya zorluyor.
    Renault’nun CEO François Provost önderliğinde yaptığı bu kapsamlı atamalar, geleceğe hazırlık için bir “krizden fırsat çıkarma” stratejisi olarak okunabilir. Ancak bu stratejinin başarıya ulaşması, sadece doğru liderlik atamalarıyla değil; teknoloji yatırımları, tedarik zinciri yönetimi ve müşteri güveninin yeniden tesis edilmesiyle mümkün olacak.

    Türkiye’de satılan Renault modellerine ve en güncel fiyat bilgisine Renault Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Bu Haberlerde İlginizi Çekebilir