Etiket: Tesla Motors

  • Küllerinden Doğan TESLA ve Elon Musk’ın Başarı Hikayesi

    Küllerinden Doğan TESLA ve Elon Musk’ın Başarı Hikayesi

    Küllerinden Doğan TESLA ve Elon Musk’ın Başarı Hikayesi büyülüyor. Geleceğe yaptığı yatırımlarla adından oldukça söz ettiren Elon Musk’ın yoktan var ettiği elektrikli araç şirketi Tesla‘nın inişli çıkışlı hikayesini okuyunca etkileneceksiniz. Batmaktan, yapılan anlaşmalarla kurtulan şirketin genç yatırımcılar için heyecan ve ibret dolu hikâyesi mevcut.

    Tüm yatırımcıların gıpta ederek baktığı Elon Musk, Paypal şirketinden kazandığı paraları SpaceX ve Tesla’ya yatırarak belki de dünyada bir ilki gerçekleştirdi. Kimsenin almak istemeyeceği bir riski alarak kendi ihtimaline oynayan Musk bugün her iki başarılı şirketiyle teknolojiye ve geleceğe yön veriyor.

    Tesla Motors şirketini sıfır noktasından sahiplenen Elon Musk, bugün başarıları ve yeni kazançlarıyla anılıyor. Bu noktaya gelinceye dek yaşadıkları, aldığı riskler ve batmaktan kaç defa kurtulduğuysa gündemimizde değil. Tesla’nın bol virajlı, yatırımcıların yüreğini ağzına getirecek yeniden varoluş hikâyesi, ilinizi çekecek

    Kendini fabrikaya atan girişimci

    Sahibi olduğu PayPal’dan 180 milyon gelir elde eden Elon Musk, girişimcilik kariyerine uzmanlık alanı olan yazılımdan devam etmedi. İlk olarak 2002’de SpaceX’i 2004 yılında ise Tesla Motors’u kurdu. Tesla Motors, 6,3 milyon dolar sermaye ile hayata geçmişti ve ilk üretimlerini Menlo Park, California’da bir zamanlar Chevrolet bayisi olan garajda gerçekleştiriyordu. Dışarıdan üretilen parçalar burada bir araya getiriliyordu ancak seri üretim için büyük bir fabrika gerekliydi. Musk’ın o günlerde gözüne takılan Nummi tesisi, 1 milyar dolar değerindeydi.

    Adım adım planlanan başarı

    Tesla projesi ilk yıllarını zor da olsa başarıyla tamamladı. 2008’de ilk Roadster modeli sunuldu ve 2010 sonuna kadar 1.300 otomobil satıldı. Tesla, Model S tasarımıyla ABD Hükümeti’nin teknoloji şirketlerine sunduğu fondan yararlanma fırsatı yakaladı. Tesla’nın ilk adımlarını bu kadar başarılı kılan, yol haritasının çok iyi belirlenmiş olmasıydı. Musk, ilk olarak yüksek kalite ve performansa sahip spor model bir elektrikli otomobil üretilebileceğini gösterecekti. Ardından, BMW ve Mercedes gibi devlere rakip olabilecek bir sedan üretilecekti. Son olarak, fiyat avantajı sağlamak için seri üretime geçilecekti. En son basamak, en zorlu adımı temsil ediyordu.

    Risk almak başarmanın yarısıdır

    Tesla kendisini var eden, yaratıcı fikirler üreten güçlü bir ekibe sahip olmasaydı adı daha bilinmeden sönüp gidebilirdi. Şirketin ilk aracı Roadster’ın 2007 yılında 109 bin dolardan satışa sunulması beklenirken, üretimden önce hazırlanan bir maliyet raporu aracın 140 bin dolardan daha pahalıya mal olacağını ortaya çıkardı. Roadster bir tane bile satılmadan borca girilmesine neden olacaktı. Elon Musk kendi yaptığı hesaplamalarda aracın maliyetini 65 bin dolar hesaplamıştı. İngiltere’de aracın karoserini üreten firmayı ziyarete gittiğindeyse karoseri üretmek için ihtiyaç duyulan malzemelerin bulunmadığını fark etti. Satılması bir yana Roadster’ın üretilmesi bile mümkün değildi. Tesla’nın kaybettiği sermaye 100 milyon dolara yaklaşınca Elon Musk duruma el koydu.

    Dönemin CEO’su Martin Eberhard’ın havlu atmasıyla elektronik üreticisi Flextronics’in eski patronu Michael Marks geçici CEO olarak göreve başladı. Durumun vahametini fark eden Marks, Roadster’ın üretimini durdurarak yaşanacak kayıpların önüne geçmeye çalıştı. Yenilgiyi kabul etmeyen Musk, 2007 yılının sonunda şirkete 20 milyon dolar daha yatırdı. Bu yatırım, Roadster sorununu çözmeye odaklanmış mühendisler için bir motivasyon kaynağı oldu. Aracın enerji sorununu çözmek için mühendisler bataryalar boyunca dolaşan yeni bir sıvı soğutma sistemi tasarladı ve bu sistem nem, duman veya sıvı sızıntısı halinde bataryaları mili-saniyeler içerisinde devre dışı bırakacak bir devreyle desteklendi. Roadster, 200 kilovat gücündeki (288 beygir) motoruyla 0’dan 100 kilometre hıza dört saniyenin altında ulaşıyordu.

    ‘Her gün cam yemek gibiydi’

    Tesla mühendisleri Roadster üretim maliyetini 95 bin dolara indirmişti ancak 92 bin dolar olarak belirlenen ön satış fiyatlarına ulaşmak bir yana araçtan kar etmek mümkün görünmüyordu. 2008 sonuna gelindiğinde firmanın kasasında yalnızca 500 bin dolar kalmıştı. Tesla gibi fena tökezleyen SpaceX, Elon Musk’ın kişisel servetini bitirmek üzereydi. O sırada 37 yaşındaki girişimcinin hesaplarında son 20 milyon doları kalmıştı. Kalan parası ile hala milyoner olarak yaşayabilirdi ancak Elon Musk, tekrar risk almayı tercih etti. Kendisi gibi girişimci olan küçük kardeşi Kimbal’den destek alan Musk, arkadaşlarından da topladığı paralarla 40 milyon dolarlık bir ‘kurtarma paketi’ oluşturdu. Hayallerini kurtarmak için çabaladığı o günleri Elon Musk, “Her gün cam yemek ve ölüm uçurumuna bakmak gibiydi” sözleriyle anlatıyor.

    Meksika’dan Smart kaçırmak

    Ocak 2009’a gelindiğinde Elon Musk kendi yarattığı şansın yardımıyla Tesla’yı kurtarmayı başardı. 2008 yılında Alman firması Daimler Benz’e batarya satışı yapmak isteyen Elon Musk, firma yöneticilerini ikna etmek için Daimler üretimi bir Smart aracını mühendislerin çabasıyla 5 haftada elektrikliye çevirdi. Tesla’nın Kaliforniya’daki üretim tesislerini ziyarete gelen Daimler teknoloji şefi Herbert Kohler’e gösterilen elektrikli Smart, Tesla’nın 2009 yılında Daimler’den bin adet batarya siparişi almasını sağladı. Satıştan 40 milyon dolar gelir elde eden şirketin ayrıca yüzde 10 hissesi Daimler tarafından 50 milyon dolara satın alındı.

    Uzakdoğu’dan dokunan el

    Daimler ile anlaşma yapılmasının ardından Roadster satışına başlayan Tesla, sırtını doğrultmaya başlamıştı. Planını uygulamaya koyan Musk, bir Sedan tasarımı aşamasına geçti ve Tesla araçlarına göz alıcı görüntüsünü kazandıran Franz von Holzhausen, Mazda’dan firmaya transfer edildi.

    Holzhausen, Musk’ın istediği 7 kişilik aile arabasını Model S ismiyle tasarladı. Aracın üretimi için finansman arayan Musk önce Goldman Sachs’a başvurdu. O sırada patlak veren mortgage krizi nedeniyle istediği finansmana ulaşamayan Musk önce ABD Hükümeti’nin 475 milyon dolarlık kredisini kabul etti. Daha sonra da gözünü diktiği Nummi tesislerinin sahibi Japon Toyota firmasının başkanı Akio Toyoda’yı kahvaltıya davet etti. Roadster ile ufak bir geziye çıkan Toyoda, daha sonra Musk ile kısa bir süre vakit geçirdi. Toplantıdan dört hafta sonra Toyoda, Tesla’ya 50 milyon dolarlık yatırım yapacağını açıkladı. Toyoda ayrıca Model S’in üretilmesi için milyar dolarlık yatırım yapacaklarını ve Nummi tesisi içinde 42 milyon dolarlık teklifi kabul ettiklerini belirtti. Bir ekonomi muhabiri neden Tesla’ya bu denli büyük bir ‘iyilik’ yapıldığını sorunca, Toyoda’nın cevabı, “Musk-chan… Onu seviyorum!” oldu.

    Hayaller gerçek oldu

    Daimler ve Toyota ile yapılan anlaşmaların ardından Tesla’nın işleri tamamen rayına oturmuştu. Firma Ekim 2011’de Model S betayı tanıttı. 3,000 ön sipariş alan otomobil tek şarjla 500 kilometre gidebiliyordu. Şubat 2012’de, Tesla Model X satışa sunuldu. Otomobilin ön siparişlerinden elde edilen gelir 40 milyon dolardı. Aracın tanıtımının ardından TeslaMotors.com trafiği %2800 arttı.

    Tesla’nın engel tanımayan büyümesi Nevada’daki dev batarya tesisi Gigafactory ile daha da sağlam temellere oturdu. Otomobillere yarı-otonom sürüş özelliği kazandıran Autopilot teknolojisi de yazılım alanında seviye atlanmasını sağladı. 2016’da Model 3’ü sunan Tesla, kısa süre önce Tesla Roadster’ın yeni versiyonu ve ilk yarı-otonom tırı Tesla Semi’yi tanıttı.

    Adını Şubat 2017’de ‘Tesla’ olarak kısaltan firma, otomobilden kalan vakitte yatırımını en uzman olduğu alana, bataryalara yapıyor. Güney Avustralya’da kısa süre önce tamamlanan 129 Megavat kapasiteli Tesla Powerpacks santrali, dünyanın sahip olduğu en büyük batarya özelliğini taşıyor. Tesla elektrikli araçları herkesin erişebileceği fiyatlara indirgeyebilirse, bir gün Tesla’nızı yine Tesla Powerwall bataryası ile aydınlanan evinizde şarj etme şansınız olabilir.

  • TESLA Model X’te Pirelli Lastikleri Kullanılacak

    TESLA Model X’te Pirelli Lastikleri Kullanılacak

    Tesla Model X, Pirelli Scorpion Asimmetrico lastikleriyle yollara çıkıyor. Elektrikli SUV, 450 km menzil ve yüksek performansıyla fark yaratıyor.

    Tesla, elektrikli otomobil pazarında sınırları zorlayan yenilikleriyle dikkat çekmeye devam ediyor. 2016 yılında tanıtılan Tesla Model X, sadece performansı ve menziliyle değil, aynı zamanda üzerinde taşıdığı teknolojik iş birlikleriyle de öne çıkıyor. Bu yeniliklerin en önemlilerinden biri, Tesla’nın lastik tercihi oldu. Amerikan üretici, Model X için orijinal ekipman olarak Pirelli Scorpion Asimmetrico lastiklerini seçti.

    Bu tercih, sadece bir lastik seçimi olmanın ötesinde, elektrikli araçların artan güç ve tork değerlerini güvenli bir şekilde yola aktarabilme konusunda büyük önem taşıyor. Çünkü yüksek menzile sahip elektrikli bir SUV, sıradan lastiklerle performansını sergileyemezdi. İşte bu noktada Pirelli’nin yıllara dayanan lastik mühendisliği devreye giriyor.


    Tesla Model X’in Donanım ve Performans Özellikleri

    Tesla Model X, kompakt SUV sınıfında konumlanmasına rağmen tam boy SUV ölçülerine sahip. Yedi kişilik oturma kapasitesi ve geniş bagaj hacmiyle aileler için ideal bir otomobil olan Model X, elektrikli motorlarının sunduğu yüksek performansla spor otomobilleri aratmıyor.

    • Menzil: 450 km (tek şarjla)
    • Azami hız: 250 km/s
    • 0-100 km/s hızlanma: 3,4 saniye

    Bu rakamlar, Model X’i yalnızca bir SUV değil, aynı zamanda pistte bile boy gösterebilecek bir performans aracı haline getiriyor. Araç, bu özellikleriyle 2016 yılında elektrikli otomobil dünyasında çıtayı bir adım daha yukarı taşıdı.


    Pirelli Scorpion Asimmetrico’nun Model X İçin Önemi

    Tesla’nın tercih ettiği Pirelli Scorpion Asimmetrico, özel olarak yüksek performanslı SUV modelleri için geliştirilen bir lastik serisi. Model X’te kullanılan lastikler, ön ve arka akslarda farklı ölçülerde sunuluyor:

    • Ön lastikler: 265/35ZR22 102W
    • Arka lastikler: 285/35ZR22 106W

    Bu farklı ebatlar, aracın ağırlık dağılımına ve yüksek hızdaki yol tutuşuna katkı sağlıyor.

    Ayrıca lastiklerin üzerinde bulunan M+S (Mud and Snow) işareti, yıl boyu kullanım imkânı sağlarken, dört mevsim koşullarında güvenliği artırıyor. Böylece sürücüler, Tesla’nın sunduğu 250 km/s azami hızın yanı sıra, farklı iklim şartlarında da maksimum güvenlikle yol alabiliyor.


    Elektrikli SUV’lar İçin Lastik Seçiminin Kritik Rolü

    Elektrikli araçların en önemli özelliklerinden biri, ani hızlanma ve yüksek tork değerleridir. Tesla Model X de tipik bir elektrikli motor karakteristiğiyle düşük hızlardan itibaren yüksek tork üretir. Bu durum, sıradan lastiklerin çok kısa sürede aşınmasına ya da yola tutunma sorunlarına yol açabilir.

    İşte bu nedenle Tesla ve Pirelli mühendisleri, Model X için özel bir versiyon geliştirdi. Scorpion Zero Asimmetrico lastikleri, güçlü SUV modellerinde denenmiş ve onaylanmış bir teknolojiye sahip. Tesla için uyarlanan versiyonu ise hem menzil hem de performans açısından aracın karakterine en uygun çözümlerden biri oldu.


    Tesla’nın Pirelli Tercihi: Bir Stratejik Karar

    Tesla’nın Pirelli ile yaptığı iş birliği, aslında markanın geleceğe dair stratejik vizyonunun bir parçası. Elektrikli otomobil üreticisi, Model X gibi bir araçta yalnızca hızlanma ve menzil ile öne çıkmakla kalmadı; güvenlik, yol tutuş ve uzun ömürlü kullanım konusunda da iddiasını ortaya koydu.

    Pirelli içinse bu iş birliği, elektrikli otomobillerin yükselişine ayak uydurmak açısından büyük bir fırsat oldu. Çünkü geleceğin otomotiv pazarında sadece motor teknolojisi değil, lastik teknolojisi de devrim geçiriyor.


    Tesla Model X ile Elektrikli Araç Segmentinde Yeni Bir Çağ

    2016 yılında piyasaya çıkan Tesla Model X, elektrikli araçların sadece şehir içi kullanım için değil, uzun yol ve aile ihtiyaçlarına da yanıt verebileceğini kanıtladı. SUV segmentinde sunduğu geniş yaşam alanı ve güçlü performansı, elektrikli araçların kitleselleşmesinde önemli bir rol oynadı.

    Ayrıca Tesla, bu modelle birlikte “elektrikli otomobillerin sürüş keyfi de yüksek olabilir” algısını pekiştirdi. Çünkü 3,4 saniyede 0-100 km/s hızlanma değerine sahip bir SUV, o dönem yalnızca birkaç süper otomobilin erişebildiği bir performanstı.


    Piston Kafalar Yorumu

    Tesla’nın Model X için Pirelli’yi seçmesi, elektrikli otomobil dünyasında güvenlik ve performansın birlikte önemsendiğini bir kez daha gösteriyor. Sizce elektrikli araçlarda lastik seçimi menzil kadar önemli mi? Gelin, yorumlarda tartışalım 🚗⚡

  • Tesla Model S Norveç Satışları ile Zirveye Oturdu: VW Golf’ü Solladı!

    Tesla Model S Norveç Satışları ile Zirveye Oturdu: VW Golf’ü Solladı!

    Tesla Model S Norveç satışlarıyla VW Golf’ü geride bırakarak en çok satan otomobil oldu. Sübvansiyonlar ve detaylı analiz haberimizde!

    Norveç, elektrikli otomobiller konusunda dünyaya örnek olmaya devam ediyor. Nüfusu görece düşük, iş gücü maliyetleri yüksek olmasına rağmen Norveç, elektrikli araç satışlarında adeta Avrupa’nın parlayan yıldızı hâline geldi. Bu yükselişte en büyük paylardan biri ise Tesla Model S Norveç satışları sayesinde Tesla’ya ait.

    Elektrikli ve yüksek performanslı otomobiller denince akla ilk gelen modellerden biri olan Tesla Model S, 2023 yılı Eylül ayının son çeyreğine kadar Norveç pazarında 322 adet satarak büyük bir başarıya imza attı. Bu sayı, Norveç gibi küçük bir pazarda oldukça ciddi bir rakam olarak değerlendiriliyor.

    Tesla Model S, VW Golf’ü Solladı

    Tesla Model S Norveç satışları, geleneksel içten yanmalı motorlu otomobillere ciddi bir alternatif oluşturuyor. Aynı dönemde Norveç’te satılan VW Golf sayısının 256 adet olması, Tesla’nın bu pazarda nasıl bir çıkış yakaladığını gözler önüne seriyor.

    Bu tablo, yalnızca elektrikli araçların yükselişi açısından değil, aynı zamanda Norveç’in çevre politikalarının otomotiv sektörüne etkisi açısından da büyük önem taşıyor. Norveç hükümeti, elektrikli araçlara sağladığı vergi indirimleri ve sübvansiyonel desteklerle tüketiciyi teşvik ederek Tesla Model S Norveç satışları gibi başarı hikâyelerine zemin hazırlıyor.

    Tesla Model S: Sübvansiyonlu Yıldız

    Tesla Model S, sadece teknolojisiyle değil, sunduğu fiyat-performans dengesiyle de Norveç pazarında avantajlı bir konuma sahip. Vergi teşvikleri sayesinde Tesla Model S, BMW 5 Serisi veya Mercedes-Benz E-Class gibi rakiplerinin neredeyse yarı fiyatına tüketiciye ulaşabiliyor.

    Bu fiyat avantajı, özellikle Norveç gibi çevreci yaklaşımların yüksek olduğu pazarlarda Tesla’yı öne çıkarıyor. Tesla Model S Norveç satışları, devlet desteklerinin elektrikli araç pazarında ne denli etkili olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu.

    Tesla Model S’in bir diğer avantajı ise 100% elektrikli olması nedeniyle düşük işletme maliyetleri. Norveç’te elektrikli araçlara uygulanan ücretsiz otopark, düşük otoyol ücretleri ve vergi avantajları, Tesla Model S Norveç satışları açısından oldukça belirleyici unsurlar olarak öne çıkıyor.

    Siparişler Şimdiden 1000 Adedi Aştı

    Tesla, Norveç’te yalnızca mevcut satış rakamlarıyla değil, Tesla Model S Norveç satışları için aldığı yüksek siparişlerle de gündemde. Model S, Eylül ayı itibarıyla Norveç’te 1000 adet ekstra sipariş alarak rekor kırdı.

    Bu, Tesla’nın yalnızca anlık bir trend olmadığını, kalıcı bir pazar liderliği hedeflediğini gösteriyor. Norveç pazarında ikinci en yüksek satış rakamına ulaşan elektrikli model ise Nissan Leaf oldu. Ancak Nissan Leaf’in satışları Tesla Model S’in gerisinde kaldı ve bu durum, Tesla’nın premium segmentteki cazibesini kanıtlar nitelikte.


    Piston Kafalar Yorumu

    Piston Kafalar olarak bizler, elektrikli otomobil devrimini heyecanla izliyoruz. Tesla Model S Norveç satışları, Avrupa’daki otomotiv pazarının ne kadar hızlı değiştiğinin en güzel örneklerinden biri.

    Norveç, elektrikli araçlar konusunda global ölçekte laboratuvar gibi işlev görüyor. Tesla Model S’in VW Golf gibi uzun yıllar pazar lideri olmuş bir modeli geçmesi, sektörün nereden nereye geldiğini açıkça gösteriyor.

    Bizce bu trend, önümüzdeki yıllarda Türkiye pazarına da güçlü şekilde yansıyacak. Özellikle elektrikli araç şarj altyapısı ve vergi teşvikleri geliştikçe, Tesla Model S Norveç satışları gibi başarı hikâyeleri Türkiye’de de görülecek. Tesla’nın bu başarısı, elektrikli araçların artık lüks bir niş pazar ürünü olmaktan çıkıp, gerçek bir pazar gücüne dönüştüğünün işareti.