Etiket: V8 Motor

  • TVR Yeniden Doğuyor: V8 Griffith Üretime Giriyor, Elektrikli Model de Yolda

    TVR Yeniden Doğuyor: V8 Griffith Üretime Giriyor, Elektrikli Model de Yolda

    Efsanevi İngiliz üretici TVR, Charge Holdings’in yatırımıyla yeniden sahneye çıkıyor. Yeni V8 Griffith üretime hazırlanıyor, markanın geleceğinde ise elektrikli modeller var.

    TVR’nin Dirilişi: Charge Holdings Dönemi Başlıyor

    Bir zamanların en çılgın İngiliz otomobil üreticisi TVR, nihayet geri dönüyor. Markanın yeni sahibi Charge Holdings, V8 motorlu Griffith modelini uzun yıllar süren bekleyişin ardından üretime taşımaya hazırlanıyor. Charge Holdings’in yaptığı finansal yatırım sayesinde, Ford’un 5.0 litrelik V8 motorunu kullanacak yeni Griffith için nihai üretim süreci başlıyor.

    Yeni sahip, daha önce Charge Cars çatısı altında elektrikli 1967 Ford Mustang restomod projesine imza atmış ve Ford’un resmi onayını almıştı. Aynı ekibin şimdi TVR’yi yeniden hayata döndürmesi, İngiliz otomotiv dünyasında büyük yankı uyandırdı.


    V8 Griffith: 2017’den Beri Beklenen Geri Dönüş

    Yeni TVR Griffith, ilk kez 2017’de tanıtılmıştı ancak finansal sıkıntılar nedeniyle üretime geçememişti. Bu modelin kökeni 1960’lara kadar uzanıyor; TVR o dönemde Rover V8 motorlarıyla anılan “delilikte zarafet” mottosunun sembolüydü.

    Yeni Griffith, Ford Mustang’ten alınan 5.0 litrelik atmosferik V8 motoru ve 6 ileri manuel şanzımanıyla saf sürüş deneyimini yaşatmayı hedefliyor. Motor 500 beygir güç üretiyor, 0-100 km/s hızlanma süresi 4 saniyenin altında, maksimum hız ise 320 km/s (200 mph) civarında olacak.

    Griffith’in 4.314 mm uzunluğunda, 1.850 mm genişliğinde ve 1.239 mm yüksekliğinde kompakt gövdesi, Aston Martin V8 Vantage ile benzer ölçülerde olsa da Porsche 911 ve Jaguar F-Type’tan daha küçük.

    Ağırlığı 1.250 kg’nin altında tutmak için karbon kompozit şasi kullanılan araç, 50:50 ağırlık dağılımı ve çift salıncaklı süspansiyon sistemiyle saf bir spor otomobil karakteri sunuyor.


    Yeni Sahip: Charge Holdings ve Elektrikli Gelecek

    TVR, artık Charge Holdings’in bir alt markası olarak faaliyet gösterecek. Şirketin CEO’su Paul Abercrombie, markanın “yenilik ile mirası birleştiren düşük hacimli lüks otomobil grubunun çekirdeğini oluşturacağını” söyledi.

    Charge Holdings, TVR’yi içeren çok markalı, düşük hacimli bir otomotiv ekosistemi kurmayı hedefliyor. Bu yapı içinde markalar, tasarım, mühendislik ve üretim alanlarında iş birliği yapacak. Amaç, yeni nesil yüksek performanslı İngiliz lüks otomobillerinin temelini atmak.

    Grup ayrıca elektrifikasyon planlarını da doğruladı. Geçmişte elektrikli restomod projeleriyle deneyim kazanan Charge Holdings, gelecekte tamamen elektrikli veya hibrit TVR modelleri üretmeyi hedefliyor.


    Platform ve Teknoloji Durumu

    Yeni Griffith’in üretiminde kullanılacak altyapı henüz net değil. İlk planlarda aracın Gordon Murray Design’ın iStream şasi teknolojisini kullanması öngörülüyordu, ancak bu teknolojinin hakları şu anda Forseven tarafından kontrol ediliyor. Forseven, kısa süre önce McLaren ile birleşmiş bir startup olduğu için, TVR’nin bu platformu kullanabilmesi şüpheli. Bu nedenle markanın yeni sahiplerinin, alternatif bir şasi çözümü geliştirmesi bekleniyor.


    Tasarım: Aerodinamik Zekâ ve Saf Mühendislik

    Yeni Griffith’in tasarım felsefesi, devasa spoylerler yerine zemin altı aerodinamiği (ground effect) üzerinden downforce üretmeye dayanıyor. Aracın tamamen düz alt tabanı, yüksek hızlarda doğal yere basma kuvveti oluşturuyor.

    19 inç ön ve 20 inç arka jantlar ile arka tekerlek tahrikli yapı, aracın çevikliğini artırıyor. TVR, bu modelde “akıllı mühendisliği” elektronik sürücü destek sistemlerine tercih ettiğini belirtiyor. Yine de güvenlik için ABS ve çekiş kontrolü standart olacak.


    Elektrikli TVR’ler Ufukta

    Charge Holdings, gelecekte TVR’nin elektrikli platformlara geçeceğini doğruladı. Bu adım, markanın ikonik “aşırı performans” kimliğini kaybetmeden modernleştirilmesi anlamına geliyor. Yeni elektrikli TVR modellerinde yüksek performanslı batarya paketleri ve ileri seviye tork kontrol sistemlerinin kullanılması bekleniyor.

    TVR markasına ait tüm gelişmelere BURADAN ulaşabilirsiniz.

    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    TVR, otomotiv tarihinin en dirençli ve delidolu markalarından biri. Her iflasın ardından küllerinden doğan bu marka, Charge Holdings’in stratejik desteğiyle yeniden nefes alıyor. Yeni Griffith, safkan V8 karakterini korurken, gelecek planlarında elektrikli TVR’lerin yer alması markayı modern çağla uyumlu hale getiriyor. Bu birleşme, İngiliz butik spor otomobil endüstrisinin yeniden doğuşunun da bir işareti olabilir. TVR, bir kez daha “ölmeyen marka” unvanını hak ediyor.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇

  • Capricorn 01 Zagato: 900+ HP, Manuel ve Sadece 19 Adet!

    Capricorn 01 Zagato: 900+ HP, Manuel ve Sadece 19 Adet!

    Zagato imzalı Capricorn 01, 900+ HP’lik V8, dog-leg manuel şanzıman ve 224 km/s hızıyla hiper otomobil dünyasına eski usul sürüş keyfini geri getiriyor.

    Capricorn 01 Zagato: Hiper Otomobil Çağında Analog Bir Devrim

    Lüks otomotiv dünyasının en köklü tasarım stüdyolarından Zagato, Alman mühendislik devi Capricorn ile güçlerini birleştirerek hiper otomobil sahnesine eşi benzeri olmayan bir oyuncu kazandırdı: Capricorn 01 Zagato. Sadece 19 adet üretilecek bu özel model, 900+ beygir gücünde V8 motoru, dog-leg 5 ileri manuel şanzımanı, yarış otomobili altyapısı ve tamamen analog sürüş karakteriyle hiper otomobil dünyasında bambaşka bir sayfa açıyor.


    Yarış Teknolojisiyle Doğan Bir Otomobil

    Capricorn 01’in kalbinde, Ford kökenli 5.2 litrelik V8 motor yatıyor. Capricorn mühendisleri, motoru tamamen yeniden ele alarak yeni krank mili, pistonlar, supaplar ve özel bir supercharger sistemiyle güçlendirdi. Sonuç: 900+ hp (887 beygir) ve 737 lb-ft (999 Nm) tork. Bu güç, sadece 1200 kg altındaki ağırlıkla birleşerek araca 0-100 km/s hızlanmasını 2.9 saniyede tamamlama ve 224 mph (360 km/s) maksimum hız gibi inanılmaz değerler kazandırıyor.

    Güç arka tekerleklere dog-leg 5 ileri manuel bir şanzımanla aktarılıyor. Modern hiper otomobillerde neredeyse tamamen unutulan manuel vites, bu modelde sürücüyle otomobil arasındaki bağı yeniden kuruyor.


    LMP1 İlhamlı Mühendislik

    Capricorn 01’in monokok şasisi, Le Mans prototip yarış otomobillerinden ilham alınarak tamamen karbon fiberden üretildi. Ön ve arka süspansiyonlarda çift salıncaklı pushrod sistem kullanılırken, Bilstein amortisörler sürüş moduna göre Comfort, Sport ve Track ayarlarına sahip.

    Direksiyon sistemi, düşük hızlarda elektrik destekli çalışırken yüksek hızlarda tamamen mekanik his sunuyor. Bu sayede sürücüye “yarış otomobili hassasiyetinde” bir yol tutuş sağlanıyor.


    Aerodinamik ve Tasarımda Zagato Dokunuşu

    Zagato’nun imzası olan “çift kabarcıklı tavan” tasarımı ve sade, zamansız çizgiler, Capricorn 01’e klasik bir yarış otomobili duruşu kazandırıyor.

    • Gövde tamamen karbon fiber
    • Gullwing kapılar ile üst düzey dramatik etki
    • Büyük spoyler yerine zemin etkili aerodinamik yapı
    • Yere yakın tasarım ve fonksiyonel hava kanalları

    Tasarımda modern hiper otomobillerdeki aşırı karmaşık detaylardan uzak, sade ve işlevsel bir yaklaşım tercih edilmiş. Zagato baş tasarımcısı Norihiko Harada, aracın “50 yıl sonra dahi klasik görünecek şekilde” tasarlandığını vurguluyor.


    İç Mekân: Analog Krallık

    Capricorn 01’in iç mekânı tamamen analog sürüş hissi üzerine kurulu:

    • Fiziksel göstergeler, merkezi takometre
    • Klasik kahverengi deri direksiyon
    • Titanyum ve alüminyumdan üretilmiş düğmeler
    • 4 noktalı emniyet kemeri, sabit yarış koltukları
    • Ayarlanabilir pedal kutusu ve vites kolu

    Hiçbir dokunmatik ekran ya da sürücü asistanı bulunmayan kokpit, sürücüyü tamamen “saf sürüş deneyimine” odaklanmaya davet ediyor.


    Fiyat, Üretim ve Satış

    Capricorn 01 Zagato’dan yalnızca 19 adet üretilecek. Her biri 2.95 milyon € (~3.3 milyon $) fiyat etiketi taşıyan hiper otomobil, Avrupa, Japonya, Meksika, Kanada ve Orta Doğu pazarlarında satışa sunulacak. Üretim 2026’nın ilk yarısında başlayacak.

    Okuyucular Bunları da Merak Etti 👇





    Piston Kafalar Yorumu – Editör Notu

    Akın DAĞYARAN

    Capricorn 01 Zagato, hiper otomobil dünyasında artık unuttuğumuz değerleri hatırlatan bir mühendislik manifestosu. Yalnızca rakamlarla değil, ruhuyla da farklı. Manuel vites, dog-leg şanzıman ve saf sürüş felsefesiyle bugünün dijitalleşen süper otomobillerinden ayrılıyor. Capricorn 01 geleceğin en özel parçalarından biri olacak. Bu otomobil, yalnızca bir araç değil; sürüş tutkusunun en saf hali.

  • Bentley Continental Supersports Geri Dönüyor: Safkan V8, Daha Hafif, Daha Agresif

    Bentley Continental Supersports Geri Dönüyor: Safkan V8, Daha Hafif, Daha Agresif

    Bentley, ikonik Supersports’u geri getiriyor. Plug-in hibrit yerine safkan V8, hafif gövde ve agresif tasarım detaylarıyla performansa odaklanıyor.

    İkonik İsim, Safkan Performansla Geri Dönüyor

    Bentley, 100 yıl önce ilk kez kullandığı Supersports adını yeniden sahneye çıkarıyor. 2026 yılında sınırlı sayıda üretilecek Continental Supersports, markanın lüks ile safkan performansı birleştiren en ekstrem modellerinden biri olacak.

    Yeni Supersports, Bentley’nin bugüne kadar sunduğu plug-in hibrit sistemli modellerden farklı olarak tamamen içten yanmalı V8 motor ile geliyor. Bu, markanın “saf sürüş keyfi” vurgusunu yeniden gündeme taşıyor.


    Tasarım: Agresif ve Fonksiyonel Dokunuşlar

    Bentley’nin yayınladığı teaser görsellerinden ve Autocar’ın raporlarından anlaşıldığı kadarıyla Supersports, Continental ailesinin en agresif tasarımlı versiyonu olacak.

    • Arkada büyük bir spoiler
    • Yeniden tasarlanmış arka tampon ve difüzör
    • Çift taraflı dört egzoz çıkışı
    • Ultra düşük profilli lastikler üzerine gloss siyah jantlar
    • Ön tarafta büyük hava girişleri, splitter ve genişletilmiş paneller

    Tüm bu detaylar sadece görsellik için değil, aerodinamik verimlilik için de eklenmiş.


    Motor ve Performans: 4.0 V8 Saf Güç

    Yeni Supersports’un kalbinde 4.0 litrelik twin-turbo V8 motor bulunuyor. Plug-in hibrit Continental modellerine kıyasla hibrit sistem tamamen kaldırılmış.

    • Güç: Yaklaşık 475 kW (645 bg)
    • Şanzıman: 8 ileri çift kavramalı otomatik
    • Aktarma: Arkadan itişli (RWD) düzen
    • Hedef ağırlık: 2000 kg altında (hibritten 450 kg daha hafif)
    • 0-100 km/s: Tahmini 3,1 saniye (GT Speed ile aynı)

    Bentley, hibrit sistemin ek ağırlığından kurtulmak için sadece motoru değil, gövdeyi de hafifletiyor. Karbon-fiber paneller, hafif ön koltuklar ve arka koltuğun tamamen çıkarılması ile Supersports “minimum ağırlık, maksimum performans” felsefesine yaklaştırılıyor.


    Lüksün Sınırlarını Zorlayan Özel Seri

    Supersports yalnızca birkaç yüz adet üretilecek. İngiltere fiyatı £400,000 (yaklaşık 815.000 AUD / 16 milyon TL üstü) seviyesinden başlayacak.

    Bu rakam, Supersports’u yalnızca performans değil, aynı zamanda koleksiyon değeri olan bir Bentley haline getiriyor. Araç, 2025 sonunda tanıtılacak ve 2026 itibarıyla sınırlı müşterilere teslim edilmeye başlanacak.


    Hibritten Safkan Benzine Geçiş: Stratejik Bir Hamle mi?

    Son dönemde Bentley, Continental ailesini yalnızca plug-in hibrit V8 motorlarla sunuyordu. Ancak Supersports, bu trendi kırarak safkan V8 ile geliyor.

    👉 Bu durum, lüks markaların hâlâ tamamen elektrikli veya hibrit olmayan performans araçlarına talep olduğunu gösteriyor.
    👉 Özellikle koleksiyonerler ve performans tutkunları için “hibrit olmayan” bir Bentley, daha özel ve nadir konumda.


    Piston Kafalar Yorumu

    Bentley Continental Supersports, markanın köklerine geri dönüşünü temsil ediyor. Hibrit destekli modellerin yaygınlaştığı bir dönemde Bentley, safkan V8 motor ve hafif gövde ile “gerçek sürüş hissi” peşinde koşuyor.

    Bu model, sadece hız tutkunlarına değil, aynı zamanda “koleksiyon değeri olan nadir otomobillere” yatırım yapmak isteyenlere de hitap ediyor. Türkiye’de resmi satış ihtimali düşük olsa da, otomotiv dünyasının en çok konuşulan özel Bentley modellerinden biri olacak.

    Marka hakkında detaylı bilgi için Bentley’in Resmi Web Sitesinden bilgi alabilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir:

  • Şaşırtan Yasak: Dodge Durango Hellcat Bu Bölgede Yasaklandı!

    Şaşırtan Yasak: Dodge Durango Hellcat Bu Bölgede Yasaklandı!

    Dodge Durango Hellcat ve R/T 392, sürpriz bir kararla bazı bölgelerde yasaklandı. İşte yasağın detayları ve merak edilen tüm gelişmeler!

    Dodge Durango Hellcat Neden Yasaklandı?

    Dodge’un efsanevi Durango SRT Hellcat modeli, güçlü 6.2 litrelik süperşarjlı V8 motoruyla performans tutkunlarının hayalini süslüyor. Ancak bu hayal, ABD’nin tamamında gerçekleşemiyor. Çünkü California Air Resources Board (CARB) tarafından belirlenen katı yakıt ekonomisi ve emisyon standartları, Dodge’un yüksek hacimli motorlara sahip modellerini birçok eyalette satış dışı bırakıyor.

    ABD’de Trump yönetiminin geçirdiği düzenlemelerle CAFE (Corporate Average Fuel Economy) cezaları düşürülse de CARB, kendi kurallarını uygulamaya devam ediyor. Bu da Durango R/T 392 ve Durango Hellcat gibi modellerin satışını ciddi şekilde sınırlandırıyor.


    CARB Düzenlemeleri Hangi Modelleri Etkiliyor?

    CARB kuralları kapsamında Dodge Durango GT modeli, 5.7 litrelik HEMI V8 motoruyla tüm eyaletlerde satışa sunulabiliyor. Ancak daha yüksek performans odaklı:

    • Durango R/T 392 (6.4 litrelik atmosferik V8)
    • Durango SRT Hellcat (6.2 litrelik süperşarjlı V8)

    sadece CARB dışı eyaletlerde satışa çıkabiliyor. Bu ayrım, hem performans tutkunlarını hem de Dodge bayilerini zorluyor.


    Durango Hellcat’in Yasaklandığı Eyaletler

    İşte CARB kuralları nedeniyle Dodge Durango Hellcat ve R/T 392’nin satılamadığı eyaletler:

    • California
    • Colorado
    • Connecticut
    • Delaware
    • Maine
    • Maryland
    • Massachusetts
    • Minnesota
    • Nevada
    • New Jersey
    • New York
    • Oregon
    • Pennsylvania
    • Rhode Island
    • Vermont
    • Virginia
    • Washington
    • Washington DC

    Bu liste, ABD’nin otomobil pazarında oldukça geniş bir bölgeyi kapsıyor. Özellikle New York, California ve Washington gibi yüksek satış potansiyeline sahip eyaletlerde yasak olması Dodge için büyük kayıp anlamına geliyor.


    Dodge’un Stratejisi ve Stellantis’in Rolü

    Stellantis CEO’su Carlos Tavares döneminde, Dodge ve Ram markaları elektrikli ve altı silindirli motorlara yönelmişti. Charger ve Challenger modelleri rafa kaldırılmış, elektrikli geleceğe odaklanılmıştı. Ancak Tavares’in görevden alınmasının ardından rüzgâr tersine döndü.

    Yeni yönetim, V8 motorların popülaritesini ve müşteri talebini göz ardı etmedi. Ram 1500 modelinde 5.7 litrelik HEMI motor geri getirildi, süperşarjlı TRX yeniden canlandırıldı. Aynı şekilde Durango SRT Hellcat de üretim planlarına dahil edilerek performans odaklı kimliğini korudu.


    Hellcat Motorunun ABD’deki Geleceği

    Dodge sözcüsü, CARB ile görüşmelerin sürdüğünü ve Durango SRT Hellcat Jailbreak versiyonu ile Durango R/T 392 için bazı esneklikler talep ettiklerini açıkladı. Amaç, bu güçlü motorların da tıpkı 5.7 litrelik GT modeli gibi tüm eyaletlerde satılabilmesi.

    Hellcat motorunun geleceği aynı zamanda yeni Charger modelinin kaderini de etkileyecek. Çünkü Dodge’un performans kimliği, V8 motorlarla özdeşleşmiş durumda. Eğer CARB kuralları esnetilmezse, Dodge’un “muscle car” ruhunu tüm pazara ulaştırması zorlaşacak.


    Rakip Markalar Ne Yapıyor?

    • BMW: Yeni nesil M3 modellerinde sıralı altı silindir motoru 2028’e kadar koruyacağını açıkladı.
    • Audi: Yeni RS5 Avant modelinde V6 hibrit sistemine geçiyor.
    • Ford: Mustang’i hem V8 hem de hibrit seçeneklerle sunarak denge kurmaya çalışıyor.

    Bu tablo, emisyon standartlarının sadece Dodge değil, tüm üreticilerin stratejilerini yeniden şekillendirdiğini gösteriyor.


    CARB ve Tüketici Talepleri Arasındaki Çelişki

    CARB’ın katı kuralları çevre odaklı bir yaklaşım sunsa da tüketici tarafında farklı bir tablo var. Özellikle performans otomobili seven Amerikan sürücüleri için V8 motor, yalnızca bir güç kaynağı değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı.

    Dodge Durango Hellcat’in yasaklandığı eyaletlerde kullanıcılar, ya farklı markalara yönelmek ya da ikinci el pazarına odaklanmak zorunda kalıyor. Bu da Dodge’un marka sadakati üzerinde uzun vadeli olumsuz bir etki yaratabilir.


    Piston Kafalar Yorumu

    Dodge Durango Hellcat’in CARB yasaklarıyla karşı karşıya kalması, otomobil tutkunlarının kalbinde ayrı bir hayal kırıklığı yarattı. Bu durum, yalnızca bir modelin satılamaması değil, Amerikan otomotiv kültürünün temel taşlarından biri olan V8 geleneğinin sınırlandırılması anlamına geliyor.

    Özellikle California ve New York gibi otomobil modifikasyonu ve performans kültürünün en yoğun yaşandığı bölgelerde Hellcat motorunun yasak olması büyük bir çelişki. Bizce Dodge’un CARB ile yürüttüğü pazarlıklar, yalnızca bir model için değil, Amerikan otomobil kültürünün geleceği için de kritik bir eşik.

    Eğer çözüm bulunamazsa, Hellcat motorları bir süre daha sadece belirli eyaletlerde “özgürce” dolaşabilecek. Ama uzun vadede Dodge’un, tıpkı rakipleri gibi hibrit destekli ya da daha verimli V8 çözümleri geliştirmesi kaçınılmaz görünüyor.


    Gelecek Senaryosu

    • Kısa vadede: Dodge, CARB ile masaya oturarak R/T 392 ve Hellcat satışını genişletmeye çalışacak.
    • Orta vadede: Hibrit destekli V8 motorlar veya sıralı altı silindir seçenekler gündeme gelebilir.
    • Uzun vadede: Dodge, performans kültürünü korumak için elektrikli + benzinli hibrit kombinasyonuna yönelebilir.

    Durango Hellcat’in yasaklanması, bir yandan çevre düzenlemelerinin ciddiyetini gösterirken, diğer yandan performans otomobillerinin özgürlüğü üzerine süregelen tartışmaları yeniden alevlendiriyor.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • Mercedes’in Yeni V8 Motoru: Daha Güçlü, Daha Yüksek Devirli ve Daha Verimli!

    Mercedes’in Yeni V8 Motoru: Daha Güçlü, Daha Yüksek Devirli ve Daha Verimli!

    Mercedes-AMG, yeni nesil flat-plane kranklı V8 motoruyla daha yüksek devir, daha güçlü performans ve düşük yakıt tüketimi vaat ediyor.

    AMG’den Radikal Bir Strateji Değişimi

    Mercedes-AMG, küçülme ve hibritleşmenin hızla yayıldığı bir dönemde sekiz silindirli motorları yaşatmaya kararlı. Affalterbach ekibi, yeni nesil V8 üzerinde çalıştıklarını doğruladı. En büyük yenilik ise flat-plane krank mili kullanılması olacak.

    Bu sistem, motorun çok daha yüksek devirlere çıkmasını sağlayacak ve tepki süresini iyileştirecek. Ancak bu tercih, bugüne kadar AMG’nin imzası haline gelmiş derin ve tok V8 sesinde değişiklik yaratacak. Daha tiz ve agresif bir tını bekleniyor.


    Daha Güçlü ve Daha Verimli Bir V8 Geliyor

    Mevcut 4.0 litrelik çift turbo V8 motoruyla tanınan AMG, yeni jenerasyonda hem gücü artırmayı hem de emisyonları düşürmeyi hedefliyor. AMG araç geliştirme şefi Steffen Jastrow, bu motorun gaz tepkisini ciddi ölçüde iyileştireceklerini açıkladı.

    AMG CEO’su Michael Schiebe ise, “Müşterilerimiz V8 motor istemeye devam ettiği sürece, biz de regülasyonlara uygun şekilde bu motorları üretmeye devam edeceğiz” diyerek, AMG’nin V8’e bağlılığını vurguladı.


    AMG, Hem İçten Yanmalı Hem Elektrikli Tarafta Güçlü

    Yeni V8 motorun tanıtım tarihi netleşmese de, AMG’nin önümüzdeki dönemde içten yanmalı tarafta olduğu kadar elektrikli performans tarafında da atılımlar yapacağı biliniyor.

    Yakında tanıtılacak olan tamamen elektrikli AMG XX sedan, Porsche Taycan ve Audi RS e-tron GT gibi güçlü rakiplerle mücadele edecek. Bu model, AMG’nin gelecekteki çift taraflı stratejisinin ilk temsilcisi olacak.


    Piston Kafalar Yorumu

    Mercedes-AMG’nin flat-plane kranklı V8 kararını iki açıdan değerlendirmek mümkün:

    • Olumlu tarafı: Daha yüksek devir, daha hızlı gaz tepkisi ve şüphesiz pist performansında avantaj.
    • Olumsuz tarafı: AMG’nin efsaneleşmiş derin ve tok V8 sesi yerine daha tiz bir tını gelecek. Bu durum, bazı AMG hayranlarını hayal kırıklığına uğratabilir.

    Ancak her şeye rağmen, AMG’nin V8’i hayatta tutma kararı otomotiv dünyası için oldukça cesur ve heyecan verici bir adım.

    Türkiye’de satılan Mercedes-Benz modellerine ve en güncel fiyat bilgisine Mercedes-Benz Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Bu Haberde İlginizi Çekebilir

  • BMW E46 M3 GTR’nin V8’i Porsche’den Mi Çıkma? Efsane Yarış Aracının Şok Eden Hikâyesi!

    BMW E46 M3 GTR’nin V8’i Porsche’den Mi Çıkma? Efsane Yarış Aracının Şok Eden Hikâyesi!

    BMW E46 M3 GTR’nin kalbindeki V8 motorun Porsche kökenli bir mühendis tarafından tasarlandığını biliyor muydunuz? Efsane yarış otomobilinin şok eden gerçek hikâyesi burada!

    BMW tarihinin en ikonik yarış otomobillerinden biri olan E46 M3 GTR, yalnızca pistlerde değil, kulislerde de adeta bir savaş alanıydı. Üstelik bu hikâyede BMW’nin değil, Porsche’nin eski mühendislerinden biri başrolde. BMW USA’nin yayınladığı yeni röportajlar, 25 yıl önce Amerika’daki GT yarışlarında Porsche’ye karşı verilen gizli savaşı gün yüzüne çıkardı.

    PTG: “Bizi Ciddiye Almıyorlardı!”

    BMW North America’nın eski Ürün Planlama ve Strateji Müdürü Rich Brekus, o dönemi şöyle anlatıyor:

    “Paul Rosche, bizim M3 programımızı köyden gelmiş NASCAR ekibi sanıyordu.”

    Bu sözler bir dış gözlemcinin değil, bizzat BMW Amerika’daki projenin başındaki Brekus’un ağzından çıkıyor. Çünkü BMW’nin Avrupa’daki merkezi, Amerika’daki PTG (Prototype Technology Group) takımını pek ciddiye almıyor, sürekli “BMW Motorsport Münih tarafından yürütülmeli” diyordu.

    Oysa PTG, 1996-1998 arasında E36 M3 ile GT klasmanında üç şampiyonluk kazanmıştı. Girdikleri yarışların yarısını kazanmışlardı. Ama 1999 geldiğinde Porsche, yeni 996 kasası 911 ve onun su soğutmalı GT3R versiyonunu sahaya sürdü. Yaşlanan E36’lar birkaç yarış kazansa da Porsche’nin yeni silahı sezonu süpürdü.

    E46 M3 Yeterli Olmadı

    Brekus şunu net söylüyor:

    “Restriktörle yarışmak motor hacmi oyunudur. Hacim büyüdükçe tork daha erken gelir, virajdan çıkış hızlanır.”

    Yeni E46 M3 piyasaya çıktığında hâlâ 3.2 litrelik S54 motoru vardı. Oysa Porsche’nin motoru 3.6 litrelikti. 2000 yılında IMSA’nın ALMS’ye dönüşmesiyle işler sarpa sardı. Porsche E46 M3 GT’yi pistte parçaladı.

    BMW Münih ise o sırada V12 LMR prototip programını kapatmakla meşguldü çünkü Audi R8 de onları pistten silmişti. Kısacası BMW içinde, Amerika’daki M3 yarış programına direniş devam ediyordu.

    BMW Motorsport’un başındaki isimler Gerhard Berger ve Mario Theissen idi. Theissen, Brekus’un deyimiyle:

    “Bölge ofislerinin (BMW NA gibi) motorsporlarını sadece pazarlaması gerektiğine inanıyordu, yürütmesine değil.”

    Ama Brekus pes etmedi:

    “Bizim mükemmel bir yarış takımımız var. Sizin yarış yönetim şeklinizi beğenmiyorum. Taraftarlarla iyi değilsiniz. Herkesi dışlıyorsunuz.”

    Yine de Münih’ten biraz destek almayı başardı. Ama E46 M3’e daha fazlası lazımdı. İşte tam bu noktada sahneye Reinhard Könneker çıktı.

    Porsche’den BMW’ye: Reinhard Könneker

    Könneker, Porsche’de 917 gibi efsaneler üzerinde çalışmış bir mühendisti. BMW’ye transfer olduğunda Formula 1 motor programında yer aldı ve E46 M3 GTR’ye can verecek P60 V8 motorunu tasarladı.

    Bu motor, S54’ün aksine daha kompakt yapısı sayesinde soğutma avantajı sağlıyordu. Sonuç mu?

    • 493 HP @ 8.000 rpm
    • 480 Nm (354 lb-ft) @ 6.500 rpm

    Bu güçle M3 GTR artık Porsche GT3R’yi tokatlamaya hazırdı. Ama bir sorun daha vardı: BMW Münih, PTG’ye hâlâ güvenmiyordu. Thiessen, V8 M3’ü kabul etmişti ama “Bu arabayı sadece Schnitzer yönetebilir” diyordu. Brekus, Münih’i ikna etti ve PTG’ye Schnitzer’in kullandığı birebir aynı V8 M3’leri verdiler.

    Sezonun ilk üç yarışını Alex Job Racing’in Porsche 996 GT3R’leri kazandı. Ardından Schnitzer, V8 motorlu M3’leriyle iki yarış kazandı. PTG de Portland’da zafere ulaştı.

    Brekus, Schnitzer’in V8 M3’lerin ECU’larıyla oynadığını mı düşünüyordu?

    “Hayır. Performans farkının çoğu lastiklerdendi. Yokohama bizi destekliyordu ama Michelin kesinlikle daha iyiydi.”

    Son Darbe: ACO Kuralı

    11 Eylül saldırılarından sonra Road Atlanta’daki son yarış neredeyse iptal oluyordu. Ama her otomobil ABD bayrağı çıkartmasıyla yarıştı. PTG’nin otomobili adeta 493 HP’lik Amerikan bayrağına dönüştü. Ve yarışı PTG kazandı. Yine de sezon şampiyonluğu Schnitzer’in oldu.

    Ama bu, E46 M3 GTR için sondu. Çünkü ACO, P60 V8’in yasal olabilmesi için BMW’nin 1.000 adet yol otomobili üretmesini istedi. BMW, 250.000 € değerinde bir M3 V8 yol otomobili duyursa da yalnızca 10 prototip üretti. 1.000 adetlik üretim asla gerçekleşmedi.

    Ama PTG pilotu Bill Auberlen hâlâ bu aracın hastası:

    “M3 GTR şimdiye kadar kullandığım en iyi GT otomobiliydi. Motor o kadar hafif ve küçüktü ki lastiklerle mükemmel uyum sağlıyordu. Gücün tam sınırındaydınız ve roket gibi gidiyordu.”

    Piston Kafalar Yorumu

    E46 M3 GTR… V8 motorlu bir canavar, pistte Porsche’ye kök söktüren Alman cevabı. Ama gel gör ki, bu işin mutfağında eski bir Porsche mühendisi varmış, o da ayrı bir ironi! Özellikle PTG’nin Münih’e rağmen bu projeyi yürütmesi, otomotiv dünyasında “inat” kelimesinin en güzel örneklerinden biri.

    Şimdi dönüp baktığımızda 493 beygirlik bu GTR, hâlâ birçok BMW severin rüya otomobili. Ama ne yazık ki 1.000 adetlik üretim kuralı yüzünden tarih sahnesinden silinmek zorunda kaldı. Hatta Schnitzer vs. PTG rekabeti bile ayrı bir dizi olurmuş…

    Bir gerçek var ki, BMW E46 M3 GTR, safkan yarış DNA’sı, ultra hafif V8 motoru ve pistteki agresifliğiyle BMW tarihinin altın sayfalarından birini yazdı. Porsche’nin su soğutmalı GT3R’si bile bu kadar hikâyeye sahip değil.

    Sence bu motor günümüzde olsa, hangi BMW kasasında görmek isterdin? M4? Yoksa yeni M2’de mi? Yorumlara yaz, tartışalım!

    BMW’nin Türkiye’de satılan modellerine BMW Türkiye Resmi Web Sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

  • 2026 Land Rover Defender Octa Black: 626 HP’lik Kara Şimşek Sahneye Çıkıyor!

    2026 Land Rover Defender Octa Black: 626 HP’lik Kara Şimşek Sahneye Çıkıyor!

    2026 Land Rover Defender Octa Black, 626 HP’lik V8 motoru ve tamamen siyah tasarımıyla dikkat çekiyor. İşte yeni Octa Black hakkında tüm detaylar ve fiyat beklentileri!

    2026 Land Rover Defender Octa Black SUV tutkunlarının kalbini bir kez daha çalmaya geliyor! Land Rover, Defender ailesine yepyeni ve oldukça “karanlık” bir üye ekledi. Adı gibi kendisi de tamamen siyah olan Octa Black, hem tasarımı hem de performansıyla dikkatleri üzerine çekiyor.

    Land Rover’ın amiral gemisi olan Defender Octa Black, 2026 model yılıyla birlikte tanıtıldı. Markanın açıklamasına göre Octa Black, Defender ailesinde bugüne kadar üretilmiş en “sinsi” görünüme sahip model olarak konumlanıyor.

    Tamamen Siyah Bir Defender

    Octa Black ismi, aslında neyle karşı karşıya olduğumuzu açıkça anlatıyor. Bu özel versiyon, Defender’ın en yeni kasasını alıyor ve onu kelimenin tam anlamıyla “kara bir şimşek” haline getiriyor. Land Rover yetkilileri, tam 30 adet dış detayın parlak veya mat siyah olarak işlendiğini belirtiyor.

    Bunlar arasında eşik plakaları, kurtarma kancaları, egzoz uçları, Land Rover logoları, jantlar ve fren kaliperleri bulunuyor. Gövde rengiyse Narvik Black adını taşıyor ve markaya göre Defender ürün gamındaki “en koyu siyah” tonu temsil ediyor.

    İç Mekânda da Karanlık Rüzgârlar

    Dış tasarımdaki bu kara fırtına, iç mekânda da devam ediyor. Kabin, karbon fiber detaylarla donatılmış. Gösterge panelini boydan boya geçen travers, saten siyah kaplamayla geliyor. Koltuk döşemeleri ise ebony tonunda deriyle kaplanmış. Kol dayama ve koltuk arka yüzeylerinde Carpathian Grey rengi kullanılarak iç mekâna ufak bir kontrast eklenmiş.

    Yeni Teknolojilerle Daha Modern

    Octa Black’in sahip olduğu değişiklikler sadece kozmetik değil. Tüm 2026 Defender ailesinde olduğu gibi bu model de güncellenmiş özelliklerle geliyor. Bunlar arasında standart sis farları, yeni LED gündüz farı grafikleri ve gövdeyle daha uyumlu, gömme arka stop lambaları yer alıyor.

    Kabindeki en büyük değişim ise yeni 13.1 inçlik multimedya ekranı. Eski 10.0 inçlik ekranın yerini alan bu büyük ekran, kullanıcı deneyimini daha modern bir noktaya taşıyor.

    Kaput Altında 626 HP’lik Güç

    Motor tarafında ise her şey tanıdık. Octa Black, standart Octa modeliyle aynı kalbi paylaşıyor. Kaputun altında yer alan çift turbo beslemeli 4.4 litrelik V8 motor, tam 626 HP güç üretiyor. Tork verileri resmi olarak paylaşılmamış olsa da, bu motorun ciddi performans sunacağı kesin.

    Karşılaştırmak gerekirse, 518 HP’lik V8 motora sahip Defender 90 modelinin 0-100 km/s hızlanmasını 4.4 saniyede tamamladığı biliniyor. Octa Black’in bu süreyi rahatlıkla 4 saniyenin altına indireceği tahmin ediliyor.

    Fiyat ve Satış Başlangıcı

    Land Rover, henüz Octa Black modelinin resmi fiyatını açıklamadı. Ancak mevcut Octa versiyonunun ABD fiyatı 153.625 dolar seviyesinden başlıyor. Dolayısıyla Octa Black’in de bu seviyelere yakın bir fiyat etiketi taşıması bekleniyor.

    Türkiye’de ise yüksek motor hacmi ve lüks segmentte yer aldığı için bu aracın fiyatının milyonlarca TL’yi aşması kaçınılmaz. Yine de siyahın bu kadar “karanlık” ve etkileyici olduğu bir SUV’un Türkiye’ye sınırlı sayıda gelmesi ihtimal dahilinde.

    Piston Kafalar Yorumu

    Octa Black tam bir görsel şov! Land Rover, Defender’ın kaslı karakterini bu kez tam anlamıyla “gizli operasyon moduna” almış. 626 HP güç, devasa gövde ve tümüyle siyah tasarım, Octa Black’i tam bir koleksiyon parçası yapıyor. Ancak fiyat etiketinin cep yakacağını tahmin etmek zor değil. Türkiye’ye gelir mi, gelirse kim alır? İşte asıl mesele bu… Özellikle motor hacmi ve vergiler düşünüldüğünde Octa Black Türkiye yollarında nadir bir görüntü olacak gibi. Yine de Land Rover, her zamanki gibi iddialı ve fark yaratmayı başarıyor.

    Özet Paragraf

    2026 Land Rover Defender Octa Black, 626 HP’lik V8 motoru ve tamamen siyah tasarımıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Narvik Black dış kaplaması, karbon fiber iç detayları ve yeni 13.1 inçlik multimedya ekranıyla lüks ve performansı bir araya getiren bu özel model, SUV tutkunları için adeta kara bir şimşek olacak.

  • Dodge SRT Geri Döndü: Performans Tutkunları İçin Büyük Haber!

    Dodge SRT Geri Döndü: Performans Tutkunları İçin Büyük Haber!

    Dodge SRT geri döndü! Efsanevi performans markası, yeni nesil güçlü motorlarla ve heyecan dolu modellerle Dodge’un geleceğini yeniden şekillendiriyor.

    Dodge SRT geri döndü ve bu, performans dünyası için şüphesiz heyecan verici bir haber. “It’s time to get loud again” yani “Tekrar gürültü yapma zamanı” sloganıyla geri dönen SRT, Dodge’un duraklayan performans portföyüne taze kan getiriyor.

    Geçmişte Viper, Charger, Challenger gibi modellerin arkasında yer alan SRT (Street and Racing Technology) logosu, otomobil tutkunları için hız ve güç anlamına geliyordu. Şimdi ise Stellantis bünyesindeki Dodge, SRT markasını yeniden canlandırarak geleceğe yönelik büyük planlarını devreye alıyor.

    Tim Kuniskis Görevde

    SRT’nin dönüşüyle birlikte Stellantis, önemli bir yönetim değişikliğine de imza attı. Artık tüm Kuzey Amerika markalarının başına geçen Tim Kuniskis, direkt olarak Stellantis CEO’su Antonio Filosa’ya rapor verecek.

    Kuniskis, yeni SRT performans birimini şöyle tanımlıyor:

    “SRT, ürün lansman takvimine girerken kontrol etmemiz gereken bir kutuydu. Şimdi, güç aktarım ve araç dinamiği konularında en iyi mühendisleri seçiyoruz. SRT adına layık bir ekip oluşturuyoruz.”

    Bu mühendisler, Dodge’un Direct Connection bölümü ve Stellantis’in Kuzey Amerika motor sporları girişimleriyle de entegre çalışacak. Hatta Ram’in NASCAR’a dönüşü gibi adımlar atıldığına göre, Dodge’un da yeniden pistlere dönmesi sürpriz olmayacak.

    Yeni Nesil Motorlar ve Beklentiler

    Henüz tüm detaylar netleşmese de SRT’nin dönüşü, yeni motor ve modellerin habercisi. Özellikle Ram’de geri dönen Hemi V8 motoru, Dodge tutkunlarına umut veriyor. Ancak yeni Dodge Charger’ın elektrikli versiyonuna ilginin düşük kalması, markayı yeni çözümler üretmeye zorluyor.

    Yaklaşan Charger Sixpack, eski Hellcat V8 motoruna göre iki silindir eksik olsa da, Dodge’un yeni inline-six (sıralı altı silindirli) motoru oldukça güçlü ve övgü topluyor. Ancak Hellcat V8 motorunun yeni nesil Charger’ın motor bölmesine sığmaması, hayranları biraz hayal kırıklığına uğratıyor. Yine de Dodge ve SRT’nin bu inline-six motoru olabildiğince güçlendirmesi ve belki manuel şanzıman seçeneğini geri getirmesi büyük beklenti yaratıyor.

    SRT’den Yeni Modeller Gelir mi?

    SRT mühendisleri için Dodge ürün gamı şu an adeta boş bir tuval. Aşırı güçlü bir Hornet SUV bile kulağa ilginç gelse de, SRT muhtemelen Dodge performans modellerinin geleceğine odaklanacak.

    Gelecekte Durango’nun yerini alacak yeni Stealth SUV modelinin Hellcat tarzı yüksek performanslı bir versiyonla gelmesi mümkün. Ayrıca Challenger’ın yeniden doğması veya efsanevi Viper’ın geri dönmesi performans tutkunlarını heyecanlandırıyor. Ancak sıfırdan tasarlanan yeni performans otomobilleri için biraz daha beklemek gerekecek gibi duruyor.

    Üstelik SRT yalnızca Dodge ile sınırlı kalmayacak. Kuniskis, SRT performans ekibinin Chrysler, Jeep ve Ram markalarıyla da çalışacağını açıkladı. Bu da Grand Cherokee SRT veya 300 SRT gibi modellerin geri dönebileceği anlamına geliyor.

    Performans Dünyası İçin Büyük Haber

    Her ne kadar birçok detay hâlâ belirsiz olsa da Dodge SRT geri döndü haberi, performans otomobili tutkunları için müthiş bir gelişme. Stellantis’in SRT markasına yeniden hayat vermesi, önümüzdeki yıllarda hem yollarda hem pistlerde daha fazla heyecan verici model göreceğimizin işareti.

    Piston Kafalar Yorumu

    SRT’nin geri dönüşü, sadece Dodge değil tüm Amerikan performans dünyası için çok önemli bir adım. Özellikle Hemi V8’in geri dönüşü, hayranları heyecanlandırsa da, yeni inline-six motorun potansiyeli göz ardı edilemez. Dodge’un elektrikli Charger satışlarındaki yavaşlama, markayı yeniden içten yanmalı motorlara yöneltiyor gibi. SRT’nin mühendis ekibiyle ortaya koyacağı güç ve teknoloji, önümüzdeki dönemin en çok konuşulan performans haberlerinden biri olacak. Ancak Hellcat kadar ikonik bir motorun geri dönmemesi bazı hayranlarda hayal kırıklığı yaratabilir. Yine de gözler, özellikle Challenger ve olası Viper geri dönüşü gibi modellerde. Önümüzdeki dönem çok hareketli olacak!

    Özetle

    Dodge SRT geri döndü! Stellantis, Dodge performans portföyünü yeniden canlandırmak için SRT markasını devreye soktu. Yeni nesil inline-six motorlar ve performans modelleriyle SRT, Dodge ve diğer Stellantis markaları için heyecan dolu bir geleceğin kapılarını aralıyor.

  • Ferrari F8 Spider’ı Tanıttı !

    Ferrari F8 Spider’ı Tanıttı !

    Ferrari, tarihin en güçlü V8 motorlarından biriyle donattığı F8 Spider’ı tanıttı. 720 HP gücü, hafif yapısı ve gelişmiş aerodinamiğiyle dikkat çekiyor.

    Ferrari F8 Spider: Efsanenin Yeni Halkası

    Ferrari, V8 motor geleneğini sürdüren yeni üstü açılır modeli F8 Spider’ı gün yüzüne çıkardı. 1977’de 308 GTS ile başlayan efsanevi çizginin son temsilcisi olan F8 Spider, hem performansı hem de tasarımıyla dikkat çekiyor.

    Ferrari’nin F8 Tributo Berlinetta ile paralel geliştirilen F8 Spider, RHT (Retractable Hard Top) teknolojisi sayesinde hem hafiflik hem de kullanım kolaylığı sunuyor. Model, Ferrari 488 Spider’ın yerini alırken, 488 Pista’dan aktarılan aerodinamik çözümlerle çok daha güçlü bir karakter kazanıyor.


    Motor: 720 HP Güç, 770 Nm Tork

    Ferrari F8 Spider, dört yıl üst üste “Engine of the Year” ve “Son 20 Yılın En İyi Motoru” ödülünü kazanan 3902 cc hacmindeki turbo beslemeli V8 motor ile donatıldı.

    • 720 HP güç @ 8000 d/d
    • 770 Nm tork @ 3250 d/d
    • 0-100 km/s hızlanma: 2,9 sn (tahmini)
    • 488 Spider’a göre 50 HP daha güçlü ve 20 kg daha hafif

    Yeni Ferrari Dynamic Enhancer Plus (FDE+), Side Slip Control (SSC 6.1) ve Adaptive Performance Launch sistemleri sayesinde, sürüş dinamikleri ve yol tutuş performansı önemli ölçüde iyileştirildi.


    Daha Hafif, Daha Güçlü

    F8 Spider, motorunda titanyum biyel kollar, hafifletilmiş krank mili ve egzoz manifoldu gibi bileşenlerle 18 kg daha hafif hale getirildi. Bu sayede motor devri daha hızlı yükseliyor ve performans artışı sağlanıyor.

    Ferrari Değişken Tork Yönetimi stratejisiyle birlikte tork eğrisi her devirde optimize edildi. Bu da sürücülere daha düşük devirlerde daha yüksek çekiş gücü sunuyor.


    Aerodinami ve Tasarım

    Ferrari Styling Centre tarafından geliştirilen F8 Spider, F8 Tributo’nun tasarım çizgisini devam ettirirken aerodinamik verimliliği artıran yeniliklerle donatıldı.

    • S-Duct ön tasarım sayesinde yere basma kuvveti artırıldı.
    • Yeni arka spoyler, stop lambalarını sararak daha agresif bir görünüm sağladı.
    • Kompakt LED farlar, modern tasarımı pekiştirirken hava akışını optimize etti.
    • Aerodinamik verimlilik 488 Spider’a kıyasla %10 iyileştirildi.

    RHT tavanı, sadece 14 saniyede açılıp kapanabiliyor ve 45 km/s hıza kadar hareket halinde çalıştırılabiliyor.


    Ferrari Geleneği ve V8 Mirası

    Ferrari’nin orta-arkadan motorlu V8 spor otomobil çizgisi, 40 yılı aşkın süredir markanın kimliğinin en önemli parçalarından biri. F8 Spider, bu mirası sürdürürken modern teknolojilerle güncellendi.

    Yüksek devir çeviren motor karakteri, markaya özgü benzersiz egzoz sesi ve ağırlık/performans optimizasyonu sayesinde F8 Spider, Ferrari’nin safkan ruhunu taşıyor.


    7 Yıl Uzatılmış Garanti

    Ferrari, F8 Spider’da da müşteri memnuniyetini ön planda tutuyor. 7 yıl uzatılmış garanti programı, otomobilin tüm periyodik bakımlarını kapsıyor ve ikinci el alımlarında da geçerliliğini koruyor.


    Piston Kafalar Yorumu

    Ferrari F8 Spider, markanın V8 geleneğini geleceğe taşıyan en etkileyici modellerden biri. 488 Spider’a göre daha hafif, daha güçlü ve daha aerodinamik yapısıyla Ferrari, sürüş keyfi konusunda standartları bir kez daha yükseltmiş durumda. F8 Spider, üstü açılır bir süper otomobilde aranan her şeyi fazlasıyla sunuyor.